bacak ağrısı doğum belirtisi mi / Doğum Belirtileri Nelerdir? | Uni Baby

Bacak Ağrısı Doğum Belirtisi Mi

bacak ağrısı doğum belirtisi mi

Erken Doğum Belirtileri Nelerdir?

İçindekiler

Sağlıklı bir doğum kaç hafta sürer?

Sağlıklı bir bebeğin gelişim süresi haftadır. Kadın doğum pratiğinde gebelik haftası, kadının son adet tarihinden itibaren hesaplanmaktadır. haftaları arasında doğum, “zamanında (term) doğum” olarak bilinir.

Gebeliğin 20’nci haftası ile 37’nci haftası arasında gerçekleşen doğumlar ise erken doğumdur. Erken doğumlar;

  • Erken preterm (Gebeliğin 20’nci haftası ile 33 hafta 6 gün arası)
  • Geç preterm (’nci haftalar) olarak ikiye ayrılabilir.

Erken doğum riski ne zaman başlar?

Gebeliğin 20’nci haftasından önce olan gebelik kayıpları, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “düşük (abortus)” olarak tanımlanmaktadır. 20’nci haftadan sonra kasılmaların başlaması ve düzenli olarak gelmesi erken doğum riskini gösterir.

Hangi gebeliklerde erken doğum riski vardır?

Özellikle ilk gebelikte erken doğum riskini öngörmek çok kolay değildir. Erken doğum riskinin arttığı durumlar:

  • Çoğul gebelik
  • Bebeğin iri olması veya suyunun fazla olması gibi rahmin çok büyüdüğü durumlar
  • Önceki gebelikte erken doğum hikayesinin olması
  • Gebeliğin ikinci üçayında vajinal kanama hikayesi
  • Gebelikte enfeksiyonlar
  • Aşırı fiziksel aktivite
  • İki gebelik arası sürenin kısa olması
  • Gebeliğe çok kilolu veya çok zayıf başlanması
  • Uterin anomaliler yani rahimde şekil bozuklukları (Rahim genişliği yeterli değilse erken doğum ile ilişkilidir.)

Annedeki stresin erken doğuma neden olabileceği ile ilgili yayınlar olsa da stresin ölçümü tam olarak yapılamaz. Bu nedenle stresin, erken doğumla direkt ilişkisini göstermek zordur.

Anneye veya bebeğe ait bazı özel durumlar, tedavi amaçlı erken doğumu gerektirebilir.

Annede gelişen gebelik zehirlenmesi annenin ve bebeğin hayatını tehdit eden çok ciddi bir durumdur ve tek tedavisi doğumdur. Bebeğin akciğerlerinin gelişimi de göz önünde bulundurularak doğum zamanına karar verilir. Annede gebelik kolestazı (vücuttaki safra yollarının işlevindeki bozukluk nedeniyle kandaki safra asit miktarındaki artışa bağlı olarak çeşitli şikayetlerin oluşması) veya bazı kalp hastalıkları nedeniyle erken doğumu planlamak gerekebilir.

Bebekte anne karnında gelişme geriliği ve bazı fetal anomalilerin olması durumunda erken doğum gerekebilir. Gelişme geriliğinde takip edilen parametrelerde bozulma olması durumunda ve bebeğin sıkıntıda olduğu tespit edilirse doğum planlanır.

Erken doğumun belirtileri nelerdir?

  • Düzenli izlenen rahim kasılmaları (20 dakikalık sürede arka arkaya gelen 4 kasılma olması veya bir saat süresince 8 kasılmanın hissedilmesi.)
  • Hekim tarafından yapılan muayenede rahim ağzında değişiklikler erken doğum belirtilerinin başında gelmektedir.

Son aylarda düzensiz gelen ve ağrılı olmayan kasılmalar “Braxton Hicks Kasılmaları” olarak adlandırılır. Bu kasılmalara, doğuma hazırlık ağrıları da denmektedir. Ancak erken doğumda kasılmalar, düzenli aralıklarla gelmekte ve sıklığı giderek artmaktadır. Ayrıca;

  • Karnın alt kısmında adet sancısına benzeyen ağrılar,
  • Vajina ya da karnın alt bölgesinde basınç hissi,
  • Hafif kanama ve lekelenme,
  • Bulantı ve kusma eşlik edebilir.

Erken doğum, bazen membran rüptürü (doğum başlamadan suyun gelmesi) ile birlikte olabilir. Suyun gelmesi istemsiz bir şekilde olur ve gebe, berrak sıvının aktığını hisseder. Bazı durumlarda az miktarda amniyon akışı (bebeğin içinde bulunduğu sıvı) tanıyı zorlaştırabilir. Gözle görünen aktif amniyotik sıvı akışının olmadığı durumlarda, özel tanısal testler ile vajendeki sıvının bebeğe ait olup olmadığı anlaşılabilmektedir. Membran rüptürü, gebelerde zaman zaman karşılaşılabilen idrar kaçırma probleminden de ayırt edilmelidir.

Erken doğum riski azaltılabilir mi?

Erken doğum riski olan gebelere öncelikle yatak istirahati ve fiziksel aktivitenin kısıtlanması önerilir. Ancak sürekli hareketsiz kalmak da gebelikte sıkıntı yaratabilir. Bu nedenle erken doğum riski değerlendirmesi doğru analiz edilmelidir.

Günümüzdeki son literatür bilgileri, erken doğum riskinin, progesteron (kadınları hamilelik dönemine hazırlayan hormon) kullanımıyla önlenebileceğini göstermektedir.

Gebelik takip sürecinde ultrasonografi ile bakılan rahim ağzı uzunluğu, erken doğumun öngörülmesinde belirleyicidir. Kişinin geçmiş öyküsüne ve ultrasonda ölçülen rahim ağzı uzunluğuna göre bazen progesteron başlanmakta bazen de rahim ağzına dikiş uygulaması yapılabilmektedir.

  • Bol sıvı tüketimi,
  • Sigaranın bırakılması,
  • Yoğun fiziksel aktiviteden kaçınılması,
  • Sağlıklı ve düzenli beslenilmesi,
  • Gebelikler arasındaki sürenin kısa tutulması,
  • Enfeksiyonlara karşı korunulması,
  • Düzenli kontrollere gidilmesi erken doğum riskini azaltmaktadır.

Gebe, erken doğum riski yaşadığını nasıl anlayabilir?

  • Karında sertleşmelerin düzenli aralıklarla gelmesi,
  • Karnın alt bölgesinde baskı hissinin olması,
  • Gelip giden kasık ağrıları,
  • Lekelenme ve vajinal kanama tehlike bulguları olabilir. Bu belirtilerin varlığında gebe, en kısa zamanda sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Ayrıca ağrı olmadan şeffaf bir akıntı varlığında da hastaneye gidilmelidir.

Erken doğum engellenebilir mi?

Erken doğum riski yüksek olan gebelerde, riski azaltmaya yönelik yukarıda bahsedilen önlemler alınmalıdır. Ancak erken doğum başladığında, gebenin hastaneye yatırılarak izlemi yapılmalı ve erken doğum kasılmalarını azaltmaya yönelik tedaviuygulanmalıdır. Günümüzde var olan tedavilerin hiçbiri erken doğumun engellenmesinde yüzde etkin değildir.

Erken doğumda önemli olan bir husus da bebeğin hangi merkezde doğurtulması gerektiğidir. Gebenin, yenidoğan yoğun bakım şartları uygun bir merkezde doğurması önemlidir. Gebe yenidoğan ünitesi olmayan bir merkezde görüldüyse, acilen üst basamak bir merkeze güvenli bir şekilde nakli sağlanmalıdır. Daha önce yapılmamışsa bebeğin akciğerlerinin gelişmesi için iğne yapılmalı ve doğum olabildiğince ertelenmelidir. Bebekte veya annede stres bulgusu varlığında bu ağrıları durdurmak tehlikelidir ve bir an önce doğum planlanmalıdır.

Doğum Belirtileri Nelerdir?

Anne adayının doğum anına hazır olduğuna dair bazı işaretler vardır. Central Hospital’dan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Cengizhan Kolata, anne adaylarının doğum öncesi yaşadığı değişiklikleri ve doğumun yaklaşma sürecini anlatıyor.

HER HAMİLELİK FARKLIDIR

Her hamilelik birbirinden farklıdır. Bu sebeple doğum süreci de bu durum göz önüne alınarak değerlendirilmelidir. Eğer 2. ya da 3. gebelikse ve önceki doğumlar sorunsuz bir şekilde gerçekleştiyse bir sonraki doğumun da sorunsuz olacağı anlamına gelmez. Ayrıca gebelik süresince anne adayının yaşadığı herhangi sıkıntı da doğum sürecini direkt olarak etkileyebilir. Doğumdan önce hamile kadında bedensel birçok değişiklik meydana gelebilir. Bu değişimler birkaç saat önce ya da 1 ay önce de oluşabilir. Özellikle doğuma yakın bir süre rahim ağzında incelme ve genişleme olması doğumun yaklaşacağına işarettir. Tabi bu durumu sadece uzman bir doktor fark edebilir. Anne adaylarının fark ettikleri değişimler ise aşağıda yer almaktadır.

ŞİDDETLİ AĞRI DOĞUM HABERCİSİ

Anne adayları gebeliklerinin son dönemlerinde yalancı doğum ağrısı denilen ağrıları yaşamaya başlar. Bu ağrılar doğumdan birkaç ay önce yaşanan, düzensiz ağrılardır. Bu sebeple hemen hekime başvurulması gerekmez. Ancak ağrılar sık, şiddetli ve 10 dakikada bir olmak üzere düzenli hale geldiğiyse doğum süreci başlamış denilebilir.

BEBEĞİN BAŞI DOĞUM KANALINA GİRDİYSE

İlk gebeliklerde haftadan sonra bebeğin başını doğum kanalına yerleştirmesi doğumun yaklaştığının önemli belirtilerinden biridir. Bu gelişme, fiziksel olarak annenin hissedebileceği bir durumdur. Çünkü hamile kadının yaşadığı bazı rahatsızlıklar bu olayla birlikte nispeten azalır. Örneğin gebelik döneminde yaşanan nefes daralması, reflü gibi sıkıntılarda azalma ve bazı kas ağrılarında hafifleme olur. Ama bunun yanı sıra anne adayı daha sık aralıklarla tuvalete gitme zorunluluğu duyabilir. Bebek, başıyla annenin idrar kesesine basınç yaptığından bu durumun gelişmesi normaldir.

HER HAMİLE NİŞAN GELMESİNİ FARK EDEMEYEBİLİR

Nişan gelmesi olarak adlandırılan durum ise rahim ağzını tıkayan mukus tıkacın atılmasıdır. Mukus tıkaç bebeğin bulunduğu keseyi dış etkenlerden korumak amacıyla bir nevi bariyer görevi görür. Gebelik artık sona yaklaşmışken rahim ağzında oluşan değişiklikler sebebiyle bu tıkaç düşer. Bu duruma halk arasında nişan gelmesi denir. Bazı anne adayları nişan gelmesini fark edemeyebilir. Çünkü mukus tıkacın atılması gebelik süresince oluşan akıntılar yoluyla da olabilir. Nişan gelmesi doğumun yaklaştığını gösteren önemli ibarelerden biridir ancak hemen doğumun gerçekleşeceği anlamına da gelmez. Kimi zaman nişan geldikten saatler sonra doğum gerçekleşebilirken, kimi zaman günler hatta haftalar sonra da doğum başlayabilir. Yani nişan gelmesi sadece bir habercidir denilebilir.

SU GELDİKTEN 24 SAAT SONRA DOĞUM OLMAZSA ENFEKSİYON GELİŞEBİLİR

Bebeğin içinde bulunduğu kesenin patlaması ve oradaki amniyotik sıvının boşalması durumuna suyun gelmesi denir. Bu patlama genellike rahim ağzı tamamen açıldığı zaman gerçekleşir. Su gelmesi durumu hafif ya da birden boşalma şeklinde de olabilir. Ancak anne adayından su geldikten sonra en kısa sürede hastaneye ulaştırılması ve doğum eyleminin de 24 saat içinde gerçekleştirilmesi gerekir. Su geldikten sonra 24 saat içinde doğum olmaz ise bu durum hem bebek hem de anne için enfeksiyonel sorunlara yol açabilir.

HAREKETLİ VE ENERJİK DAVRANIŞLAR GÖZLENİR

Doğuma yakın bir süre anne adayında görülen tüm bu fiziksel değişimlerin yanı sıra psikolojik farklılıklar da gelişebilir. Bunlardan en dikkat çekeni hamile kadının gebelik boyunca kendisini yorgun ve bitkin hissediyorken doğuma yakın bir süre oldukça hareketli ve enerjik davranmasıdır. Hamilelik sebebiyle hormonlarda oluşan değişimler bu duruma zemin hazırlayabilir. Anne adayındaki bu ani ruhsal değişim normal olarak kabul edilir. Birçok hamile kadın doğumdan kısa bir süre önce bu şekilde duygu durumları yaşayabilir.

DOĞUM DETAYLARI HAMİLELİĞE GÖRE BELİRLENİR

Gebeliğin son dönemleri uzman doktor anne adayına doğum belirtileri ile ilgili bilgileri verir. Sancıların hangi sıklıkta ve nasıl olacağına dair detaylı bir açıklama yapar. Tabi tüm bu detaylar hamile kadının durumuna göre belirlenir. Eğer gebelik riskli ise uzman hekim bu konuda anne adayını bilgilendirir ve doğum hakkında gerekli planlamayı yapar. Ayrıca hamileliğin son anına kadar herhangi bir komplikasyon olmadığı halde doğumun başlamasından emin olunamıyorsa hemen uzman bir doktora başvurulmalıdır.

Kısaca özetlemek gerekirse; bebeğin hareketleri azaldıysa, kasılma ve sancılar sıklaştıysa, su geldiyse, geçmeyen bir baş ağrısı ve görmede bulanıklık varsa doğum anı yaklaşmıştır. Tüm bu bulguların her anne adayında aynı olmayacağı dikkate alınmalı, şüpheli bir durumda uzman doktora danışılması gerektiği unutulmamalıdır.


Etiket:

Doğumun Yaklaştığını Gösteren 6 Belirti

Doğumun Yaklaştığını Gösteren 6 Belirti, Rahatlama, Nişan Gelmesi, Su Gelmesi, Doğum Ağrıları, Rahim Ağzında incelme, Rahim Ağzında Genişleme,

1- Rahatlama

Bebeğin karnınızın alt kısmına (pelvis) doğru yer değiştirmesi ile diaframınız üzerindeki basınç azalır ve daha kolay nefes alabilir hale gelirsiniz. Ancak bu kez idrar kesesi üzerindeki basınç artışına bağlı olarak tuvalete gitme ihtiyacı artabilir.

2- Nişan gelmesi

Gebelik boyunca rahim ağzını kapatan kalın mukus tabakası rahim içine bakterilerin girişini engeller. Doğuma yaklaştıkça rahim ağzındaki incelme ve gevşemeye bağlı olarak bu mukus tabakası atılır. Bu olay tüm gebelerde görülmeyebilir; genellikle kanlı koyu kıvamlı bir akıntı şeklindedir ve doğum eyleminin başlamasından dakikalar, saatler ya da günler önce atılabilir.

3- Su gelmesi

Bazı gebelerde amniotik kesenin doğum eyleminden önce yırtılması sonucu genellikle az miktarda su vajenden dışarı doğru akar. On kadından birinde ise yoğun miktarda su boşalabilir. Özellikle gebeliğin son dönemlerinde idrar kaçırmaya sık rastlandığından gelen sıvının amnion sıvısı mı idrar mı olduğunun kesinleştirilmesi için doktorunuza başvurmanız gerekir. Çünkü membranların erken yırtılması halinde rahim içi enfeksiyon gelişme riski artabilir.

4- Doğum ağrıları

Gebeliğin son aylarında görülen düzensiz aralıklarla gelen, alt karın ve kasıkta hissedilen, şiddeti değişken, karında sertleşme ile birlikte olan, pozisyon değişikliği ile azalan ya da kaybolan, kısa süreli kasılmalar yalancı doğum ağrıları olarak bilinir. Doğuma yaklaştıkça yalancı doğum ağrıları yerini gerçek doğum ağrıları denen daha şiddetli, sırtın alt kısmından başlayıp karna yayılan ve karında sertleşmenin eşlik ettiği, daha uzun süren ( saniye), düzenli aralıklarla gelen, dinlenmekle geçmeyen, aralıkları ve şiddeti giderek artan kasılmalara bırakır. Beş dakikada bir gelen ve 1 dakikadan uzun süren kasılmalar ya da su gelmesi halinde doktorunuza başvurmanız önerilir.

5- Rahim ağzında incelme

Gebeliğin son ayında rahim ağzı incelmeye başlar. Doktorunuz bu durumu kontrole gittiğinizde vajinal muayene ile anlayabilir ve yüzde olarak ifade eder. Rahim ağzındaki incelme, rahim ağzının daha kolay genişlemesine olanak tanır. Gebeliğin son iki ayında hissettiğiniz yalancı doğum ağrıları da denen kısa süreli, şiddeti az kasılmalar incelmede rol oynar.

6- Rahim ağzında genişleme

Gebeliğin son aylarında rahim ağzında genişleme başlar. Doktorunuz bu durumu vajinal muayene ile anlar ve cm olarak ifade eder. Doğumun gerçekleşebilmesi için rahim ağzında tam genişleme (10 cm) ve tam incelme (%) olması gerekir. Gebeliğin son zamanlarında bebek hareketlerinin bir miktar azalması normal kabul edilir. Ancak bebek hareketlerinde belirgin azalma varsa (saatte 10’dan az) veya bebek hiç hareket etmiyorsa mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Anne Olmak İçin Geç Kalmayınız

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir