noktalama işareti koyucu / Noktalama ve Diğer İşaretler – Türk Dil Kurumu

Noktalama Işareti Koyucu

noktalama işareti koyucu

[button]Semih Gümüş[/button] Noktalama işaretleriyle edebiyat metinlerinin arası her zaman sorunlu olmuştur. Bunun nedenleri üstünde düşünme fırsatımız pek olmuyor belki ama bilenler bilir: Türkçenin yazım ilkelerinin daha yeni olgunlaştırıldığı zamanlarda bu konuları dert edinen kimi yazarlar, noktalama işaretlerinin en aza indirilmesi gerektiğini sık sık vurgulamıştır. Demek aslında fazlalıktır da, ister istemez, zorunlu olduğumuz için yardım dileniriz onlardan. Elbette yazıdan yazıya da fark var. Bir gazete yazısı ya da bilimsel bir inceleme yazısıyla edebiyat metni arasında, ikisini bir arada düşünmemizi bütün bütüne olanaksızlaştıracak ayrımlar vardır. Birinin anlaşılması için gereksindiği noktalama işaretleri, öbürü için gereksiz çirkinlik olabilir. Şunu baştan söylemeliyim: Roman, öykü gibi yazınsal metinlerde, nokta ile virgülden başka noktalama işaretine gerek yoktur. (Bir tek, zorunlu olduğu yerlerde soru işaretini onlara ekleyebiliriz.) Oysa özellikle yaratıcı yazıyla kurulan ilişkinin başlangıç zamanlarında, noktalama işaretlerine büyük bir ilgi ve sevgi olduğunu görüyorum. Ben de yapabildiğimce bu ilişkinin arasına giriyorum.

Nokta ile virgülün kardeşliği

Varsa noktalama işaretleriyle aranızda bir aşk ilişkisi, onu nokta ile virgüle adayın, bu arada Alberto Manguel’in Okumaların Okuması’ndaki “Nokta” güzellemesine göz atmayı unutmadan: “Bir toz tanesi kadar minik, dolmakalemin sadece bir gagalaması, klavyede bir kırıntı olan nokta, yazma sistemlerimizin takdir edilmeyen kanun koyucusudur.” Böyle başlıyor söze Manguel, sevgiliye yazılmış mektup gibi. “O olmasa, genç Werther’in acılarının sonu gelmez ve Hobbit’in seyahatleri de tamamlanmazdı,” diye sürdürüyor. Nokta (ah nokta, diyorum içimden), boyuna bakmadan en güçlü işaret oluşunu, her şeyden çok, yazınsal bir metnin hünerli bir hayvan gibi daldan dala sıçrayarak en tepelere çıkmasını sağlayan özelliğinden alır. Bir cümleyi bitirirken sonrakine takar koşumları. Cümleler art arda, hızla, ritmik biçimde sıralanırken son noktanın üstüne basarak tırmanır yukarı. “Napoleon’nunki gibi kısacık boyundan doğan belli bir kibre sahiptir,” derken bu hünerini de söylüyor Manguel. Cümlenin sonuna bir ağırlık koyar nokta, parmak basar. Önceki cümleyi bitirirken muzaffer bir komutan gibidir, sonrakine başlarken kararsız. Özgül ağırlığı yadsınamaz. Bütün sorunlar onunla çözülmüyor elbette ama nokta için böyle bir sorun da yok. Çünkü virgül gibi sadık bir arkadaşı var. Noktanın yanından ayrılmayan, onunla yüzyıllardır süren bir yazı kardeşliği yaratmış olan virgül. Noktanın ruh ikizi. Biri varsa, hemen her zaman öbürü de var. İkisi bir aradayken üçüncüsüne gereksinmeleri olmayan ikili. Noktanın dediğim dedikçi, doğruları ben bilir ve işaret ederimci tavrını dengelemek için, virgülün varlığı gerçekten önemli. Onun alçakgönüllülüğü, vazgeçilmez oluşunu belli etmeden gösteren kararlılığı herkese örnek olabilir. O olmazsa pek çok anlam bozulabilir, yanlış anlamalar yazarı ile okuru birbirine düşürebilir. Bütün virgülleri atılmış bir metni yüksek sesle okumaya başladığınız zaman, virgülün önemi daha iyi anlaşılır. Soluksuz kalırsınız, algı güçlüğü yaşadığınız için, okuduğunuz metnin bütün anlamlarına girmeniz olanaksızlaşır. Aynı metni bir de doğru yerlere konmuş virgüllerin yardımıyla okuyun, aradaki farkı çok iyi göreceksiniz. Gene de asıl önemli olan, virgülleri doğru yerlere koymak. Bu elbette çok önemli. Virgülseverlerden de (bir de onlar var) çok çektiğimiz kuşkusuz. Olur olmaz yerlere koydukları virgüllerle zorunlu virgüllerin değerini düşüren yazarlar, yazdıkları metinleri yüksek sesle, virgüllerin bulundukları yerlere dikkat ederek okumuyorlar demek. Yoksa koydukları pek çok virgülün oralardan hemen çıkarılabileceğini, anlamın da hiç bozulmadığını göreceklerdir. Üstelik bozuk para gibi harcanmak, hiç kuşkumuz olmasın ki virgülün boynunu da bükmektedir. Onun boynu büküklüğü alçakgönüllülüğündendir, bir de sizin eğmenize gerek yoktur. Virgül ikinci kişi olmaktan yüksünmez, nasıl olsa onsuz olunmayacaktır. Bir de öteki noktalama işaretlerini düşününce. Nokta ile virgül onlara hep yabancı durur, ötekidir onlar. Yazınsal metinlerde varlıkları gereksiz, işlevsel metinlerde hemen göze battıkları için fazlalık olan noktalama işaretleri. Ünlemi hemen alalım mı.

Ünlemden medet ummak

Ünlem işareti niçin kullanılır? Yazım kılavuzlarında yeri şöyle belirtiliyor: Ünlemlerden, ünlem anlamı veren cümlelerden, seslenmelerden sonra konur. Buna bakarsanız, öyküleri, romanları ünlem işaretleriyle doldurmak gerekir. Oysa öykü, roman gibi kurmaca metinlerde bir tek ünlem işaretine bile gerek yoktur. Bunu dediğimde hemen karşı çıkanlara rastlıyorum. İyi de, siz ünlemleri sözcüklerle vermişseniz, ayrıca sonuna işaretini koymaya gerek var mı? Örnekse, “Ver diyorum sana şu elbiseyi!” ya da “Eyvah!” derken konan şu ünlem işaretleri düpedüz gereksizdir. Bu konuşma cümleleri ünlemi taşıyor zaten. Yaratıcı yazarın yapması gereken de budur: ünlemleri sözcüklerle dil içinde vermek. Verilememişse eksiklik yazılandadır, verilmişse ünlem işaretine gerek kalmaz. Ayrıca anlatmak istediklerimizi ünlem işaretlerine başvurmadan, yazınsal dil içinde, sözcüklerin anlamlarına dayanarak vermek, yazdıklarımızın niteliğini yükseltir. Üstelik ünlem işareti de kötü bir alışkanlıkla öylesine çok kullanılıyor ki. Olur olmaz yerlere konup çoğaltıldıkça düpedüz görüntü kirliliği yaratılıyor. Oysa yazınsal bir metnin, basıldığı kitap ya da dergi sayfasının görselliğini tamamlayan, temiz bir görüntüsü de olmalıdır.

Bir de noktalı virgül var

Ünlem işaretinin yanına noktalı virgülü de koyalım. Değil mi ki ikisi de durduk yerde kendilerini gösteriyor, biz de onların çıkıntılıklarını teşhir edebiliriz. Biri cümlenin sonuna konarken öbürü araya giriyor. Onlara gerek olduğu için mi? Ünlem işaretinin yersiz duruşu yanında, noktalı virgülün kendi varlık nedenini nasıl açıkladığına da bakabilirsiniz. Yazım kılavuzlarında ona da yer var elbette. Bilimsel, akademik, siyasal, kısacası işlevsel metinlerde anlatılmak istenenin doğrudan verilmesi gerekir, yazarın kendi kişisel dili ve üslubu her zaman ikincildir. Dolayısıyla noktalı virgülü de gerektiğinde kullanmak için bir yerde tutacaktır onlar. Oysa yazınsal metinler için gereksiz, olmasa da olur diyebileceğimiz bir işarettir noktalı virgül. Bir kitap sayfasına baktığımız zaman, gözümüze en çok batan iki işaretten biri. Öyküde ya da romanda, noktalı virgüllerin bulunduğu yerlere herhangi bir şey katmadığını düşünüyorum. Onların yerine virgül koyarak okuyun, anlamın değişmediğini göreceksiniz. Fazlalıklar da böylece temizlenmiş olacak. Kısacası, yaratıcı yazarın amacı noktalama işaretlerini hep en aza indirmekse, ki böyle olmalıdır, nokta ile virgülden başkasına gerek duyulmaz. Soru ve tırnak işaretlerine gelince, yerinde kullanıldıklarında, işe yaradıkları kuşkusuz. Gene de azaltmanın yollarını arayalım. Yazarın kişisel dili, bazen konuşma cümlelerinde tırnak işaretleri kullanmayı gereksizleştirebilir. Öykü ve romanlardaki konuşma cümlelerinde tırnak işaretleri kullanmayan pek çok yazar vardır (örnekse, Ferit Edgü hiç kullanmaz). Soru belirtmelerine karşın, “dedi” benzeri tamamlayıcı sözcüklerle sonlandırılan konuşma cümlelerinde soru işareti kullanma zorunluluğu da yoktur bana kalırsa. Noktalama işaretleri üstüne söylenecek daha çok şey var. Şimdi şöyle tamamlayayım: Yazım kılavuzlarında belirtilen ilkelerin akademik anlamlarını yadsımıyorum ama kurmaca metinlerin yazınsal dilleri içinde noktalama işaretlerinin pek çoğuna ne yer vardır ne de gerek. Bu konu yazarı ve okuruyla topyekûn bir ilgiyi hak ediyor. Düşünmeden yazamayız.

noktalama işaretlerini otomatik koyan program varmı acaba

  • Tam anlamıyla yoktur. Program nerden anlıyacak cümlenin bittiğini başladığı yada virgülün kullanılması gerektiğini.
  • Program senin aklından geçenleri okumuyor. Nerede nokta nerede virgül konulur buna sen karar vereceksin. Programa alışma ki zaten yok. Sen kendin yazarak alış.
  • Böyle bir program arayarak r10'da bir ilk olduğunuzu düşünüyorum.
  • Program senin aklından geçenleri okumuyor. Nerede nokta nerede virgül konulur buna sen karar vereceksin. Programa alışma ki zaten yok. Sen kendin yazarak alış.
    haklısınız program bilemeyebilir ama en azından kelime hatalarını yapınca word yada benzeri programlar renkli uyarıda bulunuyor kelime altını çizerek

    bu tip programda da yazılan metini bitirildiğinde butonuna tıklandığında genel olarak metinde cümle sonlarına . , eklemeli hatalı eklediklerinide kulanıcı elle düzeltmeli diye düşünüyorum

    o kadar aradım böyle bir programa rast gelmedim her şeyi yazan programcılar böyle bir programı neden atlamışlarki
  • Olamaz çünkü noktalama işaretini koymak kişiden kişiye yüklenecek anlamdan anlama değişir. program senin ne düşündüğünü bilemez..
Yazdır!

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır