Skolastik düşünce

Skolastik Düşünce

skolastik düşünce

kaynağı değiştir]

Patristik düşüncenin referansı filozof Platon

Skolastik felsefe, Patristik felsefenin sürdürülmesi ve orada bir öğretiye dönüştürülmüş olan Hristiyan inancının felsefi anlamda temellendirilip sistematize edilmesi yönündeki çabalardan meydana gelmiştir. Orta Çağın belirli bir döneminden itibaren tüm felsefe etkinliği skolastik zemininde gerçekleştiği için, Orta Çağ felsefesi denildiğinde akla gelen genellikle skolastik felsefedir. Oldukça geniş bir tarihsel dönemi kapsar. İkinci bir nokta, hem Hristiyan skolastiğinin hem de İslam skolastiğinin söz konusu olmasıdır. Felsefe tarihi içinde Skolastiğin üç ayrı dönem olarak ele alınması söz konusudur:

  • Erken Dönem Skolastik (800-1200'lü yıllar)
  • Yükseliş Döneminde Skolastik (1200-1300'lü yıllar)
  • Geç Dönem Skolastik (1300-1500'lü yıllar)
    Skolastik felsefenin dayanağı Aristoteles

Bu dönemlerde skolastik felsefenin belirli bir açıdan ortaya atılan sorunları farklı niteliklerle çözmeye yöneldiği söylenebilir. Ancak bununla birlikte skolastik felsefe denilince anlaşılan genel bir nitelik söz konusudur. Bu genel nitelik ilk olarak Aristotelesçi bir özellik olarak belirtilmelidir. Patristik felsefede Platon ve Platonizm öne çıkmaktaydı, buna karşılık skolastik felsefede Aristotelizmin ilham kaynağı olduğu görülür. Aristo felsefesi Platon'nunkinden daha kesin olarak düşünürleri bilgeliğe yönlendirir, bunun anlamı salt Tanrı'yı bilmeye çalışmamak, olgular dünyasıyla da ilgili olmaktır.

Bir okul felsefesi olarak skolastik, ilk olarak teoloji öğretmenleri tarafından, hem sistematikleştirilmiş teolojinin öğretilmesini, hem de antikçağ okullarında öğretilen Yedi özgür sanat'ın (Septem artes liberales) öğretilmesini kapsar. Daha sonraları bu okulun bütün öğreti ve çalışmalarını kapsayacak nitelikte ifade edilir olmuştur.

Skolastiğin yöntemsel olarak ortak karakteristiği ise felsefeyi dinin ya da aklı inancın alanına uygulayarak bu alandaki meseleleri kavranılır kılmaktır. Özelikle inanca ve vahye, akıl temelli getirilen itirazlar bu şekilde aşılmaya çalışılmıştır. Bu anlamda da skolastik felsefe yeni bir şeyler bulmak ya da düşünceler üretmek arayışında değildir, aksine zaten mevcut olanlar içerisinde skolastik felsefe uygun olanları temellendirmek ve uygun olmayanları çürütmek çabasında olmuştur. Bu çaba için gerekli mantığı Aristoteles'te ve Euklid geometrisinde bulmuştur.

Orta Çağ felsefesini skolastiği etkilemiş olan Augustinus

Böylece ana belitler daha baştan saptanmış bulunuyordu. Bu dönemin özlü sözü ve düşüncesi, Augustinus'un;

  • "Anlamak için inanıyorum" düşüncesidir.

Bu düşünceye göre hem inanç hem de onun anlatımı ve dili doğru olarak mevcuttur. Realizm düşüncesinin temeli olan bu düşünce Skolastiğin temel önermesidir. Buna göre bilgi, çeşitli önermeler ve çıkarsamalarla, tanrısal gerçeğin ortaya konulmasından ve yansıtılmasından, kanıtlanmasından başka bir şey değildir. Skolastik bu nedenle görelikçiliğe, öznelliğe ve kuşkuculuğa karşı savaşır. Skolastik yalnızca tek bir doğrunun ve ona bağlı tek bir doğruluk sisteminin varlığını kabul eder. Nominalizm bunlara bağlı olarak daha sonra Skolastiğin çözülmesinde önemli rol oynayacaktır.

Skolastik felsefenin genel ahlaki tutumu konusunda iki ögenin altını çizmek gerekir. Skolastik emir ahlakını ve değer ahlakını üstlenir durumdadır. Buna göre, önemli olan iyi'ye uygun davranmaktır; çünkü iyi hem tanrının buyruğudur, hem de Tanrı bizzat tüm iyiliğin kendisidir. Skolastik felsefe, başlangıcında ve gelişiminde inanç ile bilgiyi uzlaştırmaya çalışmış ve bu temelde dinsel dogmalara felsefi bir temel bulmaya ve bunları sistemleştirmeye yönelmiştir. Ancak son dönemlerinde bu projenin başarılamayacağı kesinlik kazanmış, tam aksi yönde bizzat iç tartışmaları sebebiyle bilgi ile inanç ayrışması kesinlik kazanmıştır.

Skolastik felsefenin erken dönemi[değiştir kaynağı değiştir]

Skolastiğin son döneminde felsefe daha da özerkleşecek ve dinden ayrılacaktır, akıl ve inancın birleştirilmesi çabasından vazgeçilecektir. Başlangıç ve yükseliş döneminde görülen kavramsal realizm bu dönemde gerilemiştir.

Bu gelişmede ve felsefenin özerkleşmesinde nominalizmin belirleyici bir rolü olacaktır. Ayrıca Dominiken ve Fransisken tarikatları arasındaki çatışmanın derinleşmesi de bu süreci derinleştirmiştir. Fransiskenler teoloji ile doğa bilimlerinin aynılaştırılmasına ya da birbirine bağlanmasına her zaman itiraz etmişlerdir. Bu tartışmaların sonu reformasyonu hazırlamıştır. Rönesansı hazırlayan kültürel gelişmeler bu anlamda skolastiğin son döneminde gerçekleşir: Reformasyon ve doğa bilimlerinin ayrışıp gelişmesi.

Bu dönemin ilk ismi olarak Johannes Duns Scottus'u belirtmek gerekir. Onun düşüncesinde tümel kavramlar nesnel dünyanın yansımalarıdır. Ayrıca istence öncelik vermiştir ve volantarizmin savunusunu yapmıştır. İstenç özgürlüğü fikrini, belirlenimsizciliğe vardırmıştır.

Ockham'lı William geç dönem skolastiğin önemli filozofu olmakla kalmaz, nominalizmin sistemleştirilmesi ve geliştirilmesinde kesin bir rol oynar. Ona göre bütün gerçek, tikel nesnelerden meydana gelmektedir, tümeller ise uydurma şeylerdir.

Tümeller, tikel nesnelerin genel benzerliklerinden hareketle, nesneler için bizim uydurduğumuz simgelerdir. Bilginin temeline bu yolda deney konulur. Tanrı ve sonsuzluk hakkında deneyime sahip olmadığımızdan, bu alanlara yönelik bilgi, inanç bilgisidir. Bu tür bilgilere gerçek anlamda bilgi denilemez, onlara ancak inanılabilir. Böylece inanç ve bilgi arasına kesin bir ayrım konulmuş olunmaktadır. Bu yöndeki gelişim Rönesansı meydana getirecektir.

Roger Bacon geç dönem skolastiğin anılması gereken bir başka ismidir. Deney ve deneyim kavramları onun yaklaşımında daha da kesin bir görünüm kazanır. Doğa araştırmalarında ortaya koyduğu bulgular ve matematik dehası ünlü bir bilgin olmasını sağlamıştır. Mistisizm ile ampirizmin karışımı olan düşünceleri Bacon'ı Orta Çağ'dan Rönesans'a geçişin hazırlayıcılarından biri yapmıştır.

Ayrıca bakınız[değiştir

Yıkılışı İstanbul'un Fethiyle Başlayan Skolastik Düşünce Nedir? Temelini Kim Atmıştır ve Ne Zaman Yıkılmıştır?

Skolastik düşünce nedir sorusu ile ilk kez lise tarih ve felsefe derslerinde karşılaşmış olabilirsiniz. Bu sorunun tarih alanına da girmesinin nedeni yüzlerce dünyada en yaygın olan felsefi düşüncelerden biri olmasıdır. Orta Çağ karanlığından tutun yeni çağın aydınlığına kadar her yerde skolastik düşünce ile karşılaşmak mümkün. Bunun en büyük nedeni yenilik aramak yerine var olanı ilahi olanla açıklamaya çalışmasıdır. 

Felsefe genel olarak kuşkucu ve sorgulayıcı bir alandır. Ancak skolastik düşünce sorgulamaz ve kuşku duymaz. Çünkü ona göre zaten ilahi bir doğru vardır ve insanın amacı da bu ilahi doğruyu anlayarak çözmeye çalışmaktır. 3 temel dönemden oluşan skolastik düşünce nedir, nasıl ortaya çıkmıştır, nasıl yayılmıştır gibi merak edilen soruların yanıtlarını tüm detaylarıyla anlattık.

Skolastik düşünce nedir, ne zaman ortaya çıkmıştır? Skolastik düşünce dönemleri:

Skolastik düşünce kelime anlamıyla 'Okul felsefesi' anlamına gelir. 2. ve 8. yüzyıllar arasında ortaya çıkmaya başkayan bu düşüncenin adı 9. yılda 'Skolastik düşünce' olarak söylenmeye başlanmış, erken, yükseliş ve son döneminde kendini göstermiştir. 

skolastik düşünce

Skolastik düşünce nedir?

Latince okul anlamına gelen schola kelimesinden türetilmiş scholasticus teriminden gelen skolastik düşünce, kelime anlamıyla okul felsefesi demektir. Bu anlama gelmesini nedeni, Orta Çağ’da doğrunun zaten var olduğuna inanılması ve bu doğrunun yalnızca okullarda verilen felsefe dersleriyle öğrenileceğinin düşünülmesidir.

Skolastik düşünce teoloji tabanlı bir akımdır. Yani doğrunun göklerden gelen bir karar olduğuna ve felsefe ile bu doğruların anlaşılması gerektiğine inanılır. Bu bağlamda skolastik düşünce yeni bir düşünce yaratmaz. Kuşkucu ya da sorgulayıcı değildir. Aksine ilahi doğru ile gelen bilgiye kuşkuyla bakan herkese karşıdır. 

Skolastik düşüncenin en net tanımını Hristiyan Aziz Augustinus yapmıştır ve ‘Anlamak için inanıyorum.’ demiştir. Skolastik düşünce doğru olduğuna inandığı bilgiler ışığında var olan gerçekleri doğrulamayı ya da çürütmeyi amaçlar. Yani bir şey gerçek olsa bile ilahi doğruya uygun değilse çürütülmelidir. İnanç esastır. 

Skolastik düşünce ne zaman ortaya çıkmıştır?

skolastik düşünce

Skolastik düşüncenin temelleri, milattan sonra 2. ve 8. yüzyıllar arasında Hristiyan Babaları olarak bilinen ilk dönem Hristiyanları tarafından oluşturulan Patristik felsefe ile atılmıştır. Ancak bu düşüncenin tam olarak sistematize edilmesi ve adının konması ancak 9. yüzyılda gerçekleştirmiştir.

Patristik felsefede Platon öne çıkarken, skolastik düşüncede Aristoteles ön plana çıkmaktadır. Bunun en büyük nedeni Aristo felsefesinin düşünürleri bilge olarak görmesidir. Zaten teoloji temelli olan bu felsefe akım elbette inanç üzerine düşünen kişileri bilge olarak adlandırmayı uygun bulmuştur. 

Skolastik düşüncenin ortaya çıkış amacı okullarda yedi özgür sanat olarak isimlendirilen gramer, mantık, retorik, aritmetik, geometri, müzik ve gökbilim ile birlikte teolojinin öğretilmesidir. Sonraki zamanlarda skolastik düşünce yalnızca bu amaçla kullanılmamış, genel bir okul öğretisine dönüşmüştür.

Skolastik düşünce dönemleri:

  • Erken dönem skolastik düşünce / 9. ve 13. yüzyıl
  • Yükseliş dönemi skolastik düşünce / 13. ve 14. yüzyıl
  • Son dönem skolastik düşünce / 14. ve 15. yüzyıl

Erken dönem skolastik düşünce:

Johannes Scottus

800’lü yıllarda Batı Roma İmparatorluğu’nun çöküşü ile ortaya çıkan skolastik düşüncenin ilk düşünürü Johannes Scottus'tur. Scottus, Yeni-Platoncu bir düşünce biçimi oluşturarak Orta Çağ’da mistizmi yaymıştır. Tanrının bilinmez olduğunu ancak simgeler aracılığıyla anlaşılabileceğini savunmuştur.

1000’li yıllarda Anselmus, Tanrının en yetkin olduğunu ve çelişmezlik ilkesi gereğince var olmamasının mümkün olmadığını savunmuştur. Aynı dönem yaşamış olan Roscelinus, nominalizmi kurmuştur. Bu kavram realizme karşıdır ve insanların ortak bir düşünce doğrultusunda hareket ettiklerini savunur. Yani temel, ilahi bir güçten bahseder.

Yükseliş dönemi skolastik düşünce:

İbn-i Sina

12. yüzyılda Arap felsefesi yayılmaya başlamış ve İslam skolastiği ortaya çıkmıştır. Arap filozof İbn-i Sina bu yayılmada önemli bir rol oynamıştır. İbni-i Sina gibi Aristotelesçi diğer bir Arap düşünür de İbni Rüşt’tür. İbni Rüşt, inancı akıl bilgisinin bir başka formu olarak yorumlamıştır. 

Aynı dönemde Yahudi düşünür Moses Maimenides de Aristoteles'i yorumlamış ve bölgesinde yaygınlaştırmıştır. İtalyan mistik düşünür Bonaventura da Augutinus ve Aristotales'i yorumlamış ve bilginin, bilinecek olan doğru üzerinde birleşmek olduğunu savunmuştur.

Orta Çağ’ın skolastik yıldızı  Albertus Magnus olmuştur. Magnus; Aristoteles felsefesini, İslam felsefesini ve Yahudi felsefesini birleştirerek sistemli bir yapı ortaya koymuştur. Magnus’un öğrencisi Aquinolu Thomas, ‘İnanmak için bilmek.’ düşüncesini ortaya koymuş ve bu düşünce o dönem Katolik Kilisesi tarafından kabul edilmiştir.

Son dönem skolastik düşünce:

Johannes Duns Scottus

Skolastik düşüncenin son dönemine girmesinde dini tarikatlar arasında yaşanan tartışmalar ve Rönesansı hazırlayan aydınlanmacı çalışmalar etkili olmuştur. Son dönemin yıldızı Johannes Duns Scottus olmuş, nominalizmi sistemleştirmiş ve tikel nesnelerin gerçek olduğunu tümel nesnelerin ise tamamen uydurma olduğunu savunmuştur. 

Bu dönemde bilginin temeline deney konulmuştur. Tanrı kavramı asla deneyimlenmediği için bu bilgi inanç temellidir. Yani bu tür sonsuzluk ve Tanrı gibi kavramlar asla bilinemez. Bu noktada inanç ve bilgi birbirinden tamamen ayrılmıştır. Bu da skolastik düşüncenin sonu olmuştur. 16. yüzyılda Rönesans ile skolastik düşünce bitmiş gibi görünse de günümüzde bile hala bu düşünceyi savunan kişilerle karşılaşmak mümkündür.

Skolastik düşünce neden yıkılmıştır?

skolastik düşünce

Skolastik düşüncenin Avrupa’da etkin olduğu Orta Çağ berbat bir dönemdi. İnsanlar açlıktan kırılıyor, sosyal adaletsizlik zirveyi görüyor, din adamları hiçbir dine uygun olmayan düşünceleri insanlara dayatarak onları kandırıyordu ve bir şekilde her gerçeğin dine uydurulması gerekiyordu.

Rönesansın temelini atan bilimsel çalışmalar insanların gözünü açtı. Matbaanın icat edilmesiyle din kitapları insanların kendi diline çevrildi ve din, halk tarafından da anlaşılmaya başladı. İnsanlar artık sorgulamaları yasak olan şeyleri de sorgulamaya başladılar ve kasasını doldurmaya çalışan bir avuç din tüccarı tarafından kandırıldıklarını anladılar.

Din, insanın Tanrı ile arasındaki bir ilişkidir. Bunu belirli çıkarlar doğrultusunda yaşamın her kesimine zorla yaymak ve sahte bilim, tek yanlı felsefe ile insanlara yalanlar söylemek yalnızca Orta Çağ karanlığına yakışır bir düşünce biçimidir. Neyse ki artık uzay çağındayız ve bu tür düşünce biçimleriyle çok fazla karşılaşmıyoruz değil mi?

Skolastik düşünce nedir, nasıl ortaya çıkmıştır ve neden yıkılmıştır gibi merak edilen soruları yanıtladık. Felsefe ve felsefeden doğan bilim, gerçeği aramak için insanlar tarafından yaratılmıştır. Aklımızı doya doya sonuna kadar kullanalım.

Emoji İle Tepki Ver

29

Skolastik Düşünce Nedir?

Skolastik Düşüncenin tanımına geçemeden önce, skolastik düşüncenin hangi dönemde nerede ve neden meydana çıktığını anlamaya çalışmak bu düşüncenin ne olduğunu anlamakta bize yardımcı olacaktır.

Skolastik Düşünceden Önce

Ortaçağ Avrupa’sına baktığımızda din ve kilisenin toplum üzerindeki etkisinin ne kadar büyük boyutlarda olduğunu görürüz. Bilimsel araştırmaların ve bilimsel gerçeklerin dahi geçerliliğinin kilise yada İncil karşısında hiçbir önem taşımadığı bu dönemde tanınan tek gerçek vardı ve o da kilisenin ve buna bağlı olarak incilin gerçeğidir. Bu durum özgür düşünceyi yok etmekle kalmıyor aynı zamanda düşüncenin gelişmesini engelliyordu. Halkın özgürce düşünme yetisinin engellenmesi toplumların ne bilimsel alanda ne de düşünsel alanda gelişmesine izin vermiyordu. Bu tür durumlarda pozitif bilim ile gerçekleri su yüzüne çıkarmaya çalışan insanların karşısına hep kilise çıkıyor ve bu insanlar ölüme kadar varan cezalarla cezalandırıyorlardı. Bu cezalar insanları bu durumu kabullenip, özgür düşüncelerin gelişmesi için ellerinden bir şey gelmeyeceğine inanmaya ikna ediyordu.

Kilise korku, diktatörlük ve dayatma ile elinde bulundurduğu bu gücü bir süre sonra sadece kendi çıkarı için kullanmaya başlamış ve cezalandırmalarda aşırı boyutlara ulaşmıştır. Bu duruma örnek vermek gerekirse cennetten toprak parçası sattığını iddia eden kiliselerin zenginliklerinin aşırı boyutlara ulaşması ve cahil kalmış halkın bu şekilde kandırılarak gerçekleri görmemelerinin sağlanması skolastik düşüncenin temelini oluşturmuştur. Tek doğrunun İncil olduğuna inanan ve halk arasında da bunun böyle inanılmasını sağlamak için dayatmayalar yapan kilise bu duruma karşı gelen kişileri ağır şekilde cezalandırılıyordu. Bu şekilde korku ve dayatma ile hem gücü elinde bulundurmayı başarıyor hem de toplum içinde pozitif bilimlerin ilerlemesine ve böylece de yeni görüşlere, buluş ve icatlara engel olmuş oluyordu. Kendini geliştiremeyen, düşünsel açıdan özgürlüğü elinde bulundurmayan halk ise kiliseye ve İncil’e inanmaktan başka bir şey yapamıyordu.

Bu durumun en bilinir örneği Galileo’dur. Bu dönemde kilise dünyanın bir tepsi gibi düz olduğuna inanıyor ve bu şekilde inanılmasını emrediyordu. Yaptığı araştırmalar sonucu bunun böyle olmadığı sonucuna varan Galileo bu araştırmaları yüzünden kiliseye ve İncil’e karşı geldiği için ölüm cezası ile cezalandırılmış ve bu nedenle çalışmalarının da devam etmesinin önüne geçilmiş olmuştur. Bu bahsedilen durumlar sandığımız gibi binlerce yüzyıl ötesi değil yaşadığımız yüzyıldan sadece bir kaç asır öncesidir. Galileo Galilei 1564 yılında Pisa şehrinde doğmuş ve 1642 yılında ise öldürülmüştür.

Bu kadar açıklamanın ardından Skolastik Düşünce’nin bir tanımını yapacak olursak şu şekilde özetleyebiliriz: düşünce özgürlüğünü kesin bir dille yasaklayan, düşünmeyi ve düşünerek elde edilecek pozitif bilimleri, bilimsel sonuçları tamamen reddeden ve sadece kilisenin doğrularını doğru olarak kabul eden düşünce tarzına Skolastik Düşünce denilmektedir.

Felsefi anlamda baktığımızda Skolastik Felsefe Patristik felsefenin bir devamı şeklinde gelişmiştir. Hristiyan inancı bu felsefenin temelini oluşturmaktadır. Skolastik felsefenin varlığını sürdürdüğü ortaçağ döneminde diğer bütün felsefeler skolastik felsefe zemininde kendini geliştirebildikleri için ortaçağ felsefesi deyimi ile bahsedilen de skolastik felsefeden başkası değildir.

Skolastik Düşüncenin Farklı Dönemleri

Skolastik Felsefenin dönemlerine baktığımızda üç tane dönem ile karşılaşırız. İlk olarak Skolastik düşüncenin ilk olarak meydana çıktığı ve kendini geliştirdiği erken dönemdir. Bu dönem 800 ve 1200’lü yıllar arasını kapsamaktadır. 1200 yılında yükselişe geçen skolastik düşünce 1300’lü yıllara kadar yükseliş dönemini yaşamıştır. 1300’lü yıllardan itibaren ise geç dönemini yaşayan skolastik düşüncenin 1500’lü yıllara kadar bu geç dönemini devam ettirdiği bilinmektedir. 

Skolastik felsefeye ilham veren düşünce yapısı olarak karşımıza Aristotelizm gelmektedir. Skolastik felsefenin en bilinen özellikleri din felsefesi ile gerçekleri anlamaya çalışmaktır ki bu da bilinen skolastik felsefenin yeni bir şey bulmak ya da düşünceler elde etmek amacı taşımadığını bize gösterir. Bunun yerine var olan düşüncelerden skolastik felsefeye uygun olanlarını güçlendirmek ve uygun olmayanları da çürüterek yok etme çabası içerisindedir.

Bu felsefenin en önemli düşünürlerinden birisi olarak bilinen Augustinüs’ün “Anlamak için inanıyorum!” düşüncesi skolastik felsefenin temel düşüncesi olarak özetlenebilir. Bu düşünce tarzı realizminde temelini oluşturmaktadır. Bakış açısının bu şekilde olması nedeni ile görelikçiliğe, öznelliğe ve kuşkuculuğa karşı etkili bir tavır koyan skolastik felsefe yalnızca tek bir doğruya inanarak sadece tek bir doğruluk sisteminin varlığını geliştirmeyi amaçlar.

Skolastik felsefeye göre iyi hem tanrının buyruğudur hem de Tanrı bizzat tüm iyiliğin kendisidir. Batı İmparatorluğu’nun çökmesinden itibaren meydana gelen kültürel yıkımlar skolastik düşüncenin gelişmesinin önünü açmıştır.  Böylece yeni bir toplumsal, sosyal ve kültürel düzenlemeye girilen bu dönemde skolastik düşünce geniş kitlelere hızlıca yayılmıştır. Bu dönemden önemli skolastik düşünürlere örnek vermek gerekirse 810 ve 887 yılları arasında yaşamış Johannes Scottus ilk skolastik düşünür olarak karşımıza çıkar.

Skolastik Düşüncenin Gelişmesinin Neden Olduğu Sonuçlar

Kilisenin tek güç olarak kontrol ve yönetmeyi eline almış olması, ekonomik açıdan da halkın kiliseye bağlı hale gelmesine neden olmuştur, Kavimler göçü sonrası ikiye ayrılan Roma imparatorluğu hristiyanlığın da ikiye bölünmesine neden olmuştur. Bu durumda Avrupa’da siyasi otoritelerin değişmesine ve sarsılmasına neden olmuştur. Bu durumdan faydalanmak için elinden geleni yapan kilise ise gücüne güç katarak halkı sömürmek için çeşitli yollar kullanmışlardır. Zaten cahil kalmis durumda olan halk iyice sömürülmüştür. 

Toprakları elinde bulunduran kilise halkı neredeyse hiç bir ödeme yapmadan çalıştırmış ve geliri ile zenginliğine zenginlik katmıştır. Bu dönemde kilisenin elinde bulundurduğu güç sadece bununla kalmamış aynı zamanda vergi vermeme, askerlik yapmama, mahkeme kurma, eğitimi kontrol etme, aforoz etme, krala taç giydirme gibi yetki ve ayrıcalıkları ile alt edilemez duruma gelmiştir.

Skolastik düşüncenin İslam ve Türkler üzerindeki etkisine baktığımızda Orta Çağ’da İslam üzerinde de skolastik düşüncenin etkisinin gözlendiği görülmüştür. Ancak hiçbir zaman Avrupa’da olduğu kadar etkili olmamıştır. Türkler genelde düşünce özgürlüğünün olduğu yerlerde varlıklarını sürdürmüşlerdir.

Skolastik Düşüncenin Sonu

İtalya’da hümanistlerin, Eski Yunan ve Roma eserlerini inceleyerek gelişmenin önündeki en büyük engelin skolastik felsefe olduğunu görerek bu düşünce yapısını etkisiz hale getirebilmek için ellerinden geleni yapmışlardır. Matbaanın gelişmesi ve insanların okuma yazma oranlarının artması skolastik düşüncenin önüne geçebilmek için en büyük etkilerden olmuştur. Fransa’da Rönesans ve Reform hareketlerinin gelişmesi de skolastik yapının çatlayarak etkisiz hale gelmesinde büyük rol oynamıştır.

Hümanist görüşün ve bu görüşün bir sonucu olarak Rönesans ve Reform hareketleri güney Avrupa’da İtalya’dan başlayarak bütün Avrupa’yı etkisi altına alması, okur yazarlığın artması ve buna bağlı olarak görüşlerin bir metin halini alarak bütün Avrupa’da yayılabilir hale gelmesi böylece sadece kilisenin söz sahibi olduğu yönetimler birbiri ardına çökmeye ve yerini özgür düşünceye bırakmaya başlamıştır. Böylece orta çağ karanlığı olarak da bilinen, bilimsel ve sanatsal alanda kendini geliştirmek isteyenlere büyücü gözü ile bakılan ve skolastik düşüncenin hakim olduğu bu dönem geride kalmış yerine yeni bir çağ "Yeni Çağ" başlamıştır.

FacebookTwitter

Yüzyıllar boyunca hüküm süren skolastik düşüncenin dönemi sona ermiş olsa da, günümüzde hala örnekleri ile karşılaşabiliyoruz. Pek çok kişi skolastik düşünce nedir sorusu ile okul zamanlarında karşılaşmıştır. 800’lü yıllardan 1500’lü yıllara kadar skolastik düşünce ile karşılaşmak mümkündür. Peki skolastik düşünce nedir, skolastik düşüncenin özellikleri nelerdir ve skolastik düşünce ne zaman sona erdi?

Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “‘Işık Doğu’dan Yükselir’ Dedirten 13 Müslüman Düşünür ve En Büyük Eserleri”

Skolastik düşünce nedir, özellikleri nelerdir?

Din

Skolastik felsefe, Latince kökenli schola (okul) kelimesinden türetilen scholasticus teriminden gelmektedir ve kelime anlamı olarak okul felsefesidir. Kelimenin anlamı çok önemlidir, çünkü skolastik düşünce, Orta Çağ’da doğrunun zaten var olduğuna ve bu felsefenin sadece okullarda okutularak öğretilmesine inanılmasıdır. Skolastik düşünce, teoloji temelli bir felsefi akımdır. Yani doğrunun göklerden geldiğine ve bu doğruların felsefe ile anlaşılması gerektiğine inanılır. Skolastik felsefe, yeni bir düşünce yaratmaktan yoksundur ve şüpheci veya sorgulayıcı değildir. Ayrıca ilahi bilgiye şüpheyle yaklaşan herkese karşıdır.

Skolastik düşüncede dini kabuller ön planda tutularak yaşamı açıklama çabası vardır. Aklın dünyada olup bitenleri açıklama konusunda yetersiz kalacağı belirtilmiştir. Böylece, inançlı bir şekilde yaşayarak dünyanın daha iyi açıklanacağı fikri vurgulanmıştır. Skolastik felsefede bireyden çok toplum yapısı ön planda tutulmuştur. Neredeyse her alanda dini unsurlar belirleyici olmuştur. Bu alanlar ise egemenlik, hukuk, ekonomi ve yönetim alanlarıdır.

Yeni düşüncelere ve bilime izin vermeyen skolastik düşünce sisteminde çoğunlukla din adamlarının söyledikleri şeyler kabul edilmekteydi. Bu felsefenin hüküm sürdüğü dönemde sanata, sanatçılara ve toplumun önde gelen kişilerine baskı vardı. Skolastik düşünce, dinin tek egemen güç olduğu Orta Çağ’da akılcı bilime ve özgür düşünceye tamamen kapalıydı. Toplum, din adamlarının baskısı altında yaşıyordu. Din adamları, insanların aydınlanmasının kiliseye olan güvenlerini azaltacağını bildikleri için insanların okuyup aydınlanmasını istemiyorlardı. Kısaca, skolastik düşüncenin hüküm sürdüğü dönemde bütün güç din adamlarındaydı.

Skolastik düşünce nedir ve özellikleri nelerdir öğrendiğimize göre bu felsefi akımın ne zaman ortaya çıktığına bakalım.

Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Büyük Hümanist Desiderius Erasmus ve Deliliğe Övgü Kitabından Deliliği Anlatan 11 Alıntı”

Skolastik düşünce ne zaman ortaya çıktı?

Skolastik düşünce nedir

Skolastik düşüncenin temelleri, 2. ve 8. yüzyıllar arasında ilk dönem Hristiyanları tarafından oluşturulan Patristik felsefe ile atılmıştır. Fakat, Hristiyan inancının felsefi anlamda temellendirilip sistematize edilmesi ve bu felsefi akıma skolastik düşünce adı verilmesi 9. yüzyılda gerçekleşmiştir.

Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Robert Burton’un “Melankolinin Anatomisi” Kitabından Latince 12 Alıntı”

Skolastik düşünce ne zaman sona erdi?

Skolastik düşünce nedir

Skolastik düşüncenin Avrupa’da hüküm sürdüğü Orta Çağ’da sosyal adaletsizlik vardı ve insanlar açlıktan kıvranıyordu. Din adamları ise halka din ile alakası olmayan şeyleri söyleyip onları kandırıyor ve her şeyi bir şekilde dine bağlıyorlardı. Fransa’daki rönesans ve reform hareketleri insanların gözünü açmasını sağladı. Matbaa icat edildikten sonra ise din kitapları her dile çevrilmeye başlandı ve artık din kitapları halk tarafından da anlaşılır oldu. Böylece insanlar, din adamlarının sorgulamalarını yasakladıkları şeyleri sorgulamaya başladılar ve din adamları tarafından kandırıldıklarını fark ettiler. Artık bilinçli olan insanlar, akıllarını kullanarak skolastik düşünceyi tamamen ortadan kaldırdılar.

Kaynak: 1

Bilimsel düşünceyi skolastik düşünceden ayıran temel fark hangisidir?

Sorulara Dön
acill görseldeki soruyu açıklamasıyla çözebilirmisiniz

443 görüntülenme

Bilimsel düşünceyi skolastik düşünceden ayıran temel fark hangisidir?

Cevap Ver

  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir

Doğru cevabın B olduğunu düşünüyorum . Diğer şıkları açıklama çalışırsak eğer D şıkkı direkt olarak ortadan kalkıyor . A şıkkı da ikisinin de doğa olaylarını ele alması yüzünden eleniyor. Deminki dediğim durum da E şıkkı için geçerli . C şıkkı hakkında bir bilgi olmadığı için B dedim . Umarım yanılmıyorumdur.

197 görüntülenme

  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir

Doğru şıkkın C olduğunu düşünüyorum. Çünkü Skolastik düşünce olayı dini açıdan ele alır bundan ötürü deney yapamaz. Bilim ise deney yaparak gerçeğe ulaşmayı hedefler. Yani Skolastik düşüncenin yöntemi teolojik iken biliminki empiristtir.

  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir

Daha Fazla Cevap Göster

Cevap Ver

Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.

Sorulara Dön

Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katmak için hemen buraya tıklayın.

Popüler Yazılar

EA Akademi

Evrim Ağacı Akademi (ya da kısaca EA Akademi), 2010 yılından beri ürettiğimiz makalelerden oluşan ve kendi kendinizi bilimin çeşitli dallarında eğitebileceğiniz bir çevirim içi eğitim girişimi! Evrim Ağacı Akademi'yi buraya tıklayarak görebilirsiniz. Daha fazla bilgi için buraya tıklayın.

Etkinlik & İlan

Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu var? Etkinlik & İlan Platformumuzda paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.

Podcast

Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify, iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.

Aklımdan Geçen

Komünite Seç

Aklımdan Geçen

Fark Ettim ki...

Bugün Öğrendim ki...

İşe Yarar İpucu

Bilim Haberleri

Hikaye Fikri

Video Konu Önerisi

Kafana takılan neler var?

2023'te bilimi Türkiye'nin her yanına götürmemize yardım etmek ister misiniz?

Bu yıl sayfamızda gezdiniz.

Evrim Ağacı, Türkiye'nin en büyük, en çok ziyaret edilen, en güvenilir popüler bilim sitesi. Ancak bulunduğumuz noktaya oturduğumuz yerden gelmedik: 2010 yılından beri gece gündüz demeden çalışıyoruz. 2023 yılı sitemizi ve diğer tüm iletişim araçlarımızı baştan yarattığımız müthiş bir yıl olacak. Ancak bunu sürdürülebilir kılmamız için sizlerin desteğine ihtiyacımız var. Çünkü biz bu işi hobi olarak yapmıyoruz; Evrim Ağacı bizim yegane mesleğimiz, tek görevimiz. 2023 yılında da bunu yapmaya devam edebilmek için bize yardımcı olabilirsiniz. Tek seferlik destek olun veya daha iyisi, aylık destekçilerimiz arasına şimdi katılın.

Evrim Ağacı Logo

Kreosus (₺)YoutubePatreonDiğer Yöntemler

Geri Bildirim Gönder
Evrim Ağacı

Evrim Ağacı

Türkiye'deki bilimseverlerin buluşma noktasına hoşgeldiniz!

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close

“ Bilgi, güçtür.”
Francis Bacon

Bilim İçin 30 Saniyeniz Var mı?

Evrim Ağacı, tamamen okur ve izleyen desteğiyle sürdürülen, bağımsız bir bilim oluşumu. Ücretsiz bir Evrim Ağacı üyeliği oluşturmanın çok sayıda avantajından biri, sitedeki reklamları %50 oranında azaltmak (destekçilerimiz arasına katılarak reklamların %100'ünü kapatabilirsiniz). Evrim Ağacı'nda geçirdiğiniz zamanı zenginleştirmek için, sadece 30 saniyenizi ayırarak üye olun (üyeyseniz, giriş yapmanızı tavsiye ederiz).

Üye Ol

Giriş Yap

Üyeliğin Avantajları

Skolastik felsefe

Skolastik felsefe, Latince kökenli schola (okul) kelimesinden türetilen scholasticusteriminden gelmektedir ve kelime anlamı olarak okul felsefesi demektir. Bu anlam önemlidir, zira skolastik felsefe, Orta Çağ düşüncesinde doğrunun zaten mevcut olduğu düşüncesine ve felsefenin okullarda okutularak öğretilmesine dayanan bir yaklaşım sergiler. Bu felsefenin temeli teolojidir, ona dayanır ve onu desteklemeye çalışır.

Tarihsel ve felsefi çerçeve[değiştir kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.