bütanal / Page 49 - Kimya 12 | 3.Ünite

Bütanal

bütanal

Aldehit

Aldehitler, yapılarında karbonil grubu bulunan organik bileşiklerden, karbonil grubuna bir hidrojenin bağlı olduğu bileşiklerdir.

Aldehitler genel olarak yüksek sıcaklıklarda alkollerindehidrojenasyonundan elde edilebilirler, aldehit adı da buradan gelmektedir. Polar moleküldür. Düşük ve yoğun fazlarda hidrojen bağı yoktur. Aynı karbon sayılı ketona göre kaynama noktası daha yüksektir. Birincil alkollerin yükseltgenmesi veya primer alkollerin &#;°C'de zorunlu tepkimesi ile (entalpi > 0) aldehit oluşturulabilir. C-X2 formulündeki alkil dihalejanürün, NaOH veya KOH ile tepkimesinden de aldehit elde edilebilir. Tollens ve Fehling ayracı ile tepkime verebilir.

Tollens ayıracı: Amonyaklı AgNO3 ile tepkimeye giren aldehit, Ag+1 iyonu ile yükseltgenir. İndirgenen gümüş iyonu, çökelti oluşturur. Oluşan çökelti, gümüş aynasıdır.

Fehling ayıracı: aldehitler, yüksek sıcaklıkta, Cu+2 (bakır) iyonları içeren çözeltide karboksilik aside yükseltgenirken, Cu+2 => Cu+1 indirgenir. Çözeltinin rengi, maviden, kırmızıya dönüşür. Sebebi ise oluşan Cu2O (bakır (I)oksit) bileşiğidir.

Birçok aromatik aldehit doğada bol miktarda bulunur; benzaldehit bademde, vanilin vanilyada, sinnamaldehit tarçında. Kendilerine has özel kokuları vardır.

Aldehitler yapılarındaki karbonil grubu sebebiyle birçok reaksiyona kolaylıkla iştirak edebilirler. Kolayca yükseltgenerek karboksilli asitleri, indirgenerek alkolleri verirler. Formaldehit ve asetaldehit gibi aldehitler kolayca polimerleşir.

Bu basit aldehitler, birbirine bağlanarak on binlerce molekül ihtiva eden ve polimer adı verilen uzun makromolekül zincirleri oluşturur. En çok kullanılan plastik maddeler, bir aldehit (bilhassa formaldehit) ile başka türden moleküllerin polimerleşmesiyle elde edilmiştir. Mesela formaldehit ile fenolün polimerleşme ürünü bakalit, formaldehit ile ürenin polimerleşme ürünü ise formikadır.

Polimerlerin bileşeni, plastiklerin, boyaların, ilaçların, çözücülerin ve parfümlerin hammaddesi olan aldehitlerin çoğu sanayide büyük miktarda üretilmektedir. Aldehitlerin çoğunun fizyolojik etkileri de vardır. Mesela aldehit grubu ihtiva eden fizyolojik bileşiklerden retinen, A1 vitamininin yükseltgenmesiyle teşekkül eder ve görme olayında önemli rol oynar. B6 vitamini grubundan olan pridoksal fosfat ise temel hayati olaylara katılan aldehitli bir koenzimdir. Formaldehit, proteince zengin maddelerin bozulmasını önlediği için gıda sanayiinde katkı maddesi olarak kullanılır. Glikoz gibi basit şekerlerin (aldozlar ya da aldoheksozlar) ve steroit yapısındaki tabii veya sûni hormonların çoğunda bir aldehit grubu bulunur.

Formaldehitin %40’lık sulu çözeltisine formalin adı verilir. Bir formaldehit polimeri olan paraformaldehit, antiseptik ve böcek öldürücü olarak kullanılmaktadır.

Adlandırma[değiştir kaynağı değiştir]

IUPAC Sisteminde, alifatik aldehitler, ilgili alkanın sonuna –al eki getirilerek adlandırılırlar. Örneğin: HCHO ilgili alkanı metan olduğu için metanal olarak adlandırılır. CH3CH2CH2CHO ilgili alkanı da bütan olduğu için bütanal olarak adlandırılır.

Karbonil grubu (-CHO) bir halka sistemine bağlı olan aldehitler karbaldehit son eki ilave edilerek adlandırılır.


Aldehit grubunun karbon atomlarının zincirinin ucunda olması gerekir. Bu nedenle yerini ayrıca belirtmeye gerek yoktur. Başka sübstitüentler varsa, karbonil grubuna 1 rakamı verilir.

Birçok aldehitin ayrıca yaygın adları da vardır ve bunlardan bazıları IUPAC tarafından kabul edilebilir adlar olarak belirlenmiştir. Örneğin&#;: Metanal – Formaldehit, Etanal – Asetaldehit, Benzenkarbaldehit – Benzaldehit olarak sıkça kullanılırlar.

Tez NoİndirmeTez KünyeDurumu
Sağım sistemlerinde UV-C ışınlama ile sütün mikrobiyolojik kalitesinin iyileştirilmesi / Improvement of microbiological quality of milk by UV-C irradiation in milking systems
Yazar:AZİZE ATİK
Danışman: PROF. DR. TUNCAY GÜMÜŞ
Yer Bilgisi: Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Gıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı
Konu:Gıda Mühendisliği = Food Engineering
Dizin: Onaylandı
Doktora
Türkçe

s. Bu çalışmada, sağım sistemlerinde farklı dozlarda UV-C ışın uygulaması ile sütün yapısını bozmadan mikrobiyal yükünün azaltılması amaçlanmıştır. Çalışma, çiğ süte farklı sıcaklık ve sürelerde UV-C ışın uygulanması ile sütün mikrobiyal yükünün azaltılması ve UHT süte bazı patojen bakterilerin belirli oranlarda inoküle edilerek farklı dozlarda UV-C ışın uygulamasının patojen bakteriler üzerine etkisinin incelenmesi olmak üzere iki aşamalı olarak gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonucunda UV-C uygulamasının Toplam Mezofil Aerobik Bakteri (TMAB) sayısında yaklaşık log'luk azalmaya neden olurken, toplam maya-küf, toplam koliform grubu bakteri, Staphlococcus aureus ve Escherichia coli sayısının tespit edilemeyecek düzeye kadar düşürdüğü tespit edilmiştir. UHT süte inoküle edilen Salmonella Typhimurium sayısında 1,,81 log, Listeria monocytogenes sayısında yaklaşık 3 log, S. aureus sayısında 1,,76 log azalma olduğu ve E. coli için ise tespit edilemeyecek düzeye indiği belirlenmiştir. UV-C uygulamasının pH üzerine etkisi olmadığı, sütün viskozitesinin ise uygulanan ışın dozu arttıkça azaldığı tespit edilmiştir. UV-C'nin L ve b değerlerinde kontrol grubuna göre azalışa a değerinde ise artışa neden olduğu, UV-C uygulama sonrası renk ölçümü yapılan sütlerde toplam renk değişiminin (ΔE) değerlerinin ise yüksek olduğu tespit edilmiştir. Sütün serbest yağ asitliği UV-C uygulaması ile artmış, kolesterol miktarında ise UV-C uygulaması sırasında quartz cam üzerinde kalan yağ miktarına bağlı olarak azalış olduğu belirlenmiştir. UV-C uygulaması sütte bulunan 7-dehidrokolesterolü D3 vitaminine dönüştürerek D3 konsantrasyonunda artış sağlamıştır. UV-C'nin sütün yağ asidi kompozisyonu üzerinde etkisinin olduğu belirlenmiştir. C ve C miktarlarında uygulanan doz arttıkça, C ve C miktarlarında ise tüm uygulamalarda oransal bir azalış meydana gelmiştir. UV-C'nin C ve C miktarlarında artışa neden olduğu, C, Cn6 ve Cn3 miktarlarının 60 J/mL doz uygulamasında arttığı diğer doz uygulamalarında oransal olarak azaldığı belirlenmiştir. UV-C, işlem görmemiş sütte tespit edilen karbon disülfit miktarının oransal olarak artmasına, işlem görmemiş çiğ sütte tespit edilemeyen 3-metil bütanal, 2-metil bütanal, izobütiraldehit, 2-N-propiloksohegzanal, 2,3,5,6 tetra-kloro-fenil metil sülfoksit, 2-metil pentanal bileşenlerinin düşük oranda da olsa oluşumuna neden olmuştur. Sütün duyusal değerlendirilmesinde, genel olarak uygulanan ışın dozu arttıkça süt örneklerinin aldığı puan değerleri düşmüştür. Tüm duyusal değerlendirme kriterlerinde en yüksek puanı 18 mL/dk (60 J/mL doz UV-C) akış hızında UV uygulanmış örnekler almıştır. Çiğ süte UV-C uygulaması ile yüksek dozda mikrobiyal yük çok azalmış ancak sütün bazı fizikokimyasal ve duyusal özelliklerinde bazı değişimler tespit edilmiştir. Sonuç olarak, sütün duyusal özellikleri ve fizikokimyasal özellikleri değişmeden yaklaşık 60 J/mL doz UV-C uygulaması ile bakteriyel yükü log azaltılabileceği düşünülmektedir Bu düzeyde UV-C uygulaması ile mikrobiyal yükü azaltılmış süt için pastörizasyonunda kullanılan sıcaklık ve süre normlarının düşürülmesi ile hem düşük enerji tüketiminin sağlanması, hem de sütün kendine has besleyici ve aromatik özelliklerinin korunması sağlanabilir. Süt sağım sistemlerinde süt akış hızının bu çalışmada kullanılan akış hızından fazla olması nedeniyle UV-C sisteminin sağım sistemine entegre edilebilmesi için daha yüksek UV-C çıkış gücüne sahip ve çoklu lamba içeren kolonların kullanılması gerektiğini göstermektedir. Bu nedenle endüstriyel boyutta UV-C sistemi üzerine çalışma yapmadan önce pilot/laboratuvar ölçekli çoklu lamba içeren UV-C kolonu ile farklı akış hızlarında çalışma yapılması daha belirleyici sonuçlar elde etmek için önerilmektedir. In this study, it was aimed to reduce the microbial load in milking systems by applying different doses of UV-C radiation without alteration of the structure of milk. The study was carried out in two stages: The reduction of microbial load of raw milk by UV-C radiation application at different temperatures and durations and the examination of the effect of UV-C radiation application on pathogenic bacteria by inoculating certain pathogenic bacteria to the UHT milk proportionately. As a result of the study, it was detected that the application of UV-C caused a decrease of log in the total number of Total Mesophilic Aerobic Bacteria (TMAB), while it decreased the number of the total yeast-mold, total coliform group bacteria, Staphlococcus aureus and Escherichia coli to an undetectable level. It was determined that there was a decrease of 1,,81 log for the number of Salmonella Typhimurium, approximately 3 log for the number of Listeria monocytogenes, 1,,76 log for the number of S. aureus in which the number of E. coli reach to an undetectable level in certain pathogenic bacteria inoculated UHT milk. It has been determined that UV-C application does not have an effect on the pH values, while the viscosity of the milk decreases as the applied radiation dose increases. It was determined that UV-C caused a decrease in L and b values and an increase in a value compared to the control group and the total color change (ΔE) values were high in the milk whose color was measured after UV-C application. The free fatty acidity of milk increased with UV-C application, and cholesterol amount decreased during UV-C application depending on the amount of oil remaining on the quartz glass. UV-C application transformed the 7-dehydrocholesterol in milk into vitamin D3, resulting in an increase in D3 concentration. It was determined that UV-C had an effect on milk fatty acid composition. A decrease was occurred in C and C amounts as the dose applied increased while a proportional decrease was occurred in C and C amounts in all applications. It was determined that UV-C caused an increase in C and C amounts, while it caused a proportionally decrease in all aplications for C, Cn6 and Cn3 amounts except 60 J / mL dosing. UV-C increased the amount of carbon disulfide proportionally detected in untreated milk while it caused the formation of 3-methyl butanal, 2-methyl butanal, isobutyraldehyde, 2-N-propyloxohexanal, 2,3,5,6 tetra-chloro-phenyl methyl sulfoxide, 2-methyl pentanal components even at a low rate which cannot be detected in unprocessed raw milk. In the sensory evaluation of milk, generally as the applied radiation dose increases, the obtained score values for milk samples decreased. UV-treated samples at a flow rate of 18 mL/min (60 J/mL dose UV-C) received the highest score in all sensory evaluation criteria. With the application of UV-C to raw milk, high doses of microbial load decreased so much but some changes in some physicochemical and sensory properties of milk were detected. As a result, it is thought that the bacterial load can be reduced by logs by applying approximately 60 J/mL dose of UV-C without changing the sensory and physicochemical properties of milk. With this level of UV-C application, by reducing the temperature and time norms used in pasteurization of milk with reduced microbial load, both low energy consumption and preservation of unique nutritional and aromatic properties of milk can be achieved. Since the milk flow rate in milking systems is higher than the flow rate used in this study, it indicates that columns with higher UV-C output power and multiple lamps should be used in order to integrate the UV-C system into the milking system. For this reason, it is recommended to work at different flow rates with a pilot/laboratory scale multi-lamp UV-C column before working on an industrial-size UV-C system to achieve more deterministic results.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir