mr ilaç vucuttan ne zaman atılır / PET/BT Öncesi Yapılması Gerekenler | Amerikan Hastanesi

Mr Ilaç Vucuttan Ne Zaman Atılır

mr ilaç vucuttan ne zaman atılır

İlaçlı Tomografinin Zararları?

İlaçlı tomografi vücuda enjekte edilen kontrast madde yardımı ile vücudun görüntülenmesi işlemine verilen

İlaçlı tomografi vücuda enjekte edilen kontrast madde yardımı ile vücudun görüntülenmesi işlemine verilen addır. Bu kontrast madde birtakım yan etkilere neden olabilir.

Öncelikle hasta kontrast maddeyi dama yoluyla aldıktan sonra kola yayılan bir sıcaklık hissi ile ağızda metalik bir tat alabilir. Kısa süreli olan bu etki 1-2 dakika içerisinde yok olacaktır. Kontrast maddede mevcut olan iyoda karşı tetkik esnasında ya da sonrasında kaşıntı, döküntü vb kendiliğinden düzelen hafif allerjik reaksiyon görülebilir.

Bunun yanında hastada, şiddetli allerjik reaksiyonlar ortaya çıkması durumunda çekimi takip etmekte olan hemşire veya uzman doktor uyarılmalıdır.

Hastanın daha önceden bilinen astım, allerji hikayesi varsa veya hasta Beta-blokör, interleukin-2 kullanıyorsa uzman doktorumuz allerjik reaksiyon riskini azaltmak için tetkik öncesi anti-allerjik ilaç önerebilir, ayrıca farklı kontrast madde uygulamasına karar verilebilir.

Daha önceden hiç allerjik reaksiyon geçirmemiş kişilerde az miktar test dozu vererek veya başka yöntemlerle kontrast madde allerji riski değerlendirmesi yapılamamaktadır. Riskli hastalarda çekim sonrası ilk 20 dakika damar yolu açık kalmalı ve hastalar bu süre dolana kadar radyoloji kliniğinden ayrılmamalıdır.

Kontrast madde vücutta parçalanarak böbreklerden atılır. Kontrast maddenin böbrekten atılmasını geciktirebilecek hastalıklarda (ileri yaş, Diabetus Mellitus, Multipl Myelom, böbrek hastalığı, gut, konjestif kalp yetmezliği) veya böbreklerde yan etki oluşturabilecek kemoterapatik veya diğer nefrotoksik ilaç kullanan hastalarda, kontrast madde kullanımı böbrek fonksiyonları üzerine olumsuz etki yapabilir. Bu durumlarda son 30 gün içersinde yapılmış olan serum Kreatin ölçümünün normal olması durumunda kontrast madde uygulanabilir. Serum Kreatin düzeyi yüksek olan kişilerde duruma göre inceleme kontrast madde verilmeksizin yapılabilir, alternatif bir yöntem (örneğin MR) uygulanabilir, çekim ertelenebilir veya tamamen iptal edilebilir.


Detaylı bilgi için randevualabilir veya 444 54 33çağrı merkezimiz ile iletişime geçebilirsiniz.

Bilgilendirme amaçlıdır.




İçeriğimiz daha önce 66 kez değerlendirilmiş ve ortalama 4 yıldız verilmiş.

01 Aralık 2014 Pazartesi - 14:57

MR Nedir? İlaçlı MR Nasıl Çekilir? Zararlı mıdır?

MR Nedir? İlaçlı MR Nasıl Çekilir? Zararlı mıdır? başlıklı yazımızda, konuya dair tüm detaylara değineceğiz. MR (manyetik rezonans görüntüleme) taraması; büyük bir mıknatıs, radyo dalgaları ve bir bilgisayar kullanarak vücuttaki yapıların net görüntülerini oluşturan bir testtir. Doktorlar, birçok farklı tıbbi durumu değerlendirmek, teşhis etmek ve izlemek için MR taramasını kullanırlar.

Medicabil Randevu Al

MR Nedir?

MR (manyetik rezonans görüntüleme) taraması, vücuttaki organların ve yapıların oldukça net görüntülerini üreten ağrısız bir testtir. MR, bu ayrıntılı görüntüleri üretmek için büyük bir mıknatıs, radyo dalgaları ve bir bilgisayar kullanır. MR taramasında X-ışınları (radyasyon) kullanılmaz.

MR Tanım

MR, X ışınları veya başka bir radyasyon kullanmaması sebebiyle insanların, özellikle de beyinleri için teşhis veya tedavi takibi amacıyla sık sık görüntülemeye ihtiyaç duyacakları durumlarda tercih edilen bir görüntüleme testidir.

Açık MR Nedir?

Açık MR, görüntüleri çeken makinenin tipini ifade eden bir terimdir. Genel olarak açık bir MR makinesinde, hastanın üstünde ve altında konumlanmış ve aralarında uzanması için geniş bir boşluk bulunan iki düz mıknatıs bulunur. Bu, iki tarafta da açık alan sağlar ve birçok insanın kapalı MR makinelerinde yaşadığı klostrofobiyi büyük ölçüde hafifletir.

Bununla birlikte açık MR cihazları, kapalı makineler kadar net görüntüler çekmezler. Kapalı MR makinelerinde, uzanılan alanın etrafında görüntüleri almak için açık bir delik veya tüp şeklinde bir mıknatıs halkası bulunur. Kapalı MR cihazları dar bir alana sahiptir. Bu, bazı insanlar için endişe ve rahatsızlığa neden olabilir ancak bu tip MR makineleri en kaliteli görüntülerin elde edilmesini sağlar.

Hasta MR taraması konusunda gerginse veya kapalı alanlardan korkuyorsa, mutlaka doktoruyla bu konuyu konuşmalıdır. Doktor gerekirse sakinleştirici (daha rahat hissetmeyi sağlayacak ilaçlar) ve hatta anestezi seçeneklerini değerlendirecektir.

İlaçlı (Kontrastlı) MR Nedir?

Bazı MR incelemelerinde kontrast madde enjeksiyonu yapılır. Kontrast madde, nadir bir toprak metali olan gadolinyum içerir. Bu madde vücutta bulunduğunda, yakınındaki su moleküllerinin manyetik özelliklerini değiştirerek görüntülerin kalitesini artırır. Bu, teşhise yardımcı görüntülerin duyarlılığını ve belirginliğini yükseltir.

İlaçlı MR

Kontrast malzeme aşağıdakilerin görünürlüğünü artırır:

  • Tümörler
  • Enflamasyon
  • Enfeksiyon
  • Belirli organların kan temini
  • Kan damarları

MR görüntülemesi kontrast madde gerektiriyorsa, bir sağlık uzmanı el veya koldaki bir damara intravenöz kateter (IV hattı) yerleştirecektir. Kontrast maddeyi enjekte etmek için bu damar yolu kullanılacaktır.

Kontrast maddeler güvenli ilaçlardır. Hafif ila şiddetli arasında değişen yan etkiler meydana gelebilir ancak ciddi reaksiyonların görülmesi çok nadirdir.

MR ile Bilgisayarlı Tomografi Arasındaki Fark Nedir?

Manyetik rezonans görüntüleme (MR), vücudun içine ait görüntüler oluşturmak için mıknatıslar, radyo dalgaları ve bir bilgisayar kullanırken, bilgisayarlı tomografi (BT) X-ışınları ve bilgisayarları kullanır.

Doktorlar, vücudun kemikli olmayan kısımlarına veya yumuşak dokulara bakmak için bilgisayarlı tomografi taramaları yerine genellikle MR taramalarını kullanmayı tercih ederler. X-ışınlarının zararlı iyonlaştırıcı radyasyonunu kullanmadığı için MR taramaları çok daha güvenlidir.

MR taramaları ayrıca beynin, omuriliğin, sinirlerin, kasların, bağların ve tendonların normal X ışınlarına ve bilgisayarlı tomografi taramalarına göre çok daha net görüntülerini çeker.

Bununla birlikte herkes MR çektiremez. MR’ın manyetik alanı metal implantları yerinden çıkarabilir veya kalp pilleri ve insülin pompaları gibi cihazların işlevini etkileyebilir. Bu durumda bilgisayarlı tomografi taraması en iyi seçenektir.

MR taraması genellikle X-ray görüntüleme (röntgen) veya bilgisayarlı tomografi taramasından daha pahalıdır.

MR Neleri Gösterir?

Manyetik rezonans görüntüleme (MR), vücudun içine ait ayrıntılı görüntüler üretir. Doktorlar, MR taramasını kullanarak başta aşağıdakiler olmak üzere vücuttaki pek çok farklı yapıya bakabilir ve bunları değerlendirebilir:

  • Beyin ve çevresindeki sinir dokusu.
  • Kalp, karaciğer, safra yolları, böbrekler, dalak, bağırsaklar, pankreas ve adrenal bezleri de dahil olmak üzere göğüs ve karındaki organlar.
  • Meme dokusu.
  • Omurga ve omurilik.
  • Mesane ve üreme organları da dahil olmak üzere pelvik organlar (Kadınlarda rahim ve yumurtalıklar, erkeklerde prostat bezi gibi).
  • Kan damarları.
  • Lenf düğümleri.

Hangi Durumlarda MR İstenir?

Doktorlar, birçok farklı koşul için tedaviye, teşhise veya izlemeye yardımcı olması için manyetik rezonans görüntülemeyi (MR) kullanırlar. Doktorun vücudun hangi bölgesini incelemek istediğine bağlı olarak farklı MR türleri vardır.

Beyin ve omurilik MR’ları aşağıdaki durumların değerlendirilmesine ve teşhis edilmesine yardımcı olur:

  • Beyin anevrizmaları.
  • Beyin ve omurilik tümörleri.
  • Travmadan kaynaklanan beyin ve omurga yaralanmaları.
  • Omurilik ve sinirlerin sıkışması veya iltihaplanması.
  • Multipl skleroz (MS).
  • Omurilik hastalıkları.
  • Omurga anatomisi ve dizilimi.
  • İnme.

Doktorlar, kardiyak (kalp ile ilgili) MR'ları aşağıdakiler başta olmak üzere çeşitli nedenlerle kullanır:

  • Kalp odacıkları ile kalp kapakçıklarının anatomisini ve işlevini, büyük damarların ve çevredeki yapıların boyutunu ve kan akışını değerlendirmek için.
  • Tümörler, enfeksiyonlar ve enflamatuvar durumlar gibi kardiyovasküler rahatsızlıkları teşhis etmek için.
  • Kalp krizinden sonra kalp kasına sınırlı kan akışı ve kalp kasında skarlaşma gibi koroner arter hastalığının etkilerini değerlendirmek için.
  • Konjenital kalp hastalığı olan çocuk ve erişkinlerde kalp ve kan damarlarının anatomisini ve işlevini değerlendirmek için.

Vücut MR'ları sayesinde hekimler bünyeyi değerlendirebilir ve aşağıdakiler başta olmak üzere çeşitli durumları teşhis edebilir:

  • Göğüsteki, karındaki veya pelvisteki tümörler.
  • Siroz gibi karaciğer hastalıkları, safra kanalları ve pankreasla ilgili sorunlar.
  • Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi iltihaplı bağırsak hastalığı.
  • Kan damarlarının malformasyonları ve damarların iltihaplanması (vaskülit).
  • Rahimde gelişmekte olan bir fetüs.

Kemik ve eklem MR'ları aşağıdakilerin değerlendirilmesine yardımcı olabilir:

  • Kemik enfeksiyonları (osteomiyelit).
  • Kemik tümörleri.
  • Omurgadaki disk anormallikleri.
  • Yaralanmalardan kaynaklanan eklem sorunları.

Doktorlar, özellikle yoğun meme dokusuna sahip veya meme kanseri riski yüksek olan kişilerde meme kanserini saptamak için bazen mamografi ile birlikte meme MR’ı da kullanabilir.

MR Güvenli midir?

MR taraması genel olarak oldukça güvenlidir ve uygun güvenlik yönergeleri izlendiğinde ortalama bir kişi için neredeyse hiçbir risk barındırmaz.

MR makinelerinin yaydığı güçlü manyetik alan kişiye zarar vermez ancak implantlar gibi sonradan yerleştirilmiş tıbbi cihazların arızalanmasına veya görüntülerin bozulmasına neden olabilir.

MR taraması kontrast madde kullanımını gerektiriyorsa çok düşük bir alerjik reaksiyon riski vardır. Bu reaksiyonlar genellikle hafiftir ve ilaçlarla kontrol edilebilir. Alerjik reaksiyonu olan kişiler varsa acil yardım için bir sağlık uzmanı hazır olacaktır.

Doktorlar, kesinlikle gerekli olmadıkça, gelişmekte olan bebeğe yönelik bilinmeyen riskler nedeniyle genellikle hamile insanlara gadolinyum kontrastlı MR taraması uygulamazlar.

Kimlere MR Çekilemez?

Çoğu durumda, birkaç tür dışında metal implantları olan kişiler için de MR incelemesi oldukça güvenlidir. Hastanın sahip olduğu cihazın MR için güvenli olduğu onaylanmadıkça, MR çekilemeyebilir. MR için güvenli kabul edilmeyen bu cihazlar aşağıdakilerdir:

MR Metal Cihaz

  • Metal eklem protezleri.
  • Bazı koklear implantlar.
  • Beyin anevrizmaları için kullanılan bazı klips türleri.
  • Kan damarlarının içine yerleştirilen bazı metal sarmal türleri.
  • Bazı eski kardiyak defibrilatörler ve kalp pilleri.
  • Vagal sinir uyarıcıları.

Doktor bir MR taraması önerirse, hastanın tıbbi geçmişi ve vücudunda olabilecek herhangi bir tıbbi cihaz veya implant hakkında ayrıntılı sorular soracaktır.

Kimler MR Çekme Ehliyetine Sahiptir?

MR çekme işlemini bir radyolog veya radyoloji teknisyeni yapacaktır. Radyolog, hastalıkları teşhis etmek için görüntüleme testleri yapan ve yorumlayan bir tıp doktorudur. Radyoloji teknisyeni, MR taraması yapmak için özel olarak eğitilmiş ve sertifikalandırılmış bir sağlık çalışanıdır.

MR Nasıl Çalışır?

Manyetik rezonans görüntüleme (MR), vücutta geçici bir manyetik alan oluşturmak için bir elektrik akımını sarmal tellerden geçirerek çalışır. Ardından makinedeki bir verici/alıcı, radyo dalgaları gönderir ve alır. Bilgisayar daha sonra vücudun taranan bölgesinin dijital görüntülerini oluşturmak için bu sinyalleri kullanır.

MR Çekimi İçin Nasıl Hazırlanmak Gerekir?

Manyetik rezonans görüntüleme (MR) tarayıcı, vücuttaki bazı metal nesnelerin ısınmasına veya olası hareketine neden olabilecek güçlü mıknatıslar ve radyo dalgası sinyalleri kullanır. Bu, sağlık ve güvenlik sorunlarına neden olabilir. Ayrıca vücuda sonradan yerleştirilmiş bazı elektronik tıbbi cihazların arızalanmasına neden olabilir.

Vücutta metal içeren nesneler veya sonradan yerleştirilmiş tıbbi cihazlar varsa, işlemi gerçekleştirecek sağlık çalışanının MR taramasından önce bunları bilmesi gerekir. Vücuda sonradan yerleştirilmiş bazı nesneler, ek düzenlemeler ve özel talimatlar gerektirebilir. Diğer bazı nesneler özel talimat gerektirmese de muayeneden önce nesnenin tam konumunu kontrol etmek için bir röntgen gerekebilir.

Aşağıdakilerden herhangi birine sahip olan hastaların, bu durumu doktoruna ve MR çekim işlemini gerçekleştirecek olan sağlık çalışanına söylemesi gerekir:

  • Kalp pili veya defibrilatör.
  • Derin beyin uyarıcıları, vagus siniri uyarıcıları, mesane uyarıcıları, omurga uyarıcıları, nörostimülatörler ve implante elektrotlar ya da teller başta olmak üzere elektronik veya implante uyarıcılar veya cihazlar.
  • Metalik eklem protezleri.
  • Koklear implant veya diğer kulak implantları.
  • Narkotik/ağrı kesici ilaçları veya spastisiteyi tedavi etmek için ilaçları pompalayanlar gibi vücuda yerleştirilmiş ilaç pompaları.
  • Programlanabilir şant.
  • Anevrizma klipsleri ve sarmalları.
  • Kalpte yer almayan stentler.
  • Kan pıhtısı filtreleri gibi filtreler.
  • Vücutta veya gözde yer alan kurşun, şarapnel gibi metal parçalar.

MR çekimi sırasında aşağıdaki cihazlar takılamaz. MR randevusunun, söz konusu bant veya cihazın değiştirilmesi gereken günle koordine edilmesi gerekir.

  • Sürekli glikoz izleme sistemi (CGM).
  • İnsülin pompası.
  • Transdermal yamalar.

İlaveten MR çekimi öncesi görevli personele aşağıdakilerle ilgili bilgi verilmesi gerekir:

  • Hamilelik durumu.
  • 30 ila 60 dakika boyunca sırt üstü yatmaya engel bir durum olup olmadığı.
  • Klostrofobinin (kapalı veya dar alanlardan korkma) olup olmadığı.

Tüm takılar ve diğer aksesuarlar evde bırakılmalı veya MR taramasından önce çıkarılmalıdır. MR ünitesinin manyetik alanını bozabilecekleri, yanıklara neden olabilecekleri veya kişiye zarar verecek mermi benzeri bir şekle dönüşebilecekleri için metal ve elektronik eşyaların muayene odasına girmesine izin verilmez. İçeri alınmasına izin verilmeyen nesneler şunlardır:

MR Takılar Çıkarılmalı

  • Takılar, saatler, kredi kartları ve işitme cihazları (Bunların hepsi içeride zarar görebilir).
  • MR görüntülerini bozabilecek tokalar, metal saç aksesuarları, balenli sutyenler ve metal fermuarlar.
  • Takma dişler gibi çıkarılabilir diş ile ilgili aksesuarlar.
  • Kalemler, çakılar ve gözlükler.
  • Vücut piercingleri.
  • Cep telefonları, elektronik saatler ve takip cihazları.

MR Taraması Ne Kadar Sürer?

Muayenenin türüne ve kullanılan ekipmana bağlı olarak, işlemin tamamı genellikle 30 ila 50 dakika sürer. İlgili sağlık çalışanı, taramanın belirli nedenine bağlı olarak hastaya daha kesin bir zaman aralığı verebilir.

MR Süre

MR Çekimi Nasıl Yapılır?

Çoğu MR çekimi ağrısızdır ancak bazı insanlar 30 dakika veya daha uzun süre boyunca hareketsiz kalmayı rahatsız edici bulabilir. Kimi hastalar MR makinesindeyken kapalı alanda uzun süre bulunmaktan dolayı endişe duyabilir. Ayrıca makine gürültülü çalıştığı için rahatsızlık verebilir.

Bir MR taramasının genel adımları ve çekim sırasında neler bekleneceği şu şekildedir:

MR Hastane kıyafeti

  • MR taraması için bir hastane kıyafeti giyilir.
  • Çoğu çekim için MR tarama yatağında yüz üstü yatılır. MR tarama yatağı, MR makinesinin içine doğru kayar.
  • MR taraması başladığında, görüntüleri çeken ekipmanın çeşitli yüksek vurma ve tıklama sesleri çıkardığı duyulacaktır. Her ses dizisi birkaç dakika boyunca sürebilir. Prosedür başlamadan önce işitme duyusunun korunması amacıyla takması için hastaya kulak tıkaçları veya kulaklıklar verilebilir.
  • En iyi görüntü kalitesini sağlamak için çekim işlemi sırasında tamamen hareketsiz olmak önemlidir.
  • Vücudun görüntülenen bölgesinin biraz ısınması normaldir. Bu durum hastayı rahatsız ederse, radyoloğa veya teknisyene söylenmesi gerekir.
  • MR teknisyeni hastaya görebilecek ve her zaman onunla iletişim kurabilecek durumda olacaktır. İnterkom sistemi, hasta tarayıcının içindeyken iki yönlü iletişime olanak tanır. Ayrıca hastanın elinde, herhangi bir sorun veya endişesi olup olmadığını ilgili personele bildirmek için basabileceği bir çağrı düğmesi olacaktır.

Bazı durumlarda, MR işlemi kontrast gerektirebilir. İlaçlı MR olarak da adlandırılan bu prosedürde, bir sağlık çalışanı MR'dan önce hastaya damar yolundan kontrast madde enjeksiyonu yapacaktır. Damar yolu biraz rahatsızlık verebilir ama bu durum uzun sürmez. Daha sonra biraz morarma görülebilir. Bazı insanlar kontrast madde enjeksiyonundan sonra ağızlarında geçici bir metalik tat hissedebilirler.

MR Klostrofobi

Klostrofobisi olanların işlem sırasında kendilerini daha rahat hissedebilmeleri için doktor sakinleştirici bir ilaç önerebilir.

MR Kontrast Maddesinin Yan Etkileri Nelerdir?

Çok nadir durumlarda, MR çekimi için kontrast madde kullanılan bazı kişilerde aşağıdakiler başta olmak üzere bazı yan etkiler görülebilir:

  • Mide bulantısı.
  • Baş ağrısı.
  • Enjeksiyon yerinde ağrı.

Kontrast maddeye karşı ürtiker, gözlerde kaşıntı veya diğer alerjik reaksiyon belirtilerinin görülmesi çok nadir karşılaşılan bir durumdur. Alerjik semptomları olanlar, bunu ilgili personele söylemelidir.

Cildin, organların ve diğer dokuların kalınlaşmasına neden olan nefrojenik sistemik fibrozis (NSF), kontrast madde ile MR’ı çekilen böbrek hastalığı olan kişilerde nadir görülen bir komplikasyondur. Bu nedenle, şiddetli böbrek hastalığı olan kişilerde MR için gadolinyum bazlı kontrast madde kullanılmayabilir.

İlaçlı MR'dan sonra vücudun farklı organlarında küçük gadolinyum izlerinin kalabileceğine dair deliller vardır. Bunun bilinen herhangi bir olumsuz etkisi olmamakla birlikte, doktor bir kontrast madde seçerken gadolinyum retansiyonunu dikkate alabilir.

MR Çekimi Sonrası Eve Dönüş

MR taraması için yatıştırıcı bir ilaç alınmadıysa, iyileşme süresi gerekmez. Kişi hemen evine gidebilir ya da normal aktivitelere devam edebilir. Muayene için yatıştırıcı ilaçlar alındıysa, eve gitmeden önce hastanın bunların etkilerinden kurtulması gerekir. Böyle bir durumda başka birinin kişiyi eve bırakması gerekebilir.

MR Sonuçları Ne Sürede Çıkar?

MR taramasından sonra bir radyolog görüntüleri analiz edecektir. Radyolog, ilgili doktorun sonuçları hastayla paylaşması ve durumu değerlendirmesi için imzalı bir rapor hazırlayacaktır.

Manyetik rezonans görüntüleme (MR), doktorların çeşitli nedenlerle kullandığı çok yararlı ve genellikle güvenli bir görüntüleme testidir. MR taramasına ihtiyacı olanların bu işlem hakkında endişeleri veya soruları varsa, bunları ilgili sağlık uzmanınıza sormaktan çekinmemeleri gerekir.

Beyne Pıhtı Atması Nedir? Tedavi Süreci

İskemik serebrovasküler hastalık olarak da bilinen beyne pıhtı atması sık görülen bir rahatsızlıktır. Oldukça ani gerçekleşen ve kısa zamanda müdahale edilmesi gereken bir hastalık olan iskemik serebrovasküler hastalık müdahale edilmediği takdirde felç, vücudun çeşitli bölgelerinde işlev kaybı, doku hasarı gibi sorunlara veya ölüme neden olabilir. Beyne atan pıhtıya zamanında ve doğru bir müdahale yapıldığında olası zararlar en aza indirilebilir. Beyne pıhtı atması ne anlama gelir, hangi sebeplerden meydana gelir, nasıl anlaşılabilir ve tedavisi nasıl yapılır gibi soruların yanıtlarına yazının devamında ulaşılabilir.

Beyne Pıhtı Atması Nedir?

Beyne pıhtı atması olarak tabir edilen durum vücudun herhangi bir yerinde bulunan kan pıhtısının kan dolaşımı yoluyla ilerleyerek beyine ulaşması ve beyin damarlarında tıkanıklığa yol açması sonucu oluşur. Beyne pıhtı atması halk arasında inme olarak da bilinir. Beyin tüm organların işleyişinden sorumlu olduğundan beyinde gelişen herhangi bir damar tıkanıklığı vücudun farklı bölgelerine etki edebilir. Beyin damarlarındaki pıhtı kan akışını ve dokuların beslenmesini engeller. Beyne pıhtı atması olayı çok ani ve kısa sürede gerçekleştiğinden yüksek risk grubundaki bireylerin düzenli kontrolleri ihmal etmemesi önem taşır.

Beyne Pıhtı Atmasının Sebepleri Nelerdir?

Beyne pıhtı atması vücutta herhangi bir damarda oluşan pıhtının kan dolaşımı ile beyne ulaşmasından kaynaklanır. Pıhtı oluşumunun pek çok olası sebebi bulunur. Pıhtı oluşumu ve beyne pıhtı atması risk faktörleri aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

  • Yaş
  • Cinsiyet
  • Irk
  • Aşırı kilo veya obezite
  • Hareketsiz hayat tarzı
  • Diyabet
  • İnsülin direnci
  • Kolesterol ile alakalı problemler
  • Sigara ve alkol kullanımı
  • Düzensiz ve bilinçsiz ilaç kullanımı
  • Genetik yatkınlık, ailede inme öyküsü bulunması

Yukarıda verilen nedenler damar yapısını ve kan akışını etkileyebilir. Örneğin obezite damarlarda yağ dokusunun artmasına neden olarak pıhtı oluşma riskini arttırır. Beyne pıhtı atması erkeklerde, kadınlara nazaran daha sık görülmektedir.

Beyne Pıhtı Attığı Nasıl Anlaşılabilir?

Hastalar, şiddetli baş ağrısı şikayeti ile sağlık kuruluşlarına başvurabilir, kol ve bacak gibi uzuvlarda hissizlik, işlev zayıflığı veya işlev kaybı görülebilir. Vücutta denge kaybının yanı sıra bilinçte bulanıklık veya bilinç kaybı, zaman zaman uyku hali gözlemlenebilir. Görmede ve konuşmada zorlanmalar, yüzde mimik kaybı gibi belirtiler de bulunabilir. Özellikle vücutta güçsüzlük ve yüzde mimik kaybının tek taraflı olması pıhtı ihtimalini düşündürür. Bu gibi belirtiler görüldüğünde vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak önemlidir.

Hastaneye beyne pıhtı atması şüphesi ile başvuran kişi hekim tarafından muayene edilerek değerlendirilir. Kişinin kan basıncının anlaşılması için çeşitli ölçümler yapılır. Bilgisayarlı tomografi yardımı veya manyetik rezonans görüntüleme teknikleri ile gerekli incelemeler yapılır. Pıhtı teşhisi konduktan sonra anjiyo uygulanarak da pıhtının durumu ve yeri tespit edilebilir, uygun konumdaysa pıhtı çıkarılabilir.

Beyne Pıhtı Atmasının Olası Sonuçları Nelerdir?

Beyne pıhtı atması sonucunda gerçekleşebilecek en ağır tablo kişinin hayatını kaybetmesidir. Beyne pıhtı atması kalp ritminde düzensizliklere yol açabildiğinden kalp dokularında hasar meydana getirebilir. Beyin pıhtısına kalp kapakçık güçsüzlüğü eşlik ediyorsa dokulara zarar gelme olasılığı artabilir. Hızlı müdahale edilmezse felç oluşabilir. Beyne pıhtı atması, bilişsel düzeyde algılama bozukluklarına ve algı kaybına, şuurda bozulmalara da yol açabilir. Bu gibi olası sonuçlar gerekli fizik tedaviler ile desteklendiğinde hastada iyileşme görülebilir. Beyne pıhtı atmasından şüphelenildiğinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması ve hastanın kontrol altına alınması büyük önem taşır.

Beyne Pıhtı Atması Nasıl Tedavi Edilir?

Beyne pıhtı attığından şüphelenildiği durumda mümkün olan en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna başvurmak ve kişiyi acil müşahede altına almak gerekir. Beyinde pıhtı olduğundan kuşkulanılıyorsa hekim tarafından tedavinin ilk aşamasında kan akışının olması gerektiği gibi devam etmesi için hastaya kan sulandırıcı ya da pıhtı önleyici ilaçlar verilebilir. Bazı durumlarda verilen ilaçlar pıhtının dağılmasını sağlayabilir. İlaç tedavisi ile pıhtı yok edilemiyosa pıhtının çıkarılması için anjiyografi yapılabilir. Pıhtı tehlikesi ortadan kaldırıldıktan sonra vücutta hareket kaybı, hissizlik gibi durumlar oluştuysa fizik tedavi seansları ile destekleyici tedaviler uygulanabilir.

Beyne pıhtı atması oldukça yüksek riskli bir tablo olduğundan kişiyi korumaya ve hastalığı önlemeye yönelik tedbirler büyük önem taşır. Kişinin vücudundaki yağ oranını azaltacak şekilde düzenli spor yapması ve dengeli beslenmesi beyne pıhtı atma ihtimalini düşürebilir. Doymuş yağlardan uzak durulması, meyve ve sebze tüketimi ve vücudun ihtiyacı olan yağların balık ve kuruyemiş gibi sağlıklı kaynaklardan alınması oldukça önemlidir. Pıhtı oluşma ihtimalini azaltmak için alınabilecek tedbirler şu şekilde sıralanabilir:

  • Düzenli ve dengeli beslenme
  • Aşırı yağlı ve tuzlu bir yemeklerin tercih edilmemesi
  • Her gün meyve ve sebze tüketilmesi
  • Hareketli bir yaşam tarzının benimsenmesi
  • Düzenli egzersiz yapılması
  • Alkol kullanımının azaltılması
  • Tütün ürünlerinden uzak durulması
  • Kan değerlerinin düzenli olarak kontrol ettirilmesi

Ağrıyı geçireyim derken, böbreğinizden olmayın

Kalp-damar sağlığı açısından da büyük önem taşıyan böbreklere en büyük zararı, tedavi ya da tanısal amaçla kullanılan bazı ağrı kesici ve antibiyotikler veriyor. Toksik nefropati olarak adlandırılan bu durumun kişide ani gelişen böbrek yetmezliğine neden olabileceğini dile getiren Nefroloji Uzmanı Dr. Serkan Yıldız, “özellikle steroid olmayan yangı giderici romatizmal ilaçlar tehlikelidir. Aynı şekilde mantar ve virüs tedavisinde kullanılan antibiyotikler ve ağır metaller de böbreklere zarar verir. Boşaltım görevinin yanı sıra kan basıncının düzenlenmesi gibi önemli bir görevi de üstlenen böbrek sağlığına dikkat etmek gerekir” dedi.

Böbrekler kalp ve kan damarlarından oluşan ve vücudun her yerine ulaşan dolaşımın önemli bir parçası. Dakikada yaklaşık 1200 ml kanın geçtiği böbrekler, kabin pompaladığı kanın da yüzde 20’sini alıyor. Günde 150-180 litre sıvının süzüldüğü böbrekler bu sıvının 1,5-2 litresinin idrar olarak atılmasını sağlıyor. Boşaltım görevinin yanı sıra hormonal, sıvı-elektrolit dengesi ve kan basıncının düzenlenmesi gibi birçok görev üstlenen böbreklerin korunması sadece böbrek hastalığının ortaya çıkmaması için değil, kalp-damar hastalığı gibi birçok hastalığın önlenmesi açısından da büyük önem taşıyor.

Ağrı Kesici ve Antibiyotikler Zarar Veriyor

Tedavi ya da tanısal amaçla kullanılan birçok ilaç ve zararlı kimyasal maddenin vücuttan öncelikli olarak böbrekler yolu ile atıldığını dile getiren Medicana International İzMİR Hastanesi Nefroloji Uzmanı Dr. Serkan Yıldız, “Bu nedenle, bu ilaç ve zararlı kimyasal maddelere bağlı olarak gelişen böbrek hastalıkları oldukça yaygındır. Nefrotoksisite kavramı böbrekte kimyasal maddeler ve ilaçların yol açtığı zararlı etkileri ifade eder. Bu zarar, hastalarda farklı klinik tablolar oluşturabilir, bunlar arasında en önemlisi akut yani ani böbrek yetmezliği  gelişimidir. Özellikle mantar ve virüs tedavisinde kullanılan antibiyotikler, steroid olmayan yangı giderici romatizmal ağrı kesiciler, radyolojik görüntüleme yöntemlerinde kullanılan kontrast maddeler, kanser tedavisinde kullanılan bazı kemoterapik ilaçlar ve altın, kurşun, civa, arsenik gibi ağır metaller toksik nefropatiye yol açar” şeklinde konuştu. 

Böbreklerimiz İçin Ne Yapmalıyız?

Böbrekleri korumanın birinci yolunun yeterli miktarda sıvı almaktan geçtiğini ifade eden Uzm. Dr. Serkan Yıldız, “böbrek ve idrar yolu enfeksiyonları zamanında tedavi edilmelidir. Böbreklere zararlı yan etkileri olan ilaç ve kimyasal maddelerden kaçınılmalıdır. Şeker hastalığı ve yüksek tansiyonu olan hastalar düzenli tedavi olmalı ve takip edilmelidir. Mesanede idrar bekletilmemeli ve sık aralıklarla idrara çıkılmalıdır. Ailede böbrek hastalığı öyküsü olanlar hekime başvurmalıdır. Tabi ki hareketsiz yaşam tarzından ve aşırı beslenmeden kaçınılmalıdır” diye konuştu.  

Sigara ve Tuzdan Uzak Durun

Sigaranın böbrek, böbrek pelvisi, üreter ve mesane kanseri gelişimini kolaylaştırıcı etkisinin uzun yıllardan beri bilindiğini belirten Uzm. Dr. Yıldız, “Bunların dışında, son yıllarda, sigaranın böbrek işlevleri üzerine olumsuz etkilerinin olduğu ve böbrek hastalarında böbrek yetersizliği gelişimini hızlandırabileceği anlaşılmıştır. Aynı şekilde, fazla miktarda alınan tuz alımı kan basıncını yükseltir, vücutta sıvı birikmesi ve kalp yetmezliğine yol açar. Günlük tuz tüketimini kısıtlamanın kan basıncını kontrolü yoluyla böbrek sağlığını koruduğu bilinmektedir. Tuzu tüketimini azaltırsak hipertansiyon sıklığı da azalır, hipertansiyon sıklığı azalırsa böbrek yetmezliği de azalır” dedi.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir