Baş ağrısı toplumda çok sık görülen şikayetlerden biri olup, tekrarlayıcı baş ağrısı olan insanların oranı %70lere varmaktadır. Yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemekle birlikte genellikle hayati tehlike oluşturmamaktadır. Ancak baş ağrısı;
Baş ağrısı beyinde yapısal bir bozukluk olmaksızın (birincil) ortaya çıkabilir ya da beyni ve vücudu etkileyen başka hastalıklara bağlı olarak (ikincil) gelişebilir.
1. Migren
2. Gerilim tipi baş ağrısı
3. Küme baş ağrısı
4. Diğer birincil baş ağrıları
1. Baş ve/veya boyun travmasına bağlı
2. Baş ve/veya boyun damar hastalıklarına bağlı
3. Kafa içi, damar dışı nedenlere bağlı
4. Madde veya madde yoksunluğuna bağlı
5. Mikrobik hastalıklara bağlı
6. Kan biyokimyasındaki bozukluklara bağlı
7. Göz, kulak, burun, sinüs, diş, ağız sorunlarına bağlı
8. Psikiyatrik bozukluklara bağlı
Migren en sık rastlanan nörolojik hastalıklardan biridir. Türkiyede yaş grubu arasındaki kişilerde migren görülme sıklığı: kadınlarda % erkeklerde %dur. Genellikle pek çok migren hastasının ailesinde başka bir migren hastası daha bulunur. Migren tipi baş ağrısının özellikleri: Ataklar halinde gelir (ataklar arasında baş ağrısı yoktur), tedavi edilmez ise saat sürer, sıklıkla tek taraflıdır, zonklayıcı karakterdedir ve şiddetlidir, bulantı ve / veya kusma eşlik edebilir, ışığa ve sese duyarlılık vardır, fizik aktivite ile ağrı şiddetlenebilir, ağrı başlamadan önce yanıp-sönen ışıklar, zig-zag çizgiler gibi görsel belirtiler olabilir.
Migreni Tetikleyen Faktörler: Bazı yiyecek ve içecekler (eski peynir, çerez, çikolata, yoğurt, soğan, incir, karaciğer, kafeinli yiyecek ve içecekler, tütsülenmiş ya da salamura balık/et, şarap), yaşam tarzı değişiklikleri (çok fazla ya da az uyumak, aç kalmak, fiziksel veya zihinsel yorgunluk, vardiya çalışması), adet dönemi, hava / mevsim / basınç değişiklikleri, titreşen / parlak / fluoresan ışıklar, parlak gün ışığı, kokular (parfüm, kimyasal maddeler, sigara), stres.
Şiddetli ve daha önceden var olmayan baş ağrısının mevcudiyetinde hasta tümör yönünden değerlendirilmeye alınmalıdır.
Kafayı ilgilendiren yaralanmalarda travma sonrası akut ve kronik bir baş ağrısı oluşabilir.
Viral ve bakteriel enfeksiyonlar sonrasında da baş ağrısı oluşabilir.
Zehirlenmelere bağlı olarak (Alkol ,karbon monoksit, kurşun zehirlenmesi gibi).
Tedavisinde: Ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlar kullanılması uygundur.
(Alkol alınımına, uzun süreli ergotamin ve ağrı kesici ilaçların kullanımına ve alkol, ergotamin, kafein ve narkotik ilaçların bırakılmaları) baş ağrısı yapabilir.
Öksürük ve hapşırma sonrası ,ağır kaldırmalardan sonra ve ani eğilip doğrulmaya bağlı olarak baş ağrısı oluşabilir. birkaç saniyeden birkaç dakikaya kadar süren bir baş ağrısı oluşabilir. Erkeklerde daha sık görülür.
Öksürük esnasında ve ağır bir eşyayı kaldırdıktan sonra meydana gelen bir baş ağrısı posterior fossa tümörünü düşündürmelidir.
Polikistik over sendromu veya prolaktin hormonu salgılatıcı bir tümörün varlığında;
a) Ani başlayan baş ağrısının mevcudiyeti.
b) Doğum yapmış olmamasına rağmen, meme bezlerinden süt gelmesi.
c) Adet kesilmesi meydana gelir.
Kafa içi basıncını ölçmenin en doğru yolu kafa içine bir basınç ölçer yerleştirmektir. Beynin lateral ventriküllerine cerrahi olarak yerleştirilecek bir katater yardımı ile hem kafa içi basıncı ölçülebilir, hem de basınç düşürme ve örnekleme amacıyla beyin omurilik sıvısı boşaltılabilir. Bu işlem için kullanılan sistemlere eksternal ventriküler drenaj denir.[8] Eğer az bir sıvı alımı basıncı düşürülebilecekse (benign kafa içi hipertansiyonu gibi) lomber ponksiyon yapılabilir veya kalıcı olması için lumboperitoneal şant takılabilir. Kafa içi basıncının invazif olmayan yöntemleri üzerine çalışmalar devam etmektedir.