Isviçre Orman Kedisi
Norveç Orman Kedisi Hakkında Harika 12 Bilgi
Norveç Orman Kedisi; Dünyada, Norveç Mitolojisinde geçen ” Nordik Tanrıları ” Freya’nın arabasını çeken mitolojik kediler olarakta bilinmektedirler. Sibirya Kedisi gibi zor koşullarda yaşayan “vahşi doğanın kedileri” olarakta adlandırılan Norveç Kedisi ülkemizde de çok tercih edilen evcil kediler arasında yer almaktadır.
Biyologların yaptığı araştırmalara göre Norveç Orman Kedilerinin, Ankara Kedisininde ataları olma ihtimalleri çok yüksektir.
Vikingler döneminde dünyaya açılan Norveç Orman Kedileri, Türk Coğrafyasına ilk olarak Anadoluya Bizansın hüküm sürdüğü zamanda gelmiştir.
Avrupa ve Orta Doğuda da bu dönemlerde görülmeye başlayan Norveç Orman Kedisi , sadece soylular ve yüksek rütbedeki ailelerin beslediği kediler olarak kaldılar.
Günümüzde sadece soyluların değil, halk arasında da insanların beslediği Norveç Kedileri; 1970 ‘ li yıllarda koruma altına alındı ve , kedi ırkı statüsü konuldu.
Norveç Orman Kedisi Özelliklei – Vücut Yapısı
Karakteri: Çok iyi arkadaş , sosyal , Mükemmel avcı.
Tüy Yapısı : Yumuşak , uzun , soğuğa dayanıklı kalın.
Kulak Yapısı: Püsküllü ve sivri ava odaklı kulaklar.
Gövde: Yapılı ve kaslı gövde yapısı.
Kürk : Yumuşak tüyler ve kalın kürk.
Kuyruk: Gövdeleri kadar geniş ve uzun kuyruk.
Ağırlığı : 5-10 Kilogram aralığındadır.
Çocuklarla Arası - 5/10
50%
Bakım İhtiyacı - 7/10
70%
Eğitilebilirlik - 6/10
60%
Norveç Orman Kedisi Hakkında Harika 12 Bilgi
1 – Yabancılar karşı soğuk ama tanıdığı insanların yanından kendinden emin olan Norveç Orman Kedisi , epeyce etkili fiziğe sahiptir, çevresine karşı nazik ve korumacı olan bu kediler hakkında 20 bilgi için; Okumaya Devam Edin!
2 – Birçok Norveç Mitinde ve hikayelerinde yer alan Norveç Orman Kedilerinin tam olarak kökenleri belirlenemesende Vikingler başlangıç kabul edilir.
3 – Yapılan araştırmalara göre Norveç Orman Kedisi , Avrupadan ve Orta Doğudan toplanan kedilerin ve Mısırdan, Norveçe getirilen Kedilerin çiftleşmesi ve Norveçin soğuk iklimine adaptasyonuyla meydana geldiği söylenir.
4 – Ataları ve geçmiş yüzyıldaki Norveç Kedisi kısa tüylüdür. Fakat yıllar içinde dahada soğuyan Norveçe uyum sağlamak için evrim geçirerek uzun tüylerle uyum sağlamayı başarmışlardır.
5 – Zor şartlara uyum sağlamak konusunda çok başarılı olan Norveç Kedileri; avcılık ve tırmanma yetilerini çok geliştirmiştir. Diğer kedilere kıyasla sudan hiç korkmazlar ve nehirden balık yakalamak en sevdikleri oyun haline gelmiştir.
6 – Göz alan ipeksi yumuşak tüyleriyle sahiplerini mest eden Norveç Orman Kedileri; Sıcak yaz aylarında mevsimsel tüy dökerler. Kış mevsiminde ise özellikle boynundaki tüylerin belirgin kalınlaştığı gözlemlenir.
►Kediler Neden Tüy Döker? Çözümleri Nelerdir?
7 – 10 kilograma kadar çıkabilen bu kedi ırkı; güçlü fiziği ve kaslı gövdesiyle fark yaratmaktadır.
8 – Kafaları büyük ve üçgen şeklinde yüz hatlarına sahiptir. Ayırca yanakları fazlasıyla etli , çeneleri kalındır.
9 – Kulakları sürekli avına odaklanmış gibi dik ve sivridir. Kulaklarının içi soğuk havalar için tasarlanmış tüylü ve sıcak yapılıdır. Uzun , heybetli ve belirgin bıyıklara sahip olan Norveç Orman Kedilerinin göz renkleri siyahtır.
10- Kuyruk yapıları uzun yumuşak tüylü ve her zaman diktir. Kuyruk boyutları ise devasa gövdeleri kadar uzun ve geniştir.
11 – Doğumları diğer kedilerin aksine daha kolay geçen Norveç Orman Kedilerinin yavruları; daha 3 aylıkken mükemmel uzun tüylere kavuşur.
►Kedilerde Doğum ve Belirtileri Nelerdir?
12 – Bu kedilerin bakımı için daima bahçeli ve büyük bir eviniz olmalı; eğer ona sağladığınız ortam ne kadar geniş ve oyunlu olursa mutluluk katsayısı arttığı gibi yalnız kaldığında stres yapmaz.
ETİKETLERÜzgünüm, bu içerik için hiç etiket bulunmuyor.
DERGİ - Kediler neden sürü halinde yaşamaz?
Kaynak, Thinkstock
Evcil kediler sürü halinde bir arada yaşamada herhangi bir fayda görmediği için yalnız yaşar. Fakat gelecekte bu durum değişebilir.
Yapılan araştırmalar kedilerin köpeklerden çok daha bağımsız olduğunu gösteriyor. Kedilere bir şey yaptırmak zordur; onlar kendi bildiklerini yapar.
Kedi besleyenler bilir bunu. Fakat kediler neden hem birbiriyle hem de insanlarla işbirliğine gitmekten hoşlanmaz? Ya da tersinden sorarsak ister evcil ister vahşi olsun diğer birçok hayvan neden sürü halinde yaşar?
Sürünün avantajları
Doğada grup halinde yaşamak oldukça yaygındır. Kuşlar, antiloplar, balıklar sürü halinde yaşar. Yırtıcı hayvanlar da çoğu zaman grup halinde avlanır. Kedi ailesinden olan aslan da grup halinde yaşar.
Sürü halinde olmak daha güvenli olmak demektir. Yırtıcı hayvan sadece onlardan birini avlayacaktır ve sürüde yüz hayvan varsa bu avlanma ihtimalinin yüzde bire düşmesi demektir. Tek başına olduğunda ise yüzde yüzdür bu ihtimal.
Sürüdeki hayvanların ayrıca çok sayıda gözü var demektir. Yaklaşan avcıyı önceden fark edip kaçma olanağı artar.
Tetikte olma konusundaki bu ortaklaşma tek tek hayvanların yiyecek bulmaya daha fazla zaman ayırmasını da sağlar.
Fakat sorun sadece av olmaktan kaçınmak değildir. Grup halinde dolaşan hayvanların çiftleşmek için eş aramasına da gerek kalmaz.
Yavru doğduğunda ise onu koruyup besleme sorumluluğu neredeyse bütün sürüye ait olur.
Birçok kuş türünde yavrular yetişip çiftleşmeye hazır hale gelinceye kadar aile gruplarıyla kalır.
Grup halinde yaşamak enerji tasarrufu sağlar. Sürü halinde kuşlar ve balıklar çok daha etkin uçar ve yüzer.
Yarasa ve penguenlerde olduğu gibi, sürü halinde olmak ısınmayı da kolaylaştırır.
Bu kadar yararına rağmen bütün hayvanların neden grup içinde yaşamadığı sorusu sorulabilir. Oysa bazı hayvanlar için yiyecek paylaşmak sorundur.
Sürü halinde birlikte beslenirken her hayvana düşen miktar sınırlıdır. Hayvanların besin ihtiyacı da farklılık gösterir. Bir leoparın birkaç günde bir 23 kg et yemesi gerekir. Bu tür vahşi kedilerde yiyecek için rekabet fazla olduğundan yalnız yaşar ve avlanırlar.
Buna tek istisna aslanlardır. Bu yaşadıkları çevre koşullarından kaynaklanır. Kendi alanlarını koruyup rakip grupların girmesini engellemek için grup halinde hareket ederler. Ayrıca avladıkları hayvanlar da aynı anda birkaç aslanın beslenmesine yetecek büyüklüktedir.
Kediler ise küçük hayvanları avlar; paylaşacak kadar yiyecekleri yoktur. Bu nedenle tek başına gezerler.
Nasıl evcilleştiler?
Kedileri insanlar evcilleştirmemiş, onlar kendi kendine evcilleşmiştir.
Evcil kedilerin kökeni Orta Doğu'da "orman kedisi" olarak bilinen yabani kedilere dayanır. Bu kediler insanların yaşadıkları köylerdeki evlerin kilerlerinde çoğalan fareleri avlamak için kendileri yaklaşmıştır insana. Böylece karşılıklı fayda oluşmuş, farelerden kurtulmak için kedileri beslemek de insanın işine gelmiştir.
Evcil kediler tümüyle anti-sosyal değildir. Ama birbirleriyle ve insanla ilişkileri kendi belirledikleri koşullar üzerinden olur. Bağımsızlıklarını korur ve ancak kendi istedikleri zaman insana yaklaşırlar.
Dolaştıkları alanları idrarlarıyla işaretleyip başka kedilerle karşılaşma ihtimalini azaltır. Aksi halde pençeler devreye girer.
Kediler böylesi bir durumda kavgaya tutuştuğu sürece sürü halinde dolaşma ihtimalleri de yoktur.
Aşırı tehlike anında savunma amacıyla işbirliğine gitmek üzere bir araya gelmelerinin de pek mümkün olmadığını belirtiyor biyologlar.
Birbirine tahammülleri artıyor
2014'te Journal of Comperative Psychology dergisinde yayımlanan bir makalede evcil kedilerin özellikleri ve onları yönlendirme girişimlerine nasıl direndikleri ele alınmıştı.
Fakat genel özellikleri bakımından evcil kedilerin yabani akrabalarına oranla grup halinde yaşayan aslanlara daha yakın olduğu görüldü.
Ayrıca evcil kedilerin atalarına oranla birbirinin varlığına daha fazla tahammül göstermeye başladığı belirtiliyor. Çiftliklerde yaşayan kedilerin kapalı ortamlarda birbirinin varlığını kabul ettiği görülüyor.
Örneğin Roma'daki tarihi Kolezyum'da 200 kedi bir arada yaşarken, Japonya'nın Aoshima adasında kedi sayısı insan başına altı kedi düşecek düzeydedir. Bu kedi kolonilerinde kediler yardımlaşma ve işbirliğine gitmeseler de tek başına dolaştıkları geçmişlerinden farklı özellik gösterdikleri kesindir.
Hayvan davranışı, sürü halinde yaşamaya yatkınlık ya da direniş o canlının doğasında olan özelliklerdir. Yıllar boyunca doğal seleksiyon sonucu oluşmuş özellikleri bir anda değiştirmek mümkün değildir.
Fakat aslanlar grup halinde yaşama becerisini göstermiştir. Bu tür değişimlerin yaşanması kediler açısından da gelecekte mümkün olabilir.
Diplomat kedisi çiple bulundu
İsviçre'nin Ankara Büyükelçiliği'ndeki diplomat Martine Berset, 2019 yılında başladığı Ankara'daki görev süresince sokaktaki kedi ve köpeklere evini açtı. Bazı sahipsiz hayvanları sokakta besleyen Berset, doğum yapan kedileri ise yavruları ile birlikte eve alıp sahip çıktı. Berset, 2022 yılının başında kedilerine, Tarım ve Orman Bakanlığı'nca hazırlanan yönetmelik gereği çip taktırıp kimliklendirerek kayıt altına aldırdı. Ancak kedilerden 3'ü mart ayında kayboldu. Görev süresi eylül ayında dolan Berset, diğer 5 kedisini de alıp ülkesine döndü. Ekim ayında Elmadağ ilçesinde köpeklerin saldırısında yaralanan ve veterinere götürülen kedinin, boynundaki çipten Berset'in kaybolan 3 kedisinden biri olan Erin olduğu anlaşıldı. Kedi, ilk tedavisinden sonra çipi takan veteriner hekim Aydın Aksu'ya teslim edildi. Aksu, telefonla arayıp durumu Berset'e bildirdi. Uçakla Ankara'ya gelen emekli diplomat Berset, çip sayesinde kavuştuğu kedisini alıp ülkesine döndü.
‘KAVUŞTUĞUMDA ÇOK MUTLU OLDUM’
Aylar sonra kayıp kedisine kavuşan Berset şunları söyledi: "Ülkeme döndükten sonra 8 Ekim'de veterinerimiz Aydın Bey mesaj attı, Erin’in bulunduğunu söyledi. Çok sevindim, gelip alacağımızı söyledim. Aralık ayında gelip Erin’e kavuştum. Erin’i en son 2022 Mart ayında görmüştüm, kavuştuğumda çok mutlu oldum. Mikroçip olmasaydı Erin'in bulunması mümkün değildi, mükemmel bir şey. Bu hayvana aslında bir saygıdır.”