yalnızlıktan korkma fobisi nedir / Monofobi Nedir? Monofobi Belirtileri ve Tedavisi

Yalnızlıktan Korkma Fobisi Nedir

yalnızlıktan korkma fobisi nedir

kaynağı değiştir]

Monofobi, aynı zamanda autofobi, isolofobi, ve eremofobinin farklı tanımları vardır. Bunlar biraz değişiktir, ancak çoğunlukla aynı şeyi ifade eder. Merriam-Webster Tıp Sözlüğüne göre eremofobi, yalnız kalmayla ilgili korkunç bir korkudur.[5]

Uygulayıcı Tıp Sözlüğüne göre, autofobinin tanımı, yalnızlığa ya da kişinin benliğine karşı olan korkusudur.[1]

Geçmişi[değiştir

Otofobi (Yalnız Kalma Korkusu) Nedir?

Otofobi veya yalnız kalma korkusu, kişinin yalnız kalma düşüncesi ve tecrübesi ile birlikte aşırı derecede endişeli hissetmesi ve bir anksiyete bozukluğudur. Yaşanan korkular fiziksel ve psikolojik belirtileri neden olur. Yalnız kalma korkusu nedenleri arasında kişinin çocukluk dönemlerinde yaşadığı bazı travmatik olaylar ve deneyimler olduğunu düşünülmektedir. Psikoterapi, bilişsel davranışçı terapi ve maruz bırakma terapisi teknikleri ile tedavi edilebilir. Tedavi edilmediği durumlarda kişinin yaşantısını olumsuz yönde etkiler.

Yalnız kalma korkusu, monofobi olarak da adlandırılır. Kişiler, farklı insanlarla birlikteyken bile bu korkuları yaşayabilir. Kalabalık içinde kendilerini yalnız hissedebilirler veya insanların onları terk etmesinden ya da eve gidip yalnız kalmak zorunda kalmalarından endişe edebilirler.

Otofobi (Yalnız Kalma Korkusu) Neden Olur?

Otofobi nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Bu duruma neden olan faktörler arasında çocukluk dönemlerinde yaşanan olumsuz travmalar veya genetik faktörlerin yer aldığı düşünülmektedir.

Yalnız kalma korkusu nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Çocukluk döneminde bir ebeveynin boşanması veya kaybı
  • Göz ardı edilmek, önemsenmemek veya terk edilmiş hissetmek
  • Kalabalık veya farklı açık ortamlarda sevilen biri tarafından travmatik terk edilme
  • Panik atak, yaralanma, gasp, hırsızlık gibi travmatik olaylar yaşama

Bunların yanı sıra yalnız kalma korkusu risk faktörleri şu şekildedir:

Aile Öyküsü: Bireyin fobisi veya kaygı bozukluğu olan bir ebeveyn ile büyümesi, aynı veya farklı endişelere yatkın hale getirebilir.

Cinsiyet: Spesifik fobik bozukluklar, daha çok kadın bireyleri etkiler.

Panik Bozukluğu: Panik atak problemi olan kişiler yaşadıkları olumsuz deneyimleri tek başlarına kaldıklarında yaşamaktan korkabilirler.

Otofobi (Yalnız Kalma Korkusu) Belirtileri Nelerdir?

Yalnızlık korkusu yaşayan kişiler genellikle bu korkuların mantıklı olmadığını bilirler. Ancak yine de bu korkular sonucu ortaya çıkan semptom ve belirtilere engel olamazlar ve fiziksel tepkileri kontrol edemezler. Belirtiler kişiden kişiye farklı bir şekilde görülebilir. Otofobi belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

Psikolojik Belirtiler

  • Yalnız kalmamak için girmeyeceği sosyal ortamlara katılma
  • Gece uyuyamama ve yalnız kaldığında endişeli olma
  • Uyumak için müzik veya televizyon açma
  • Yalnız kalma düşüncesi ve tecrübesi ile birlikte bayılma hissi, ölüm korkusu
  • Aşırı üzüntü, kaygı, endişe, sinir, öfke gibi duygu durumları

Fiziksel Belirtiler

  • Baş dönmesi ve sersemlik hissi
  • Titreme
  • Kalp çarpıntısı
  • Aşırı terleme (hiperhidroz)
  • Mide bulantısı
  • Nefes darlığı
  • Hazımsızlık

Kişi, yalnız hissetmemek için normal zamanda girmeyeceği ortamlara ve aktivitelere katılmak isteyebilir. Genellikle geceleri yalnız kaldıklarında uyumak için televizyon veya müzik açabilirler. Bu gibi durumlar yaşanan endişe duygusundan kaynaklıdır. 
Yalnız kalan kişi yoğun bir şekilde endişe ve kaygı hissederken, terler ve kalp atışları hızlanır. Ayrıca sıcak basması, nefes almada zorlanma, çok fazla baş ağrısı gibi farklı belirtiler görülür. Bu durumu yaşayan çoğu kişi ölüm korkusunu da çok fazla yaşayabilir. 

Otofobi (Yalnız Kalma Korkusu) Kimlerde Görülür?

Fobiler her insanda ortaya çıkabilir. Ancak yaşanan bazı olumsuz deneyimleri fobileri tetikler ve ilerleyen dönemlerde gelişmesine yol açar. Otofobi her yaşta ve her cinsiyet grubunda görülebilir. Ayrıca bu tür fobiler erkeklere oranla daha çok kadınları etkiler.
Bu travmatik olaylar çoğunlukla çocukluk dönemlerinde yaşanır. Bazı çocuklar yaşadıkları bu durumlardan çok daha fazla etkilenebilir. Bu gibi durumlar ilerleyen dönemlerde yalnız kalma korkusunu tetikleyerek geliştirebilir.
Yalnız kalma korkusunun gelişimi yalnızca çocukluk dönemlerinde ortaya çıkmaz. Her yaşta görülebilir. Kişinin iş hayatında yoğun bir strese maruz kalması, ekonomik sıkıntılar yaşaması da bu gibi durumların gelişmesine yol açabilir.

Otofobi ile Yalnızlık Arasındaki Fark Nedir?

Yalnız kalma korkusu, yalnız hissetmekle farklı durumlardır. Pek çok birey yeterli seviyelerde sosyal ilişkiler kuramadığında ya da bu ilişkilere sahip olamadığında yalnızlık hissi yaşar. Bu gibi durumlarda üzülmek ve yalnız hissetmek, yalnız kalma korkusunda yaşanan semptom ve duygu durumlarından farklıdır.
Yalnız kalma korkusu olan kişiler, yalnız kaldıklarında veya yalnız kaldıklarını düşündüklerinde aşırı derecede endişe, kaygı ve korku hissederler. Korkular takıntı haline gelerek, kişiyi psikolojik ve fiziksel yönden çok fazla etkileyebilir. 

Otofobi (Yalnız Kalma Korkusu) Teşhisi

Otofobi teşhisi için kesin sonuç veren tıbbi bir test bulunmamaktadır. Yalnız kalma korkusu semptom ve belirtileri kişide gözlemlendiği durumlarda vakit kaybetmeden bir doktordan veya psikologdan destek alınmalıdır. Bozukluğun altta yatan nedenlerini tam olarak belirleyebilmek ve farklı bir hastalıklarla bağlantısı olup olmadığını anlayabilmek için bazı tıbbi testler gerekebilir.
Altta yatan nedenler psikolojik problemlere bağlı olduğu tespit edildiğinde kişiye özel tedavi planı uzman psikologlar tarafından yapılır. Ayrıca bu korkuların en az 6 ay gibi bir süreden uzun sürmesi, kişi yalnızken aşırı korku ve endişe duyması, yalnız olmayı düşündüğünde fiziksel ve duygusal belirtilerin başlaması ve günlük yaşantısını ciddi derecede olumsuz etkilemesine bakılır. 

Otofobi (Yalnız Kalma Korkusu) Tedavisi

Otofobi tedavisi kişiden kişiye farklılık gösterir ve tedavi planlaması kişiye özel yapılır. Tamamen tedavi edilebilen ve etkileri büyük oranda azaltılabilen psikolojik bir bozukluktur. Tedavisi genellikle bilişsel davranışçı terapi yöntemleriyle yapılır. Ayrıca kişinin duruma göre maruz bırakma terapisi, psikoterapi ve duyarsızlaştırma terapisi gibi farklı terapi yöntemleri uygulanabilir.

Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişsel davranışçı terapide hastanın düşünce ve duygularının belirlenmesi sağlanır. Hasta ile konuşulur, sorular sorulur ve bu korkular hakkında farklı bir bakış açısı kazandırılmaya çalışılır. Terapinin amacı hastanın deneyimlediği problemleri tek başına çözebilme becerisini kazandırmaktır. Öncelikle kişinin tedaviye açık olması ve terapiste karşı saydam olması önemlidir.

Maruz Bırakma Terapisi
Maruz bırakma terapisi bazı fobilerin tedavisinde kullanılan tedavi yöntemidir. Yalnız kalma korkusu olan kişiler bu terapi ile korkularıyla yüzleştirilir. Ancak bu durum genellikle kısa bir süre içerisinde sonuç vermez. Tedavinin ne kadar süreceği kişiye bağlı olarak değişebilir. Kişi zamanla korkuları ile yalnız kalmayı ve yüzleşmeyi öğrenir. 

Duyarsızlaştırma Terapisi
Bu tedavi yöntemiyle hastaya geçmiş dönemlerde yaşadığı olumsuz deneyimler tekrardan yaşatılır. Duyarsızlaştırma terapisinde hedef, geçmişte yaşanan kötü olaylara karşı farklı bir bakış açısı kazanmak ve bu deneyimlere karşı duyarsızlaştırmaktır. Olumlu bir bakış açısı kazandırılmaya çalışılır.
Ayrıca kaygı, endişe ve anksiyete gibi durumların tekrarlanması halinde kişiye bazı meditasyon ve nefes teknikleri öğretilerek bu korkuları kontrol edebilmesi sağlanır.

Yalnız Kalma Korkusu Nasıl Aşılır?

Kişi yalnız kalma korkusunu yenmek ve bu durumu aşabilmek için psikolojik yönden destek almalıdır. Bilişsel davranışçı terapi, maruz bırakma terapisi ve duyarsızlaştırma terapisi (EMDR) gibi psikoterapi teknikleri ile bu korular aşılabilir.

Güncelleme Tarihi: 19 Ocak

Yayınlama Tarihi: 09 Ocak

Sayfa içeriğinde yer alan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. İlgili sayfada tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğeler yer almamaktadır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Hastalıkların Psikolojik Nedenleri

Vücudumuz, ruhumuz, duygularımız, yaşadıklarımız, yaşadıklarımızın bizde bıraktığı hisler, izler vs hepsi ile bir bütünüz. Hastalıkların ruhsal, duygusal ve zihinsel boyuttaki nedenlerini anlayamaz ve iyileştiremezsek bütünsel olarak tedavi olamayız. Başımız ağrıdığında bir ağrı kesici içeriz ve ağrı hafifler ya da geçer. Fakat ağrının gerçek sebebini bulamazsak daha sonra ağrı tekrarlar. Önemli olan gerçek sebebi bulup ortadan kaldırmaktır. Genel olarak, kısaca rahatsızlıkların psikolojik sebeplerini açıklayalım. Acı, Ağrı: suçluluk duygusu. Acılar (Dokununca): ifade edilmemiş öfke. Addison Hastalığı: Duygusal bakımdan çok kötü ya da yetersiz beslenmek, kendine karşı öfke duymak. Adenoidler: Aile içinde sürtüşmeler. Çocuğun istenmediğini hissetmesi. Adetle ilgili sorunlar: dişiliğini reddetmek. Cinsel organların günahkar ya da kirli olduğuna inanmak. Ağız: Yeni fikirleri içine almayı ve beslenmeyi temsil eder. -Ağız kokusu: öfke ve intikam düşünceleri. -Ağız sorunları: sabit görüşlülük. Yeni fikirleri kabul edememek. -Ağız ülseri(Aft): suçlamak. AIDS: kendini savunmasız ve umutsuz hissetmek. Yeterince iyi olmadığına kuvvetle inanmak. Kendini seafoodplus.info suçluluk duygusu. Akciğer: Depresyon. Keder. Hayatı içine almaktan korkmak. Hayatı yaşamaktan korkmak. Akne: Kendini kabullenememek. Kendinden hoşlanmamak. Alerjiler: Kendi gücünü küçümsemek. Alkolizm: Yaptıklarının boşuna olduğuna inanmak, suçluluk ve yetersizlik hissetmek. Altını ıslatma(uyurken): Ebeveynlerden korkma. Alzheimer Hastalığı: Dünyayı ve yaşamı olduğu gibi kabul edememek, onunla ilişki kuramamak. Öfke. ALS Hastalığı: Kendi değerini kabul etmek istememek. Anemi: mutsuzluk. Hayattan korkmak. Kendini yeterince iyi bulmamak. Anfizem: Hayatı yaşamaktan korkmak. Anjin: Kendi adına çekinmeden konuşamayacağına ve ihtiyaçlarını talep edemeyeceğine karşı güçlü inanç. Anksiyete: Hayatın akışına, yaşam sürecine güvenmemek. Aneroksiya: Kendinden nefret etmek ve kendini reddetmek. Anorektal Kanama: Öfke ve düş kırıklığı. Apandisit: Hayat akışının önünü kesmek. Hayattan korkmak. Apse: Küçümseme, intikam ve hayal kırıklıkları üzerine cok düşünmek ve bu düşünceleri detaylandırmak. Arpacık: Yaşama öfkeli gözlerle bakmak, birisine kızgınşık duymak. Arteriyoskleroz: Katılaşmış dar görüşlülük, iyi ve güzeli görmeyi reddetmek. Artrit: Sevilmediğini hissetmek, başkalarını eleştirmek, içerlemek. -Artritli Parmaklar: Cezalandırma isteği, kendini mağdur edilmiş hissetmek. Astım:Bağımsızlığını hissedememek, boğucu sevgi, kendini boğulmuş hissetmek. Ağlamayı içine atmak. -Bebek ve çocuklarda astım: Hayattan korkmak. Burada olmak istememek. Ateş: Yakıcı öfke. Ayak bilekleri: Esnek olamamak ve hayattan zevk alamamak. Ayak sorunları: Gelecekten ve hayatta ilerleyememekten korkmak. Ayak mantarı: Kolaylıkla ilerleyememek. Ayak tabanı siğili: Gelecekle ilgili hayal kırıklığı ve kendi anlayışına öfkelenmek. Ayak tırnağı batması: ilerlemeye hakkı olup olmadığı konusunda endişe ve suçluluk duymak. Bacak sorunları: Gelecekten korkmak. ilerlemek istememek. Bademcik yangısı: Bastırılmış duygular. Boğulmuş yaratıcılık. Yapmak istediklerini yapamamak. Bağımlılıklar: Kendinden kaçış. Kendini nasıl sevebileceğini bilememek. Bağırsaklar sorunları: Eskiyi, ihtiyaç duyulmayanı bırakmaktan korkmak. Basur: Yetiştirememe korkuları, geçmişe duyulan öfke, bırakmaktan korkmak, kendini yük altında hissetmek. Baş ağrıları: (Migren): kendini acımasızca eleştirme. Baş dönmesi: (Vertigo): Dağınık düşünmek, kararsızlık. Dikkatle bakıp görmeyi reddetmek. Bayılma: Başa çıkamayıp bırakmak. Geçici olarak bilincini yitirmek. Beden kokusu: Kendinden hoşlanmamak. Başkalarından korkmak. Bellek Kaybı: Korku. Hayattan kaçış. Kendini savunamamak. Belsoğukluğu: Kötü bir insan olduğunu düşünmekten cezalandırılma ihtiyacı duymak. Besin Zehirlenmesi: Kendini savunmasız hissetmek. Başkalarının kontrolu ele almalarına izin vermek. Beyaz Akıntı: (Vajinit): Bir eşe veya sevgiliye karşı öfke duymak. Beyaz saç: Stres. Baskı altında olduğuna, fazla zorlandığına inanmak. Beyin tümörü: Yanlış inanç, İnatçılık. Eski düşünce kalıplarını değiştirmeyi reddetmek. Beyin-omurilik menenjiti: hastalıklı düşünme biçimi ve hayata karşı şiddetli öfke duymak. Boğaz ağrısı: Öfkeli sözcükleri zaptetmek. Kendini ifade edemeyeceğini, bu konuda aciz olduğunu hissetmek. Boğaz Düğümlenmesi: Korku. Yaşam sürecine güvenmemek. Boğulma Krizleri: yaşam sürecine güvenmemek. Çocukluk dönemine saplanıp kalmak. Boyun sorunları: İnatçılık ve esneyememek. bir olayın diğer yönlerini reddetmek. Katı ve tavizsiz olmak. Böbrek taşları: Utanç. Küçük bir çocuk gibi tepki vermek. Başarısızlık. Hayal kırıklığı. Halledilmemiş öfke. Böbreküstü Bezi sorunları: Artık kendine bakmamak, kendisiyle ilgilenmemek. Yenilgiye uğramak veya yenilgiye uğradığını düsünmek. Bright Hastalığı: Bir başarısızlık, kayıp. Kendini yeterince iyi olmayan çocuk gibi hissetmek. Bronşit: Huzursuz aile ortamı. Tartışmalar. bazen sessiz sürtüşme. Bulimia: Kendinden nefret etmek. Bu nefretin dehşet verici doldurma ve boşaltması. Bunama: Çocukluğun güvenli hislerini tekrar yaşamak istemek. Bakım ve ilgi talep etmek. Çevredeki kişileri bu şekilde yönetmek istemek. Hayatın yükünden kaçmak istemek. Bunyon: Yaşam deneyimlerinden keyif almamak. Burkulmalar: Öfke ve direnme. Belli bir yöne gitmek istememek. Bursit: Bastırılmış öfke. Şiddet isteği. Burun akması: yardım istemek. içsel ağlama. Burun Kanaması: sevgi ve tanınmak istemek. kabul edilmek istemek. Burun Tıkanıklığı: kendi değerini farkedip kabullenmemek. Candida: Kendini çok dağılmış hissetmek. Çok fazla öfke. Karşıdan çok talepte bulunmak ve karşındakine güvenmemek. Cilt sorunları: (ürtiker, sedef hastalığı, isilik): Endişe, korku. 'Ben tehdit altındayım' hissi. Ciltteki Beyaz Başlı Küçük Yağ Bezeleri: Çirkinliği gizlemek. Ciltteki Siyah Başlı Küçük Yağ bezeleri: Küçük öfke patlamaları. Cinsel Soğukluk: Korku, zevk almayı reddetmek. Babadan korkmak. Cinsel ilişkinin kötü bir şey olduğuna inanmak. Cushing Hastalığı: Zihinsel dengesizlik. kendini yenik düşmüş ve güçsüz hissetmek. Cüzam: Yeterince iyi ve temiz olmadığına dair köklü bir inanç. Çene Kasılması: Öfke. Hislerini ifade etmeyi reddetmek. Çene Sorunları: İçerleme, intikam alma arzusu. Çıbanlar: Kişinin öfkesinin patlaması. Çocuk Felci: Birisini durdurma arzusu. Felç edici kıskançlık. Çocuk Hastalıkları: Çevredeki yetişkinlerin çocuksu davranışlar sergilemesi. Yanlıs kurallara inanmak. Çürükler: (ezikler): Yaşamdaki küçük darbeler. kendini cezalandırmak. Dalak: Sabit fikirler, saplantılar. Bir şeyleri kafaya takmak. Saplantı haline getirmek. Öz sevgi eksikliği, melankoli, kızgınlık/saldırganlık,reddedilmeyi kabullenememek. Damar sertliği: Katı yüreklilik,diktatörce davranmak,hayatta engellenmişlik duygusu,açık fikirli olmamak. Depresyon: Değersizlik ve yetersizlik duygusu işe yaramazlık duygusu,umutsuzluk/karamsarlık duygusu,güneş ışığından yoksun kalmak,yakınlarını cezalandırma arzusu ve onların sevgilerini test etme ihtiyacı. Dil sorunları: Sebepleri gerçeği söylememek hayatın hazzını tadamamak Dirsek sorunları: Yeni deneyimleri kabul edememek başarıya direnç göstermek odak noktasını değiştirememek Disk kayması: Hayattaki kararsızlık destek bulamamak. Diş gıcırdatma: İfade edilmemiş kızgınlık huzur bozulmaması adına susmak zorunda kalmak huzursuzluk tıkanmış sorunlar karşısında çözümsüz hissetmek Diş çürümesi: Verdiği kararları uygulamakta başarısız hissetmek verdiği kararlara içinden güvenmek ama uygulamada cesaretsizlik Diş kökü sorunları: Kendi kararlarını başkalarının istekleri uğruna ertelemek içsel güç ve arzular ile dış baskıların çatışması Diş çarpıklığı: anne babayı hayal kırıklığına uğratma korkusu onların beklentileriyle kendi arzularının uyuşmaması Diş apsesi: intikam alma isteği incinmiş duyguları yok saymaya çalışmak. Diş taşı: kendi yaratıcı vizyonuna uygun yaşayamamak karar verememekten dolayı uzun zamandır devam eden stres Diş eti kanamaları: Verilen kararlardan haz duymamak, seçimlerin arkasında duramamak. Huzursuz bacak sendromu: Planlanan şeyleri hayata geçirememek, zamanı ve enerjiyi boşa harcamanın suçluluk duygusu, monoton yaşamdan sıkılmak ama bir şey yapmamak sorumluluk taşımak istememek, vücutta biriken stres yükü bazı aile üyelerine duyulan bilinçaltı tepki. İdrar yolları enfeksiyonu: Çocuklarda karşı cinsten olan ebeveyden sevgi almadığını hissetmek yetişkinlerde karşı cins tarafından anlaşılmamış hissetmenin tepkisi verilen isabetsiz duygusal kararlardan duyulan rahatsızlık iktidarsızlık: Cinsellikle ilgili çelişkiler cinsellikle ilgili suçluluk duygusu, anneye karşı çözümlenmemiş korkular. nevrotik bağımlılıklar, duygusal kompleksler takıntılar İltihap: Hangi bölge yada organla ilgili ise o bölgeyi ya da organı temsil eden sorunla ilgili çelişki yaşamak. İntihar düşüncesi: Yaşam sorunlarının çözümsüz olduğuna inanmak yarına umut beslememek başkalarını cezalandırma arzusu bensiz dünya olmasa da olur inancı had safhada değersizlik duygusu İshal: Bir durumdan kaçmak, şu anda bir şeye duyulan korku, düzen tutkusu bir şeyi görmek istememek. İştah eksikliği: Hayata duyulan güvensizlik ve depresyon. İştah fazlalığı: Sevgi kabul ve korunma ihtiyacının doyurulmaya çalışılması, dökülmemiş göz yaşı. Kabızlık: Geçmişe takılı kalmak kontrol tutkunluğu sahip olduklarından vazgeçememek yoksunluk duygusu Kalça sorunları: Sebepleri büyük kararlar vermekten korkmak geleceğe umutla bakamamak duygusal ve fiziksel destekten yoksun hissetmek şimdi yaşadıklarını kabul edememek Kalp sorunları: +Kalp çarpıntısı: Gelecekle ilgili endişe duymak, başkalarını kontrol etme isteği +Kalp krizi: Sevgiyi bilmemek, bencilce yaşamak +Kalp romatizması: Mutsuz bir ilişki içinde hapsolmak, kaybetme korkusuyla sevmek ve sevilmek için izin vermemek +Kalp yetmezliği sebepleri şefkat eksikliği kendini ve başkalarını affedememek +Kalp ritim bozukluğu: Düzensiz bir hayat sürmek sorumluluktan kaçma isteği +Kalp taşikardi: Sindirilmesi zor durumlarda sesini çıkaramamak endişe ve heyecan duymak Kan bozukluğu: Hayatın bazı alanlarında kendini güçsüz hissetmek, derin kızgınlık duygusu, yoğun depresyon, hayattan haz almamak, hayatın akışına ayak uyduramamak. Kan dolaşımı bozuklukları: Fazla yük taşımak sevmediğin ama bırakamadığın işte çalışmak, gerginlik ve hayal kırıklığı 'kendimi kanıtlamalıyım ama nasıl?' duygusu. Kandida (ağızda ve vajinada): İçte gittikçe büyüyen öfke, bilinçaltı boyutunda sürekli başkalarını suçlamak Kanser: Her türlü kanser hastalığı içe gömülen nefretin derin acıların kırgınlıkların hayal kırıklıklarının büyük sırların uzun süre taşınması sonucunda bedenin kendisine gösterilen acımasızlığa karşı gösterdiği tepkidir. Kişi değişime duyulan arzu ile değişim korkusu arasında uzun yıllar gidip geldiği halde kozadan çıkmak için adım atamaz. Çok değersizim hayat yaşamaya değmez inancı. Sürekli çelişkili mesajlar alarak büyümek, kapana kısılmışlık ve engellenmişlik duygusu. Kişinin zekasına uygun potansiyeli açığa çıkaracak aile ve çevre ortamından beslenememesi, birey olamamak ama ben varım ve önemliyim mücadelesi vermek. Reflü: Hazmedilemeyen davranışlar, yalan söylemekten suçluluk duymak, stres ve endişe Romatizma: İnsanlar bana haksızlık ediyor, bütün kötü şeyler beni buluyor, vah zavallı ben düşüncesi Romatoid Artrit: Kendine çelişkili mesajlar vermek yaşamın değişimlerine ayak uyduramamak kendine yetemediğini hissetmek kendini yararsız ve amaçsız hissetmek Safra Kesesi İltihabı: Kızgınlık, kıskançlık, kin, başkalarına zorla bir şeyler yaptırmaya çalışmak, kontrolcü kişilik Safra Kesesi Taşı: Aşırı gurur, affetmeyi reddetmek, başkalarının önünü kesmeye çalışmak Sağırlık: Olanları işitmek istememek, yalnız kalmak istemek, kendi dünyasına çekilme isteğ,i öz değer düşüklüğü Saman nezlesi: Acil yapılması gereken şeylerin birikmesi sonucunda yaşanan duygusal tıkanma Sarılık: Kin ve kısknaçlık duygusunu gizlemek, çok yakın birisini affedememek, anne babaya duyulan derin öfke. Randevu için arayınız : 01 02

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir