kalp kapakçığı ameliyatı başarı oranı / Mitral Kapak Tamiri Nedir?

Kalp Kapakçığı Ameliyatı Başarı Oranı

kalp kapakçığı ameliyatı başarı oranı

Ameliyatsız Kalp Kapak Tedavileri

1.  TAVI Tedavisi (Ameliyatsız Kalp Kapakçığı Yerleştirilmesi)

Aort nedir?

Vücuda kan pompalayan kalbin sol karıncığı ile kalpten çıkan ana atardamar yani aort arasındaki kapak aort kapağı olarak adlandırılmaktadır.

Aort darlığı nedir?

Aort kapağı, romatizmal kapak hastalığı, doğumsal aort kapak anomalisi ve yaşlanmaya bağlı olarak bozulabilmekte ve daralabilmektedir. 

Aort darlığı neden olur?

Günümüzde en sık karşılaşılan aort kapağı daralması nedeni yaşlanmadır. Beklenen yaşam süresinin giderek uzamasıyla birlikte, oldukça geniş bir insan grubunda kullanma ve eskimeye bağlı, kapakta kireçlenme meydana gelmekte ve aort kapağı daralmaktadır.

Aort darlığı ilerledikçe kalbin sol karıncığındaki basınç artmakta ve vücuda pompalanan kan miktarı azalmaktadır. Bu süreç ilerleyicidir ve maalesef aort darlığının tıbbi tedavisi yoktur. Tek çözüm işlevini yitiren kapağın yerine sağlam bir kapak yerleştirmektir.

Aort kapağı ciddi derecede daraldıkça hastanın hareket kabiliyeti azalmaktadır.  Bu durumda ortaya çıkan ilk belirtiler; yokuş ve merdiven çıkarken hissedilen nefes darlığıdır. İlerleyen zamanlarda ise düz yolda yürürken ve basit hareketlerle bile nefes darlığı hissedilmektedir. Daha da ileri evrelerde göğüs bölgesinde ağrı ve bayılma görülebilmektedir. Bu aşamaya gelen hastalarda aort darlığı tedavi edilmezse ciddi ölüm riski meydana gelmektedir.  

Şekil 1. Aort kapağının anatomisi

Şekil 2. Normal ve kireçli aort darlığı

Aort darlığı tanısı nasıl konulmaktadır?

Aort darlığı tanısı, fiziki muayene ve ekokardiyografi ile konulmaktadır. Aort kapak açıklığı normalde 3-4 cm2'dir. Kapak açıklığı 1 cm2'nin altına kadar daraldığında hastanın yakınmaları da belirginleşmektedir. Bu durumda geç kalmadan aort kapağına müdahale edilmesi gerekmektedir.

Aort darlığı nasıl tedavi edilmektedir? 

Aort darlığının tedavisinde kullanılan birden fazla yöntem kullanılmaktadır. Bunlar:

⦁Aort darlığının cerrahi tedavisi

Aort darlığının tedavisinde uzun yıllardır kullanılan ve artık klasikleşmiş yöntem cerrahi tedavidir. Aort darlığının derecesi belli seviyeye ulaştığında mutlaka müdahale edilmesi gerekmektedir. Aort kapağının cerrahi tedavisi, ameliyathane ortamında göğüs kafesi açılarak ve hasta kalp akciğer pompasına bağlanarak yapılmaktadır. İşlem sırasında, hastanın aort kapağı çıkartılmakta ve yerine mekanik protez ya da biyoprotez aort kapak takılmaktadır. 

⦁Aort kapağının balon ile genişletilmesi 

Ameliyata uygun olmayan, çok yaşlı ve yapılacak başka bir şeyin olmadığı hastalarda yapılan aort kapağının balon ile genişletilmesi işlemi geçici bir çözümdür. Bu işlem hataya genellikle 1 yıl süreyle rahatlık sağlamaktadır. Yüksek riskli olması nedeniyle cerrahi aort kapak değişimi yapılamayan ve özel durumu nedeniyle TAVI yapılması da mümkün olmayan hastalara uygulanmaktadır. 

⦁TAVI yani aortaya damar yoluyla kapak takılması 

TAVI, açık kalp ameliyatı yapılamayan ya da ameliyat edilmesi yüksek riskli olan hastalarda aort kapağın cerrahi olmaksızın, hastanın göğsü açılmadan, kasık damarından girilerek değiştirilmesi işlemidir. Son yıllarda kardiyolojinin en hızlı gelişme kaydeden alanıdır. Yaşlanan nüfusla birlikte kireçli aort kapağı ciddi bir sağlık sorunu haline gelmiştir.

Yöntem ameliyat riski çok yüksek olduğu için ameliyat edilmesi sakıncalı hastalara uygulanmaktadır. TAVI yöntemi ile takılan kalp kapakları inek ya da domuz kalp zarından yapılan biyolojik kalp kapağıdır. Bu biyolojik kapak, bir stent kılıf içerisine yerleştirilmekte ve kasık damarından girilerek aort kapağına yerleştirilmektedir.

⦁TAVI nasıl uygulanmaktadır?

Ameliyatsız aort kapak değişimi yani TAVI işlemi,  genel anesteziyle hasta uyutularak yapılmaktadır. Ortalama 1 buçuk saat süren bir işlemdir. İşlem sırasında, iğneyle kasık bölgesinden geçen atardamara girilmekte ve işlem boyunca kalacak olan yeni kapakçığın geçebileceği genişlikte bir kılıf yerleştirilmektedir. Daha sonra bu kılıf içerisinden uzun bir kılavuz tel kapağa gelinceye kadar damar boyunca kalbe doğru ilerletilmekte ve daralmış olan aort kapaktan geçirilmektedir. Bu kılavuz tel üzerinden gönderilen bir balon daralmış aort kapağında şişirilmekte ve yeni kapakçığın geçebileceği genişlikte bir açıklık sağlanmaktadır. Balon çıkartıldıktan sonra yine kılavuz tel üzerinden gönderilen yeni kapakçık yerine yerleştirilmektedir. İşlemin sonunda kılavuz tel ve kasığa yerleştirilmiş olan damar kılıfı da çıkarılmaktadır. Son olarak girişim yapılan bölgeye birkaç dikiş atılmaktadır.

Bazı hastalarda işlemin kasık damarı görülerek yapılması gerekmektedir. Bu vakalarda kasık bölgesine 5 santim kadar bir cerrahi kesi yapılmakta ve işlem sonunda dikilmektedir. Hastanın kasık damarında darlık ya da tıkanıklık olması durumunda tüm bu işlemlerin kol damarından girilerek ya da göğüste 4-5 santimlik küçük bir kesiyle yapılması da mümkündür.  İşlemden sonra genellikle 1 gece yoğun bakım takibi yapılmaktadır. Hasta bundan sonra ayağa kalkabilmekte ve birkaç gün içerisinde de taburcu edilmektedir. 

⦁TAVI kimlere yapılabilir?

Ameliyatsız aort kapak değişimi yani TAVI öncelikle, açık ameliyatı kaldıramayacak, yüksek riskli hastalara yapılabilmektedir. Ayrıca genel durumu iyi olan ve açık ameliyat yapılabilecek bazı aort darlığı hastaları da özel durumları nedeniyle TAVI adayı olabilmektedir. İleri yaşlı, akciğer, karaciğer veya böbrek fonksiyon bozukluğu olanlar ya da önceden başka bir açık kalp ameliyatı geçirmiş hastalar TAVI yapılması için uygun adaylardır. 

⦁TAVI işleminin riskleri nelerdir?

TAVI işleminin hayat kaybı veya maluliyet riski kardiyolojide kullanılan diğer anjiyografik tanı ve tedavi yöntemlerine göre daha yüksektir. Ancak TAVI yönteminin ameliyat yapılamayan ya da ameliyat riski çok yüksek olan hastalarda yapıldığı ve mevcut hastalığın zaten başka türlü tedavi şansı olmadığı unutulmamalıdır. TAVI işlemi sırasında ve takip eden ilk 30 günde ölüm riski yüzde 3-5 kadardır. Yine işlem sonrası ilk 30 günlük sürede küçük ya da büyük felç geçirme riski yüzde 3-4 kadardır. TAVI işleminin hayat kaybı ve felç geçirme dışındaki riskleri büyük ölçüde tedavi edilebilir risklerdir.

2. MİTRACLİP (Ameliyatsız Mitral Kapak Yetmezliği Tamiri)

MitraClip Yöntemi ile ameliyatsız  mitral kapak tamiri nedir?

Mitraclip yöntemi ile ameliyatsız mitral kapak tamiri, göğüs kafesi açılmadan kasık damarından mitral kapağın iki parmağını orta hatta bir mandal ile birleştirme işlemidir. Bu işlem mitral kapak yetmezliği olan ve eşlik eden yüksek risk nedeniyle mitral kapak ameliyatı çok yüksek riskli olan hastalara uygulanmaktadır.

Mitral kapak nedir?

Mitral kapak, kalbin sol üst ve alt odacıkları arasında bulunan kapakçıktır. Bu kapağın işlevi; akciğerlerden gelen oksijenlenmiş kanın sol alt odacığa geçişine izin verirken, kanın üst odacığa geri kaçışına da engel olmaktır.

Mitral kapak yetmezliği nedir?

Mitral kapak uygun bir şekilde kapanamazsa, kan üst odacığa, çok ileri derecede kapanmaması durumunda ise akciğer damarlarına kadar kaçabilmektedir. Bu duruma mitral kapak yetmezliği adı verilmektedir. Mitral kapak yetmezliği dünyada en sık görülen kalp kapak hastalığıdır.

Mitral kapak yetmezliğinin sebepleri nelerdir? Mitral kapak yetmezliği kimlerde görülür?

Kalp krizi geçiren hastaların yüzde 13-50’sinde mitral kapak yetmezliği gelişmektedir. Bu hastaların büyük bir kısmı, genellikle önceden by-pass ameliyatı geçirmiş ya da stent takılmış hastalardır. Ayrıca mitral kapak gevşekliği (mitral valv prolapsusu, MVP) ve bazen de kapağı tutan, korda adı verilen ipliksi yapıların yırtılması durumları da ciddi mitral yetmezliğe neden olabilmektedir. Bununla birlikte doğuştan gelen hastalıklar ve çocukluk döneminde geçirilen kalp romatizması da mitral yetmezliğin tetikleyicileri arasındadır.  Bunların yanı sıra; bazı kalp kası hastalıkları da mitral kapakta ciddi yetersizliğe yol açabilmektedir. Kalp yetmezliğine bağlı sol ventrikülün ileri derecede genişlemesi de mitral yetmezliğin diğer önemli nedenlerden biridir.

Mitral yetmezliğin belirtileri nelerdir? 

Mitral yetmezliği olan hastalarda sıklıkla görülen belirtiler; nefes darlığı, çabuk yorulma, ritim düzensizliği, bacaklarda ödemdir. Bazen de daha önceden felç geçirmiş olmak da bir belirti olabilmektedir. Ciddi mitral yetmezliği olan hastalarda kapağa yönelik gerekli mekanik müdahale yapılmazsa, hastaların yarısı genellikle 5 yıl içerisinde hayatını kaybetmektedir. 

Mitral kapak yetmezliği nasıl tedavi edilmektedir? 

Mitral yetmezliği, ekokardiyografide hafif, orta ve ciddi olarak sınıflandırılmaktadır. Hafif ve orta derece mitral yetmezliğin tedavisi ilaçlarla yapılmaktadır. Bu orta dereceli yetmezlikler, zamanla ilerleyip ciddi hale gelebilmektedir. Ciddi mitral kapak yetmezliği tedavisi açık kalp ameliyatı ile kapağın değiştirilmesi ya da tamiridir. Ancak mitral yetmezliği olan hastaların yarısında açık kalp cerrahisinin yüksek hayat kaybı veya komplikasyon riski vardır. Bu yüksek riskli hastaların ya eşlik eden diğer önemli hastalıkları ya da kalbin kasılma fonksiyonunda önemli derecede bozulma vardır. Bazen de ileri yaş, bu hastalarda açık ameliyata engel teşkil etmektedir. Ameliyat olamayan bu hastalarda ilaç tedavisi genellikle yetersiz kalmaktadır. Son yıllarda Mitra Clip tedavisi bu hastalar için önemli bir umut kaynağı olmuştur.

MitraClip işlemi hangi hastalara uygulanabilir?

Özellikle açık ameliyat riskini artırabilecek ilave hastalığı olanlar, kalp kasılmasında önemli derecede bozukluğu olan hastalar ve ileri yaştaki hastalarda MitraClip uygun bir tedavi şekli olabilmektedir. Ancak her mitral yetmezlik hastasına (romatizmaya bağlı mitral kapak yetmezliği olan, kapak yapısı MitraClip’e uygun olmayan gibi)  MitraClip uygulanamamaktadır. Ciddi mitral kapak yetmezliği tanısı konulan hasta tedavi yöntemine karar verilmeden önce kardiyoloji ve kalp damar cerrahisi uzmanları ile birlikte değerlendirilmektedir. Kapağın yapısının işleme uygun olup olmadığı yemek borusundan girilerek yapılan ekokardiyografi ile belirlenmektedir. Eğer kapak yapısı MitraClip işlemi için uygunsa ve hasta açık kalp cerrahisi açısından yüksek riskliyse işlem yapılmaktadır.

MitraClip işlemi nasıl uygulanır?

Kapak yapısı Mitraclip yani mandallama işlemi için uygun olarak değerlendirilen hasta, anestezi bölümü ile birlikte anjiyografi laboratuvarına alınmaktadır. Hastalara narkoz verilip uyutulduktan sonra TÖE yani endoskopik ekokardiyografi eşliğinde işleme başlanır. Hastanın göğüs kafesi açılmadan kasık toplardamarından girilerek kalbin sağ kulakçığına ulaşılır. Sağ kulakçık ile sol kulakçığı ayıran bölmeden küçük bir delik açılarak sol kulakçığa geçilir. Sonrasında MitraClip cihazı sağ kulakçıktan sol karıncığa geçirilir ve clip yani mandal ile kan kaçağının olduğu bölgede mitral kapak yaprakçıkları yakalanarak uç uca mandallanır. Bu yöntem açık kalp ameliyatında yapılan dikme işleminin aynısıdır. Takibinde kontroller yapılarak mitral yetmezlik tekrar değerlendirilmektedir. Eğer istenen düzeyde azalma sağlanamazsa ikinci, üçüncü hatta dördüncü mandal ile kapakçıklar tutularak yetmezlik azaltılmaya çalışılmaktadır. Kontrollerde yetmezlik istenen düzeyde azaldığında MitraClip sistemi toplardamardan dışarı alınır ve birkaç dikişle kanama durdurulur. İşlem sonrası hastanın kontrollerinde aksilik olmadığı saptanırsa, 1-2 gün gözlem amaçlı yatış sonrasında hasta taburcu edilmektedir.

MitraClip işlemi sonrası hastanın hayatında neler değişir? 

Mitral kapak yetmezliğinin bu yöntemle azaltılmasından sonra hastanın nefes darlığında azalma olması ve günlük işleri daha rahat bir şekilde yapabilmesi beklenmektedir. Bu işlem sonrasında, daha önce sıklıkla hastaneye yatmak zorunda olan hastalarda hastaneye yeniden yatma ihtiyacı çok azalmaktadır. Yine bazı hastalarda bu işlemin yaşam süresini uzatıcı etkisi olduğu bilinmektedir.

 Avrupa ve Amerika’dan gelen 5-6 yıllık takip sonuçları ve bize ait 2 yıllık sonuçlar bu Mitraclip yönteminin mitral yetmezlik tedavisinde oldukça etkin ve başarılı olduğunu göstermektedir.

Kalbi durdurmadan 3 santimetrelik kesiyle mitral kapak ameliyatı

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Köksal, seçilmiş hastalarda kalp çalışıyorken mitral kapağı tamir etmek veya kapağı değiştirmenin artık mümkün olduğunu, hastaları kalp akciğer makinesine bağlanmak zorunda kalmadan, 3 santimetrelik bir kesi ile ameliyat edilebildiklerini belirtti.

Nefes darlığı ve çarpıntı gibi şikayetlerle kendini gösteren mitral kapak hastalıkları, günümüz şartlarında ilerleyen tıp teknolojilerinin sunduğu gelişmeler ile konforlu ve başarılı ameliyatlarla tedavi edilebiliyor.

Prof. Dr. Cengiz Köksal, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, mitral kapak tedavileri için Avrupa ve Amerika'da sunulan tüm seçenekleri, başarılı sonuçlarla Türkiye'de de uyguladıklarını belirtti.

Geçtiğimiz 5 yılda mitral kapak ameliyatları ile ilgili büyük gelişmeler yaşandığını dile getiren Prof. Dr. Köksal, ameliyatların büyük bir kısmını göğüs kafesini açmadan yapabilmenin hastalar ve hekim olarak ne kadar değerli olduğunu gördüklerini aktardı.

Sağ veya sol koltuk altından, 4 santimetrelik küçük bir kesi ile neredeyse tüm mitral kapak ameliyatlarının yapılabildiğini anlatan Prof. Dr. Köksal, kalp çalışıyorken 3 santimetrelik kesi ile mitral kapak tamirinin, bu tedavilerin günümüzde geldiği en önemli nokta olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Cengiz Köksal, şu bilgileri verdi:

"Mitral kapak ameliyatı olması gereken hastalar için hastaya özel sunulabilecek tedavi seçenekleri mevcut. Fakat küçük kesi ameliyatlarının bir adım ötesinde, seçilmiş hastalara kalbi durdurmadan yani kalp çalışıyorken sol meme altından mitral kapağı tamir etmek veya kapağı değiştirmek artık mümkün. Ayrıca belirtmek gerekir ki bu teknik yenilikler için sıklıkla yaş ve kilo sınırı da bulunmuyor ve hastaları kalp akciğer makinesine bağlanmak zorunda kalmadan, 3 santimetrelik bir kesi ile ameliyat edilebiliyoruz."

AMELİYAT SEÇENEK VE AVANTAJLARI

Prof. Dr. Cengiz Köksal, hastalara sunulan seçenekleri ve ameliyat avantajları ile detaylarını şöyle aktardı:

"Sağ koltuk altından küçük kesi ile mitral kapak tamiri: Koltuk altından 4 santimetrelik kesi ile yapılan mitral kapak tamirinde hastalarımıza iki sağlık avantajını birlikte sunuyorum. İlk olarak, kapağının tamir edilmesi ile hastamız kan sulandırıcı kullanmak zorunda kalmıyor ve özellikle genç kadınlarda ameliyat sonrası zor bir hamileliğin önündeki engel kalkıyor. Ayrıca ameliyatın koltuk altından yapılıyor olması hastalara daha erken normal hayatlarına dönme imkanı sağlıyor.

Özellikle kadınlarda 4 santimetrelik koltuk altı kesi estetik olarak da büyük bir konfor sağlıyor. Küçük kesi ile yapılan ameliyatlarda ameliyat sonrası kan ihtiyacı azaldığı gibi enfeksiyon riski de minimuma iniyor. Küçük kesi ile koltuk altından yapılan mitral kapak ameliyatlarında eş zamanlı olarak hastaların triküspit kapaklarına müdahale edilebildiği gibi, eşlik eden kalp ritim sorunlarına yönelik tedavide küçük kesi ile yapılabiliyor."

Prof. Dr. Köksal, sağ koltuk altından küçük kesi ile mitral kapak değişiminde ise şu işlemlerin yapıldığını anlattı:

"Mitral kapağı ile kireçli olup zorunlu değişmesi gereken durumlarda kapak değişimi sağ koltuk altından küçük kesi ile yapılabiliyor. Bunun avantajı özellikle yaşlı, kilolu ve diabetik hastalarda ameliyat sonrası iyileşmenin hızlı olması ve çok daha az enfeksiyon riskinin olmasıdır. İleri yaşta ve kalp fonksiyonları kısmen bozulmuş olan hastalarda, hızlı bir şekilde normal günlük hayata dönmeyi sağlayan bu yöntemde hasta konforu en üst düzeyde oluyor."

Sol meme altından kalbi durdurmadan yapılan mitral kapak tamirinin, son zamanların bu alandaki en önemli buluşu olduğunu belirten Prof. Dr. Köksal, "Yurt dışında yaygın kullanılan bu ameliyat yöntemi artık ülkemizde de uygulanmaktadır. Bu teknik ile hastalar kalp akciğer makinesi bağlanmak zorunda kalmadan, kalp çalışıyor iken mitral kapakları tamir edilebiliyor" değerlendirmesinde bulundu.

Seçilmiş hastalarda kullanılan bu yöntemin, sağ meme altından 3 santimetrelik bir kesi ile yapılabildiğini aktaran Prof. Dr. Köksal, şöyle devam etti:

"Hastalar kalp akciğer makinesine bağlanmak zorunda kalmadığından ölüm riski yüzde 1'dir. Özellikle ameliyat riski yüksek, yaşlı ve ek hastalıkları olan hastalar için çok avantajlı bir ameliyat tekniğidir. Ameliyatın kalp akciğer makinesine bağlanmadan ve kalp durdurulmadan yapılmasının en önemli avantajı ölüm riskini azalmasının yanında hastaların yoğun bakım ve hastane kalış sürelerinin azalmış olmasıdır. Ameliyat sonrası ortalama 1 gün yoğun bakım ve 2 günde hastane kalış sonrası hastalar taburcu edilmektedir."

Prof. Dr. Köksal, sol meme altından kalbi durdurmadan yapılan mitral kapak değişimine ilişkin şunları kaydetti:

"Mitral kapak ameliyatlarında hayati riskleri arttıran en önemli neden kalbin durdurularak hastanın kalp akciğer makinesine bağlanmasıdır. Sol meme altından yapılan 3 santimetrelik küçük bir kesi ile mitral kapak kalp çalışıyor iken değiştirilebiliyor. Özellikle açık kalp ameliyatı için yüksek risk taşıyan, kalp fonksiyonları ileri bozulmuş ve kapağının tamir şansı olmayan hastalar için tasarlanmış kalıcı bir tedavi yöntemdir. Bu yöntem kasıktan yapılan tamir yöntemleri gibi geçici bir çözüm olmayıp hastanın kapak sorununu kalıcı olan çözer."

VİDEO: VİRÜS KALP KRİZİNE NEDEN OLUYOR MU?-ARŞİV

DUYURULAR

FAKÜLTEMİZDE KÜÇÜK KESİ İLE AYNI ANDA AORT VE MİTRAL KALP KAPAK DEĞİŞİM AMELİYATI BAŞARI İLE YAPILDI

Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı tarafından 39 yaşındaki hastanın sağ koltuk altından küçük kesi ile aynı anda  Aort (Kapak Replasmanı) ve Mitral Kapak değişim ameliyatı başarılı bir operasyonla gerçekleştirildi.

Nefes darlığı, çabuk yorulma ve çarpıntı şikâyetleri ile Üniversitemiz Kalp ve Damar Cerrahi Polikliniğine başvuran Medine Baran (39) isimli hastanın, yapılan tetkiklerinin ardından aort ve mitral kalp kapaklarının değiştirilmesi için ameliyat edilmesine karar verildi.  Ameliyat kararının alınmasının akabinde Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Sameh Alagha ve uzman sağlık ekibi, 8 santimetrelik küçük kesi ile başarılı bir operasyon neticesinde hastanın aort ve mitral kalp kapağının değişimini gerçekleştirdi.  Ameliyatının ardından 6 gün hastanede kalan hasta, sağlıklı bir şekilde taburcu edildi.

Bu önemli operasyonu başarıyla gerçekleştiren Tıp Fakültesi Dekanı ve Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Üniversitemiz hastanesinde rutin olarak yapılan başarılı kalp ameliyatlarına bir yenisinin daha eklendiğini söyledi. 

Son zamanlarda küçük kesi ile kalp ameliyatları oldukça ön plana çıktığını belirten Prof. Dr. Çiçekçioğlu, “Halk arasında “koltuk altından”, şeklinde adlandırılan kalp ameliyatları son zamanlarda oldukça popüler olmaya başladı. Önceden standart kalp ameliyatları sırasında “iman tahtası” olarak da bilinen kemik (sternum), yaklaşık 20-25 cm’lik bir kesi ile açılarak açık kalp ameliyatları gerçekleştiriliyordu. Artık bu sistem yerine küçük kesi ile kalp ameliyatları gerçekleştiriyoruz. 39 yaşındaki hastamızın da küçük kesi ile hem aort hem de mitral kalp kapaklarının değiştirdik. Hastamız kısa sürede sağlığına kavuştu” dedi.

Yapılan operasyonla hastanın daha az ağrı çektiğini belirten Prof. Dr. Çiçekçioğlu, “Yaptığımız operasyon, mini kesilerle gerçekleştiği için hastalar açık operasyona oranla daha az ağrı hissediyor. Göğüs kemiği sorunu oluşmuyor. Göğüs kemiğinin kesilmesine gerek olmadığı için göğüs kemiğinin oynaması ya da enfeksiyon kapması gibi sorunlarla karşılaşılmıyor. Ciltte estetik açıdan rahatsız eden iz kalmıyor ve büyük ameliyat izi oluşmuyor. Ameliyat alanlarında minimal hasar oluşuyor. Hastanın hastanede yatış süresi kısalıyor ve küçük ameliyat kesisi ve daha az kan kaybı oluyor. Bu sayede hastanın ayağa kalkma ve normal fiziksel aktivitelerine kavuşması çok daha kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleşiyor” ifadelerini kullandı.

Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Karadağ  Tıp Fakültesi Dekanımız ve Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu ve ekibi tarafından gerçekleştirilen Aort (Kapak Replasmanı) ve Mitral Kapak değişim ameliyatı üniversitemiz hastanesi için önemli bir ameliyattır. Üniversitemiz Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde büyük bir özveri ile sağlık alanında çalışmalarını yürüten kıymetli hocalarımız ve sağlık personelimizle gerçekleştirilen bu ameliyat, şifa bekleyen insanlarımız için büyük önem arz etmektedir. Bu ameliyatta başta Türkiye’de bu alanda sayılı isimlerden birisi olan sayın dekanımızın ve beraberindeki ekibinin büyük emekleri vardır. Yapılan ameliyatla şifa bulan hastamıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Üniversitemizi sağlık alanında öne çıkaran ve görünür kılan başarılı operasyonlarından dolayı da başta sayın dekanımıza ve ekibine çok teşekkür ediyorum.”

14.03.2022 08:46

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır