dünya nın etrafı kaç kilometre / Dünyanın Etrafı Kaç Km'dir? - Türkçe Bilgi

Dünya Nın Etrafı Kaç Kilometre

dünya nın etrafı kaç kilometre

Berenis’in Saçları Eratosten’in dünyayı ölçmesini anlatıyor. Dünyanın çevresi kaç adım?

Bilgisayarınızda google earth yüklü mü? Tıklayın, dünya açılıversin önünüze. Bir ucundan tutun şimdi dünyayı, çevirin, çevirin. Buldunuz mu evinizi? Merak ettiğiniz neresi var, Kuzey Kutbu mu? Döndürün farenizin tekerini, yaklaşın dünyaya, neredeyse göreceksiniz suda yüzen buz kütlelerini. Yukarıda küçük bir cetvelcik var. Basın üzerine, şimdi tıklayın evinizin üstüne, sonra bir ucunu götürüverin Ümit Burnu’nun tam ucuna mesela. Eski dünyanın en güney ucu kaç kilometre uzağınızdaymış, öğrendiniz mi? İsterseniz ölçüverin dünyayı bir ucundan ucuna. Ya da daha kolayı, arama motorunuza yazın dünyanın çevresi ne kadar diye. Karşınıza çıkan bir milyon dört yüz bin sonuçtan birine tıklayın, öğrenin dünyanın çevresinin 40 bin 75 kilometre olduğunu. Ya da…

Ya da gelin iki bin iki yüz yıl öncesine gidelim. Merak etmek ile öğrenmek arasındaki mesafenin dağlar kadar büyük, ama merakın tutkuyla neredeyse eş anlamlı olduğu zamanlara. Berenis’in Saçları dünyanın çevresinin Eratosten tarafından ilk olarak ölçülmesini anlatıyor.

İnsanın üzerine ayak bastığı dünyayı tanıyıp öğrenme sürecinin belki de en önemli halkalarından biridir bu. Hikayeyi bilirsiniz, kısaca özetleyelim. Eratosten büyük coğrafyacı, matematikçi, aynı zamanda meşhur İskenderiye Kütüphanesi’nin en parlak döneminde yöneticisidir. Kütüphane zamanının bütün düşünsel ve bilimsel birikiminin toplandığı bir merkez olurken, binlerce el yazmasını tek tek elden geçiren ihtiyar Eratosten de bu birikimin cisimleşmiş halidir.

Dünyanın büyüklüğünü bulmak, Helenistik Mısır’da kral Everget ile paylaştığı bir tutkusudur Eratosten’in. Meraklı kralın bütün desteği Eratosten’in arkasındadır. Zira ölmeden bunu görmek, adını tarihe böyle yazdırmak ister. Eratosten’in bu ölçümü yapmak için bütün dünyayı dolaşmasına bile razıdır ama yine de bu fikir hoşuna gitmez. Böyle bir yolculuğun sonunu görmeye ömrünün yetmeyeceğinden endişelidir çünkü. Dahası, bilinen dünyanın ötesinde ne vardır, hiç gidilmemiş kara ve denizlerin büyüklüğü ne kadardır kim bilir? Böyle bir yolculuk belki de imkânsızdır. Ama neyse ki gereksizdir de. Eratosten kralının yüreğine su serper; nasıl akıllı bir kral bir ülkeyi fethetmek için ülkenin tümünü işgal etmek zorunda değilse, doğru seçilmiş küçük bir toprak parçasını ele geçirmek bütün bir ülkeyi elde etmek için yeterli olabiliyorsa, dünyanın tümünü ölçmek için de küçük bir parçasını ölçmek yeterli olabilir.

 

Bana bir açı verin, size dünyanın çevresini söyleyeyim

Ama doğru parça neresidir, bunu kestirebilmek her şeyden önce dünyanın şekli konusunda bir fikre sahip olmayı gerektirir. Eratosten’in bunun için de bütün dünyayı gezmesi gerekmez, kütüphane koridorlarında yapmış olduğu yolculuk ona fazlasını öğretmiştir. Mısırlıların muazzam geometri, matematik ve astronomi bilgisi, Yunan filozof ve matematikçilerinin dünya ve göksel cisimler üzerine yazdığı cilt cilt kitaplar kütüphanenin raflarındadır. Anaksimandros, Anaksagoras ve hatta Herodot dünyanın düz bir disk şeklinde olduğunu ileri sürmüşlerdir. Dünyanın boyu genişliğinin üç katı olan bir silindir olduğunu iddia edenler de olmuştur. Eski Babil ve Mısır astronomları ise dünyanın küre şeklinde yuvarlak olduğunu düşünmektedir. Pisagor’da öyle. Güneş ve diğer gökcisimlerinin hareketini, gölge uzunluklarının gün boyunca nasıl değiştiğini yakından gözleyen Eratosten de aynı şeyi düşünmektedir. Dünya küre şeklinde olmalıdır. İşin iyi tarafı, küre diğer tüm alternatiflere göre matematiksel olarak daha ölçülebilir bir şekle sahiptir. Neresinden bakılırsa bakılsın aynı yuvarlak şekilde görünmektedir, neresini ölçerseniz ölçün her noktasında aynı eğikliğe sahiptir. Kral Eratosten’e takılır; “belki de tanrılar sen ölçebil diye dünyayı küre şeklinde yaratmışlardır.”

Eratosten kralın önüne bir çember çizer, çember üzerinde iki nokta işaretler. Merkezden bu noktalara uzanan doğruları çizer. Aradaki açıyı ölçüp iki nokta arasındaki yayı buldu muydu, dünyanın çevresini hesaplamak çocuk oyuncağıdır. Bunun matematiği, Euclid ve Thales’in çok öncesinden beri Mezopotamya ve Mısır’da vardır. Eratosten’in planı budur. İyi ama dünyanın merkezindeki açı nasıl ölçülecektir? Kral için bu, dünyanın tümünü dolaşmakla kıyaslandığında bile, hem imkânsız hem de mantıksızdır.

Bu sorunu aşmak için yaratıcı bir zekâ, iyi bir matematik ve keskin bir gözlem gereklidir. Şimdiye dek böylesi ölçümler hep göğe, yıldızlara bakılarak yapılmıştır. Eratosten gözünü yere, gölgelere çevirir. Aynı anda aynı meridyen üzerinde iki noktada güneş saatinin oluşturduğu gölgeleri ölçebilirse, bu gölgelerin uzunluğunun farklılığından aradığı açıya ulaşacaktır. Aynı an, her iki noktada da gölgelerin en kısa olduğu andır. Eratosten yaptığı hesaplara göre İstanbul, Rodos ve İskenderiye’nin aynı meridyen üzerinde olduğunu, Nil Nehri’nin de güneyden kuzeye aynı meridyen boyunca aktığını düşünmektedir. Bu yaklaşık olarak doğrudur da. Eski söylencelere göre, güneyde Nil üzerinde Asvan’da, gündüzün en uzun gecenin en kısa olduğu gün, güneş ışınlarının derinliklerini aydınlattığı bir kuyudan söz edilmektedir. O halde iş daha kolaylaşmıştır, Asvan’da gölgelerin kaybolduğu anda İskenderiye’de yapılacak tek bir ölçüm yetecektir. Eratosten bunun için İskenderiye’de kusursuz bir güneş saati inşa ettirir.

 

Adım adım dünyayı ölçmek

Eratosten planının ayrıntılarını hesaplarken kral Everget ölmüş, yerine oğlu Philopator geçmiştir. Astronomi ve matematiğe ilgili olsa da esas merakı saray eğlenceleri olan yeni kral Eratosten’in hesaplarından sıkılır, ama Öklid’in dediği gibi “matematikte krallar için daha kısa bir yol yoktur.”

Şimdi iş Asvan ile İskenderiye arasındaki mesafenin ölçülmesine kalmıştır.

Bematist diye bir meslek duydunuz mu hiç? Şaşmaz adımlarıyla mesafeleri ölçen adamlara deniyor. Bu meslek muhtemelen ilk defa, Nil’in her yıl taşarak bütün arazi sınırlarını altüst ettiği Mısır’da, arazi ölçümlerini yeniden yapmak için ortaya çıkmış. İskender’in de seferlerinde en ünlü bematistleri kullandığı biliniyor.

Eratosten dünyayı ölçmek için, 1 stad uzunluğundaki İskenderiye stadyumunu şaşmaz adımlarıyla her defasında tam 240 adımda turlayan bematist Beton’u yanına alır. Ekibiyle birlikte İskenderiye’den Asvan’a doğru yola çıkarlar. Beton adımlarını sayarken, Eratosten de elindeki eğim hesaplamasında kullandığı trigonometri tablosuyla Nil’in kıvrımları boyunca doğrusal çizgiyi hesaplar. İskenderiye’den Asvan’a mesafe 5000 stad’dır.

Asvan’da güneş kuyunun dibini aydınlattığında, ölçümü yapmak üzere İskenderiye’ye dönmüş olan Eratosten’de güneş saatinin gösterdiği en kısa gölgeyi ölçer. Çubukla gölgenin uzunlukları arasındaki oran’dan, iki kent arasındaki mesafenin dünyanın çevresinin ellide biri olduğunu hesaplar. Dünyanın çevresi 250.000 stad, yani bugünün ölçüsüyle 40.000 km olarak bulunur.

MÖ üçüncü yüzyılda şaşırtıcı küçüklükte bir sapmayla yapılan ölçümün hikâyesi böyledir. Bilim tarihini romanlaştırmak kolay bir iş olmasa gerek. Okuru rakamların, ölçümlerin, hesapların içine çekecek bir kurgu yoksa pek çabuk düşüverir kitap okurun elinden. Paris Üniversitesi’nde bilim tarihi profesörü Denis Guedj’in romanında bu kurgu fazlasıyla zengin. Kitaba adını veren Berenis’in Saçları takımyıldızının mitolojik öyküsü, İskender’in cenazesine sahip çıkmaya çalışan ardıllarının mücadelesi, İskenderiye Kütüphanesi’nin oluşturulma hikâyesi, entrikasız bir günü geçmeyen saray hayatı, firavunlar arasında matematiğin çizdiği sınırları zorlayan en büyük piramidi yaptırma rekabeti, Mısır’ın Nil taşkınlarının takvimine göre belirlenen yaşantısı… En fazla da yaşlı Mısır ve genç Yunan uygarlıklarının tanışması, çarpışması ve kaynaşmasıyla ortaya çıkan büyük uygarlık birikimiyle bu uygarlık birikiminin arka planında, Yunan egemenliğinde yaşamayı kendine yakıştıramayan Mısır soylularının mağrur gururu, köylülerin bu egemenliğe karşı isyanı.

Bilim tarihini romanlaştırmak kolay bir iş olmasa gerek. Berenis’in Saçları zengin kurgusuyla, hiç sıkmadan okuru rakamların, ölçümlerin, hesapların içine çekiveriyor.

Dünya’nın Hareket Hızı Ne Kadar?

İnsanoğlu olarak yeryüzünde hareketsiz durduğumuza inanmak çok kolaydır. Bununla birlikte çevremizde de hiç hareket olduğunu hissetmeyiz. Ancak gökyüzüne baktığımız zaman hareket ettiğimize dair kanıtları görebiliriz.

Bazı eski astronomlar, Dünya’nın her şeyin merkezi olduğu yer merkezli bir evrende yaşadığımızı öne sürmüşlerdi. Aynı ay ve diğer gezegenlerin hareketleri gibi güneşin de bizim çevremizde döndüğünü ki bunun da gün doğumu ve gün batımına sebep olduğunu söylemişlerdi. Ama bu görüşe göre açıklanamayan belli şeyler bulunmaktaydı. Mesela bir gezegen bazen ileri doğru hareketine yeniden başlamadan önce gökyüzünde geri geri gidiyordu.

Şu anda geri hareket olarak da bilinen ve Dünya’nın diğer bir gezegeni onun yörüngesinde yakalaması ile ortaya çıkan bu hareketi biliyoruz. Örneğin; Mars, Dünya’dan daha uzak bir yörüngede güneşin çevresinde dolanır. Mars’ın ve Dünya’nın kendi yörüngeleri üzerinde bir noktada Dünya, Mars’ı yakalar ve geçer. Bu geçiş esnasında Mars gökyüzünde geriye doğru hareket etmiş olur. Dünya onu geçtikten sonra ise tekrar ileri doğru hareket etmeye başlar.

Güneş merkezli sistemin diğer bir kanıtı da, paralaks veya yıldızların birbirlerine göre olan pozisyonlarındaki görünür değişikliklerine bakılarak anlaşılabilir. Paralaks için basit bir örnek şöyle verilebilir: işaret parmağınızı bir kol uzaklığında yüzünüze doğru tutun. Sağ gözünüzü kapatarak sadece sol gözünüz ile ona bakın. Daha sonra ise tam tersini yapın. Parmağınızın pozisyonu değişmiş gibi görünecektir. Çünkü sağ ve sol gözleriniz parmağınıza oldukça farklı açılardan bakmaktadır.

Aynı şey Dünya’dan yıldızlara bakınca da gerçekleşir. Güneşin çevresinde dönmemiz 365 günümüzü almaktadır. Eğer görece bize yakın olan bir yıldıza önce yaz mevsiminde daha sonra da kış mevsiminde bakarsak, bu yıldızın gökyüzündeki pozisyonunun değiştiğini görürüz çünkü biz de kendi yörüngemizde farklı bir yerde bulunuyoruz. Yani yıldızlı farklı noktalardan görüyoruz ve paralaks kullanılarak yapılacak birkaç basit hesaplama ile yıldızın uzaklığını tespit edebiliriz.

Ne Kadar Hızlı Dönüyoruz?

Dünya’nın dönüşü sabittir ancak, hızı bulunduğu enleme bağlıdır. Mesela, ekvator da dediğimiz Dünya’nın en geniş alanındaki çember yaklaşık olarak 40.070 km genişliğindedir. Eğer çemberin genişliğini bir günün uzunluğuna yani 24 saate bölerseniz, bu sonuç size dünyanın ekvatordaki hızını yaklaşık 1.670 km/saat olarak verir.

Ancak diğer enlemlerde bu kadar hızlı hareket etmezsiniz. Eğer 45 derece enleminde kürenin yarısına gelirseniz  (hem kuzeyden hem güneyden) enlemin kosinüsünü kullanarak hızı hesaplayabilirsiniz. 45’in kosinüsü 0.707’dir ve böylece 45 derecedeki dönüş yaklaşık 0.707 x 1037 = 733 mph (saatte 1.180 km) hızında olmaktadır. Daha kuzeye veya daha güneye gidildiğinde hız azalmaktadır. Kuzey veya Güney kutbuna ulaşırsanız dönüşünüz oldukça yavaş olacaktır (tek bir yerdeki dönüş bir günü alır).

Uzay ajansları, Dünya’nın dönüşünden avantaj sağlamayı severler.  Örneğin, eğer Uluslararası Uzay İstasyonu’na astronot gönderilecekse onları ekvatora yakın bir yerden göndermeyi tercih ederler. Bu yüzdendir ki Uluslararası Uzay İstasyonu kargo görevleri genelde Florida’dan fırlatılır. Bu sayede Dünya’nın dönüşü ile aynı yönde fırlatılan roketler, onların uzayda yol almasını sağlayacak hız artışını edinmiş olurlar.

Peki Dünya, Güneşin Etrafında Ne kadar Hızla döner?

Dünya’nın dönüşü tabi ki de uzaydaki tek hareketimiz değildir. Güneş etrafındaki yörüngesel hızımız yaklaşık 107,000 km/saattir. Bunu da basit bir geometri ile hesaplayabiliriz.

İlk önce Dünya’nın ne kadar uzaklığa seyahat ettiğini bulmamız gerekir ki, bunu gayet iyi biliyoruz. Dünya’nın Güneş etrafındaki dönüşü yaklaşık 365 gün sürer. Yörünge bir elips şeklindedir ancak, matematiği basit tutmak adına ona çember diyelim. Yani, Dünya’nın yörüngesi bir dairenin çevresidir.

Dünya’nın güneşe olan uzaklığı ise (ki bir astronomik birim diyoruz buna) Uluslararası Astronomlar Birliği’ne göre 149,597,870 kilometredir. (r) yarıçapı belirtir. Buna göre dairenin çevresi, 2 x π x r denklemine eşittir. Böylece Dünya’nın bir yılda yaklaşık 940 milyon kilometre yol kat ettiğini bulabiliriz.

Hızın zamanla alınan uzaklığa eşit olmasından dolayı, Dünya’nın saatteki hızı, 940 milyon kilometreyi 365.25 güne bölerek ve bu sonucu da 24 saatte bölerek hesaplanabilir. Yani bu durumda Dünya bir günde; saatte 107,627 km hızla 2.6 milyon kilometre yol almaktadır.

Güneş ve Galaksimiz de Hareket Etmektedir.

Güneş’in de Samanyolu üzerinde kendi yörüngesi vardır. Güneş, galaksinin merkezinden yaklaşık 25.000 ışık yılı uzaklıktadır ve Samanyolu da en az 100.000 ışık yılı genişliğindedir. Güneş ve beraberinde bizler, saniyede 200 kilometre veya saatte 720.000 km hızla hareket ediyor gibi görünmektedir. Bu inanılmaz hıza rağmen Güneş Sistemi, Samanyolu’ndaki tüm yörüngesini yaklaşık 230 milyon yılda dolanmaktadır.

Samanyolu ise uzaydaki diğer galaksilere bağlı şekilde hareket eder. Yaklaşık 4 milyar yıl içerisinde Samanyolu, en yakın komşusu olan Andromeda Galaksisi ile çarpışacak. İki galaksi de birbirlerine saniyede yaklaşık 112 km hız ile yaklaşmaktadır. Yani evrendeki her şey hareket halindedir.

Eğer Dünya Dönmeyi Bırakırsa Ne Olur?

Şu anda uzayda bizlerin uzaya savrulmasının hiçbir yolu yoktur. Çünkü Dünya’nın yer çekimi, dönme hızına kıyasla daha fazladır. (Son harekete merkezcil ivme denir.) Ekvatorda gerçekleşen en güçlü noktasında bu merkezcil ivme, Dünya’nın yerçekimine sadece yaklaşık yüzde 0.3 oranında karşı koyabilmektedir. Diğer bir deyişle, kutup bölgelerinde ekvatora göre daha ağır olursunuz ancak bunu fark etmezsiniz bile.

Ancak Dünya birden bire durursa bunun etkileri korkunç olabilir. Çünkü atmosfer, Dünya’nın orijinal dönüş hızı ile Dünya’nın çevresinde dönmeye devam edecek. Bu da karada bulunan insanlar, binalar ve hatta ağaçlar, yüzey toprağı ve kayalar dahil her şeyin süpürülüp gitmesi anlamına gelmektedir.

Peki ya bu süreç, yani ge aşamalı olarak gerçekleşirse ne olur?

Bu durum insanlara, hayvanlara ve bitkilere değişmek için biraz zaman tanımaktadır. Fizik kurallarına göre Dünya’nın en yavaş halindeki hızı, her 365 günde 1 kere dönecek şekilde olacaktır. Buna “kütle çekim kilidi” (tidal locking)” denir ve bu durum gezegenimizin bir yüzünün sürekli Güneşi görmesine diğer yüzünün ise sürekli karanlıkta kalmasına neden olur. Karşılaştıracak olursak bizim uydumuz Ay da Dünya senkronlu bir dönüş sergiler ve ayın bir yüzü her zaman bize baktığı gibi diğer yüzünü hiç görmeyiz.

Ancak ikinci dönüş olmayan senaryoya geri dönersek: eğer Dünya dönmeyi tamamen bırakırsa bunun Dünya üzerinde başka tuhaf etkileri de olabilir. Mesela Dünya’nın dönmesinden kaynaklandığı düşünülen manyetik alan muhtemelen kaybolacak. Bu sebepten dolayı da o güzel aurolarımızı, Dünya’yı kuşatan Van Allen radyasyon kuşaklarını kaybederiz.

Daha sonra ise Dünyamız, Güneş’in hiddetine açık bir hale gelecektir. Ne zaman taç küre kütle atımı gerçekleştirip Dünya’ya yüklü parçacıklar gönderirse, bunlar Dünya’nın yüzeyini vuracak ve her yeri radyasyona boğacaktır ki bu da önemli bir biyolojik tehlikedir.

Çeviri: Burcu Ergül

https://www.space.com/33527-how-fast-is-earth-moving.html

Dünya

Başlığın diğer anlamları için Dünya (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.

The Blue Marble (remastered).jpg

Apollo 17 astronotları tarafından çekilen ve Mavi Bilye olarak adlandırılan Dünya'yı gösteren ilk fotoğraf (7 Aralık 1972)

Yörünge özellikleri

Devir J2000

Günöte152100000 km
(94500000 mi; 1,017 AU)[1]
Günberi147095000 km
(91401000 mi; 0,98327 AU)[1]

Yarı büyük eksen

149598023 km[2]
(92955902 mi; 1,00000102 AU)
Dış merkezlik6998167086000000000♠0,0167086[2]

Yörünge periyodu

365,256363004 g[3]
(1,00001742096 yr)

Ortalama yörünge hızı

29,78 km/s[4]
(107200 km/sa; 66600 mph)

Ortalama ayrıklık

7000625904740362451♠358,617°
Eğiklik

Çıkış düğümü boylamı

3000803464756118225♠-11,26064°[4] (J2000 tutulumuna göre)

Perihelyon argümanı

7000199330266505796♠114,20783°[4]
Doğal uyduları
Fiziksel özellikler

Ortalama yarıçap

6371,0 km (3958,8 mi)[8]

Ekvatoral yarıçap

6378,1 km (3963,2 mi)[9][10]

Kutupsal yarıçap

6356,8 km (3949,9 mi)[11]
Basıklık6997335280000000000♠0,0033528[12]
1/7002298257222101000♠298,257222101 (ETRS89)
Daire çevresi

Yüzey alanı

  • 510072000 km2(196940000 sq mi)[14][15][c]
  • 148940000 km2 kara (57510000 sq mi; 29.2%)
  • 361132000 km2 su (139434000 sq mi; 70.8%)
Hacim7021108320999999999♠1,08321×1012 km3(7011259876000000000♠2,59876×1011 cu mi)[4]
Kütle7024597237000000000♠5,97237×1024 kg(7024597236001731600♠1,31668×1025 lb)[16]
(7024596565000000000♠3,0×10-6 M)

Ortalama yoğunluk

5,514 g/cm3(0,1992 lb/cu in)[4]

Yüzey kütle çekimi

9,80665 m/s2(7000100000000000000♠1 g; 32,1740 ft/s2)[17]

Atalet momenti faktörü

0.3307[18]

Kurtulma hızı

11,186 km/s[4]
(40270 km/sa; 25020 mph)

Yıldız dönme süresi

7004861641003520000♠0,99726968 g[19]
(23h 56m 4.100s)

Ekvatoral dönme hızı

0,4651 km/s[20]
(1674,4 km/sa; 1040,4 mph)

Eksen eğikliği

6999409092629495479♠23,4392811°[3]
Albedo
Yüzey sıcaklığımin.ortalamamaks.
Kelvin184 K[21]287.16 K[22](1961-1990 yılları)330 K[23]
Celsius−89.2 °C14.0 °C (1961-1990 yılları)56.9 °C
Fahrenheit−128.5 °F57.2 °F (1961-1990 yılları)134.3 °F
Atmosfer

Yüzey basıncı

7005101325000000000♠101,325 kPa (ODS'de)
Bileşimleri
  • %78,08 azot (N2; kuru hava)[4]
  • %20,95 oksijen (O2)
  • %~ 1 su buharı(iklime göre değişken)
  • %0,9340 argon
  • %0,0408 karbondioksit[24]
  • %0,00182 neon[4]
  • %0,00052 helyum
  • %0,00017 metan
  • %0,00011 kripton
  • %0,00006 hidrojen

Dünya,[d]Güneş Sistemi'nde Güneş'e en yakın üçüncü gezegen olup şu an için üzerinde yaşam ve sıvısu barındırdığı kesin olarak bilinen tek astronomik cisimdir. Radyometrik tarihleme ve diğer kanıtlara göre 4,55 milyar yıldan fazla bir süre önce oluşmuştur. Dünya'nın yer çekimi, uzaydaki diğer nesnelerle, özellikle Güneş'le ve tek doğal uydusuAy'la etkileşime girer. Dünya'nın Güneş'in etrafındaki yörüngesi, 365,256 güneş günü, yani bir yıldız yılı sürer. Bu süre içerisinde Dünya, kendi ekseni etrafında 366,265 kez döner.[e]

Dünya'nın dönme ekseni, yörünge düzlemine göre eğik olup bu eğiklik mevsimlerin oluşmasına neden olmaktadır. Dünya ile Ay arasındaki kütleçekimsel etkileşim; Dünya'nın eksenindeki yönelimi sabitler, gelgitlere neden olur ve dönmesini kademeli olarak yavaşlatır. Katı ya da kaya ağırlıklı yapısı nedeniyle üyesi bulunduğu yer benzeri gezegenler grubuna adını veren Dünya, bu gezegen grubunun kütlece ve hacimce en büyük üyesi olmasının yanı sıra Güneş Sistemi'ndeki en yoğun gezegendir.

Litosfer (taşküre) olarak adlandırılan Dünya'nın en dış katmanı, milyonlarca yıldır hareket hâlindeki rijittektonik levhalardan oluşmaktadır. Dünya yüzeyinin yaklaşık %29'u, kıtalar ve adaların meydana getirdiği kara iken; suyla kaplı olan kalan %71'lik bölüm ise okyanuslar, göller, akarsular ve diğer tatlı suların oluşturduğu hidrosfer (suküre) olarak adlandırılır. Günümüzde Dünya'nın kutup bölgelerinin çoğu buzla kaplıdır. Dünya'nın iç kısmı ise merkezde yer alan katı demir ve nikelden meydana gelen hâlâ etkin durumundaki iç çekirdek, gezegenin manyetik alanını oluşturan sıvı hâldeki dış çekirdek ve tektonik levhaların hareket etmelerine yol açan mantodan meydana gelmektedir.

Tarihinin ilk birkaç milyar yılı içerisinde okyanuslarda başlayan yaşam, atmosferi ve yeryüzünü etkileyerek, oksijensiz solunum yapan canlıların çoğalmasına, oksijen düzeylerinin artışının ardından da oksijenli solunum yapan canlıların ortaya çıkmasına yol açtı. Bazı yerbilimsel kanıtlara göre Dünya'da yaşam, yaklaşık 4,1 milyar yıl önce başladı. O zamandan beri, Dünya'nın Güneş'e olan uzaklığı, fiziksel özellikleri ve yerbilimsel tarihi, canlıların evrimleşmelerini ve gelişmelerini sağladı. Dünya'daki yaşamın tarihi süresince canlı çeşitliliği zamanla artarken, zaman zaman kitlesel yok oluşlar da yaşandı. Gezegende yaşamış olan türlerin %99.9'undan fazlasının soyu tükendi. Günümüzde varlığını sürdüren türlerin sayısı için ayrı tahminler bulunmaktayken bazı türler ise tanımlanmamıştır. Dünya'da yaşayan 7.8 milyarın üzerindeki insanın hayatta kalması, gezegenin biyosferi ve doğal kaynaklarına bağlıdır. Siyasi bakımdan dünyada, 200'ün üzerinde bağımsız devlet bulunmaktadır.

Etimoloji ve isimlendirme[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.