bir erkek bir kadını neden sahiplenir / erkekler neden bir kızı sahiplenmek ister - uludağ sözlük

Bir Erkek Bir Kadını Neden Sahiplenir

bir erkek bir kadını neden sahiplenir

Popüler zihniyet ve düşünce, neden inatla kadın ve erkeği eşitmiş (hukukî haklar dışında) gibi gösterme yanılgısına giriyor?

Öncelikle sorunuz, çok sayıda yorum ve size ait fikir içeriyor. Bu şartlarda üzerine fikir oluşturmuş olduğunuz bir konuda cevap beklerken size katılıp katılmadığımız durumu da önem sunmaya başlıyor. Size tarafsızca cevap verebilmek için sorunuz üzerine de yorum yapma gerekliliği doğmuş durumda.

Öncelikle ruh nedir? Bu sorunun bilimsel bir cevabı olmadığı, ruh diye isimlendirilen soyutluğun var olup olmadığı, var ise de onun ne olup olmadığını bilmiyoruz. Elimizde buna ait hiç bir bilimsel veri yok. Ruh bilimsel bir olgu değil ise de onu nasıl tanımlayacağız, özelliklerini nereden bileceğiz ki kadın ve erkek ruhunun farklılıklarını netleştirebilelim? Bu çözümsüz ve cevapsız bir soru.

İkincisi, kadın ve erkek olarak bir şeyleri başarma, farklı renkleri temsil etme yorumlarınız hep değişken iddialar. Renklilik iyi midir? Buradaki renklilik ne demek ve bunun iyiliği, kötülüğü ne demek? Bunlar çok uzun ve ayrıntılı açıklamalar gerektiren, değişken yorumlar. Bunlar üzerine bir doğru, yanlış, evet, hayır belirlemek çok zor. Bunlar üzerine her kim size cevap verecekse kendi fikirlerini ve yorumlarını sıralayacaktır. Ama burada esas yapmamız gereken, felsefe tarihinden süzülüp gelen bilgileri paylaşmak olmalı ki felsefe de esnekliğe sahip bir alan olsa da filozofların herhangi bir konu üzerine yaptıkları yorumlar, biraz daha güvenilir olsa gerek. Yoksa ben şimdi size "ne demek kadın ve erkek eşit değildir. Elbette eşitlerdir" de diyebilirim. Buna inanıyor olabilirim ama bu fikir sizin için cevap teşkil etmez.

En kısa haliyle şöyle bir yorum yapabilirim: Çağlar boyu kadın ve erkek arasındaki görev bölümü ve hiyerarşik ilişki çoğunlukla kadının erkeğe göre daha zarif, güzel, estetik, erkeğin ise kadına göre fiziksel olarak daha güçlü olması ve bu yolla da erkeğin kadına cinsel olarak meyil etmesi, bu etkileşim sonucu kurulan cinsel birliktelik ile kadının çocuk doğurma ve uzun bir süre bebeğine bakmanın verdiği sorumluluk nedeni ile ortaya çıkan, erkek tarafından korunma ve beslenme gerekliliği doğrultusunda biçimlenmiş.

Türkçesini söyleyeyim: Kadın çocuk doğurma yeterliliğinde. Bu yeterlilik erkek için cezbedici. Erkek bundan etkilenip kadına yöneliyor ve onu cinsel partneri olarak seçtiğinde başka bir genin kendi genine karışmasını engellemek için onu sahipleniyor. Bu ilk ayrım. İkinci ayrım kadının çocuk doğurma ve uzun bir süre bebeğine bakmasının verdiği sorumluluk nedeni ile ortaya çıkan, erkek tarafından korunma ve beslenme gerekliliği. Kadın yuvada, koruma altında. Erkek ise dış dünyada. Buna göre erkeğin mücadelesi daha çetin. Bu nedenle de erkek kadından daha göz önünde görünüyor. Kadın ve erkeğin evrimi bu yönde. Hem fiziksel evrim, hem sosyal, kültürel ve hiyerarşik evrim bu doğrultuda ilerledi. Bu nedenle de ilerleyen çağlarda hem avlanma, doğa ve düşmanlarla rekabet etme görevi erkekte oldu, hem de tarımın icadı ile kurulan sosyal yapılarda erkek genelde daha sosyal ve yönetici durumunda oldu. Erkek yönetici, kadın da takipçi.

Ama çok kaba ve genel bir durum. Çünkü kadın erkek ayrımı gözetmeksizin bir insanın doğa ile, düşmanlarla, rakiplerle, çevresel her türlü etki ile mücadeleye girmesini ve bu mücadeleden başarı ile çıkmasını etkileyen çok fazla değişken var. Kadının bir rahminin ve süt veren memelerinin olması, yani hem zamanının, hem enerjisinin önemli bir kısmını çocuk doğurmaya, doğan bebeğini beslemeye ve büyütmeye ayırmak zorunda kalması (zorundalık da zaten şüpheli bir iddia) bu konuda erkekten daha geride olduğu anlamına gelmez. Kaba yaklaşımla erkeğin evrimsel görev ve konumu, sosyal dünyada kadından daha önde olmasına olanak sağlamıştır ama bu ayrımı tüm bireylere uygulayamayız. Sayısız kadın, sayısız erkekten dış dünyada daha başarılıdır, güçlüdür. Herhangi bir erkeğin, bir kadına, "sana düşen evrimsel görev ve konum bu, bunu kabul etmelisin" demesi, insanlık tarihinin en haksız iddiası ve en çirkin baskısıdır. Ama bu yüzyıllar boyunca dile getirilmiş bir iddia ve uygulanmış bir baskıdır. Artık bu baskı öylesine kurumlaşmıştır ki felsefi ve dini metinlerden tutun da anayasalara kadar yazılmıştır. Bugün, hâlen, yüzyılda, kadının eşinden habersiz sokağa çıkmasını bile yanlış gören, bunu da yasalarla kurumlaştıran topluluklar var. Kadının örtünmesini yasalarla şart koşan topluluklar var.

Özetle Popüler toplumlarda, kadın erkek farklılıklarına karşı çıkılmasının temel nedeni, bu farklılıkların, bambaşka amaçlarla kullanılmaya çok uygun olması. Kadın yuvada bebeği emziriyor iken erkeğin ormanda avlanması evrimsel bir görev. Adaletsiz gibi görünse de bu böyle. Ama erkeğin, bir tavşan avlayıp eve gelip kadına "seni ben doyuruyorum, ne dersem yapacaksın" demesi bir haksızlık. Buna itiraz eden kadına da şiddetle karşılık verilmesi ise artık Bilemiyorum. Ama bugün hâlen erkeğin kadını dövmesinin haklı ve normal bir tepki olduğunu düşünen milyonlarca insan var. İslam'ın kutsal kitabı Kur'an'da buna açıkça izin verilmiş örneğin. Aristoteles kadını "eksik erkek" olarak görüyordu. 'lere kadar sanat camiası, kadınların, sanat yapamayacağını düşünüyordu. Neyse ki felsefe ve sanat değişen ve gelişen bir disiplinler. Buna izin veriyorlar. Ama din öyle değil. Biz burada bunu konuşurken eşini dövme, ona baskı yapma hakkını kendisinde gören, onun yeteneklerini, becerilerini zerre kadar önemsemeyip kendisini ondan üstün gören milyonlarca erkek var. Bu düzende, bir kadının, olağanüstü bir resim yeteneğine sahip olduğunu düşünün. O kadının kocası bunu zerre kadar önemsemeyebilir. Ben resim yapmak istiyor dediğinde karısını dövebilir ve onu zorla hamile bırakıp annelik yapmaya, evinde oturmaya mecbur bırakabilir. Bunlar oldu, oluyor ve olmaya devam edecek.

Şahsi fikrime göre kadın erkek eşit değildir. Ve bu harika bir şeydir. Böyle olmalıdır zaten. Aslında size katılıyorum. Ama bu eşitsizlik, çağlar boyunca ve bugün öylesine yanlış anlaşılmış, öylesine sömürülmüş, öylesine yapı bozumuna uğramış durumda ki artık kadınların, doğruluğuna dahi inanmadıkları eşitlik iddiasını savunmaları gayet normal.

Umarım yazdıklarım cevap teşkil etmiştir. Sağlıcakla

görüntülenme

Erkek nasıl aşık olur

Aşık nasıl olur erkek

Flört etmek ile ilgili aklına takılanlar Kızlar Soruyor'da. Flört döneminde yapılmaması gerekenler, flörte sorulacak sorular ve daha fazlası için tıkla, öğren!

Olur erkek aşık nasıl

Biraz gizem kalmalı nAçık bir kitap olmayın. Erkekler gizem sever. Daha fazlasını öğrenmek için geri gelmesini istiyorsanız ona kendiniz, hisleriniz ve hayatınızla ilgili her şeyi anlatmaktan çekinin. Daha fazlasını öğrenmek için geri gelmesini istiyorsunuz, öyle değil mi?

Eğer sahte iseniz, bir erkeği kendinize aşık edebilmenizin önemi yoktur çünkü aslında aşık olduğu kişi siz olmayacaksınızdır. Bu yüzden ne olursa olsun, kendiniz olun. Sonuçta siz de kendisi gibi davranmayan bir adama aşık olmak istemezsiniz, değil mi?

Olur nasıl erkek aşık

Bir erkek aşık olduğunu nasıl gösterir dersiniz? Aşağıda vereceğimiz ipuçlarını gözden geçirerek erkek arkadaşınızın size sahiden aşık olup olmadığını test edebilirsiniz.

Olur nasıl aşık erkek

Erkekler güldüren ve zeki kadılardan hoşlanırlar. Örneğin ona çocukluğunuzun komik anılarını anlatabilirsiniz. Ayrıca tane tane konuşmaya gayret edin. İyi bir diksiyon ve etkileyici bir ses tonuna önem verdiklerini de unutmayın.  Fedakâr olur Eğer bir erkek sizden hoşlanıyorsa içgüdüsel olarak sizi korumak ister, örneğin kalabalık ortamlarda rahatsız olduğunuzu düşünürse sizin için tartışmaya girebilir. Size sorular sorarak ihtiyaçlarınızı anlamaya çalışır. Sağlığınızın ve keyfinizin yerinde olmasını herkesten çok o ister. Sizi her koşulda korumaya çalışıp üzülmemeniz için elinden geleni yapar.  Zaman ayırmanızı ister Bir erkeğin hayatta en önem verdiği şeylerden biri de ilgilenilmektir. Kısacası ona önem vermenizi ve onunla vakit geçirmenizi bekler. "Bu akşam ne yapıyorsun?", "Kiminle çıkıyorsun?", "Seni evine bırakmamı ister misin?" gibi hafif kıskançlık kokan sözlerle de hayatınıza dâhil olmaya çalışır.

Özgün bir karaktere sahip olmak kadını erkeğin gözünde çok farklı bir yere oturtur. Yani kadın her türlü davranışı ile iz bırakacaktır. Sosyal iletişim uzmanları bu tarz kadınlar için “imzasını bırakan kadınlar” tabirini kullanmaktadır.

Online casino mit telefonica bezahlen

3. Dinleyin nErkekler kendileri hakkında konuşmayı severler ve bunu yaparken kendilerini dinleyen kadınların çekici olduğunu düşünürler. Yani bir erkeği etkilemeye çalıştığınızda konuşmaktan çok dinlemeye dikkat etmelisiniz. Kendiniz, gündelik hayatınız vs hakkında yüzde 20 konuşuyor iseniz kalan yüzde 80lik konuşmayı onun yapmasına izin verin.

6. Tatlı olun nKadınlar bazen kedi gibi davranabilir. Özellikle kız kıza takıldıkları zamanlar acımasız olabilir, dedikodu yapmayı severler. Ama bu pek de tercih edilen bir davranış şekli değildir, özellikle de erkekler tarafından. Erkekler tatlı ve hırçın olmayan kadınları severler. Bu tür davranışlar arada bir mazur görülebilse de huy haline getirilmemelidir.

Yurtdışı çıkış yasağı olup olmadığı nasıl öğrenilir

Umutsuz görünmeyin nErkekler kendilerine güvenen kadınlardan hoşlanır. O anda çok da öyle hissetmiyor olsanız bile öyle davranın. Ayrıca umutsuz olmanız için bir sebep yok, değil mi? Her şey yeni başlıyor.

Bir kadının cinsel ilişkiye girdiği nasıl anlaşılır

Günümüzde konuşarak dahi anlaşmanın çok zorlaştığı herkesçe bilindiğinden “sözcüklere ihtiyaç duyulmadan anlaşabilecek sevgililer” hayalinin gerçeği yansıtmadığını söylemekte fayda vardır.

Aşık olur erkek nasıl

April 7, -

Önce kendinize olan güveninizin artmasına yarayacak sonra da ona çekici görünmenize yarayacaktır.

Kaşık pozisyonu nasıl yapılır

Çünkü Paris’in en lüks mağazalarından veresiye giyinir fakat akşam kulüpte peşin soyunur, cevabını verdi.

Bir maça iki bahis yapınca nasıl oluyor

İlgi duyduğu şeyleri destekleyin nİlgi alanlarına ilgi göstermeniz hoşuna gidecektir. Üstelik bahsi geçen şeylerden her zaman hoşlanmanız gerekmez ama şans tanımanızda bir zarar yok.

Tabela bahis nasıl oynanır videolu görüntü

Bir kadın gizemini koruyarak erkeği kendisine aşık ettirebilir. Bunun yolu da erkeğe kendisi hakkında her türlü bilgiyi bir çırpıda vermemek, bazı konuları geçiştirmek ve erkeğe her kapıyı rahatça açması için fırsat vermemektir.

Erkekler ortak hobilere sahip oldukları kadınlara aşık olmaktadır

Aşık olur nasıl erkek

İnsanların aşık olduklarında hissettikleri duygular her iki cinsiyet içinde benzerlikler gösterse de aşkın evreleri hem erkeklerde hem de kadınlarda çok farklıdır ve her birey için gerçekten benzersiz bir deneyimdir. Bu yazımızda sizlerle birlikte erkeklerin nasıl aşık olduklarını ve aşkın hangi evrelerini yaşadıklarını birlikte anlamaya çalışacağız.

Herkese merhaba, aslında dertliyim, neden biliyor musunuz? Diyorlar ki günümüzde aşk bitti.

Bir erkeğin jigolo olduğu nasıl anlaşılır

Tutkulu kadınlar, erkekleri peşinden sürüklemektedir. Çünkü tutkulu kadınların kendilerine has bir havaları ve ışıltıları vardır. Bu öylesine büyülü bir havadır ki erkek nereye ve niçin gittiğini dahi anlayamaz. Sadece sürüklenir durur.

Erkeğin ilk cinsel deneyimi olduğu nasıl anlaşılır

Sıkıcı ve zorunlu işler hayatımızın bir parçasıdır. Bir erkek bankaları, sıkıcı dükkanları ziyaret etmeye ve sizinle ürün almaya hazırsa, tüm bunlarla ilgilendiği anlamına gelmez. Sizinle olabildiğince fazla zaman geçirmek istiyordur. Ayrıca bundan büyük keyif aldığını da söylemeliyiz.

Hisse senedi alırken bloke nedir

7. Flört edin nErkekler ilgi görmekten ve beğenildiklerini bilmekten hoşlanır. Saçlarınızla oynamak, ufak temaslarda bulunmak ve anlattıklarını gülümseme ve kahkahalarla karşılamak işe yarayacaktır. Eski numaralar her zaman işe yarar.

1. Kendiniz olun Aslında verilebilecek tüm ipuçları öncelikle kendiniz olabilmekle alakalı.

Kocaya büyü yapıldığı nasıl anlaşılır

1- Başka bir şeyle ilgilenirken seni seyrediyorsa, 2- Anlattığın şey önemsiz bile olsa bıkmadan seni dinliyorsa, 3- Sana dokunmak için

Best missouri online casino

Erkekte avcı ruh vardır; korur, kollar ve sahiplenir. Erkeğin genlerinde koruma içgüdüsü vardır, seni korumayan ve umursamayan bir adamın seninle ilgili hiçbir ciddi düşüncesi olmadığını zaten kolaylıkla anlayabilirsin. Erkek, bir kadına yoğun duygular beslemeye başladığında bunun nadir bir durum olduğunu bilir, dolayısıyla sadece kadına değil aynı zamanda bu yoğun duygu durumuna sahip çıkmaktadır. Kendisine bu duyguları yaşatan kadın o adam için son derece değerlidir, erkeklerden şunu her zaman duydum: “abi kaç kadın bana böyle hissettirebilir ki?” ya da şunu: “abi bir kadına karşı uzun zamandır böyle bir şey hissetmedim, bu kız çok farklı…”

Erkek karşısındaki kadını ikna ettiyse ve kendisine aşık etmeyi başardıysa, dünya üzerinde ondan daha mutlu bir erkek bulamazsınız ve içerisinde bulunduğu ilişkinin gidişatından gerçekten çok memnundur.

Bağkur yapılandırma nasıl oluyor

Ender duyguların hele ki günümüzde ne kadar değerli olduğunu hepimiz biliyoruz. Teknoloji ilerliyor ve ileride robotların istilası altında olacağız. Ancak insanı insan yapan duygularıdır ve duygusuz bir insan ruhunu kaybetmiş demektir.

Özgüvene sahip bir kadın ile karşılaşan erkek “Bu kadınla her yer şey yaşanabilir ve bu kadınla her yere gidilebilir” çıkarımına ulaşmaktadır. Çünkü kendisine güvenen kadın, erkeğe de özgüven aşılamakta ve pek çok konuda erkeğe cesaret vermektedir.

Sportoto merkezi bahis sisteminde hata oluştu. lütfen tekrar deneyin

Bu aşamanın kendini en çok belli ettiği durumlara örnek olarak bir erkeğin yakın bir kız arkadaşına aşık olduğu anları gösterilebiliriz. Karşısındaki kadını etkilemek, ona pahalı hediyeler almak veya onu kendisiyle dışarı çıkması için ikna etmek gibi şeylerle uğraşmayan erkeğin tek derdi, hoşlandığı kadının da ondan hoşlanıyor olduğunu bilmektir.

1. Kendiniz olun nAslında verilebilecek tüm ipuçları öncelikle kendiniz olabilmekle alakalı.

Sigortalı olup olmadığımı nasıl anlarım

Erkeklerin nasıl aşık olduğunu veya aşık olurken aşkın hangi evrelerinden geçtiğini merak mı ediyorsunuz? Erkekler nasıl aşık olur yazımızı okumayı unutmayın.

Olur nasıl erkek aşık

Güvenilir olun nHerkes güvenebileceği insanları sever. İki insan arasındaki şeyler bazen gizli kalmalıdır.

Vozol dolumu nasıl yapılır

June 13, -

Aşık erkek nasıl olur

Evet, yemek yapmak da erkeklerin aşık olma belirtileri arasında yer alıyor. Bir erkek sizi mutlu etmek için yemek yapıyorsa, sebebi aşktan başka bir şey olamaz.😍  Çoğu zaman erkekler için bir şeyler pişirmek, konfor alanından çıkmak anlamına gelir. Ancak o, bunu yalnızca sizin için yapmaya hazır!

Nasıl aşık erkek olur

Erkekler, bir kadının “hoşsohbet” olduğunu söylüyorsa bilinmelidir ki erkek bu kadının kendisini dinlemeyi bildiğini ifade etmek istiyordur. Çünkü erkekler günlük hayatta kendilerini dinleyecek samimi dostluklara şiddetle ihtiyaç duyarlar ve bu nedenle kendilerini canla başla dinleyen kişilerle duygusal bir bağ kurarlar.

Ters ilişkiye girdiği nasıl anlaşılır

Erkekler özgüveni gelişmiş ve kıskanmak nedir bilmeyen kadınlara aşık olur

Erkek olur aşık nasıl

Soğuk bir yerde sizden başka üşüyen biri varsa ceketini önce size verir, hasta olduğunuzda işine gitmek yerine önce sizi ziyaret eder, hafta sonlarını ailesiyle geçirmek yerine sizinle program yapmaya çalışır. Çünkü siz onun hayatının en önemli değerisinizdir!

Erkek nasıl aşık olur

  • Amatic (Book of Aztec, Lovely Lady, Book of Fortune);
  • Yggdrasil (MultiFly!, HippoPop, Cazino Cosmos);
  • NetEnt (Space Wars, Dead or Alive 2 Feature Buy, Divine Fortune);
  • Play’n Go (Book of Dead, Legacy of Dead, Rich Wilde and the Tome of Madness);
  • Thunderkick (Midas Golden Touch, Big Fin Bay, Beat the Beast: Griffin’s Gold);
  • Microgaming (The Finer Reels of Life, Immortal Romance, Book of Oz);
  • Red Tiger (Gonzo’s Quest Megaways, What the Fox MegaWays, Wild Hot Chilli Reels);
  • Spinomenal (Majestic King, Book of Guardians, 4 Horsemen);
  • Boongo (Sun of Egypt 2, Book of Sun: Multichance, Hit the Gold!).

Erkek nasıl aşık olur

kadın erkek arasındaki duygusal hezeyanlarda ayrım yapmak genelde hatalı sonuçlar verse de, sahiplenme ve sahiplenilme durumunda kadın ve erkeğin farklı davrandıkları aşikardır. erkek sahiplenir, kadın da sahiplenmek ister. bunun tersi de elbet geçerlidir. kadının sahiplenici, erkeğin de sahiplenildiği noktalar olsa da, baskın güdü; erkeğin sahiplenmesi, kadının da sahiplenilmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.

peki ilişkilerin genelinde ortaya çıkan bu denge nasıl ve neden oluşmuştur? erkek neden sahiplenir? cevabı çok çetrefilli ve karmaşık gibi görünse de çok nettir. "üreme güdüsü" (üreme bir içgüdü değildir, içgüdü türe özgü kalıplaşmış davranışlardır. insanlarda içgüdü yoktur.)
erkeklerin ilişkilerdeki sahiplenme algısını bu kadar basit bir gerçekliğe dayandırmam tepki çekebilir. ancak şurası aşıktır ki, erkekler de kadınlar da soylarının devamı için "güç" kavramına aşırı derecede önem vermektedirler. bu güç kavramı biyolojik ve fiziksel anlamın dışına taşarak, günümüz ilişkilerinde artık erkeğin para, kariyer ve diğer özellikleriyle, toplumda bir kadın ile ilişkisinin görüldüğü yer anlamında ortaya çıkmaktadır. elbette ki ataerkil toplumsal ilişkiler bağlamında, erkeğin güçlü ve sahiplenici olması, kadının zayıf ve sahiplenilmesi gereken bir konuma itilmesi sebebiyetini doğurmuştur. herkesin bildiği ve kimsenin aslında kabullenmediği bir noktadan örnek vermek gerekirse, (özellikle türk toplumunda) erkekler cinsel açıdan güçlü olmayı ve bu manada sahiplenmeyi temel düstur edinmişlerdir. erkek algısına göre bir kadın, iyi sevişen bir erkeği asla aldatmaz. bir noktaya kadar gerçekliği olan bir durum olsa da, modern(!) ilişkiler ağı çerçevesinde erkeğin güzel sevişiyor olması, onun soy devamı için bir güç unsuru olmaktan uzaktır. erkek güzel sevişiyor olabilir. ancak onun toplumsal anlamda para ve kariyer durumu, artık güç unsurunun iktidardaki yerini farklı merkezlere çekmiştir.

erkeklerin sahiplenmesinin altındaki bu ince çelişki şöyle ortaya konulabilir. cinsel bazda erkek kadını mutlu edemiyorsa, ilişkinin iplerini daha da sıkar. kadın bunalır. cinsel bazda tatmin ediyor olsa ancak hayatındaki diğer mekanizmalar olumsuzsa erkek bir süre bu anormalliğin farkına varamaz, daha sonra ipleri sıkar amma velakin güç algısı değiştiğinden durum erkek açısından sonuca yönelik pek birşeyi değiştrimez. işte bu yüzdendir ki erkekler toplumsal iktidarlarını sahiplendikleri kadınların üzerinde, özellikle cinsel yönden bu şekilde kurmaktadırlar. bu yüzdendir ki aslında cinsellik alanında çok bunalmış ve baskı altında hissetmektedirler. çünkü kadın değil, toplum erkeğe sahip olma yönünden bu şekilde çelişkili bir durumu dayatmaktadır.

olması gereken şey, sahiplik ve sahiplenilme ihtiyaçlarının dengeli dağılmasıdır. kişiler birbirlerini güç odakları doğrultusunda değil de, mantık ve duygusallığın harmanlandığı bir doğrultuda sevmelidir. ihtiyaç ilişkisi elbette olmalı ama bu bir tarafın ağırlığına kaymamalıdır. aksi halde ilişkide sahiplenme ve sahiplenilme mekanizmaları devreye girer ki, bu da bir yerden sonra ilişkinin sarmala dönerek toplumsal mekanizmalara yenik düşmesi demektir.

toplumsal mekanizmalara yenik düşmeden nasıl toplumsal arenada bir ilişki yaşanabilir paradoksuna da benim verebileceğim bir cevap yoktur. hoş bu kadar yazı yazdıktan sonra kendime "ulan sen sahiplenmiyor musun dingil?" diye sorduğumda kendime verdiğim cevap. "sana ne lan eşşolusu kap bi ufak rakı bu akşam, yengen sana tavuklu bi sofra kursun, rakıyı da bi gazteye sardır. arabın büllüğünü salladığı gibi sallama orta yerde" olacaktır. duyurulur!

elbette toplum dayatması hatta yeşilçam filmleri dayatması bunlar. aslında seks sürecindeki fantezilerin yaşam içine sıçramış hali bile diyebiliriz. kadınım erkeğim halleri yatakta hoş ama toplumda boştur aslında. ne yaparsak yapalım, tekiz, "ben" diye birşey var. hani derler ki insana, sıkıyorsa o beylik geyik sahiplenmeleri bırak da kenara, şöyle sahici bir çift ol bakalım "bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine" yok tabii, hep kolayı hep kolayı

(bkz: kadınlardaki sahiplenilme dürtüsü)

kendini bilen,ayakları yere basan hiçbir kadın sahiplenilmek istemez.çünkü bu tarz kadınlar koruyucu istemezler.
bu durum erkeklerin kadını kontrol etmek için uydurdukları birşeydir.

yalnızca "sahiplenme dürtüsü" kavramından yola çıkarak aslî vurguyu erkeklerin eğilimlerine yapmak ayrımcılık olarak bile değerlendirilebilir. zira sahiplenme cinsiyet ayrımı hatta tür ayrımı yapmadan, bir şeyin zilyetliğini elinde bulundurabilme yeteneğine sahip tüm canlılarda görülebilecek bir dürtüdür. örneğin maymun muzunu sahiplenebilir ya da kendine ait alanı işaretlemek isteyen hayvan ağaca işer. bu bakımdan, erkek-kadın ilişkilerini irdelemek arzusunda olanların konuyu "erkeklerin kadınları sahiplenme dürtüsü" başlığı altında incelemesinin daha isabetli olacağı kanaatindeyim.

koreli yönetmen kim ki duk'u az çok hepimiz biliyoruz. ünlü filmi 'ilkbahar yaz sonbahar kış'ı izleyenleriniz vardır mutlaka. filmde olaylar budist manastırında geçiyor. manastırda iki kişi yaşıyor, biri öğrenci rahip, biri usta rahip. rahipler günlerini meditasyon ve dua ederek geçirirken bir gün manastıra iki kadın geliyor; anne ve kızı. anne, kızının psikolojik sorunlarının olduğunu söylüyor ve iyileşmesi için kızını manastırda rahiplerin yanına bırakıp gidiyor. günler geçtikçe genç rahip kıza âşık olmaya başlıyor, vakitlerinin çoğunu bir arada geçiriyorlar, eğleniyorlar.

bir gün usta rahip bunları çıplak bir şekilde kayıkta görüyor. bunun üzerine genç rahip suçunun bağışlanmasını istiyor. usta rahip ona şu tavsiyelerde bulunuyor: ''sahiplenmek duygusu insanı katile çevirir!''

bu olaydan sonra yaşlı rahip kızın iyileştiğini söylüyor ve onu evine yolluyor. genç rahip bu duruma ne kadar engel olmak istese de olamıyor ve başını alıp kızın peşinden gidiyor. yıllar sonra yaşlı rahip gazetelerin birinde 30 yaşında bir adamın karısını öldürdüğünü okuyunca irkiliyor ve katilin öğrencisi olduğunu anlıyor. öğrencisi bir gün elinde kanlı bıçağıyla yaşlı rahibin yanına geliyor ve filmin geri kalanını anlatmıyorum, isteyen izlesin.

bu tür olaylar çevremizde hemen hemen her gün oluyor. bu film bize bunun nedenlerini gösteriyor, bilincimizin alt katındaki içgüdülerimizi aydınlatıp, bize doğru olanı anlatıyor. bana göre de sahiplenme duygusunun sevgiye alakası yok, bu sadece bizi aldatan ve sonuçta uçuruma yuvarlayan bir duygu. bazen, bazı adamlardan şöyle sözler duyuyoruz: ''kimsenin onun hayatına girmesine izin vermeyeceğim, o benim, benim!'' bazen de duygularına öylesine kapılan adamlar var ki, öldürmekten, kafa kesmekten bahsediyorlar. bir insan ancak bu kadar vahşileşebilir. kendilerini yok ettikleri yetmiyor beraber başkalarının hayatlarını da zehre çeviriyorlar.

yani demek istiyorum ki, birbirimizi rahat sevelim, rahat yaşayalım. i̇nsan sevmek böyle olur. bundan başka her şey bahanedir, egoistliktir. beklentimiz sevgi olsun, öfke ve kin değil.

türkiye'de yaşayan erkekler için özellikle, had safhadadır.6ay i̇spanya'da kaldığım dönemde ister istemez artık benliğim haline gelmiş bu koruma iç güdüsü nedeniyle, ne zaman gece-sabaha karşı eve dönsek herkesi mutlaka evine bırakırdım veya barda vs bir şey olduğunda bana haber verirlerdi seafoodplus.infoış anlaşılmasın 23 senedir 1 yumruk atmışlıım yoktur, hayatımda kavga etmedim, bu saatten sonra etmemde çok seafoodplus.info orada ki bu tavır bütün arkadaşlarımın hoşuna gidiyordu, biriside çıkıp "kadın olduğum için zayıf olduğumu düşünüyorsun" tarzı sığ bir ithamda bulunmadı.sonradan öğrendiğim üzere ispanya'nın en güvenli şehirlerinden birinde imişim haberim yokmuş.

demem odur ki; romalılar, istisnalar olsa da çoğu zaman biz erkekler sizin zayıflığınızdan değil, kendimizi rahat hissetmek adına sahipleniyoruz.

şimdi bir sözüm de erkeklere; dostlarım lütfen karşınızda ki insanın da bir birey olduğunu unutmayıseafoodplus.info bu davranışınızı sevmek hoş görmek zorunda değseafoodplus.infoenmekten kasıt sahip olmak değil, yardımcı olmak, ince olmak, halden anlamak çoğu seafoodplus.info çıkartmayın lütfen, sevgiler.

dozunda olanı yabancı kızların bayıldığı birşeydir.

türk kızları sürekli ve aşırı dozuna maruz kaldıklarından, zaten aile tarafından da sürekli sahiplenme adı altında bastırıldıklarından genelde pek hazzetmezler.

sahiplenmek kelimesinin hos olmadigini soyler ve giderim arkadas. ne demek sahiplenmek. sahipsiz miyiz? aklimiz ve mantigimiz oldugu muddetce kendimize sahibiz zaten siz adam olun anlayisli davranin, koruyup kollayin, aldatmayin biz kendimize sahip cikariz.

"Kadın sahiplenir, erkek teslim olur"

Muhazakâr/milliyetçi dünyanın görüşleri yankı yaratan aydınlarından Dücane Cündioğlu'nun Twitter'dan "Yasadır: Erkek sahip, kadın ait olmak ister" sözlerine Gazete Duvar yazarı Gülgün Türkoğlu isim vermeden "Kadın sahiplenir, erkek teslim olur"diyerek yanıt verdi.

Türkoğlu, "Bakmayın siz aksini söyleyene, sevişmek erkek için çileli bir iştir. Kadına sahip olan, kadını teslim alan erkek yoktur" ifadesini kullandı.

Duvar yazarının "Kadın sahiplenir, erkek teslim olur" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

Bakmayın siz aksini söyleyene, sevişmek erkek için çileli bir iştir. Kadına sahip olan, kadını teslim alan erkek yoktur. Aksine; erkek spermleriyle, cinsel organıyla kadına sığınandır; kadın onları teslim alır ve neslin devamı konusunda, emanete ihanet edilmediğini döl alarak gösterir.

Dişillik ve erillik eşit iki prensiptir. Birlikteliklerinden anlayış doğar. Sembollerle anlatılırlar.

Bu sembolleri çözmek, kendi kitabımızı okumak demektir.
Sahiplenici dişil yanımız, bir an önce ait olduğu yere dönme çabasındaki eril yanımızı teslim alır. Erkeklerin akıllarının, sağlıksız bir sıklıkta sekste olmasının temelinde, tamamlanmak için ait oldukları yere geri dönüş çabası; kadınların eşlerini, evlerini, çocuklarını sağlıksız, giderek erkeksi bir biçimde sahiplenmelerinin ardında ise tamamlanmak için bekleyişleri vardır.

Böylece, tereddütsüz bir biçimde, kendi dişil yönü ile tanışıklığı artan erkeğin giderek cinsellik cenderesinden kurtulacağını; yine kendi dişil yönü ile barışan kadının ise yakın ilişkide bulunduğu kişilere özgürlüklerini tanıyacağını söylemiş oluyorum.

Aidiyetten söz edebilmek için, ait olunan yerin terk edilmiş olması veya ait olunmayan bölgeden ait olunan bölgeye geri dönülmüş olması gerekir. Taalluk eden: hareket, sperm.

Sahiplik ise birincil olarak arkadaş, dost, yar anlamlarına gelir; sahabe örneğinde olduğu gibi. İkincil olarak malik olma anlamındadır: hareketsizlik, kapsayıcılık, yumurta. Yersiz böbürlenmelerin önüne geçmek için “Malikel Mülk” ismi hatırlanabilir, “Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi” mantra gibi tekrarlanabilir. Bu bilinçle, kadın sahiplenir diyorum, sahip olmak ister değil! Yaratan onunla rahim ismini paylaşmıştır; merhamet etmektir sahiplenmek; boyun eğmektir. İstemek ise bilinç içerir; bu nedenle sahip olmayı istemek kültürel kaynaklıdır.

Dişil yöne ulaşmak, ona temas etmek pek kolay değildir; peygamber devesi misali, çiftleşme sonrası kelleyi alır. Kellesi gidenler, böyle daha güzel olmuşlardır: anlayışlı, kapsayıcı, bağışlayıcı, zarif. Az da olsa vardırlar. Bu böyle biline! Hatırlamıyoruz ama fiziksel gerçeklik olarak, hepimiz, istisnasız olarak benzeri bir aşamadan geçtik. Yumurta olan yanımız, döllenebilmek için sperm olan yanımızın kuyruğunu girişte kesti attı.

Tarihsel olarak kadının güç ve üretim araçları açısından düşünüldüğünde nasıl da bilinçli olarak azımsandığını hatırlatan Engels’ten başlayarak, “Kadınlara karşı saldırgan, küstah ve aşağılayıcı erkekler aslında bir iktidarsızlık endişesi içindedirler” diyen feminist filozof Simone de Beauvoir’a kadar genişleyen bir yelpaze içinde istediğimiz pozisyonu alabiliriz. Psikoloji alanında ilerleyip erkeğin hadım edilme/kastrasyon korkusu/kompleksinin kadın düşmanlığı olarak yansıtılmış olduğundan da dem vurabiliriz. Böylesine “pozisyon almalar” sorunun dışsal ve çözümsüz kalmasına neden olacaktır.

Bir seçenek olarak, Georges Bataille’ın “Biri ötekinin içinde kaybolan karşı cinslerden iki birey, birlikte ikisinden de değişik yeni bir birey oluştururlar” diyerek fiziksel bedende başarılan olarak işaret ettiği üremenin, ruhsal olarak da geçerli olup olmadığının peşine düşebiliriz. Kısaca ve çok yüzeysel bir ifade ile, bu seçenek; yol, hakikat arayışı, kendini tanıma vb isimler alır.

Binaenaleyh bu aşamada mitlere değinmeden geçemeyiz. İnnana kültünde, Platon’un diyaloglarında aktarılan mitlerdeki Androjenik yani çift cinsiyetli karakterlerden; Hesiod teogonisi ve kozmogonisinde, Partenogenez olarak sözü edilen aseksüel üreme yetisindeki yaratıklardan (ki bu üreme tarzı hâlen bazı organizmalar için geçerlidir); Ovidius’un, “Metamorfozlar”ındaki Hermafrodit karakterlere kadar işte bu içsel arayış anlatılmaktadır.

Hatta, dinler olarak anlatılanın; hakikatine ermek; aslına dönmek anlamındaki tek bir ezoterik (batıni) din olduğundan da söz edilir.
Âdem’in kaburgasından yaratılan Havva miti de böyledir. Havva, nefstir. Nefs dişildir. Her erkekte nefs vardır. Havva, Âdem ile Cennet’i terk etmek zorundaydı; çünkü zaten ondan ayrı değildi. Âdem’in Havva’ya meyli olmasaydı, böylece cennetten düşmeselerdi Cennet’i de bilemezdik. Yedikleri, elma ağacının meyvesi değil, bilgi ağacının meyvesidir. Birliktelikleri, bilinenin, Bilen’in mükemmelliğene ayna olması açısından, özünde kusursuz bir denge hâli yani itidâldir. Her birimiz hem Âdem hem de Havva’yız.

Tarihsel süreç içine, dişil-eril dengesinin kurulamadığı her eylem nedeni ile günâhkâr olduk, cezalandırıldık ve bedel ödedik, aynen şu anda da devam ettiği gibi. Bu hassas dengeyi kuramayan kişi, her zaman cenneti terk etmek zorundadır.
Cenneti, yalnızca bir kez değil, hergün defalarca terk ederiz. Yaratılışın cennet olan kısmı, içi dişil, dışı eril olan idi. Zihnimizin ürünü olan her düşünce, eril; vicdanımızın ev sahipliği yaptığı her konuk, dişildir. Arapça Zât’ın dişil bir sözcük olması anlamlıdır. Bu nedenle, “Allah vicdan sarayında yaşar” der İsmail Emre. Eylem eril olandır, her kadında bu yetenek vardır. Bu anlatım, beden üzerinden olan bir anlatım değildir.

Ana Tanrıça’nın mabedine, vicdan sarayına riyâ giremez. Özüne dönük olmayan, eş deyişle; nitelikten daha çok niceliğe; ilkeden daha ziyade çıkara yönelik eylemlerimizin hesabını yine kendimize vermek zorunda kalırız: bütünlüğümüz parçalanır, huysuzlaşırız.
İç âlemimizde dişil yanımıza yaptığımız bu vefasızlık; kadına şiddet gibi ağır bedellerle topluma yansır; dişil olanı hep baskılar, büyümesine izin vermezsek, dişil yanımız çocuk kalır, istismara uğrar; tecavüzler artar. Bunu işitmemi sağlayarak beni uyandıran Cânım Dostum Metin Bobaroğlu’na minnettarım; taşınacak yük değil vesselam.

Dişil yönü ile teması yetersiz olan erkeklerin öfkeli, saldırgan, çocuksu, cinsiyet ayrımcı olmaları, arayıcı yani eril yönlerinin zayıflığından kaynaklanır. Üzücü bir paradoks ama nasıl da ibretlik! Korkak olur böyle erkekler; güçlü kadınları sevmezler; olanak buldukça onları baskılamayı, bulamadıklarında ise etiketlemeyi, kategorize etmeyi tercih ederler.

Bakmayın siz aksini söyleyene, sevişmek erkek için çileli bir iştir. Kadına sahip olan, kadını teslim alan erkek yoktur. Aksine; erkek spermleriyle, cinsel organıyla kadına sığınandır; kadın onları teslim alır ve neslin devamı konusunda, emanete ihanet edilmediğini döl alarak gösterir. Muktedir olmaya esir, biçare erkek kendinden geçmediği, kendisini tamamen kaybetmediği takdirde, canlılık nasıl devam etsin? Ne tezat! İşte, kendisinde olamadığı, o en hassas olduğu yerde, kadın erkeğini şefkatle, tam bir kabulle alabilmeli. Muzaffer orduların komutanları gibi değil.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir