pencere ile ilgili şiirler / Turgut Uyar'a Ait Sanılan "Bütün Pencerelerde Bekleyen Benim" Şiiri - Malumatfuruş

Pencere Ile Ilgili Şiirler

pencere ile ilgili şiirler

Etiket arşivi: Pencere Şiirleri Bercestem

Şiiri/ni bir cam gibi sarıp sarmalayan Tugay Kaban&#;a küçük bir pencere

Pencerene kar buğusu bıraktım
Belki adımı yazarsın diye
Belki beni çizersin diye
Pencerene kar buğusu bıraktım

Ahmet Erhan

Gözleri terkedilmiş bir evin pencereleri gibi bomboştu, gözlerin ışığı sönmüştü.

Cengiz Aytmatov – Elveda Gülsarı

Bu yüzden daracık bir yer seçeriz korunmak için
kendi sınırsızlığımızdan. Belki de bu yüzden
burada oturuyorum ben, bu pencere önünde,
…seafoodplus.info için
gemicilerin rıhtımda, kaldırım taşlarında kalan
ayak izlerinin bir peri masalındaki sıra sıra,
dikdörtgen aylar gibi yavaş yavaş silinişine.

Yannis Ritsos

Hâl

Pencereme vurmayın, ödüm patlayabilir;
Dokunmayın, vücudum boşluğa kayabilir…

Necip Fazıl Kısakürek

Seni bir çok daha görmek için
Dallarına basıp yaylandığım
Şiiri katıksız dolambaçsız
Bir önsöz olsun diye yazdığım
Senin adınla karıştırıp
Adını yüreğimin canına
Kazıdığım ve şimdi bir akşamüstü
Penceremden ansızın görünmeyen

Çamağacına

Onat Kutlar

Pencereme dolanma ayışığı
Rüzgarın soluğuyla titreye titreye
Ağaçların hatırını sor
&#; Yoksul ve kimsesizdirler
Denizlerin dibinde oynaşıp duran
Balıkların sırtlarını ışıt

Ahmet Erhan

Ve gönül Tanrısına der ki:
&#; Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!

Cahit Sıtkı Tarancı

dünyanın soluğudur kar yağarken pencere
silinen bir vazoya tozun konması gibi
ey dokunma duygusu
sensin bu bahçenin sahibi.

İbrahim Tenekeci

Boş düşlerle beslemişiz kalplerimizi,
Kalpler saldırganlaşmış bu yüzden;
İçimizdeki kin daha yoğun
Duyduğumuz sevgiden; Ey bal arıları
Gelin, sığırcığın boş yuvasında kendi yuvanızı yapın.

William Butler Yeats / Penceremin Yanındaki Sığırcık Yuvası

Bir pencere, bakmaya
Bir pencere, duymaya
Bir pencere, yeryüzünün yüreğine ulaşan tıpkı bir kuyu gibi
Tekrarlanan mavi şefkatin enginlerine açılan.
Yalnızlığın küçücük ellerini
Cömert yıldızların verdiği gece bahşişi kokularıyla
Dolduran bir pencere
Belki de konuk etmek için güneşi şamdan çiçeklerinin gurbetine
Bir pencere, yeter bana

Furuğ Ferruhzad

Bir şey söyle bana
Teninin tüm sevgisini sana bağışlayan insan
Ne istiyor diri kalma duygusundan başka?
Bir şey söyle bana
Kıyısındayım pencerenin
Ve güneşle bağlantıda…

Furuğ Ferruhzad

Pencereyi aç
Sesin sarsın dünyayı
Duyulur elbet ta ötelerden
Yürek kendini tanır

Arkadaş Zekai Özger

Karşılıklıydı pencerelerimiz seninle
evlerimiz sırt sırta binmiş
bi ben geldim, sizin cama sen yoktun
bi sen geldin,
benim pencerem kapalı ..
bakamadık sokaklara, insanlara bir gözle.

Benim penceremin önünden kuşlar uçtu
Sen yakalayamadın hiç
Senin pencerenden geçtiyse uzun trenler
Ben hiçbirine el sallayamadım
&#;

Sırt sırta yapsak da evlerimizi
Biz bir pencereden yakalayamadık
akıp giden hayatı…

Akide Ufuk Türkelli

sımsıkı kapatmış olsak da
bizi ürperten anıları hayatımızın
eski defter ya da kuzeydeki pencere

Murathan Mungan

unutma sana yolladığım mendili (adını işlemiştim)
kırmızı yaşmağı (nişanesiydi bekaretimin..)
ilk dizesini, sana yazdığım son şiirin (seni seviyorum demiştim…)
yüzünde ağarttığım geceyi (sabahında pembe gül dermiştin…)
kahvaltıda yediğim iki zeytin tanesini (gözlerine benzettiğim)
rengi değişmeyen zakkum çiçeğini (aşktı yani; kendimi zehirlemiştim…)
unuttuklarımı da unutma sakın! (hepsini sana vermiştim…)

ikilemlere düşme sakın!
cık gel beklerken seni
beklemediğim zamanında saatlerin…(şimdi değilse bile yarın!)

penceredeyim!…

Tayyibe Atay

Yorgun dünyanın içine girme. O girdaplı su kimleri yuttu bir bilseydin korkardın. Sen sen ol, âlemin penceresinden seyret yine âlemi. Bir tren vagonundaymışsın misali daya başını cama, akıp giden görüntüler nehrini izle bir seferi gibi…

Mustafa Ulusoy

Erlerle etme pencerelerden alış veriş
Dadına gâhi yardım edüb sen de gör ki iş
Yağ bağlasun yüreği ninenin karış karış
Dek dur küçükden evde oturmaklığa alış
Olma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol

Enderûnlu Vâsıf

Bir tambur bir yalnızlığı anlatıyorsa
O ışıksız pencereden
Ben onu bile bile duymuyor gibiyim.

Erdem Bayazıt

Pencere, korunun rüzgârıyla öpecek ensenden.

Şükrü Erbaş

Ya da bir düşte yürüyor gibi
Islak mavi bir sabahtı, açtınız pencerenizi
Şöyle bir gerindiniz, gökyüzüne baktınız
Tutarak sapından bembeyaz bir karanfili
Sevinçle okşadınız
Ve içerde kahvaltınız bekliyordu sizi
Öyle ki, kahvenizi içiyordunuz, birazdan çıkacaktınız
Tam o sıra kapının zili
Tuhaf şey .. Bu saatte .. kim olabilir ki
Ve işte az önce aldınızdı gazeteleri
Öyleyse?
Yaktınız bir sigara daha, kapıya yöneldiniz
Bırakıp masaya kahvenizi
Kilidi çevirdiniz, açtınız kapıyı
Usulca
Bir kurşun!

Edip Cansever

kalbimden kalbin havalanıyor
bilmediğim bir kuş
sabaha kadar ayrılmıyor pencereden

Derya Önder

Vaktiyle İzmir’e gitmiştim
Ömrümde ilk defa
Aşıklık yüzünden.
Şehre girerken ışıklar uçuşuyor
Rüzgar okşuyordu saçımı tren penceresinde,
Kalbim bir bayrak gibi çırpınıyordu.

Cahit Külebi

Bir akşam-üstü pencerenden bakıyordun
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya..
O geçen ben değildim.

Özdemir Asaf

söylüyorum, iki cihanda mutsuzum, insanım
tenhalaşıyorum bir yılan ıslığına dönüşüyor sesler
pencerem kırılıyor,işte, armağan diyorum sana
savrulup düşen kan taneleri, konuk olduğun kalbim

Tuğrul Keskin

Son kez baktığın pencerede hayal edip seni,
Perdenin son kez kapanması gibi,

Kapanmalıydı gözlerim.

Dursun Ali Erzincanlı

Ayrılık
Çoğalarak giriyor günlerime
Senden başka kim bilebilir
Geçmişin dökümünü yaptığımı
Ağır ağır pulsara dönüşürken güneşler
Sonbahar hüznüne benziyor pencerede
Artık konuk beklemeyen gözlerim
Sayfalar da bitti ışık da her yanı kapladı

A. Kadir Bilgin

Sabah olmuştu, ve penceremin kepenkleri arasından
Gönderiyordu ilk ışıklarını güneş
Kör karanlık odama;
Uykum daha hafiflemişken
Ve daha da tatlılıkla gözlerimi gölgelerken,
Beliriverdi yanıbaşımda ve baktı yüzüme
o kadının hayâli

Giacomo Leopardi

Bir şey söyle bana
Teninin tüm sevgisini sana bağışlayan insan
Ne istiyor diri kalma duygusundan başka?
Bir şey söyle bana
Kıyısındayım pencerenin
Ve güneşle bağlantıda…

Furuğ Ferruhzad

İçerde

Pencere, en iyisi pencere;
Geçen kuşları görürsün hiç olmazsa;
Dört duvarı göreceğine

Orhan Veli

Önünde yalnızım pencereciğin,
Ne bir konuk, ne bir dost bekliyorum.

Sergey Yesenin

-her zaman paylaşılan duygular vardır
yeri gelince ölümler de paylaşılır
bölüşmek bir ölümü dostluğu ve şiiri
benzemez beyaz evlerden mavi sulara
aynı pencereden iki yabancı gibi bakmaya-

Haydar Ergülen

Tipi var dışında penceremin
Sobaya karşı elimde kadehim
Balıkçı sandalım yağmurda ne yapıyor
Uykusunda güz nehrinde sürükleniyor.

Du Mu

başını yastıklardan kaçıran uykulu başını cümle odalardan
hep kumlar vardı çünkü uykuya yaklaşırken
üzülecek ve sevinç duyacak yerlerde
dudakların içinde kulak yollarında
adamın öldürülüş sesi
sofadan sokak kapısından
pencereden kumluğa okyanusa
ahrete olan dostluğumuza yakınlığımıza

Cahit Zarifoğlu

Sokaklar pencereler baksın diyedir birbirine
Dertleşsin diye

Gonca Özmen

akşam üstleri uzatıp başını pencereden

Ayten Mutlu

bir rüzgârdı, kapandı pencereler
son sesleri bunlar ezgimizin
duyuyor musun?
gidiyorum
kal, demiyorsun
şimdi bozkırlarda usul usul ağlayan
kahır yüklü ağır bir tren gibiyim
kimsesiz bir aşkın ayak izinden
uzak yıldızlara doğru yol alan
ve gittikçe ırayan
ve gittikçe ırayan

Ayten Mutlu

Güzleri kullanırdı o kadar sevmese de
Dünyayı kullanırdı açıp da penceresini sonsuza
Su içse suya benzerdi biraz
Konuşsa
Üç beş kişi birikirdi herhangi bir köşebaşında
Yolu düşse de başka mor-sarı bir akşam kahvesine
Ne kadar eşleşirdi Van Gogh’un bakışıyla.

Edip Cansever

Tam pencereme yakın bir dut ağacı vardı. Ay ışığı dut yapraklarından süzülür, odaya pâre pâre dökülürdü. Aşağı yukarı yaz kış pencereyi açık bırakırdım. Ne serin, ne tuhaf rüzgârlar eserdi. Vapurlarda da çalıştığım için, rüzgârların kokularından lodos, poyraz. karayel, günbatımı diye tefrik eder, tanırdım. Ne rüzgârlar battaniyemin üzerinden acayip birer rüya gibi gelip geçtiler.

Sait Faik

Sessiz biri gelir de başını vurur lalelerin:
Kim kazanır?
Kim kaybeder?
Kim koşar pencereye?

Kim o kadının adını en önce söyler?

Paul Celan

Ilık bir süzülüşle
Geri dön hayat,
Bırakma yeryüzü salına
tünemiş pek kara kuşlar
Örtsün bakışımı,
Görmek acısı sürsün
pencere tutsağının
Düşsün hayatı suya…

Nilgün Marmara

Pencereye yaklaşıp hafifçe camı tıklattı.
– Kim o? dedi içerden bir ses.
– Benim Bibican, benim. Aç kapıyı.
İçeride bir ışık yandı ve cam hafifçe aydınlandı.

Cengiz Aytmatov / Elveda Gülsarı

Mutfağa girmiş, pencereyi açmış el sallıyor utanmaz.

Vüsat O. Bener

Adını gömleğimize işleyerek sevdiğimizin,
bir gül yaprağını saklayarak defter içinde,
balkonlara pencerelere dizerek saksılarımızı,
kamyonumuza teknemize ad koyarak arifane,
tüterek tütünümüzle kasketimizin altında,
denizlerle bulutlarla türkülerle kayıp ağarak…

Dinçer Sümer

Eskisi gibi değilim artık ben
Artık olamam hiçbir zaman da
Yazım,o güzelim baharım da
Uçup gitti işte pencereden

Aşk,yalnız sendin sultanım benim
Tanrılar içinde senin kölendim
Dünyaya gelebilseydim bir daha
Daha bir dört dönerdim etrafında

Clement Marot

Ben de bir evim, ruhumun penceresi
gözlerimi yalnız bırakın, derdim, nasıl
yalnız bıraktıysanız o evi birlikte;
bakalım açılır mı ikinizden bir bahçe

Haydar Ergülen

Kafes, mahpus kuşun gözüne karanlık görünür; her tarafı pencere olmuş, ne faydası var?

Hâfız-ı Şîrâzî

Çünkü pervâne, gün ışığına meftun olduğundan lambaya açılmış bir pencere zannederek kendini ateşe atar, ıstırap çeker. Fakat oradan biraz uzaklaşıp karanlığa düşünce tekrar lambaya atılır. Eğer lambanın ateşinin yaktığını tespit eden bir ruhu olsaydı, bir kere zarar verdikten sonra, kendisini aynı acıya sürüklemezdi.

İmam Gazzâlî, Mişkâtü’l-Envâr

Allahtan pencereler açmışlar içi sıkılan evlere
pencereler olmasaydı
nasıl gezerlerdi
karanlıklarda
ayağa kalkmış büyük böcekler
nasıl tırmanırlardı
merdivenlerden

Asaf Halet Çelebi

saldığım denizi aşmak için
kayıklar kırpardı seccadeden
geceyi çağırarak pencereden
kurumu derleyerek bacadan

Sezai Karakoç

Bence o çocuk öyle gülmemeli
Ay kar gibidir pencerede

Ergin Günçe

“Akşamları biraz geç gel yahu, bir erkek dolaşmak istemez mi, dedim. Ben çok yaşlı olan anneannemle meşgulüm. O da, istifa etmek üzere maliye’den. Bağını koparmasın istiyorum. Hiç arkadaşı yok çünkü. ‘Peki’ dedi. İlk gün dönüş saati geldi, altıyı çeyrek geçti, ortada yok. Normalde akşam altıda evde olur. Ertesi gün altıyı yirmi geçiyor, sonra altı buçuk… Bir gün odayı havalandırayım dedim, yaz. Toz aldım, bezi silkelemek için pencereden eğildim ki, kapının önünde oturmuş saatin dolmasını bekliyor.”

Tomris Uyar

Şu senin alçaktan sesin var ya
Pencereler var burnumun kemiğinde sızı.

Aşklar var unutulmamak için,
Boğulmak için ilk sevgili.

Cemal Süreya

Hiç çıkmamak halinde ve ölgün
Birileri çıkıyordu
Geceden kalma bir lamba yanıyordu, açık
Bir pencerenin sokağa doğru içinde
Bu uyum korkunçtur Yakup!

Edip Cansever

vagon penceresinden ayın gözlerinde doğduğu
o kız çocuğu sabaha karşı gizlice üşümüştür
dudakları masmavi dağ istasyonlarının soğuğu

Attila İlhan

Bir pencere sokağa girdi girecek

Edip Cansever

Ve işte, orada, evlerin sonuncusunda,
Bir genç kız bakıyor penceresinden, bakıyor merakla;
Saklamaya çalışıyor gözyaşlarını,
Sarı menekşeler ve gül yapraklarıyla.

Johann Ludwig Uhland

Sirkeciye kar yağarken pencereden
Senin sokaktan geçtiğini düşlemek güzeldi

Murat Solgun

Çıkıp kuruluyorum pencere yanına gel keyfim gel

Edip Cansever

Açılmaz ne bir yüz, ne bir pencere,

Tevfik Fikret

Ölüm bazen, geceleyin tüm pencerelerden yükselen bir sessiz harftir

Murat Özel

Pencereyi açmalıyım… Menekşelerin başucunda güneşin doğuşunu beklemeliyim. Hava aydınlanır aydınlanmaz su isteyecekler benden… Kadife saçlı güzel çiçekler…

Zehra Betül

Herkes gider
Ne?
Bilmiyor muydun sanki
Sevgili kalbim!
Neden hala apartman boşluğunun
gün ışığı görmeyen penceresinde
kuş sesleri beklersin..

Ali Lidar

Gözlerimin önünde hep aynı beyaz ev.
Her dağ yamacına kurduğum,
Beliren her su kenarında,
Pembe damlı, yeşil pancurlu, balkonlu,
Balkonuna tırmanan sarmaşık.
Gece, pencerelerinden sızacak ışık,
Kışın tütecek bacası.

Ziya Osman Saba

Garibin anası pencerelerden
Yanık türkülerle yollara bakar.
İncecik yüzünde her akşam üstü,
Çizgi çizgi, nokta nokta bir efkar.

Yavuz Bülent Bakiler

Sıralanmış saksılar vardı
limana bakan
penceremizin önünde
ve çiçekler arasında
ekmek kırıntıları serpen
martı yüzlü
bir anne

Sunay Akın

Sen bir uygarlık oldun bir ömür boyu
Geceme gündüzüme
Gözlerin
Lale Devrinden bir pencere
Ellerin
Baki’den Nefi’den Şeyh Galib’den
Kucağıma dökülen
Altın leylak

Sezai Karakoç

Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek…

Sezai Karakoç

Yaşlanıyorum pencereden her bakışımda

Didem Madak

acaba zamanı gelmedi mi
bu küçük pencerenin ardına kadar açılmasının
ve gökyüzünün yağmasının
ve insanın kendi cenazesinde gözyaşı dökerek namaz kılmasının?”

Furuğ Ferruhzad

Bahçemdeki dut ağacı
vurdu ince dallarıyla penceremin camına,
bir Beşiktaş tramvayı geldi aldı beni,
bir Beşiktaş tramvayı götürdü sana.

A. Kadir

Yolda, adımlarımı çağıracak geriye
Aralık duran kapım, belki dönerim diye
Penceremde buğudan bir damla yaş donacak

Sabri Esat Siyavuşgil

Penceremden gördüm
uzak kıyılarda batan güneşin bayramını.

Pablo Neruda

Bu yolun sağında yükselen
Her geçişinde penceresinden tebessümler gelen
Bahçesinde iri yedi veren,
kayısı gülleri açan evi düşünüyorum.

Rıza Polat Akkoyunlu

Dünya bir yana, o hayal bir yana;
Bir meşaledir pervaneyim ona.
Altında bir ömür dönedolana
Ağladığım yer penceresi midir?

Cahit Sıtkı Tarancı

Sen gelmedin,güz erken geldi
gölgem pencere önlerinden
ara sokaklarına düştü karasevdanın

Refik Durbaş

bir pencere aslı gibidir yani, açılır uzak bir iskeleye
yakın dursan biraz daha, kendini, hayatı sevdirsen

üç gün geçti, üç yıl geçti sanki içimden

Onur Caymaz

özledim herhangi bir sabahını
saçlarım taflan ya da lale
mutlu anılar da biriktirdim
her istasyon mavi bir pencere

Hüseyin Avni Cinizoğlu

Şimdi Çemberlitaş’ta bir ev
Miniminnacık öyle durur
Penceresinde küçük bir kız
Saadeti yüzünden okunur.

Ali Püsküllüoğlu

Bir odamız vardı etrafı sarmaşık
Bostanlara bakan penceremiz
O güller kadar taze
Ben ona deli gibi âşık

Oktay Rıfat Horozcu

Bir elim seni çizecek bütün pencerelere
Bir elim seni silecek.

Yavuz Bülent Bakiler

Ve dedim onlara:
Kim bir bahçe görürse tahtanın hafızasında
Ebedî, coşku ormanının esintisinde kalacaktır yüzü
Kim dost olursa hava kuşuyla
Düşü olacak dünyanın en huzurlu düşü
Zamanın parmak ucundan ışık toplayan
Açar âh ile pencerelerin düğümünü

Sohrab Sepehri

Kömür gözlü bir kumral en üst pencerede
Eskidir geçmiş zaman esvapları eski
Görmüşlüğüm var bu kadını! Ama nerde
Hatırlıyorum, başka bir hayatta belki

Gerard De Nerval

bir pencere açılsa unutulmuş şarkılar
çocuk bahçelerinden nasıl yankılanırlar

Attila İlhan

Yaz kış yeşil bir saksı ıtır pencerede

Ahmet Muhip Dıranas

Geceleri evimdeyim, rahatım yerimde
(Bir de sıkılınca pencereyi açabilsem)
ah… Başımı kaşımak, çiçek koparmak
El sıkmak istiyorum arada bir.

Melih Cevdet Anday

Gözlerimi pencerelerinize dikiyorum
Oda oda sessizlik bir çıt yok
Yavrularınızla uykulardasınız.

Muammer Baran

Allah’a sarılıp ağlamak istiyorum bazen
Sûr üç gece önce üflenmiş
Üç gece önce korkunç aydınlanmıştır gökyüzü
Anne, “oğlum” diyerek uykusundan
Ve korkuyla pencereye: “hayrolur inşallah”

Dilek Kartal

Pencereden bakarken gördüğüm tek şey: Hüzün

Nurullah Genç

Fabrikada pencereler, tavana yakın,

Bedri Rahmi Eyüpoğlu

Öldüğüm gün
Sokağımdan bir kadın geçsin istiyorum
Güzel ya da çirkin
Ama karalara bürünmüş bir kadın
Kalabalık görünce evin önünü
Gözlerini kaldırıp pencereme bakmalı
Aklına ben gelmeliyim
Ağlamalı

Erdoğan Tanaltay

Bir kadın açtı pencereyi sonuna kadar
Bir kadın kimbilir kimin karısı
Adam ne yapıp yapıp hatırladı.

Cemal Süreya

Sonraysa
uyandığında
yeniden
kapamak pencereyi
ve sarmak seni
öpücükle
örtmek seni
ve seni
keşfetmek

Erich Fried

Sürekli düşünüyorsun,inatçı ,saklı, gizli
Pencereye bakıyorsun, sıkıntı var gözlerinde
Her şeyden çok severdin beni hani ?
Kendin söylemiştin ya geçen sene

Maria Pawlikowska

bakacaksın pencerende bir ay çöreği
geceden birikmiş avuçlarında kokusu
özlediğin çiçeklerin,sen de bana döneceksin.

Koray Feyiz

Pencereme çarpar durur kar,
Çınlar, şıngırdar sessiz gümüş.
Pencereme çarpar durur kar,
Kar gibi bembeyaz oluverdi düş.

Rauf Parfi

sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım

Turgut Uyar

Ancak sen tazelikte gül yaraşır pencereme;
Uykusuz gecelerimde kokusunu duyduğum.

Cahit Sıtkı Tarancı

yeni farkettiğim pencere önü çiçeğim!
kış gelmiş sen karşılamışsın… ben evde yoktum

Şükran Belen

insan ellerini yüzünü yıkamalı
birlikte porselen bir çaydanlıktan
dışarıyı seyretmeli dışarıda pencereden yağmur
içerde, içerde olmanın sıcaklığı
içerde içeriyle evli kızlar dışarıda aşık
evet bir kız dışarıyı seyreder ama evde oturur
evet bir ev içeridedir dışarıda yağmur
yine de namaza durmalı
yine de bir kızı öperek uyandırmalı

Eren Safi

Daraldıkça daraldı dünyaya açılan pencereniz.

Şükrü Erbaş

Otobüsün penceresinden
Küçük kafeye baktı

Nirvana – Bukowski – Tom Waits


Güz geldi, kapa
pencereleri

Ruhun üşüyebilir

Refik Durbaş

Güvercin
Pencerede kopan alkış

Melih Cevdet Anday

Yosun tutmuş pencere pervazındaki
Aşınmış taş gibi suskun &#;

Archibald Macleish

Seni karanlıkta yatırıyorlar
Korkuyorsun geceden
Bakıp bakıp pencereden
Yatağına sokuluyorsun.

Behçet Necatigil

Bir pencere mi bu ,
Usulca kapanan ardımdan?

Detlev Von Liliencron

Yeniden döneceğim baba ocağına,
Yadırgı bir sevinçle avunacağım,
Ve yeşil bir akşam, altında pencerenin
Koluyla mintanımın kendimi asacağım.

Sergey Yesenin

dışarda fırtına var:
bütün pencereleri açın!

Selim Temo

ve sen gelirsin şafağın ilk rengiyle
penceremde kuş olmaya

Gültekin Emre

İşte… Yazın hışırdayan sıcak soluğu
Bayram gibi sarıyor pencereyi.
Ben çoktan sezmiştim bu
Aydınlık günü ve boş evi.

Anna Ahmatova

Garip Kişi

Bir akşam ilk olarak ağladım,
Bekar odamın penceresinde.
Hani ev bark? Hani çoluk çocuk?
Ne geçti elime bu hayatın
Meyhanesinde, kerhanesinde?
Yatağım her gece böyle soğuk.
Saadet bu ömrün neresinde?

Cahit Sıtkı Tarancı

nasıl da sevinirdim
ilkokul pencerelerine bayrak asarken
doğduğum kazanın
her bayram öncesi süslenmesine

Sunay Akın

Ve geçiyordu bahar o yemyeşil düş
Penceremden sesleniyordu yüreğime:
“Bak
Hiçbir zaman ilerlemedin
Battın sen!”

Furuğ Ferruhzad

sen yenisin galiba; diyalektiği ve aşkı şaka sanıyorsun
kış serçesi gibi pencere önlerinde telaş yapıyorsun

Sezai Sarıoğlu

Bu ara hep tedirginim,
bir pencerenin açılışını bekliyorum şimdi
arkandan gideyim
ya da parçalanayım diye üzgün kaldırımlarda.

Efrain Huerta

Bir kitap düştü yere…
Kapandı bir pencere…

Ayrıldılar…

Nazım Hikmet Ran

geleceğim.
ve her duvarın başına bir karanfil dikeceğim.
her pencerenin altında bir şiir okuyacağım.

Sohrab Sepehri

yürümeyi severim sonsuza açılan pencere gibi
o geçer gider usulca yanımdan

Betül Tarıman

Kapatır son pencereyi de.

Xavier Villaurrutia

İşte bu varlıklar
Pencerelere giysiler diken iğnenin
deliklerine giriyor
Orada gemiler ve erkek geyik boyunları
orada at sırtları, birine bindim
ve mesafelerin hurmasını silkeledim.
Bilmem neden ağlıyordu o pencere
Uzayın ona mavi mendilini uzattığını gördüm
ayın bulutlarla örtülürken
el-Hamra’da yarattığı
harikaları anlatıyor şu pencere de.
Ancak düş gemilerinin sığabildiği
göller misali pencereler
pencereler – yıldızların kulaklarında küpeler.
Boşluk el-Hamra’nın alfabesine
yaraşmayan bir sözcük.

Adonis

Sen, sevgili, daima hasretle seyrettiğim
bahçelersin sen. Bir kır evinde
açık bir pencere – -, ve sen daha yeni
atmışsın adımını dışarı, dalgın düşünceli

Rainer Maria Rilke

Ne ağzımda acı tadı kahvenin ne penceremde güneş takvimleri

Süleyman Unutmaz

Kaç zamandır bir ermiş dinginliği havalandırıyor dizelerime
açılan pencereleri,

Murathan Mungan

masum bir aldanıştı hayat pencerelerde

Nurullah Genç

Kim bilir, belki bir gün kapıma geleceksin
Siyah tüylü martılar yorgun pencerelerde
Benimle ağlayacak benimle güleceksin

Nurullah Genç

Söyleyeyim mi, alacakaranlıkta dar sokaklardan gittiğimi
Ve pencerelerine yaslanmış, gömlek kolları kıvrık
Yalnız erkeklerin pipolarından yükselen dumanları seyrettiğimi? …

seafoodplus.info

kuşlar alıştı pencereme

Arif Ay

Eskiden beri alışkınım pencerede
Suyun ya da ormanın uğultusuna
Çabucak uyudum böylece
Yatıp kaldım onun uzun saçlarında

Bertolt Brecht

Sen benimle gidiyordun
Beni okuyordun
Karaağaçlardan âşık serçeleri
Sabahın penceresine davet ediyordun
Gece tekrarlanırken
Gece tamamlanamazken
Sen karaağaçlardan âşık serçeleri
Sabahın penceresine davet ediyordun

Furuğ Ferruhzad

Geçip giden evsiz bir sokak durup baktı da pencereme
yüzünde donmuş bir gülümseme
nasıl da içli, sessiz,
nasıl da ince, ürkek,
dokunsam parçalara ayrılacak.

Oya Uysal

Odamın penceresi yok -daha iyi-
Kendime bakıyorum ben de
Kendimden sarkmış kollarıma
Kendimden damıtılmış gözlerime
-Bakmıyorum, duyuyorum onları sadece-
Böylesi iyi, çok iyi

Edip Cansever

İşin doğrusunu bu kıza anlatamam;
İçtiğimiz su acı,
Gördüğümüz düşler felaket düşü,
Pencereden uzan da bak,
Bak da ağla;
Bir yatakta sekiz kişi…
Haydi seni aldık, diyelim;
Dokuz kişi bir yatağa sığıştık,
Nefes nefese…
Verem olduk, temsil;
Ne halt ederiz gayri?
İlişme bize,
Bozma keyfimizi;
Havalanmış mahalle kızı.

Metin Eloğlu

bir pencere açmalıyım yalnız kalan çocuğuma

Mehmet Efe

Ellerim evcil bir hayvandır artık,
Yalnızlığı seyrederken, düşer pencerelerden.
Tenine veda…

Köksal Özyürek

Başka biri olacaksın istemesen de
Bakışlarımın izini taşıyan giysilerin
Tüketecek ömürlerini birer birer
Değişecek yeri bir dolabın, pencerede bir çiçeğin

Ataol Behramoğlu

Penceresiz perdesiz bu çift yataklı
Bu karanlık yatak odalarından
Yıldım demeninde bir anlamı yok.

Şükrü Erbaş

Kar yağdı durmadan üç gün üç gece,
Yaslandı duvarlara, kapıları zorladı,
Pencerelerden baktı ev içlerine.

Metin Altıok

perdeyle pencerenin arasına saklanmak

Necmi Zeka

Pencerede küçük bir radyom var,
Şarkıları güzeldir
Gel, kesmezse; el’gitarımdan
Sana şarkıları ben söylerim…

İbrahimî Feyzullah Yalçın

Yanılsama yansır içinde bir vapur penceresinin

Ahmet Güntan

Çiçekle Konuşma

Artık ne pencerem var seni koyacak
Ne masam,
Sevgilim de yok bu şehirde
Çiçek seni alıp ne yapsam?

Cahit Külebi

Gece seni birdenbire hatırladım

Nasıl bakarsa sürüye dağdan bir canavar
pencereden dışarıya öyle baktım

Dışarda seni benden ayıran hayat

Arif Damar

Nedir ki bu mavilik deme
Pencerenden görebildiğin kadar
Göğün kıymetini bil

Oktay Rifat

Gün günden puslu pencerelere benzeyen gözlerim

Murathan Mungan

O köklensin diye pencerede suya koyduğun devetabanı
Hepten hüzünlü bu günlerde
Gür ve çoşkun bir günışığı dadanmış pencereye

Cemal Süreya

Pencereleri düşünüyorum,
yağmurlu günlerimizi,
seni.

Cevat Çapan

Açık da olsa kapalı da pencerelerden ne isterseniz onu görürsünüz.
&#;
Yalnızlık bizim içeriye ve dışarıya ışık veren biricik penceremizdir Ömür hanım… İki kanadı vardır, istekten ve korkudan; çarpar durur bir ömür içimizde…

Şükrü Erbaş

en sevdiğim pencerem yitti

Enver Ercan

ah sevgilim ne diyecektim ben sana
aç pencereyi ve dışarıya bak
son gecemizde kar altında kuğular

Akgün Akova

Bütün suçu üstlenir lavanta kokulu bir pencere

Hüseyin Şahin

Her acının sonunda açık bir pencere vardır,
aydınlık bir pencere.

Paul Eluard

Resmim,
zayıf yüzlü, gülümsemeye yakın neredeyse
hastane penceresine dayalı
ahşap ve toz kokan bir gecede çekilmişti.

Birhan Keskin

Kimsesiz odamda kış geceleri,
İçin ürperdiği demler beni an!
De ki: Odur sarsan pencereleri,
De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran!

Necip Fazıl

Nasılsa her yürek
kendi penceresinden sever göçmen kuşları.

Almila Alp

Yanar
Sobasında
Yalnızın
Üşüyen
Bakışları.
Lambasında
Karanlığa donuk
Bir ışık
Titrer
Sönük-sönük.
Penceresi
Dışına kapanmıştır,
Kapısı
İçine örtük.

Özdemir Asaf

Ayrılık
Çoğalarak giriyor günlerime
Senden başka kim bilebilir
Geçmişin dökümünü yaptığımı
Ağır ağır pulsara dönüşürken güneşler
Sonbahar hüznüne benziyor pencerede
Artık konuk beklemeyen gözlerim
Sayfalar da bitti ışık da her yanı kapladı

A. Kadir Bilgin

Bir ağaç olsaydım ben,

Açık pencerene,

Yeni bir dal uzatır,

Seni meyvalarımı toplamaya,

Davet ederdim…

Hacı

yalnızlık,

ne terk edilmiş evin açık kalmış penceresi,

ne de insan gölgesi bile olmayan göl ya da kurbağa sesleri.

Yi Men

Ne aklıma gelse bir bakıyorum unutmuşum

tren penceresinden bir tarla

eskiyip atılmış bir gömlek, hiç unutmam

Turgut Uyar

Geçmişin aralanan penceresinden savrulurken efkârımın kara tülleri…

Buket Cihan Temür

Şiirden bir gölge çıktı.

Penceredeki çiçeğe su verdi.

Enes Kiseviç

Bu sevda biraz nadan

Biraz da hıçkırık tadı

Pencere önü menekşelerinde her akşam

Ahmet Hamdi Tanpınar

Son karşılaşmanın şarkısıydı bu

Dönüp bir kez daha baktım karanlık eve;

Yatak odasının penceresinde

Mumlar, kayıtsız, sarı bir ışıkla parlıyordu…

Anna Ahmatova

kalbimden kalbin havalanıyor

bilmediğim bir kuş

sabaha kadar ayrılmıyor pencereden

bir sırra erer gibi söylüyor:

sen ey kuşkusuz keder

seviştir bizi

Derya Önder

Bir zamanlar akşamları beraber

Doğayı seyrettiğimiz pencereler

Şimdi aydınlanıyor yabancı bir ışıkla

Stefan George

Gölgeler yerleşiyor pencereme; 

Çağınız başlıyor ey hâtıralar

Cahit Sıtkı Tarancı

yalnızlık,

ne terk edilmiş evin açık kalmış penceresi,

ne de insan gölgesi bile olmayan göl ya da kurbağa sesleri.

Yi Men

Ne aklıma gelse bir bakıyorum unutmuşum

tren penceresinden bir tarla

eskiyip atılmış bir gömlek, hiç unutmam

Turgut Uyar

Geçmişin aralanan penceresinden savrulurken efkârımın kara tülleri…

Buket Cihan Temür

Şiirden bir gölge çıktı.

Penceredeki çiçeğe su verdi.

Enes Kiseviç

Bu sevda biraz nadan

Biraz da hıçkırık tadı

Pencere önü menekşelerinde her akşam

Ahmet Hamdi Tanpınar

Son karşılaşmanın şarkısıydı bu

Dönüp bir kez daha baktım karanlık eve;

Yatak odasının penceresinde

Mumlar, kayıtsız, sarı bir ışıkla parlıyordu…

Anna Ahmatova

kalbimden kalbin havalanıyor

bilmediğim bir kuş

sabaha kadar ayrılmıyor pencereden

bir sırra erer gibi söylüyor:

sen ey kuşkusuz keder

seviştir bizi

Derya Önder

Bir zamanlar akşamları beraber

Doğayı seyrettiğimiz pencereler

Şimdi aydınlanıyor yabancı bir ışıkla

Stefan George

Gölgeler yerleşiyor pencereme; 

Çağınız başlıyor ey hâtıralar

Cahit Sıtkı Tarancıpencere_siirleri_antolojisi

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

 

Etiketler: Pencere Şiirleri Bercestem

"Bir pencere, bakmaya/Bir pencere, duymaya/Bir pencere yeryüzünün yüreğine ulaşan tıpkı bir kuyu gibi/Bir pencere yeter bana" diyordu bir şiirinde.

Bir diğerinde;

"eğer evime gelirsen ey sevgili/ışık getir bana/ve küçük bir pencere/ki oradan/mutlu sokağın kalabalığını seyredeyim" diyordu.

Şaşkın bir yüz'dü sanki!

"Pencerenin öte tarafından" baktılar hep, çünkü kendisine!

Oysa gökyüzünün sisli çatılarının üzerindeki hafif ve başıboş bir uçurtmadan başka bir şey olmayanın; aşkını, hevesini, derdini, kelamını ıssız ve sessiz mezarlığın gece vakti yabancılığında ölüm adındaki bir fare kemirmişti sanki!

Furûğ Ferruhzâd Türkçe'de henüz bu denli tanınmıyorken 'lı yıllarda "Cemilpaşa Konağı ya da Hüznün İsyanı" denememde kullanmıştım yine pencere'li bir kaç dizesini.

"Zamanı değil mi artık/Açılsın pencere/Yağsın gökyüzü oradan"

Sorulabilir sanki; bunca pencere imgesini kullanan şair ne bulur pencerenin öte tarafında!

İnsandır hikâyenin odağındaki, aşktır, özlemdir. İnsan tekinin yine insanı olduğu gibi kabullenme, tanıma, anlama mevzuudur asıl mesele. Özgürlüğe tutkun olmaktır. Ve cinsiyetten azade bir özgürlük tutkusu. Öyle sanıldığı gibi sadece kadını başat aktör yapan feminen bir edebi tavır alış da değil Füruğ'unki. Nitekim şair Muhammed Müşerref Azad Tehrani; "Füruğ bir cesaret örneğiydi. Riyakârlığın, taassubun, yalanın karşısında durmak ve insanın bütün bunlarla insan olduğunu ve kadının da bir insan olarak bu dürtüleri taşıdığını söylemek istiyordu" der ölümünden sonra Füruğ üzerine araştırma yapan Nasser Saffarian'a verdiği röportajında.

Yönetmen Bertolucci'ye verilen mektup

Şah'ın acımasızlığıyla 12 muhalif aydın hakkında idam hükmü verilir. O yıllarda bir röportaj çerçevesinde İran'a gelir İtalyan yönetmen Bernardo Bertolucci. Füruğ, o 12 aydın için bir mektup verir Bertolucci'ye ve olay uluslararası kamuoyunca duyulur. Füruğ sayesinde o 12 muhalif aydın Şah'ın idam mangalarının infazından kurtulmuş olur.

Dize haysiyetine bunca inanan ve sarılan ve dahi sadece yazdığı şiirler gibi yaşamak isteyip, yaşayan şaire, reva görülen nedir peki o halde!

Kalbinde söylenmemiş hikâyeleri olan şairin;

"gel ey adam, ey bencil varlık/gel aç kafesin kilidini/bir ömür beni zindana kapattın/bari son anlarımda serbest bırak beni" feryad ve isyanını ederek!

Kimi kaynaklara göre (nüfus cüzdanına dayandırılarak) 29 Aralık , yaygın kaynaklara göre de 5 Ocak 'te doğup 13 Şubat 'de henüz 32 yaşındayken adeta "benden bu kadar" dercesine şaibeli bir trafik kazasıyla öte yakaya göçen Furûğ'un kısacık hayatı incelendiğinde daha çocukluktan başlayarak bir "masal aşıklığı"na ilgi duyduğu hemen fark edilir. Nitekim bu dizelerine de yansır. Şirazlı Sadi; "İyi olan, insanın kendi yurdunda cefa görmemesidir. Eğer görürse de çekip gitmesidir" der. İşte, bir kısa masal gibi gelip gidişi böyledir sanki Füruğ'un!

20 yaşında ilk kitabı yayınlandı

Farsça'nın Hafız-i Şiraz-i'den sonra dünya dillerine en çok çevrilen şairi Ahmed Şamlu onu anlatırken; "Genç bir isyancıdan kalanı aramak isteyenlerin dağın dergâhına, denizin ve otların eşiğine gitmeleri gerek" derken, Furûğ'un anısını ve dizeleri ile şiirlerini işaret eder.

İlk kitabı "Tutsak" henüz 20 yaşındayken yayınlanır. Hemen bir yıl sonra 'da ikinci kitabı "Duvar" çıkar. İki yıl sonra artık muktedir ve ataerkil dünyaya bir meydan okuma metni olan üçüncü kitabı "İsyan" yayınlanır.

'de cüzzamlılarla bir süre yaşayarak "Ev karadır" belgeselini yapar ve yılında Batı Almanya Film Festivalinde "En iyi belgesel film" ödülüne layık görülür. Cüzzamlılara Yardım Derneği "Ev Karadır" için Füruğ'a "onur ödülü"nü takdim etmek üzere İran Şahı Rıza'nın kız kardeşi Eşref Pehlevi'yi davet eder. Füruğ toplantıya gitmediği gibi ödülü de almaz. Bu tavrı alırken sanki şiirinden güç alarak der ki;

"alın beni sığınağınıza ey sade,

olgun kadınlar

ki zarif parmaklarınız

derinizin ardında bir ceninin

keyif veren kımıldanışlarını izliyor":

'te dördüncü kitabı "Yeniden Doğuş" yayınlanır. Bu kitabıyla "dönüşü olmayan yolların keşmekeşinde/yanaklarını sardunya yapraklarıyla boyayan" bir âh'tır artık ve "yalnız bir kadın"dır kendi dizesinde. Öyle ki muktedirin açtığı bela yelkenine rüzgâr üfler gelenekçi kalem sahibi rahatsız eleştirmenler Furûğ'u hedef tahtasına oturtarak!

"Madem öyle, alın size" der manifestosu; "inanalım soğuk mevsimin başlangıcına" ile. "zaman geçti ve saat dört kez vurdu" der ve ekler "üşüyorum/sokakta rüzgâr esiyor/üşüyorum ve sedef küpelerden nefret ediyorum/üşüyorum ve biliyorum ki/yabanî bir gelinciğin kızıl hayâllerinden geriye/birkaç damla kandan başka/hiçbir şey kalmayacak".

Cenazesi iki gün bekletildi

Öyle de olur nitekim! Sohrâb Sepehrî'nin ifadesiyle kapkaranlık bir dünyada yarattığı ışık havsalasının ardına çekilerek; "yokluğuyla geride kalanları yapayalnız" bırakır öte yakaya göçerken. Ne hüzündür ki cenazesi iki gün bekletilir, gömdürmezler "günahkâr" diyerek. İkinci günden sonra yazar Mehrdad Samadi cenaze namazını kıldırır ve defin edilir.

Haşim Hüsrevşahi'nin "Yaralarım Aşktandır" ismiyle yayınlanan Füruğ derlemesi kitabının uzunca önsözünün son cümlesinde Rıza Berahani şöyle der; "Ferruhzad, İran ve dünyadaki ererkilliğe karşıtlığın doğrudan anlatımıdır. İran'da tamamen biriciktir. Dünyada ise kadın biriciklerin arasındadır o." Bu sebeple Hüsrevşahi haklı olarak tamamlıyor; "Füruğ'un ölümü dili kesilmiş İran kadınlarının ölümüdür."

Sahnede bir "Furûğ"

Ve son kitabı ölümünden ancak yedi yıl sonra basılır.

Malum, Şebnem İşigüzel'in yazıp Berfin Zenderlioğlu'nun yönettiği ve Nazan Kesal'ın oynadığı "Furûğ" oyunu "Yaralarım Aşktandır" hazır 'a damgasını vurmuşken! Ayrıntı Yayınları Levent Çeviker çevirisi ile Furûğ Ferruhzâd'ın külliyatı-bütün şiirlerini "Kuş ölümlüdür sen uçmayı hatırla"* başlığıyla harika bir kapak tasarımıyla yayınlayıp giden yılı taçlandırarak mührünü basmışken

Furûğ Ferruhzâd hayranları, severleri, okurları haberdar olup edinsin derim kitabı. Tabi bu kitabın yanında YKY'nin "Ah Ayetleri" ile totem'in "önce ben öleceğim" ve "yaralarım aşktandır" kitaplarını da unutmadan (ŞD/AÖ)

*furûğ ferruhzâd, bütün şiirleri, ayrıntı yy.

Not: 05 Ocak pazar saat 'de Mardin, Kızıltepe- Mawa Kitabevinde Söyleşi & imza

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir