hasbiye günay / NEU Grand Library | TRNC Library

Hasbiye Günay

hasbiye günay



Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak

Film İnceleme

“Kendimi anlatıyorum, içinizde ben de varım. Benim de anlatacak bir hikayem var diyorum. Şimdi beni dinleyin, gibi bir duygu, şimdi söz bende, şimdi ben kendimi anlatıyorum demek gibi sinema…” (Ahmet Uluçay)

yılında doğan Ahmet Uluçay başarılı çizimlerini ‘gımıldah’ hale getirmeyi daha çocuk yaşta düşlüyordu, yıllar sonraysa yukarıdaki cümleyi sarf ediyor. Hayat hayli garip…

Kısa film projeleriyle tanınan Ahmet Uluçay’ın ilk uzun metraj filmi olan “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” uzun yıllardır sözü edilen bir film… Doğrusu kısa filmlere çok meraklı olmama rağmen bu sene 4. Akbank Kısa Film Festivali’nde birkaç film seyrederken tanıştım Uluçay’la. Onun hakkında kısa bir belgesel film hazırlanmıştı. Belgeseldeki üslubu, anlatımı ve hikayesinin bende uyandırdığı merak yıllardır adını duyup da izleme olanağı bulamadığım “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” filmini izlemeye doğru itti beni. Ahmet Uluçay’ı anlatan kısa belgesel filmde çocukluk arkadaşı ve hayallerini paylaşan yakın dostu İsmail Mutlu da yer alıyordu. O daha sonraları sinemayı bırakmış da olsa birlikte başlamışlardı bu işe Kütahya’nın Tepecik Köyü’nde… “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” filmi de zaten onların hikayesini anlatıyor; ben önce gerçeğini Ahmet Uluçay’ın ağzından dinleyip (kamyonculuktan yumurta satıcılığına kadar olan kısmı da dahil) ardından onun çektiği bu filmi seyrettim. Aslına bakarsanız değişen hiçbir şey yok Ahmet Uluçay için, yedi yaşına kadar biriktirdiklerini yaşıyor çünkü o kendi deyimiyle ve halen bir çocuk… çocukluğunu da hiç kaybetmeye niyeti yok. Çocukluğundan beri yanında taşıdığı sinema düşünü yaklaşık on beş yıldır adını insanlara duyurarak ve sürekli ilerleyerek aktarıyor perdeye…

Ahmet Uluçay ve İsmail Mutlu köylerine gelen bir seyyar sinema sayesinde tanışıyorlar hareketli resimlerin büyüsüyle. İşte bu filmdeki iki arkadaş da bir sinema makinesi yapmaya karar veriyorlar ve bunun için uğraşıyorlar. Kasabadan aldıkları kopuk filmleri yaptıkları sinema makinesiyle hareketlendirmek için gece karanlığında ellerinden geleni yapsalar da bir türlü başaramıyorlar. Sinemayla ilgili kitapları artık ezbere bilmelerine rağmen atladıkları bir unsur yüzünden uzadıkça uzuyor sinema gösterimi yapmak… Kasabadaki sinema salonunda bakmalarına bile izin verilmeyen sinematografı incelemeye çalışıyorlar gizliden gizliye, ezberledikleri kitapları tekrar tekrar okuyorlar, düşlerini kaybetmeden, inançlarını koruyarak sürekli mücadele veriyorlar iki arkadaş ve saralı bir deli.. Aileleri onlara karşı olsa da, sinemalardan buldukları kopuk filmler toplanıp toplanıp yakılsa da inançlarını asla kaybetmiyorlar. Nihayet ellerindeki tüm umudu ve gücü kullanarak resimden harekete geçtiklerinde kazandıkları duygu onları başlı başına bir zafere götürüyor. Çocukça bir aşkla bağlanılan sinema duyarlığını yaşatıyor Ahmet Uluçay kendi yaşamı üzerinden izleyiciye film boyunca. Araya serpiştirilen gerçek anlamda çocukluk aşkıysa filmin temelini sadece destekleyen ve yapısını genişletmeye yarayan fazladan bir unsur. Doğrusu iyi yerleştirildiğini söylemek mümkün değil filme; ortaya konan ‘sinemadan başka hiçbir şeyden bize umut da yok, hayır da yok’ ifadesini desteklese de sanki filmin uzun metrajlı olması için zorla yerleştirilmiş gibi eğreti duruyor bazı sahnelerde.

Köy ile kasaba arasında mekik dokuyan iki küçük çocuğun sinema yapabilmek, resmi hareketlendirebilmek için çıktıkları bu yolda yapayalnız olmaları ve köy ahalisi ya da köy büyüğü olarak kimseye rastlamamaları göze batan bir diğer unsur filmdeki. O kadar yalnız ve sessiz bir köy profili çizmiş ki Ahmet Uluçay, sanki köyü iki çocuk ve bir deli dışında kimse kurmamış, orada yaşayan hiç kimse yokmuş gibi düşünüyorsunuz. Ara sıra ortaya çıkan ebeveynler ve birkaç kişi dışında atmosfer hayli boş. Köyün küçüklüğünden olabilir ya da gerçeğin, belki de anlatılan masalın sadece çocukların gözünden daha rahat biçimde anlaşılabileceğinden… Ahmet Uluçay hangisini tercih etmiş kestirmek güç, ancak belgesel havasına dönüştürdüğü otobiyografik anlatısını sinemanın kurallarına göre yorumlayarak izleyiciye sunmuş. İçinden geçirdiklerini ve yaşadıklarını anlatırken onları kendi hatırladığı ya da olmasını istediği biçimde yorumlamış.

İki arkadaşın kasabada çalıştıkları yerler birinden farklı: Ahmet Uluçay’ın yansıması Recep karpuzcunun yanında, Ahmet Uluçay’ın sinema tutkunu arkadaşı İsmail Mutlu, yani Mehmet ise berberde çalışmaktadır. Bu çıraklık evresi onları hayatın iki yüzüyle de tanıştırır aynı zamanda. Birinin ustası olan karpuzcu oldukça naif ve iyi niyetli bir insandır, diğerinin ustası olan berberse aksine sert mizaçlı bir kimsedir. Hatta onları berber dükkanında gördüğünde hinlikle çırağından arkadaşının saçlarını kesmesini ister. Bu berberi oynayan kişi de filmde Ahmet Uluçay’dır… Recep’in kasabada tanıştığı iyi niyetli bir kadının büyük kızına aşık olması ve kızın ona olan tepkisi az önce de yazdığım gibi filmin destekleyici, uzatıcı unsurlarından. Kaybedilen hayallerin yerini umut olarak sinemanın almasından bahsediyor Uluçay. Karpuz kabuğundan yapılan bir gemide eğer umut taşırsanız o umut elbet sizden evvel kıyıya ulaşacaktır diyor. Bunu hem aşk bağlamında, hem de sinema bağlamında sıkça tekrarlıyor zaten. Aşkı karpuz kabuğundan bir gemide, yani olmayacak bir şeyi olmayacak bir şekilde taşımak mümkün değil belki. Peki ya sinema? İşte onu karpuz kabuğundan bir hayalde sonsuza kadar denizde taşıyabilirsiniz… O küçük köyden kasabaya gidip karpuzcuda çalışan, köye döndüğündeyse sinema makinesi yapmak için çabalayan Ahmet Uluçay çocukluğunun hayalini bugünün uluslararası festivallerinde yaşatıyor kendinde. İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar ve yaşadığı müddetçe hayallerinin peşinden giderek gerçeklerine ulaşır…

Neredeyse filmdeki tüm karakterler yerel ağzı kullanıyor… Bu durum ve sesteki aksaklıklar bazı konuşmaların anlaşılmasını güçleştiriyor film boyunca. Yine de çocuk oyuncuların sürüklediği film esprileriyle, anlatımdaki akıcılığıyla, başarılı yaklaşımıyla sonuca ulaşıyor. Özellikle üzerinde durulan ve eleştirilen dijital kamerayla çekilmiş bir film olması da benim için herhangi bir şey ifade etmiyor doğrusu

“Sinema yapmasaydım intihar ederdim” diyen Ahmet Uluçay eline ilk kez eski bir kamera verildiğinde şöyle düşündüğünü söylüyor: “Eyvah… Dönüşü olmayan bir yola giriyorum…”

Filmi izlemeden önce 4. Akbank Kısa Film Festivali’nde En İyi Belgesel Ödülü kazanan Dilek Taşdemir’in Ahmet Uluçay’la ilgili hazırladığı ve onunla gerçekleştirdiği söyleşiye dayanan “İntihar Ederdim” belgeselini izlemiştim. Dilek Taşdemir’in senaryosunu hazırladığı, kurgusunu Ekrem Ertikmen’in gerçekleştirdiği ve görüntü yönetmenliğini Hilal Zeynep Ahıskalı’nın yaptığı bu 15 dakikalık harikulade belgesel biraz da beni heyecanlandırdı “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” filmi için. Ahmet Uluçay’ın o belgeseldeki anlatımı, yaklaşımı, sinemaya olan tutkusu ve yakın dostu İsmail Mutlu’yla yapılan röportaj da dahil olmak üzere filmi neredeyse çözümlüyor bu belgesel. Filmin DVD’si yeni bir seri daha basım yaparsa bu belgeselin de yer alması gerekiyor kanımca, eğer izleme imkanına sahip olursanız da kaçırmayın derim. Aynı zamanda filmin DVD’sinde Ahmet Uluçay’ın tüm kısa filmleri de yer alıyor…

“Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” başarılı bir film… İnce okunmuş, ince yazılmış, ince işlenmiş. Sahile bile götürebilir sinema insanı, hayallerindeki her yere götürebildiği, her şeyi gerçekleştirebildiği gibi. Biz film kaosu içinde bunu görmezden geliyor, televizyonla değersizleştiriyor olsak da ’lardaki o deniz manzarası pek çok meseleyi anlatmaya yetiyor; açık ve net.

“Bir gün bi’baktım okula bi’sinema geldi… Resimler gımıldayıp’duru’vallahi, napcez?..”

Film:
Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak
Yönetmen: Ahmet Uluçay
Senaryo: Ahmet Uluçay
Görüntü Yönetmeni: İlker Berke
Yapım: , Türkiye, dk.

Oyuncular
İsmail Hakkı Taslak (Recep)
Kadir Kaymaz (Mehmet)
Gülayşe Erkoç (Nezihe)
Aysel Yılmaz (Recep’in Annesi)
Boncuk Yılmaz (Nihal)
Hasbiye Günay (Gülay)
Mustafa Çoban (Karpuzcu Kemal)
Fizuli Caferof (Deli Ömer)


Kaynak
düşLE arşivi
C. Alper İlhan
Sayı, Temmuz
kaynağı değiştir]

Dış bağlantılar[değiştir

Günün Popüler Sanatçıları

Eylül Tumbar

1

Özge Özacar

2

Gabriel Guevara

3

Tüm Popüler Sanatçılar

En Popüler Fragmanlar

Büyük Kaçış Fragman

Culpa mía Altyazılı Fragman

Culpa mía Altyazılı Fragman

Hızlı ve Öfkeli 10 Teaser

Hızlı ve Öfkeli 10 Teaser
 Gün Fragman

Spider-Man: Across The Spider-Verse (Part One) Dublajlı İlk Görüntüler

Spider-Man: Across The Spider-Verse (Part One) Dublajlı İlk Görüntüler

Haile: Bir Aile Kâbusu Fragman

Haile: Bir Aile Kâbusu Fragman
Yeni çıkan tüm fragmanlar

Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak

Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak

Ahmet Uluçay sinemamızda karşılaştığımız yeni bir isim değil. Uzun metrajlı film çekme şansını yakalayamamış olması nedeniyle daha çok kısa filmciler çevresinde tanınan, yılından beri de yaptığı kısa film ve belgesellerle çeşitli ödüller kazanan yönetmen, FILMLERinde daha çok kendisini, çevresini, düş dünyasını ve dış dünyasını kendine has bir dille anlatıyor. Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak, &#;lı yılların sonunda bir kasabada, kasaba ve köy arasındaki yolda ve çocukların yola çıktıkları, sinema hayallerini gerçekleştirmeye çalıştıkları köyde geçiyor. Filmde karşılaştığımız taşra atmosferinin ya da köy ve kasabanın belli bir zamana ya da döneme ait olduğunu söylemek zor. Ustalar ve çıraklar, iki arkadaş, iki kardeş, anne ve oğul, anne ve kızları arasındaki insan ilişkileri ve ilk aşka dair gözlemler, imgeler öylesine yoğun ve öylesine insancıl ki&#; Filmdeki temel öykü, iki arkadaş Recep ve Mehmet&#;in kasabada çıraklık yaptıkları yaz tatilinde başlarından geçeni anlatıyor. Kısa öykülerin bir zaman diliminde birbirine bağlandığını gördüğümüz film, kahramanı çocukların bu süreçte yaşadıklarını sahici ve muzip bir biçimde aktarıyor. Recep, kasabada aşık olduğu Nihal&#;e açılamazken, Nihal&#;in kızkardeşi Recep&#;e ilgi duymaya başlıyor. Recep&#;in duygularını açtığı mektubu, Nihal&#;e ulaştırmaya arkadaşı Mehmet talip oluyor. Sevdiğine köyünden ceviz getiren Recep&#;in ortalığa saçılan cevizlerini toplamaya çalışması, saçları beğenilince ayna ve tarak almaya çıkan Recep&#;in saçlarını berberde, üstelik Mehmet&#;in elinden kestirmek zorunda kalması, çocukların &#;umuma mahsus&#; Aygül sinemasından aldıkları film parçalarını hareket ettirmeye çalışırken aralarında geçen doğal diyaloglar, çalıştığı karpuz sergisinde ustasının halden anlar tavırları, annesinin elinden kurtaramadığı FILMLER&#;Bir Ege türküsü eşliğinde, samimiyeti elden bırakmadan anlatılan çocukluğa dair tüm öykü ve imgeler, Ahmet Uluçay&#;ın Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak filmini özetliyor aslında. Ahmet Uluçay&#;

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir