cemre birand kimdir / Cemre Birand: Mehmet Ali kadın olsa fingirdek olurdu

Cemre Birand Kimdir

cemre birand kimdir

Cemre Birand: Mehmet Ali kadın olsa fingirdek olurdu

T24 - Gazeteci Mehmet Ali Birand'ın eşi Cemre Birand, yaklaşık 40 senelik evliliklerini anlatırken eşi için "Fingirdektir. Kadın olsaydı fingirdek olurdu. Kompliman yapmayı sever. Kadınlarla çene çalmayı sever" demeyi de unutmadı.


Akşam gazetesinden İpek Özbey'in "Mehmet Ali yayındayken sms atıp eleştiriyorum" başlığıyla yayımlanan (17 Ekim ) yazısı şöyle:



Robert Kolej, ardından Fransa'da Siyasal Bilgiler okudu. Mehmet Ali Birand'ın eşi Cemre Birand uzun yıllar NATO'da çalıştı. Çocuğu için kariyerini bıraktı. Şimdi kitap yazmaya hazırlanıyor, bir yandan da geziyor. Eşini en sıkı kendisinin eleştirdiğini söylüyor, öyle ki Birand yayındayken o sms atıyor.

yılının 21 Mayıs'ında doğdu Cemre Birand. Aslında 20 Mayıs'ta doğacaktı, ancak yandaki odada bir kadın kocasına 'Defooool, bi daha mı!' diye bağırınca annesinin sancıları kesildi ve bir gün sonraya kaldı doğumu. Annesi Cemile, Prof. İhsan Sami Garan'ın kızıydı. Babası Ferit Güngören, İş Bankası'nda müdürdü. yılında yani henüz 6 yaşındayken babası iş için Amerika'ya gitti, annesi ve o da babasının peşinden İki yıl orada kaldılar. Sonra yeniden Türkiye Annesi ve babası o kış ayrıldılar. Hayatlarına Milliyet Gazetesi'nin o zamanki sahibi Ercüment Karacan girdi, annesi Karacan ile evlendi. Yeni hayatına çabuk alıştı. Annesi Amerikan Koleji'nin sınavlarına soktu. Kazandı. Mehmet Ali Birand'ın sevgili eşi Cemre Birand'ı her zaman çok merak etmişimdir. Esprili, güler yüzlü, seyahati seven, NATO'da yıllarca çalışmış Birand'la evinde buluştuk. Eskilerden başladık, bugünlere geldik

- Nasıl bir çocukluktu sizinki?


Çok mutlu bir çocukluktu. Uzun yıllar ailenin tek kızıydım. Sonra iki kardeşim oldu. İkisi de erkekti. Aile üzerime titrerdi. Yaramaz, hareketli ve meraklıydım. Hep büyüklerin yanında olmayı, onların lafını dinlemeyi severdim. Çok uyanıktım. Çok parlak bir öğrenci değildim. Matematiğim her zaman zayıftı. Amerikan Kız Koleji'nden mezunum. Son iki yıl matematik kalkınca iftihara geçtim. Oradan da Fransa'ya gittim. Grenoble'da Siyasal Bilgiler okudum.

- Lisenin en güzel kızlarından mıydınız?

Çok daha popüler kızlar vardı. Ben muzırdım.

- Ünlü okul arkadaşlarınız var mı?

Tabii. Hüsnü Özyeğin, Mehmet Emin Karamehmet hepsi bizim okuldaydı.

- Peki, okulun en yakışıklısı kimdi?

Benim hatırladığım, o zamanlar sportif erkek modaydı. O devrin en yakışıklısı Özer Çiller'di. Her ayın mayıs ayında kral seçiliyordu, o kral seçilmişti.

- O arada iki kardeşiniz oldu değil mi?

Ali ve Ömer (Karacan) doğdu.

- İlk aşkınızı hatırlıyor musunuz?

Hatırlıyorum. 8 yaşındaydım, Eray diye bir çocuktu.  O da bana aşıktı.

- Fransa'yı nasıl yaşadınız?

68 olaylarının gölgesinde yaşadım.


Burjuva siperine çekildi

- Siyasal olarak ne kadar içindeydiniz?

Kenarındaydık. Biz mesele çıkarıyorduk sadece. Kuru gürültü yapıyorduk. Kafelerde buluşup, müthiş hararetli tartışmalar yapıyorduk.

- O yılların sizin siyasi görüşünüzde bir etkisi var mıdır?

Sosyal demokrat bir aileydik. Sonuçta İstanbul burjuvazisiydik. Biz ne kadar solcu olabilirsek, o kadar olduk.

- İstanbul burjuvazisi olarak o dönemlerde İstanbul'u nasıl yaşıyordunuz?

İstanbul o zaman evlerde yaşanıyordu. Sinemaya, tiyatroya, konserlere çok gidilirdi. Mazbut diyeceğim bir hayattı. 

- Bugün burjuva var mı?

Bugün burjuva siperine çekilmiş vaziyette. Herkes giyiminde, markasında.

- Gerçek burjuvaziyi nasıl tanımlarsınız?

Geçmişten birikimi olan, hazmetmiş insanlardır. Hayat kalitesi olan, kaliteyi bilen ve onu yaşayabilendir. Gösteriş, marka tutkusu yoktu. Her zarf açılışında insanlar sokakta değildi.

- Siz hala o hayatı mı sürdürüyorsunuz?

Dışarı çıkıyoruz ama kendi aramızda olmayı tercih ediyoruz. 


Evlilik teklif etti, sonra 6 ay ses yok

- Peki, Fransa'dan döndünüz, sonra ne yaptınız?

Milliyet'te çalıştım. Sonra Shell'de Ve Mehmet Ali'yle evlenip Brüksel'e gittim.

- Nasıl tanıştınız?

Aslında Kulüp 33'ün açılışında tanıdım.

- Milliyet'te tanışmadınız yani?

Hayır. Hatta Mehmet Ali 'biz kısa etek istemiyoruz' diye karşı çıkmış benim orada çalışmama. Bir yıl sonra flört ediyorduk.

- Milliyet aynı zamanda ailenizin sahip olduğu bir gazeteydi, değil mi?

Evet, üvey babamın gazetesiydi.


- Hiç orada daha farklı bir konumda çalışmanız teklif edilmedi mi, bir veliaht gibi örneğin?

Hiiiç. Ne ben o yaklaşımda bulundum, ne etrafımdakiler.


- Milliyet'te ne yaptınız?

Dış haberlerdeydim. Beni kadın haberlerine, gelen meşhurlara yollarlardı. Moda defilelerine gider, bir de Sami Kohen'e yardım ederdim.


- Sevmediniz mi gazeteciliği?

Sevdim ama çok az para veriyorlardı. Maaşım TL'ydi, Shell'de çalışmaya başladığımda TL alıyordum.


- Sizin paraya ihtiyacınız yoktu ki

Aslında vardı. Çünkü o sırada annem boşandı. Daha kapsamlı bir işe geçmek zorunda kaldım. 2 yıla yakın çalıştım. Sonra da evlenip Brüksel'e gittim.


- Nasıl evlenme teklif etti?

Yılbaşı gecesi Uludağ'da. 'Evet' dedim, ondan sonra da bir daha lafını etmedi.


- Nasıl yani?

6 ay falan konuyu açmadı. Annem sordu, 'Kızım emin misin doğru duyduğuna' diye. Meğer, Brüksel işini ayarlıyormuş. 'Eylülde evleniyoruz' dedi, evlendik, bir hafta sonra Brüksel'deydik.


- Evliliğiniz için bir şeylerden vazgeçtiniz mi?

Hiç. Evliliğimizde herkes kendi hayallerini gerçekleştirmek için birbirine yer bıraktı. Mehmet Ali, iş hayatına kendini verdi, ben de 20 yıl NATO'da çalıştım. İşi bıraktıktan sonra da hayatımı yaşadım. Seyahat etmeyi çok severim.


- Seyahat planlarını siz hazırlarmışsınız?

Evet, Mehmet Ali hiçbir şey sormaz. Hepsi bendedir. Kendi arkadaşlarımla da bütün Asya'yı dolaştık.


- En çok hangisinden etkilendiniz?

Hindistan.


- Yoga yapıyor musunuz?

Hayır. Benim hayat felsefem bugün burada ne varsa o yaşanır şeklinde.


- Hiç hayatınızda 'yarın' endişesi yaşamadınız mı?

Hayır. Hiçbir zaman bir korku duymadım. Çünkü hem kendime, hem de Mehmet Ali'ye çok güveniyordum. Biz sıfırdan başlamış bir aileyiz. Annem ayrıldıktan sonra üzerimden o Milliyet ailesinin görkemi kalktı. İyi okumuş bir kadın olarak hayatımı sürdürdüm.


Hep pozitif düşünürüm

- Her şey gittiğinde de mi korkmadınız?

Hayır. O tip insan değilim ben.


- Kitap yazsanız

4 yıldır kafamda bitirdim ama oturup yazamadım. Seyahatlerim ve hayatımı birleştirdim. Beş yaşında Amerika'ya gitmişim, NATO'da çalışırken tank kullandım, Endonezya'da sele kapıldım. Seyahatlerim ve geçmişimi birleştireceğim.


- Nasıl bir annesiniz?

Tek oğlum var. Oğlum 10 yaşındayken işi bıraktım. Çünkü gidiyor diye düşündüm, topuğundan yakaladım çocukluğunu. Kariyerimi bırakıp oğlumla olmak istedim. Arkadaş gibiyiz.


Ali Kırca'yı da beğenirim

- Peki, ne seyredersiniz?

Dizilerim var. CSI izlerim. Polisiye seafoodplus.info dizi izlemem.


- Haberi sever misiniz?

5 gazeteyi her gün başından sonuna okurum. Akşam Mehmet Ali geldiğinde onunla haberleri konuşurum. Haberleri izlerim zaten.


- Mehmet Ali Bey'i eleştirir misiniz?

Çok eleştiririm. Ekrandayken SMS atarım. Bazen iyi kaldırır, bazen söylenir.


- Sizce en iyi anchor kim?

Mehmet Ali diyeceğim ama Ali'yi (Kırca) de seviyorum. İkisi arasında gidip geliyorum, Mehmet Ali sinirleniyor bazen.


Kanser olduğumda 'Neden ben? dedim

- Nasıl öğrendiniz kanser olduğunuzu?

Rutin kontrolde öğrendim.


-Korktunuz mu?

Ödüm koptu! 'Neden bana, ben ne yaptım ki bu benim başıma geldi?' diye sordum ve tabii ki 'Ölecek miyim?' diye soruyordum. Bu korkunç isimli bir hastalık çünkü. Doktora gide gele bunun bu kadar korkulacak bir şey olmadığını, çaresi olduğunu anladım. Kontrollerimi aksatmıyorum. Ve artık gittiğim zaman bana nasılsa bir şey olmayacak diye gidiyorum. Bitmiştir bu iş


- Hep pozitif kalmayı nasıl başarıyorsunuz?

Böyleyim ben. Onun bunun gribine telaş göstermem. Kötü bir şey olursa kuvvetli olmalıyım üstelik. Çünkü ben bir ailenin tek kızıyım.


- Derdinizi paylaşmaz mısınız?

Problemlerin dört duvar arasında, aile içinde kalması gerektiğine inanırım. Hiçbir şeyimi dışarıya göstermemem öğretildi bana Annem öğretti. 'Ne olursa olsun, dışarıya karşı hep iyi görün' dedi.


- Bu aslında içinizde fırtınaların koptuğu anlamına gelir mi?

Tabii ama ben hallediyorum. Varsa da görmezden geliyorum


Mehmet Ali kadın olsa fingirdek olurdu

- Aşkınızın haber aşkına yenildiği oldu mu?

Her zaman. Mehmet Ali'nin hayatının birinci önceliği işidir. İkincisi de ben, oğlum, ailesi İş olunca üzerimizden basar ve gider.


- Hiç unutamadığınız, basıp geçtiği bir an var mı?

Olmuştur ama kötü şey düşünmemeye gayret ediyorum. Mutlaka kırılmışımdır, bakın şu anda sinirlendiğimi hissediyorum. (Gülüyor)  Evlenme yıldönümüdür, ben müthiş bir seyahat ayarlamışımdır. O haber için gitmiştir.


- Kıskanır mısınız?

Her zaman kıskanırım. Sağa sola bakar, ben de merak eder bakarım.


- Flörtöz müdür Mehmet Ali Bey?

Fingirdektir. Kadın olsaydı fingirdek olurdu. Kompliman yapmayı sever. Kadınlarla çene çalmayı sever.


- Şimdilerde ne yapıyorsunuz?

Kardeşimin Private Class diye bir şirketi var. Prada'nın, Burberry'nin açılışını yapıyoruz örneğin. Daha çok seyahat organize ediyorum.


- İlk seyahat planınız neresi?

New York. Sonra da Hindistan'a gideceğim.


- Kaçıncı kez Hindistan?




- Nedir Hindistan'ın büyüsü?

Hikayelerini seviyorum. Gittiğim yerler çok güzel. Saraylarda kalıyorsunuz. İnsanlarını, gide gele kokusunu bile sever oldum.

kaynağı değiştir]

Cemre Güngören, 21 Mayıs 'da İstanbul'da doğdu. Babası Ferit Güngören, annesi Cemile Garan'dır. 10 yaşındayken annesi ve babası ayrıldı, annesi daha sonra gazeteci Ercüment Karacan ile evlendi. İlkokula New York'ta başladı, İstanbul Nilüfer Hatun’da bitirdi. Liseyi Arnavutköy, BeşiktaşAmerikan Kız Koleji’nde okudu, Grenoble Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi’nden mezun oldu. Milliyet Gazetesi Dış Haberler Servisi’nde çalıştı, Shell’de reklam müdür yardımcılığını yaptı. yılında Mehmet Ali Birand ile evlendi. yılında Umur Ali Birand adında bir oğlu oldu. yılları arasında NATO arşivinde, yılları arasında NATO Siyasi Dairesi Enformasyon Servisi’nde Türkiye Masası Sorumlusu olarak çalıştı. NATO'da bir dönem Albay rütbesiyle görev yaptı. yılları arasında Gün programında çalıştı. yılında Türkiye’ye döndü. Posta, Sabah ve Hürriyet gazetesinde seyahatleriyle ilgili yazılar yazdı. yılında Umberto Ali Birand adında bir torunu oldu.[1]

Doğan Kitap tarafından ve yıllarında yayımlanmış, Memoş'a Sözüm Vardı ve Memoş'lu Yıllar adlı kitapların yazarıdır.[2][3][4]

yılında Reha Muhtar, Cemre Birand'ın kendisini hapise attırmak istediğini iddaa etti.[5]

Birand, son dönemde insan hakları ile ilgili sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı açıklamalar için aktivist olmadığını sadece onların seslerini duyurmak istediğini açıklamıştır.[6][7]

Kaynakça[değiştir

Gazeteci-yazar Mehmet Ali Birand 7 yıl önce, 17 Ocak 'te hayatını kaybetti. 

Cemre Birand, eşinin gazetecilik tarihine geçen programı Gün ismini taşıyan YouTube kanalında eşi Birand’ı oğlu Umur Birand’a anlattı.

"Önce hiç gözüm tutmadı"

Umur Birand’ın “Babamı ilk gördüğünde gözün neden tutmadı” sorusuna “Nasıl tutsun Umur? Şişman bir adamdı, üstündeki elbise iğreti gibi duruyordu, çok siyah saçları vardı, çok siyah sakalı vardı, burnu çarpıktı, dişleri çarpıktı, bir de topallıyordu yürürken” diye cevap veren Cemre Birand, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben kolejliyim. Sarışın, yeşil gözlü erkeklere alışık bir insan olarak bu kara-kuru Galatasaraylı benim çok tuhafıma gitti ve gözüm hiç tutmadı. Beraber çalıştıktan sonra, arkadaş olduktan sonra onun çok değişik olduğunun farkına vardım. Tatlı dilliydi”

Mehmet Ali Birand ile ilk tanıştıkları dönemi anlatan Cemre Birand, “Öyle bir aileden geliyorum ki o aileye hiçbir dedikodu gelmemesi lazımdı. O zamanlar aileler öyleydi. Bugün insanlar o kadar aldırmıyorlar. Ama o zamanlar ailemizin lafının dışına çıkmazdık. Annem bana derdi ki ‘Tamam evladım, kiminle istiyorsan çık, baş başa çıkma.’ Etrafımızda bir arkadaş grubumuz vardı, onlara biz Mehmet Ali’yle ‘Palmiye’ diyorduk. Onların arkasında biz de hayatımızı devam ettiriyorduk” dedi.

"Birbirimizden kuvvet alıyorduk"

“Birbirimizi liman gibi görüyorduk. Beraber olduğumuz zaman o bana çok anlatıyordu, ben de ona çok anlatıyordum” diyen Birand, “Başında öyle değildi ama o fırtınan içinde küçük bir vaha gibi yaşıyorduk. Birbirimize olan sevgimiz, bağlılığımız, aşkımız o fırtınaların ortasında bir rahat nefes gibiydi, ondan kuvvet alıyorduk” şeklinde konuştu. 

Oğlu Umur Birand’ın “Geriye dönüp baktığında hangi anı durdurmak isterdin” sorusuna “Brüksel’i” diye cevap veren Birand şunları söyledi:

O anı durdurmak isterim, hep orada kalmak isterim. Sen 3 veya 4 yaşındasın. Baban daha Gün’ü yapmaya başlamamış, daha lokal bir gazeteci. Evin içinde. Ben çalışıyorum, o çalışıyor. Brüksel’deyiz ve güvendeyiz. Basit, küçük, bizim ve güvende. Onu durdurmak isterim.

"Cahil cesareti vardı"

Eşinin sevgisinin eksikliğini hiç hissetmediğini ve kendisine hep değer verdiğini anlatan Birand, “Ama onun öyle bir hırsı vardı ki… O sevginin o değerin üstüne giden bir hırsı vardı. ‘Onlara göstereceğim’ derken beni geri planda tuttuğu çok oldu. Benim istemediğim çok şey vardı. En başında gitti Apo röportajı yaptı, gitti ASALA’nın en azılı olduğu zamanda onların arasına girdi. Hayatını tehlikeye koydu. Savaşlara gitti. Ben ne desem hiç umrunda değildim. Cahilliğin cesareti vardı. Cahildi, farkında değildi yaptığının” ifadelerini kullandı.

"Anlatacak kimsenin olmaması çok zor"

Birand, “Hayatın nasıl” sorusu üzerine şunları söyledi:

Hafif gri… Ama sizler varsınız onun için keyifli. Sen varsın, torunum var, ailem var. Yalnızım… Konuşacağım 2 tane köpeğim var akşamları. Anlatacak kimsem yok. Paylaşacak kimsem yok. Güzel bir şey görüyorum, dönüyorum, birisine anlatacağım; yok. Anlatacak kimsenin olmaması çok zor. Fısıldaşmayı özlüyorum. Birisine önemli olmayı özlüyorum. Kimseye önemli değilim bugün. 


Independent Türkçe, Gün

Cemre Birand, 21 Mayıs yılında İstanbul'da doğdu. Ünlü yazar, annesi Cemile Güngören ve babası Ferit Güngören'in boşandıktan sonra annesi ünlü gazeteci Ercüment Karacan ile evlendi. Cemre Birand, ilkokulu Amerika'da okudu ve daha sonra İstanbul'da Nilüfer Hatun Okulu ve İstanbul Amerikan Koleji'nde okudu. Grenoble Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi'nde eğitim gördü. Milliyet Gazetesi'nin Dış Haberler servisinde çalışmaya başladı ve daha sonra bir dönem Shell'de reklam müdürü yardımcılığı yaptı. Ünlü gazeteci Mehmet Ali Birand ile yılında evlendi ve yılında NATO arşivinde çalışmaya başladı. yılından yılına kadar NATO Siyasi Dairesi Enformasyon Servisi'nde Türkiye Masası Sorumlusu olarak çalıştı ve bir dönem albay rütbesiyle görev aldı.

Cemre Birand, yılında çocuklarını kucaklarına aldı ve bir dönem Mehmet Ali Birand ile birlikte Gün programında bulundu. Türkiye'ye döndükten sonra çeşitli gazetelerde yazılar yazdı ve özellikle seyahat yazıları ile tanındı. Cemre Birand'ın yazdığı kitaplar arasında "Geçmişten Günümüze Türkiye" ve "Adımlarla Türkiye" gibi eserler bulunmaktadır. Ayrıca yazar, birçok ülkeye seyahat ederek orada yaptığı gözlemleri ve karşılaştığı insanları kitaplarında anlattı. Cemre Birand, yazdığı kitaplar ve yazılarla Türkiye ve dünya tarihi, kültürü ve insanları hakkında bilgi veriyor.

Cemre Birand kimdir?

Cemre Birand, yazarlık ve gazetecilik kariyeri boyunca ödüller kazandı ve ülkemizde ve dünyada tanınan bir isim oldu. Yazar, seyahat yazarlığı, Türkiye tarihi ve kültürü ile ilgili konuların uzmanı olarak kabul ediliyor. Cemre Birand'ın yazdığı kitaplar, okuyucularına Türkiye ve dünya'nın güzelliklerini, tarihini ve kültürünü tanıtmakta ve ayrıca insanların hayatlarının anlamını ve değerini anlatmaktadır. Yazar, yazdığı kitapların yanı sıra birçok makale ve yazıda yer almıştır. Özellikle seyahat yazarlığı konusunda uzmanlaşmış olan Cemre Birand, okuyucularına yaptığı seyahatler sırasında gördükleri yerlerin tarihini, kültürünü ve insanların hayatlarını anlatmaktadır.

Yazarın yazdığı kitaplar, Türkiye ve dünya'nın önemli yerlerini, tarihini ve kültürünü tanıtmakta ve ayrıca insanların hayatlarının anlamını ve değerini anlatmaktadır. Cemre Birand, yazarlık ve gazetecilik kariyeri boyunca ödüller kazandı ve ülkemizde ve dünyada tanınan bir isim oldu. Yazar, seyahat yazarlığı, Türkiye tarihi ve kültürü ile ilgili konuların uzmanı olarak kabul ediliyor. Cemre Birand, okuyucularına Türkiye ve dünya'nın güzelliklerini, tarihini ve kültürünü tanıtmakta ve ayrıca insanların hayatlarının anlamını ve değerini anlatmaktadır.



Cemre Birand'ın kitapları

  • Memoşa Sözüm Vardı: (Doğan Kitap )

  • Memoş'lu Yıllar (Doğan Kitap )

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir