insanları umursamama yöntemleri / Fazla önemseme sorunu: Umursamazlık ve duyarlılık arasında denge

Insanları Umursamama Yöntemleri

insanları umursamama yöntemleri

İşyerinde ve Hayatta Mutluluk Yaratacak 11 Davranış

İş Hayatında Başarı İpek Sek&#;l&#;

Yeni CV örneklerini incele

Mutluluk:) Mutluluğu düşündüğümüz zaman bize anında zevk verecek şeyleri düşünürüz. Örneğin uçsuz bucaksız bir yemek, favori kitabımız veya sahilde rahatlatıcı bir gün. Bu zevkler mutluluk getirir ama geçicidirler. Son zamanlarda yapılan çalışmalar gerçek mutluluğun veya yaşam memnuniyetinin biraz daha farkı işlediğini gösterir.

Bir çalışmada, Pensilvanya Üniversitesi psikologlarından Martin Seligman yüzlerce insanı takip ettikleri mutluluklarına göre üç gruba ayrılmıştır: 

Keyifli Yaşam: Keyifli yaşam arayışında olan insanlar mutluluğu zevk arayarak takip ederler. Onlar anı yaşamakta ve zevklerini en son sürdürmekte iyidirler. Bu insanlar genellikle “heyecan arayanlar” olarak tarif edilirler.

Bağlanmış Hayat: Bağlanmış hayat arayışında olan insanlar, mutluluğu sıkı çalışarak tutkularında bulma hedefindedirler. Kendilerini bu duruma öylesine derinlemesine sokarlar ki bazen soğuk ve umursamaz hale gelebilirler. Ancak, onlar bağlılığı tecrübe ettikçe zaman bu durumu  eritir hale getirir.

Anlamlı Yaşam: Anlamlı Yaşam arayışında olan insanlar, daha iyi bir amaca katkıda bulunduklarına inandıkları güçlü yönlerini kullanırlar. Bu büyük iyilik onları derin bir şekilde motive eder.

Seligman ‘Keyifli yaşam’ felsefesini takip eden insanların küçük mutlulukları tecrübe ettiklerini, ‘Bağlanmış hayat’ ve ‘Anlamlı yaşam’ felsefelerini takip edenlerin ise hayatta daha mutlu oldukları sonucuna varmıştır. Seligman’ın araştırması sadece bir çalışmayı temsil ederken, enerjinizi ve dikkatinizi yönlendirdiğiniz yerin mutluluğunuz üzerinde büyük bir etkisi olduğunu gösterir. Bağlanmış Hayatı ve Anlamlı Hayatı takip edenler, ortak ve bir önemli noktaya sahiptirler – çok tutkulu davranmaları ve güçlü yanlarını kendileri ve çevrelerindeki dünyayı iyileştirmek için kullanmaları.

Gerçekten de, mutlu insanlar son derece kasıtlıdırlar. Eğer onları takip etmek isterseniz, bu alışkanlıkları kendi repertuarınıza dahil etmeyi öğrenin:

1. Kendi mutluluğunuzu yaratın. (Arkanıza yaslanıp öylece beklemeyin)

20

Mutluluk beklerken harcadığınız her saniye, onu yaratmak için kullanabileceğiniz ikinci bir saniyedir. En mutlu insanlar en şanslı, en varlıklı veya en iyi görünüşlü değillerdir; en mutlu insanlar mutlu olmak için çaba gösterenlerdir. Kendi mutluluğunuzu yaratmak istiyorsanız buna  öncelik vermeniz gerekir. Başkalarını hayal kırıklığına uğratmaktan kaçınmak için çok çalışıyoruz, ancak sıklıkla bunu kendi mutluluğumuz pahasına yapıyoruz.

2. Çevrenizde doğru insanları tutun.

kisilik2

Mutluluk bulaşıcıdır. Etrafınızı mutlu insanlarla çevrelemek kendinize olan güvenizi artırır ve yaratıcılığı teşvik eder ayrıca eğlencelidir. Negatif insanlar da zıt etkiye sahiptir – sizin onların acınası partilerine katılmanız kendilerini daha iyi hissetmelerine neden olur. Bunu şöyle düşünün: Eğer bir kişi sigara içiyorsa, öğleden sonra ikinci el dumanı solumak için orada oturuyor muydunuz?

3. Uykunuzu iyi alın

pexels-photo

Ruh haliniz, odaklanmanız ve kendi kontrolünüz için uykunun önemi hakkında ne kadar konuşsak azdır. Uyuduğunuzda, beyniniz tam anlamıyla şarj olur, gün boyunca biriken zehirli proteinler uzaklaştırılır. Bu, sizin zinde ve net bir şekilde uyanmanızı sağlar. Yeterli kalitede uyku çekmediğinizde enerjiniz, dikkatiniz ve hafızanız azalır. Uyku eksikliği stres hormonu seviyelerini kendi başına, hatta stres yoksa bile yükseltir. Mutlu insanlar uykuyu öncelik haline getirir, çünkü kendilerini harika hissettirir ve uyku eksikliğinin nasıl berbat hissettirdiğini iyi bilirler.

4. Anı yaşayın.

landing-stage-sea-holiday-vacation

Hayatınızı gününde yaşamayı öğrenene kadar tam potansiyelinize ulaşamazsınız. Hiçbir suçluluk geçmişi değiştiremez ve hiçbir endişe geleceği değiştiremez. Başka bir yerdeyseniz ya da şu andaki gerçekliği (iyi ya da kötü) tamamen kavrayamıyorsanız, mutlu olmanız imkansızdır. Kendinizi şu anda yaşamanıza yardımcı olmak için iki şey yapmalısınız: Birincisi, geçmişinizi kabul edin. Eğer geçmişinizle barışık olmazsanız, asla sizi terk etmez. İkincisi, geleceğin belirsizliğini kabul edin. Endişenin burada ve şimdi bir yeri yoktur. Mark Twain’in söylediği gibi “Endişelenmek, sahip olmadığınız borcu üstlenmek gibidir.”

5. Kendinizi sevmeyi öğrenin.

pexels-photo

Çoğumuzun arkadaşlarımızın iyi niteliklerine hayret etmesi sorun değildir, ancak kendimizi takdir etmemiz zor olabilir. Kim olduğunuzu kabul etmeyi öğrenin ve gücünüzü takdir edin. Çalışmalar, kendine merhamet duymanın, yaptığınız sağlıklı seçimlerin sayısını arttırdığını, zihinsel sağlığınızı geliştirdiğini ve erteleme eğiliminizi azalttığını göstermiştir.

6. Sahip olduklarınızı takdir edin.

Screen Shot at

Neye minnettar olduğunuzu düşünmek için zaman ayırmak sadece yapılacak “doğru” şey değildir. Aynı zamanda ruh halinizi geliştirir, çünkü stres hormonu kortizonunu yüzde 23 oranında azaltır. Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar, günlük olarak bir şükran tutumu geliştirmeye çalışan kişilerin daha fazla ruh hali, enerji ve fiziksel refaha sahip olduğunu ortaya koymuştur. Muhtemelen daha düşük seviyelerde kortizon baş rolde oynuyordu.

7. Egzersiz yapın.

pexels-photo (1)

Vücudunuzu 10 dakika kadar kısa bir süre hareket ettirmek, beyninizi rahatlatan ve dürtülerinizi kontrol altında tutan bir nörotransmitter olan GABA’yı serbest bırakır. Mutlu insanlar düzenli egzersiz programlar ve kendi ruh halleri için büyük bir pay ödediğini bildikleri için devamını getirirler.

8. Affedin ama unutmayın.

Screen Shot at

Mutlu insanlar ‘beni bir kere aldatırsan sen utan, ikincide ben kanarsam ben utanayım’ mottosuyla yaşarlar. Bir isteksizliği önlemek için bağışlarlar, ama unutmazlar. İsteksizlik konusunda ısrarlı tavırlar aslında bir stres tepkisidir. Bu strese devam etmek, sağlığınız ve ruh haliniz için yıkıcı sonuçlar doğurabilir ve mutlu insanlar bunun karşılığını ne pahasına olursa olsun önlemek isterler. Bununla birlikte affetmek, haksızlık yapanlara bir şans daha verilmesi anlamına gelmez. Mutlu insanlar başkaları tarafından alaşağı edilemezler, bu yüzden işleri hızla bırakıp ve gelecekteki zararlardan kendilerini korumak için iddialı davranırlar.

9. Duygularınızla bağlantı kurun.

man-person-woman-face

Duygularınızı bastırmaya çalışmak sadece kendinizi kötü hissettirmez; sizin için kötüdür de. Duygularınız hakkında açık olmayı öğrenmek stres seviyenizi düşürür ve ruh halinizi yükseltir. Yapılan bir çalışmada, ne kadar yaşadığınız ile duygularınızı ifade etme yeteneğiniz arasında bir ilişki olduğunu belirtilmiştir. En az yaşında yaşayan insanların, ortalama bir insandan daha duygusal olduklarını tespit edilmiştir.

Neyi kontrol edebileceğinize konsantre olun.

night-theme-reflections

Kontrol edemediğiniz şeyleri yaşamak yerine yapabileceğiniz şeylere çaba harcamayı deneyin. Çalışmak için uzun bir yolculuğunuz mu var? Sesli kitapları dinlemeyi deneyin. Koşu bacağınızı mı acıtıyor? Yüzmeye çalışın. Çoğu zaman, kötülüğü alırız ve olmaması gereken zamanlarda bize arka çıkmasına izin veririz. Mutlu insanlar mutludur çünkü başarısızlıklarını adım adım aşarlar, hiç başarısız olmadıklarından dolayı değil.

Zihninizi geliştirin.

Screen Shot at

İnsanların asıl tutumları iki kategoriden birine girer: sabit bir zihniyet ya da bir gelişen bir zihniyet. Sabit zihniyette, siz olduğunuza inanırsınız ve değiştiremiyorsunuzdur. Bu, bir zorlukla karşılaştığınızda sorunlar yaratır; çünkü ele alabileceğinizden daha fazla olduğu görülen her şey sizi umutsuz hissettirir. Gelişen bir zihniyete sahip insanlar ise çabayla gelişebileceklerine inanırlar. Bu onları daha mutlu ediyor çünkü zorluklarla başa çıkma konusunda iyidirler. Aynı zamanda, sabit zihniyetli olanlar daha iyi performans sergilerler çünkü zorlukları benimsemeleri onları yeni bir şeyler öğrenmek için fırsatlar yaratır.

Bu stratejiler sadece mutluluğunuzu geliştirmez aynı zamanda sizi daha iyi bir insan yapar. Size yakın gelenleri seçin ve eğlenin.

Bir insanı öldüreceğine, umursamaz davran.

Hani öylesine kızarız, öylesine öfke duyarız ki, bazen birilerine Canını alsak, az gelir yaptıklarımız; yüreğimize

Malum " Öfke, baldan tatlıdır." derler. Bilenler bilir Öfkenin, bu türden olanını da

Gel gelelim, öfkeli davranmak, en çok da öfkeli olana zarar verir; öfke duyduğu kişiye değil aslında.

Çünkü gerçekten öfkelenmiş bir insan, çoğunlukla:

- Aklından çok, duygularıyla hareket eder.

- Tek düşündüğü, ne olursa olsun, onu öfkelendirene, misliyle karşılık vermek, şiddetle reaksiyon göstermektir.

- Bünyede gittikçe kabaran öfke, kişiyi, sağduyudan ne kadar uzaklaştırırsa, kontrolsüz davranışlara da bi' o kadar yaklaştırır.

- Gerçekten öfkelenmiş,  öfke kontrol  bilinci düşük ya da o an için bulanıklanmış, öfke dozu kaçmış biri, çok büyük ihtimalle, haklıyken haksız duruma düşer; ne yazık ki.

Oysa, bilinçle geliştirilmiş bir tek davranış modeliyle, hem öfkesini, hem karşısındakini çok kolay alt edebilir, bertaraf edebilir insan

Umursamayarak Ne yaparsa yapsın karşısındaki Kişi, umursamayarak öldürebilir karşısındakini 

Ne yaparsa yapsın muhattabı İnsan, karşısındakini umursamayarak, adam yerine koymayarak öldürür, yok eder; ama eninde, ama sonunda; insanın can damarı olan ruhunu

 Birey, ne kadar umursamamazlık profesyoneli olursa olsun, kimi zaman, ruhsuz, kişiliksiz, arsız, yüzüne tükürsen, " Yarabbi şükür! " diyebilecek kadar insanlıktan, adamlıktan çıkmış olanlarla da karşılaşabilir maaaalesef ki!

Ama emin olun ki, en arsız, en yüzsüz, en utanmaz  adam bile, karşısındaki ona düzenli ve sonsuz bir sabır içinde:

" Sen yoksun! Sen değersizsin! Sen hiçbir şeysin! Varlığının ve davranışlarının hiçbir anlamı ve önemi yok benim için! Sen muhattap alınmaya değmeyecek kadar zavallısın çünkü! " mesajlarını yolladığında; er geç pes eder; çünkü yapabilecek hiçbir şeyi yoktur onun Çünkü o yüzsüzün, eli mahkum!

Ya da olanlar öylesine çileden, öylesine kontrolden çıkarır ki malum kişiyi; dozu giderek yükselen agresifliği, hiç beklenmedik bir anda, gelir o agresiflik budalasının kendisinin bile hayal edemeyeceği bir yerlerinde patlar! " Ahhhh! Canım çok yandı! Yetişin dostlar! " diye ciyaklamaya başladığında; artık onun için çok geçtir. Çünkü en sevdiği dostları bile ruhuna Fatiha okumaya başlamıştır artık.

Kendimden bir örnek vermem gerekirse, eğer biri veya birileri beni, akıl ve vicdan terazilerimden bile vazgeçebilecek kadar kızdırmış, hatta çıldırtmışsa

En önce, o konu ya da kişiyle ilgili bünyemde biriken öfke, köntrollü bir biçimde sıfırlanıncaya kadar sakinleşmeyi beklerim. Daha sonra, en sakin halimle, bu durumu hangi yoldan çözebileceğime odaklanırım. Üçüncü aşamadaysa, her yönünü en kusursuz ve ayrıntılı bir biçimde planladığım eylemlerimi ardı ardına uygulamaya koyarım.

Sonuç ne mi olur? Eğer benim kadar sabırlı bir insansanız, bunca sabrın sonu, mutlak zafer olur.

Ancak, bu kadar sabır ve stratejik davranışlarınız yoksa bile, sizinle psikolojik savaş yapmaya çalışan birilerine bir tek şekilde karşılık verin bence:

O insanı öldüreceğinize, umursamaz davranın. Ruhunda kişilik, teninde can taşıyan hiçbir canlı, umursanmamaya sonsuza kadar dayanamaz. Bunu sadece ben değil, psikoloji bilimi de böyle söylüyor.

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 

Bipolar Bozukluk

Son yıllarda en sık görülen psikolojik sorunların başında bipolar bozukluk geliyor. Toplumsal sorumluluklar, çocukluk çağı sendromları ve aile içinde yaşanan birtakım sorunlar kişilerde çeşitli psikolojik dalgalanmalara yol açabiliyor. Bunun sonucunda da bireylerin duygu durumlarında ani iniş-çıkışlar, fazla enerjik olma, umursamazlık, kibir ve depresyona eğilim gibi belirtiler görülebiliyor.

 “Birçok insan duygu durumunda ani iniş-çıkışlar yaşayabilir. Bu gayet normal bir durumdur. Ancak bipolar bozukluğunda bu belirtilerin seyri daha ağırdır. Bipolar bozukluğun toplumda görülme sıklığı yüzde 1’dir ve cinsiyet ayrımı olmaksızın her kişide aynı oranda gözlemlenir”

Bipolar bir duygu bozukluğudur

Manik depresif olarak da adlandırılan bipolar bozukluk hastalığı; kişinin duygu durumu, enerjisi ve işlevselliğinde alışık olmadığı iniş çıkışlara neden olan bir duygu bozukluğudur. Bipolar bozuklukta iki uç yaşanır. Bir uçta depresyon diğer uçta ise manik yani depresyonun tam tersi semptomlar gözlemlenir. Depresyon; sosyal hayatta önceleri severek ve istenerek yapılan tüm aktivitelerin çevresel, hormonal ve genetik bozukluklardan dolayı artık yapılmak istenmemesi durumudur. Manikte ise; aşırı hareketli, enerjik, konuşkan, umursamaz, güçlü ve coşku dolu bir dönem yaşanır. Bipolar bozukluk tedavi edilmediği takdirde intihara da yol açabilen ciddi ruhsal bir rahatsızlıktır.

Bipolar bozuklukta depresyon ve manik dönem belirtileri

Bipolar bozukluğun en kritik belirtileri; manik haldeyken taşkın hareketlerin yapılması ya da sinirli olunması, konuşkanlık, aşırı hareketlilik ve bu semptomlara ek olarak depresyondur. Bipolar bozukluğun teşhisinin yapılabilmesi için bu belirtilerin hastanın kişisel ya da sosyal yaşamında ciddi sıkıntılara neden olması ya da hastane yatışının gerekecek kadar ağır olması gerekir. Manik dönemin resmi tanısı için ise taşkın ya da huzursuz duygu durumu, sosyal hayatta ve cinsel yaşamda artmalar, hızlı ve aşırı konuşma, düşünce uçuşması ya da düşüncelerin yarıştığı hissi gibi durumların yaşanması gerekir. Bunların yanı sıra kişide daha az uyku gereksinimi, abartılı benlik saygısı veya kibirlenme, özel yetenek ve aşırı güçlere sahip olduğuna inanma, dikkat dağınıklığı, aşırı para harcama, saldırgan ve öfkeli hareketler gibi durumlar da gözlemlenmelidir.

En çok 20’li yaşlarda görülüyor

Birçok insan duygu durumunda ani iniş-çıkışlar yaşayabilir. Bu gayet normaldir. Ancak bipolar bozuklukta bu belirtilerin seyri daha ağırdır. Bipolar bozukluğun toplumda görülme sıklığı yüzde 1’dir ve cinsiyet ayrımı olmaksızın her kişide aynı oranda gözlemlenir. Hastalık genellikle en sık 20’li yaşlarda başlasa da, nadiren çocukluk ve gençlik çağlarında da görülebilir. Ancak bu dönemdeki kişilerde hastalığın belirtileri daha çok davranış düzeyinde olur. Yani hastalık kendisini duygusal belirtilerden daha çok davranışsal düzeyde gösterir. Bazı durumlarda ise hem duygusal hem davranışsal belirtiler bir arada olabilir.  Kadınlarda depresyon dönemi erkeklere oranla daha sıktır. Manik dönemi ise daha az görülür.

Bu belirtilerden 3 veya daha fazlası her gün yoğunlukla yaşanıyorsa ve 1 hafta ya da daha uzun bir süre devam ediyorsa manik bir tanı teşhis edilebilir. Eğer hastanın duygu durumu huzursuz ise, bu duruma ek olarak kişinin diğer semptomlardan birkaçını daha yaşaması gerekir. İnişler ve çıkışlar şeklinde gözlemlenen bu belirtiler bireysel farklılıklar gösterebilir. Bu değişiklikler bipolar bozukluğun teşhis edilmesini de zorlaştırır.

Hayat boyu tekrar edebilir

Manik ve depresyon durumları genellikle hayat boyu tekrar eder. Bipolar bozukluğu olan kişilerin çoğunluğu ataklar sırasında atak belirtileri göstermez. Yaklaşık her 3 kişiden birinde geride kalan semptomlar görülür. Bipolar bozukluğu olan hastalar tedavi görmelerine rağmen tekrarlayıcı belirtiler yaşamaya devam edebilirler.

Nedeni bilinmiyor

Bipolar bozukluğunun ortaya çıkış nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak yapılan çalışmalarda bipolar bozuklukta genetik eğilimler de gözlemlenmiştir. Yaşamın belli bir döneminde yaşanılan herhangi bir olay bu genetik eğilimi tetikleyebilir. Bunun sonucunda da kişi yaşadığı atakların farkında olmayabilir. Bipolar bozukluk yaşayan bir kişide sadece mani nöbeti olabilir. Hatta bazı vakalarda hem mani nöbeti hem de depresyon bir arada görülebilir.

Koruyucu tedavi şart

Bipolar bozukluk tedaviye çabuk cevap veren bir rahatsızlıktır. Tekrarlayabilme olasılığı yüksek olduğundan da uzun süreli koruyucu tedavi tavsiye edilir. Ve genellikle hastalar her zaman koruyucu bir tedaviye ihtiyaç duyar. Bipolar bozukluk tedavisinde en uygun yöntem, ilaçlar ve psikoterapi ikilisinden oluşan bir tedavi şeklidir. Bipolar bozukluk ilaçları ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı hekimler ve psikiyatristler tarafından yazılır.

Biyolojik ve psikolojik tedaviler de uygulanıyor

Bipolar bozukluk için çeşitli somatik (biyolojik) ve psikolojik tedaviler bulunmaktadır. Psikanalitik tedavide kişiye çocukluk çağı kayıpları,  ileriki dönemlerde yaşanılan yetersizlikler ve suçluluk duygusuyla ilgili içgörü kazandırılmaya çalışılır. Bipolar bozukluk hastalığında ünlü davranış bilimci Beck’in kullandığı bilişsel bir tedavi yöntemi de vardır. Bu yöntemdeki amaç; hastadaki olumsuz ve mantıkdışı düşünme örüntülerini ortaya çıkarma, olaylara, kişinin kendisine ve yaşanan tersliklere daha gerçekçi bakma yollarını öğretmektir.

Bipolar bozukluğunda psikolojik tedaviler dışında çeşitli biyolojik tedaviler de kullanılmaktadır. Biyolojik tedavi yöntemleri en çok psikolojik tedaviyle birlikte uygulandıklarında daha etkili olmaktadır. Hastadaki depresyonu ortadan kaldırabilmek için ise elektrokonvülsif terapi (elektro şok) ve çeşitli antidepresan ilaçların işe yaradığı da görülmektedir. Bunların yanı sıra, günlük duygu durum belirtileri, alınan tedaviler, uyku düzeni ve sosyal hayatta yaşanılan olaylar hakkında not tutmak da, tedavi sürecinde hem hastanın kendisine hem de ailesine fayda sağlar. Bu notlar doktora da hastalığı en etkili şekilde izleyip tedavi etmede yardımcı olabilir.

 

Psikoloji doktorlarımızdan muayene randevusu almak için, 77 99 nolu telefondan arayabilir veya e-randevu hizmetimizden yararlanabilirsiniz.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır