Burun bölgesinin iç kısmı balgam salgılayan bezleri içeren mukoza dokusundan oluşur. Mukus, su, antikorlar ve proteinlerden oluşmuş burun salgısıdır. Mukus burunu nemli tutar ve havada asılı mikroplar, toz veya partiküllerin akciğerlere ulaşmasını önlemeye yardımcı olur. Burun içindeki bezler tarafından her gün yaklaşık 1 litre kadar mukus salgısı üretilir ve bu salgı burun boşluğundan sinüslere ve geniz boşluğuna doğru ilerler. Geniz boşluğundan da boğaza inerek yutulur ve çoğu kez kişi bu durumun farkında olmaz.
Bazı durumlarda mukus üretiminin artışı söz konusudur. Kıvamı ve renginde değişikler olur. Bu tip durumlarda daha önce farketmediğimiz geniz akıntısı rahatsızlık verici hale gelir.
Soğuk algınlığı, sinüzit gibi rahatsızlıklar geniz akıntısının başlıca nedenleri arasında gelir. Ayrıca; çeşitli ilaçlar, sigara, mevsim geçişleri gibi etkenler, hormonal nedenler, mantarlara bağlı nedenler de geniz akıntısını arttırabilmektedir.
Burun mukozası iltihabı burun iltihabı (rinit) olarak adlandırılır. İrritasyonlar, tahriş sonucu aşırı mukus oluşur ve geniz akıntısı yapar. Bu durum, burun akıntıları olarak adlandırılır ve boğazı sık temizleme ihtiyacı, öksürük ve balgama sebep olur.
Aşırı mukus zamanla kulak ile burnun bağlayan kulak kanalını (östaki tüpü) bloke edebilir bu gibi durumlarda ağrı ile sonuçlanan kulak iltihabı neden olabilir.
Geniz akıntısının nedeni hasta muayenesi ve akıntı incelenerek tespit edilebilir. Akıntı türü hastalık hakkında bilgi verir.
Örneğin, ince ve berrak akıntı Soğuk algınlığı, grip ya da alerji olduğunu gösterir. Koyu ve sarımsı veya yeşilimsi sarı akıntı mikrobik (bakteriyel) iltihabı gösterir. Kafa travması sonrasında başlayan sulu, şeffaf akıntı kafa tabanında bir kırık oluştuğunun ve beyin omurilik sıvısı kaçağının belirtisi olabilir. Burun içi dokularının aşırı kuruluğu veya şiddetli sümkürmeler, kanla karışık burun akıntısına neden olabilir. Koyu, yeşil renkli, tek taraflı ve kötü kokulu akıntı burunda bir yabancı cisim varlığına işaret etmektedir.
Aşağıdaki durumlar söz konusu ise kişi mutlaka uzman doktora görünmelidir:
Burundan Su Gelmesi Normal Midir?
Bazı kişilerde farklı nedenlere bağlı olarak burundan su gelebilir. Berrak renkli bir sıvı olan bu akıntı burun deliklerinden dışarı çıkabildiği gibi boğazın arkasından geniz akıntısı şeklinde de gelebilir. Özellikle soğuk algınlığı, nezle ve grip gibi durumlarda burundan su gelebilir. Burun akıntısı şeklinde olan bu su gelmesi çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar.
Akut sinüzit ve migren burundan su gelmesinin en önemli nedenleri arasında gösterilebilir. Ayrıca burun spreylerinin aşırı kullanımı nedeni ile burundan su gelebilir. Burun akıntısı sürekli kronik bir hale geldiği zaman mutlaka uzman bir doktora danışılması gerekir. Burundan su gelmesi çeşitli nedenlere bağlı olarak oldukça normal karşılanabilir. Burundan su gelmesinin altında yatan nedenler araştırılmalıdır.
Burundan Gelen Şeffaf Sıvı Ne Anlama Gelir?
Burundan gelen şeffaf sıvı alerjik burun akıntısı olabileceği gibi bazı durumlarda daha ciddi anlamlar taşıyabilir. Burundan hafif bir şekilde akıntı gelse de burundan gelen şeffaf sıvı akıntısının ciddi sonuçları olabilir. Bu akıntı beyindeki omurilik sıvısının akıntısı olabilir. Bu durumda tedavi geciktirilir ise ciddi sorunlara da yol açabilir.
Halsizlik ve baş ağrısı gibi sorunları da beraberinde getiren şeffaf sıvı mutlaka iyi incelenmelidir. Ayrıca burundan şeffaf sıvı gelmesi çoğunlukla soğuk algınlığı, nezle ve alerjilerden de kaynaklanmalıdır. Burundan gelen şeffaf sıvının en önemli nedenlerinden bazıları da polip, tümör, yabancı cisim, migren ve ya tümör de olabilir. Ayrıca akut sinüzit sonucunda da burundan şeffaf sıvı gelebilir. Bu sıvının ne olduğunun bilinmesi için mutlaka uzman hekime danışmak gerekecektir.
Burundan Şeffaf Sıvı Gelmesinin Nedenleri Nelerdir?
Burundan şeffaf sıvının gelmesinin pek çok farklı nedeni bulunmaktadır. Akıntı şeklinde görülen bu şeffaf sıvı burun dokularının tahriş olması sonucunda ortaya çıkabilir. Aynı zamanda soğuk algınlığı, nezle ve grip gibi nedenler sonucu da burundan şeffaf sıvı gelebilir. Burunda yabancı cisim olması, polip, tümör ve ya migren nedeni ile burundan şeffaf sıvı gelir.
Kuru havalarda ve hormonal değişikliklerde de burundan şeffaf sıvı gelebilir. Sigara dumanı ile mesleki astım kaynaklı burun akıntıları da yaşanır. Bunun yanı sıra beyin omurilik sıvı kaçağı da burundan şeffaf sıvı gelmesine neden olabilir. Alerjilerin yanı sıra uzun süre burun damlası kullanılması da burundan şeffaf sıvı gelmesine neden olur. Aşırı fiziksel aktivite ile cinsel ilişki de bu nedenler arasındadır.
Burun Akıntısını Ne Durdurur?
Burundan şeffaf sıvı gelmesi yani akıntıyı durdurmak için bazı metotlar uygulanır. Özellikle alerji ve ya soğuk algınlığından kaynaklanan burundan şeffaf sıvı gelmesini durdurmak için sıcak bir duş alınmalıdır. Ayrıca kuru havayı önlemek için buhar makinesi kullanılabilir. Tuzlu su çözeltisi burun deliklerine nazikçe sıkılarak burun da temizlenir.
Burun akıntısını önlemek için bol miktarda sıvı tüketilmesi önerilir. Bu dönemde kahve, siyah çay ve limon suyundan da uzak durulması çok önem taşır. Sıcak buhar teneffüs etmek de çok önemlidir. O nedenle şeffaf burun akıntısı olan kişiler buhar banyosu yapmalılar. Buhar banyosu için kaynayan su içerisine papatya ve ya mentol atılabilir. Bu hem genizleri açar hem de burundan şeffaf sıvı gelmesini de engeller.
Beyin ve omuriliğin içerisindeki boşluklarda ve bu yapıları çevreleyen zarların arasında yer alan sıvıya “beyin omurilik sıvısı (BOS) ismi verilmektedir. Normal şartlarda içerisinde mikroorganizma içermeyen berrak bir sıvı olan BOS’un farklı katmanlardan oluşan beyin zarının içinde kalması ve dış ortamla irtibatının olmaması gerekir. Beyin ve omuriliği çevreleyen zar yapısının en güçlü ve koruyucu katmanı en dışta bulunan ve Dura olarak isimlendirilen tabakasıdır. Çeşitli sebeplerle Dura’da hasar oluşmasına bağlı olarak BOS’un dış ortama sızması BOS kaçağı veya BOS fistülü, bu sızıntının burun ve etrafındaki sinüs boşluklarına doğru olması sonucunda burundan berrak bir akıntı gelmesi ise “Rinore” olarak isimlendirilmektedir.
Beyin ve burun-sinüs boşlukları arasındaki yakın komşuluğun yanı sıra bu anatomik yapılar arasındaki kemik duvarın bazı bölgelerde çok ince ve kırılgan olması bu bölgelerde BOS kaçağı oluşma riskini yükseltmektedir. Steril bir ortam olmayan burun ve sinüslerde bulunan mikroorganizmaların hasarlı bölgeden beyin zarları içerisine geçmesi beyin zarı iltihabı (menenjit), beyin dokusu iltihabı (ensefalit) veya beyin içinde apse oluşması gibi çok ciddi komplikasyonlara sebep olabilmektedir.
Kafa travması veya burun ve sinüs bölgesinde ameliyat hikâyesi olanlar başta olmak üzere tüm hastalarda burundan tek taraflı olarak ve öne eğilmekle, ıkınmakla fazlalaşan berrak akıntı olması BOS kaçağı ihtimalini akla getirmelidir.
Sinüs ameliyatı olan hastalarda ameliyat bölgesinin endoskopik olarak değerlendirilmesi teşhise yardımcı olmakla birlikte kesin teşhis burundan akan berrak sıvının laboratuvar analizi ile konulabilmektedir. Teşhis kesinleştikten sonra tedavinin planlanabilmesi için kaçak bölgesinin tespit edilmesi gerekir. Bu amaçla bilgisayarlı tomografi ve MR başta olmak üzere değişik radyolojik değerlendirmeler yapılmakta, kaçak bölgesinin standart görüntüleme teknikleri ile belirlenemediği durumlarda bu tespitin BOS içine özel boyalar verilerek burun içinden endoskopik muayene ile yapılması gerekebilmektedir.
BOS kaçağının durdurulabilmesi için beyin zarında oluşan hasarın su geçirmeyecek şekilde onarılması gerekmektedir.
Bu onarım için geçmiş yıllarda dışarıdan kafatası kemiklerinde pencere açılması yolu ile yaklaşım uygulanırken günümüzde bilhassa endoskopik sinüs cerrahisi teknolojisinin gelişmesini takiben öncelikle burun içerisinden yapılan müdahaleler tercih edilmektedir.
Endoskopik metot ile en öndeki alın sinüsünden en gerideki sfenoid sinüse kadar burun ve sinüs boşluklarına komşu bütün anatomik bölgelerdeki BOS kaçakları %95-97 ye varan başarı oranları ile onarılmaktadır.
Ameliyat esnasında hasarlı bölge burun içerisinden endoskoplar ile görüntülenmesini takiben çoğunlukla hastanın burnu içinden veya vücudundan elde edilen yağ, kıkırdak, kemik lamel, fasia gibi küçük doku parçaları ve gereken durumlarda özel doku yapıştırıcıları kullanılarak müdahale bölgesi dışında ciddi bir ilave hasar oluşturulmadan onarım sağlanabilmektedir.
Endoskopik metodun dışarıdan yapılan açık yaklaşıma göre en önemli avantajları; benzer başarı oranları sağlanırken daha az doku travması oluşması, daha kısa iyileşme süresi olması ve ameliyat sonrası dönemin daha konforlu olmasıdır.
Kronik sinüs enfeksiyonlarının oluşmasındaki en önemli etken sinüslerde üretilen sümük (mukus) salgısının burun içine boşalmasını sağlayan küçük kanalların (ostium) tıkanması ve salgıların sinüs içind
Detaylı Bilgi
Burun normal solunum organıdır ve aldığımız havanın ısınmasını, nemlenmesini ve içerisindeki yabancı maddelerin, alerjenlerin ve mikro organizmaların filtrelenmesini sağlar.
Detaylı Bilgi
Halk arasında "sümük" diye tabir edilen, burundaki mukus tabakasının birçok işlevi var. Örneğin bu tabakanın rengi, bireylerin vücudunda neler olup bittiğine dair çok önemli bilgiler veriyor.
Uzmanlara göre normalin dışında bir renk tonu, özellikle de uzun süreli olduğunda çeşitli hastalıkların habercisi olabilir.
Sümük rengi, herhangi bir hastalığın teşhisi için tek başına yeterli değil. Ancak bireylerin derhal bir doktora başvurması gerektiğini gösterebileceği için dikkate değer bir konu.
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Science Alert'ün aktardığına göre, normal olan berrak mukus tabakası, koruyucu proteinler ve suyla karışık tuzları içeriyor.
Bu tabaka, susuz kalmaya ve bakterilerle virüsler gibi yabancı cisimlerin vücuda girişine karşı nemlendirici bir bariyer görevi görerek solunum yollarını nemli ve temiz tutuyor.
Solunan her şey bu mukusa yapışabiliyor. Burundaki küçük kıllar, mukusu boğazdan mideye doğru itiyor ve burada tüm kötü mikroplar mide asidi tarafından eritiliyor.
Ancak mukus sadece burunda yer almıyor. Bu jel, vücudun nemli olması gereken her yüzeyini, aynı zamanda akciğerleri, sinüsleri, ağzı, mideyi, bağırsakları ve hatta gözleri kaplıyor.
Mukusun şeffaf olması endişelenecek bir şey olmadığı anlamına geliyor. Ancak miktarı çok artarsa alerji, soğuk algınlığı veya grip başlangıcı olduğuna işaret edebilir.
Mukusun diğer renkleri ve anlamları ise şu şekilde:
Beyaz mukus: Birçok farklı anlamı olabilir. Ancak çoğu zaman, solunum yollarının tahriş olduğu, şiştiği, mukus akışını kısıtladığı ve kurumasına neden olduğu anlamına geliyor.
Aynı zamanda burun enfeksiyonu, alerji veya susuz kalmaktan da kaynaklanabilir.
Zira bağışıklık hücreleri burnu tahriş eden faktörle mücadele ederken, mukusa bulanık bu dokuyu veren molekülleri serbest bırakıyor.
Yaygın bir mit olmasına rağmen, araştırmalar süt tüketiminin mukusu daha bulanık hale getirmediğini gösteriyor.
Sarı mukus: Muhtemelen vücudun bir enfeksiyonla mücadele ettiği anlamına geliyor.
Bir enfeksiyon durumunda bağışıklık sisteminin beyaz kan hücreleri, ister bakteri ister virüs olsun, mikrobiyal istilacıyı onu yok etmek için bölgeye hücum ediyor. İşlerini tamamlayıp ölen beyaz hücreler mukusla birlikte vücuttan atılıyor ve bu süreçte onu sarıya boyayabiliyor.
Öte yandan, sarı mukus, antibiyotiğe ihtiyaç olduğu anlamına gelmez. Çünkü vücut her zaman enfeksiyonlarla karşı karşıya kalır ve onlarla mücadelede çok iyidir.
Yeşil mukus: Aslında bu da bir enfeksiyonun habercisi. Zira mukus ayrıca büyük miktarda ölü beyaz kan hücresi birikmesinden dolayı yeşile dönüyor.
Bu renk birkaç hafta veya daha uzun süre devam ediyorsa, özellikle ateş veya mide bulantısı varsa doktora başvurulmalı.
Pembe veya kırmızı mukus: Burunda kan olduğu anlamına geliyor.
Bu durum, alerji, enfeksiyon ve hünkürme veya sürtünmegibi birçok faktörden kaynalanabilir. Yüzüstü düşmek gibi fiziksel travmalar da sümüğü kırmızıya çevirebilir.
Aynı zamanda havanın çok kuru olduğuna da işaret edebilir.
Kahverengi mukus: Bu da kanın kuruduğu veya bireylerin kirli ortamlarda vakit geçirdiği anlamına geliyor.
Nazal astardaki kan kuruduğunda mukusa karışıp onu kahverengiye çevirebiliyor.
Ancak kahverengi mukus her zaman kandan kaynaklanmayabilir. Kir, toz, sigara dumanı, enfiye veya baharatlar da bu renk değişikliğinin nedenlerinden.
Öte yandan öksürürken kahverengi balgam geliyorsa, bir doktora görünmek gerek. Çünkü bu, bronşit belirtisi olabilir.
Siyah mukus: Genellikle sigara içenlerde görülüyor.
Özellikle akciğer hastalığı olanlarda ve çok sigara içenlerde gözlemlenebiliyor.
Sigara veya esrar kullanımından sonra ortaya çıkabildiği gibi kir ve tozun solunmasından da kaynaklanabilir.
Bağışıklık sistemi zayıflamışsa, ciddi bir mantar enfeksiyonuna da işaret edebilir.
Buna eşlik eden başka belirtiler varsa doktora görünmek önemli.
Independent Türkçe, Science Alert, Business Insider
Derleyen: Çağla Üren