trü hukuk / Hukuk Fakültesi Güz Dönemi Ders Programı | Antalya Bilim Üniversitesi

Trü Hukuk

trü hukuk

UMUT CAN KESGİN

 Kuruluş

Hukuk Klinikleri Kulübü,17 Ocak tarihinde Trabzon Üniversitesi Hukuk Fakültesinde kurulmuşseafoodplus.infon'un ve Karadeniz'in en büyük hukuk öğrencileri kulübüdür.

Yaklaşık Üye

Üyeleri içerisinde,Trabzon Üniversitesi Hukuk Fakültesi bölümünü okuyan öğrencilerin yanı sıra Trabzon Üniversitesi bünyesinde okuyan diğer fakülte öğrencileri de bulunmaktadır.

Evrensel İnsan Haklarını
Temel Alır

Kuruluşundan bugüne ülkemizde çoğulcu, özgürlükçü, katılımcı demokratik hukuk düzeninin, hukukun üstünlüğünü, insan hak ve özgürlüklerinin mücadelesini temel almıştır.

Ekibimiz

EKİBİMİZLE TANIŞIN

YÖNETİM KURULU BAŞKANI

GENEL SEKRETER

SAYMAN

BAŞKAN YARDIMCISI

AKADEMİK AKTİVİTELERDEN SORUMLU BAŞKAN YARDIMCISI

SEMİNER VE KONFERANSLARDAN SORUMLU BAŞKAN YARDIMCISI

SOSYAL ORGANİZASYONLARDAN SORUMLU BAŞKAN YARDIMCISI

TANITIMDAN SORUMLU BAŞKAN YARDIMCISI

Bize Ulaşın

Karadeniz Teknik Üniversitesi Kanuni Kampüsü Hukuk Fakültesi ORTAHİSAR, Trabzon Merkez/Trabzon



Hint filmlerini bir kategoriye sokmak imkansızdır. Aşk filmi sanırsınız, birden politik-felsefi bir yöne savrulur, ciddi bir film derken oyuncuların tuhaf ve renkli danslarına tanık olursunuz. Tüm kategoriler film boyunca şöyle bir görünüp kaybolurlar, dram ve komedi, komedi ve politik hiciv, politik hiciv ve aşk, aşk ve müzikal, müzikal ve aksiyon arasında süregiden bir olaylar yumağı izleyeni nefessiz bırakır. İzleyen o kadar değişik ve çelişkili duygulara maruz kalmıştır ki, olup biteni yorumlamakta zorlanır.

Sevgili dostum Ali Said ve sevgili öğrencilerimiz Deniz, Hicran ve Yiğit ile geçirdiğimiz bu akşam adeta Hint filmi tadındaydı. Dram ve komedi hem içiçe, hem peşpeşeydi. Kahkaha da atıldı masada, gözyaşı da akıtıldı. Hem geleceğe dair hayaller, hedefler, beklentiler, kaygılar paylaşıldı, hem geçmişe dair olumlu-olumsuz yaşanmışlıklara kapı aralandı. Hem hüzün, hem umut vardı. Hem geçmiş yaralar kanatıldı, hem bu yaralardan daha güçlü bir kişi olarak çıkmanın ipuçları ortaya kondu. Hem aşk vardı masada, özellikle Ali Said'in telefonunda, hem de sevgilisi tarafından terkedilmiş olarak Sürmene'den Yomra'ya tek başına dönmenin hüznü. Elbette birkaç saat süren sohbette her konu, en ince detayına kadar konuşulmadı ama konuşulan her konu olabilecek en doğal ve samimi haliyle ortaya kondu. Ben bile -kendi kendime şaşarak- yer yer çözüldüm, şimdiye kadar hiçbir iftar sofrasında olmadığı kadar rahatça kendi özelimin can sıkıcı teferruatlarını paylaştım. Eğer Olimpiyat Kafe'nin garsonu gelip de "hocam 10 dakika sonra kapatıyoruz" demeseydi, sanki sahura kadar orada oturup konuşacakmış gibiydik. Belki o yüzden, kafeden yarıda kalmışlık halet-i ruhiyesiyle ayrıldım. 

Adet olduğu üzere, bu akşam aynı masada zaman geçirdiğim arkadaşlarımı birkaç cümleyle anmak istiyorum. 

Yiğit: Tok sesine hayran olduğumu Yiğit'i tanıdığım günden bu yana hep söylemek istedim, bu akşam da söyleyemedim ancak şimdi bu vesileyle söylemek istiyorum. Kendini dinleten, güçlü, ne istediğini, ne yaptığını bilen, kararlı bir sesi var Yiğit'in. Sağlam ve gerçekçi bir duruşu olmasına rağmen, ufak bir rüzgarda duygu kapılarının ağzına kadar açıldığını da bu akşam öğrenmiş oldum. 

Hicran: Mahsun Kırmızıgül'ün bir zamanlar meşhur "yıkılmadım ayaktayım" şarkısının vücut bulmuş hali gibiydi. Açıkça ifade edeyim benzer bir süreci ben yaşasaydım çoktan yıkılırdım, un ufak olurdum. Onun her şeye, tüm yaşadıklarına rağmen hiç kesilmeyen güleç, neşeli hâli kendi savaşını kazandığının en bariz işaretiydi. Onun adına çok mutlu oldum. Kendi kendisini analiz edip, kendi kendisine doktorluk yapıp, sağlıklı sonuçlara ulaşması ise ayrıca takdire şayandı. 

Deniz: Bu kadar duygusal biri beklemiyordum. Ben bu akşam, mücadele eden, çabalayan, sevdiği tek insanla beraber ayakta kalmak için uğraşan birini tanıdım. Derslere giriyoruz, gençler bizi dinliyor, onlara birşeyler anlatıp duruyoruz, sonra amfiden çıkıp gidiyoruz. Oysa karşımızda onlarca, yüzlerce hayat var, yani hayaller var, travmalar var, mutluluklar var, üzüntüler var ve biz bu hayatlardan bihaberiz. Bu akşam Deniz'in şahsında, aslında her öğrencinin dopdolu bir dünya olduğunun farkına vardım. 

Ali Said: Üç gün önce belini incitmiş olmasına rağmen, bizi kırmadı ve aramıza katıldı. Aramıza katıldı ama aramızda mıydı ondan emin değilim. Çokça telefonda yazıştı, ara sıra sohbetimize iştirak etti. Yadırgamıyorum, zor iş bekarlık. 

Son bir haftada 4 öğrenci grubuyla iftar yemeğine katıldım. İftar işin bahanesiydi, amaç sohbet etmek, konuşmak, dertleşmek, gülmek, eğlenmekti. Ben hepsinden ayrı ayrı zevk aldım, iyi ki çağrılmışım. Beni çağıran, benimle sohbet eden her öğrenciye bu vesileyle bir kez daha teşekkür ederim. Her yemekten sonra, blogda ve instagramda o akşam sofrada bulunanlar hakkında bir-iki cümle yazdım. Fakat hiç kendimi yazmadım. Bu yazıyı ve bu Ramazan davetlerini kendimi de yazarak noktalamak istiyorum: 

Hüseyin Cem: Hayatı yorumlayışın zaman içinde değişti, hayata verdiğin anlam kökten değişti, hiç kendinden beklemezken inançsız bir inançlı oluverdin ama aslında sen hiç değişmedin. 96'nın bir bahar akşamında, Topraklık'tan çıkıp Kurtuluş Parkına gittiğin ve tel örgünün arkasında durup halısahada maç yapanları seyrettiğin gün ne isen, şimdi de osun. 

Hüseyin Cem ÇÖL

30 Nisan - Pelitli

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir