bebeklerde gerinme nedenleri / seafoodplus.info GÜMÜŞ / ÇOCUKLARDA UYKUDA HAREKET BOZUKLUKLARI / UYKUDA HAREKET BOZUKLUKLARI

Bebeklerde Gerinme Nedenleri

bebeklerde gerinme nedenleri

Sağlık Rehberi

Yenidoğan Bebek Özellikleri


Yenidoğan dönemi, gebelik haftasına bakılmaksızın her bebeğin doğumdan sonraki ilk 28 gününü içerir. Bu dönem aslında bebeğin anne karnından dış ortama uyum sağlama sürecini geçirdiği dönemdir.

Bebekler hem fiziksel hem de gelişimsel özellikleri bakımından çocuk ve erişkinden farklıdır. Yenidoğanın bu farklılıklarını bilmiyorsak çoğu zaman endişe gerektirmeyecek durumlar bizleri endişeye düşürebilir.

Kafa ve saçlı deri :Yenidoğan bebeğin kafası genellikle vücuduna göre büyük ve yüzü şiş görünebilir. ‘Bıngıldak’ adı verilen başın üst, ön ve arka kısımlarında henüz kafa kemiklerinin birleşmediği yumuşak bölgeler bulunur.

Bu yapılar sayesinde, bebeğin doğum sırasında kanaldan geçerken kafa kemiklerinin birbirine yaklaşarak kafa çapının küçülmesi ve doğumun kolaylaşması sağlanır. Başın ön kısmındaki bıngıldağın kapanması ayda, arka kısmındaki bıngıldağın kapanması ise ayda gerçekleşir. Bazen bıngıldak üzerinde ağlarken şişlik görülebilir ve nabız atışı gibi hareketler hissedilebilir.

Ancak sakinken ve otururken şişlik varsa, bir hastalık belirtisi olabilir. Bebeklerin saçları doğumdan bir süre sonra dökülebilir ve yerine yenileri gelir. Bebeklerin başında yağsı maddelerin aşırı birikimi sonucu ‘konak’ denilen beyaz veya sarımsı-kahverengi renkli tabaka oluşabilir. Bu, bir çeşit deri soyulmasıdır. İyi bir bakım ve konakların yumuşatılması ile kaybolur.

Gözler : Yenidoğan birçok bebeğin göz rengi koyu-gri mavi renktedir. Birkaç ay içinde rengi değişir ve ayda kalıcı göz rengine döner. Doğumdan hemen sonra bebeğin görüş mesafesi sınırlı olduğundan ancak gözüne santimetre mesafedeki nesneleri görebilir. İlk  ay içinde parlaklık ve karanlık tonlama becerileri artmaya başlar. Göz kasları tam olarak gelişmediğinden, gözlerde ani kaymalar ve şaşılık görülebilir, ancak 3. aydan sonra devam ediyorsa doktora başvurulmalıdır.

İşitme: Yenidoğanlar ilk ay içinde insan seslerine ve özellikle sık duyduğu seslere ilgi gösterirler. Konuştuğunuzda sesin kaynağını bulmak için sesin geldiği tarafa yönelirler. Bebeklerde işitme azlığı; zihinsel gelişim, konuşma ve dil gelişimini etkilediğinden çok önemlidir. Bu nedenle tüm yenidoğanlara işitme testi taraması yapılarak varsa işitme sorunları erken dönemde tespit edilmelidir.

Memelerde büyüme: Anneden geçen hormonların etkisiyle bebeklerin meme bezlerinde şişlik görülebilir. Bazı bebeklerde meme uçlarından az miktarda süt benzeri sıvı gelebilir. Bu durum birkaç gün içinde tedavi gerektirmeden kaybolur. Meme uçlarının ovalanması ve sıkılması enfeksiyona neden olabilir.

Beslenme

Yenidoğan bebekler doğumdan sonra ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmelidir. Anne sütü, bir annenin bebeğine verebileceği en güzel ve değerli armağandır. Özellikle sarı renkli, koyu kıvamdaki ilk süt bağışıklık sisteminin gelişmesi açısından çok büyük önem taşır. Anne ve bebek açısından önemli bir sorun yoksa doğumdan sonraki ilk yarım saat içinde bebek emzirmeye başlanılmalıdır.

Emzirme hem bebeğinizin sağlıklı beslenmesini, hem de göz teması kurmanızı ve duygusal yakınlaşmanızı sağlayacaktır.

Anne sütü ile beslenen bebekler daha sık acıkırlar. Doğumdan sonraki ilk günlerde düzenli bir emme aralığı olmasa da, hafta sonra genellikle saat arayla emmek ister. Zaman içinde bebeğin mide kapasitesi ve anne sütü miktarı arttıkça beslenme sıklığı azalır. Bebek elini ağzına götürüyorsa, emme hareketleri yapıyorsa ve kucağınıza aldığınızda memeye doğru yöneliyorsa acıkmış olabilir. Ağlama, acıkmanın geç bir bulgusu olduğundan, emzirmek için bebek ağlayıncaya kadar beklenilmemelidir.

Gaz sancısı

Gaz sancıları hafif veya şiddetli olarak bir çok bebeğin yaşadığı bir sorundur. Genellikle doğumdan hafta sonra ağlama krizleri şeklinde başlar. Bazı bebekler günün belli saatlerinde sürekli ağlar, ayaklarını kendine çeker. Karınları sert ve şiş görünür. Kesin nedeni belli olmayan ‘kolik’ denilen bu durum bebek aylık olduğunda azalır. Koliği olan bir yenidoğanı rahatlatmanın en iyi yolu onu kucakta tutmak, hafif hareketlerle karnını okşamaktır. Bebeğin gaz sancısı dışındaki bir nedenden dolayı ağlamadığına emin olunmalıdır.

Uyku

Her bebeğin uyku ve uyanıklık süreleri farklılık gösterir. İlk gün günün büyük kısmını uyuyarak geçirir, birkaç saat uyanık kalır. İlk birkaç ay henüz uyku düzeni olmaz, gece ve gündüz farkını bilmez. Gece süresince bir çok kez beslenme ihtiyacı için uyanırlar. Anne sütünün artması için gece emzirmeye de devam edilmelidir. Bebek uyurken yan veya sırtüstü yatırılmaya dikkat edilmelidir. İlk aydan sonra her gece aynı saatte uyumasına özen gösterilmelidir.

Uyku öncesi ılık banyo ve masaj hem bebeğin rahatlamasına hem de daha çabuk uyumasına yardımcı olur.

Ağlama

Bebekler doğumdan itibaren annenin kokusunu, sesini ve yüzünü tanırlar, ağlayarak ve farklı sesler çıkararak kendisini anlatmaya çalışırlar. Ağlama  bebeğin iletişim kurma yoludur. İlk haftalarda günde saat ağlayabilirler. Bazı bebekler uykuya dalmadan önce dakika ağlarlar. Ancak, her ağlamanın belli bir nedeni olmayabilir, bazen nedensiz de ağlayabilir. Ağlayan bebeğe karnını doyurma, kucağa alma, altını değiştirme gibi sakinleştirme yöntemleri denenmelidir.

İlk Kaka (Mekonyum) ve İdrar

Normalde bebekler doğumdan sonra ilk 24 saat içinde kakalarını yaparlar. Bebeğin ilk kakası yeşil-siyah renkli, yapışkan kıvamlıdır. Bebek beslenmeye başladıktan sonra kakanın rengi ve kıvamı değişir. Anne sütüyle beslenen sağlıklı bir bebeğin dışkısı sarı renkte olur. Bu kaka oldukça cıvık ve suludur, bu endişelenmenizi gerektirmez. Yenidoğanın ilk 24 saat içinde sık idrar yapması normaldir. Bebek yeterince beslenemediğinde idrarın içindeki ürik asit kristalleri yoğunlaşarak bezdekırmızı-pembe renk görülmesine yol açabilir. Ancak, idrar yolu enfeksiyonu varsa veya idrara kan karışması durumunda da kırmızı renk görülebilir.

Ağız ve burun

Anne sütü ile beslenen bebeklerin dilinin beyaz olması normaldir. Ancak, ağız içinde ve dil üzerinde pamukçuk denilen bir çeşit mantar enfeksiyonu  görülebilir. Pamukçuk bebeğin beslenmesini engelleyebileceğinden tedavi edilmelidir. Emme hareketi nedeniyle dudak derisinde kabarıklıklar ve damakta içi sıvı dolu keseler görülebilir. Kendiliğinden geçen bu durumların bebeğe zararı yoktur. Yenidoğanlarda az miktarda burun tıkanıklığı ve burun akıntısı olması normaldir. Ancak, bebeğin nefes alması ve emmesini güçleştiriyorsa burun delikleri temizlenerek açılmalıdır.

Cinsel organlar

Kız bebeklerde doğumdan sonra az miktarda vajinal kanama ve akıntı görülebilir. Anneden bebeğe geçen hormonlardan kaynaklanan bu durum kendiliğinden düzelir. Erkek bebeklerin testisleri karın içinde gelişir ve bebek doğmadan testis torbasının (skrotum) içine iner. Bir yaşına kadar inmeyen testislerin ameliyat edilmesi gerekebilir. Halk arasında torbaların şişmesi ve su toplaması olarak da bilinen ‘hidrosel’, testisleri çevreleyen zarlar içinde normalden daha fazla sıvı birikimi sonucu testis torbasının şişmesi durumudur.

Çocuklarda kendiliğinden kaybolma olasılığı yüksek olduğundan 1 yaşından önce ameliyat önerilmez. Hidroselle birlikte fıtık varsa ameliyat edilmesi  gerekebilir.

Refleksler

Bebeğin ilk hafta hareketlerinin tamamı istem dışı (refleks) cevaplardan oluşur. Ağzına veya çenesine dokunulduğunda yüzünü o tarafa çevirip parmağı emmeye çalışır. Parlak ışık gördüğünde gözlerini kapatır. Yüksek sese ve ani hareketlere irkilme şeklinde cevap verir. Bu reflekslerin simetrik olmaması ve belli aylardan sonra kaybolmaması bazı hastalıkların belirtisi olabilir.

Göbek kordonu

Yenidoğan bebeğin göbek kordonu mavi-beyaz renkli bir yapıdır. Kesilen kordon hafta arasında kurur, rengi koyulaşır ve kendiliğinden düşer. Kuru ve temiz kalması yeterlidir. Özellikle bebeğin altını değiştirirken göbek kordonunun bezin dışında kalmasına özen gösterilmelidir. Bazen göbek dışarı doğru fıtıklaşmış olabilir, karın kasları kuvvetlendiğinde geçer. Göbekte kanama, iltihap oluşumu ya da kızarıklık olduğunda hemen doktora  başvurulmalıdır.

Cilt

Yenidoğan bebeğin cildinde kendiliğinden kaybolan ve tedavi gerektirmeyen bazı değişiklikler olabilir. Bebeğin özellikle kıvrımlı bölgelerinde yoğun bulunan beyaz, krem kıvamındaki  verniks doğum öncesi ve doğum sonrası cildinin korunmasını sağlar. Bu tabaka kendiliğinden ve bebek yıkandıkça kaybolur. Cilt soyulması doğumdan hemen sonra görülebilir ve birkaç hafta içinde kendiliğinden biter. Bazı bebeklerde vücudunun herhangi bir yerinde ‘doğum lekesi’ denilen lekeler olabilir. Bebeğin sırtında, kalçalarında morartı şeklindeki ‘mongol lekeleri’ çocukluk dönemine kadar kalıcı olabilirse de sonradan tamamen kaybolur. Cilde yakın olan kılcal kan damarları nedeniyle oluşan pembe, kırmızı renkli ‘port şarabı lekeleri’ genellikle bebeğin yüzünde görülür. ‘Çilek hemanjiomu’ denilen başlangıçta büyüyen, hafif kabarık olan ve çileğe benzeyen kırmızı lekeler ise uzun süre kalıcı olabilir.

Bebeğinizin cildinde tıkanmış ter ve yağ bezleri burun, yanaklar ve çenede ‘milia’ denilen toplu iğne başı büyüklüğünde beyaz noktacıkların oluşmasına neden olur. Birkaç hafta içinde bu bezler çalışmaya başlayacağından kaybolurlar. ‘Lanugo’ adı verilen ipeksi ince vücut tüyleri sırtta, omuzlarda, alında, kulaklarda ve yüzde yaygın bir şekilde bulunabilir, ilk birkaç haftada kaybolur.

* Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Anne sütü alan bebeklerde de görülüyor!

BEBEKLERDE GAZ SANCISI NASIL ANLAŞILIR?

İnfantil kolik (gaz sancısı) hafta ile 3 ay arasındaki bebeklerde haftada 3 günden fazla ve günün aynı saatlerinde en az 3 saat süren ağlama nöbetleri olarak tanımlanır. Bebeği takip eden çocuk hekimi mutlaka aileye infantil kolik hakkında detaylı bilgi vermelidir. Her ağlamanın nedeninin de gaz sancısı olmadığı unutulmamalıdır. Yüksek tonlu aşırı ağlama ile birlikte genellikle ayaklarını karna çekme, gerinme, karın şişliğinde artma, barsak seslerinin duyulması, kusma, kabızlık veya sık kaka yapma görülür. Gaz sancısı ile mücadele etmenin en etkin yolu, konuyu iyi kavrama, varsa nedenlerini ortadan kaldırma ve aşağıda belirtilen yöntemlerle bebeği sakinleştirmeye çalışmaktır. Bilinmesi gereken en önemli şey, bebek 3 veya en geç 4 aylık olduğunda bu sıkıntılı durumun ortadan kalkacağıdır.

bebegimvebiz
UYKUDA HAREKET BOZUKLUKLARI

ÇOCUKLARDA UYKUDA HAREKET BOZUKLUKLARI

İnfantlar günlük yaşamlarının yarısından fazla zamanı uykuda geçirir. Erişkinler ise günün üçte birlik kısmını uykulu geçirirler. Uyku aktif bir süreç olup her zaman dinlendirici değildir. Uyku sık sık değişik hareketler içermekte olup bu hareketlerin bir kısmı normal iken bir kısmı da patolojik temeller içerir. Pediatrik Nörologlar uykuda ortaya çıkan hareketlerin yorumlanması ve açıklanması ile sık olarak karşılaşırlar. Açıklanan hareket anormal, uykuyla ilişkili bir hastalığın bileşeni, veya önceden var olan bir hareket bozukluğunun devamı veya nöbet olabilir.

Doktorlar uyku bozukluklarının bir hastalığın belirtisi olabileceğini uzun süredir bilselerde primer ilk uyku bozukluğunun tanımlanması yılında olmuştur. REM uykusunun ve gece boyunca tekrarlayan NREM uykunun keşfi,  REM uykusunun aktif bir süreç olduğu ve farklı nörofizyolojik anormalliklerin varlığının tanınmasına olanak sağlamıştır.

Uyku döneminde ortaya çıkan hareketlerin sınıflamasında uyku-uyanıklık siklusunun bilinmesi gerekmekte olup burada kısa bir uyku fizyolojisinden bahsedilecektir.

UYKU FİZYOLOJİSİNE GENEL BAKIŞ

Uyku uyanıklık siklusu üçe ayrılır:

Uyanıklık

NREM

REM uykusu

Her evre kendine özgü fizyolojik özellikler ve karekterler içermekte olup bunlarda polisomnografi ile kayıt edilebilmektedir.

NREM uykusu tipik olarak uykuyu başlatan evre olup uykululuk dönemi uyku ile birleşir.

NREM uyku 4 evreye ayrılır.

Evre 1: Posterior dominant ritmin kaybolması, zemin aktivitesinde hafif yavaşlama ve verteks keskinlerin ortaya çıkması

Evre 2: Uyku iğcikleri ve K kompleksleri ayırt edici özellikleridir.

Evre 3: Hz lik, 70 mikrovolt dan daha büyük, 30 saniyelik periyodların % sini oluşturan dalgalar.

Evre 4: 30 saniyelik evrenin %50'sinden daha fazlasını kapsayan yavaş dalgalar içerir.

REM uykusu aralıklı hızlı göz hareketlerini, istemli kaslarda kas tonusunun olmaması ve değişken frekans ve düşük amplitüt de EEG ile karekterizedir.

Büyük çocuklarda ve erişkinlerde uyku mimarisi gece boyunca ilerleyici sikluslar içermektedir.

Uykunun başlangıcında; uykululuk evresinden bireysel hareketlerle evre 1 uykuya ve ardından evre 2, takibinde delta yavaş uykuya (evre) geçiş olur. dakika sonra REM uykusunun ilk siklusu oluşur ve dakikada sonlanır. Delta uykusuna girmeden önce evre 1 ve 2 uyku oluşur. REM uykusunun diğer epizodu dakika sonra meydana gelir. Gece ilerledikçe NREM-REM siklusları kez oluşur. Sabah erken saatlerde siklus evre uyku ve REM arasında değişebilir. Gecenin 2/3 ünde NREM delta uykusu hakimken son 1/3 ünde REM uykusu daha baskındır. Gelişimsel olarak uyku sistemi çocuklarda hızla olgunlaşır. Hayatın ilk yıllarında REM uykusu baskınken okul öncesi ve okul çağında ise NREM evre uyku daha fazladır. Normal vücut hareketleri, pozisyon değişiklikleri infantlarda daha yaygınken yaşla birlikte azalmaktadır. Erişkin ve büyük çocuklarda oluşan  REM dönemindeki motor inhibisyon infantlarda görülmez. Erişkinlerde uyku periyodunun yarısı evre 2 uykuda %20'si evre , ve %20'side REM uykusunda geçer. Uyku uyanıklık siklusunun düzenlenmesi kortex, talamus, beyinsapı ve hipotalamus arasında nöronal aktivitenin koordinasyonu ile ortaya çıkan kompleks bir aktivitedir.

Hipotalamus preoptik bölgesi uyku başlamasında major bölge olup bu bölgedeki nöronların beyin sapı ile etkileşimi sonrası dorsal raphe, locus cerelous, lateralodorsal tegmental nükleus ve pedünkülopontin nöronların inhibisyonu sonucu uyku sağlanır. Anterior hipotalamusda bulunan suprakiazmatik nükleus retinohipotalamik yol ile ışığı algılar ve majör sirkadien pacemaker gibi davranarak motor aktiviteyi oluşturur.

UYKUDA HAREKETLERİN SINIFLAMASI

I. Uyku ilişkili hareket bozuklukları ( istemsiz uyku ve uykuya geçişde oluşan hareketler)

            A. Myoklonus

            B. Dissomnia ile ilişkili hareket bozuklukları

                        1. Katapleksi

                        2. Periyodik ekstremite hareketleri

                        3. Huzursuz bacaklar sendromu

            C. Parasomni ilişkili hareketler

                        1. Arousal NREM bozuklukları

                        2. Uyku-uyanıklık geçiş bozuklukları

                        3. REM bozuklukları

            D. Diğerleri

II. Gün içerisinde var olan ve uykuda devam eden hiperkinetik hareket bozuklukları

III. Uykuda oluşan nöbetler

IV. Diğer ilişkili faktörler (Gastroözafagial reflü, sleep apne, panik ataklar)

yılı uluslararası uyku hastalıkları sınıflamasında uyku ile ilişkili hareket bozuklukları

•Huzursuz bacaklar sendromu

•Periodik ekstremite hareket bozukluğu

•Uyku ile ilişkili bacak krampları

•Uyku ilişkili buruksizm

•Uyku ilişkili ritmik hareket bozukluğu

•Uyku ilişkili hareket bozukluğu, belirtilmemiş

•Uyku ile ilişkili hareket bozukluğu;ilaç veya madde kullanımına bağlı

•Tıbbi duruma bağlı uyku ile ilişkili hareket bozukluğu

Izole semptomlar, normal varyantlar
• Sleep starts (hypnic jerks)
• Benign sleep myoclonus of infancy
• Hypnagogic foot tremor and alternating leg muscle activation (ALMA) during sleep
• Propriospinal myoclonus at sleep onset
• Excessive fragmentary myoclonus         olarak belirtilmiştir.

UYKU İLİŞKİLİ MYOKLONİK BOZUKLUKLAR

HİPNİK JERK (SLEEP STARTS; HYPNAGOGİC JERKS)

Uyanıklık ve NREM uyku dönemleri arasındaki geçiş sleep starts veya hypnic jerklerin özelliği olabilir. Bu hareketler sıklıkla düşme illüzyonları, canlı rüyalar ve diğer duyularla ilişkili olarak vücudun tümü veya bir kısmını içine alan ani ortaya çıkan jerkler şeklindedir. Nadiren hastayı uyandırabilir. Sık olmadıkça benign ve normal gidişatlıdır. Aşırı sleep starts olması migrenli ve nörolojik yetmezliği olan çocuklarda sıktır. Akustik sleep starts'lar genellikle benign olup çok nadiren beyin sapı lezyonları ile ilişkili olabilmektedir. Tedavi gerekmez. Nadiren insomniaya neden olabilir.  Emosyonel stres, gün içinde yoğun fiziksel aktivite, kafein ve diğer stimülanların kullanımı sıklığı ve ciddiyetini arttırabilir. Ciddi vakalarda jerkler her gece olmakta ve 6 aydan daha uzun süren vakalarda kronikleşmeden bahsedilir.

BENİGN NEONATAL UYKU MYOKLONUSU

Benign neonatal uyku myoklonusu aralıklı, tekrarlayıcı, tek taraflı veya iki taraflı büyük ölçüde uyku ile sınırlı hareketlerdir. Başlangıç genellikle hayatın ilk aylarıdır ve myoklonus birkaç ay devam edebilir. Jerkler gürültü ile tetiklenebilirsede genellikle kısa kümeler halinde birkaç dakika devam eder ve sonlanır.  Hareket sıklığı saniyede bir olup bürst süresi ms dir ve 'li kümeler halinde oluşur. Kümeler bir saati aşabilir ve sonlanabilir, genellikle bebeği uyandırmaz ve uyanıklıkla myoklonus sonlanır. Jerkler genellikle uykunun tüm evrelerinde görülebilir fakat sıklıkla NREM döneminde sıktır. Nörolojik muayene normaldir. Gelişimsel gerilik ve nöbetlerle ilişkisi yoktur. Ailede benzer hikaye olabilir.

Tanınması önemli olup hastaya gereksiz ve pahalı olan EEG ve MRG tetkiklerinden kaçınılmalıdır. Antikonvülzan ilaçlar faydasız ve gereksiz olup şikayetlerde artmaya neden olabilir.

PROPRİOSPİNAL MYOKLONUS

Myoklonik jerkler genellikle gövdeyi tutar. Ekstremitelere uzanabilir ve küçük bir hasta gurubunda da uyanıklık ve dalgınlık geçiş döneminde oluşabilir. Bazı hastalarda abdominal kaslarla sınırlı olup, bacaklar ve boyuna yayılabilir ve uyanıklık durumunda da görülebilir.

Diğerlerinde ise kişi dalgınken, rahatken ve istirahat halindeyken görülebilir. Hareketler uyku indüksiyonunu zorlaştırabilir ve hafif uyku sırasında kaybolabilir. Gövdede ve karında fleksiyon ve  ekstensiyona neden olabilir. Uyanıklık ve uykuya geçiş döneminde gelişirse insomniaya neden olabilir. Kronik bir durum olup uyku bozukluğuna neden olabileceğinden klonozepam kullanılabilir.

NREM UYKUDA ORTAYA ÇIKAN YOĞUN FRAGMENTER MYOKLONUS

Genellikle NREM uykuda görülen fakat REM uykusunda da görülebililen kısa asimetrik yüz ve distal ekstremitelerde oluşan seyirme benzeri jerklerdir. İzole olabileceği gibi değişik uyku bozukluklarında da görülebilir. Obstrüktif uyku apne sendromu ile birlikteliği olabilir. Mitokondriyal hastalıklarla birlikte olabilir. Ciddi formlarında uykuda bölünme ve gün içerisinde aşırı uykululuğa neden olabilir. Bu vakalarda karbamazepin, klonozepam pramipexole kullanılabilir.

NAKTURNAL FACİOMANDİBULAR MYOKLONUS

Bu bozukluk izole veya kısa süreli şok benzeri çene hareketleridir. NREM uykuda ortaya çıkar ve bruksizim ile karışabilir. Bir anne ve oğlunda bu hareketler sırasında dilde tekrarlayan ısırmalar ve kanama bildirilmiştir. Ağrı nedeniyle uykuyu bozabilir ve ailesel olma özelliği vardır.

DİSSOMNİALARLA İLİŞKİLİ HAREKETLER

Dissomnialar uykunun başlatılması ve devamı ve gün içerisinde aşırı uyku ile karekterize hastalıklardır.

NARKOLEPSİ

Klinik özellikler:

Gündüz aşırı uyku hali

Katapleksi

Uyku hallusinasyonları

Uyku paralizileri(%15)

           Gündüz aşırı uyku hali tanı için gerekli olup dayanılmaz bir uyku hali mevcuttur. İstemsiz kısa uykular ve uyku atakları araba sürerken, konuşurken, yürürken ve yemek yerken oluşabilir.

Uyku atakları ve uyanıklığın azaldığı epizodlar yanlışlıkla senkop veya konvülziyon zannedilebilir.

Katapleksi değişik şekillerde ortaya çıkabilir genellikle yerçekimine karşı koyan kasları tutmakla birlikte Sdece diz bükülmesi şeklinde, kafanın ani düşmesi, yüz kaslarında titreme, kollarda güçsüszlük ve yere çökme tarzında olabilir. Çocuklarda dizlr, kafa, ve çene en çok tutulan vücüt bölgeleri olup 1/3 ünde çene ve gözkapaklarında güçsüzlük kataplektik atağa eşlik edebilir. Günlük olabileceği gibi süre saniyeler ve dakikaları bulabilir. Gülek en önemli uyarıcı faktör olmakla birlikte, heyecanlanma, sürpriz, gıdıklanma, korku, öfke de uyarıcı olabilir. Çocuklarda özellikle uyarıcı bir faktör olmadan spontan olarakta katapleksi gelişebilir.

Uyku halüsinasyonları veya rüya gibi deneyimler uykuya dalma esnasında veya uyanma esnasında görülebilir. Görsel, işitsel, koku, tat şeklinde olabilir. Narkolepsili hastaların % sında tespit edilmiştir.

Uyku paralizileriREM uykusu döneminde hareket yeteneğinin kaybı ile karekterize uyku başlangıcı veya uyanırken oluşseafoodplus.info atonisi ve paralizisi genellikle 10 dakikadan az sürer. Uyku paralizisi narkoleptik hastaların %17 -%80 ninde gözlenirken normal insanlardada oluşabilir.

Narkolepsi de oranında görülür ve oldukça nadirdir. Hastaların çoğu seafoodplus.infoa bulgu verirken 10 yaş altında oldukça nadir olup hastaların sadece %10’u bu yaşta görülür. Katapleksi % hastada ilk semptom olabilir. Katapleksi ayrıca Nieman pick hastalığı, Norri’s hastalığı, Prader –Willi sendromu ve beyin sapı lezyonlarında görülebilir.

Patofizyoloji:

Hipokretin(Orexin) sistemi narkolepside sorumludur. Posterior hipotalamusdaki perifornikal hücreler tarafından sentez edilen bir peptiddir. Bu nöronlar SSSne genişçe projekte olurlar bunlar limbik sistem, intrahipotalamik nükleuslar, periventriküler bölgeler,. Monoaminerjik hücre gururplarırdır(locus cerelous, raphe nükleusları, ventral tegmental alanlar, ve tuberomamiller nükleusdur). Hipokretinin potansiyel rolü normal uyku düzeninin devamını sağlamaktır. Narkolepsi-katapleksili hastalarda yapılan çalışmalarda CSF de hipokretin düzeylerinde azalma(pg/ml) tanısaldır.

Tanı: Narkolepsi klinik bir tanıdır. Multipl uyku latans testi tanıda yardımcıdır. Katapleksi hikayesi ve birden fazla anormal  REM uyku geçişi görülmesi tanı için yeterlidir. Diğer tanısal yaklaşımlardan HLA DQB1 ve HLA DQA1 ve CSF da hipokretinin pg/ml altında bulunmasıdır.

Tedavi:  Eğitim,iyi uyku alışkanlığı, gündüz öğlen uykuları, danışmanlık ve farmakoterapidir. Modafinil ve stimülanlar( metilfenidat, anfetaminler) gündüz aşırı uykuda oldukça etkilidir. Sık ve ciddi katapleksi durumunda ise trisiklik anti depresanlar (imipramin, klomipramin)  seratonin geri alım inhibitörleri(fluoxetine,paroxetine) venlafaxine, ve sodyum oxybate oldukça etkilidir. Sodyum oxybate gama hidroxibütirat formülasyonu olup katapleksinin azaltılmasında ve gün içi uykularında oldukça etkilidir.

HUZURSUZ BACAKLAR SENDROMU

HBS erişkinlerde 4 bileşenden oluşur

seafoodplus.info huzursuzluk ve buna eşlik eden anormal duyular: etkilenen kişiler karşı konulamaz bir şekilde ekstremitelerini hareket ettirmek arzusundadır. rahatsız edici, şiddetli, üzücü,sürünen, emekleyen,zıplayan, ve vucudun bir bölgesinde akatisis şeklinde gergin duyular eşlik eder.

2. Motor huzursuzluk: Bu hareketler tipik olarak bacakları içerir fakat semptomlar ilerledikçe yayılım gösterebilir.

seafoodplus.info süre otourulduğunda ve yatıldığında semptomlarda alevlenmeler olur fakat yürüme ve germe ile geçici rahatlama gözlenir.

seafoodplus.infoiyen kalıp:Semptomlar akşam ve geceleri artarken sabahları daha iyi olur.

pozitif aile hikayesi, primer fiziksel bir anormalliğin olmaması, dopaminerjik tedaviye yanıt ve gün içi aşırı uyku hali destekleyici klinik özelliklrdir.

Periyodik ekstremite hareketleri HBS'lu hastaların %80'ninde görülürken bu durumun olmaması HBS'nu dışlamaz.

HBS orta yaş ve yaşlı erişkinlerin hastalığıdır. çocuklarda prevelans çalışmalrında % oranında bildirilmiştir. Çocuklardaki tanı kriterleri erişkinlerin sahip olduğu kriterlere ilaveten kişinin bacaktaki rahatsızlığı kendi kelimeleri ile tanımlaması ve aşağıdaki 3 destekleyici bulgunun ikisine sahip olmalıdır. Bunlar

seafoodplus.infoşa göre uyku düzensizliği

seafoodplus.infojik aileden birisinde HBS tanımlanması

seafoodplus.infomnografide Periyodik ekstremite hareket skorunun saatte 5 den fazla olması.

Pediatric HBS'da uykuya dalmada ve devam ettirmede problemler tanı öncesinde mevcut olabilir. Büyüme ağrıları, ADHD,parasomniler,anksiyete,depresyon ve periyodik ekstremite hareketleri yaygın görülen komorbit durumlardıseafoodplus.info ferritin düzeyleri çoğu HBS çocukta düşük bulunmuştur. Remisyon olabilirken progresive gidişat genellikle göseafoodplus.infotik ve familyal vakalarda nörolojik muayene seafoodplus.infoer formlarında renal yetmezlikte görülebilir ayrıca demir, vitamin b 12 ve folat eksikliği ile gebelşikte semptomlarda artış gözlenir.

Patofizyoloji

Primer HBS genetiktir ve en az 5 gen lokusu bulunmuştur. sebebbi tam olarak bilinmememtedir ve spesifik bir lezyon tespit edilmemiştir. Demir eksikliği ile dopamaminerjik sistem arasındaki anormal etkileşim sonucu olduğu düşünülmektedir.

Tedavi:

Demir ışında tüm farmakoterapiler semptomatikdir. Levodopa ve ilave dekarboksilaz inhibitörleri anormal duyuların, periyodik ekstremite hareketlerinin, uyku kalitesinin ve hayat kalitesinin düzelmesine yardımcı olur. Uzun süreli kullanımlarda rebound olarak semptomlarda artma görülebilir. Benzodiazepinler, gabapentin, ve karbamazepin semptomların düzelmesinde etkili olup dirençli vakalarda opioidlerde kullanılabilir.

Uykuda periyodik ekstremite hareketleri

heriki ayakta periyodik ortaya çıkan hareketleri ve nadirende kollarda uykuda oluşan hareketleri tanınmlamak için kullanılan geniş bir terimdir. tipik olarak üçlü bir fleksiyona benzer ayak bileğinden ayağın hızlı fleksiyonu, başparmağın dorsofleksiyonu ve diğer parmakların yelpaze gibi açılması ve diz ve kalçada parsiyel fleksiyon ve sonrasında posturun düzleşmesi şeklindedir. Hareketler saniye sürer ve saniyede bir tekrar edebilir. Ataklar dakikalar ve saatlerce sürebilir hatta tüm uyku dönemi boyunca sürebilir. Uykuda periyodik ekstremite hareketleri anterior tibial kasa elektrod yerleştirerek doğrulanır ve tanımlama kriterlerine göre skorlama yapılır. Genellikle uykuda NREM evre 1 ve 2 uyku döneminde görülür. Hatte uyanık dönemde ve nadirende evre uykuda da görülebilir. Tekrarlyan hareketler nöbet aktivitesinin aksine farklı özellikler gösterir. Periyodik tekrarlayıcı özellik hafif NREM uykuda uyarılır bu durum uykuda periyodik ekstremite hareketinin önemli özelliğidir.

Uykuda periyodik ekstremite hareketlerinin genel popülasyondaki prevelansı % seafoodplus.info olarak orta ve daha ileri yaşlarda görülür. Geniş vakalı bir pediatrik seride görülme prevelansı % olarak bulunmuştur. Episodlar hiçbir uyku bozukluğu olmadan görülebileceği gibi, uykudan uyanma ile ilişkili olabilir ve buda gün içi aşırı uyumalara neden olur. Huzursuz bacaklar sendromuna ilaveten Uykuda peryodik ekstremite hareketlerinde diğer uyku bozuklukları ile ilişkili olabilir. Bunlar Narkolepsi, REM uykusu davranış hastalıklarıdır. Ayrıca dopa cevaplı distoni, Tourette sendromu,Huntington's hastalığı, Parkison hastalığı,Stiff person hastalığı,hiperekplexia, ADHD, Williams sendromu ayrıca lösemi,lenfoma,üremi ilaçlarda antidepresan ve antipsikotiklerin kullanımı sırasındada görülebilir.

Patofizyoloji

Etiyoloji halen net değil fakat HBS gibi ferritinin rolü üzerinde durulmaktadır. Uykuda periyodik ekstremite hareketlerinin tedavisinde özellikle HBS olan hastalarda görülenlerinde Dopaminerjik ajanlar, benzodiazepinler, ve opioidler kullanılabilir.

PARASOMNİALARLA İLİŞKİLİ HAREKETLER

İstenmeyen motor, sözlü, veya davranışsal fiziksel fenomenleri içeren ve uyku döneminde ortaya çıkan hipersomni veya insomnia ile ilişkili olmayan durumlardır. Parasomniler

seafoodplus.infol bozuklukları

seafoodplus.info uykusu ile ilişkili bozukluklar

seafoodplus.info-uyanıklık geçiş bozuklukları

seafoodplus.infoğerleri(REM ve NREM uyku ile ilişkili olan bozukluklar

AROUSAL BOZUKLUKLARI

Arousal bozuklukları çocuklarda en sık görülenhareket bozukluklarıdır. Uyku periyodunun ilk yarısında meydana gelme eğilimindedir. NREM evre döneminde ortaya çıkar. Uyurgezerlik, uyku terörü, ve konfüzyonel uyanma başlıcaları olup, inmatür uyanma mekanizmaları, otonomik davranışlar, çevrenin algılanmasında değişme, ve değişen derecelerde amnesi ortak özellikleridir. Bilinene patafizyolojik mekanizma ve fizyolojik bir uyku bozukluğu atakların ortaya çıkmasında tespit edilememiştir. Ostriktif sleep apne sendromu, Huzursuz bacaklar sendromu ve uykuda periyodik bacakm hareketleri olan şahıslarda semptom olarak da ortaya çıkabilir. Görülmesi yaşlarında pik yapar. Ataklar seyrektir ve dakikalar sonra sonlanır. Arousal bozuklukları çocuklar pre adolesan döneme gelince genellikle azalır ve puberte sonrası ve erken erişkin dönemde ise kaybolur. Şayet bundan sonrada görülürse uykuda solunum bozuklukları, huzursuz bacaklar sendromu ve uykuda periyodik bacak hareketlerinin tedavi edilmesi parasomnilerin kaybolması ile sonuçlanır.

Benzodiazepinler nadiren endike olup rekürrensleri önler. Bu uygulamalar yavaş dalga uykusunu azaltır.

UYURGEZERLİK(SOMNNAMBULİSM)

KLİNİK ÖZELLİKLER

yaş arası çocuklarda uyurgezerlik prevelansı %15 dir. Cinsiyet farkı yoktur. Başlangıç genellikle uyku başladıktan saat sonra oluşur. Çocuk aniden oturur ve yatağın dışına çıkar ve 5 saniye ile 30 dakika arasında yürür. Olay esnasında çocuğu uyandırmak zordur ve olay sonrası budurumu hatırlamazlar. Evden ayrılma, giyinme, yemek pişirme, yemek yeme ve temizlik yapma şeklinde ayrıntılar içerebilir. Uyurgezerliğe genetik bir yatkınlık vardır, HLADQB subtipleriyle pozitif korelasyon vardır. Semptomlar genellikle yaşlarda başlar ve zamanla azalma göseafoodplus.infoluk, uykususzluk, eşlik eden hastalıklar, ilaçlar ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Beynin yavaş dalga uykusundan uyanmada yetersizliğin olması bu hastalığa neden olduğu düşünülmektedir. Somnambulistik davranışları tetikleyici olarak uykusuzluk ve sesli uyaranlar laboratuar olarak geliştirlmiştir

TEDAVİ

Çevrenin güvenli hale getirilmesi. Planlı uyandırmalar; özellikle uykudan saat sonra özellikle olayın oluştuğu zamanda hastanın uyandırılması önemlidir. Ortaya çıkaran faktörlerden uzaklaşma, ve medikal olatrak benzodiazepinler ve seratonin geli alım inhibitörleri kullanılanabilir.

UYKU TERÖRÜ

Uyku terörü özellikle erkek çocuklarda sık olup görülme prevelensı % dur. Özellikle derin uykudan ani olarak ototnomik bulgular eşliğinde uyanma ile başlar. Uykudan saat sonraçocuk aniden çığlık atarak ve sanki biryeri delinmiş gibi ağlamaya başalr ve sonrasında motor semptomlar yoğunlaşıseafoodplus.info oldukça ajite olup taşikardi, midriyasiz, takipne hipertansiyon ve terleme gibi otonomik bulgulara seafoodplus.info uyanmada zorlanır, çevrenin farkında değildir ve şuuru bulanıktır. Olay yaklaşık 30 dakikada sonlanır. Semptomlar 18 ay ve 12 yaş arası başlar pik başlama yaş aralığı yaşdır. Gece kabusundan olayın hatırlanmaması ve rüyanın tanımlanmaması ile ayırt edilir. Gece terörü obstrüktif sleep apne ve uykuda peryodik ekstremite hareketleri ile birlikte olabilir. Hastaların bir çoğunda uyurgezerlikte vardır.

KONFÜZYONEL UYANMA

Semptomlar çocukların %25’inde varolup, genellikle 5yaşın altında başlar ve erişkin yaşa kadar devam edebilir. Genellikle gecenin ilk yarısında ortaya çıkar ve gece teröründen oldukça az dramatikdir. İnilti sesleri ve giderek artan ve ağlamay dönüşen sesler oluşur hasta oturur ve sanki dayak yiyormuş gibi bir öfke nöbeti görüntüsündedir. Çocuk korkulu ve şaşkındır,ve oryantasyonu bozulmuştur fakat otonomik bulgular yoktur.

Aşırı yorgunluk ve alkol alımı ile ortaya çıkabilir sık ortaya çıkarsa küçük dozlarda benzodiazepinler kullanılabilir.

UYKU-UYANIKLIK GEÇİŞ BOZUKLUKLARI

Ritmik hareket bozuklukları

Klinik özellikler:

Baş vurma , baş döndürme, vücut sallama, bacak çarpma gibi tekrarlayıcı sterotipik hareketlerdir.

Baş vurma hareketi jactatio capitis nacturna da denilir. Genellikle yastık veya bitişik bir nesne içine ön-arka hareketler şeklindedir. Baş döndürme ise aksine kafa ve boynun lateral rotasyonu şeklindedir.

Vücut sallama; Çocuk el ve dizlerin üzerindeyken ileri geri hareketler yapar. Hasta olayları hatırlamaz ve olay esnasında cevapsızdır. Uğultu ve inilti gibi sesler çıkarma olaya eşlik edebilir.

Ritmik hareket bozuklukları genellikle hayatın ilk yıllarında görülür nadiren 18 ayın üzerinde ortaya çıkar.

Prevelan çalışmalarında ilk 9 ayda %66 iken 5 yaşında ise %6 dır. Hareketler genellikle kümeler halinde oluşur, 15 dakikada sonlanır fakat saatlerce de devam edebilir. Sıklıkla semptomlar yaş arasında azalır ve çok küçük bir hasta gurubunda semptomlar adölesan ve erişkin döneme kadar devam edebilir. Ritmik hareketler idiopatik REM uykusu davranış bozukluklarında  görülebilir. Genellikle dalgınlık ve NREM evre uykuda ortaya çıkar ve gece boyunca devam edebilir. Subdural kanamalar, retinal peteşiler, karotis diseksiyonu gibi nadiren ciddi yaralanmalara neden olabilir. 6 aydan uzun süren vakalarda kronikleşmeden, hergece ortaya çıkan ve fiziksel yaralanmaya neden olan hastalarda ise ciddi hastalık durumundan söz edilebilir.

Patofizyoloji

Ritmik hareket bozukluklarının nedeni bilinmemektedir. Etkilenen çocukların çoğu sağlıklıdır fakat gelişim geriliği olan çocuklarda da görüseafoodplus.infoı klinik veya hikaye ile konulur. Şüpheli vakalarda PSG tanıda yardımcıdır.

Tedavi

Güvenlik önemlidir. Kask, davranış düzenlemesi, kısa süreli benzodiazepinler(oxazepam ve triazolam), trisiklik antidepresanlar(imipramin),  ritmik hareketlerde azalmaya neden olur.

REM UYKU HASTALIKLARI

Gece kabusu:

Gece kabusu canlı ve korkulu rüyaları içerir. Tipik olarak görsel ve işitsel olabilir. Genellikle yaş arası başlar. Genellikle REM uykuda oluşur ve çocukların %50sinde gmörülür.kızlarda daha fazladıseafoodplus.infolinerjikler, betablokerler ve dopamin agonist tedavi sırasında sekonder olarak ortaya çıkabilir.

 

REM UYKUSU DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI

REM uykusu sırasında ortaya çıkan değişik şiddetli davranış bozukluklarıdır. Yumruk, tekme, sıçrama, gibi sanki rüyaya aktif olarak katılırmış gibi davranışlardır. Orta yaş ve yaşlı erkeklerde sıktır fakat çocuklardada görülebilir. İdiopatik olarak görülebileceği gibi diğer nörodejeneratif hastalıkların( Parkinson, multipl sistem atrofi, ve demans) bulgusuda olabilir. Geçici formları REM uyku suprese eden benzodiazepin tedavisinin bırakılması, fluoxetine ve alkol bırakılması, ve trisiklik antidepresan intoksikasyonu ile ortaya çıkabilir. RBD narkolepsi ile birlikte görülebilir.

DİĞER HASTALIKLAR

Paraksisml hypnogenic dyskinesia(Nacturnal Paroxysmal Dystonia)

NREM uyku döneminde ortaya çıkan şiddetli distonik kasılmalar, koreatetoik veya hemiballismus şeklinde hareketler le seafoodplus.infoler ve saatlerce sürebildiği gibi uyurgezerliklede ilişkili olabilir. Olay sonrası konfüzyon yoktur ve kişi tekrar uykuya dalabilir.Kısa ataklar frontal lob nöbetlerinin bir varyantı olabilir.

SLEEP BRUXİSM

Uyku sırasında yoğun ve sık diş gıcırdatma ve sıkma ile karekterizedir. Bruxism yoğun ve hoş olmayan diğer insanları rahatsız eden sesler meydana getirir. Ciddi vakalarda dişerde, periodontal dokuda ve çenede zedelenmeler neden olabilir. Massater kas hipertrofisi, sabah uaynınca kas ağrıları ve temporamandibüler ağrı temporal bölgede ağrı görülebilir. Diş gıcırdatma her yaş gurubunda görülebilirsede çocuklarda görülme insidansı %20 seafoodplus.infoet farkı yoktur ve yaş ilerledikçe görülme sıklığı azalır. Bruxism ile ilişkili oromotor aktivite genellikle evre 1 ve 2 uykuda görülür. Mental retarde çocuklarda görülürsede normal insanlardada görülebilir ve ailesel bir yatkınlık vardır. Maloklüzyon, psikolojik ve gelişimsel bozukluklar sebebp olarak düşünülsede henüz kesin nedeni bilinmemektedir. Uykuda mikroarousal dönemlerinde çiğneme kaslarındaki aşırı aktivite sorumlu tutulumaktadır. SSRI inhibitörleri ve ekstazi kullanımı sırasındada görülebilir. Bruksizm oromandibuler distoni ve uykuda oluşan oromandibuler myoklonusdan ayırd edilmelidir.

TEDAVİ

Bu durum dişlerin bütünlüğünü bozorsa tedavi edilmesi gerekir. Değişik yaklaşımlar önerilmektedir bunlar stresle mücadele ve hipnoz yanında benzodiazepinler ve methocarbamol gibi santral etkili myorelaksanlar ve masseter kasına botilinim toksini enjeksiyonlarıdır. Diş koruyucuları hoş olmayan sesleri ve dişlerin zedelenmesinin engellenmesinde önerilmektedir. Katekolaminerjik ileçlar, L Dopa(dekarboksilaz inhibitörleri ile) ve propranolol kılanlımı bruxismi azaltabilir.

GÜN İÇERİSİNDE OLAN VE UYKU DÖNEMİNDEDE DEVAM EDEN HİPERKİNETİK HAREKET BOZUKLUKLARI

Çoğu hareket bozukluklarının uykuda genellikle kaybolduğu bilinmesine rağmen, bazı hareketler hafif uyku ve uyanıklığa geçiş döneminde devam edebilir. Etkilenen bireylerde uyku bölünmeleri, sık uyanma oranları, parasomniler ve periyodik ekstremite hareketleri ile genel hareketlerde artma olmasıda görülebilir.

Alt beyin sapı ve spinal kord lezyonları ile ilişkili olan ve uykuda devam eden hareket bozukluğu myoklonus olan ve palatal kasları etkileyen ve palatal myoklonus ve diğeride hemifasiyal spazm dır.

Tourette sendromunda görülen tikler REM ve NREM uyku döneminde %80 oranında görülürken gün içinde görülenden daha azdır. Korea, distoni hemiballismus ve parkinsonian tremor uykuda azalırken bunlar uykudad görülebilmektedir. Dopa cevaplı distonilerden Segawa’s hastalığında uykuda yoğun hareketler ve peryodik ekstremite hareketleri yoğun olarak gözlenir. Hungtington’s hastalığında uyku bölünmeleri sıktır ve hastalığın ciddiyeti ile ilişkilidir. Tremorlar uykuda oldukça nadir görülürken iki vakada infantil tremor uyku başlangıcı ile ortaya çıktığı rapor edilmiştir. Herediter geniospazm nadir görülen, çenede titreme şeklinde istemsiz hareketin eşlik ettiği, benign bir hareket bozukluğudur. Epizodik olma özelliği vardır ve bu epizodlar erken çocuklukta başlar ve emosyonel stres ile artma özelliği taşır. Bu durum genellikle uykuda kaybolsad bir vakada NREM evre 2 uykuda görülebilir ve REM uykusuna geçişte azalır ve kaybolur.

UYKUDA VE UYKUYA GEÇİŞTE OLUŞAN NÖBETLER

 Uyku boyunca oluşan hareket bozuklukları epileptik nöbetlerin bulgusu olabilir bu durum iyi değerlendirilmeli ve tedavi planlanmalıdır.

Çeşitli epilepsi sendromları özellikle NREM uyku boyunca görülürken, NREM uykuda bir nöbetin oluşmasında nöronlardaki aktivitenin değişmesi için gerekli sinaptik kooardinasyon vardır. NREM evre uykuda ise interiktal epileptik deşarjların oluşumu sık gözlenir. Çeşitli klinik özellikler uykuda hareket bozukluklarını nöbetlerden ayırt etmemize yardımcı olur. Bunlar klişe görünüm, rastgele oluşması, kısa süre olması, göz deviasyonu varlığı, inkontinas olması, ve postiktal konfüzyon varlığıdır. Nakturnal nöbetler çoğu zaman kolaylıkla tespit edilebilir fakat açıklığa kavuşmasında video EEG ve PSG gerekebilir. Nöbetlerin kendiside uykuya etki edebilir özellikle uykunun daha hafif evrekere kaymasına ve uyanıklığa neden olabilir.Örneğin primer generalize tonik klonik nöbetler total uyku süresini kısaltır,REM uykusunu kısaltır özellikle NREM evre 2 uykusunu arttırır. Nakturnal frontal nöbetlerinde değişik motor özellikler olması nedeniyle parasomni,distoni,ve diğer motor hareketlerle karıştırılabilir. Uykunun erken evresinde tekrarlaması,basma kalıp hareketler, vokalizasyon(bağırma), kısa sürmesi(genellikle 1 dakikadan Kısa)göz deviasyonu, inkontinas, komplex motor karekter(koşma, çırpınma, amaçsız dolaşma ,diskinetik ve distonik hareketler) ve postiktal konfüzyon olması başlıca özellikleridir. Skalp elektrodlarda fokus tespit edilemeyebilir derin elektrodlar kullanılabilir. Frontal lob nöbetlerinin aksine parasomniler 1 dakikadan daha uzun sürer, spesifik basmakalıp hareketler olmaz, daha genç yaşlarda görülür ve zamanla düzelme ile ayırt edilebilir.

Yeni doğan bebeğinizin reflekslerini takip edin!

Bebek Sağlığı

 Son Güncelleme:

Yeni doğan bebeğinizin reflekslerini takip edin!

Refleksler, bebeğinizin gelişiminin sağlıklı olup olmadığının ipuçlarıdır.

Bebeğiniz uykuda ya da uyanıkken esner, gerinir hıçkırır. Bu gibi istemsiz yapılan hareketlere refleks adı verilir. Yenidoğanın hayatta kalması ve güvenliği için gerekli ayrıca gelişimini değerlendirmede önemli olan refleksler hakkında merak edilenleri Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ece Şule Aslan anlattı.

Başlıca yenidoğan refleksleri moro, arama-emme, yakalama, tonik-boyun, adımlama, esneme ve hıçkırık, emekleme, çekmedir. Bu reflekslerin büyük bir bölümü ilerleyen aylarda kendiliğinden ortadan kalkar. Bebek büyüdükçe daha karmaşık beceriler edinir ve böylece kendini daha iyi koruyabilir.

Reflekslerin yokluğu veya kaybolmasındaki gecikmeler santral sinir sistemi ile ilgili problemleri düşündürür. Bu nedenle çocuk doktorlarının yaptıkları nörolojik muayene de önem taşır.

Arama-Emme refleksi

Bu refleksler bebeğin en önemli reflekslerindendir ve beslenmesi için gereklidir. Bebeğin memeyi bulmasını sağlar. Bebek yanağına hafifçe dokunulduğunda yüzünü çevirir, ağzını açar ve aramaya başlar. Meme verildiğinde de kuvvetlice emer. Emme refleksi anne karnındaki bazı bebeklerde parmak emmek şeklinde ve bebek uyurken de görülebilir. gebelik haftalarında bebek bu hareketleri düzenleyecek olgunluğa erişmiştir. Herhangi bir nedenle oral beslenemeyen yenidoğanlara bu refleksini uyarmak için emzik verilebilir.

Emme refleksi doğum sonrası, bebek uyanıkken aya, uykuda iken 7. aya kadar sürebilir. Bu refleksin olmaması, beyin sapının doğumsal bozuklarını, oksijensizliği, travma veya sinir sistemini de içine alabilen ağır enfeksiyon hallerini düşündürmelidir. Uzun süre devam etmesi ise ağır beyin hasarını gösterebilir.

Sıçrama (Moro refleksi)

Bebeğinizin aniden duyduğu seslere ya da ani hareketlere verdiği tepkidir. Elle gürültü çıkarma, ani ses veya fotoğraf makinesi flaşı bile refleksin ortaya çıkmasını sağlayabilir. Sırt üstü yatan bebeğin başı biraz kaldırılarak baş arkaya doğru bırakılır veya bebeğin iki elinden tutularak vücut hafif kaldırıldıktan sonra kollar aniden bırakılır.

Moro 4 evreden oluşur:

1. Kollar omuzlardan itibaren gövdeden uzaklaşır.

2. Kollar dirseklerden itibaren düz bir şekilde uzatılır.

3. Kollar dirseklerden bükülür.

4. Kollar tekrar gövdeye yaklaşarak sakin duruma geçer. Bu hareketler sırasında parmaklar açılır ve genellikle bebek irkilerek ağlar.

Moro refleksi, hamileliğin haftasında belirmeye başlar ve haftasında yeni doğan bebeğinki kadar olgunlaşmıştır. Hamileliğin ilk 4 ayında normal kabul edilen bu refleks, bebeğin sinir ve kas sisteminin gelişmesine bağlı olarak en geç 6. ayda kaybolur. Refleks, dışarıdan herhangi bir uyaran olmadan kendi kendine ortaya çıkıyorsa ağır bir beyin lezyonundan şüphelenmek gerekir. Refleksin kendi kendine ortaya çıkması ağır beyin lezyonunu, refleksin hiç alınmaması santral sinir sisteminin zedelenmesi veya ağır bir hastalık tarafından baskılanmasını, tek taraflı olarak alınması refleksin alınmadığı ters taraftaki kol sinirinin felcini, köprücük kemiği kırıklarını, uzun sürmesi beyin hasarını düşündürür.

Yakalama refleksi

Bebeğin avucuna ya da ayak tabanına bir cisim uzatılırsa, parmakları içe doğru kıvrılır ve onu sıkıca kavrar. Yakalama refleksi hamileliğin haftasında başlar. haftadan daha büyük bebekler, ona dokunan kişinin elini sıkıca kavrayarak kendi gövdesini yukarı doğru kaldırabilir.

Bebek iki aylıkken istemli yakalama başlayacağından bu refleks ortadan kalkar. Ancak ayaktaki refleks, aya kadar sürebilir. Yine bu refleksin görülmemesi durumunda beyin zedelenmesinden ya da sinirlerde bozukluktan şüphelenilebilir.

Tonik ense refleksi

Yatan bebeğin başını aniden bir tarafa çevirdiğinizde, o tarafta kol ve bacakta dışa açılma, gerilme, karşı tarafta çekilme görülmesidir. Bebek adeta eskrimci pozisyonu alır. Doğumdan hafta sonra daha belirgin olur. Bu refleks genellikle ayda azalsa da bazı çocuklarda uyku sırasında bu pozisyon yıl sürebilir. Refleksin 4 aydan uzun sürmesi serebral palsi hastalığını (beynin bir bölgesindeki hasar nedeniyle ortaya çıkan kas kontrol yetersizliği) düşündürebilir. Bu pozisyonun uzun sürmesi, bu refleksin tek taraftan alınması olağan değildir.

Basma ve adımlama refleksi

Bebek, koltuk altlarından tutularak, yere bastırılırsa adım atarmış gibi yapabilir. Zamanında doğan bebeklerin tabanlarını bastıkları görülürken, erken doğanlar ayak uçlarında yürürler. Bu refleks genellikle 4. aydan sonra kaybolur. Hareketlerin uzun sürmesi veya tekrarlaması durumunda sinir sisteminde bir rahatsızlık akla gelmelidir.

Aksırma-Öksürme Refleks

Yenidoğanın hava yolu açıklığını sağlamada ortaya çıkan reflekslerdir. Aksırma ile üst, öksürme ile de alt solunum yolu temizlenir. Bu refleks yaşam boyu devam eder.

Bütün bu refleksler bebeğinizin gelişiminin sağlıklı olup olmadığını takip etmeniz için verilen ipuçlarıdır. Bebeğinizin sağlıklı gelişimi için lütfen bu refleksleri ve kaybolma sürelerini doktorunuzla birlikte takip edin.

False

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir