hayızlı kadın camiye girebilir mi / Hayızlı kadın camiye girebilir mi?

Hayızlı Kadın Camiye Girebilir Mi

hayızlı kadın camiye girebilir mi

Adetli veya Lohusa Olan Bir Kadın İrşad Faaliyetleri İçin Camiye Girebilir mi?

&#;Hiç bir hayızlı veya cünüp mescide giremez&#; (İbn Mâce, Tahâre, 92; Dârimî, Vudû&#;,) hadisiyle amel eden âlimlerimize göre hayızlı kadının zaruri durumlar dışında mescitlere girmesi caiz görülmemiştir. Zaruri durumlar dışında mescide girmek, orada eğleşmek ve itikâfa çekilmek de caiz değildir.

Şâfiî ve Hanbelîler, aybaşı ve lohusa olanın mescidi kirletmeyeceğinden emin olması halinde, mescitten karşıdan karşıya geçmesini câiz kabul etmişlerdir. Çünkü necaset ve başka şeylerle mescidi kirletmek haramdır. Hz. Peygamber (sav)&#;in, Hz. Âişe (seafoodplus.info)&#;ya böyle bir izin verdiği nakledilmektedir: “Rasulullah (sav): ‘Bana mescidden seccademi ver’ dedi. Ben ona; ‘Hayızlıyım’ deyince şöyle buyurdu: “Senin aybaşı olman elinde olan bir şey değildir.” (Müslîm, Hayz, ; İbn Mâce, Tahâre, ).

Meymune (seafoodplus.info) da şöyle demiştir: “Bizden herhangi birisi aybaşı olduğu halde seccadeyi alır, mescide girer ve sererdi.(Nesâî, Tahâre, , Hayz, 18)

Bu son iki hadise rağmen hayızlı kadının mescide girip orada kalması, Hanefîler de dâhil fakihlerin çoğunluğuna göre câiz değildir. Bununla birlikte bazı İslâm bilginleri, kadınların özel hallerinde mescide girmelerinin hükmü konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Bunlara göre; Rasulullah (s.a.v.) gayri müslimleri dahi mescide almıştır. Buna göre, cünüp kimselerin temizlenmeleri kendi isteklerine bağlı ise de; adetli ve lohusa bayanların temizlenmeleri iradelerine bağlı olmadığından, bu durumdaki bayanların, başta irşat faaliyetleri olmak üzere, camide yapılan dini içerikli hizmetlerden yararlanmak amacıyla camiye girmelerinde bir sakınca bulunmamaktadır.

Bu konuda Diyanet İşler Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu&#;nun mütalaası şöyledir:

&#;Dini Soruları Cevaplandırma Komisyonunca değerlendirilen &#;Hayızlı ve Nifaslı Kadınların Mescide Girmeleri&#; konusu görüşüldü:

“Günümüzde hac ibadeti, şartlar gereği sınırlı bir zaman diliminde gerçekleştirilebilmektedir. Hac için gelen kadınlar, bu süre içerisinde hayız ve nifas gibi kendilerine özgü özel bir hal ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Şartlar gereği ömründe bir defa hac yapma fırsatı yakalayan kadınların özel durumlarında Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Haram&#;ı ziyaret etmeleri, dua ve zikir amacıyla mescitlere girebilmeleri, günümüzde çözüm bekleyen önemli bir dini problem olarak gözükmektedir.”

“Kadınların adetli iken mescide girmeleri, İslam âlimlerinin çoğunluğu tarafından caiz görülmemektedir. Ancak bazı âlimler bunu caiz görmektedirler. Bu görüşten hareketle, hacda adetli iken dua, zikir ve istiğfar ile meşgul olmak, Kâbe&#;yi seyretmek veya Hz. Peygamberi ziyaret etmek gibi amaçlarla Harem-i Şerif&#;e ve Mescid-i Nebevî&#;ye girmek isteyen adetli hanımların, buna cevaz veren âlimlerin görüşleri doğrultusunda amel edebilecekleri oy çokluğu ile mütalaa edilmiştir.&#; (DİB Din İşleri Yüksek Kurulu, / nolu kararı.)

Kur’an öğrenen ve öğreten adetli kadınlar için de durum böyledir. Nitekim Malikiler bu konuda şöyle derler: “Kur’an öğrenen ve öğreten ergen kimse için Kur’an’a dokunmak veya taşımak caizdir. İsterse bu, adetli veya lohusa bir kadın olsun. Şu kadar vardır ki, cünüp için bu caiz değildir. Çünkü cünüplüğü gusül veya teyemmümle ortadan kaldırmak kişinin elindedir. Fakat âdet ve lohusalığı kaldırmak kadının kendi elinde değildir.” (Bak: Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ansiklopedisi, c.1, s).

Konuya bu açıdan bakıldığında,  -Müslim’in naklettiği yukarıdaki Hz. Aişe hadisinde de dile getirildiği gibi- ellerinde olmayan sebeplerle adetli ve lohusa olan kadınlarımızın camilerdeki irşat faaliyetlerinden mahrum edilmemeleri maslahata daha uygundur.

Musab SEYİTHAN

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Adetli veya Lohusa Kadın Camiye Girebilir mi?

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir