tansiyon hastaları hangi bölüme girer / Hangi Doktora Muayene Olmalıyım

Tansiyon Hastaları Hangi Bölüme Girer

tansiyon hastaları hangi bölüme girer

Tansiyon İçin Hangi Bölüme Gidilir? Tansiyon Hastalığına Hangi Doktor Bakar, Nereden Randevu Alınır?

Tansiyon küçük ve büyük tansiyon olarak ikiye ayrılmaktadır. Doğru tansiyon değerlerinin yaşa, cinsiyete ve biyolojik yapıya göre farklılıkları vardır. Ancak çok büyük farklar görünmemektedir. Tansiyon değerlerinin normalden çok düşük ya da çok büyük değerlere sahip olması hipotansiyon ve hipertansiyon olarak bilinir. Bu değerlerde sürekli bir anormallik var ise zaman kaybetmeden doktor tarafından kontrol sağlanmalıdır. Yazımızda bizler de tansiyon için hangi bölüme gidilir, düşük ve yüksek tansiyona hangi doktor bakar gibi soruların ayrıntılı cevaplarını sizlerle paylaştık. Yazımızı okumaya devam ederek bu bilgilere ulaşabilirsiniz.

Düşük ve Yüksek Tansiyona Hangi Doktor Bakar?

Halk arasında tansiyon hastalığı genellikle yüksek tansiyon, tıbbi adı ile hipertansiyondur. Yüksek tansiyon genellikle hiç belirti göstermez ya da belirtileri çok azdır. Çoğu insan yüksek tansiyon rahatsızlığının farkına varmadan yıllarca yaşamaktadır. Yüksek tansiyonun sebebi kesinlikle bilinmemektedir. Ancak beslenme şekliyle ve kişinin sağlık durumuyla alakası vardır. Yüksek tansiyonun kontrol altına alınmaması ve belirti göstermemesi felç, kalp krizi hatta ani ölüme bile sebebiyet verebilir.

Kişi yüksek tansiyon hastası olup olmadığını bilmesinin tek yolu düzenli tansiyon ölçümü yapmaktır. Hipertansiyon birincil ve ikincil hipertansiyon olarak iki alanda incelenir. Birincil hipertansiyon bir nedene bağlı olmadan yavaş ve zamanla gelişen, kalıtsal sebeplere bağlanan tansiyon tipidir. İkincil hipertansiyon ise başka bir sağlık sorunu sebebiyle ortaya çıkar. Yüksek ve düşük tansiyon genel olarak insan sağlığı için önemli bir konu olup arka plana atılmayacak rahatsızlıklardır. Tansiyon problemi yaşayan kişiler dahiliye uzmanlarına giderek tedavi olmalıdır.

Tansiyon İçin Hangi Bölüme Gidilir?

Tansiyon önemli bir rahatsızlık olup, büyük problemler yaşanmaması adına genel kontrollerin her zaman yapılması gereklidir. Tansiyon değerlerinizi kontrol ettirmek ya da tansiyon hastası olup olmadığınızı öğrenmek için dahiliye uzmanlarına gitmeniz gerekmektedir. Eğer tansiyon tanısı alırsanız, hangi aşamada olduğuna ve tedavi planına göre kardiyoloji uzmanı ile de tedaviye devam edebilirsiniz.

Ortalama kan basıncınız gidilen kontrollerde iki ya da daha fazla ise doktorunuz sizlere yüksek tansiyon teşhisi koyabilir. Bazı hastalarda heyecandan ya da kaygıdan kaynaklı doktor randevularında tansiyon yükselebilmektedir. Buna beyaz önlük hipertansiyonu da denir. Eğer böyle bir durumunuz var ise doktorunuza bu problemden bahsetmelisiniz. Doktorunuz bir hafta boyunca tansiyonunuzu kaydetmenizi isteyebilir. Sonuçlarınız sürekli olarak yüksekse, yani /80 mm hg'nin üzerinde ise takip randevusu alarak tedavinize devam etmelisiniz.

İç Hastalıkları (Dahiliye) Nedir?

Hastalıkların erken teşhis ve tedavi yöntemlerinin yeni teknolojilerle gelişmesiyle birlikte, birçok hastalık ilerlemeden tedavi edilebilmektedir. Laboratuvar tetkikleri, ileri görüntüleme teknikleri (MR, ultrasonografi, röntgen, bilgisayarlı tomografi, kemik yoğunluğu ölçümü), EKG gibi birçok teknolojik yöntem sayesinde, hastalıkların teşhisi son derece kolaylaşmıştır. Birçok hastalığın tanı ve tedavisinde ortak birim görevi yürüten iç hastalıkları bölümü; MEDİCANA Sağlık Grubu’nun en detaylı ve geniş kapsamlı birimlerinden biridir. Diğer adıyla dahiliye olarak da bilinen iç hastalıkları bölümünde, hastalıkların teşhis ve tedavisi için titiz ve detaylı bir araştırma gerçekleştirilerek, hastalıkların erken evrede teşhis edilmesi, tedavi için ilgili birimlere yönlendirme yapılması sağlanmaktadır.

15 yaş üzeri hastaların iç organlarındaki sıkıntıları teşhis ve tedavi eden bölüm olan iç hastalıkları (Dahiliye) birimi, hastalıkların erken evrede teşhisinin yanı sıra hastalıklardan nasıl korunmak gerektiğine dair koruyucu bilgilendirmeyi de yapmaktadır. Hastayı olabilecek şikayetlere karşı bilinçlendirme, mevcut hastalıkların tedavi sürecinde yaşanacak olan evreler ve gerekirse farklı birimlere yönlendirme gibi fonksiyonları bulunmaktadır. Hastanelerin en yoğun bölümlerinden biri olan iç hastalıkları birimi, sıklıkla hastaların hastalık belirtileri nedeniyle başvurdukları bir klinik niteliği taşımaktadır. İç hastalıkları; hipertansiyon, alt ve üst solunum yolu hastalıkları, şeker hastalıkları, tiroid, böbrek ve bağırsak hastalıkları gibi birçok hastalığın teşhisinde ilk başvuru yapılan kliniktir. Hastanın muayene ve tetkikleri sonrasında, gerekli görüldüğü hallerde hasta ilgili birimlere iç hastalıkları uzmanı tarafından yönlendirilmektedir.

İç Hastalıkları (Dahiliye) Hangi Hastalıklara Bakar?

Medicana Hastaneler Grubu, iç hastalıkları uzmanları ve tam teşekküllü hastane ortamı bakımından birçok hastalığın tedavisinde başarılı sonuçlar elde edecek donanıma sahip bulunmaktadır. İç hastalıkları bölümünün uzmanlık alanında olan ve tedavi edilebilen hastalıklar şu şekilde sıralanmaktadır:

Solunum Yolu Enfeksiyonları: Alt ve üst solunum yolu hastalıkları olarak iki gruba ayrılmaktadır. Alt solunum yolları rahatsızlıklarında daha çok akciğerler, bronşlar ve bronşiyoller gibi organlar etkilenmektedir. Üst solunum yolu hastalıklarına göre daha ciddi sonuçlar doğurabilen bu bölgedeki rahatsızlıkların tedavisinde, iç hastalıkları uzmanlarının yanı sıra KBB ve göğüs hastalıkları klinikleri de katkıda bulunmaktadır.

Enfeksiyon Hastalıkları: Üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarının dışında birçok farklı bölgede de enfeksiyon gelişebilme riski bulunmaktadır. Bunlar arasında en fazla şikayet edilen enfeksiyonlar, idrar yolları, cilt, ishal, Hepatit türleri, paraziter hastalık çeşitleri, bruselloz, influenza ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar, eklem ve kemik iltihaplanmaları gibi hastalıklardır. Bu tip hastalıklar bulaşıcılık özelliği taşıdığından, yatarak tedavi sürecinde izolasyon büyük önem taşımaktadır. Hastalığın çeşidine ve özelliklerine göre sadece iç hastalıkları ya da diğer ilgili birimlerle ortak bir tedavi protokolü gerçekleştirilmektedir.

Hipertansiyon: Kalp, pompaladığı kanı vücudun bütün organlarına damarlar yoluyla ulaştırmaktadır. Pompalanan kanın damar çeperlerine uyguladığı basınç, tansiyon olarak adlandırılmaktadır. Yetişkin bir bireyde sistolik kan basıncı mmHG’dır. Distolik kan basıncı ise 80 mmHG’nin altında olması gerekmektedir. Bu değerlerin üzerinde seyreden kan basıncı, hipertansiyon olarak adlandırılan ciddi bir hastalığa neden olmaktadır. Hipertansiyon, ciddiye alınması gereken bir hastalık olup, gerekli tedavi ve koruyucu önlemlere dikkat edilmediği taktirde damar hasarı, böbrek yetmezliği, beyin hasarı gibi çok sayıda önemli organa da zarar verebilmektedir. İç hastalıkları kliniklerinde, bu hastalığın kontrol altında tutulabilmesi için tıbbi diyet ve ilaç tedavisi uygulanmaktadır.

Diyabet: İç hastalıkları kliniklerinde Tip1 ve Tip2 adı verilen diyabetik hastaların tedavisi yapılmaktadır. Diyabet hastalığı, insülin hormonunun yeterli olarak salgılanmadığı durumlarda veya dokular tarafından glikozun kullanılamadığı durumlarda ortaya çıkmaktadır. İnsülin tedavisi, antidiyabetik ajanlar gibi etkin tedavi yöntemleri ile insülin seviyesinin belirli bir seviyede tutulması hedeflenmektedir. İlaç tedavisinin yanı sıra tıbbi diyet, hastalığın seyri ve yaşam kalitesinin arttırılması bakımından büyük önem taşımaktadır.

Tiroid Hastalıkları: Vücudun metabolizma hızını belirleyen organlardan biri olan tiroidin düzgün çalışmaması, bazı tiroid hastalıklarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Tiroid bezinin yetersiz ya da gerekenden fazla çalışması, tiroid kanserleri ve bazı otoimmün hastalıklar, vücudun hormonal dengesini olumsuz yönde etkilemektedir. Tiroid hastalıklarının tedavisi, iç hastalıkları ve endokrinoloji klinikleri ile birlikte yürütülmektedir.

Kolesterol: Sağlıksız beslenme ya da kalıtsal nedenlerle kolesterol, trigliserid gibi kan lipidleri seviyesinin normalin üzerinde seyretmesi, kolesterol hastalıklarını meydana getirmektedir. Kolesterol düzeyinin sağlıklı bir vücut işleyişi için dengede tutulması önemlidir. Hastalığın önlenmesi ve tedavi sürecinde, beslenmeye büyük özen göstermek zararlı yağlardan ve aşırı beslenme şeklinden uzak durmak tedavi sürecini kolaylaştırmaktadır.

Karaciğer, Mide ve Safra Kesesi Hastalıkları: Sindirim sistemi organlarında meydana gelen hasarlar ve işlev bozuklukları da iç hastalıkları kliniğinin uzmanlık alanına girmektedir. Karaciğer yağlanmaları, kistler, hepatit türleri, siroz, mide ülserleri, mide fıtıkları, gastrit ve reflü, safra kesesinde taş ve kum oluşumu, iltihaplanmalar, iç hastalıkları uzmanları tarafından tedavi edilen hastalıklardır. İlaç tedavileri, tıbbi diyetler ve yaşam tarzında uygulanan değişiklikler, hastalığın tedavi sürecinde büyük yarar sağlamaktadır. Cerrahi yöntemler de gerekli görüldüğü hallerde zaman zaman bu tedavilere ilaveten uygulanmaktadır. 

Akciğer Hastalıkları: Akciğerlerde meydana gelen astım, KOAH, akciğer zarında sıvı birikmesi gibi hastalıkların teşhis ve tedavisi, iç hastalıkları kliniklerinin uzmanlık alanındadır. Başlangıç evresinde fark edilen küçük problemler, iç hastalıkları uzmanları tarafından gözlem altında tutulmakta ancak daha ileri safhada, detaylı tetkik ve tedavi gerektiren hastalıklar ise göğüs hastalıkları bölümüne yönlendirilerek takip edilmektedir.

Böbrek Hastalıkları: Böbrek sorunları, iç hastalıkları bölümüne başvuruda bulunulan en sık şikayetlerden biridir. Böbrek iltihaplanmaları, taş ve kum oluşumları, kistler, akut ve kronik böbrek yetmezlikleri, tedavisi acilen yapılması gereken rahatsızlıklardır. Vücutta kalıcı organ hasarına varabilen etkisi bulunan böbrek hastalıkları, iç hastalıkları bölümünde ve gereken hallerde nefroloji kliniklerine yönlendirilerek tedavi edilmektedir.

Kansızlık ve Kan Hastalıkları: Kandaki önemli bazı değerlerin eksikliği ile ortaya çıkan kansızlık (anemi) gibi hastalıklar, Akdeniz anemisi, kanın pıhtılaşma bozuklukları gibi farklı şekillerde görülmektedir. Kandaki hemoglobin, demir ve hematokrit seviyelerinin beslenmeye bağlı olarak düşmesi, demir, B12 ve folik asit gibi elementlerin vücuda yetersiz olarak alınması, çeşitli kan hastalıklarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. İlaç tedavileri ile kontrol altına alınarak tedavi edilen kan hastalıkları, bazı durumlarda Hematoloji kliniklerine yönlendirilerek de tedavi edilebilmektedir.

Romatizmal Hastalıklar: Yumuşak doku romatizmaları, fibromiyalji, kireçlenme, çeşitli eklem ağrıları, iltihaplı romatizma, gut ve Behçet hastalığı, ailesel Akdeniz ateşi, bel ve boyun ağrıları, bu tip hastalıklar arasında yer almaktadır. Hastalığın tedavisi uzun bir süreç olup, daha çok hastanın yaşamını daha konforlu hale getirmeyi amaçlamaktadır. Gerekli hallerde hasta romatoloji kliniklerine de yönlendirilmektedir.

Kas ve İskelet Sistemi Hastalıkları: Vücudun farklı yerinde ortaya çıkan ağrılar, kireçlenmeler gibi şikayetler, iç hastalıkları tarafından takip ve tedavi edilmektedir. Menopoz sonrası ve ileri yaşlarda ortaya çıkan kemik erimeleri de iç hastalıkları klinikleri tarafından tedavi edilen hastalıklar arasında yer almaktadır.

Tansiyon İ&#;in Hangi Doktora Gidilir? Tansiyona Hangi B&#;l&#;m Bakar?

Tansiyon İçin Hangi Doktora Gidilir?


Tansiyon hastalığı için İç Hastalıkları Uzmanı veya Kardiyoloji doktoruna gidilir.

Tansiyona Hangi Bölüm Bakar?

Tansiyon hastalığına, hastanelerin Dâhiliye poliklinikleri ve Kardiyoloji poliklinikleri bakar.

Yüksek Tansiyon Belirtileri Nelerdir?

Kulaklarda çınlama ve uğultu,

Yürürken ve merdiven çıkarken zorlanma,

Nefes darlığı,

Bulanık veya çift görme,

Baş dönmesi ve baş ağrıları,

Halsizlik,

Bacaklarda şişlik,

Burun kanaması,

Aşırı terleme,

Düzensiz kalp atışı,

Gece fazla idrara çıkma,

Yorgunluk

Yüksek Tansiyon Nelere Sebep Olur?

İnme ve felç riski,

Kalp krizi geçirme,

Şah damarında tıkanıklık,

Kalp yetersizliği,

Göz dibinde kanama,

Ana atardamarlarda genişleme,

Aort damarında yırtılma,

Bacak ve kol damarlarında yırtılma,

Böbrek yetersizliği,

Beyin kanaması.

Hipertansiyona Karşı Alınabilecek Önlemler Nelerdir?

Tuz alımın azaltılması gerekir:

Gereğinden fazla tuz tüketimi, tansiyonun yükselmesini tetikleyen en önemli etkendir. Günlük alınabilecek tuz miktarı, 2 mg. Altında olması gerekir.

Şeker alımının azaltılması gerekir:

Tansiyon hastalarının büyük bir bölümünde şeker hastalığı gelişebilir. Aynı şekilde Şeker hastaları arasında da tansiyon hastalarına sıklıkla rastlanır. Bu sebeplerle günlük şeker alımını en aza indirgemek gerekir.

Hareketli bir yaşam için kilo verilmesi gerekir:

Fazla kilolu olan kişilerin yaklaşık % 40’ında yüksek tansiyon gelişir.

Alkol ve Sigara alışkanlığının bırakılması gerekir:

Aşırı alkol ve sigara tüketimi, tansiyonu tetikleyen en önemli faktörlerden biridir.

Aşırı stresten uzak durulması gerekir;

Yoğun ve uzun çalışma hayatı, sınav stresi gibi etkenler, tansiyon üzerinde olumsuz etki sağlar.

Tansiyon İ&#;in Hangi B&#;l&#;me Gidilir? Y&#;ksek Tansiyon Ve D&#;ş&#;k Tansiyon İ&#;in Hangi Doktordan Randevu Alınmalıdır?

Günümüzde en çok rastlanan hastalıklardan birisi tansiyon hastalığıdır. Tansiyon damarlarda bulunan kan basıncına denilmektedir. Tansiyonun normal değerden düşük ya da yüksek olması ciddi sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Bu durumda alanında uzman bir hekime başvurmak gerekmektedir.

Tansiyon Nedir?

Tansiyon kalpten pompalanan kanın damarlarda oluşturduğu basınca denilmektedir. Tansiyon hastalığı ise bu basıncın olması gerekenden düşük ya da yüksek olması durumunu ifade etmektedir. Bu hastalıkta küçük ve büyük tansiyon değerleri dikkate alınmaktadır.

Büyük tansiyon (sistolik); kalbin kan pompaladığı zaman damarlarda oluşan basınç değerini ifade etmektedir.

Küçük tansiyon (diyastolik); kalbin gevşediği ve damarlara kan göndermediği zaman diliminde oluşan damar basıncını ifade etmektedir.

Tansiyon hastalığı her iki değerin ya da birisinin yüksek olması halinde yüksek tansiyon (hipertansiyon) olarak tanımlanmaktadır. Bu durumda kişiye tansiyon düşürmeye yönelik tedavi uygulanmaktadır.

Küçük ve büyük tansiyon değerlerinin normalden daha düşük olması ise düşük tansiyon (hipotansiyon) olarak tanımlanır. Tansiyonu yükseltip normal düzeyde tutmak için tedavi süreci başlatılır.

Tansiyonun Olması Gereken Değer Aralığı Nedir?

Tansiyon kişinin yaşına, cinsiyetine ve biyolojik yapısına göre değişiklik gösterebilmektedir. Bu değişiklik çok fazla bir fark oluşturmamaktadır. Büyük tansiyon için normal kabul edilen değer arası olmaktadır. Küçük tansiyon için normal değer aralığı ise olarak belirlenmiştir. Erken yaşlarda tansiyonun düşük olarak ölçülmesi normal olarak değerlendirilmektedir. Genç ve çocukluk döneminde sağlık açısından risk teşkil etmemektedir.

Tansiyon İçin Hangi Bölüme Gidilir?

Tansiyon hastalığı şüphesi olan kişiler kardiyoloji ya da dahiliye polikliniklere başvurmaları gerekmektedir. Tansiyon hastalığının tanı ve tedavisi için ilk olarak dahiliye bölümüne başvurmak daha doğru olmaktadır.

Kişide oluşan belirti ve şikayetler tansiyon belirtisi olması halinde hasta takibe alınmaktadır. Periyodik ölçümlerle yüksek ya da düşük tansiyon hastalığı tanısı netlik kazanmaktadır. Tansiyon hastalığının seviyesine göre ilaç ve beslenme programı tedavisi uygulanmaktadır.

Yüksek Tansiyon Ve Düşük Tansiyon İçin Hangi Doktordan Randevu Alınmalıdır?

İlk kez tanı konulacak kişiler dahiliye uzmanı hekimlere randevu alırlar. Hastalığın tedavi sürecine ve seyrine göre isteyen kişiler kardiyoloji uzmanı hekimler ile de tedavilerini devam ettirebilirler. Hekim önerisine uyarak ilaç kullanımı ve diyet programı uygulanmalıdır. Aynı zamanda hareketli bir yaşam tarzı oluşturulması, tansiyona neden olan etkenlerden uzaklaşılması gerekmektedir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir