balıkesir ezan vakti 2016 / Kastamonu Namaz Vakitleri - Kastamonu Ezan Saatleri | NTV Haber

Balıkesir Ezan Vakti 2016

balıkesir ezan vakti 2016

Balıkesir iftar vakti ezan saatleri sahur vakitleri

BALIKESİR için iftar vakti bugün saat kaçta iftara ne kadar kaldı? İmsakiyesi&#;nde iftar vakitleri ile birlikte sahur saatleri ve ezan vakti de yer alıyor. Diyanet imsakiyesi ile vakitler.

Abone ol

BALIKESİR 'da iftar bugün kaçta sahur vakitleri ne zaman giriyor? Bu soruların yanıtını Balıkesir iftar vakti ezan saatleri sahur vakitleri İmsakiye takvimi veriyor. İftar vakitleri ile birlikte sahur saatleri ve sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazı ezan saatleri de bu takvimde yer alıyor. 

Diyanet İşleri Başkanlığı bu seneki fitre miktarını da belirledi. yılı fitre miktarı 15 lira olarak duyuruldu. Oruç tutmayanlar da fidye bedelini bu rakam üzerinden hesaplayacaklar. Her gün için 15 lira oruç fidyesi ödenmesi gerekiyor. Hiç oruç tutmayan bir kişinin Ramazan ayı fidye miktarı lira tutuyor. 

BALIKESİR İFTAR SAATİ SAHUR VAKİTLERİ

Balıkesir imsakiyesinden gün gün iftar vakitleri ve sahur saatlerini görebilirsiniz. Bugün iftar saat kaçta olacak sorusunun yanıtı sıra ezan vakitleri de imsakiyede yer aldı.

EN GÜZEL İFTAR DUASI

Ramazan ayında iftarın olmazsa olmazı duasıdır. Türk halkının kulağında en çok yer eden iftar duası ise TRT'de 40 yıldır Ramazan programlarında okunan duadır. Hemen herkesin hafızasında yer alan iftar duası ilahiyatçı Faruk Ermemiş tarafından kaleme alınmış. 40 yıldır aralıksız okunan TRT'deki iftar duası Türkçe sözleri şöyle;

-Allah'ım senin rızan için oruç tuttum, sana inandım, sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım. Ey, bağışlaması bol Rabb'im, beni, ailemi, milletimi, devletimi ve inananları koru. Rahmetini, yardımını esirgeme ülkemizden. Bizlere yaşama sevinci ver. Her türlü güçlüğe karşı dayanma gücü ver. Senin her şeye gücün yeter. Amin.

PEYGAMBERİMİZİN İFTAR DUASI

Peki peygamberimizin iftar duası ve Türkçe manası nasıldır? Hazreti Muhammed iftarını açarken şu duayı okurdu;

-“Allahümme leke sumtü ve ala rızkıke eftartü.”

peygamberimizin iftar duasıTÜRKÇE MANASI : (Ey Allah’ım, Senin rızan için oruç tuttum ve Senin rızkınla orucumu açıyorum.)

Peygamberimizin orucunu açtıktan sonra da şöyle derdi; “Susuzluk gitti, damarlar ısındı, inşallah Tealaya sevap kesinleşti.”

İslam alimlerinden Abdullah ibni Ömer Radiyallâhu ise iftar vakti şöyle dua ederdi: “Allah’ım, bütün kâinatı kaplayan rahmetinin hakkı için beni affet, günahlarımı bağışla.”

YILI KADİR GECESİ NE ZAMAN?
Ramazan ayında yer alan ve bin yıldan hayırlı olarak nitelenen Kadir Gecesi yılında 1 Temmuz cuma gününe denk geliyor. Kadir gecesi dualar ve namazlarla ifa edilecek.

YILI FİTRE NE KADAR?
yılında fitre ve fidye miktarı belirlendi. Diyanet İşleri Başkanlığı bu yıl için miktarı günlük 15 lira olarak duyurdu. 

yılı Sadaka-ı Fıtır miktarı mevcut sosyo-ekonomik hayat şartları ve bir kişinin günlük asgari gıda ihtiyacı göz önünde bulundurularak tespit edildi.

ORUÇ FİDYESİ NEDİR?

Fidye bazı ibadetlerin yapılamaması ya da yapılması sırasında birtakım kusurların işlenmesi halinde ödenen dini mali yükümlülüktür. İhtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kişiler, daha sonra kaza etmesi mümkün olmayan kimseler oruç tutamadığı her gün için fidye öder. Bir fidye miktarı bir sadaka-i fıtır miktarı kadardır.

ORUÇ FİDYESİ NE KADAR? 

Fidye fiyatları her yıl değişir ve bu da Diyanet yetkilileri tarafından açıklanır. Diyanet'in belirlediği sadaka-i fıtır miktarı bu yıl 15 lira olarak ilan edildiği için fidye miktarı da bu kadar oldu. Oruç tutmayanlar her gün için 15 lira vermek durumundalar. Bu alt sınır yani bunun altında oruç fidyesi belirlenip verilemez. İsteyen üstünde bir rakam ödeyebilir. Ramazan ayının tamamında oruç tutmayanların fidye miktarı lira yapıyor.

ORUÇ FİDYESİ İÇİN PARASI OLMAYANLAR NE YAPACAK?

Fidye vermek durumunda olan ancak maddi gücü bulunmayan kişiler ise Allah'tan af diler. Günler uzun olduğu için oruç tutamayan hasta veya yaşlılar kısa günlerde oruç tutarak kaza edebilirler.

ORUÇ FİDYESİ NE ZAMAN VERİLİR?

Oruç fidyeleri Ramazan ayının sonunda topluca verilebileceği gibi, Ramazan ayında günlük olarak ve ayın başında da verilebilir.

ORUÇ FİDYESİ KİMLERE VERİLMEZ?

Ramazan fidyesi zekat verilen kişilere verilebilir. Yani bireyin kendi torunu veya çocuğuna fidye vermesi mümkün değildir. Bunun yanında dedeye, anneye, babaya, büyük anneye, toruna, hanıma, evlada ve kafire fitre verilmez. Eğer gelin, damat, kayınvalide, kayınpeder, üvey çocuk ve kayınbirader gibi kan bağı olmayan akrabalar fakir ise onlara verilebilir. Hala, dayı, amca, teyze gibi kan bağı olan akrabalara fitre vermek daha çok sevaptır.

Ramazan ayının gelmesiyle birlikte oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli ve öğün sayısı birdenbire değişiyor. 3 öğün olan günlük beslenme, 2 öğüne düşerken, özellikle kırmızı et, ekmek, pilav, makarna, hamur işleri, tatlı, börek tüketimi artıyor.

Oysa günlük alınması gereken enerji, protein, vitamin ve mineral oranları ramazan ayında değişmiyor. Her zaman olduğu gibi ramazan ayında da amaç; yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlamak olmalıdır.

ÜŞÜMÜ VE UYUKLAMA

Oruç metabolizmada değişiklikler yaratır. Yaklaşık 12 saat süren açlık nedeniyle metabolizma az enerji harcar, vücut hareketleri yavaşlar, bazal metabolizma hızı düşer. Oruç döneminde yemekten sonra üşüme hissi ve ardından uyuklama oluşabilir, bu aç kalan vücuda hızlı ve fazla miktarda besin girmesiyle oluşan kan şekeri hızla yükselmesi ve hızla düşmesinin yarattığı titremedir.

Ramazanda Sağlıklı Beslenebilmek İçin Altın Kurallar;

Medamerikan Tıp Merkezi Beslenme Uzmanı Müge Arslan, Ramazan ayında dengeli ve yeterli beslenmenin 10 altın kuralına vurgu yaparken, değişen öğün sayısında yemek miktarının abartılmamasını öneriyor. Müge Arslan oruç tutanlara altın tavsiyelerini sıraladı.

Ramazanda Sağlıklı Beslenebilmek İçin 10 Altın Kural

1. Mutlaka sahura kalkılmalı, sahurda hafif besinler tüketilmeli.

2. Sıvı ihtiyacını karşılamak için, günde ,5 litre su tüketilmeli.

3. İftarda ilk önce hafif, az yağlı gıdalarla yemeğe başlanılmalı.

4. Yemekler yavaş yavaş ve az porsiyonlarda tüketilmeli.

5. Kan şekerini hızla yükselten besinler yerine posa miktarı fazla kepekli ürünler tercih edilmeli.

6. İftarda kızartma ve yağlı besinler yerine ızgara, haşlama, buğulama yöntemleri kullanılarak pişirilmiş hafif yemekler tercih edilmeli.

7. Tatlı tüketmek istiyorsanız, hamurlu, ağır tatlılar yerine sütlü hafif tatlılar tercih edilmeli.

8. Ara öğün olarak meyveye yer verilmeli.

9. Haftada 3 kez düzenli hafif egzersize devam edilmeli.

İftar mönüsünü hazırlarken her grup besinden dengeli bir mönü hazırlamaya özen gösterilmeli.

MUTLAKA SAHURA KALKIN!

Sahuru atladığınız zaman ortalama 18 saat gibi uzun bir süre aç kalmanıza ve metabolizma hızının yavaşlamasına neden olur. Uzun süre açlıklarda kan şekeri ve tansiyon düşer, boş midede asit salgısı artar. Halsizlik, baş ağrısı görülebilir. Sahur öğününde genellikle; yağ oranı düşük, protein içeriği yüksek, kan şekerini hızlı yükseltmeyen kompleks karbonhidratlardan oluşan bir öğün olması en idealidir. Sahur öğününü kahvaltı tarzında yapılmalıdır. Örneğin; Süt, peynir, zeytin, kepek ekmek, domates, salatalık, biber, reçel gibi kahvaltılık besinler veya süt, yulaf gevreği, meyve gibi besinlerden oluşan hafif bir öğün tüketmek en doğrusudur.

İFTARDA HAFİF AZ YAĞLI BESİNLER TÜKETİN!

İftar zamanında çok fazla yemek yiyerek midenizi doldurmayınız. Mide gerginliği tansiyonun yükselmesini sağlar. Son yapılan araştırmalar yoğun yemek sonrasında kalbe binen yük nedeniyle kalp krizi riskinin olduğu yönündedir. Yavaş ve az miktarlarda sık yemeye özen gösterilmelidir. Yemekler arasında sıvı alınmalı ki besinlerin sindirimi kolaylaşsın ve ertesi gün susuzluk hissi olmasın. Orucu ilk olarak 1 su bardağı su içtikten sonra, hurma, peynir, domates, zeytin, kepek ekmek ile orucunuzu açmalı veya çorba etli sebze yemeği gibi hafif yiyeceklerle iftara başlanmalı. Bir orta boy pideyi sekiz dilime bölüp bir dilimini alınmalı. Sindirime zaman tanımak adına dakika sonra az yağlı/ızgara et yemeği, kurubaklagil, sebze yemeği, salata, ayran, cacık gibi yemeklerle devam edilir. İftarı geniş bir zaman dilimine yayarak ve yemekler yavaş tüketmelidir. Her yudumdan sonra çatal, kaşık ve bıçağı bırakarak tekrar alma tekniğini kullanmak kişiyi yavaşlatacaktır. İki saat sonra; yarım paket bisküvi veya bir porsiyon meyve ve 1 adet diyet bisküvi veya masum bir sütlü tatlı tüketilebilir.

RAMAZAN AYINDA YAPILAN EN BÜYÜK YANLIŞLIKLAR;

ÇOK YEMEK; Bütün gün aç kalındığı için iftarda vücudun ihtiyacından çok daha fazla yemek yenir. Boş olan mideye bu kadar çok yemek yüklendiğinde, sindirim zorlaşarak, bu da midede ağırlık, ekşime, yanma, bulantı, uyuklama gibi sorunlara yol açar. Barsaklarda ise şişkinlik, kabızlık ve gaz gibi problemler oluşabilir.

ÇABUK YEMEK: Yapılan en büyük yanlışlardan biri de çok çabuk ve yeterince çiğnemeden yemek yemedir. Beyin doyma emrini dakikada verir, çabuk yemek yenildiği zaman doyma emrini henüz alamadığı için kendimizi hala aç hissederiz ve gereğinden fazla yeriz.

SAHURA KALKMAMAK YA DA SAHURDA ÇOK YEMEK: Bütün gün boş kalan midede asit salgısı artacak ve bu da çeşitli mide rahatsızlıklarına yol açacaktır. Bunun dışında açlık kan şekerinin düşmesi, tansiyonun azalması gibi sorunlarla da karşılaşılacaktır.

İFTARI SİGARA İLE YAPMAK: Aç karnına içilen sigaranın zararları çok daha fazla olduğu için yemekten önce sigara içilmemelidir.

imsakiye

Bugünün Namaz Vakitleri

Bugün Balıkesir, Balıkesir Turkey için Namaz Vakitleri Sabah Namazı Vakti  AM, Öğle Namazı Vakti  PM, İkindi Namazı Vakti  PM, Akşam Namazı Vakti  PM ve Yatsı Namazı Vaktidir  PM. En doğru BalıkesirEzan ve Namaz vakitlerini haftalık Namaz saatleri ve aylık Namaz zaman çizelgesi ile öğrenin.


Her gün namaz kılmak, dünya genelindeki tüm Müslümanların yerine getirmesi gereken en hayati ve temel görevlerden biridir. Namazlarınızı vaktinde kıldığınızda tüm sorunlarınız çözülecek ve Allah (CC)’ın inayeti üzerinizde olacaktır.

Tüm yıl için Balıkesir namaz vakitlerini zaman ve Islami Takvim  çizelgesini yazdırarak takip edebilirsiniz. Namaz Vakitleri zaman çizelgesi otomatik olarak güncellenir ve bu sayede her zaman en güvenilir ve doğru namaz vakitlerine ulaşabilirsiniz ve Ramazan takvimi  için Ramazan Dilediğiniz yerde ve zamanda namaz vakitlerini görüntülemek için Athan Uygulamasını indirebilirsiniz. Athan Uygulaması sayesinde kıldığınız namazları girebilir, her zaman kolaylıkla namaz geçmişinizi görüntüleyebilirsiniz.

Minaredeki yabancı nasıl kovuldu?

TARİHİN ÖTEKİ YÜZÜ

Ezanın dirildiği gün neler yaşandı?

14 Mayıs nasıl Cumhuriyetin hakiki kuruluş tarihi ise 16 Haziran günü de bu topraklarda İslamiyetin dirilişinin sembolüdür.

Böyle dedim ya, çok geçmez, laikçilerin dilinden suret-i Hakk’dan görünüp ‘Türkçe okunsaydı millet hiç değilse ezanın ne dediğini anlardı’ safsataları dökülüverir. Sanırsınız ki, ezan Türkçe okunsa alınları secdeden kalkmayacak.

Bu Kemalist-Laik tayfaya bakılırsa ezan ‘anlaşılacak’ bir şeymiş. Alakası yok tabii: Ezanda bilmediğin kelime ya var, ya yoktur, onu da dakikacık ayırsan öğrenirsin. Ama maksatları üzüm yemek değil ki… Sen dakikanı ayırıp ne denildiğini öğrenmeyeceksin ama benim yıllık dinimin esaslarından (şeâir-i İslamiyeden) olan ezanı yasaklatıp onu birilerinin çarpıttığı ‘çevirisiyle’ okutmaya kalkacaksın.

Ezan bir tanedir, o da Ezan-ı Muhammedî’dir. Farsçası, Çincesi, Türkçesi olmaz. Hatta ezanın Arapça olup olmadığı da Müslümanı ilgilendirmez. Benim Resulüm (sav) bana ‘Ezan budur’ dediyse ben onu bilir, onu söylerim ve hangi dilde olduğu benim için önemsizdir. Ahirette kimin arkasında duracaksan onun ezanını okursun. Mesele bu kadar basittir.

yılında Reisicumhur M. Kemal tarafından gündeme getirilen Türkçe ezan ile 18 yıl sonra Başvekil Adnan Menderes’in bastırması sayesinde serbest bırakılan Ezan-ı Muhammedî’nin çatışması yaşanmıştır bu ülkede. Osman Yüksel Serdengeçti’nin deyişiyle “Allah” demenin yasak edildiği ve aksi davranışta bulunanların cezalandırıldığı ezansız gün yaşanmıştır. Hatta Beylerbeyi’nde bir fırıncı “Türkçe ezana dil uzattığı” için savcının huzurunda bulmuştur kendini. (Cumhuriyet, 3 Mayıs )

İşte aşağıda anlatacaklarımız o –dile kolay- günden sağılmıştır ve içerisinde gözyaşları acı sulu bir pınar gibi çağlamaktadır.

Milli marş yerine ezan okudular

“ yazında Jöntürkler birer ikişer Paris’te buluştu. Paris’tekiler genellikle belirli kahvelerde oturur, birlikte yemek yerlerdi. Jöntürklerin bu toplantılarına aydın Fransız gençleri de zaman zaman katılırdı. Bir keresinde ziyafet sırası Jöntürklerdeydi. Bu davet Türklerin bir bayramına rastlamıştı. Davetliler arasında Fransızların eşleri de vardı. Davetten duygulanan Fransızlar hep bir ağızdan Marsellaise’i [Fransa’nın milli marşını] söylediler. Bu jestleriyle hürriyetçi Türkleri yüceltmek ve eylemlerini kutlamak istediler. Buna karşılık Türklerin de milli marşlarını dinlemek arzusunda bulundular. Oysa bizim milli marşımız yoktu!

Birbirlerinin yüzlerine mahcubiyetle baktılar. İçlerinde cesur olduğu kadar zeki ve atılgan olan Mehmet Bey hemen ayağa kalktı, etrafındakileri de milli marş söylenecekmiş gibi ayağa kaldırdı. Elini kulağına atıp “Allahu Ekber, Allahu Ekber” diye ezan okumaya başladı. Bütün Türkler onunla birlikte okumaya başladı. Hatta sofrada bulunan –o yıllarda Paris’te okumakta olan- Ermeni Azaryan Efendi de bu ezana katıldı. Itri’nin bestesi olan ezan, salona bir başka hava getirmişti. Bu güzel ezanı milli marşımız sanan Fransızlar üç defa tekrarlattı. (Taha Toros, O Güzel İnsanlar, Aksoy Yay., , s. )

Türkçe ezan’ın başlangıç ve bitiş serüveni

İlk Türkçe ezanı 29 Ocak ’de ikindi vakti Fatih Camii’nde Hafız Rifat okur.

18 Temmuz günü Diyanet İşleri Başkanlığı Türkçe ezan metnini tespit edip Anadolu’daki camilere tebliğ eder (İstanbul hariç tutulur).

1 Şubat ’de Bursa Ulucamii’nde Arapça ezan okunur, Cuma namazını müteakip halk valiliğe giderek ezanın Arapça okunmasına izin verilmesini rica eder ama toptan tutuklanıp Çorum’da Ağır Ceza Mahkemesi’nde cezalandırılırlar.

4 Şubat itibariyle Diyanet İşleri Başkanı Rifat (Börekçi) müftülüklere genelge göndererek Türkçe ezana en ufak bir direniş gösterenlerin “kati ve şiddetli cezalara uğratılacakları”nı bildirir.

7 Şubat günü İstanbul ve çevresinde de ezanın Türkçe okunması mecburiyeti getirilir.

2 Haziran tarihinde kabul edilen sayılı kanunla Arapça ezan okuyanların 3 ay hapsine ve lira para cezasına çarptırılmasına karar verilir (böylece laik olduğunu iddia eden devlet dinî bir ibadeti kanunla düzenleyerek kendi ayağına kurşun sıkmış olur).

16 Haziran ’de Demokrat Parti ezan yasağını kaldırır. Diyanet de tarihli genelgesini iptal eder. Böylece devlet ezandan elini çekmiş olur.

Dikkat edilirse DP ne Arapça ezanı geri getirmiş, ne de Türkçe ezanı yasaklamıştır. Yaptığı, kanunun Arapça ezan okunmasını cezalandıran fıkrasını kaldırmaktan ibarettir.

Rasim Özdenören’in ezan hatırası

Aşağıda paylaşacağım sözlü tarih hatıraları ilk kez yayınlanacaktır. İlk olarak geçen yıl ebedî âleme uğurladığımız Yedi Güzel Adam’ın sonuncusu Rasim Özdenören ağabeyin istirhamım üzerine yazıp gönderdiği şu pasajı birlikte okuyalım:

“İlk Muhammedî ezanın okunduğu gün Malatya'daydık. Babamın oraya tayini çıkmıştı. Türkiye genelinin tersine Malatya'da CHP kazanmıştı. Sanırım ezan ilk kez öğle vaktinde aslına uygun okunmuştu. Biz, dünyaya gözlerimizi: "Tanrı uludur, Tanrı uludur/Tanrıdan başka yoktur tapacak…" nidalarıyla açtığımız için, olayın dramatik boyutunu kavrayamamıştık. Ancak insanların gene de bir olağanüstülük yaşadığını görüyorduk. Rahmetli ninem bir yandan ağlıyor, bir yandan da: "Acaba harp mi çıktı, acaba kıyamet mi koptu?" diyordu. O, bu tür işleri ya harple, ya kıyametle izah ederdi.”

Rasim beyin ninesinin ezan-ı Muhammedî’nin geri döndüğü sırada milletin coşkusunu görünce “Savaş mı çıktı, kıyamet mi koptu?” diye paniğe kapılması nasıl vahim bir dönüm noktasından bahsettiğimizi anlatmış olmalıdır.

Devam edelim şahitleri dinlemeye.

“Aman ya Rabbi, neydi o manzara”

yılında rahmetli olan ve hatıralarını halen arşivimde mahfuz bulunan bir mektupla tarafıma tevdi eden Yaylacık Matbaası’nın eski sahibi Ali Sümbül o muhteşem günü şu cümlelerle resmetmişti:

“Ramazanın ilk teravihi o akşam kılınacaktı. Halkta ezanın nasıl okunacağı hakkında tereddütler vardı. Süleymaniye Camii “minelbâb ile’l-mihrâb” [kapısından mihrabına kadar]  dolmuştu. Ben 20 yaşında bir delikanlı olarak, üç şerefeli ön minarenin Haliç’e bakanının dibinde huşû‘ ile beklerken, üç şerefeli diğer ön minareden Ezan-ı Muhammedî yükseldi: “Allahu ekber, Allahu ekber…”

İki şerefeli arka minarenin diğerinden aynı usul ve aynı makamda tamlama yapılıyordu: “Allahu ekber, Allahu ekber…” Aman ya Rabbi… Ne idi o manzara… İnsanlar birbirlerine sarılarak ağlıyor, kendinden geçiyorlardı. Minareden inen müezzinlere öyle bir tehacüm [hücum] oldu ki, o hâlet-i ruhiyeyi (psikolojiyi) yazı ile ifade etmeye imkân olmaz kanaatindeyim.

Meğer Türk halkı 18 sene “Tanrı uludur… Tanrı uludur…” [şeklindeki] Türkçe ezanı dinlerken ve okurken ne ızdıraplar çekmiş… Yaşım 80’i doldurdu, hâlâ 17 Haziran günü akşamı tattığım zevkin huşû’u içindeyim.” (5 Eylül )

İşgalden kurtulmuş gibiydik

İnsanın tüylerini diken diken eden hatıraları yılında rahmetli olan din görevlisi Cemal Tunca’dan dinlemeye devam edelim:

 “Arapça ezan ilk okunduğu zaman neler hissettiniz?” diye sormuşuz. İlk Arapça ezanı okuyan talihlilerden olan Cemal hocanın cevabı aynen şu:

“O zaman ezan bana bir acayip geldi. Ben neredeydim? diye kendime sordum. Yani o duyguyu lisanla anlatmak mümkün değil. O hisleri… Hele minareye çıktığımda… O sokakta millet… O koyunlar yığılmış, evlere bayraklar asılmış, benle beraber millet tekbirler getiriyor… O gün Türkiye eğer Rus işgalinden, Yunan işgalinden kurtulsaydı belki öyle bir sevinç olmazdı.”

Ezan şehidi Menderes

Yine yılında ahiret diyarına uğurladığımız Mehmet Kırkıncı hoca ise o büyük günde Erzurum’daki atmosferi nakletsin bize:

“Ezan yasağı kalktığında Erzurum’da coşkulu bir bayram havası vardı. Erzurum’un yöresel kıyafeti olan ehram giyen kadınlar ve yıllardır Arapça ezan sesine hasret kalan halk, evlerinin damlarına, bacalarına çıkmıştı. Bazı vatandaşlar eline geçirdiği dana, tosun vb. hayvanları Allah uğrunda kesmek için bekliyordu. Tebrizkapı’dan Lalapaşa Camii’ne insanlar kalabalık bir grup olmuş, ezanın semadan yankılanmasını bekliyorlardı. İnsanlar sürurlarından (sevinçlerinden) dolayı ağlıyorlardı.

Arapça ezan okundu. Kurbanlar kesiliyor, kadınlı erkekli herkes gözyaşlarına boğulmuştu. Semadan “Allahu Ekber, Allahu Ekber” sedaları yükseliyordu. Lalapaşa Camii’nin önünde müftülük vardı. Müftü, meşhur Solakzade Sadık Efendi’ydi. Müftü ile halk bir bayram yaşıyordu. Bundan büyük bayram olmazdı. Yer yerinden oynuyordu.”

Mehmet Kırkıncı hocanın nihai kanaati Menderes’in “ezan şehidi” olduğudur:

“Allah, Menderes’in kabrini pür-nûr eylesin. Tam bir İslam kahramanıydı. Asılmasının gerçek sebebi bu meseledir. Ezandan dolayı muhalifleri 60 darbesiyle onu yönetimden aldıktan sonra idam ettiler.”

İşte 16 Haziran gününü bizzat yaşayanların kanlı canlı şahitlikleri bunlar.

Peki biz ezan-ı Muhammedî okunduğunda bunun ne büyük emeklerle ve ne tür acılar ve zulümler karşılığında kazanılmış büyük bir nimet olduğunun idrakinde miyiz

Derkenar

Benzer hatıraları okumak isteyenlere benim ilk baskısı yılında yapılmış olan Türkçe Ezan ve Menderes adlı kitabımı tavsiye ederim (yukarıdaki şahitlikler kitabın 2. cildine dahil edilecektir). Peşinden Hümayun Yayınları’ndan çıkan Ezan Şehidi Menderes adlı kitabımdan istifade edebilirsiniz.

Balıkesir için iftar vakti kaçta? Balıkesir imsak vakitleri!

Balıkesir için iftar vakti kaçta?

Türkiye Ramazan ayının ilk haftasını geride bırakmaya hazınlanırken Ankara'dan beklenen müjdeli haber geldi. Ramazan Bayramı tatilinin 9 gün olması için talepler vardı. Hükümet Bayram tatilinin 9 gün olmasına karar verdi. Buna göre bayram arefesi olan 4 temmuz pazartesi günü ile cuma günü resmi tatil ilan edildi. İki günün katılmasıyla birlikte bayram tatili 9 güne çıktı.

Mersin iftar vakti ve sahur saatleri

Diyanet İşleri tarafından belirlendi.

yılı imsakiyesine göre Mersin iftar vakti ve sahur (imsak) saatleri ile birlikte ezan vakitleri de listelendi. İşte yılı Mersin ramazan imsakiyesi;

Son dönemlerde Ramazan ayının yazın sıcak ve uzun günlere denk gelmesinden dolayı oruç tutmak zaman zaman insanları biraz zorluyor. Bu nedenle uzun saatler tutulan oruç insanlarda bazı rahatsızlıklara neden olabiliyor. Özellikle uzun saatler boyunca susuz kalmak insanları olumsuz etkileyebiliyor. İbni Malik' in rivayetine göre, Peygamberimiz bu konuda şunları tavsiye ediyor: “Dört şey yapan kişi orucu gayet rahat tutar: İftarı su ile açması, Sahuru terk etmemesi, Öğle istirahatini terk etmemesi, Güzel koku kullanması"

İftar duası, oruç tutanlar için ayrı bir önem taşımaktadır. İftar yaparken okunacak olan iftar duasının Arapçası ve Türkçe anlamı şöyle

Bismillɑhi vel hɑmdü lillâhi, ɑllâhümme leke sumtü ve ɑlâ rızkıke eftɑrtü ve ɑleyke tevekkeltü, Sübhâneke ve ni hɑmdike tekɑbbel minni, inneke entes semiul ɑliym.

İftar Duası Türkçe Anlɑmı:

Allɑhım! Senin için oruç tuttum, Senin için rızkınlɑ orucumu ɑçtım. Ancɑk Sɑnɑ tevekkül ettim. Seni hɑmdinle tesbih ederim. Allɑhım Benden kɑbul buyur. Çünkü Sen işiten ve bilensin.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır