meclisi seba / Mecâlis-i Seb‘a - Vikipedi

Meclisi Seba

meclisi seba

Yorum Yap!

Mecalisi Seba Mesnevi mi?

Başlıca Eserleri: Mesnevi, Büyük Divan &#;Divan-ı Kebir&#;, Fihi Ma-Fih &#;Ne varsa İçindedir&#;, Mecalis-i Seb&#;a &#;(Mevlana&#;nın 7 vaazı)&#;, Mektubat &#;(Mektuplar)&#;, Rubailer.

Mecalis-i Seba kime ait?

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî

Mecalisi Seba türü nedir?

Mecâlis-i Seb&#;a Mevlânâ&#;nın yedi vaazının veya öğüdünün not edilmesi ve meydana geldiği tahmin edilen Farsça-Arapça mensur eseridir.

Mevlana&#;nın 7 öğüdü nedir?

Bu yedi öğüt şunlardır: Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.

Fi hi ma Fih kimin eseri?

Mevlânâ Celâleddîn-i RûmîFihi Ma Fih / Yazarı

Fihi Ma Fih ne anlama gelir?

Eserde Mevlânâ&#;nın düşünüşü, dünya görüşü, devrini bildirişi, din ve insanlık hakkındaki düşünüşleri, anlatılır. Cennet ve cehennem, dünya ve âhiret, mürşit ve mürîd, aşk ve semâ gibi konular işlenmiştir.

Mevlana öğütleri nelerdir?

Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.

  • Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
  • Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
  • Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
  • Hoşgörülülükte deniz gibi ol.
  • YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL.

10 Ara

Mevlana ne güzel demiş?

h. Mevlana ne güzel demiş; &#;sevdiğinin nazını değil kahrını çekmektir sevda.&#;

Fihi Ma Fih ne demek Ekşi?

kelime anlamı “onun içindeki içindedir” manasına gelmektedir. bu eser mevlana&#;nın çeşitli meclislerde yaptığı sohbetlerin, oğlu sultan veled tarafından toplanması ile meydana gelmiştir.

Fihi Ma Fih türü nedir?

Bu eser de diğer eserlerinin çoğunda olduğu gibi Sultan Veled ve ona bağlı kimseler tarafından tutulan notlar olup vâkıât (ders notları) türünün Anadolu&#;daki ilk örneğidir. Fîhi Mâ Fîh Mevlânâ&#;nın diğer eserlerinden, babasının Ma&#;ârif&#;inden ve Tebrizli Şems&#;in Makâlât&#;ından izler taşımaktadır.

Fihi Mâ FÎH Mesnevi mi?

Fîhi mâ fîh, son Mesnevi şârihlerimizden Ahmed Avni Konuk (öl. ) tarafından tercüme edilmiş, 73 fasıldan oluşan bu tercüme, mütercimin vefatından çok sonra İstanbul&#;da yılında merhum Selçuk Eraydın tarafından yeni harflerle neşredilmiştir.

Rebabname kime ait?

Sultan Veled&#;in Farsça yazdığı bilinen beş eseri bulunmaktadır. Divan&#;dan başka İbtidâ-nâme, Rebâb-nâme, İntihâ-nâme mesnevileri ile nesir olarak yazdığı Ma&#;ârif adlı eseri vardır. Manzum eserlerinin toplam beyit sayısı &#;e ulaşan Sultan Veled&#;in devrinde velûd (=çok eser veren) bir şair olduğu görülür.

Hz Mevlana ne güzel demiş?

Ne güzel demiş mevlana &#;yaşamak direnmektir, sevmek ise güvenmektir&#;&#; allah herkesin karşısına güvenebileceği insanlar çıkarsın. Ne güzel demiş Mevlana : Yarım nefeslik hayatında,sevgiden başka bir şey planlama. .. Mevlana ne güzel demiş; &#;sevdiğinin nazını değil kahrını çekmektir sevda.&#;

Aile fotoğraflarının altına ne yazılır?

Aile Sözleri

  • Sevginin en güçlü hali ailedir.
  • En büyük zenginlik birlik olan bir ailedir.
  • Seni bu hayatta, annen kadar sevecek ve baban kadar merak edecek hiç kimse yoktur!
  • Hayatta en büyük zenginlik; mutlu bir aileye sahip olmaktır.
  • Bir babanın çocuğuna vereceği en güzel hediye, annesini sevmektir.

2 Tem

Mevlana&#;nın ünlü sözleri nelerdir?

İşte en güzel Mevlana sözleri..

  • &#; Dost acı söyleyen değildir. &#;
  • &#; Ay vurmuyorsa yüzüne, güneş vurmuyorsa pencerene kabahati ne Ay&#;da ne Güneş&#;te ara. &#;
  • &#; Gönül, han değil dergâhtır. &#;
  • &#; Aşk; sandığın kadar değil, yandığın kadardır. &#;
  • &#; Yüreğimiz kıymet bilene emanet. &#;
  • &#; Sus artık yeter! &#;
  • &#; Kalbin bir gün seni sevgiliye götürecek.

MECÂLİS-İ SEB’A Hakkında

MECÂLİS-İ SEB’A

Nuri Şimşekler

“Yedi Meclis” adını taşıyan bu eser de Mevlâna’nın çeşitli zamanlarda kürsüden ve toplantılarda verdiği yedi vaazın yazılmasından oluşmaktadır. Eser, muhtemelen Mevlâna’nın Şems’le karşılaşmalarından (29 Kasım ) önce verdiği vaazların oğlu Sultan Veled veya başkaları tarafından dikte edilmesiyle bir araya getirilmiştir. Kitabın bazı bölümlerinde Sultan Veled’inİbtidânâme adlı mesnevîsinden de beyitlere rastlanması(69) bu eserin Sultan Veled tarafından oluşturulduğu veya bazı tashihler yapıldığı intibaını seafoodplus.info, I. Bölüm’de (Meclis) Şems’inMakâlât’ından bazı hikâyelerin aktarılması; Şems’le karşılaştıktan sonra da Mevlâna’nın bir veya birkaç kez vaaz verdiği hususunda bize ışık tutmaktadır(1).

Mesnevî ve Dîvân-ı Kebîr’e göre daha az yazması bulunan bu eserin en önemli ve en eski yazması Mevlâna Müzesi Kütüphanesi’nde 79 no’lu mecmua içerisindedir. Mevlâna’nın Fîhi mâ Fîh ve Mektûbât adlı eserlerinin de bulunduğu bu mecmua, yılları arası istinsah edilmiş ve Gölpınarlı’ya göre her üç eser için de en sağlam nüshalar olarak değerlendirilmiştir(2).

Türkçe Tercümeleri

Eser ilk olarak “Mevlâna’nın Yedi Öğüdü” adıyla tercüme edilmiş ve Farsça metniyle birlikte yılında yayınlanmıştır. Farsça metnini (Prof.) Dr.F.Nâfiz Uzluk’un; tercümesini ise seafoodplus.infoûsi Karadeniz’in yapıp Ahmed Remzi (Akyürek) nin gözden geçirdiği bu neşir bazı dizgi ve tercüme yanlışlıklarından dolayı eleştiri almıştır(3).

Hayatının büyük bir bölümünü Mevlâna ve Mevlevîlik araştırmalarına adayan Abdülbaki Gölpınarlı,Mecâlis-i Seb’a’yı da tercüme etmiş ve açıklama ve indekslerle birlikte yılında Konya’da yayınlanmıştır ( s.). Bu tercüme yılında tekrar yayınlanmıştır (İstanbul, s.).

Konuları ve Üslubu

Mevlâna hayatı boyunca 7 defa mı vaaz verdi? sorusuna kesin bir cevap bulamamakla birlikte; bu eseri oluşturan vaazların, genellikle Cuma Namazında istek üzerine verilen hutbelerden(?)oluştuğunu tahmin etmek bir cevap olabilir. Zaten Mevlâna’nın çeşitli yerlerde ve cemaatlarda  yaptığı sohbetler ve açıklamaları genellikle Fîhi mâ Fîh adlı eserinde yer almaktadır. Yani rahat bir değerlendirmeyle söyleyecek olursak; Mecâlis-i Seb’a resmî vaazların toplandığı bir eser; Fîhi mâ Fîh ise hâl ehliyle yapılan sohbetlerin yazıya aktarıldığı bir kitaptır. Her iki eserin dili, hitap şekli ve konuların işleniş tarzından da bunu anlamak son derece kolaydır.

Her Meclisinde farklı, dinî ve toplumsal olayların ele alındığı Mecâlis-i Seb’a’nın ana Meclis konuları  şu şekildedir:

1. Meclis : Ümmetin bozguna düşmesi, Besmele-i Şerîf’in tefsiri, Peygamberin mucizesi (Ayın yarılması).

2. Meclis : Allah’a yöneliş, günahtan çekinme, gönül zenginliği, Besmele’nin Be’si.

3. Meclis : Zâhid-ârif, Padişah-kul ve inanç kuvveti.

4. Meclis : Halka rahmet olanlar, kulluk, gerçek tövbe.

5. Meclis : Abdü’l-muttalib’in yağmur duası, benlik, insanların grupları.

6. Meclis : Münacaat, Tevrat’taki öğüt ve dünya, «Lâ-İlâhe» nin tefsiri.

7. Meclis : Aklın şerefi, bilgi ve irfan, öz’den olan ve sonradan öğrenilen bilgi.

En uzunu seafoodplus.info olan (diğer 6 Meclis’in tamamı kadar) bu vaazların tamamında aynı üslûp hakim olup; önce edebî bir dille Âyetler vasıtasıyla Allah’ın yüceliği ve hikmeti övülmekte; seafoodplus.infober ve dört halifeye rahmetler okunmakta ve bir duayla asıl konu yada konulara girilmektedir. Konular işlenirken, kısmen halkın anlayabileceği basit bir üslup seçilmekte, sık sık getirilen Âyet ve Hadislerden başka temsil, hikaye ve şiirlerle konunun iyice kavranmasına dikkat edilmektedir.

Eserin genelinde hakim olan bir usûl de, konulara göre seçilmiş Hadis-i Şeriflerin açıklanması, peygamber kıssalarının anlatılması ve özellikle Dîvân-ı Kebîr’den, Mesnevî’den, Senâî ve Attar’ın eserlerinden ilgili beyitlerin getirilmesidir.

     MECÂLİS-İ SEB’A’DAN SEÇMELER(4)

Gerçek bilgi, öğrenilen değil, öğretilen bilgidir&#;

&#;Ben ümmiyim.Ümmînin iki anlamı vardır: Birinci anlamı yazmayan, okumayandır. Halkın çoğu ümmî sözünden bu anlamı anlar. Fakat gerçeğe erenlerce; sözün, işin gerçeğini bilenlerce ümmînin anlamı şudur: Başkalarının elle, kalemle yazdıklarını o, elsiz, kalemsiz yazar; başkaları olmuş, geçmiş şeyleri hikâye ederler; o ise gaybdan bahseder; henüz olmamış ve gelmemiş; fakat olacak, gelecek şeyleri hikâye eder.

Canı olan, olmuş şeyi görür;

Olmamış şeyi görense, bambaşka bir varlıktır.

Ey Muhammed, sen ümmiydin, yetimdin. Bir baban, bir anan yoktu ki, seni mektebe götürsün; yazı ve hüner öğretsin sana. Bu kadar bilgiyi, irfânı nereden öğrendin? Varlığın başlangıcından beri âleme gelen, âlemde olan her şeyi adım-adım anlattın; herkesin kutluluğundan, kutsuzluğundan haber verdin; cennet bahçelerini ağaç-ağaç gösterdin; hûrilerin kulaklarındaki küpelere varıncaya dek haber verdin. Cehennem zindanlarını çukur-çukur, bucak-bucak anlattın. Âlemin sonuna dek, (sonu da yoktur ya) ne olacaksa hepsini ders halinde söyledin. Peki, bütün bunları kimden öğrendin, hangi mektebe gittin?

Muhammed (S.A.V.) dedi ki: Benim kimim-kimsem yoktu, yetimdim; kimsesizlerin kimsesi hocam oldu benim; «Rahmân, Kur’ân’ı öğretti» hükmünce o öğretti bana. Yoksa bu bilgiyi halktan öğrenmeye kalksaydım yüzlerce, binlerce yıl gerekti; öğrensem bile bu bilgi, taklitle elde edilmiş olurdu; onun anahtarları, bilenin elinde olamazdı. Eklenti-bağlantı olurdu, özden meydana gelmiş bir bilgi olmazdı. Böyle bilginin yazısı, çizisi, şekli sûreti olurdu; bilginin gerçeği, özü-canı olmazdı&#;(seafoodplus.info, s,97)

Bismillâhirrahmanirrahim

(Rahmân ve Rahîm olanın adıyla) sözünün anlamı:

“Adıyla” sözünde, bütün tefsircilerce gizli bir anlam vardır; çünkü Arap, «b» harfiyle söze başlamaz. Fakat, o gizli şey nedir? Bu hususta, aralarında ayrılık vardır. Derler ki: O gizli şey, yüce Allah’tan emirdir. Yani Allah ey kulum der; “Değil mi ki Şeytan’dan sığındın; öyleyse bu hayırlı işe, benim adımla başla da onun şerrinden kurtul!” Bazı tefsirciler derler ki: O gizli şey, kulun haber verişidir; yani kul, ey Allah’ım der, Şeytandan sana feryat ediyorum, sana sığınıyorum; sana sığınmam da, işime senin adınla başlamamdır, senin adına kaçmamdır; işime, sana ve senin adını anarak sığınıp başlamamdır: Çünkü senin kutlu adınla başlanmayan her iş, noksan kalır, sonu gelmez, verimsiz olur; bundan başka bir şey bilmiyorum ben. Peygamber demiştir ki: “Allah’ın adıyla başlanmayan her hayırlı işin sonu gelmez.” Yani Peygamber, korkulan, hayırlı ve iyi olan, faydalı bulunan herhangi bir iş, Allah adıyla başlanmazsa, o işe ne kadar çalışılırsa çalışılsın, sonu gelmez, tamamlanmaz; sonunda o iş, pişmanlıkla, ziyanla biter, buyurur. İnanmıyorsan Firavun’a, Şeddad’a, Nemrûd’a bak! Şu kadar bin araçla, adamla-orduyla, güçle-kuvvetle çalıştılar, düşündüler, dünya hazinelerini harcadılar; o saltanattan faydalanmak istediler, kendilerinin iyi bir ada-sana sahip olmalarını, uzun yıllar, iyilikle, ululukla anılmalarını dilediler, buna gönül verdiler; fakat yaptıkları işlerde, Allah’ın adına sığınmadılar; bütün işleri tersine döndü; bütün umutları baş aşağı geldi. Dostluk istediler, âleme düşman tanındılar; iyi ad-san ıssı olmayı dilediler; âlemde adları kötüye çıktı; gönüllerde ulu olmayı, saygı kazanmayı dilediler; sinekten, sivrisinekten daha hor, daha rezil bir hale geldiler. Bu sözün daha da aydınlanmasını istiyorsan, Peygamberlerin hallerine bak. Onlar, hangi işi başarmak isteseler, bu adla başlarlardı, o işe ve bu ada sığınırlardı; bu ada tapı kılarlardı; bu ada, canlarının, gönüllerinin içinde yer vermişlerdi; mallarını-mülklerini bu ada fedâ etmişlerdi. Halk bizi beğensin kaydına düşmemişlerdi. Halk onlara iyi demiş, kötü demiş umurlarında bile değildi. Onlar, halkı bu ada saygı göstermeye, bu ada sığınmaya çekmeye uğraşıyorlardı. Halk içinde, halk arasında iyi bir ada-sana sahip olalım, adımız-sanımız kalsın kaydına düşmüyorlar; bu Allah adının yüce ve ulu olmasına, bu adın ululanmasının kalmasına uğraşıyorlardı. (seafoodplus.info, s)

(1) Eflâkî, Mevlâna’nın Şems’ten önce vaaz verdiğini, fakat onunla karşılaştıktan sonra vaazı bıraktığını kaydeder. ( bkz. Âriflerin Menkıbeleri, I, 93 )

(2) Mevlâna, Mektûbât, Çev. ve Hzl. A.Gölpınarlı, İstanbul, ; ayrıca bkz. Mecâlis-i Seb’a, s.5

(3) Mecâlis-i Seb’a, s. 4

(4) Bu metinler Abdülbâki Gölpınarlı’nın çevirinden alınmış olup; bölümler halinde verilmiştir.

 

Devamını Okumak İstersenizAbdülbâki Gölpınarlı Çevirisi

divider11

 

Mecalis-i Seba (Yedi Meclis) - Mevlana Celaleddin-i Rumi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar:Mevlana Celaleddin-i Rumi

Çevirmen: Abdülbaki Gölpınarlı

Orijinal Adı: Mecalis-i Seb'a

Yayın Evi: İnkılap Kitabevi

İSBN:

Sayfa Sayısı:

Mecalis-i Seba (Yedi Meclis) Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mecâlis-i Seba, adından da anlaşıldığı gibi yedi konuşmadan oluşur. Mecâlis'te yer alan konuşmalar, büyük bir olasılıkla Hüsâmeddin Çelebi ya da Sultan Veled tarafından konuşma anında yazıya aktarılmış ve daha sonra bu müsvedde gözden geçirilmiş ve esere son şekli verilmiştir. Bu son şeklin kimin tarafından verildiği de kesin değildir. Eserde Sultan Veled'e ait şiirlerin yer alması düzenlemenin Sultan Veled tarafından yapılmış olabileceğini düşündürtmektedir. Ayrıca eserin yazılı şeklinin Mevlânâ'nın onayından geçmiş olması muhtemeldir.

Her meclis Arapça bir hutbeyle başlar. Hutbede Allah'a hamd, O'nun kudret ve yüceliğinin zikri, Hz. Peygamber'e salât ve selam ile onun sahabelerine selam yer alır. Hutbeyi nispeten daha edebî cümlelerden oluşan dua ve yakarış (münâcât) bölümü izler ve duanın ardından bir hadisin şerhi etrafında gelişen asıl vaaza geçilir. Vaazda seçilen hadisin işaret ettiği hususlar, kimi ayet, hadis ve şiirlerle desteklenerek anlatılır. Zaman zaman da hikâyelerle konu pekiştirilir. Her meclis, Allah'a hamd ve Peygamber ve ashabına selam ile bitirilir.

Meclislerde Mevlânâ'nın kendi şiirlerinden başka, Senâî-yi Gaznevî, Attâr-ı Nîşâbûrî, Nizâmî-yi Gencevî, Cemâleddin-i İsfehânî, Sultan Veled ve Mes?ûdî-yi Gaznevî'nin şiirlerinden alıntılar yapılmıştır.

Mecalis-i Seba (Yedi Meclis) Alıntıları - Sözleri

  • Dostum, yol çok yakın, ama yolcu pek tembel!
  • “Çaba gösterilirse bir iş bin iş gibidir.”
  • “Yürek yanarken dua etmeyi ganimet sayınız." .
  • Allah ondan razı olsun, Ali hutbesinde, "Size dünyadan çekinmenizi tavsiye ederim; çünkü dünya, aldatıcıdır, gaddardır, düzencidir, büyücüdür" buyurur.
  • Darmadağın olmaya neden olan, şüphe perdesidir.
  • Gecelerimin halini ancak benim gibi olan bilir Yanmışların gecesi nasıl geçer, sen nerden bileceksin
  • Asıl büyük israf şu değerli ömrü boşa harcamaktır.
  • “Yar ile gül bahçesinden geçtim Farkında olmadan güle öylesine bir baktım Sevgilim görünce beni, utan, dedi, utan… Benim yüzüm buradayken güle mi bakıyorsun?"
  • Dinimin önceki dinleri geçersiz kıldığı gibi benim dinimi geçersiz kılıp değerden düşürecek hiçbir din yoktur.
  • “İnsanlarla akılları ölçüsünce konuş.”
  • Zenginlik, gönül zenginliğidir, mal zenginliği değil.
  • “Darmadağın olmaya neden olan, şüphe perdesidir.”
  • Kulları için sebepleri var eden… Ve kapılar açan Allah ’ın adıyla. Râzıyım Rahman’dan, ihsan sahibi Rabbimden.
  • Çünkü dış görünüşe tapıyorlardı.
  • "Dostlara uğurluyuz, düşmanlara uğursuz.”

Mecalis-i Seba (Yedi Meclis) İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Gönül aynasını onardım da buldum bengisuyu “Yakutları vakitler vererek satın alabilirsin, ama vakitleri yakutlar vererek satın alamazsın. ” gonderi/ vakitinizi alıyorsam eğer, hayra vesile olması temennisiyle… Mevlana Celaleddin Rumi 'nin eserlerini okumak, sanırım sahip olduğumuz en kıymetli şeylerden birisi.. Okurken, hissettiren, düşündüren ve anlamlandırmamızı sağlayan o kadar çok şey barındırıyor ki her biri içinde, okuyup da kenara koyulacak türden değil. Adeta her birinin başucu kitabı olması gerektiği kanısındayım o sebeple. Keza kitap/yedi-meclis-mecalis-i-seb-a de bu eserlerden bir tanesi zannımca. Eser yazar/Mevlana-Celaleddin-i-Rumi 'nin kısa bir yaşam öyküsü ve okunması gereken diğer eserlerine dair kısa bir tanıtım ile başlamakta. Ki bu yazı başlamadan önce satırların ruhuna yaklaşmamız açısından güzel bir başlangıç olmuş benim nazarımda. Sonrasında, Mevlana Celaleddin Rumi' nin verdiği yedi vaazın hadisler ve kısa hikayeler ile harmanlanmış yedi bölümü ile devam etmektedir ve zannımca her birini kalp gözümüzü de açıp okumamız gerekmekte çünkü satırlar arasında bizlere yaşam sırları fısıldayan bir ses gezmektedir. Anlatım ve dili ile ise usulca öğüt veren, başınızı okşayan, yanınıza oturup dertleşen ve böylece o dönemin toplumsal ve ilmi sorunları ile (benim nazarımda günümüzün de) hasbehal olmaktadır. Mevlana'nın tasavvufi görüşü ise bu sessiz ama gürültülü satırlar arasında demlenmekte ve bizlere dokunmakta… O sebeple ki, her biri çok değerli öğütler içeren bu satırlar öylece alelade okunmamalıdır benim nazarımda. Kısa ama öz de olsa, okurken anlamlandırmaya çalışmak en doğrusu. Yüreğinizin kapılarını açıp, zaman verin bu esere. Verin ki kendi elinizin elinden tutabilesiniz. Verin ki yaşamın perdelerini aralayıp, zamanın girdabında kaybolmayasınız.. Eserde de dediği gibi "Ben ancak kendimden sıyrıldığım zaman benim." gonderi/ kendinizden sıyrılıp özünüzü bulmanız için.. Ruhunuzda demlenip yürek kapılarınızı açmanız ve aklın kıymetinin farkında olmanız temennisiyle… Mevlana Celaleddin Rumi Hazretlerinin dilinden ayet, hadis ve nükteli kıssaların eşliğinde muazzam bir tefekkür yolculuğu yapmak isteyen herkese bu eseri tavsiye ederim, naçizane.. (Son olarak bizleri gonderi/ etkinliği ile bu tasavvuf çatısı altında toplayıp, birbirimizin satırlarında demlenmemizi sağladığı için okur arkadaşımız Cilehanedar'a teşekkür ederim, sevgi ve minnetle…) Şimdi sizleri kitaptan birkaç satır ile başbaşa bırakıyorum, ruhunuzu beslemesi dileğiyle.. gonderi/ gonderi/ gonderi/ gonderi/ gonderi/ gonderi/ gonderi/ gonderi/ gonderi/ gonderi/ gonderi/ gonderi/ gonderi/ (Nâifî ⸙)

Yürüyen definedirler. .: Hz. Muhammed (sav) Allah dostları için şöyle söylemiştir.. “Bu kullar âleme rahmettir; belâlar onlarla kalkar, halkın emniyet kapısıdır onlar, rızık kapısı onların bereketiyle açılır, belâ kapısı onların vesilesiyle kapanır. yağmura benzerler onlar; nereye yağarlarsa bereket verirler. Yürüyen definedirler. hayat bağışlarlar. Âb-ı hayatın (ölümsüzlük suyu) ta kendisidirler. Toprağa yağsalar o toprak buğday bitirir, nimetler verirler, meyveler verir. Denize yağsalar o denizin sedefleri incilerle dolar; inciler, mücevherler meydana gelir.” Şüphesiz ki Mevlânâ Efendimiz de bu övgülere fazlasıyla layıktır.. Mecâlis-i Seb‛a Mevlânâ’nın yedi vaaz ya da konuşmasının yazıya dökülüp düzenlenmiş şeklidir. Mevlâna yedi meclisinde her bölüme "Hamd ü sena" ve "Münacaat" ile başlamakta, açıklanacak konuları ve tasavvufî görüşlerini hikaye ve şiirlerle cazip hale getirmektedir. Bu yol Mesnevî'nin yazılışında da aynen kullanılmıştır. Arifane bir lisanla âşıkane irşat için türlü de­lil ve cazip ifade ile âyetli, hadisli, delilli, şahidli bir ifade kullanılmıştır. Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi eksik etmeyin yaşamınızdan.. Hep kalbinizin bir köşesinde saklı kalsın.. Her daim okuyun, okutturun.. Huzurlu vakitler.. (Şahika)

Elest çağından beri mest olanlar…: Şebi Arus etkinlikleri ile bizleri buluşturan Cilehanedar kardeşim, şimdi de her ay düzenli olarak tasavvuf çatısı altındaki eserlerle bizi bütün kılmaya gayret etmiş. Davete icabet gerekir diyerekten eseri naçizane yorumlamaya niyet ettim ben de Öncelikle teşekkür ederim. Her alanda okuma yapmaya özen göstersem de bazen yeterli olmuyor maalesef, işte öyle zamanlarda böylesi buluşmalar (gonderi/) benim için çok verimli geçiyor 1k'daki etkinliklerin güzellikleri de bu olsa gerek kitap/yedi-meclis-mecalis-i-seb-a, yazar/mevlana-celaleddin-i-rumi nin yedi vaazının yazıya geçirilmesinden oluşmuş bir eserdir. Yazıya geçirilen bu vaazlar, kullanılan dilin konuşma diline yakın oluşu ve bununla birlikte edebî nesirle iç içe bulunuşundan okuyuşu kolaylaştırıyor. Kitap öncelikle Mevlânâ’nın hayatına ve eserlerine değinmiş daha sonra ise Mecâlis-i Seb‛a girişi yaparak sırasıyla yedi meclisi yani vaazlarını bizlere sunmuştur. Konu olarak başlangıçta dünya hayatının en vahim hallerinde dahi çare olarak sünnete sığınıp Allah'tan medet uman herkesin, içine düştüğü bu kuyudan biiznillah kurtulacağına dair ayet, hadis ve beyit destekli bütünlük sağlanmıştır. En mühim meselemiz olan nefis konusu da detaylı olarak işlenmiş ve Efendimiz (sav) zamanına dair kıssalar ifade edilerek, İslam'ın güzelliğine, insanı nasıl da güzelleştirdiğine değinilmiştir. Zamanlar farklı olsa da aslında insanlar aynı insan, makamlar aynı makam olunca kıymete değer görülenle, yerden yere çalınan hiç değişmiyor gibi. Bu da gösteriyor ki aslında bize nasihat olarak verilenlerin hepsi zamansız bir zaman için geçerli, yeter ki alınacak dersi gören gözlere uyan kalplere inanan ruhlara sahip olabilelim. Mesnevi tadında geçen bu sohbetlerin, içine girebilmek ve verilmek istenen dersi alıp feyzine ulaşmak sadece orada bulunuyor olmakla kâfi bir durum değildir. Nitekim eseri sadece okumuş olmakla da fayda tam anlamıyla sağlanamıyor. Peki ne yapmalı?!. Gözle beraber gönülleri de açmak, varsa bir ışık içeride onu ziyadesiyle besleyip hayata uyarlamak bizi biraz olsa mahiyetine eriştirebilir İdrakine varabileceğimiz nice keyifli okumalar olsun inşallah (ülfet)

Mecalis-i Seba (Yedi Meclis) PDF indirme linki var mı?

Mevlana Celaleddin-i Rumi - Mecalis-i Seba (Yedi Meclis) kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Mecalis-i Seba (Yedi Meclis) PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mevlana Celaleddin-i Rumi Kimdir?

Mevlâna 30 Eylül yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan Ülkesi'nin Belh şehrinde doğmuştur. Mevlâna'nın babası Belh Şehrinin ileri gelenlerinden olup, sağlığında 'Bilginlerin Sultânı' ünvanını almış olan Hüseyin Hatibi oğlu Bahâeddin Veled'tir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun'dur.

Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled, bazı siyasi olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası nedeniyle Belh'den ayrılmak zorunda kalmıştır. Sultânü'I-Ulemâ veya yıllarında aile fertleri ve yakın dostları ile birlikte Belh'den ayrıldı.

Sultânü'I-Ulemâ'nın ilk durağı Nişâbur olmuştur. Nişâbur şehrinde tanınmış mutasavvıf Feridüddin Attar ile de karşılaştılar. Mevlâna burada küçük yaşına rağmen Feridüddin Attar'ın ilgisini çekmiş ve takdirlerini kazanmıştır.

Sultânü'I Ulemâ Nişabur'dan Bağdat'a ve daha sonra Kufe yolu ile Kâ'be'ye hareket etti. Hac farizasını yerine getirdikten sonra, dönüşte Şam'a uğradı. Şam'dan sonra Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde yolu ile Lârende'ye (Karaman) geldiler. Karaman'da Subaşı Emir Musâ'nın yaptırdıkları medreseye yerleştiler.

yılında Karaman'a gelen Sultânü'/-Ulemâ ve ailesi burada 7 yıl kaldılar. Mevlâna yılında Şerefeddin Lala'nın kızı Gevher Hatun ile Karaman'da evlendi. Bu evlilikten Mevlâna'nın Sultan Veled ve Alâeddin Çelebi adlı iki oğlu oldu. Yıllar sonra Gevher Hatun'u kaybeden Mevlâna bir çocuklu dul olan Kerrâ Hatun ile ikinci evliliğini yaptı. Mevlâna'nın bu evlilikten de Muzaffereddin ve Emir Alim Çelebi adlı iki oğlu ile Melike Hatun adlı bir kızı dünyaya geldi.

Bu yıllarda Anadolu'nun büyük bir kısmı Selçuklu Devleti'nin egemenliği altında idi. Konya'da bu devletin baş şehri idi. Konya sanat eserleri ile donatılmış, ilim adamları ve sanatkarlarla dolup taşmıştı. Kısaca Selçuklu Devleti en parlak devrini yaşıyordu ve Devletin hükümdarı Alâeddin Keykubâd idi. Alâeddin Keykubâd Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled'i Karaman'dan Konya'ya davet etti ve Konya'ya yerleşmesini istedi.

Bahaeddin Veled Sultanın davetini kabul etti ve Konya'ya 3 Mayıs yılında ailesi ve dostları ile geldiler. Sultan Alâeddin kendilerini

muhteşem bir törenle karşıladı ve Altunapa (İplikçi) Medresesi'ni ikametlerine tahsis ettiler.

Sultânü'l-Ulemâ 12 Ocak yılında Konya'da vefat etti. Mezar yeri olarak, Selçuklu Sarayının Gül Bahçesi seçildi. Halen müze olarak kullanılan Mevlâna Dergâhı'ndaki bugünkü yerine defnolundu.

Sultânü'I-Ulemâ ölünce, talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna'nın çevresinde toplandılar. Mevlâna'yı babasının tek varisi olarak gördüler. Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuş, İplikçi Medresesi'nde vaazlar veriyordu. Vaazları kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşıyordu.

Mevlâna 15 Kasım yılında Şems-i Tebrizi ile karşılaştı. Mevlâna Şems'de 'mutlak kemâlin varlığını' cemalinde de 'Tanrı nurlarını' görmüştü. Ancak beraberlikleri uzun sürmedi. Şems aniden öldü.

Mevlâna Şems'in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekildi. Daha sonraki yıllarda Selâhaddin Zerkubi ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizi'nin yerini doldurmaya çalıştılar.

Mevlana Celaleddin-i Rumi Kitapları - Eserleri

  • Mesnevi'den Seçmeler
  • Mesnevi Cilt 1
  • Mesnevi Cilt 4
  • Fihi Ma Fih
  • Gül Bahçesi
  • Mesnevi'de Geçen Hikayeler
  • Kalem Yazamadı Aşkı
  • Dost Görünen Düşman
  • Mesnevi
  • Toprak Gibi Ol
  • Aşkname
  • Ya Olduğun Gibi Görün Ya Göründüğün Gibi Ol
  • Rubailer
  • Aşk Şehri
  • Akarsu Gibi Ol
  • Mecalis-i Seba (Yedi Meclis)
  • Bir Demet Gül
  • Mesnevi Bahçesi
  • Divan-ı Kebir
  • Mesnevi Hikayeleri
  • Aşk'a Gel
  • Aşk ve Dergah
  • Aşk- ı Gizem
  • Mesnevi Cilt 2
  • Mesnevi Cilt 3
  • Mesnevi Cilt 5
  • Mesnevi Cilt 6
  • Ben Bende Değil
  • Mevlana
  • Eserlerinden Seçmeler
  • Deniz Gibi Ol
  • Veciz sözler
  • Sufinin Yolu
  • Gece Gibi Ol
  • Güneş Gibi Ol
  • Herkes İçin Mesneviname
  • Aşktan Doğduk Biz
  • Aşk-ı Lamekan
  • Mesnevi'den Erotik Hikayeler
  • Mektubat
  • Mesnevi ve Şerhi
  • Mevlana'dan Seçmeler
  • Aşk de Ötesini Bırak Mevlana'dan Öyküler
  • Mesnevi'den Her Güne Bir Hikmet
  • Ne Olursan Ol
  • Divân-ı Kebir'den Seçmeler
  • Gerçek Aşk
  • Mesnevi'den Çocuklara Seçme Hikayeler
  • Etme; Külliyat-ı Şems-i Tebrizi Güldestesi
  • Yedi Öğüt
  • Mesnevi Aşk Şeriatı
  • Seçme Rubailer
  • Mesneviden Seçmeler
  • Kızıl Postun Eşiğinde
  • Sır Tutabilir misin?
  • Mevlana'dan Ruha Dokunan Düşünceler
  • Aşk
  • Mesnevi-i Şerif
  • The Love Poems of Rumi
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 1
  • Ben Sağırım Efendim
  • Şems ile Sohbet
  • Can Yücedir Göklerden
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 4
  • Sabır Kapısı
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 5
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi
  • Mesnevi (6 Cilt Takım)
  • Aşk Dile Gelince
  • Mesnevi'den Seçmeler
  • Mesnevi’de İnsan
  • Aşk Şiirleri
  • Eşq Pərvanəsi
  • Mesnevi Tercümesi Cilt - 2
  • Mesnevi Tercümesi Cilt - 3
  • Mesnevi Tercümesi Cilt - 5
  • The Masnavi
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi 2
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 8
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 2
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 3
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 4
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 6
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 7
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 9
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 10
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 11
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 12
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 13
  • Mesnevi
  • Mesnevi 1
  • Mesnevi 2
  • Mesnevi 3
  • Mesnevi 4
  • Mesnevi 5
  • Mesnevi 6
  • Canan ile Sohbet
  • Maşuk ile Sohbet
  • Mesnevi'den Seçmeler
  • Divan-ı Şems
  • Mesnevi Dünya Rüyası
  • Mevlana'dan Masallar Set
  • Sen Allah’a Güven
  • Rumi Mecalis-i Seb'a Yedi Vaaz
  • Bütün Eserleri Seçmeler
  • Ölü Gibi Ol
  • Mesnevi Cilt
  • Mesnevi-i Manevi
  • Fihi Ma-fih ve Mecalis-i Seba'dan Seçmeler
  • Rumi
  • Mesnevi Tercümesi Cilt - 1
  • Mesnevi Tercümesi Cilt - 4
  • Mesnevi Tercümesi Cilt - 6
  • Fihi Ma Fih'ten Seçmeler
  • Mesnevi'den Hikayeler
  • Mesnevi (2 Cilt) & Manzum Tercüme
  • Mevlana Celaleddin Rumi'nin BÜTÜN ESERLERİNDEN SEÇMELER
  • Dert Etme Dua Et
  • Mesnevi'den Seçmeler
  • Akıllı Papağan
  • Dörtlükler - Rubailer
  • Mesnevî-i Muradiye
  • Makalat
  • Mevlana'nın Mesnevi'sinden Hikâyeler

Mevlana Celaleddin-i Rumi Alıntıları - Sözleri

  • "Nice dualar vardır ki ziyanın, helâk olmanın bedduanın ta kendisidir. Yüce Rabbimiz onları kereminden dolayı kabul etmez." (Mesnevi'de Geçen Hikayeler)
  • Orada çıxış edən hər bir alim ya keçmiş alimlərin sözünü, ya da övliyalardan bir kəramət danışırdı. Onlara diqqətlə qulaq asan Şəms dözə bilməyib dedi: - Nə vaxta qədər başqalarının sözü ilə zaman keçirəcəksiniz? Nə vaxt "qəlbim Rəbbimdən rəvayət etdi" deyəcəksiniz? Nə üçün başqalarının əsası ilə gəzirsiniz? Haradadır sizin sözləriniz? Haradadır sizin əsərləriniz? Sizin öz qəlbinizin sözü yoxdurmu? (Eşq Pərvanəsi)
  • “Cânım benim, ümitsizliğe düşme. Bütün canların ümidi gayb âleminden çıkageldi.” (Aşk Şehri)
  • Senin Allah demen, Allah'ın (c.c.) lebbeyk kulum -buyur kulum demesidir. Allah (c.c.) isminin zikrini herkese nasip eder mi, bunu sana nasip etmesi az şey mi? (Mesnevi'de Geçen Hikayeler)
  • 'Şimdi sorarım sana, Hangi aşk daha büyüktür ? Anlatılarak dile düşen mi, Anlatılamayıp yürek deşen mi ?' (Canan ile Sohbet)
  • Altı kişinin kusurlarını, ayıplarını arkasından söylemek gıybet olmaz: 1. Günah işlemesine engel olmak için söylemek. Bir kimse, babasından gizli haram, günah ve suç işleyince, babasının engel olacağını bilenin, babasına söylemesi veya yazarak bildirmesi gıybet olmaz. Mani olacağı bilinmiyor veya fitne çıkacağı tahmin ediliyorsa elbette haber verilmez. Çünkü düşmanlığa sebep olur. 2. Kusur işleyene acıdığı için söylemek. Bir şeyi bilmeyene nasihat vermek, satılmakta olan malın kusurunu müşteriye haber vermek, evlenecek erkeğe, nikah edeceği kızın ayıbını, kusurunu veya evlenecek kıza, evleneceği erkeğin ayıbını kusurunu haber vermek gıybet olmaz. 3. Müslümanları onun şerrinden, kötülüğünden korumak için söylemek. İnsanları haksız yere döveni, mallarını gasp edeni, çalanı, yahut dili ile söverek, iftira ve gıybet ederek zarar vereni söylemek gıybet olmaz. 4. Bir âlime söyleyip, o kusurun dindeki hükmünü (fetvasını) öğrenmek için söylemek. 5. O kusur, ona isim olmuşsa, onu bu isimle tanıtmak mecburiyetinde olmak. 6. Din düşmanlarını, İslâmiyet'i yanlış anlatanları ve yazanları Müslümanlara açıklayıp haber vermek. İnsanlar arasında bir hastalık hâline gelen gıybetten, bunları yapanları sakındırmalıdır. Bu, hem ona, hem de topluma en büyük hizmettir. (Gece Gibi Ol)
  • "Aynan, bilir misin, neden gammaz değil? Yüzünden tozu, pası silinmemiş de ondan!" (Mesnevi-i Şerif Şerhi - 1)
  • Peki gönül dediğin nedir? Senin bağında açılmış bir çiçek. (Divân-ı Kebir'den Seçmeler)
  • Varlık yoklukta gizlenmiştir. (Mesnevi'den Her Güne Bir Hikmet)
  • Gerçekten de ben Rabbime gidiyorum 37/99 O'na tevekkül ederim. O bana yeter. (Bütün Eserleri Seçmeler)
  • Gelecek, onu görene kadar şekilsizdir. Bir parayı havaya attığında iki olası gelecek vardır, birinde para yazı gelir, diğerinde tura, ama sen görene kadar ikisi de değildir." (Ben Bende Değil)
  • Kendi tuzağına tutulmuşsun, nasıl avcılık bu? Kendi evini soymadasın,ne biçim hırsızsın sen? (Aşk Şehri)
  • "Aslında uzak düşen kişi, yine vuslat zamanını arar." (Mesnevi-i Şerif Şerhi - 1)
  • Mizacım gereği hiçbir kalbin kırılmasını istemem. (Fihi Ma Fih)
  • Allah der ki; Kimi benden çok seversen onu senden alırım. Ve ekler; Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım. Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, Sabır taşar, Canından saydığın yar bile bir gün el olur. Aklın şaşar, dostun düşmana dönüşür. Düşman kalkar dostun olur. Öyle garip bir dünya, Olmaz dediğin ne varsa olur. Düşmem dersin düşersin. Şaşmam dersin şaşarsın. En garibi de budur ya; Öldüm der durur yine de yaşarsın… Mevlana Celaleddin Rumi Fazla söze gerek bırakmamış Mevlana: Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım……… (Mesnevi)
  • "Maddi bedenlerimiz, sûretlerimiz ve dış görüşümüz birer testi gibidir. Güzellik ise ilâhi bir şaraptır. Cenab-ı Hakk, bana Leyla'nın suretinde şarap sunmaktadır. Sizin onu görmeniz, benim görmemden çok farklıdır." (Gül Bahçesi)
  • Sen beni bıraktın da derdin bırakmadı. Hakikaten de derdin, gamın, senden vefalıymış! (Seçme Rubailer)
  • İnsanların çoğu, insan yiyen canavar gibidir. Onların selam vermelerine pek güvenme. Emin olma Hepsinin gönülleri şeytan yatağıdır. Kendileri de insan şeytanıdır. (Gül Bahçesi)
  • Öyle bir arkadaş istiyorum ki, benim derdimi kendine dert seafoodplus.info öyle kendinden geçsin ki neşe ile gamı birbirinden ayırt edemesin. (Aşk'a Gel)
  • Nice tatlılar vardır ki şeker gibidir, fakat o şeker içinde zehir gizlidir. (Mesnevi)

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir