Kanuni Sultan Süleyman’ın Hürrem Sultan’dan olan kızı Mihrimah Sultan adına Üsküdar ve Edirnekapı’da iki büyük cami ve külliyeyi Mimar Sinan’a yaptırdığı belirtiliyor. Bu tarihi eserleri ilginç kılan özellik olarak, Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camisi’nin tek minaresinin arkasından güneş doğarken, Üsküdar’daki caminin iki minaresinin arasında ay doğması gösteriliyor. Mihrimah Sultan’ın ismi Farsça’da ‘Mihr ü mah’ güneş ve ay anlamına geliyor.
Edirnekapı’da bulunan ve Mihrimah Sultan Cami Külliyesi’nin bir bölümü olan tarihi Mihrmah Sultan Hamamı, Tarihi kaynaklara göre, yıllarında çifte hamam biçiminde, klasik dönemde yaygın olan bir plan şemasında Mimar Sinan tarafından inşa edilmişir. Mihrimah Sultan Hamamı, Türk Hamamı kültüründe önemli rol oynamaktadır.
Türk Hamamı, tarihin gizemli geçmişinden gelen , sağlık açısındanda çok önem arz eden, geleneksel bir mirasımızdır. Günümüzdeki Türk Hamamı şeklini tarih boyunca Türk mimarisinden değişimler göstererek sosyal ve kültürel yaşantımızın vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Türk Hamamı sağlık ve yaşam şekli açısından yüzlerce yıldır yaşamsal mekanlarımızın bir parçası olmuştur.
Kanuni Sultan Süleyman’ın Hürrem Sultan’dan olan kızı Mihrimah Sultan adına Üsküdar ve Edirnekapı’da iki büyük cami ve külliyeyi Mimar Sinan’a yaptırdığı belirtiliyor. Bu tarihi eserleri ilginç kılan özellik olarak, Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camisi’nin tek minaresinin arkasından güneş doğarken, Üsküdar’daki caminin iki minaresinin arasında ay doğması gösteriliyor. Mihrimah Sultan’ın ismi Farsça’da ‘Mihr ü mah’ güneş ve ay anlamına geliyor.
Edirnekapı’da bulunan ve Mihrimah Sultan Cami Külliyesi’nin bir bölümü olan tarihi Mihrmah Sultan Hamamı, Tarihi kaynaklara göre, yıllarında çifte hamam biçiminde, klasik dönemde yaygın olan bir plan şemasında Mimar Sinan tarafından inşa edilmişir. Mihrimah Sultan Hamamı, Türk Hamamı kültüründe önemli rol oynamaktadır.
Türk Hamamı, tarihin gizemli geçmişinden gelen , sağlık açısındanda çok önem arz eden, geleneksel bir mirasımızdır. Günümüzdeki Türk Hamamı şeklini tarih boyunca Türk mimarisinden değişimler göstererek sosyal ve kültürel yaşantımızın vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Türk Hamamı sağlık ve yaşam şekli açısından yüzlerce yıldır yaşamsal mekanlarımızın bir parçası olmuştur.
Henüz yorum bulunmamaktadır, ilk yorumu yapmak ister misiniz?
Hamam, Mihrimah Sultan Camii'nin sağ tarafında, biraz ileride ve Mihrimah Sultan Mektebi önündedir. Yakın tarihe kadar camiin avlu duvarı hamamın kadınlar kısmının önüne kadar uzanıyordu. Meydan tanzim edilirken şimdiki yerine alınmıştır. Bu sayede meydana çıkan hamam eskiden Selman Ağa Sokağı üzerinde idi. Bu sokağın sağ köşesinde, Selman Ağa Camii karşısında, Selman Ağa'nın inşa ettirdiği bir çeşme bulunuyordu. Eskiden tam bir çarşı hamamı niteliğinde olan hamam çok işlektir. Önünde sıra ile dükkânlar ve bunlar arasında meşhur Moskoşu Fırını ile ünlü Çil Horoz Şekerlemecisi ve cami meşrutasının altında kesmetaş ve tuğla hatıllı, tonoz damlı, Benzinci Celal Bey'in dükkânı vardı. Biraz ileride ise Arasta Çarşısı bulunuyordu. İstanbul'un eski Balıkpazarı ne ise Üsküdar'ın bu semti de o idi. Semt, ilk önce Rum Mehmet Paşa'nın "elli dükkândan meydana gelen" Batpazarı'nı yapması ile şenlenmiş ve bu arada da Fatih Sultan Mehmet burada küçük bir hamam inşa ettirmişti. Bunu, 'da Selman Ağa Camii'nin yapımı izlemiştir. Ayasofya vakışarı muhasebe defterinde Üsküdar'da bir hamamın bulunduğuna işaret edilmiştir. Kirasına göre küçük bir hamamdır. Kira başlangıcı da () tarihidir. Bu durumda hamam, ilk önce Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış ve sonra harap olduğundan Mimar Sinan'ca yenilendiği düşünülebilir veya bu iki hamam ayrı ayrıdır. Hamam, () yılına ait resmi bir Hamam Tahrir Defteri'nde de Ayasofya Camii vakfı olarak gösterilmiştir. Fatih'in, bütün vakı şarını, Ayasofya Camii bünyesinde topladığıda bilinmektedir. Hamam, 'de Mihrimah Sultan tarafından külliyesinin yapımı sırasında, Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. Evliya Çelebi bu hamamdan, "İskele Çarşısında Sultan Hamamı" diye bahseder. Bu tarihi eser çarşı yapılacağı bahanesi ile 14 Ağustos günü dozerle yıktırıldı ve senesinde çarşı tamamlandı.