kaposi sarkomu ölümcülmüdür / Kaposi Sarkomu Belirtileri ve Tedavisi Nelerdir?

Kaposi Sarkomu Ölümcülmüdür

kaposi sarkomu ölümcülmüdür

Yumuşak Doku Kanseri

Sarkomun yumuşak dokuda meydana gelmesi durumunda yumuşak doku sarkomu ismini almaktadır. Eğer kemikte meydana gelirse o zaman da kemik sarkomu ya da osteosarkom adını alır. Nadir olarak görülen kanser türlerinden biri olan sarkom, bağ dokularından kaynaklanmaktadır. Bağ dokularının görevi ise vücuttaki dokuları birbirine bağlamak ve onları desteklemektir. Sarkomun yağ, kas, kemik, sinir, tendon ve kıkırdakta görülebilmesinden dolayı yetmişten fazla türü bulunmaktadır.

Sarkomların yetişkinlerde görülme sıklığı nadirdir. Ancak çocukluk çağı kanserlerinin %15’ini oluştururlar. Sarkomların en sık görüldüğü bölgeler ise baş, boyun, kol, karın ve bacaklardır.

Yumuşak Doku Kanserinin Belirtileri

Sarkomun en sık görülen belirtileri arasında;

  • İstemsiz kilo kaybı, Karın ağrısı,
  • Hafif darbelerde dahi kemiklerin kırılması,
  • Vücudun herhangi bir yerinde ağrılı ya da ağrısız yumru bulunmaktadır.


Yumuşak Doku Kanserinin Nedenleri

Sarkomun kesin nedeni bilinmemekle birlikte DNA’da görülen mutasyon sonucunda olduğu düşünülmektedir. Bunu yanında sarkom riskini artıran bazı faktörler bulunmaktadır.

Kalıtsal Sendromlar

Aileden miras alınan bazı kalıtsal hastalıklar sarkomun oluşmasına neden olabilir. Bu durumda en sık karşılaşılan kalıtsal hastalıkların içinde göz tümörü ve nörofibromatozis tip 1 bulunmaktadır.

Radyoterapi

Herhangi bir sebeple kişilerin radyoterapi alması sarkom riskini artıran etmenlerden birisi olmaktadır.

Lenfödem

Lenf sistemine meydana gelen bozukluktan dolayı ortaya çıkan ve ilgili lenf bölgelerinde şişmeye neden olan bir hastalıktır. Lenfödem hastalarında aynı zamanda anjiosarkom gelişebilir.

Kimyasallar

Kişilerin maruz kaldığı bazı böcek ilaçları ve endüstriyel kimyasallar karaciğer kaynaklı olan sarkom riskini artırmaktadır.

Virüsler

İnsan herpes virüsü olarak adlandırılan bir virüs özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde kaposi sarkomu adı verilen sarkom türünün oluşmasına neden olabilir.

Yumuşak Doku Kanserinin Tipleri

Çok fazla türü bulunan sarkomların yumuşak dokuda görülen türleri şunlardır.

Anjiyosarkom

Sarkomun kan veya kan damarlarında meydana gelmesidir.

Gastrointestinal

Bağırsağın özel bir hücresi olan nöromüsküler hücreleri etkileyen bir sarkom türüdür.

Liposarkom

Yağ dokusunda görülen sarkom türlerinden birisidir. Genellikle karın, uyluk ve dizin arka bölgesinde başlar.

Leiomyosarkom

Organ duvarlarında bulunan düz kaslarda meydana gelen sarkom türüdür. Genellikle karın duvarında oluşur.

Sinovyal Sarkom

Kök hücrelerde görülen tümör çeşididir. Bu sarkom çeşidinde eklemlerin etrafında kanserli doku oluşumu gözlemlenebilir. 

Nörofibrosarkom

Sinirlerin koruyucu kılıflarının etkilendiği bir sarkom türüdür.

Rabdomiyosarkom

İskelet kasında oluşan sarkom türüdür.

Miksofibrosarkom

Yaşlı yetişkinlerin kol ve bacaklarında görülen bu sarkom tipinde bağ dokusu etkilenir.

Mazenkimomlar

Nadir görülen sarkom tiplerindendir. Vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkabilen sarkomun bu tipinde diğer sarkom unsurları birleşmiştir.

Vasküler Sarkom

Kan damarlarında görülen sarkom türüdür.

Schwannom

Sinirleri kaplayan dokuların etkilendiği sarkom tipidir.


Kaposi Sarkom Tipleri

Lenf ve kan yolu ile yayılım gösteren kaposi sarkomunun alt tipleri bulunmaktadır. Genel olarak cildi etkileyen bir sarkom tipi olan kaposi diğer dokularda da ortaya çıkabilmektedir. İnsan herpes virüsü kaynaklı olarak oluşan bir sarkom alt türüdür. Deride bulunan lenf damarlarını sarar ve kötü huylu tümörlerdir. Ciltte mor renkli lekeler şeklinde başlayan kanser zamanla deride kabarcıklar oluşmasına neden olmaktadır. Vücudun farklı bölgelerinde aynı anda başlayabilen kaposi sarkomu özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde görülmektedir. 

Yumuşak Doku Kanserleri Nasıl Teşhis Edilir?

Eğer vücudun herhangi bir bölgesinde ele gelen bir kitle söz konusu ise tümörün tipinin belirlenmesi ve evrelendirilmesi için biyopsi incelemesi yapılmaktadır. Biyopsi ultrason altında, doğrudan veya tomografi eşliğinde yapılabilir.

Yumuşak doku sarkomlarının en iyi görüntülendiği yöntem MR olmaktadır. Bunun yanında hastalardan PET taraması, direkt grafi ya da tomografi isteyebilir.

Yumuşak Doku Kanserinin Tedavisi

Yumuşak doku kanserlerinin tedavisinde genellikle cerrahi tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Cerrahi işlem sırasında patolojik örnek alınır. Hastalara ameliyattan sonra radyoterapi uygulanabilir. Diğer bir yandan radyoterapi başlangıç aşamasında ki sarkomların tedavisinde direkt olarak uygulanmaktadır. Hastaların cerrahi müdahaleye uygun olmaması durumunda da radyoterapi yine bir tedavi seçeneği olmaktadır.

İmmünoterapi

Son yıllarda uygulanmaya başlayan ve sağlam hücreler korunurken kanserli hücreleri hedef alan bir tedavi yöntemi olan immünoterapi sarkom tedavilerinde sıklıkla tedavi edilmektedir. Bu tedavi yönteminde kullanılan ilaçlar bağışıklık sistemini kanserli hücrelerle savaşmasını sağlamaktadır.

Ablasyon Tedavisi

Kanser hücrelerinin yok edilmesi için elektrik, soğuk sıvı ya da yüksek frekanslı ultrason dalgaları uygulanmaktadır. Uygulanan elektrik hücrelerin ısıtılmasında, soğuk sıvı hücrelerin dondurulmasında ve ultrason dalgaları ise kanserli hücrelerin yok edilmesinde kullanılmaktadır.

Yumuşak Doku Kanseri Beslenme

yumuşak doku kanserine iyi gelen besinler şunlardır:

  • Şalgam,
  • Soğan,
  • Siyah turp,
  • Sinirli yaprak yemeği,
  • Sarımsak,
  • Nane,
  • Kuzukulağı yemeği,
  • Kişniş,
  • Kırmızı pancar,
  • Kereviz,
  • Karahindiba,
  • İspirit,
  • Isırgan otu,
  • Hula hinkal,
  • Enginar,
  • Ebegümeci,
  • Brokoli,
  • Buğday şırası,
  • Buğday çimi,
  • Kenircu,

‘Kaposi Sarkomu’ hastalığında tanı koymak, tedavi kadar önemli

Mardin'de yaşayan 70 yaşındaki Selma Vural'ın 1 yıl önce sol bacağı şişmeye başladı. Gitmediği doktor kalmayan ancak antibiyotik verilip evine yollanan Vural, İstanbul'a gelip Kalp Damar Cerrahı seafoodplus.info Ahmet Akgül'e gitti. "Kaposi Sarkomu" teşhisi konulan Vural ve Kalp Damar Cerrahı seafoodplus.info Ahmet Akgül, Kaposi Sarkomu yani damar kanseri hastalığına dair yaşananları ve tedavi sürecini seafoodplus.info'ye anlattı.

Fatma VURGUN

Yayınlanma:

‘Kaposi Sarkomu’ hastalığında tanı koymak, tedavi kadar önemli

70 yaşındaki Selma Vural’ın bir yıl önce sol bacağı şişmeye başladı. Mardin’de yaşayan Vural, çevre illerde dahil olmak üzere gitmediği hastane kalmadı. Ancak gittiği doktorlar antibiyotik ve şişliği azaltacak kremler kullanmasını önererek Vural’ı evine yolladı. Vural’ın gittikçe şişen bacağının yanı sıra içi kan dolu nodüllerde kendini göstermeye başladı. Vural’ın ailesi durumdan korkarak televizyonda gördüğü İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Kalp Damar Cerrahı seafoodplus.info Ahmet Akgül’den randevu aldı. Akgül, yaptığı test ve tetkikler sonucunda Vural’ın “Kaposi Sarkomu” teşhisi koydu. Damarda görülen yaygın bir kanser türü olduğunu söyleyen Akgül, ameliyat yapmadan “Ligasyon Tekniği” ile yani nodülleri tek tek dibinden iple bağlayarak kendiliğinden düşmesini sağladı. Şimdi kemoterapi alan Vural, “Bir sene önce sol bacağım şişmeye başladı ve daha sonra deride renk değişikliği başladı. Diyarbakır’da doktora gittim. Antibiyotik verip yolladı. Daha sonra sivilce gibi şişlikler oluştu. Bu sırada çocuklarım Mardin’e gelmişti. Hayata küsmüş gibiydim. Moralim çok bozuktu. Televizyonda Ahmet Akgül’ü gördük ve kalktık İstanbul’a geldik. Allah ondan razı olsun. Beni kurtardı.” diye konuştu.

“BU HASTALIKTA TANIYI KOYMAK ÇOK ÖNEMLİ”

Tedavi süreci ve hastalıkla ilgili bilgi veren seafoodplus.info Ahmet Akgül, Selma Vural ilk geldiğinde şüphelenip biyopsi istediğini dile getirdi. Akgül, “Sol bacağı şişti, lenf ödem bulguları vardı. Ciltte mercimek büyüklüğünden ceviz büyüklüğüne kasıklara kadar tomurcuklar çıkmıştı ve her biri kanamalıydı. Tanıyı koymak için biyopsi yapıldı. Ve ‘Kaposi Sarkomu’ teşhisi koyuldu. Ameliyatla da alınabilirdi fakat hastanın bazı özel durumları nedeniyle ‘Ligasyon Tekniği’ ile yani nodülleri tek tek dibinden iple bağlayarak kendiliğinden düşmesini sağladık. Şimdi kemoterapiye başladı. Bu sırada bacağın iyileşmesi için pansumanla temiz tutulması sağlandı. Bu tomurcukların, nodüllerin içerisinde virüs ve kan var. Her pansumanda kanıyor. Pansuman yaparken virüsü öldürecek ilaçlar koyuyoruz. Sonra tomurcuklar yavaş yavaş kendini bırakmaya başlıyor. Bu hastalıkta, hastanın özellikle kolu ve bacağı tutulur. Bu hastalık aslında ileri yaşta erkeklerin hastalığıdır. Kadınlar da daha nadir görülür. Böyle bir durumla karşılaştığınız da önce kan testi yapılıp AIDS’e bakılır. Çünkü HIV virüsü de yapar bunu. Hastanın akciğeri ve iç organları önemli. Bu nedenle tanıyı koyduktan sonra hemen kemoterapiye başladık. İç organda olsa da olmasa da kemoterapiyle tamamen temizler. Bu hastalıkta tanıyı koymak çok önemli. Bacakta 3 tane damar sistemi vardır. Atardamar, toplar damar ve hücreler arasındaki sıvıyı alıp yukarıya taşıyan lenf damarları. Bu hastalık 3 damarı da tutar. Bu yüzden hızlı bir tedavi süreci gerekir. Cilt bakımı da çok önemlidir.” ifadelerini kullandı.

ameliyatDiyarbakırdoktorhastaneistanbulİstanbul ÜniversitesikanserMardinSağlıksivilce

Kaposi Sarkomu

Kaposi Sarkomu Nedir?

Kanser vücuttaki bir hücrenin kendi kafasına göre kontrolsüz bir şekilde bölünmesini takiben başlar. Vücudun hemen hemen her yerinden her hücresinden gelişebilen kanser türleri vardır.

Kaposi sarkomu lenf veya kan damarları hücrelerinde gelişen bir kanserdir. Genellikle deride veya ağız içi gibi mukozal yüzeylerde bir tümör olarak ortaya çıkar. Ancak bu tümörler lenf düğümlerinde (bağışıklık hücrelerinin temel dokuları), akciğerler veya sindirim sistemi gibi vücudun diğer bölgelerinde de gelişebilir.

Kaposi sarkomunun gelişiminde HHV-8 denen insan herpes virüsü-8 olarak da adlandırılan bir virüs rol alır. Bu virüs birçok kişide görülebilir iken herkeste kaposi sarkomuna yol açmaz.

Kaposi sarkomu geliştiğinde anormal kanser hücreleri deride mor, kırmızı veya kahverengi lekeler veya tümörler şeklinde görülür. Etkilenen bu bölgelere lezyon denir. Kaposi sarkomunun deri lezyonları en çok bacaklarda veya yüzde görülür.

Kozmetik açıdan kötü görünebilirler ancak genellikle belirtilere ve şikayetlere neden olmazlar. Bazen bacaklardaki veya kasık bölgesindeki bazı lezyonlar bacakların ve ayakların ağrılı şekilde şişmesine neden olabilir.

Kaposi sarkomunda lezyonlar akciğerlerde, karaciğerde veya sindirim sisteminde olduğunda ciddi sorunlara neden olabilir veya hayatı tehdit edebilir. Örneğin sindirim sistemindeki kaposi sarkomları kanamaya neden olurken, akciğerlerdeki lezyonlar nefes darlığı yapabilir.

Kaposi sarkomu yaşam süresi tedaviye göre değişir. Eğer hiç tedavi yapılmazsa ortalama bir buçuk ila iki yıl arasında kişi hayatını kaybedebilir. Tedavi edilen bazı evrelerde ise yaşam süresi 6 ila 10 yıl arasında değişmektedir.

Kaposi Sarkomu Evreleri

Kaposi sarkomu lezyonların durumuna göre 4 evrede değerlendirilir:

  • Evre 1: Kaposi sarkomuna bağlı oluşan lezyonlar sadece deridedir.
  • Evre 2Kaposi sarkomunun nodüler evresi olarak bilinen bu evrede lezyonlar inflitre (birikim) olmuştur.
  • Evre 3: Lezyonlar ilerlemiştir.
  • Evre 4: İç organlara kadar giden nodüller ve lezyonlar vardır.

Kaposi Sarkom Çeşitleri

Dört farklı kaposi sarkomu türü vardır. Ancak kaposi sarkomlarının hücreleri birbirine çok benzerdir.

Bu çeşitler:

Epidemik (AIDS İle İlişkili Salgın Şeklinde) Kaposi Sarkomu

Amerika Birleşik Devletleri'nde en yaygın kaposi sarkomu türü salgın veya AIDS ile ilişkili olan bu türdür. Bu tip kaposi sarkomları, AIDS'e neden olan virüs olan HIV ile enfekte kişilerde gelişir.

HIV kısaltmasının açılımı insan immün (bağışıklık sistemi) yetmezlik virüsüdür. HIV ile enfekte olan bir kişinin (HIV pozitif olan biri) mutlaka AIDS hastalığına yakalanacak diye bir şey yoktur. Ancak virüs büyük hastalıklara neden olmadan önce vücutta genellikle uzun yıllar bulunabilir.

AIDS olarak bilinen hastalık, virüs kişinin bağışıklık sistemine ciddi şekilde zarar verdiğinde başlar. Bu da belirli enfeksiyon türlerini HHV-8 (Kaposi sarkomu ile ilişkili herpesvirüs) veya kaposi sarkomu dahil diğer tıbbi komplikasyonların gelişebileceği anlamına gelir.

Kaposi sarkomu HIV ile enfekte bir kişide meydana geldiğinde, o kişinin resmi olarak AIDS'e sahip olduğu anlamına gelir.

Klasik (Akdeniz) Kaposi Sarkomu

Klasik kaposi sarkomu esas olarak Akdeniz, Doğu Avrupa ve Orta Doğu bölgelerindeki yaşlı insanlarında görülür. Klasik kaposi sarkomu erkeklerde kadınlardan daha yaygındır. Hastalarda tipik olarak bacaklarda, ayak bileklerinde veya ayak tabanlarında bir veya daha fazla lezyonlar vardır.

Diğer kaposi sarkomu tiplerine kıyasla, bu tipteki lezyonlar daha yavaş büyür ve yeni lezyonlar daha az gelişir. Klasik kaposi sarkomlu kişilerin bağışıklık sistemi, epidemik kaposi sarkomlu kişilerde olduğu kadar zayıf değildir. Ancak normal insanlara göre daha zayıf olabilir. Yaşlanmak doğal olarak bağışıklık sistemini biraz zayıflatabilir. Yaşlanan kişilerde bir HHV-8 (Kaposi sarkomu ile ilişkili herpes virüs) enfeksiyonu varsa bu kişinin kaposi sarkomu gelişme olasılığı yükselir.

Endemik (Afrika) Kaposi Sarkomu

Endemik kaposi sarkomu Ekvatoral Afrika'da yaşayan insanlarda görülür ve bazen Afrika kaposi sarkomu olarak adlandırılır. Kaposi sarkomu ile ilişkili herpes virüs (HHV-8) enfeksiyonu Afrika'da dünyanın diğer bölgelerine göre çok daha yaygındır. Bu nedenle kaposi sarkomu riski de daha yüksektir.

Afrika'da bağışıklık sistemini zayıflatan diğer faktörler (sıtma, diğer kronik enfeksiyonlar ve yetersiz beslenme gibi) de muhtemelen kaposi sarkomunun gelişimine katkıda bulunur. Çünkü hastalık çocukları ve kadınları içeren daha geniş bir insan grubunu etkiler.

Endemik kaposi sarkomu diğer tiplerden farklı olarak genç insanlarda ortaya çıkma eğilimindedir (genellikle 40 yaşın altında). Bu tip kaposi sarkomu tipinde genellikle HIV negatiftir.

Bu tip diğerlerinden daha agresif seyreder. Afrika en sık görülen tümörlerden birisidir. Mortalite (öldürücülük) oranı çok yüksektir.

Endemik kaposi sarkomu, Afrika'da en yaygın kaposi sarkomu türüydü. Daha sonra, AIDS Afrika'da daha yaygın hale geldikçe, salgın tipi kaposi sarkomu da daha yaygın hale geldi.

İyatrojenik (Dışarıdan Etkilerle Yapılan) Kaposi Sarkomu

Kaposi sarkomu bir organ naklinden sonra bağışıklık sistemleri baskılanmış insanlarda geliştiğinde buna iyatrojenik veya nakil ile ilişkili kaposi sarkomu denir. Çoğu nakil hastası, bağışıklık sistemlerini yeni organı reddetmekten korumak için ilaç almalıdır.

Ancak vücudun bağışıklık sistemini zayıflatan bu ilaçlar HHV-8 (Kaposi sarkomu ile ilişkili herpes virüs) ile enfekte olmuş bir kişinin kaposi sarkomu geliştirme riskini oldukça arttırır.

Bağışıklığı baskılayan ilaçları almamak veya dozlarını düşürmek sıklıkla kaposi sarkomu lezyonlarının kaybolmasını veya küçülmesini sağlar.

Kaposi Sarkomu için Risk Faktörleri

Aşağıdaki faktörler bir kişinin Kaposi sarkomu geliştirme riskini artırabilir:

  • Etnik köken: Akdeniz kökenli insanlar ile ekvatoral Afrikalıların kaposi sarkomu geliştirme riski daha yüksektir.
  • Cinsiyet: Erkeklerin kaposi sarkomu gelişme riski kadınlardan daha yüksektir.
  • İnsan herpes virüsü 8 (HHV-8): Kaposi sarkomu herpes virüsü olarak da adlandırılan bu virüs, kaposi sarkomuna neden olabilir. Bununla birlikte, HHV-8 enfeksiyonu olan çoğu insan kaposi sarkomu geliştirmez. Kanser en sık HHV-8 olan bir kişinin bağışıklık sistemi işlevleriyle ilgili sorunları olduğunda ortaya çıkar. Yani bağışıklık sistemi baskılandığında bu virüs kaposi sarkomuna yol açar.
  • Bağışıklık sistemi yetersizliği: HIV ve AIDS'li kişiler ile organ nakli sonrası bağışıklık sistemleri baskılanmış kişilerin kaposi sarkomu geliştirme riski daha yüksektir.
  • Cinsel aktivite: Eşcinsel kişilerin HIV ve HHV-8 ile enfeksiyon riski daha yüksektir. Bu sebeple de normal insanlara göre daha yüksek oranlarda kaposi sarkomu riski vardır.

Kaposi Sarkomu Belirtileri Nelerdir?

Kaposi sarkomu olan kişiler, özellikle HIV / AIDS varsa, aşağıdaki semptomları veya bulguları yaşayabilirler:

  • Kaposi sarkomunun belirtilerinden ilki genelde ciltte lekelerdir. Bu lekelere lezyonlar denir. Lezyonlar mor, kırmızı veya kahverengi olabilir. Kaposi sarkomunun lezyonları düz olabilir ve çevredeki cildin üzerinde (yamalar denir), düz fakat hafifçe yükseltilmiş (plaklar olarak adlandırılır) veya yumrular (nodüller olarak adlandırılır) olabilir.
  • Kaposi sarkomunun deri lezyonları en çok bacaklarda ve yüzde gelişir, ancak diğer bölgelerde de görülebilir.
  • Bacaklardaki veya kasık bölgesindeki lezyonlar bazen bacaklardan sıvı akışını engelleyebilir. Bu, bacaklarda ve ayaklarda ağrılı şişmeye yol açabilir.
  • Kaposi sarkomu lezyonları ayrıca ağız, boğaz içi, gözün dışı ve göz kapaklarının iç kısmı gibi mukoza zarlarında gelişebilir. Lezyonlar bazen ağrı veya kaşıntıya yol açabilir.
  • Kaposi sarkomu lezyonları bazen yüz ve bacak dışında vücudun diğer bölgelerinde de görülebilir. Akciğerlerdeki lezyonlar bir hava yolunun bir kısmını tıkayabilir ve nefes darlığına neden olabilir.
  • Mide ve bağırsakta gelişen kaposi sarkomu lezyonları karın ağrısı ve ishale neden olabilir
  • Bazen kaposi sarkomu sonucu oluşan lezyonlar kanar. Lezyonlar akciğerde ise, kan öksürmenize ve nefes darlığına neden olabilir. Lezyonlar mide veya bağırsakta ise, bağırsak hareketleri sonucu dışkının siyah, katran renginde veya kanlı olmasına neden olabilir.
  • Mide ve bağırsaklardaki lezyonlardan kanama o kadar yavaş olabilir ki, dışkıda kan görülmeyebilir. Ancak zamanla kan kaybına bağlı olarak anemi (kansızlık) gelişebilir. Aneminin belirtileri de yorgunluk, mukozalarda solukluk ve nefes darlığı gibi belirtilere neden olabilir.

Kaposi Sarkomu Nedenleri Nelerdir?

Kaposi sarkomu genellikle insan herpes virüsü - 8 (HHV-8) olarak da bilinen kaposi sarkomu ile ilişkili herpes virüs adı verilen bir virüsün kişiye bulaşmasından kaynaklanır.

HHV-8, enfeksiyöz mononükleoza neden olan Epstein-Barr virüsü (EBV) ile aynı ailedendir ve çeşitli kanser türlerinde etkilidirler. Kaposi sarkomunda kan ve lenfatik damarları kaplayan hücreler (endotel hücreleri de denir) HHV8 ile enfekte olur.

Virüs bu endotel hücrelerinde oluşturduğu sinyaller ile hücrelerin çok fazla bölünmesini ve olması gerekenden daha uzun yaşamasına neden olabilecek gen değişikliklerini kazanmasına sebep olur.

Aynı genler endotel hücrelerinin yeni kan damarları oluşturmasına neden olabilir buna anjiyogenez de denir. Bu durum kanserleşmeye yardımcıdır. Ayrıca iltihaplanmaya neden olan bazı kimyasalların üretimini endotelde üretebilir. Bu tür değişiklikler hücrelerinde kanser hücrelerine dönüşmesinde etkilidir.

HHV-8 enfeksiyonu kaposi sarkomundan çok daha yaygındır. Bu virüs bulaşmış çoğu insan kaposi sarkomu olmaz ve birçoğu hiçbir zaman hiçbir belirti göstermez.

Kaposi sarkomuna neden olmak için HHV-8 enfeksiyonu gereklidir. Ancak çoğu durumda sadece HHV-8 enfeksiyonu kaposi sarkomu oluşmasına yetmez.

Kaposi sarkomu gelişen çoğu insan HHV-8 ile önceden enfekte olmuştur ve aşağıdaki durumlardan birine sahiptir:

  • HIV enfeksiyonu
  • AIDS hastalığı
  • Organ nakli
  • Yaşlı bir birey olması
  • Akdeniz veya Afrika kökenli olması
  • İmmünsüpresif ilaç kullanımı (bağışıklık sistemini bloke edici ilaç)

Bu durumların herhangi birine sahip kişinin HHV-8 ile enfekte olması sonucunda kaposi sarkomu oluşabilir.

Kaposi Sarkomu Teşhisi

Şüpheli görünen bir cilt lezyonunun kaposi sarkomu olup olmadığını belirlemek için, doktor laboratuvarda incelemek için lezyondan küçük bir doku parçasının çıkarılmasını içeren bir biyopsi yapması gerekir. Genellikle bir kanserin teşhis edilmesinde en etkili ve tek yöntemdir.

Biyopsi yapmadan önce hastanın şikayetlerinden yola çıkarak yapılacak bazı testler vardır:

  • Gaitada gizli kan testi: Bu test ile sindirim sistemindeki kaposi sarkomunun bir işareti olabilen dışkıdaki gizli kanı tespit eder. Eğer dışkıda kan pozitif çıkarsa endoskopi ve kolonoskopi yapılır.
  • Üst endoskopi: Bu test ile yemek borusu, mide ve ince bağırsağınızın ilk kısmını incelemek için ağzınızdan geçen ince bir tüp (endoskop) kullanılarak sindirim sisteminde anormal doku varlığı tespit edilmek hedeflenir. Doktor bu organların herhangi birinde kaposi sarkomundan şüphelenirse, hastalığı doğrulamak için etkilenen dokunun biyopsisi yapılır ve patolojiye gönderir.
  • Kolonoskopi: Bu testte rektumunuzdan (kalın bağırsağın son kısmının anüsle birleştiği yer) ince bir tüp (kolonoskop) geçirilir ve kalın bağırsağın duvarlarını incelemek için ilerletilir. Kaposi sarkomunun rektum veya kolondaki sarkomunu düşündüren anormallikler varsa kolonoskopi sırasında da biyopsi yapılabilir.
  • X-ray röntgen görüntüleme ile göğüs incelemesi:Akciğer grafisinde kaposinin akciğerdeki sarkomunu düşündüren anormallikler ortaya çıkabilir. Onları teşhis etmeye yönelik yapılır.
  • Bronkoskopi: Bu testte kişinin burnundan veya ağzından akciğerlerine ince bir tüp (bronkoskop) geçirilir ve akciğerlerin ve bronşların görüntülenerek lezyon varlığı araştırılır. Açıklanamayan solunum problemleriniz veya anormal göğüs röntgeni gibi durumlar yoksa eğer kaposi sarkomunun tanısı için bronkoskopi gerekli değildir.

Benzer şekilde dışkınızda kan yoksa dışkıda gizli bir kan testi veya diğer solunumsal ve sindirimsel belirtiler yoksa üst endoskopi veya kolonoskopiye de gerek olmayabilir.

Kaposi Sarkomu Tedavisi

Kaposi sarkomunun tedavisi, bu faktörlere bağlı olarak yönlendirilir:

  • Hastalığın tipi: Yapılan araştırmalara göre AIDS ile ilişkili kaposi sarkomu klasik veya nakil ile ilişkili hastalıktan daha ciddi olmuştur. Giderek daha etkili olan antiviral ilaç kombinasyonları ve diğer AIDS ile ilişkili enfeksiyonların daha iyi tedavi edilmesinden dolayı kaposi sarkomu AIDS'li kişilerde daha az yaygın ve daha az şiddetli hale gelmiştir. Her tip kaposi sarkomunun farklı tedavisi vardır.
  • Lezyon sayısı ve yeri: Yaygın cilt lezyonları ve vücudun gözükmeyen yerlerindeki iç lezyonlar sadece bir bölgeden görülen lezyonlardan farklı tedavi gerektirir. Ağız ve boğazdaki lezyonlar yemek yemeyi zorlaştırırken, akciğerdeki lezyonlar nefes darlığına neden olabilir. Özellikle üst bacaklardaki büyük lezyonlar ağrılı şişmeye ve hareket etmede zorluğa neden olabilir. Her birinin tedavilerinde farklılık vardır.
  • Genel sağlık durumu: Kişinin genel sağlığının iyi olmadığı, bağışıklık sisteminizin zayıf olduğu, kötü kontrol edilmiş diyabet gibi sistemik bir hastalığının olduğu ya da herhangi bir kronik hastalığının olduğu durumlarda tedavi için güçlü kemoterapi ilaçları gibi tedaviler denemek çok riskli olur. Bu sebeple tedavi daha risksiz ve yan etkileri daha az olan ilaçlar veya lokal tedaviler ile yapılmalıdır.
  • AIDS ile ilişkili kaposi sarkomu: Bu tip için tedavide ilk adım, HIV ya da AIDS'e neden olan virüs miktarını azaltacak ve kişinin vücudundaki belirli bağışıklık hücrelerinin sayısını arttıracak bir antiviral ilaç kombinasyonuna başlamak veya bu tedaviye geçmektir. Bazı durumlarda gerekli olan tek ve ilk tedavi seçeneği budur.
  • Nakil ile ilgili kaposi sarkomu: Bu tip kaposi sarkomu olan hastalar mümkünse bağışıklık sistemini baskılayan ilaçları almayı bırakmalıdır. Bu, bazı durumlarda bağışıklık sisteminin kanseri ortadan kaldırmasını sağlar. Farklı bir immünsüpresif (bağışıklık sistemi baskılayan) ilaca geçmek de iyileşme sağlayabilir. Ancak bu ilaçların kişi tarafından alınmaması hayati tehlikeye sebep oluyorsa durum tekrar gözden geçirilir.

Küçük cilt lezyonları için tedaviler şunları içerir:

  • Küçük cerrahi çıkarımlar (eksizyon): Ciltteki lezyonu kesip çıkarma işlemidir. Genellikle tercih edilen yöntemdir.
  • Yanma (elektrodesikasyon) veya dondurma (kriyoterapi): Kriyoterapi derecede nitrojen oksit gazı ya da sıvı azotla lezyonun olduğu bölgeye uygulanan tedavidir. Uygulaması kolaydır, ekonomiktir, hastanede yatış gerektirmez.
  • Elektrodesikasyon: Elektrotlar yardımıyla lezyonun olduğu bölgeye akım verilerek dokuyu tahrip etme işlemidir. Akımın geçtiği yerdeki hücrelerin içinden suyun buharlaşmasını sağlayarak lezyonu kurutur böylelikle lezyon ortadan kalkar.
  • Lezyon yerine enjeksiyon: Ağızdaki lezyonlar için de yararlı olan düşük doz kemoterapi ilacı olan vinblastinin doğrudan lezyonlara enjeksiyonudur.
  • A vitamini benzeri bir ilacın uygulanması (retinoid): Bu antioksidatif içeriğe sahip ilaçlar lezyonların tedavisinde yardımcı olabilir. Doku hasarını azaltırlar.

Bu yollardan herhangi birinde tedavi edilen lezyonların birkaç yıl içinde geri dönmesi muhtemeldir. Buna nüks denir. Bu olduğunda, tedavi sıklıkla tekrarlanabilir.

Radyasyon: Çoklu cilt lezyonu olanlar için olağan tedavidir. Kullanılan radyasyon türü ve tedavi edilen lezyonların yerleri kişiden kişiye değişir. 25'ten fazla lezyon mevcut olduğunda, standart anti kanser ilaçları ile kemoterapi de yardımcı olabilir.

Kemoterapi: Kaposi sarkomunun lenf düğümlerinde ve sindirim sistemindeki sarkomlarını tedavi etmek için kullanılır.

Kaposi Sarkomu Tedavi Edilmezse

Kaposi sarkomu tedavi edilmezse bazı sorunlara yol açabilir.

Bunlar:

  • Lezyonun yerine göre ayakta ve bacakta görülen şişlik ve ağrılar hastanın hayat kalitesini düşürür. Yürüyüşüne etki eder.
  • Kişide panik ve korku meydana gelebilir. Öksürüğünde kan görmek normal bir durum değildir. Kişi gördüğü bu kan sebebiyle korkabilir ve kimseye söyleyemeyebilir. Bunun sonucunda kaposi sarkomu ilerler.
  • Kaposi sarkomu bazen agresif olabilir. Büyük lezyonlar akciğerde görüldüğü zaman şiddetli nefes darlığı ve oksijensiz kalmaya bağlı olarak şok tablosu görülebilir ve hatta kişi hayatını dahi kaybedebilir.

Kaposi Sarkomuna Ne İyi Gelir?

Aşağıdaki davranışlar ve gıdalar kaposi sarkomuna sahip bir kişi için iyi olabilir.

Bunlar:

  • Kanserin bilgilendirilmesi: Kanser tanısı almak kişi için travmatik ve çok üzücü olabilir. Kişi bilgilendirilmelidir. Bir kaposi sarkomunun gidişatı ve sonuçları hastaya anlatılmalıdır. Çünkü insanlar bilmediği her şeyden korkma eğilimindedir. Eğer bu hastalığın tedavi yöntemleri ve prognozu (hastalık seyri) hakkında bilgilendirilirse hastalık ile başa çıkabilir. Kişi tedavisi ile ilgili bilgilendirildiğinde kendinden emin olabilir.
  • Arkadaş ve aile desteği: Her kanser türünde olduğu gibi bu kanser türünde de moral çok etkilidir. Kişinin kansere yenileceğinden korkması ve karamsar olması durumu kötüleştirir. Bu sebeple arkadaş ve aile desteği çok önemlidir.
  • Kişinin sindirim sisteminde ve ince bağırsaklarında lezyonlar oluşmuşsa kişide bağırsak hareketleri bozulabilir. Bu bozulmuş bağırsak hareketlerine iyi gelebilecek liften zengin gıdalar vardır. Bu gıdalar: Yulaf ezmesi, lahana, kereviz, keten tohumu, tam buğday makarna olabilir.
  • Antioksidanlar arasında C vitamini, E vitamini, karotenoidler (sebze ve meyvelere renk veren bileşikler) ve birçok fitokimyasal (bitki bazlı kimyasallar) bulunur. Oksijen ile kimyasal reaksiyonların neden olduğu hücre hasarını önlemeye yardımcı olurlar. Bu antioksidanları içeren besinler: Turunçgiller, lahana, brokoli olabilir.

Kaposi Sarkomuna Ne İyi Gelmez?

Aşağıdaki davranışlar ve gıdalar kaposi sarkomuna sahip bir kişi için kötü sonuçlara neden olabilir.

  • Obezite ve kilo almak kanser hücrelerinin agresifliğini arttırır. Yapılan araştırmaların sonucu obezite ile birlikte görülen kanserlerde ölüm oranları obezite ile birlikte olmayan kanser oranlarına göre daha fazla ölüm oranı olduğu yönündedir.
  • Alkol kullanan kişilerde hali hazırda bir kaposi sarkomu varsa başka ikincil kanserler de gelişebileceği ihtimali vardır. Bu sebeple kaposi sarkomu olan kişilerde alkol kullanılmamalıdır.
  • Kişinin düşük yağ içeren bir diyet uygulaması halinde kaposi sarkomu ve diğer kanserlerin nüks (tekrardan görünme) oranını azalttığı yapılan araştırmalarda kanıtlanmıştır.
  • Bazı araştırmalar, çok yüksek sıcaklıklarda pişirilen patates kızartması, kızartma veya ızgara etlerin bazı kanser türlerinin riskini artırabilecek kimyasallar içereceğini göstermiştir. Kaposi sarkomu gelişen kişiler bu tür yiyeceklerden uzak durmalıdır. Bu yiyecekleri tüketmenin lezyonların ilerlemesini hızlandırdığı da yapılan araştırmalarda gösterilmiştir.

Kaposi Sarkomu İlaçları

Kaposi sarkomu için onaylanan İlaçlar aşağıdaki gibidir. Bu ilaçların hangisinin kullanacağı doktor tarafından seçilir. Bu ilaçlar pahalı ve ciddi yan etkilere sahip ilaçlardır. Bu sebeple genellikle özel zamanlarda özel dozlarda kullanılırlar. Belirli bir doz genelde yoktur. Doktor bu dozu kişiye özel hesaplar.

  • Doksorubisin: Bir kemoterapi ilacı olan doksorubisin antibiyotik mantığıyla etki eder. Antrasiklin türevi olarak geçen bu ilacın en belirgin yan etkisi kardiyotoksisitedir. Yani kalp ile ilgili problemler yapabilmektedir.
  • Rekombinant İnterferon Alfa-2b: Virüsler ile savaşan bu ilaçlar bakteriler gibi farklı biyolojik türlerden mühendislik çalışmaları sonucunda elde edilir. Bu ilaç HHV-8 gibi virüsler ile savaşır. Kaposi sarkomunda da kullanılır ancak sonuçlar çok iyi olmayabilir.
  • Paklitaksel: Bu ilaç da bir çeşit kemoterapi ilacıdır. Porsuk ağacı bitkisinden elde edilen bu ilaçlar kaposi sarkomu tedavisinde kullanılabilir. Genelde ilk tercih edilecek kemoterapi ilacı değildir.
  • Vinblastin Sülfat: Bu ilaç genellikle lokal olarak yara yerine enjekte edilme şeklinde kullanılmaktadır. Genellikle kullanılan bu ilaç tedavisi sonucunda lezyonlar küçülür veya tamamen geçebilir.

Kaposi Sarkomu Ameliyatı

Cerrahi genellikle kaposi sarkomunu tedavi etmek için kullanılır.

Kullanılan cerrahi teknik, kanserin büyüklüğü ve yeri dahil olmak üzere birçok faktöre bağlı olarak değişecektir. Cerrah hastanın lezyonlarına bakarak uygun tekniği planlar.

Kaposi sarkomunu tedavi etmek için kullanılan cerrahi prosedürler şunları içerir:

  • Lokal eksizyon: Cilt dokusunun anormal alanı ve az miktarda sağlıklı görünen doku çıkarılır. Bu bistüri adı verilen cerrahi alet ile yapılır. Yara iyileşmesi için gazlı bez ile kapatılır. Lokal anestezi genellikle tercih edilen yöntemdir.
  • Elektrodesikasyon ve küretaj: Bu cerrahi teknik etkilenen cilt bölgesindeki lezyonu bir küretle kazıyıp kaldırmayı hedefler. Lezyonlara bağlı olarak gelişen herhangi bir kanamayı durdurmak veya kalan Kaposi sarkom hücrelerini öldürmek için özel bir iğne ile bir elektrik akımı uygulanır.
  • Kriyocerrahi / Kriyoterapi: Kaposi sarkomundan etkilenen hücreleri dondurmak ve öldürmek için cildin anormal bölgesine sıvı azot uygulanır. Kriyoterapi genellikle 5 ila 6 seansta lezyonları küçültebilir veya tam olarak tedavi edebilir. Riskleri diğer cerrahi tekniklere göre daha azdır. Bu açıdan avantaj sağlar.

Hamilelikte Kaposi Sarkomu

Kaposi sarkomuna sahip birisi hamile kalırsa veya hamile olan birisinde kaposi sarkomu bir şekilde teşhis edilirse titiz davranılır. Genelde bildirilen nadir olgularda hamile kişilerin akciğerinde ve dış genital organlar anlamına gelen vulvasında lezyonlar vardır. Bu olguların tedavisi ve izlemi kadın hastalıkları uzmanı ve onkoloji uzmanı gibi doktorlar içeren bir ekip tarafından yapılır.

Gebenin eğer akciğerinde gelişen lezyonlar nefes darlığına sebep oluyorsa bu bebek için de anne için de sorunlara yol açabilir. Bu sebeple yapılacak tedavilerde kaposi sarkomunu tedavi etmek değil de kaposi sarkomunun sebebiyet verdiği belirtiler ve şikayetleri tedavi etmek ana hedeftir.

Eğer kaposi sarkomu ile ilgili kesin tedaviler düşünülüyorsa bu genellikle doğum sonrasına ertelenir.

Çocuklarda Kaposi Sarkomu

Çocuklarda ve bebeklerde kaposi sarkomu çok nadiren görülür. Genelde görülen tip endemik (Afrika) kaposi sarkomudur. Bu tip diğer kaposi sarkom tiplerine göre daha ağır seyretmektedir. Mortalite (ölümcüllük) oranı diğer türlerden çok daha fazladır.

Bu sebeple tedavinin önemi artar. Ancak Afrika'da gerek sosyal gerek maddi imkanların yetersizliği sebebiyle bildirilen olgularda ölüm oranı çok yüksektir.

Çocuklarda yetişkinlerde olduğu gibi teşhis belirtilere göre yapılır.

Tedavide genellikle yetişkinlerde olduğu gibi yapılır. Kemoterapi ve radyoterapi çocuklarda minimal dozlarda yapılır. Bunun sebebi ilerleyen yaşlarda kemoterapi ve radyoterapi geçmişine bağlı olarak  görülen ikincil kanserlerdir. Bunlar arasından hematolojik kanserler ön plana çıkar.

Kaposi Sarkomu için Hangi Doktora Gidilir?

Aşağıdaki şikayetler ve belirtileriniz varsa bir İç Hastalıkları uzmanı ile görüşmek gerekir. Kanser tanısı kısmen zor bir tanıdır. İç hastalıkları uzmanı altta yatan sebepleri araştırıp kanser dışı hastalıkları eledikten sonra Onkoloji uzmanı ile görüşmeniz konusunda bilgi verir.

Bu şikayetler ve belirtiler:

  • Yüzde, göz civarında ve bacaklarda görülen kırmızı ve kahverengi lezyon adı verilen tümör gibi şişkin lekelenmeler görülmesi.
  • Bacakta ve ayakta görülen kırmızı mor veya kahverengi lekelenmeler şişlik ve şiddetli ağrı yapıyorsa
  • Dışkının siyah, katran renginde veya taze kırmızı kanlı bir şekilde görünmesi
  • Kişi grip ve benzeri durumlar olmadan sürekli öksürük ataklarına yakalanıyorsa ve bu öksürüklerde ara ara kan görülüyorsa
  • Anemi belirtileri olan yorgunluk, nefes darlığı ve mukozalarda solukluk (göz ve ağız mukozaları) görülüyorsa
kaynağı değiştir]

Transplantasyon nedeniyle yüksek doz immunosüpresif tedavi altına alınan hastalarda, birkaç ay ya da yıl sonra ortaya çıkar. Lenf düğümleri, mukozalar, iç organ tümörleri vardır; deri tümörleri olmayabilir. İmmunosüpresif tedavinin kesilmesiyle gerileyebilirler; ancak, büyük organ lezyonları yaşam süresini kısaltıcı etki gösterir.[1]

HIV/AIDS tip[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir