dilaver cebeci türkiyem şiiri / Türkiyem - Bütün Şiirleri - Dilaver Cebeci - Satın Al | monash.pw

Dilaver Cebeci Türkiyem Şiiri

dilaver cebeci türkiyem şiiri

Şair kalemle dertleşendir; kalemle dost, kalemle sırdaş olandır. Şair, şiirinde sevgisini, hüzünlerini, sevinçlerini bizimle paylaşandır. Aslında, şiirlerde anlatılanlar sadece şairin duyguları değildir. O, bir bakıma içinden çıktığı milletin de duygularını sunan kişidir. Hal böyleyken acaba mensup olduğu milleti, kendi şairini, yazarını hatırlıyor mu? Ona hayatta iken gereken değeri veriyor mu? Bu sorunun cevabını kendi gözlemlerimizle verebiliriz.

Biz millet olarak gerçek sanatçılara, şairlerimize ve romancılarımıza gereken ilgiyi göstermiyoruz. Bu gerçekten de düşündürücü bir durum. Büyük Atatürk’ün ifadesiyle “Sanatsız kalan toplumların hayat damarlarından birisi kopmuştur.” Hayat damarlarından birisi kopunca herhalde bu damarı vücudunda taşıyan beden de yok olmaya mahkûmdur. Onun içindir ki, bizler insanımıza sanatın önemini anlatabilmeliyiz.

"Baş koymuşum Türkiye’min yoluna,
Düzlüğüne, yokuşuna ölürüm.
Asırlardır, kır atımı suladım,
Irmağının akışına ölürüm.

Deli sular, salkım-saçak söğütler,
Kışlada kumandan asker öğütler,
Yaylalarda ata biner yiğitler,
Bozkurt gibi bakışına ölürüm.

Sevdalıyım yangın yeri bu sinem
Doksan yıldır çile çekmiş hep ninem,
Pınarlardan su doldurur Eminem,
Mavi boncuk takışına ölürüm.

Düğünüm, derneğim, halayım, barım,
Toprağım, ekmeğim, namusum, arım,
Kilimlerde çizgi çizgi efkârım,
Heybelerin nakışına ölürüm"

Bu şiir bestelendi, milli maçlarımızda yaşanan gol sevincimize ortak oldu, cep telefonlarının en çok aranan melodisi oldu. Her söylenişinde vatan sevgisini hissettirdi. Bu beste ile sanatçı Mustafa Yıldızdoğan ünlü oldu; fakat bu şiirin yazarının kim olduğu merak edilip araştırılmadı.

Türkiyem’in yazarı Dilâver Cebeci yılında Kelkit’e bağlı Dayısı köyünde doğdu. 5 yaşında iken ailesiyle birlikte Kırıkkale’ye yerleşti. Gençliği de Kırıkkale’de geçen şairin, birçok akrabası günümüzde de Kırıkkale’de ikamet etmektedir. Dilâver Cebeci Aydın’da öğretmenlik, Halk Eğitim Başkanlığı, Diyanet İşleri Neşriyat Uzmanlığı, Üsküdar Kız Meslek Lisesi’nde öğretmenlik, Marmara Üniversitesi Beden Eğitim Spor Yüksek Okulu ve İlahiyat Fakültesi’nde öğretim üyeliği görevlerinde bulunmuştur.

Şiirleri, hikayeleri, mensureleri ve mizah yazıları Devlet, Töre, Bozkurt, Türk Edebiyatı, Türk Yurdu, Güney Su, Ortadoğu, Hergün, Yeni Düşünce, Ayrıntılı Haber, Türkiye dergi ve gazetelerinde yayınlandı.. Edebiyatımıza “Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi” mizahî tipini kazandırdı.. Şiirleri: Hun Aşkı (, ikinci baskısında mensurelerini ekledi), Şafağa Çekilenler (), Ve Sığınırım İçime (), Kandahar Dağlarında Sabah Namazı (Kendi sesinden kaset, ). Mensureleri: Mavi Türkü (). Mizahî yazıları: Devranname (Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi imzasıyla, ). Oyunu: Büyü (). İktisat Tarihi ve Sosyoloji konularında makaleleri olan Cebeci’nin “Tanzimat ve Türk Ailesi” isimli kitabı yılında neşredildi. Ayrıca kendi eşine nişanlılık döneminde sitemle yazdığı “Olumsuz Koşma - Sultanım” adlı şiiri Türk Sanat Müziğimizin önemli isimlerinden Zekai Tunca tarafından bestelenmiştir.

"Yüreğime kör düğümler atıldı,
Çözemedim, çözülmüyor Sultanım,
Yıllar yılı kaderimin hükmünü,
Bozamadım, bozulmuyor Sultanım

Yollarıma tuzak konmuş bir kere,
Güvenim yok haftalara günlere,
Zamanın tesbihi saçıldı yere,
Dizemedim dizilmiyor Sultanım"

"Bir Yalnız Savaşçının Ölümü" adlı şiiri de, Selçuk Küpçük tarafından bestelenmiştir.

"Erguvan bakışlı bir akşamüstü,
Bir büyük caddede vurdular beni…
Neon lambaları yeni yanmıştı,
Yanımdan insanlar geçiyordu…"

Yukarıda birçok özelliğini anlattığımız büyük şair Dilâver Cebeci, aynı zamanda milli kültür hizmeti olarak düşündüğü kurultay faaliyetlerinden de uzak kalmamıştır. Şairin bu yönünü bilen dostları düzenlenen kurultaylara mutlaka onu davet etmişlerdir. Dilâver Cebeci, yine aldığı davetin gereğini yerine getirmek için sonsuz bir heyecan ve adeta çocuksu bir sevinçle İzmir’de yapılan Türk Kurultayına giderken bir trafik kazası geçirdi. Bu trafik kazasının etkisi ile beyninde hasar oluştu. Daha sonra hafıza kaybı da yaşayan şair 8–9 yıl boyunca bu hastalığı ile mücadele etti. Kendisini ziyarete gelen birçok dostunu hatırlayamaz durumda, ömrünün en verimli geçebilecek çağını yatağa bağlı bir şekilde geçirmiştir. Şairimizin bu sıkıntılı dönemini ve ruh halini bu ifadeler özetliyor dersek yanılmış olmayız:

"Yığılıp kalmışım bu Anadolu toprağına Sitare
Adam akıllı yorulmuşum
Ellerin böyle olmamalıydı
Ellerine acıyorum
Ve kim bilir kaç zamandan beridir
kalbimi öğütlüyorum
Durup durup ıssız yerlerde
'güçlü ol ey kalbim, güçlü ol
Daha çok işimiz var' diyorum.”

Şair daha çok işimiz var diyordu, kalbine sesleniyordu fakat vade dolmuştu. Bir bahar günü, 28 Mayıs günü aramızdan ayrıldı. Arkasında sevenlerini, öğrencilerini, okuyucularını boynu bükük bıraktı, ebedi aleme göç etti. Fakat yetmiş milyonun dilinde Türkiyem şiiriyle hatırlanacaktır.

"Uçup gitti Cennete, hak Yalavaç katına,
Ordan Özge menzil yok, ne ileri ne geri.

Gidişi bir faninin burdan göçüşü değil,
Sanki Hıtay üstüne Tanrıkut’un seferi"

Cebeci, şiirlerinde ülkemizin çalkantılı dönemlerinde ülküsü ve ülkesi uğruna can veren ülkü sahibi gençliğin ardından özlemle şu satırları kaleme almıştı:

"Onlar, Oğuz mayası gök ışığın erleri,
Onlar, ülkü çağının bahadır melekleri
Mor dağların göğsünde kaldı pençe izleri,
Haceru’l esved gözlerini gönlümüze resmettiler
Eyvah biz kaldık Esfele safilinde!
Ahsen-i takvim üzre, onlar geçip gittiler"

Onlar geçip gittiler. Kürşat misali gittiler. Onları hatırlamayan yeni nesillerin hali ne olacak? İdealsiz, fikirsiz… Gençliği eleştiriyoruz; fakat çözüm yollarını sunamıyoruz. İnsanları eleştirmek kolaya kaçmak aslında. Çıkış yolları aramak da zahmetli bir iş.

Yine şairimizin bir diğer özelliğine değinelim: Dilâver Cebeci, şiirlerinde söz sanatlarından telmih sanatını ustaca kullanmıştır. monash.pw’un çektiği çileyi bize hatırlatır.

"Ve gidin!
Nereye giderseniz gidin!
Kuyular her yerde derin!
İster Kenan illerinde, ister Mısır’da,
Zindanlar karanlık, mahzenler serin"

Hayır, yalnızca monash.pw’un çektiği çile değildir bu. Yusuf, semboldür bu dörtlükte. Ülkemde vatan ve bayrak diyen gencecik bedenlerin karanlık zindanlarda gençliğini tüketmesidir.

Bir Dündar Taşer Sagusu vardır ki onun ardından yazılmış belki de en etkileyici ifadelerdir.

"Aman karlı dağlar ne olur
Esker ağam gelende yaralarım ey olur.

Dündar Ağam, çoh görestim hardasan?
Eller sanir bir karanluk gordasan
Mene göre Tanrı nerde ordasan,

Get Cennette nebileri gör ağam,
Muhammedin sağ yanında dur ağam.

Ataş yanıp tütün göğe ağanda,
Delü kurtlar düşmanını boğanda,
Tanrıdağ’da bayaz aylar doğanda

Dündar Ağam, Ötüken’de toy edek,
Kara kımız göl olanda pay edek.

Beyle yazdım, Türklük bunu tez bilsin
Türkmen bilsin, Yörük bilsin, Uz bilsin.
Kafkas ilde bala bilsin, kız bilsin,

Dündar Ağam heç çıkmasın ürekten,
Sayasında dertleşirih iraktan."

Dilâver Cebeci geçmiş asırları, Türk’ün gücünün dünyayı titrettiği devirleri özlemle anlatır. Destanların yazıldığı çağlara, hasret vardır; Oğuz Kağan’a, Ergenekon’a, Fatih’in kılıcının keskinliğine, Yavuz’un şecaatine, Alperenlere, Hacı Bektaş-ı Veliler’e…

"Şu dumanlı doruklarda
Boz şahinler uçmaz gayrı
Gözelerden ağı çıkar
Alperenler içmez gayrı.

Obam yurdum talan oldu
Destanlarım yalan oldu
Yollar birer yılan oldu
Kervanlarım geçmez gayrı.

Hani mavi denizlerim
Üç kıtada nal izlerim
Kör mü oldu bu gözlerim
Çaşıtları seçmez gayrı”

Şair, her dönemde duyarlılığını, milli duruşunu, zulme başkaldırışını şiirleriyle dile getirmiştir. Buradan hareketle, ’lı yıllar hatırlanacağı gibi Türk-İslam alemi için kan kaybının yoğunlaştığı bir dönemdir. Ermeni’nin salyasını akıtarak Azerbaycan’a saldırması, Miloş’un torunları Sırplar’ın Bosna’da insanlıktan çıkıp çoluk çocuk demeden katledişi Dilâver Cebeci’yi susturamazdı ve erkekçe sesi ile haykırdı:

"Vakit hafif yağmurlu bir ikindidir
Sabırlı ve sâlih bir ikindidir
Bosna’da boynu kanıyor körpe bir oğlanın
Gence’de saçlarını yoluyor bir ana
Ben dönüyorum silâhlara"

Dilâver Cebeci şiirlerinde İslamiyet’in temel öğelerini ve güzelliklerini de yoğun bir şekilde işlemiştir. Ayette buyrulduğu ifade ile “Allah ile insanları aldatıp”, dünya menfaatleri için dini kullanan insanların Dilâver Cebeci’ye kulak vermesi ve “Nur Dağından Gelenler” adlı şu şiiri okuması gerekir:

"Onlar bu dünyaya niye geldiler
‘Li ya’budun’ diye diye geldiler.

Konaklı, sofralı tuğralıydılar
Bir dilim ekmekle doyageldiler.

Eline, beline, diline sahip
Kalpleri nurla yuyageldiler.

Burçlar her taraftan çağırıyordu
Onlar yıldız ile aya geldiler.

Ünlü şehirlerde ünsüz gezdiler
Bazen de bir sessiz köye geldiler.

Kutlu seferlerden zaferle dönüp
Ala sayvanlarda toya geldiler.

Din-ü devlet ile mülk-ü millete
Asi olmadılar uyageldiler.

Hem yüzleri hem sözleri güzeldi
En güzel sözleri duyageldiler.

Yedi göbek nesepleri helaldi
Helal rızıkları yiyegeldiler.

Dağları Tanrı’ydı, Süphan’dı, Nur’du,
Göklerin sesini duyageldiler!"

Sonuç olarak, bu topraklarda yetişen, bizden biri olan Dilâver Cebeci gibi şairlerimizin haykırışlarına kulak vermeli, onlara hayatta iken de hak ettikleri değeri vermeliyiz.

“Baş koymuşum Türkiyemin yoluna” şiiri kime ait? Dilaver Cebeci kimdir?

Milli Marş gibi, 7’den 70’e herkesin ezberlediği; “Baş koymuşum Türkiyemin yoluna” şiiriyle bütün Türkiye’nin gönlünde taht kurmayı başaran, Usta Şair Dilaver Cebeci’nin hayatını sizler için derledik.

Ülkücü sanatçı Mustafa Yıldızdoğan'la özdeşleşmiş meşhur “Baş koymuşum Türkiyemin yoluna” şiiri, gerçek adıyla Türkiye'm şiiri kime ait? Dilaver Cebeci kimdir, nereli, hangi dönem yaşadı, hangi eğitimleri aldı, asıl mesleği neydi, hangi görevlerde bulundu?

İşte cevabı: 

yılında Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinin Dayısı köyünde doğan Dilaver Cebeci 5 yaşında iken ailesiyle birlikte Kırıkkale’ye yerleşti. İlkokulu Kırıkkale’de, ortaokulu Merzifon ve Mersin’de, lise öğrenimini de Erzincan’da tamamladı.

İLAHİYAT KÖKENLİYDİ

yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Aydın’da öğretmen ve halk eğitimi başkanı, İstanbul Ortaköy Eğitim Enstitüsü’nde öğretim görevlisi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda neşriyat uzmanı ve Üsküdar Kız Lisesi’nde öğretmen olarak görev yaptı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde, iktisat tarihi yüksek lisansı ve sosyoloji doktorası yapan şair Marmara Üniversitesi öğretim üyeliğinden emekli oldu. 

İLK ŞİİRİ DEFNE’DE

İlk şiiri yılında Defne dergisinde çıkan Dilaver Cebeci’nin şiir, hikâye, deneme ve mizah yazıları; Devlet, Töre, Bozkurt, Türk Edebiyatı, Türk Yurdu, Ortadoğu, Hergün, Yeni Düşünce gibi gazete ve dergilerde yayınlandı. İzmir’de yapılan Türk Kurultayı'na giderken geçirdiği bir trafik kazası sonucunda ağır yaralanan şair 28 Mayıs tarihinde yaşama veda etti ve İstanbul/Çengelköy mezarlığına defnedildi. Şairin adını yaşatmak için her yıl Gümüşhane Belediyesi ve Herfene Dergisi tarafından 'Uluslararası Dilaver Cebeci Şiir Ödülü' yarışması düzenlenmektedir. Cebeci’nin Nazlı Aspay ve Çağrı Fatih isimli iki çocuğu bulunmaktadır. 
Eşi Dilaver Cebeci’yi, Mehmet Nuri Yardım’a şöyle anlatıyor:

GÖRÜCÜ USULÜYLE EVLENDİK, MUTLU YAŞADIK 

Çok kişi de ikimizin tanışıp konuşarak evlilik kararımızı verdiğimizi zannetmişlerdir. Öyle olmadı. Benim ve Dilâver'in de tanıdığı ortak bir aile dostumuz vardı. Ülkü abla ve eşi Mehmet ağabey. Bizleri birbirimize yakıştırmışlar. Konuyu Dilâver'e açmışlar o da kabul etmiş. Bize geldiler, istediler ve sonuçta, anlaşacağımıza inandık ve evlendik. Yani evliliğimiz görücü usulü ile oldu. Günümüzde görücü usulü ile evlenmenin pek çok sakıncalar doğuracağını, tanışıp birbirlerini anlayarak evlenmenin gerektiğini söyleyenler çoğunlukta. Onlara da saygı duyuyorum ama biz görücü usulü ile evlendik. 30 sene evli kaldık. 2 çocuğumuz var ve bugüne kadar da hep mutlu olarak yaşadık. 

SEVGİ DOLU BİR İNSANDI

-Dilâver Bey'in portresini çizer misiniz. Nasıl bir eş, insan olarak nasıl bir mizaca sahipti?

-Dilâver Cebeci her zaman iyi bir eş ve çocuklarına da müşfik bir baba olmuştur. Sevgi dolu bir insandır. San'atçı ve san'at âşığı bir insandı. Sanatçı bir insan her zaman duygu yüklü ve hassas olur. Hep bu düşünce ile yola çıktık ve bugüne kadar da getirdik. Evin dışındaki problemlerini ve sıkıntılarını hiçbir zaman bize aksettirmez. Kapıdan içeri girdiğinde bütün herşey dışarıda kalır. 

-Yazı veya şiir yazarken nasıl bir halet-i ruhiye içinde olur, bahseder misiniz? 

Son derece prensip sahibi bir insandı. Yapacağı işleri bir düzene koymuştur. Her şeyin bir sırası olduğuna inanır. Okulda dersi olduğu gün çalışmasını akşam yapar ve gece geç vakitlere kadar sürer. Eğer okulda dersi yok ise gündüz de odasına çekilir ve yazılarını yazar. Arasıra kendisine çay molası verir. Bazen de kafasını dinlendirmek, enerji ve moral depolamak için arkadaşları ile buluşup sohbet eder. Fakat şiir yazmanın onun için belli bir mekânı ve zamanı yoktur. İlhâm her yerde bulunur. Vapur'da, trende, evde istirahat ederken vs Meselâ bir şiirini İstanbul'dan Ankara'ya giderken trene bindiğinde başlayıp, vardığında bitirdiğini söylemişti. Bir başka şiiri yazarken de bir mısranın yerine uygun olmadığı için bir sene beklediğini bilirim. Şiirlerini yazdıktan sonra bana okur ve fikrimi sorar. Şiiri yazarken aynı doğum sancısı çeker gibi bir sancı çektiğini, fakat bitirdikten sonra doğum yapmış bir kadının rahatlaması gibi rahatladığını söyler. Dilâver Bey'in zengin bir kelime hazinesi vardır. Bu kelimeleri yerinde kullanmasını bilir. Ayrıca halk arasında unutulmaya yüz tutmuş kelimeleri de şiirlerinde sıkça görürüz. Bunları birkaç örnek ile gösterirsem daha iyi anlaşılacağını zannediyorum 'Bu bendeki çölün suya çağrısı' (Ölümsüz Koşma isimli şiirinden); 'Erguvan arzular doldu içime/Katmerli güllerin aklıma düştü/ (Aklıma Düştü isimli şiirinden), /Yüz yerimde yara vardı kapandı/ Kirpiklerin ok yağdırdı kanattı/ (Kıyamet isimli şiirinden), /Bir türkü yolları sılaya bağlar/ Telleri sızılı sazda sen varsın/ (Sen Varsın isimli şiirinden). 

VATAN, MİLLET, BAYRAK VE EZAN SEVGİSİ İLE YOĞRULMUŞ BİR İNSAN 

-Türkiyem şiiri, ülkemizde en yaygın olan ve âdeta millî bir marş gibi hafızalara kazınan bir destan oldu. Bunu siz nasıl yorumluyorsunuz? 

-Dilâver Bey vatan, millet, bayrak ve ezan sevgisi ile yoğrulmuş bir insan. Tabii ki bunları şiirlerine aksettiriyor. Atları ve dağları da çok sever, bunları da birçok şiirinde kullanmıştır. Türkiyem şiirini lise çağlarında ve gençlik heyecanı içinde yazmıştır: “Baş koymuşum Türkiye'min yoluna/Asırlardır kır atımı sularım/ Irmağının akışına ölürüm/ Doksan yıldır çile çekmiş hep ninem/ Mavi boncuk takışına ölürüm/ Düğünüm, derneğim, halayım barım/ Toprağım, ekmeğim, namusum, aşım, /Kilimlerde çizgi çizgi efkârım/ Heybelerin nakışına ölürüm.” Bazı mısralarını ve son kıtasının tamamını aldığım Türkiyem şiirinde insanımız çile çekmiş ninesini, Emine'sini, sevdiğini, toprağını, o güzel halayını, başüstüne koyduğu ekmeğini, sırtındaki heybesini, nazlı nazlı akan ırmağını, kır atını gördü.

monash.pwTürkiye bir şiirde ancak bu kadar güzel anlatılır dediler.

Çok sevdiğimiz kardeşimiz Mustafa Yıldızdoğan o güzel melodiler ile süsleyince 'Türkiyem' çok sevilen bir marş haline geldi.

ATLARI VE DAĞLARI DA ÇOK SEVERDİ

Ayrıca atları ve dağları da çok sevdiğini söylemeliyim.

“Asırlardır kır atımı suladım” (Türkiye şirinden) ,

“Varıp yoldaş oldum Akalteke atlarına” (Gece Yürüşü'nden),

“Eğerle atları Apakayım burdan gidelim” (Dönence isimli şiirden),

“Dağlar kımıldanıyor, iç denizler üşüyormuş” (Rüya isimli şiirden),

“Hükmü başlayınca dağlarda karanlığın/ Söz yıldızlarıydı pırıl pırıl yaktıklarımız” (Hüzn-i Tahattur isimli şiirden),

“Sular arınmak için sığındılar dağlara/ Dağlar yerin kazığı, dağlar birer alp-eren/ Var mıdır şunca zaman dağlardan kemlik gören / Dağlar tecelli yeri, dağların bağrı emin; /Dostlara vasiyet: Beni dağlara gömün!” (Melike isimli şiirden)

Yukarıda verdiğim misallerde görüldüğü gibi atlara ve dağlara hemen her şiirinde rastlanır. 

ESERLERİ:

Şiir:

Hun Aşkı (, )
Şafağa Çekilenler ()
Ve Sığınırım İçime ()
Deneme-makale:
Mavi Türkü ()
Devranname (, Seyyah-ı
Fakir Evliya Çelebi imzasıyla)

Oyun:

Büyü ()
İnceleme: 
Tanzimat ve Türk Ailesi ()
Şiir kaseti:
Kandehar Dağlarında Sabah Namaz (, kendi sesinden )

ÖDÜLLERİ:

- Türk Ocağı Şiir Yarışması, Birincilik Ödülü 
- Ömer Seyfettin Hikâye Yarışması, Mansiyon Ödülü 

BAŞ KOYMUŞUM

Baş koymuşum Türkiyemin yoluna
Düzlüğüne yokuşuna ölürüm
Asırlardır kıratımı suladım
Irmağının akışına ölürüm Türkiyem

Sevdalıyım yangın yeri bu sinem
Doksan yıldır çile çekmiş hep ninem
Pınarlardan su doldurur Eminem
Mavi boncuk takışına ölürüm Türkiyem

Düğünüm derneğim halayım barım
Toprağım ekmeğim namusum arım
Kilimlerde çizgi çizgi efkarım
Heybelerin nakışına ölürüm Türkiyem

dilaver-cebecijpg

(Türkiyem şairi Dilaver Cebeci, Mihriban şairi Abdürrahim Karakoç ile)

 

monash.pw

 

&#;Ölürüm Türkiyem&#; Adlı Parçanın Sözlerinin Yazarı

31,2K

MustafaYıldızdoğan&#;ın Seslendirdiği &#;Ölürüm Türkiyem&#; Adlı Parçanın Sözlerinin Yazarı Dilaver Cebeci&#;dir

 

MustafaYıldızdoğan&#;ın &#;te piyasaya sürdüğü üçüncü albümündeki çıkış parçası olan &#;ÖlürümTürkiyem&#; şarkısının sözlerini yazdığı yönünde yanlış bir algı mevcut.

Öncelikle, Ölürüm Türkiyem&#;i güfte ve bestesiyle hatırlatalım&#;

 

ÖLÜRÜM TÜRKİYEM

 

Baş koymuşum Türkiyemin yoluna
Düzlüğüne yokuşuna ölürüm
Asırlardır kır atımı suladım
Irmağının akışına ölürüm

Sevdalıyım yangın yeri bu sinem
Doksan yıldır çile çekmiş hep ninem
Pınarlardan su doldurur Eminem
Mavi boncuk takışına ölürüm

Düğünüm, derneğim, halayım, barım,
Toprağım, ekmeğim, namusum, arım
Kilimlerde çizgi çizgi efkârım,
Heybelerin nakışına ölürüm.

 

 

Mustafa Yıldızdoğan&#;ın Ölürüm Türkiyem&#;in sözlerinin sahibi sanılmasının yanı sıra Yıldızdoğan&#;ın parçanın sözlerini kendisinin yazdığını söylediği yönünde asılsız bir iddia da dolaşıma girmişti.

Örneğin, T24&#;ün Mustafa Yıldızdoğan&#;ın &#;Ölürüm Türkiyem&#;in sözleri benim, müziği değil&#; dediği iddiasını aktardığı; ancak, sonradan yayından kaldırdığı haber paylaşımı:

 

Mustafa Yıldızdoğan Ölürüm Türkiyemin Sözleri Benim

 

Mustafa Yıldızdoğan&#;ın seslendirdiği &#;Ölürüm Türkiyem&#; adlı parçanın sözlerinin yazarı Dilaver Cebeci&#;dir ().

ÖlürümTürkiyem’i seslendiren MustafaYıldızdoğan parçanın sözlerinin Dilaver Cebeci&#;ye ait olduğunu şöyle aktarmıştı:

&#;Dilaver Cebeci 14 yaşındayken, benim doğduğum yılında &#;Ölürüm Türkiyem&#; şiirini yazıyor&#;

&#;93 yılında da Türkiyem albümüne koyduğum rahmetle minnetle andığım Türkiye&#;nin en büyük şairlerinden gönül sultanım Dilaver Cebeci&#;nin şiirini besteledik.&#;

 

mustafa yıldızdoğan türkiyem

 

&#;Baş Koymuşum Türkiye’min Yoluna, Irmağının Akışına Ölürüm Türkiye’m&#; dizeleriyle tanınan &#;Türkiyem&#; adlı şiirin tamamı şu şekilde:

 

Türkiyem

 

Baş koymuşum Türkiyemin yoluna
Düzlüğüne yokuşuna ölürüm
Asırlardır kır atımı suladım
Irmağının akışına ölürüm.

 

Deli sular, salkım-saçak söğütler,
Kışlada kumandan, asker öğütler,
Yaylalarda ata biner yiğitler,
Bozkurt gibi bakışına ölürüm.

 

Sevdâlıyım yangın yeri bu sinem
Doksan yıldır çile çekmiş hep ninem
Pınarlardan su doldurur Eminem
Mavi boncuk takışına ölürüm.

 

Düğünüm, derneğim, halayım, barım,
Toprağım, ekmeğim, namusum, arım
Kilimlerde çizgi çizgi efkârım,
Heybelerin nakışına ölürüm.

 

dilaver cebeci

 

Dilaver Cebeci&#;nin kısa özgeçmişi şu şekildedir:

Türkiyem’in yazarı Dilâver Cebeci yılında Kelkit’e bağlı Dayısı köyünde doğdu. 5 yaşında iken ailesiyle birlikte Kırıkkale’ye yerleşti. Gençliği de Kırıkkale’de geçen şairin, birçok akrabası günümüzde de Kırıkkale’de ikamet etmektedir. Dilâver Cebeci Aydın’da öğretmenlik, Halk Eğitim Başkanlığı, Diyanet İşleri Neşriyat Uzmanlığı, Üsküdar Kız Meslek Lisesi’nde öğretmenlik, Marmara Üniversitesi Beden Eğitim Spor Yüksek Okulu ve İlahiyat Fakültesi’nde öğretim üyeliği görevlerinde bulunmuştur.

Şiirleri, hikayeleri, mensureleri ve mizah yazıları Devlet, Töre, Bozkurt, Türk Edebiyatı, Türk Yurdu, Güney Su, Ortadoğu, Hergün, Yeni Düşünce, Ayrıntılı Haber, Türkiye dergi ve gazetelerinde yayınlandı.. Edebiyatımıza “Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi” mizahî tipini kazandırdı.. Şiirleri: Hun Aşkı (, ikinci baskısında mensurelerini ekledi), Şafağa Çekilenler (), Ve Sığınırım İçime (), Kandahar Dağlarında Sabah Namazı (Kendi sesinden kaset, ). Mensureleri: Mavi Türkü (). Mizahî yazıları: Devranname (Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi imzasıyla, ). Oyunu: Büyü (). İktisat Tarihi ve Sosyoloji konularında makaleleri olan Cebeci’nin “Tanzimat ve Türk Ailesi” isimli kitabı yılında neşredildi. Ayrıca kendi eşine nişanlılık döneminde sitemle yazdığı “Olumsuz Koşma &#; Sultanım” adlı şiiri Türk Sanat Müziğimizin önemli isimlerinden Zekai Tunca tarafından bestelenmiştir.

 

dilaver cebeci mezarı

 

Dilaver Cebeci&#;nin tüm şiirlerinin derlendiği &#;Türkiyem&#; adlı bir kitabı da yayımlanmıştır.

 

dilaver cebeci türkiyem kitabı

 

Türkiyem şiiri kime ait?

İçindekiler:

  1. Türkiyem şiiri kime ait?
  2. Dilaver Cebeci Türkiyem şiirini ne zaman yazdı?
  3. Ölürüm Türkiyem bestesi kime ait?
  4. Irmağının akışına ölürüm Türkiyem sözleri kimin?
  5. Dilaver Cebeci Cebeci nereli?
  6. Dilaver Cebeci hangi toplulukta?
  7. Hun Aşkı kimin eseridir?
  8. Ölürüm Türkiyem Kürtçe mi?
  9. Olurum Türkiyem çalıntı mı?
  10. Ölürüm Türkiyem şarkısı Kürtçe mi?
  11. Mustafa Yıldızdoğan Türkiyem ilk ne zaman çıktı?
  12. Hun Aşkı ve Şafağa Çekilenler kimin eseridir?
  13. Dilaver Cebeci öldü mü?
  14. Ölürüm Kürdistan şarkısı ne zaman çıktı?
  15. Türkiyem şarkısı kim söylüyor?
  16. Ölürüm Türkiye şarkısı çalıntı mı?
  17. Mustafa Yıldızdoğan hangi parti?
  18. Nihat Behram hangi anlayış?
  19. Refik Durbaş hangi şiir anlayışı?

Türkiyem şiiri kime ait?

İşte Dilaver Cebeci'nin Türkiyemisimli şiirinin sözleri. Düzlüğüne, yokuşuna ölürüm, Asırlardır kır atımı suladım. Irmağının akışına ölürüm.

Dilaver Cebeci Türkiyem şiirini ne zaman yazdı?

Şairin ilk şiiri, 'te Defne dergisinde çıktı. Cebeci'nin şiirleri, hikayeleri, mensureleri ve mizah yazıları; Devlet, Töre, Bozkurt, Türk Edebiyatı, Türk Yurdu, Güney Su, Ortadoğu, Hergün, Yeni Düşünce, Ayrıntılı Haber, Türkiyegibi dergi ve gazetelerde yayınlandı.

Ölürüm Türkiyem bestesi kime ait?

Mustafa Yıldızdoğan Türkiyem/Besteciler

Irmağının akışına ölürüm Türkiyem sözleri kimin?

Mustafa Yıldızdoğan bu albümdeki Türkiyemadlı şarkı ile tüm Türkiye'de tanınmıştır. Albümdeki bütün parçaların müzikleri Mustafa Yıldızdoğan'a aittir. Ayrıca albümdeki yedi şarkının sözleride yine sanatçının kendisine aittir. Mustafa Yıldızdoğan bu albümde Türkiyemadlı şarkıya klip çekmiştir.

Dilaver Cebeci Cebeci nereli?

Kelkit, Türkiye Dilâver Cebeci/Doğum yeri

Dilaver Cebeci hangi toplulukta?

Dilaver Cebeci
Ölüm (65 yaşında) İstanbul, Türkiye
Takma adSeyyah-ı Fakir Evliya Çelebi
MeslekŞair, Akademisyen, Yazar
MilliyetTürk
2 satır daha

Hun Aşkı kimin eseridir?

Sözlerini yazdığı “Türkiyem” şarkısı ile gönüllere taht kuran Dilaver Cebeci Hun Aşkı, Sitare, Ve Sığınırım İçime, Şafağa Çekilenler, Asra Yemin Olsun ki, Tüm Şiirleri, Mavi Türkü isimli şiir kitapları; Devranname, Seyranname, Ben Kazan'a Gidiyorum, Evliya Çelebi Çocuk Kitapları Dizisi, Tanzimat ve Türk Ailesi, Türk'e

Ölürüm Türkiyem Kürtçe mi?

Paylaşımda 'Ölürüm Türkiyem' isimli şarkının Koma Qamışlo isimli Kürtbir müzisyene ait olduğu ve yılında yayınlandığı belirtiliyor.

Olurum Türkiyem çalıntı mı?

Mustafa Yıldızdoğan'ın yılında piyasaya sürdüğü “Türkiyem” şarkısının, Kürt müzik grubu Koma Qamişlo'nun 'da yayınladığı eserden çalıntıolduğu iddia edildi. Hesabında sık sık çalıntışarkı paylaşımı yapan @eyalet_lordu şunları söyledi: “Çalıntışarkıların olduğunu biliyorduk. 'e yakın çalınmış şarkı var.

Ölürüm Türkiyem şarkısı Kürtçe mi?

Paylaşımda 'Ölürüm Türkiyem' isimli şarkınınKoma Qamışlo isimli Kürtbir müzisyene ait olduğu ve yılında yayınlandığı belirtiliyor.

Mustafa Yıldızdoğan Türkiyem ilk ne zaman çıktı?

Türkiyem/Çıkış tarihi

Hun Aşkı ve Şafağa Çekilenler kimin eseridir?

Sözlerini yazdığı “Türkiyem” şarkısı ile gönüllere taht kuran Dilaver Cebeci Hun Aşkı, Sitare, Ve Sığınırım İçime, Şafağa Çekilenler, Asra Yemin Olsun ki, Tüm Şiirleri, Mavi Türkü isimli şiir kitapları; Devranname, Seyranname, Ben Kazan'a Gidiyorum, Evliya Çelebi Çocuk Kitapları Dizisi, Tanzimat ve Türk Ailesi, Türk'e

Dilaver Cebeci öldü mü?

Dilâver Cebeci/Ölüm tarihi

Ölürüm Kürdistan şarkısı ne zaman çıktı?

Mustafa Yıldızdoğan, sosyal medyada bir video eşliğinde yapılan paylaşımlarda, yılında piyasaya sürdüğü albümdeki "ÖlürümTürkiyem" şarkısının bestesinin Kürt bir müzik grubundan çalındığı iddialarına yer verildiğini anımsattı.

Türkiyem şarkısı kim söylüyor?

Türkiyem(Türkiyem, TürkiyemCennetim ), Müşerref Akay'ın besteleyip söylediği, o dönemdeki eşi Mahmut Tezcan'ın sözlerini yazdığı bir şarkı.

Ölürüm Türkiye şarkısı çalıntı mı?

Mustafa Yıldızdoğan'ın yılında piyasaya sürdüğü “Türkiyem” şarkısının, Kürt müzik grubu Koma Qamişlo'nun 'da yayınladığı eserden çalıntıolduğu iddia edildi. Hesabında sık sık çalıntışarkı paylaşımı yapan @eyalet_lordu şunları söyledi: “Çalıntışarkıların olduğunu biliyorduk. 'e yakın çalınmış şarkı var.

Mustafa Yıldızdoğan hangi parti?

Ülkücü ve Türk Milliyetçisi kimliğiyle bilinen Yıldızdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi'nin seçim müziklerini yapmaktadır. Özellikle "Türkiyem" ve partiye ithafen yaptığı "Harekete geçmek lazım" adlı eserleri Türkiye genelinde çok popüler olmuştur.

Nihat Behram hangi anlayış?

sonrası toplumcu şiirin ustaları arasında yer alır. Şiirlerinde toplumcu bir özün egemen olduğu, kavgacı tavrın öne çıktığı görülür. Yaşama sevincini, doğayı ve aşkı, toplumsal bir savaşçı olmanın kaygısıyla bileyip kaynaştırdığı şiirlerinde, toplumsal ve bireysel yaşamı yansıtan duygular bir bütün oluşturmuştur.

Refik Durbaş hangi şiir anlayışı?

İkinci Yeni esintisi ile başladığı şiiryaşamı, zamanla toplumcu yönelim kazanmıştır. Kendine özgü dili ve benzetmeleriyle, baştan beri tavrını ve varlığını keskinleştiren, anlam kadar biçime de önem veren şiirleryazmıştır.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır