Bilindiği gibi toplumda en çok kolesterol yüksekliği konuşulur, risklerinden bahsedilir. Bunun en önemli nedeni damar sertliğine ve buna bağlı olarak da kalp krizi ve felç riskinin artmasına neden olmasıdır. Peki, kolesterol düşüklüğü ne yapar? Şimdi bu durumu gözden geçirelim.
Düşük kolesterol yaygın bir sorun değildir. Ancak varlığı bazı ciddi sağlık sorunlarını işaret edebilir. Peki kandaki hangi seviyesine düşük denebilir? Bu durumu anlatmak için kolesterol nedir, kısaca hatırlatmak istiyorum.
Kolesterol kanımızda bulunan yağ benzeri bir maddedir. Aslında vücudumuz için gereklidir. Hücrelerin, hormonların ve bazı vitaminlerin yapılmasında rol oynar. Bunun için normal seviyelerde olması lazımdır. Fazlası zararlıdır. Kolesterol suda çözünmediği için kanda tek başına dolaşamaz. Karaciğerde yapılan lipoprotein dediğimiz bazı maddelere bağlanarak kanda dolaşır.
Lipoproteinlerin iki türü vardır:
Bu iki kolesterolün toplamı kanda ölçülen kolesterol miktarını verir. İdeal kolesterol düzeyi 200 mg/dl’nin altında, 150 mg/dl civarında olmalıdır. Kötü kolesterol olan LDL ise 100 civarında olursa iyi olur. Bu seviyeler kalp krizi riskinin düşük olduğunu gösterir.
Total kolesterolün 120 mg/dl, LDL’nin de 50 mg/dl’den az ölçülmesine düşük kolesterol denir. Bazı insanlarda herhangi bir hastalık olmadan da kolesterol düşük olabilir.
Kolesterol düşüklüğü büyük ölçüde kişinin hayatında risk oluşturmaz. Ancak aşağıda yazdığım bazı durumlarda kolesterol düşüklüğünün rolü olabileceği söylenmektedir. Ancak tam olarak ispatlanmamıştır.
Çok düşük kolesterolün vücuttaki etkisi hakkında çok fazla soru vardır. Bu konuyla uğraşan uzmanlar daha çok araştırma yapılması gerektiğini söylemektedirler.
Öncelikle bir nedeni var mı, o araştırılmalıdır. Bir neden bulunup tedavi edilirse düşük kolesterol normale gelebilir. Düşük kolesterol tedavisi için A, D, E ve K vitaminleri kullanılmıştır. Ancak etkileri tartışmalıdır. Ayrıca fazla vitaminlerin, yağ dokusuna yapışarak uzun süre vücutta kalabileceği ve zararlı olabileceği unutulmamalıdır.
Düşük kolesterol hiçbir belirti vermez, sadece kan testi ile tanısı konulur. Yılda bir kez kanda yağları ölçtürmek faydalı olabilir.
LDL kolesterolü halk arasında kötü kolesterol olarak tanımlanmaktadır. Düşük yoğunluklu lipoprotein olarak da adlandırılan LDL kolesterolünü; özellikle herkesin 20 sonrasında periyodik aralıklar ile ölçtürmesi gerekmektedir.
LDL kolesterolü karaciğerde üretilen bir tür protein olmakla birlikte kan yolu ile taşınmaktadır. Bazı kişilerde damar duvarına yapışmakta ve plak denilen katmanlar oluşturmaktadır. Böylece damar sertliği ve damar tıkanıklığı gibi problemler açığa çıkabilmektedir. Kalp sağlığını önemli derecede etkileyen LDL kolesterolünün fazlalığı için risk faktörleri şu şekilde sıralanabilmektedir;
Paketlenmiş ürünlerin fazla tüketimi, hayvansal gıdalar ile oluşturulan beslenme düzeni LDL kolesterolünü arttıran en önemli faktörlerdendir.
Günümüzde toplumun büyük bir bölümünde görülen LDL kolesterolü yüksekliği önemli bir sağlık problemidir. Özellikle kalp ve damar sağlığında ciddi hasarlar bırakan bu durum damar tıkanıklığı, böbrek yetmezliği gibi problemlerin yanı sıra kalp krizi ve felç gibi hayati problemlere de neden olmaktadır. LDL kolesterolünün yüksek olması durumunda;
LDL kolesterolü kişinin total sağlık durumunu önemli derecede etkileyen faktörler arasındadır. Bu nedenle her yetişkinin periyodik olarak kan tahlili yaptırması önerilmektedir. Böylece kolesterol yüksekliği önceden tespit edilip tedaviye başlanmakta ve neden olacağı hastalıkların önüne geçilebilecektir. Kan tahlili ile teşhis edilmekte ve tahlil sonuçlarının nitelikli bir şekilde değerlendirilebilmesi için öncesinde 12 saat herhangi bir besin tüketilmemesi gerekmektedir.
Her hastada farklı LDL kolesterolü değerleri normal sayılmaktadır. Hastanın yaşı, genetik faktörleri, kalp ya da şeker hastalığının olup olmaması da değerlendirmeye dahil edilerek tedavi planlaması gerçekleştirilmektedir.
Yapılan tetkikler sonucunda LDL kolesterol değeri yüksek olan hastaların öncelikle yaşam tarzlarında bazı değişiklikler uygulamaları gerekmektedir. Alkol ya da sigara kullanıyorsa bu alışkanlıklardan uzaklaşılmalı, Akdeniz usulü beslenme düzenine geçilmelidir. Bununla birlikte egzersiz programlarının da aksatılmaması gerekmektedir. Sağlıklı bir beslenme programı ile LDL kolesterolü seviyesi düşürülebilmekle birlikte risk grubunda olan bazı hastalara ilaçla tedavi yöntemi de uygulanabilmektedir.
Yüksek kolesterolün tedavi edilebilmesi için ilk adım sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmaktır. Bu nedenle öğünlerde yağ, karbonhidrat ve protein dengesinin nitelikli bir şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Ayrıca;
Yapılan araştırmalar sonucunda yüksek kolesterolün meme kanserini tetiklediği, testosteron seviyesini düşürdüğü ve Alzheimer gibi nörolojik hastalıklara yol açtığı sonucuna ulaşılmıştır.