baltacı mehmet paşa hayatı / (PDF) BALTACI MEHMED PAŞA | Zübeyde Güneş Yağcı - Academia.edu

Baltacı Mehmet Paşa Hayatı

baltacı mehmet paşa hayatı

Tarihi Bir Rivayetin İç Yüzü: Baltacı Mehmet Paşa ve Katerina Meselesi

600 yıllık kadim bir geçmişe sahip olan Osmanlı Devleti; girdiği savaşlar, yaptığı anlaşmalar ve hükmettiği topraklar kadar çeşitli hikâyelerin yer aldığı "magazin" yönüyle de oldukça ünlü. Hem hanedan üyelerinin hem de devlet adamlarının özel hayatlarıyla alakalı pek çok efsanenin mevcut olduğunu görüyoruz. Bu ilginç efsanelerden bir tanesinin kahramanları da Veziriazam Baltacı Mehmet Paşa ve Rus Çariçesi Katerina olarak karşımıza çıkıyor. Anlatalım…

1660 yılında Çorum’da doğduğu tahmin edilen Baltacı Mehmet Paşa, çok iyi bir eğitim görmemesine rağmen bir akrabası sayesinde saraya girerek ilk etapta küçük işlerde görev aldı. Sonrasında Şehzade Ahmet’e yakınlığı sebebiyle konumu git gide yükseldi ve Ahmet’in tahta çıkmasıyla beraber ipler tamamen onun eline geçti. Kaynaklara göre; hedefine ulaşmak adına entrika çevirmekten geri durmayan, rakiplerini çeşitli yöntemlerle bertaraf eden, sözünü esirgemeyen, musiki alanında yetenekli ve cesur bir insandı Baltacı Mehmet Paşa. Osmanlı sadrazamı olmak için de fazlasıyla çaba sarf edecek, hatta hızla yükselmesinden dolayı saraydaki diğer devlet adamlarının kıskançlıklarına maruz kalacaktı. Çünkü aynı anda hem padişah III.Ahmet’e hem de Valide Gülnuş Sultan’a yakın duruyor olması onu fazlasıyla tehlikeli kılıyordu.


III.Ahmet

Bütün imkânlarını kullanıp adım adım zirveye ilerleyen Baltacı Mehmet Paşa, nihayet 1704 yılında sadrazamlığa getirildi. Ömrü boyunca hayal ettiği o emsalsiz güç elindeydi artık fakat maalesef ki bu sevinç uzun sürmeyecekti. Paşa’nın etrafındaki rakipleri rahat durmadılar ve hükümdara onun yaptığı tüm hileleri abartılı bir şekilde anlatarak 1 yıl içerisinde azledilmesini sağladılar. Sonrasında ise talih yine bir şekilde güldü yüzüne. Karlofça Anlaşması’ndan beri sıkıntılı günler geçiren Osmanlı Devleti, barış siyaseti izlediği zor bir dönemden geçiyordu. Ancak tam bu sırada Rusya ile yaptığı savaştan mağlubiyetle ayrılan İsveç kralı Demirbaş Şarl Osmanlı’ya sığınınca, yaklaşmakta olan tehlikeyi gören III.Ahmet Rusya’ya karşı savaş ilan etmek durumunda kaldı. Bu muharebeyi en iyi yönetecek kişinin de Baltacı Mehmet Paşa olduğunu düşünüyordu. 1711’de Halep’ten geri çağırılan Paşa, derhal veziriazamlığa getirilip ordunun başına geçirildi.

Prut nehri yakınlarında başlayan savaş, 120 bin kişilik bir kuvvete sahip olan Osmanlı ordusunun üstünlüğü ile aylarca devam etti. Yaklaşık 40 bin kişilik bir orduyla mücadele eden Rus çarı Petro ise Türklerin lojistik malzemelerini ve erzaklarını ele geçirerek onları zor şartlara mecbur bırakma niyetindeydi. Fakat işler tahmin ettiği gibi gitmedi ve Osmanlı birlikleri Tuna Nehri’nin karşısına geçip hızla Rus karargâhını kuşattılar. Bütün planları suya düşen Petro’nun tam anlamıyla eli kolu bağlanmıştı. Eflak voyvodasından beklediği destek de gelmeyince kara kara düşünmeye başladı. Çünkü Baltacı Mehmet Paşa’nın tek bir emriyle yapılacak olan top atışları, hem Rus ordusunu hem Çar Petro’yu hem de Çar’ın yanında bulunan karısı Katerina’yı yok edebilirdi.


Çar Petro

Komutanları ve eşiyle bir toplantı gerçekleştiren Petro, Osmanlı’ya barış teklifi sunmaktan başka çareleri olmadığını söyledi. Katerina da bu görüşü destekliyordu fakat Mareşal Şeremetev “Kedi fare ile barış yapmaz.” diyerek bu isteğin karşılık bulmayacağı konusunda diretti. Çar’ın da bir umudu yoktu ama yine de bütün ihtimalleri göze alıp elçisi Şafirov’u Baltacı Mehmet Paşa’nın çadırına gönderdi.

Bu sırada beklenmeyen bir durum gerçekleşti ve Paşa ilginç bir şekilde görüşmeye olumlu yaklaştı. Yanında bulunan yüksek rütbeli subaylar bunun büyük bir hata olacağını söyleyerek son bir taarruz yapıp Rusları tamamen ortadan kaldırmayı önerdiler. Fakat Baltacı onları dinlemedi. Artık yeterince erzaklarının kalmadığını, kayıplarının gereğinden fazla olduğunu ve Rusya’nın Azak Kalesi’ni Osmanlı’ya geri vermeyi taahhüt ettiğini öne sürerek barış metnini onayladı.


Baltacı Mehmet Paşa

Osmanlı tarafı şaşkınlık içerisindeyken Çar Petro adeta sevinçten havalara uçuyordu. Yapılan barış anlaşmasının ardından bütün birliklerini sağ salim bir şekilde geri çekip rahatça Rusya’ya geri döndü. Rus tarafının vaatlerini yerine getirmesini bekleyen Baltacı Mehmet Paşa ise biraz daha Prut yakınlarında kaldı ve sonra o da ülkesine döndü. Fakat hiç de beklediği gibi karşılanmayacaktı. Çünkü Petro verdiği hiçbir sözü tutmamış, bir de üstüne üstlük kaybettiği savaştan kazançlı çıkarak muharebede yaptığı tarihi hataları telafi etmişti. Bu sırada Baltacı’ya muhalif olan paşalar, ortaya çok ciddi iddialar atarak Sultan III.Ahmet’i doldurmaya başladılar.

Paşaların dediğine göre; Çar Petro’nun eşi Çariçe Katerina bizzat Baltacı’nın çadırına gelip ona barış için yalvarmış, yüksek miktarda para teklif etmiş ve hatta kendi paha biçilemez mücevherlerini bile sunmuştu. Nitekim ömrü boyunca göremeyeceği bir servete hayır diyemeyen Baltacı Mehmet Paşa da bu hediyeleri kabul ederek kendi cebini doldurmak uğruna Rusların gitmesine izin vermişti. Paşalar böylesine tuhaf bir anlaşmanın ancak bu şekilde vuku bulacağını düşünüyor, bazen daha da ileri gidip Baltacı’nın Çariçe Katerina ile bir ilişki yaşadığını öne sürüyorlardı.

Fakat tüm bu iddiaların tarihi dayanak ve belgelerden uzak olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü gerçekten de Baltacı’nın dediği gibi Rus karargâhı kuşatıldığı sırada Osmanlı ordusunun erzağı bitmek üzereydi ve yeniçeriler ilk günlerde 7 bin kişilik zayiat verdikleri için yeni bir taarruza girişme konusunda homurdanıyorlardı. Bunun yanı sıra Avusturya’nın Rusya’ya yardıma geleceği söylentileri de hızla yayılmıştı. Osmanlı aynı anda hem Rusya ile hem de Avusturya ile savaşacak güçte değildi. Anlaşma gereği Rusların Azak Kalesi’ni geri vererek İstanbul’daki daimi elçisini çekecek olması ise devleti rahatlatacak ve kuzey cephesinin boş kalmasını sağlayacaktı. Baltacı Mehmet Paşa bütün bunları düşünüp öyle almıştı barış kararını ama ne yazık ki III.Ahmet onunla aynı fikirde değildi.

Yayılan dedikodulardan etkilenen padişah, Baltacı’yı sadrazamlıktan azlederek önce Midilli’ye sonrasında da Limni adasına sürgün etti. Bu süreçte hapis hayatına fazla dayanamayan Baltacı, 1 yıl içerisinde 50’li yaşlarındayken öldü.

 

Kaynak:

Zübeyde Güneş Yağcı, “Çorum’dan Bir Veziriazam: Baltacı Mehmet Paşa”
M. Münir Aktepe, “Baltacı Mehmet Paşa”
Osman Tekin, “Prut’ta Büyük Petro’nun Baltacı Mehmet Paşa Şansı”

Baltacı Mehmet Paşa Kaç Yaşında Öldü?

Baltacı Mehmet Paşa Kaç Yaşında Öldü?

Baltacı Mehmet Paşa’nın kaç yaşında öldüğü merak konusu olmuştur. Baltacı Mehmet Paşa 1662 yılında doğup 1712 yılında yani 50 yaşında iken hayata gözlerini yummuştur.

Baltacı Mehmet Paşa Karısı Kimdir? >

Baltacı Mehmet Paşa Kim?Baltacı Mehmet Paşa İdam Mı Edildi?Baltacı Mehmet Paşa Aslen Nereli?Baltacı Mehmet Paşa Kaç Yaşında Öldü?Baltacı Mehmet Paşa Karısı Kimdir?Baltacı Mehmet Paşa Mezarı Nerede?Baltacı Mehmet Paşa Neden Öldü?Baltacı Mehmet Paşa Torunları Kimlerdir?Baltacı Mehmet Paşa Biyografisi

Baltacı Mehmet Paşa Kimdir?

Baltacı Mehmet Paşa, tarih severlerin ilgisini çekmiş bir şahsiyettir. Bundan dolayı hakkında merak edilen pek çok soru türemiştir. Biz de yazımızda Baltacı Mehmet Paşa’nın biyografisinden, kim olduğundan ve daha pek çok konudan sizler için bahsettik.

Baltacı Mehmet Paşa’nın biyografisi pek çok insanın merak ettiği bir konu haline gelmiştir. Baltacı Mehmet Paşa, Osmancık’da dünyaya gözlerini açmıştır. Küçük yaşlardan itibaren bilim ile ilgilenmiş, bu yüzden de Trablus, Tunus ve Cezayir'e gitmiştir. Daha sonra İstanbul'a dönerek akrabası olan Hacı Sefer Ağa aracılığıyla saraya girmiştir. Burada önce baltacı olmuştur. Sesinin güzelliğinden dolayı müziğe merak sarmış, Müezzin olmuş ve "Mehmed Halife" ünvanını kazanmıştır.

Memur olmak isteyen Baltacı Mehmed Paşa, Aralık 1703'te memur ve mirahur olarak atanmıştır. Kasım 1704'te kaptan, 21 Aralık 1704'te Sadrazam olmuştur. 3 Mayıs 1706'da kovulmuş ve Sakız Adası'na sürülmüştür. Daha sonra Erzurum Valiliği ve Sakız Muhafızlığı görevine getirilmiştir. Ocak 1709'da Halep Valiliğine atanan Baltacı Mehmet Paşa, 18 Ağustos 1710'da yeniden Sadrazam olmuştur. Rusya seferine Serdar-ı Ekrem olarak başlamıştır. Prut Savaşı sırasında Deli Petro tarafından çevrelenmiş, Birinci Katarina'nın müdahalesiyle barışı benimsemiştir. Japonya'ya döndükten sonra (Kasım 1711) kovulmuştur ve önce Midilli'ye sonra da Lemnos'a sürgüne gönderilmiştir. 1712'de Lemnos adasında 50 yaşında iken hayata gözlerini yummuştur.

Baltacı Mehmet Paşa Kim?

Baltacı Mehmet Paşa’nın kim olduğu merak konusu olmuştur. Baltacı Mehmet Paşa, 1662’de Osmancık’da doğmuş olan, III. Ahmed saltanatı sırasında iki kere sadrazamlığa layık görülmüş bir Osmanlı devlet adamıdır.

Baltacı Mehmet Paşa İdam Mı Edildi?

Baltacı Mehmet Paşa’nın idam edilip edilmediği merak edilmektedir. Baltacı Mehmet Paşa idam edilmemiştir ancak sürgüne gönderildiği adada hayata gözlerini yummuştur.

Baltacı Mehmet Paşa Aslen Nereli?

Baltacı Mehmet Paşa’nın aslen nereli olduğu araştırılan bir konu olmuştur. Baltalı Mehmet Paşa aslen Çorum’un bir ilçesi olan Osmancıklı’dır.

Baltacı Mehmet Paşa Kaç Yaşında Öldü?

Baltacı Mehmet Paşa’nın kaç yaşında öldüğü merak konusu olmuştur. Baltacı Mehmet Paşa 1662 yılında doğup 1712 yılında yani 50 yaşında iken hayata gözlerini yummuştur.

Baltacı Mehmet Paşa Karısı Kimdir?

Baltacı Mehmet Paşa’nın karısının kim olduğu bazı insanları meraklandırmıştır. Baltacı Mehmet Paşa’nın eşi ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır.

Baltacı Mehmet Paşa Mezarı Nerede?

Bir Osmanlı sadrazamı olan Baltacı Mehmet Paşa’nın mezarının nerede olduğu merak edilip araştırılmaktadır. Baltacı Mehmet Paşa’nın mezarı Yunanistan’da bulunan Hz. Mısri Niyazi Dergahı ve Türbesi’ndedir.

Baltacı Mehmet Paşa Neden Öldü?

Baltacı Mehmet Paşa’nın neden öldüğü pek çok insanı meraklandıran bir konu olmuştur. Baltacı Mehmet Paşa’nın nasıl öldüğü kayıtlara geçmemiştir.

Baltacı Mehmet Paşa Torunları Kimlerdir?

Baltacı Mehmet Paşa’nın torunlarının kimler olduğu halk arasında merak edilmektedir. Baltacı Mehmet Paşa’nın torunları Balkan Hassan Baltacı ve Amneh Hassan Baltacı’dır. 

Yorumlar

Baltacı Mehmed Paşa kimdir ?

Bugün Çorum'a bağlı bir kaza olan Osmancık'ta doğdu. Genç yaşta ilim merakıyla Trablus, Tunus ve Cezayir'e kadar gitti. Daha sonra İstanbul'a döndü ve akrabalarından Hacı Sefer Ağa vasıtasıyla saraya intisap etti. Burada sırasıyla baltacılık, yazıcılık ve müezzinlik gibi görevlerde bulundu. Bu sırada Şehzade Ahmed ile de yakın münasebet kurdu.

1703 Edirne Vak'ası sırasında âsilerle yakın ilişkilerde bulundu ve Sultan III. Ahmed'in cülûsu hususunda büyük gayret gösterdi. III. Ahmed tahta geçtiği zaman padişaha olan yakınlığı dolayısıyla süratle yükseleceğini ümit ettiyse de Sadrazam Moralı Damad Hasan Paşa, Baltacı Mehmed'i kendisine rakip gördüğünden onu uzun süre terfi ettirmedi. Bir ara birinci mîrâhur*luğa tayin edildiyse de (28 Kasım 1703) az sonra Trablus ve Halep taraflarına tahsildar olarak gönderilmek suretiyle saraydan uzaklaştırıldı. Ancak Kalaylıkoz Ahmed Paşa'nın sadâreti döneminde İstanbul'a dönebildi ve 6 Kasım 1704'te vezâretle kaptan-ı deryâ oldu. Bu sırada Kalaylıkoz Ahmed Paşa'nın sadâretten azline sebep olan birtakım tertiplere girişti ve sonunda sadârete geçmeyi başardı (25 Aralık 1704). Bu ilk sadrazamlığı sırasında kendisine taraftar olanları iş başına getirmekten başka önemli bir iş yapamadan azledildi (3 Mayıs 1706). Daha sonra Erzurum valiliğine ve Sakız muhafızlığına tayin edildi (1707). 21 Ocak 1709'da Halep valisi olan Baltacı Mehmed Paşa, 18 Ağustos 1710'da Köprülüzâde Nûman Paşa'nın yerine ikinci defa sadrazamlığa getirildi. Bu sırada ilk iş olarak, İsveç Kralı XII. Şarl'ın (Demirbaş Şarl) Osmanlı topraklarına ilticası ile gelişme gösteren Osmanlı-Rus münasebetleriyle meşgul oldu. Hemen ardından, Osmanlı Devleti'nin kuzey sınırlarına tecavüz eden Ruslar'a karşı yapılacak Prut Seferi'ne serdâr-ı ekrem olarak tayin edildi (19 Şubat 1711).

Sefer hazırlıkları tamamlandıktan sonra 9 Nisan 1711'de İstanbul'dan ayrılan Baltacı Mehmed Paşa, emrindeki kuvvetlerle 18 Temmuz 1711 günü Prut nehri bataklıkları civarında Rus kuvvetleriyle karşılaştı. Dört gün kadar devam eden ve tarihte Prut Savaşı adıyla anılan bu muharebe sırasında Rus ordusunun kuşatma altında ve çaresizlik içinde kalması üzerine Rus Çarı I. Petro Osmanlılar'ın her istediğini yerine getirecek bir barış teklifinde bulundu. Baltacı Mehmed Paşa'nın da uygun görmesi üzerine iki taraf arasında 22 Temmuz 1711'de bir antlaşma yapıldı. Antlaşmanın imzalanmasından III. Ahmed de memnun olmuş ve kendisini İstanbul'a çağırmıştı. Ancak ordusunu muhasaradan kurtaran Çar I. Petro'nun vaad ettiği hususları yerine getirmemesi, sadrazama karşı İstanbul'da bir muhalefet grubunun oluşmasına sebep oldu. Gerçekten antlaşmanın neticesini alabilme hususunda ağır davranan Mehmed Paşa'nın bu tutumu İstanbul'da yanlış yorumlara yol açmıştı. Nihayet III. Ahmed'in emriyle Eylül 1711'de Edirne'ye gelen ve 20 Kasım 1711'de sadâret mührü kendisinden alınan Baltacı Mehmed Paşa Aralık 1711'de kalebent olarak Midilli'ye sürüldü. Temmuz 1712'de de Limni adasına gönderildi. Aynı yılın eylülünde orada öldü. Kabri Niyâzî-i Mısrî'nin medfun bulunduğu hazîrededir. Bir oğlu ile Fatma adında bir kızı vardı.

Vefat ettiğinde yaşı elliyi geçmiş bulunan Mehmed Paşa, mizaç bakımından hırslı ve devlet işlerinde entrikaya meyilli, devlet idaresinde fazla kabiliyeti olmayan bir kimse idi.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir