istiklal marşının bilinmeyenleri / Mehmet Akif Ersoy'un hayatının bilinmeyenleri kitaplaştırıldı - Son Dakika Haberleri

Istiklal Marşının Bilinmeyenleri

istiklal marşının bilinmeyenleri

Mehmet Akif Ersoy Hakkında Bilinmeyenler ve İstiklal Marşı

İstiklal Marşı,Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ve özgürlüğü anlatan bir marştır. Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan bu marş hakkında sizlere kısa bilgiler verirken, aynı zamanda Mehmet Akif Ersoy’un hayatı hakkında da kısa bilgilendirmeler yapacağız. İşte, İstiklal Marşı’nın kabulü, İstiklal Marşı’nın sözleri, Mehmet Akif Ersoy’un hayatı, şiirleri ve eserleri…

İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Tarihçesi

’li yıllarda süren Kurtuluş Savaşı yıllarında Anadolu’nun dört bir yanında düşmanla cenk ediliyordu. Uzun süren çarpışmalar sonrasında 1. İnönü savaşında Yunan Ordusu’na büyük bir darbe indirildi.

Bu süre içerisinde, alınan zaferle beraber toplumun bilincini güçlendirmek ve topluma bağımsızlık enerjisini katmak için milli marşa ihtiyaç duyuldu. yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından “ İstiklal Marşı Yazma Yarışması“düzenlendi. Yarışmaya kazanan şaire ise Lira’da ödül verilecekti.

Yarışmaya toplamda şair katıldı ve Mehmet Akif Ersoy’un  "Kahraman Ordumuza " adlı şiiri en çok beğenilen şiir oldu. Büyük çalışmalar sonrasında ise 12 Mart tarihli toplantıda İstiklal Marşı seçilmiş oldu.

NOT:İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy, devletin verdiği Lira’lık ödülü kabul etmemiştir.

seafoodplus.info


İstiklal Marşı Sözleri & İstiklal Marşı 10 Kıta

İşte, İstiklal Marşı tamamı olan 10 kıta ve sözleri

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehrene ey nazlı hilal!

Kahraman ırkıma bir gül Ne bu şiddet, bu celal?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal;

Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner, aşarım;

Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.

Garb'ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

''Medeniyet!'' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;

Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.

Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri ''toprak!'' diyerek geçme, tanı!

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:

Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!

Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden İlahi şudur ancak emeli:

Değmesin ma'bedimin göğsüne na-mahrem eli;

Bu ezanlar -- ki şehadetleri dinin temeli --

Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -- varsa -- taşım;

Her cerihamda, İlahi, boşanıp kanlı yaşım,

Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım!

O zaman yükselerek Arş'a değer, belki, başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.

Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.


NOT:EN GÜZEL MEHMET AKİF ERSOY SÖZLERİ VE ŞİİRLERİ İÇİNBURAYA TIKLAYIN


Mehmet Akif Ersoy Hayatı

Milli şairimiz ve İstiklal Marşı’nın sahibi Mehmet Akif Ersoyhakkında sizlere kısa bilgiler vereceğiz. Peki, Mehmet Akif Ersoy Kimdir? Mehmet Akif Ersoy şiirleri nelerdir? En Güzel Mehmet Akif Ersoy sözleri nelerdir? İşte, Mehmet Akif Ersoy hayatı ve eserleri…


Mehmet Akif Ersoy Kimdir?

Mehmet Akif Ersoy, Mehmet Tahir Efendi ve Emine Cemile Hanım çiftinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Akif, 4 yaşındayken Emir Buhari Mahalle Mektebi’nde ilk eğitimine başladı. 2 yıl boyunca eğitimini burada aldı ve sonrasında Fatih İbtidaisi'ne geçti. BU süre içerisinde Osmanlıca dışında babası sayesinde Arapçayı da öğrendi. yılında ilköğretimi bitiren Akif, sonraki eğitimine Fatih Merkez Rüştiyesinde devam etti.

Dört yıllık bir okul olan Baytar Mektebi'nde bakteriyoloji öğretmeni Rıfat Hüsamettin Paşa pozitif bilim sevgisi kazanmasında etkili oldu. Okulun ilk iki senesinde spora ilgi duyup güreş alanında etkinliklere katılırken, sonraki yıllarında ise şiire yöneldi. Baytarlık okulundan da yılında mezun oldu ve okulu birincilikle bitirdi.

mehmet akif ersoy kimdir

Okuldan mezun olduktan sonra ilk iş hayatına girişi Ziraat Bakanlığı’nda yaptı ve burada memurluk görevinde 20 seneye yakın bir süre çalıştı. Bakanlıktaki ilk görevi veteriner müfettiş yardımcılığı idi. Görev merkezi İstanbul idi ancak memuriyetinin ilk dört yılında teftiş için Rumeli, Anadolu, Arnavutluk ve Arabistan'da bulundu.

Birçok şehri bu sayede gezme fırsatı bulan Mehmet Akif Ersoy, yılında Tophane-i Âmire veznedarı Mehmet Emin Beyin kızı İsmet Hanım’la evlendi. Bu evlilikten Cemile, Feride, Suadi, Emin, Tahir adlı çocukları dünyaya geldi.

Siroz'a yakalanması üzerine 'te Lübnan'a, 'da Antakya'ya gitti. Hastalığının ilerlemesi üzerine ülkesine döndü ve27 Aralık 'da İstanbul'da vefat etti.


Mehmet Akif Ersoy & İstiklal Marşı

Dönemin Milli Eğitim Bakanı, Hamdullah Suphi Bey'in ricası üzerine arkadaşı Hasan Basri Bey kendisini ulusal marş yarışmasına katılmaya ikna etti. İlk başlarda marşı kazanan şaire liralık ödül verileceği haberini aldı ve devletin marşını para karşılığında yazmamak istedi.

Yazılan marşların hiçbiri kabul edilmiyordu. Devletin yüksek görevlerinde ki insanlar, bu marşın sadece Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılacağını belirtti ve şair Akif baskılara daha fazla karşı gelemeyerek, Türkiye Devleti Ordusu için yazdığı İstiklal Marşı, 17 Şubat günü Sırat-ı Müstakim ve Hâkimiyet-i Milliye'de yayımlandı.

mehmet akif ersoy vefatı

12 Mart Cumartesi günü saat 'te ulusal marş olarak kabul edildi.Akif, ödül olarak verilen lirayı Hilal-i Ahmer bünyesinde, kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Dar’ül Mesai vakfına bağışladı.


Mehmet Akif Ersoy Şiirleri

  • Bülbül
  • Bir Gece
  • Ey Yolcu
  • Çanakkale Şehidlerine
  • Korkma!
  • Zulmü Alkışlayamam
  • Leyla
  • Hürriyet
  • Gece
  • Uyan
  • Gitme Ey Yolcu
  • Birlik
  • Ordunun Duası
  • İsimsiz
  • Müslümanlık Nerde?
  • Abidesi İçin
  • Ya Rab Bu Uğursuz Gecenin Yok Mu Sabahı?
  • Bayram
  • Hüsran
  • Gönülle Başbaşa
  • Canan Yurdu
  • Tebrik
  • Durmayalım
  • Cenk marşı
  • Olmaz ya Tabii
  • Eser
  • Kıssadan Hissi
  • Azmine Sarıl
  • Küfe
  • İstiklâl Marşı
  • Resmim İçin
  • Fatih Camii
  • Haya Sıyrılmış İnmiş
  • Şark
  • Kosova
  • Edirne
  • Sultan Yalısı
  • Necid Çöllerinde
  • Nevruz'a
  • Ressam Haklı
  • Ümidin Her Zaman Haib
  • Oğlum, Bu Temenni Neye Benzer, Bana Bak:
  • Fatih Kürsüsü’nden
  • Ayrılık Hissi Nasıl Girdi Sizin Beyninize?
  • Süleymaniye Kürsüsünden
  • Âtiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak
  • İstiğrâk
  • Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi

Mehmet Akif Ersoy Eserleri

  • Kitap: Safahat () - 44 manzume içerir. Siyasal olaylar, mistik duygular, dünyevi görevlerden bahsedilir.
  • Kitap: Süleymaniye Kürsüsünde () - Süleymaniye Camisi'ne giden iki kişinin söyleşileri ile başlar, kürsüde Seyyah Abdürreşit İbrahim'in konuşturulduğu uzun bir bölümle devam eder.
  • Kitap: Hakkın Sesleri () - Topluma İslami mesajı yaymaya çalışan on manzumedir.
  • Kitap: Fatih Kürsüsünde () - Fatih Camisi'ne giden iki kişinin söyleşileri ile başlar, vaizin uzun konuşması ile devam eder.
  • Kitap: Hatıralar () - Akif’in gezdiği yerdeki izlenimleri ve toplumsal felaketler karşısında Allah'a yakarışını içerir.
  • Kitap: Asım () - Hocazade ile Köse İmam arasındaki konuşmalar şeklinde tasarlanmış tek parça eserdir.
  • Kitap: Gölgeler () - arasında yazılmış 41 adet manzumeyi içerir. Her biri, yazıldıkları dönemin izlerini taşır.
  • Kitap: Safahat (Toplu Basım) (ilki ) - 6 Safahatını bir araya getirir.

Sözcü Yazar&#; Emin Çöla&#;an, &#;stiklal Mar&#;&#;'n&#;n kabul edili&#;inin y&#;l&#;nda Mehmet Akif Ersoy hakk&#;nda bilinmeyenleri kö&#;esine ta&#;&#;d&#;.

Çöla&#;an'&#;n 'Mehmet Akif'i anarken' ba&#;l&#;kl&#; yaz&#;s&#;n&#;n ilgili bölümü &#;öyle:

''&#;imdi size hiç kimse taraf&#;ndan bilinmeyen bir gerçe&#;i aç&#;klayaca&#;&#;m, belki &#;a&#;&#;racaks&#;n&#;z…

Mehmet Akif bir anlamda bizim aile büyü&#;ümüz, ailemizde çok özel bir yeri olan biriydi.

Meclis eski ba&#;kan&#; (benim halam&#;n o&#;lu) Hüsamettin Cindoruk bu olay&#;n birebir içinde ya&#;am&#;&#;t&#;.

Ayr&#;ca küçükken ba&#;ka aile büyüklerimizden, babaannem Edibe Çöla&#;an ve halalar&#;mdan da duyard&#;m.

&#;&#;&#;

Rahmetli dedem (babam&#;n babas&#;) Emin Bey'le Mehmet Akif, ad&#; o zaman Askeri Baytar Mektebi olan veteriner fakültesinde s&#;n&#;f arkada&#;&#;…

Yani o bir veteriner hekim.

Okulu y&#;l&#;nda bitiriyorlar…

Karde&#; kadar yak&#;n iki arkada&#;…

O kadar ki, Mehmet Akif, o&#;lunun ad&#;n&#; Emin koyuyor.

&#;&#;&#;

Mehmet Akif okulu birincilikle bitiriyor. Not ortalamas&#; üzerinden …

Dedem ikinci oluyor, not ortalamas&#;

Ahlâk notundan 5 puan kesilmi&#;.

Bunun nedeni de, Abdülhamit'in o bask&#; dönemlerinde &#;ttihatç&#;, ba&#;ka bir deyi&#;le Jön Türk olmas&#;.

Nitekim dedem bunun ac&#;s&#;n&#;, (ya da onurunu diyelim) bir süre sonra ya&#;amaya ba&#;l&#;yor.

Abdülhamit taraf&#;ndan önce Suriye'ye, sonra da imparatorlu&#;un en uç noktas&#; olan Fizan'a sürgün ediliyor.

Fizan, sürgün edilen yurtseverler için en kötü yer.

Bugün Afrika'da Libya s&#;n&#;rlar&#; içerisinde kalan Fizan Büyük Sahra çölünün tam göbe&#;inde, uygarl&#;&#;&#;n hiç girmedi&#;i, sadece sürgünlerle çöl bedevilerinin ya&#;ad&#;&#;&#; &#;ss&#;z bir yer.

Dedem o sürgünde sekiz y&#;l kal&#;yor ve Abdülhamit devrilip 'de Me&#;rutiyet ilan edilince vatana dönmesi mümkün oluyor.

&#;&#;&#;

Çocukluk y&#;llar&#;mda evde hep duyard&#;m…

Rahmetle ve sayg&#;yla an&#;l&#;rd&#;.

“Allah ondan raz&#; olsun, dedeniz sürgünde iken bizimle hep ilgilendi. O&#;lunun ad&#;n&#; da o sevgisi nedeniyle Emin koymu&#;tu.”

&#;&#;&#;

Aradan uzun y&#;llar geçti, halam&#;n o&#;lu Hüsamettin Cindoruk Meclis Ba&#;kan&#; oldu…

Ve &#;stiklal Mar&#;&#;m&#;z&#;n yazar&#; Mehmet Akif'in e&#;i ve çocuklar&#;n&#;n zor durumda oldu&#;unu ö&#;rendi.

Meclis çal&#;&#;anlar&#;n&#; &#;stanbul'a gönderip ara&#;t&#;rma yapt&#;rd&#;…

Bir dikili a&#;açlar&#; bile yoktu.

K&#;z&#; Suat han&#;m Beyo&#;lu'nun arka sokaklar&#;nda harap bir evde ya&#;amaya çal&#;&#;&#;yor, onun k&#;z&#; ise annesine bakabilmek için bir sinema gi&#;esinde bilet sat&#;yordu.

Hüsamettin abi devreye girdi, ailesine maa&#; ba&#;lanmas&#; için kanun ç&#;kar&#;lmas&#;n&#; sa&#;lad&#;.

O&#;lu Emin sonraki y&#;llarda ne yapt&#;, do&#;rusunu isterseniz onu bilemiyorum ve bulamad&#;m.

&#;&#;te size k&#;sac&#;k ve bilinmeyen bir Mehmet Akif öyküsü.

Allah hepsine rahmet eylesin.'' 

 

Yazıyı Paylaş:

Mehmet Akif Ersoy'un hayatının bilinmeyenleri tarihi belgeler ışığında kitaplaştırıldı

Çalışmalarıyla Türkiye'nin hafızası niteliğindeki kurumların başında gelen Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yılını "İstiklal Marşı Yılı" ilan eden genelgeyi yayımlamasının ardından Milli Şair ve İstiklal Marşı ile ilgili çalışmalarına başladı. Bu çalışmalar sonucunda Mehmet Akif hakkında bugüne kadar yapılmış, belgelere dayanan en kapsamlı kitap olma özelliği taşıyan eser ortaya çıktı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sunuş yazısını kaleme aldığı kitapta, arşiv belgeleri ve Mehmet Akif Ersoy'un fotoğraflarına yer verildi.

İki bölümden oluşan kitapta, 'i arşiv belgesi olan toplam materyal kullanıldı. Bunlardan 'ü Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı envanterine kayıtlı arşiv belgelerinden, diğerleri ise Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) arşivi, TBMM Arşivi ve özel koleksiyon ile anonim belgelerden oluşuyor.

Kitabın ilk bölümünde İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un hayat hikayesini gösteren belgeler yer alıyor. Şair Mehmet Akif'in nüfus, resmi sicil kayıtları, diplomalarının suretleri, memuriyet, siyaset, üniversite hocalığı ve milletvekilliğine dair pek çok belge bulunuyor. İkinci bölüm ise İstiklal Marşı şiiri, milli marş olarak kabulü ve bestelerine ait belgeleri içeriyor.

Mücadelelerle dolu bir hayat

Mehmet Akif'in mücadele ile dolu hayatının belgelendiği kitapta, Milli Şair'in sürekli takip ve gözetim altında bulundurulduğuna ilişkin ilginç belgelere de yer veriliyor. Adım adım takip edilerek dönemin yetkililerine raporlanan Ersoy'a yardım edenlerin dahi soruşturmadan kurtulamadıkları belgeler arasında bulunuyor.

Kitapta, Milli Mücadele'yi güçlü bir şekilde destekleyen Mehmet Akif Ersoy'un, TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa tarafından 29 Nisan 'de Burdur milletvekilli seçilmek istendiğine dair telgraf da yer alıyor. Hem Biga hem de Burdur'dan milletvekili seçilen Ersoy, Burdur'u tercih ederek TBMM'ye giriyor.

Mehmet Akif'in meslek hayatının ilk yıllarında Edirne'de çıkan salgında, hayvan hastalıkları ile mücadele ettiğinin de belgelendiği kitapta, Halkalı Ziraat Mektebi'nde öğretmenlik, Tarım Bakanlığında veterinerlik, Veterinerlik İşleri Müdür Yardımcılığı, Sebilürreşad Dergisi başyazarlığı ve İstanbul Üniversitesi'nde (Darulfünun) hocalık yaptığına ilişkin belgeler de dikkati çekiyor. Ersoy'un öğrenim hayatına dair diplomalarının suretleri de kitapla ilk kez gün ışığına çıkıyor.

Belgelerde, milletvekilliğinden ayrılan şairin Mısır'a gittiği, bu süreçte takip ettirilerek raporlandığı ve buradaki faaliyetleri kuşkulu bulunarak, 'da şairin "Safahat" adlı kitabının toplatılarak imha edilmesine dair karar çıkarıldığına da yer veriliyor.

Nerede doğduğu ilk kez kendi el yazısıyla belgelendi

İstanbul'da doğduğu bilinen Mehmet Akif Ersoy'un, Devlet Arşivleri Başkanlığınca yayımlanan eserde ilk kez kendi el yazısı ile yazdığı özgeçmişi gün ışığına çıkarıldı. Kendisinin kaleme aldığı belgeye göre Ersoy, Çanakkale'nin Bayramiç ilçesinde dünyaya geldiğini belirtiyor.

"İmanım olmasaydı yazabilir miydim?"

Kitapta, şairin ömrünün son günlerinde, tedavi gördüğü Şişli Sıhhat Yurdu'nda Yedigün dergisine verdiği son röportaj da gün ışığına çıktı.

Ersoy'un bu röportajda İstiklal Marşı şiiri için sarf ettiği "İmanım olmasaydı yazabilir miydim?" ifadesi dikkat çekiyor.

Ayrıca kitapta şairin 'da ölümünün ardından dönemin yayın organlarında çıkan haberleri de derlenerek yayımlandı.

"Kitap, önemli bir boşluğu doldurdu"

Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, kitaba ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstiklal Marşı'nın yılı dolayısıyla yayımladıkları bu kapsamlı kitabın tarihin bazı bilinmeyen noktalarına ışık tuttuğunu söyledi.

Kitabın bu anlamda önemli bir boşluğu doldurduğunu da belirten Ünal, "Kurtuluş Savaşı'nın en sıkıntılı döneminin yaşandığı günlerde kaleme alınan İstiklal Marşı, milletimizin ve ordumuzun en fazla ihtiyaç hissettiği manevi desteği sağlayan bir sembol olarak ortaya çıkmıştır. Aradan geçen yüzyıl boyunca bu özelliğinden hiçbir şey kaybetmeyen, tam tersine taşıdığı anlam ve kıymet daha da artan bu sembol, milletimizin maneviyatını en üst dereceden ifade eden bir manzume olarak varlığını korumaktadır. Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy da aynı şekilde milletimizin gönlünde eşsiz bir yer edinmiştir." diye konuştu.

Ünal, İstiklal Marşı şiirinin 'de Mecliste milli marş olarak kabul edilmesine rağmen yılında Milli Eğitim Bakanlığı Kültür Dairesi'nin yeni bir marş yazdırmak için zaman zaman yarışmalar açtığını, ancak bundan bir sonuç alamadığını anlatarak, marşın bestesinin de benzer bir süreç geçirdiğini, birçok beste yapıldığını söyledi.

Bu besteler arasında başlangıçta Ali Rıfat Çağatay'ın bestesinin seçildiğini ama Osman Zeki Üngör'e ait bestenin kabul gördüğünü belirten Ünal, kitapta İstiklal Marşı için açılan beste yarışmasına katılan çok sayıda bestenin notalarına da yer verildiği aktardı.

İstiklal Marşı şiirinin 'de TBMM Genel Kurulunda büyük bir coşkuyla milli marş olarak kabul edilmesine rağmen hiçbir Anayasa'ya girmediğine dikkati çeken Devlet Arşivleri Başkanı Ünal, marşın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Milli Marşı olarak ancak Anayasası'nda değiştirilemez madde şeklinde yer alabildiğini anlattı.

Devlet Arşivleri Başkanlığının kurumsal belge yayıncılığında önemli bir hizmeti yerine getirdiğini belirten Ünal, şunları kaydetti:

"İstiklal Marşı'nın yazılışının yılında kurum olarak, bu alanda var olan bütün belgeleri eksiksiz şekilde bir araya getirip araştırmacılarımız ve gelecek nesiller için önemli bir kaynak eser oluşturduk. Bundan sonraki süreçte de Türkiye tarihinin merak edilen birçok alanında tematik belgesel çalışmalar yapmaya, yayınlar çıkarmaya devam edeceğiz. Yayın kalitemizi her anlamda arttırmak ve çıtayı daha yükseğe taşımak için çalışıyoruz." dedi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

İstiklal Marşı 97 yaşında! İşte Mehmet Akif Ersoy’un hayatı ve bilinmeyenleri

İstiklal Marşımız bundan tam 97 yıl önce kabul edildi. Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınan İstiklal Marşımız, 12 Mart 'de TBMM'de kabul edilmişti. İşte İstiklal Marşı'mızın kabulü ve yazarı Mehmet Akif Ersoy'un hayatı hakkındaki bilinmeyenler

Yayınlanma:

İstiklal Marşı 97 yaşında! İşte Mehmet Akif Ersoy’un hayatı ve bilinmeyenleri

Bugün İstiklal Marşı'nın kabülünün yıldönümü. Mehmet Âkif Ersoy tarafından kaleme alınan bu eser, 12 Mart 'de Birinci TBMM tarafından “İstiklâl Marşı” olarak kabul edilmiştir. yılında yapılan yarışmaya eser katılmış ama Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı eser, 12 Mart 'de TBMM'de İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir. İşte İstiklal Marşı’mızın kabulü Mehmet Akif Ersoy’un hayat öyküsü ve bilinmeyenler…

Türk Kurtuluş Savaşı'nın başlarında, İstiklâl Harbi'nin milli bir ruh içerisinde kazanılması imkânını sağlamak amacıyla Maarif Vekaleti, 'de bir güfte yarışması düzenlemiş, söz konusu yarışmaya toplam şiir katılmıştır. Kazanan güfteye para ödülü konduğu için önce yarışmaya katılmak istemeyen Burdur milletvekili Mehmet Âkif Ersoy, Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine, Ankara'daki Taceddin Dergahı'nda yazdığı ve İstiklal Harbi'ni verecek olan Türk Ordusu'na hitap ettiği şiirini yarışmaya koymuştur. Yapılan elemeler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 12 Mart tarihli oturumunda, bazı mebusların itirazlarına rağmen Mehmet Âkif'in yazdığı şiir coşkulu alkışlarla kabul edilmiştir. Mecliste İstiklâl Marşı'nı okuyan ilk kişi dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver olmuştur.

mehmet akif ersoy sözcü ile ilgili görsel sonucu

Mehmet Âkif Ersoy İstiklâl Marşı'nın güftesini, şiirlerini topladığı Safahat'a dahil etmemiş ve İstiklâl Marşı'nın Türk Milleti'nin eseri olduğunu beyan etmiştir.

İSTİKLAL MARŞI'NIN BESTELENMESİ

Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katılmış, yılında Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etmiştir. Bu beste yılına kadar çalındıysa da 'da değiştirilerek, dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün 'de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuş, toplamda dokuz dörtlük ve bir beşlikten oluşan marşın armonilemesini Edgar Manas, bando düzenlemesini de İhsan Servet Künçer yapmıştır. Üngör'ün yakın dostu Cemal Reşit Rey'le yapılmış olan bir röportajda da kendisinin belirttiğine göre aslında başka bir güfte üzerine yapılmıştır ve İstiklal Marşı olması düşünülerek bestelenmemiştir. Söz ve melodide yer yer görülen uyum (Prozodi) eksikliğinin (örneğin “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” mısrası ezgili okunduğunda “şafaklarda” sözcüğü iki müzikal cümle arasında bölünmüştür) esas sebebi de budur. Protokol gereği, sadece ilk iki dörtlük beste eşliğinde İstiklâl Marşı olarak söylenmektedir.

İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl…
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın âfakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddım var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
‘Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hak'kın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri ‘toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilâhi, şudur ancak emeli:
Değmesin mâbedimin göğsüne nâmahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahâdetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilâhi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden nâ'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!

mehmet-akif-ersoy

MEHMET AKİF ERSOY KİMDİR?

20 Aralık 'te İstanbul'da doğan Ersoy'ın babası Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmet Tahir Efendi, Osmanlı Devleti'ne bağlı Arnavutluk'un İpek kazasına bağlı Şuşise Köyü'nden İstanbul'a gelmişti. Ersoy'un annesi Emine Cemile Hanım ise Buharalı Mehmet Efendi'nin kızı olarak Samsun'da doğmuştu. Mehmet Tahir Efendi, ona ebced hesabıyla doğduğu yıl olan 'a karşılık gelen Rağıf ismini vermişse de çevresi tarafından Akif olarak çağrıldı. Akif dışında bir de Nuriye adında bir kızları bulunuyordu.

Mehmet Akif, İstanbul'da Fatih'in Sarıgüzel semtinin Nasuh Mahallesi'nde doğdu. Çocukluğu Osmanlı Devleti'nin “hasta adam” olarak nitelendirildiği döneme denk geldi. yılında, Akif 4 yaşındayken Fatih'de Emir Buhari Mahalle Mektebi'ne başladı. Burada iki yıl eğitim gördükten sonra Fatih İbtidaisi'ne geçti. Aynı yıl babası ona Arapça dersleri vermeye başladı.

Babasının yazın Emin Paşa'nın çocuklarına ders vermesi sebebiyle Emin Paşa'nın çocukları ile arkadaşlık kurdu. Mehmet Akif, yılında ilköğretimini tamamlayarak Fatih Merkez Rüştiyesi'ne başladı. Ayrıca Fatih Camii'nde Esad Dede'nin İran Edebiyatı derslerine katılıyordu. Lise eğitiminde Mülkiye'nin İdadi bölümünde başladıktan sonra yüksek kısmına geçti. Kısa bir süre sonra evlerinin yanması ve babasının vefatı sebebiyle okula devam edemeyip sivil veterinerlik okulu olan Baytar Mektebi'ne geçti. Şiirle ilgisi bu dönemde başlayan Mehmet Akif, ilk şiirlerini bu dönemde yazmaya başladı.

BİRİNCİLİKLE MEZUN OLDU

22 Aralık tarihinde birincilik ile mezun olmasından sonra Orman ve Ma'adin ve Ziraat Nezare'Baytar Müfettiş Muavini olarak tayin edildi. yılında ilk eseri olan 7 beyitlik gazeli “Kur'an'a Hitab”, Servet-i Fünun Gazetesi'nde yayınlandı. 4 yıl boyunca Rumeli, Anadolu ve Arabistan'da görev yaptı. Bu seyahatler Mehmet Akif'in düşünce ve yazın hayatını çok etkiledi.
mehmet-akif-ersoy

1 Eylül 'de 25 yaşında iken Tophane-i Amire veznedarı Mehmet Emin Bey'in kızı İsmet Hanım ile evlendi. Aynı yıllarda Maarif Dergisi'nde ve Resimli Gazete'de şiir yazıları ve Arapça, Farsça ve Fransızca'dan yaptığı çevirilen yayınlandı. yılında Halkalı Ziraat Mektebi'ne Kitabet-i Resmiye Muallimi ve 'de Çiftlik Makinist Okulu'na Türkçe öğretmeni olarak atandı. Ardından bir yıl sonra II. Meşrutiyet'in ilan edildiği dönem İstanbul'da Umur-i Baytariye Dairesi Müdür Muavinliği'ne getirildi. yılları arasında “Sırat'ı Müstakim” dergisinde yazdığı dönem en ünlü şiirleri “Küfe” ve “Seyfi Baba” yayınlandı.

KURTULUŞ HAREKETİNE DESTEK VERDİ, GÖREVDEN ALINDI

Kısa bir süre sonra Darülfünun Edebiyat-ı Umumiye müderrisliğine tayin edilen Mehmet Akif, uzun süre bu kadroda kaldı. 'te İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne girdi. I. Dünya Savaşı sırasında bu cemiyete bağlı bir örgüt olan Teşkilat-ı Mahsusa aracılığıyla Almanya'daki Müslüman tutsakların durumunu incelemek üzere Berlin'e gönderildi. Ardından Arabistan ve Lübnan'a gitmiş ve burada batı-doğu ayrımına şahit oldu. İstanbul'a döndükten sonra Darül-Hikmet-i İslamiye'nin başkatipliğine atandı. Miili Mütareke döneminde kurtuluş hareketine destek verdi. Balıkesir'de yaptığı konuşmadan dolayı İstanbul'daki görevinden alındı. Ankara Hükümeti'nin kurulmasından sonra Burdur Milletvekili olarak meclise girdi.

LİRAYI KABUL ETMEDİ, ORDUYA VERDİ

O sırada Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin desteği ile İstiklal Marşı için açılan yarışmaya giren Mehmet Akif Ersoy, şiir arasından yarışmayı kazandı. 18 Mart 'de kabul edilen şiir, yılında Osman Zeki Üngör tarafından bestelenerek “Türkiye Cumhuriyeti'nin Milli Marşı” olarak ilan edildi. Mehmet Akif Ersoy yarışmadan kazandığı lirayı kabul etmeyerek Türk Ordusu'na armağan etti.

EDİRNEKAPI ŞEHİTLİĞİ'NE DEFNEDİLDİ

Sakarya Zaferi'nden sonra İstanbul'a geldi ancak İslami uyanışçı düşünürlerden olan Mehmet Akif Ersoy, Cumhuriyet'in laik düzeninin oturması sebebiyle Mısır'a gitti. yılına kadar Mısır'da Türk Dili ve Edebiyatı dersleri verdi. Siroz'a yakalanması üzerine 'te Lübnan'a, 'da Antakya'ya gitti. Hastalığının ilerlemesi üzerine ülkesine döndü ve 27 Aralık 'da İstanbul'da vefat etti. Mezarı Edirnekapı Şehitliği'nde bulunmaktadır.

İSTİKLAL MARŞI'NI TÜRK MİLLETİ'NE ARMAĞAN ETTİ

Mehmet Akif Ersoy'un en önemli eseri olan “Safahat”, 7 kitaptan oluşmaktadır. yılında yazdığı birinci bölümde osmanlı toplumunun meşrutiyet dönemini; yılında yazdığı “Süleymaniye Kürsüsünde” adlı ikinci kitapta, Osmanlı aydınlarını işlemiştir. 'de Safahat'ın üçüncü bölümü olan “Halkın Sesleri”ni ve yılında dördüncü bölüm “Fatih Kürsüsünde”yi yazdı. Ardından tarihli “Hatıralar” ve I. Dünya Savaşı hakkında görüşlerinin yer aldığı tarihli “Asım”ı yazdı. Son ve 7. bölüm olan “Gölgeler”i yılında yazdı. Şiirlerinin toplu olarak yer aldığı 7 kitaplık eserine “İstiklal Marşı”nı koymayarak bu eserini Türk Milleti'ne armağan etmişti.

Başlangıcı olan “Safahat”, yılında tamamlandı. Özmer Ziya Doğrul, Mehmet Akif Ersoy'un kitaplarına almadığı şiirlerini de ekleyerek eseri, yılında tekrar yayımladı. Ardından yılında M. Ertuğrul Düzdağ, eseri önceki baskıları arasındaki farkı gösteren yeni bir basımını yaptı. “Kur'an'dan Ayet ve Hadisler” ve “Mehmet Akif Ersoy'un Makaleleri” adlı çalışmaları da ölümünden sonra yayımlanmıştır.

AlmanyaAnkaraArnavutlukbabaGülHürriyetİrankurbanLübnanMehmet Akif ErsoyMilli Eğitim BakanıMısırşehitSözcüTBMMTürkiye

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir