This presentation will attempt to describe the revival and rediscovery of Māturīdī’s theology in modern Turkey, a movement that I refer to as “Turkish Neo- Māturīdism.” This movement has its roots in a number of important theological and institutional developments in the late Ottoman Empire and the early Turkish Republic. These roots, which I will discuss in turn, include: 1) late Ottoman-era kalām debates, 2) the rise of Islamic modernism1 throughout the Muslim world in the late 19th and early 20th century, 3) the transition to a modern state just before and during the republican period, and 4) the growth of Islamic theology as an academic project in 20th and 21st century Turkey. In fact, it is probably best to describe the modern Turkish theological interest in Māturīdī as one important strain of Islamic modernism among many examples in modern Turkey. Turkish Neo-Māturīdism is a broad movement across modern Turkish history that began in the search for a distinctively Turkish national Islamic heritage. As a part of this search, Muslim theologians in Turkey identified Māturīdī as a key part of a distinctively Turkish heritage of Islam and Islamic thought. I argue that the modern Turkish rediscovery of Māturīdī is not just significant for modern Turkish history, but for the history of Islamic theology as a whole. In my view, it can be considered a part of the history of the Māturīdī school of thought in general, and it grows from powerful and persuasive interpretations of Māturīdī’s theological ideas.
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ II. ULUSLARARASI ASYA DİLLERİ VE EDEBİYATLARI SEMPOZYUMU (ADES-‐II) 3 – 4 Mayıs Yüzyılda Asya Dillerinin Öğretimi BİLDİRİLER KİTABI Editör Yard. Doç. Dr. Ali Küçükler Yardımcı Editör Arş. Gör. Feyza Görez Erciyes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi (ERÜ – BAP) Tarafından Desteklenmiştir. Rus Dili Öğretiminde Edebi Çevirilerin Kullanımı The Use of Literary Translation in Teaching of Russian Prof. Dr. Hurşit İSAYEV Kafkas Üniversitesi, Slav Dilleri ve Edebiyatları Bölümü, Kars, Türkiye [email protected] Prof. Dr. Hacali NECEFOĞLU Kafkas Üniversitesi Kafkasya ve Orta Asya Araştırma Merkezi, Kars, Türkiye, [email protected] Özet Türk ve Rus Kültür ve Edebiyat ilişkilerinin gelişmesinde tercüme sanatı önemli bir role sahiptir. İnsanlar arasında ünsiyet aracı çeviri zamanla birçok milletlerin ve halkların oluşum ve gelişiminde büyük rol oynamıştır. Tabii ki, eski bir tarihe sahip olan tercüme sanatı geliştikçe ortaya çıkan çeviri problemleri her zaman dünya bilim adamlarını meşgul etmiştir. Yabancı dil öğretiminde çevirinin rolü kaçınılmazdır. Bilindiği gibi dil eğitimi birkaç kavramdan oluşmaktadır: duyma, okuma, yazma ve konuşma. Araştırmalar ve yabancı dil öğretim tecrübesi, başka bir kavramın da ortaya çıkmasına neden oluşturmuştur. Bu kavram, kuşkusuz, çeviridir. Çevirinin, yabancı dilde olan eserin anlamının muhafaza edilmesi şartı ile başka dile aktarılması süreci olduğu bilinmektedir. Klasik Rus edebiyatı çevirilerinde geniş tecrübeye sahip olan Türk tercümanları Yüzyılda, özellikle son on yıllarda, Rusça edebi eserleri başarıyla çevirmeğe başlamışlardır. Bu çevirilerin çoğunda orijinaldeki milli ruh, milli psikoloji, kahramanların yaşam tarzı doğru olarak verilmektedir. Ama bazen bu çevirilerde de yanlışlıklar gözlenmektedir. Rus Dili ve Edebiyatı eğitim programlarının çeviri derslerinde çeviri materyali olarak Rus şair ve yazarlarının, o cümleden Türk halklarının Rusça yazan yazarlarının (Cengiz Aytmatov, Oljas Prof. Dr. Hurşid İSAYEV, Prof. Dr. Hacali NECEFOĞLU Suleymenov vs.) eserlerinin Türkçe çevirilerinin kullanılmasının faydalı olduğunu düşünüyoruz. Dil eğitiminde öğrenciler kendilerinin orijinalden yaptıkları çeviri ve aynı eserin Türkçeye edebi çevirisini orijinalle karşılaştırdıklarında çeviri sorunlarını daha iyi kavrayabilir ve çeviri becerilerini başarıyla geliştiriyorlar. Anahtar Kelimeler: edebi çeviriler, öğretim materyalleri, Rusça öğretimi Abstract The art of translation has a crucial role in developing relations between Turkish and Russian cultures and literatures. Of course, the translation problems that appear in the development of the translation art which has an old history always make busy the scientist. The role of translation is inevitable in the teaching of foreign languages. As it is known education of language consists of a few concepts such as listening, reading, writing and speaking. Researches and experience in education of foreign languages, cause to arise an another concept. This concept, undoubtedly is translation. It is known that translation is an transfer process of a foreign work to an another language by the condition that the meaning is protected. In the twentieth century, especially last ten years Turkish translators who have a broad experience in translation of classical Russian literature have began to translate the Russian works successfully. In many of these translations national spirit, national psychology, the manner of heroes are being given truly. In translation courses of the teaching programs of Russian language and literature we think that the use of works of Russian poets and writers, the writers of Turkish peoples that has been writing in Russian language (Cengiz Aytmatov, Oljas Suleymanov and likewise) as a translation material is useful. In the education of language the students by comparing their translations with literary translation of the same work may grasp ADES-‐II Rus Dili Öğretiminde Edebi Çevirilerin Kullanımı the translation problems more better and develop their translation skill successfully. Keywords: literary translations, teaching materials, teaching of Russian Bilindiği gibi, çeviri derslerinin esas amacı öğrencilerin kelime hazinesini yeni kelimelerle, deyimlerle zenginleştirmektir. Diğer taraftan çeviri öğrencilerin yabancı dile yatkınlığını gelişmesine yardım ediyor. Genellikle orijinali derinden benimsemeden onun milli özgünlüğünü tam kavramadan doğru ve düzgün çeviri yapmak mümkün değildir. Bedii cevrinin diğer çevirilerden bir sıra farklılıkları var. En önemli farklılık üslup farklılığıdır. Bedii üslubun özelliği onun estetik görevinden başka insanları eğitmek, onlarda inam ve manevi saflığı korumak amacı taşımasıdır. Edebi eserin çevirisinde yalnız yabancı dili bilmek yeterli değil. Burada özel ustalık, hatta diye biliriz ki, yazarlık yeteneğine sahip olmak, asil sanatçı olmak, dilin, kelimelerin biçimini bilmek ve bedii karakterleri gerçekçi vermek gerekiyor. Orijinalde yansıtılan kültürün, onun milli ruhunun, hayat tarzının bütün özelliklerini, gelenek ve göreneklerini, milli inançlarını, törelerini, o halkın psikolojisini, mantalitesini bilmek gerekiyor. Rus şairi A. S. Puşkin çevirmenleri “Uygarlığın posta atları” adlandırmıştı. Çeviride önemli dikkat çeken makamlardan biri de orijinaldeki epitetlerin, karşılaştırmaların, metaforların, deyimlerin, ata sözlerinin, yazarın kullandığı argo ve yeni kelimelerin, anlam taşıyan adlar ve soyadların, toponimlerin, antroponimlerin, lehçe ve ağızların, alınma kelimelerin ve nihayet, orijinalin morfolojik, sentaksik yapısının göz önüne alınmasıdır. Bu açıdan çevirmenin her kelimeye, cümleye ve, hatta, her satıra dikkatle yaklaşması gerekiyor. Rus dilini öğrenen Türk öğrencilere dili daha geniş ve derinden öğretilmesi araçları sırasında edebi eserlerde çevirilerin kullanılmasının büyük ölçüde faydası vardır. Biz çeviri derslerinde Rus yazarlarının veya Rus dilli yazarların Türk diline çevrilmiş eserlerinden bazı parçaların orijinali ile birlikte incelenmesi ve aynı parçaların kendileri tarafından yapıl çevirilerin mevcut çevirilerle karşılaştırılarak analiz edilmesini öğrencilerden talep ediyoruz. Bu May 3-‐4, Prof. Dr. Hurşid İSAYEV, Prof. Dr. Hacali NECEFOĞLU açıdan Türk öğrenciler arasında ilgi çeken Türk Dünyası’nın ünlü yazarı, eserlerini çoğunu Rusça yazmış olan Cengiz Aytmatov’un kitaplarının orijinali ve çevirilerinden istifade ediyoruz. Cengiz Aytmatov’un eserlerinde öne çıkan problemler, milli ve evrensel karakter taşımaktadır. Bu problemler arasında insan ruhu, insan maneviyatı nasıl olmalı, nasıl ışık yolunu bulmalı, doğa ve insan ilişkileri, insanın şimdiki durumu, geçmişine ve geleceğine bağlılığı problemleri önemli yer almaktadır. Bu bağlılıkları C. Aytmatov milli efsanelerin, destanların, rivayetlerin öğrenilmesinde, onlardan faydalanılmasında görüyor. Ona göre de eski Kırgız-‐Türk mitolojisi önemli yer tutmaktadır. C. Aytmatov çağdaş problemlerin çözümünü eski çağlardan günümüze kadar bütün kuşakların sınanmış tarihi tecrübesi olan mitlerde aramış ve çok zaman da bulmuştur. C. Aytmatov’u düşündüren sorunlardan biri de doğa ve insan münasebetleri problemidir. Ona göre, çevremizdeki doğa canlı, kolayca yaralanmaya müsait bir varlıktır. O, İnsana her şeyi verdiği gibi, geri de alabilir. Yer yüzünde her şey biri birine bağlıdır. Ne yazık ki, uygarlık doğal olan her şeyi amansızca istismar ve tahrip ediyor. Ve ne yazık ki, doğaya indirdiği darbelerin kendisine döneceğini insan oğlu anlamıyor. C. Aytmatov’un çözümünü Türk felsefesi ve tarihi-‐psikolojisi vasıtasıyla aradığı sorunlar genelde evrensel karakterlidir. Yazarın eserlerinde doğanın ayrılmaz bir parçası olan hayvan suretleri de önemli yer almaktadır. Hayvanlar da insanlar gibi kadere sahiptirler. C. Aytmatov’un eserlerinin bir çoğunda Manas destanında da olduğu gibi hayvan suretlerine rastlıyoruz. Bu hayvanların her biri bir karakter taşıyıcısıdır. İnsanlar gibi onların da kaderi var, sevinci var, kederi var. C. Aytmatov’un Rus kültürünü, dilini, o dilin felsefesini, psikolojisini derinden bildiğini kaydetmeliyiz. Rus dilli yazar olmasına rağmen yaratıcılığında her zaman öz Kırgız-‐Türk zeminine dayanmıştır. Onun obrazları dünyamızdaki tüm insanlar gibi gülende de, ağlayanda da aynı evrensel duyguları yansıtsalar sa da, onların düşünce tarzı, söyledikleri şarkılar, ağıtlar Rusça seslense bile burada bir Türk milli ruhu duyulmaktadır. C. Aytmatov’un eserlerinin dili o kadar da basit değildir. Ona göre de çeviri sürecinde bir çok sorunlarla karşılaşılıyor. Evvela, Türk ve Rus dilleri farklı morfoloji yapıya sahiptir: Türkçe agglutinatif (bitişimli), Rusça flektif (bükümlü) dillere mensupturlar. Bu da biçimsel farklar değil. Bu farklılıklar ADES-‐II Rus Dili Öğretiminde Edebi Çevirilerin Kullanımı çeviri sürecini zorlaştırıyor. Diğer taraftan, C. Aytmatov’un edebi dili çok komplikedir: zengin ve derin fikirler, karmaşık ve zor cümleler. Bazen yazar tarafında nakledilen her hangi bir hadise kahramanının iç monologuna geçiyor. Veya şimdiki zamanda söylenen konuşma geçmiş zamandaki gibi veriliyor. Bu da çevirmenin işini zorlaştırıyor. Tüm bunları göz önüne alarak, çeviriye başlamadan önce öğrencilerin özel hazırlığı gerekmektedir. Bu açıdan çeviriye başlamadan önce öğrencileri yazarın yaratıcılığı ile yakından tanış ederek, öğrencilere onun edebi üslubu, dil özellikleri hakkında bilgi veriyoruz. Dikkatimizi çeken makamlardan biri de büyük yazarın orijinalde adı “Когда падают горы (Вечная невеста)” olan son 1 romanıdır . Romanda bu gelimli-‐gidimli dünyada insan oğlunun nereden gelip, nereye gidiyor sorunu işlenmiştir. Yazar her şeyin – insanların, hayvanların, bitkilerin – kadere bağlılığını, doğanın karşısında küçücük bir zerre olmasını, bir kum tanesine benzediğini gösteriyor. Romanda çağdaş dünyamızda manevi değerlerin acımasızcasına dağılmasını, eski değerlerle yeni oluşan münasebetlerin ölüm-‐dirim mücadelesine girmesini, bir tarafta insanının, diğer yanda hayvanın ikisinin de kadere bağlı, onun elinde bir oyuncak olmasını görüyoruz. Eserin kahramanı Arsen Samançin Sovyet ruhunda büyümüş, karakterce çok dürüst, insanı ve doğayı seven, yetenekli, bağımsız bir gazetecidir. O, Gorbaçov’un yaptığı “perestroyka”ya inanmış, onun güruhuna katılmış, piyasa ekonomisinde ipi kırılmış “Ruhaniyet” gazetesinde her kesi maneviyatla sosyalimi yenilemeye çağıran, güruh dağıldıktan sonra katarından ayrı düşmüş turna gibi yalnızca ötmeye devam etse de inancını, geleceğe inamını kaybetmemiştir. Ona bu ruhu veren yetenekli opera sanatçısı Aydana Samarova ve onunla birlikte “Ebedi Gelin” efsanesi konusunda çalışmak, yeni opera yazmak isteğidir. Lakin bir kasırga gibi, fırtına gibi insanların başının üstünü alan yeni ekonomik sistem her şeyi süpürüp atmış, çoğunluk buna karşı direnememiş. Para kazanmak, bütün değerlerin para ile ölçüldüğüne inanılan bir zaman gelmiş. Buna Aydana da devam dayanamamış, yeni “nuvorişlerin” (sonradan görmüşlerin) – Oşondoyların kucağına 1 Айтматов Ч. (). Когда падают горы (Вечная невеста) -‐ Дружба Народов, №7. May 3-‐4, Prof. Dr. Hurşid İSAYEV, Prof. Dr. Hacali NECEFOĞLU atmış kendisini ve Arseni de, “Ebedi Gelin”i de unutmuş. Arsen Samançin Oşondoylarla mücadele edememiş, çünkü onların silahı akıl, maneviyat, mantık değil, paradır. Para da onlarda. Aşağılanmış, hakaret uğramış Arsen çıkış yolunu silah bulup rakibini öldürmek düşüncesine kapılıyor. Fakat, manevi saflığa sahip, “Ebedi Gelin” idealine inanan Arsen ve Arsen gibi binlerce aydınların yolu bu değil. Arsen yeni toplumun arasında kendine yer bulamamış, sonuçta onun temelini oluşturan dağlar onu koynuna almış ebediyete kavuşmuş. Eserin diğer kahraman Arsen’in benzeri olan kar parsı Jaabars da aynı kaderi yaşamıştır. Bir zamanlar parsların arasında öncül olan, güzlü yenilmez olan Jaabars zaman gelince gücünü, etkisini kaybetmiş, kulağı eğri bir parsın yanında aşağılanmış, dişisi onu terk etmiş, o da tenha kalarak buna dayanamamış, Tanrı (Tyanşan) dağlarının el yetmez zirvesini, oradaki mağaranı tercih etmiş ve ölümünü orada bulmuştur. İnsan da, pars da ezeli meskeninde – mağarada ebediyete kavuşmuşlar. Lakin yazar romanda karamsarlığa pek yer vermemiştir. O, Kırgız-‐Türk efsanesi temelinde müthiş “Ebedi Gelin” suretini yaratmıştır. Ebedi Gelin yer yüzünde gezerek insanların suçlarını kendi üzerine alıyor, onları manevi ve ruhi saflığa sesliyor. Eserin gayesi de budur: dünyayı, insanlığı Ebedi Gelin ve onun güzelliği, saflığı, masumluğu kurtaracaktır. Romanın Türkçe iki farklı çevirisi farklı yayın evlerinde basılmıştır. “Elips Kitap” yayı evinin bastığı kitabın çevirisi “Ebedi Gelin. Dağlar Yıkıldığı Zaman” adıyla Prof. Dr. Ahmet Pirverdioğlu 2 tarafından (bundan sonra I. Çeviri) , “Ufuk Kitap” yayın evinin bastığı kitabın çevirisi ise “Dağlar Devrildiğinde. Ebedi Nişanlı” 3 adıyla Güzel Sarıgül Şonbayeva tarafından (bundan sonra II. Çeviri) yapılmıştır. Bu çevirilerle tanış olduğumuzda her iki çevirmenin Rus dilini, Rus yaşam tarzını iyi bildikleri anlaşılıyor. Çevirmenler genellikte eserin üslubunu, ifade tarzını, seafoodplus.infoov’a özgü dili, milli özellikleri koruyabilmişler. C. Aytmatov dilinin özelliğini dikkate alırsak çevirmenlerin zor bir işi başardıklarını görüyoruz. Çeviri 2 Aytmatov Ç. (). Ebedi Gelin. Dağlar Yıkıldığı Zaman. Tercüme: Ahmet Pirverdioğlu. 5. Baskı. Elips Kitap. Ankara. 3 Aytmatov Ç. (). Dağlar Devrildiğinde. Ebedi Nişanlı. Rusçadan Çeviren: Güzel Sarıgül Şonbaeva. 1. Baskı. Elips Kitap. İstanbul. ADES-‐II Rus Dili Öğretiminde Edebi Çevirilerin Kullanımı derslerinde her iki çevirini orijinali ile birlikte karşılıklı analizi zamanı soru doğuran bazı makamlarla karşılaştık. Bu bildirinin amacı çevirilerin eleştirilmesi olmayıp, dil eğitiminde çeviri sürecinde karşılaşılan zorluklara öğrencilerin dikkatini çekmektir. Bu açıdan çevirilerdeki soru doğuran bazı kelimelerin, ifadelerin, cümlelerin analizi yapılarak kendi açımızdan daha makul karşılıkları vermeye çalışmışız: “…и рыси на них фырчат и шипят, вроде как не признают троюродных сородичей.” I: “… vaşaklar fıslıyor ve tıslıyor, sanki kendi kuzenlerini tanımak istemiyorlardı” (s) II: “Vaşaklar bu hemcinslerini tanımazlıktan gelir; onlara hırlar, tıslarlar.” (s. 8) İlk tercümede cümle hemen hemen orijinaldeki gibi verilmiş, lakin Rusça “троюродныe сородичи” kelimeleri “kuzenler” gibi, diğerinde “hemcinsler” gibi çevrilmiş. Halbuki, “троюродныe сородичи” burada “uzak akraba” anlamındadır. “И помни: прижми хвост, пока не поздно.” I: “Henüz geç olmadan aklını başına devşir.” (s) II: “… ve geç olmadan kuyruğunu topla” (s) Bizce, “Ve unutma: ne kadar ki geç değil kuyruğunu kıs,” daha uygundur. “пахарь от СМИ” I: “…o, …sıradan bir medya amelesi idi.” (s. 39) II: “…basın tarlasının sıradan bir işçisiydi.” (s. 46) İlk tercüme daha dolgun olup, “amele” yerine “hamal” kelimesi de kullanılabilirdi. “как послание свыше” May 3-‐4, Prof. Dr. Hurşid İSAYEV, Prof. Dr. Hacali NECEFOĞLU I: “göklerden gönderilmiş bir mesaj gibi” (s) II: “bir merhamet mesajı olarak” (s‐63) “как послание свыше”’nin karşılığı “ayet” olmalıdır. “… чтобы добыть для угощения почтенных гостей свежей дичи, а для дарения — звериных шкур.” I: “… aziz misafirlerine ikram etmek için av eti, hediye için ise hayvan postu getirmeye…” (s. 61) II: “… saygın misafirlere etini ikram, postunu da hediye etmek üzere…” (s. 73) Orijinaldeki “почтённие гости“ – “saygın misafirler”, “свежая дичь” -‐ “taze avlanmış kuş eti” anlamında olduklarından ilk çeviride “aziz” yerine “saygın” kelimesi kullanılırsa orijinale ikinci çeviriden daha yakın olur. Orijinal ve çevirilerdeki farklılıkları daha kolay göstermek için aşağıdaki tabloya yerleştirdik. Orijinal I.Çeviri II.Çeviri Açıklamalar … и великая … kanlı …av [onları] охота ждет… avları … partilerinde muhteşem av severlerdi. gönüllerini bekliyordu… (s) eğlendirirler … (s. 8) Прихоти судьбы Kaderin neler Kaderin II. çeviri daha непредсказуемы yapacağını cilveleri uygun … kestiremezsin önceden (s. 13) kestirilemez … (s) … барсиху и … dişisine ve … kadim … dişisine ve кривоухого eğri kulaklı hayat eğri kulaklı ADES-‐II Rus Dili Öğretiminde Edebi Çevirilerin Kullanımı баловня-‐ talihli arkadaşının şanslı şımarık соперника …” rakibine …(s. yırtık rakibine … 13) kulaklıyla … (s. 13) тигроподобный … yüksek Zirveleri karla … yüce пятнистый царь dağların kaplı dağların dağların высокогорья kaplana kaplan benekli benzeyen görünüşlü sultanı … benekli çarı, kralı … (s) benekli … (s. Dr. Hurşid İSAYEV, Prof. Dr. Hacali NECEFOĞLU звучали то şerefine onuruna şerefine ya Вагнер, то Chopin veya Chopin ya da Vagner’in, ya Шопен, то кто-‐ dahilerden aynı asrın Chopin’in, ya нибудь еще из birisinin dahilerinden da dahilerden гениев. müziği biri çalıyordu. birisinin çalıyordu. (s. (s. 20) müziği 19) seslendiriliyor du. doğru yaklaşır insan götüren yürümedir, ve müzik yoldur, ruhun ruhun ruhun evrenidir. evrenidir. (s. galaksisidir. 19) (s. 20) Ты не думай, что Beni kovdun Beni Beni погнал меня в ve her şey yakamdan kulağımdan шею — и все! … У bitti diye tutup atmakla tutup atmakla меня тоже есть düşünme. … her şeyin her şeyin свои ресурсы. Benim de bittiğini bittiğini kendime göre sanma! … sanma! … imkanlarım Benim de Benim de akıl var. (s) kendime göre edemediğin / bağlantılarım saklı var. (s. ‐27) kaynaklarım var. ADES-‐II Rus Dili Öğretiminde Edebi Çevirilerin Kullanımı … душа его … içinde … ruhu bir … içi ateş полыхала лесным orman orman düşmüş orman пожаром. yangınları yangınında gibi cayır cayır vardı. (s. 35) alevleri yanıyordu. arasında kalmışçasına yanıyordu. (s. 38) Кому из … bu şehir … kimin ve … kommunal коммунальных komşularının hangi komşularından соседей какое umurunda komşunun kimin могло быть дело mıydı sanki? umurunda umurunda до того … (s. 36) olabilirdi ki? olabilirdiki? (s. 42) (“kommunal” kelimesinin anlamı dipnotla verilebilirdi.) … будь он с … çocukken … çocukluk … детства отдан dağlarda köy yıllarımda çocukluğunda музыкальной atlarını köydeki n dağlarda ail учебе, а не гонял kovalamak atların atlarını бы аильных yerine müzik peşinden kovalamaktan лошадей в okuluna koşturmak sa müzik горах … verilseydim … yerine müzik eğitimi (s. 20) okuluna alsaydı … gitseydim …(s. 21) … выступать в … basında bir … medyada … basında печати müzik ve müzik ve müzik музыкальным tiyatro tiyatro hayranı/özlem чаятелем и eleştirmeni eleştirmenliği cisi ve tiyatro театральным olarak yazılar yapmak ve eleştirmeni критиком … yazmak … (s. müziğe olarak … 20) duyduğu May 3-‐4, Prof. Dr. Hurşid İSAYEV, Prof. Dr. Hacali NECEFOĞLU hayranlığı anlatmak… (s) Ayrıca, kaydetmek gerekiyor ki, yazarın eserinden parçaları mukayeseli çevirmeden önce metinlerde rastlanan ayrı ayrı kelimeler ve deyimler, seçilerek anlamları öğrencilere geniş şekilde açıklanıyor. Aytmatov Rusça yazdığı eserlerinde bolca Kırgız-‐Türk kelimelerini kullanıyor. Bu açıdan son romanı da istisna değil. Örneğin, bu eserde C. Aytmatov’un sık sık kullandığı “аил” kelimesi her iki çeviride “köy” olarak çevrilmiştir. Halbuki yazar “köy” kelimesinin Rusça karşılığı olan “село” veya “деревня” kelimelerini milli ruhu yansıtmak amacıyla bilerekten kullanmamış. Çeviride bu kelimenin orijinalde olduğu gibi verilmesi gerektiğini öğrencilere tavsiye ediyoruz. Yazar eserde kullandığı Kırğız-‐Türk kökenli kelimelerin genelde Rusça karşılığını metin içinde vermiştir. Bu kelimelerden aşağıdakileri örnek olarak verebiliriz: аильный мулла – ail mollası (köy imamı), барымта – barımta (fidye, rehine için ödenen para), бий – biy (bey), джезде – cezde (enişte), дуйне – duyne (dünya), жоулоо – jouloo (yayla), казан – kazan (tencere), тенгри – tengri (tanrı), токмo-‐акын – tokmo-‐akın (duygularını döken ozan, içten okuyan aşık), тункукук – tunkukuk (gece baykuşu), тюмен аил – tümen ail (aşağı ail, aşağı köy), узенгилеш – uzengileş (üzengi gibi, üzengiye benzer), укмуш – ukmuş (harika, çok güzel, pek iyi), ханзада – hanzada (hanzade), шамалбаш – şamalbaş (kafasında rüzgarlar esen birisi). Sonuç olarak, C. Aytmatov’un Rus dili çeviri derslerinde kullandığımız “Когда падают горы (Вечная невеста)” romanının basılan Türkçe çevirilerini gözden geçirdiğimizde her iki çeviride de genel olarak eserin fikri ve sanatsal düzeyi korunduğunu görüyoruz. Prof. Dr. Ahmet Pirverdioğlunu’nun çevirisinde orijinal metne daha çok sadık kalındığı, Güzel Sarıgül Şonbaeva’nın çevirisinde ise çevirmenin daha serbest davrandığını kaydetmeliyiz. Ayrıca, nedense orijinalde olan bazı kelimelerin, ifadelerin ve hatta parçaların bile her iki çeviride bırakıldığını gözlemliyoruz. Örneğin: “ … и разгорячился малость, вспомнил некстати, с раздражением и с досадой, как один расхожий писака, местный популист и, сказывали даже, шоумен, каких развелось ныне — как грибов после дождя, загнал, что называется, ему в ворота гол, сославшись на его высказывания в каком-‐то интервью по поводу музыки и музыкальной культуры: “Вот так и курлыкает в небе заблудший журавль перестройки — наш меломан Арсен Саманчин. Когда-‐то Саманчин летал в одной стае с ADES-‐II Prof. Dr. Hurşid İSAYEV, Prof. Dr. Hacali NECEFOĞLU Горбачевым. И всех звал в своей исчезнувшей ныне, не потянувшей рыночной лямки газете "Руханият" духовностью обновить социализм. И вот нет уже ни Горбачева, ни стаи, а он, заблудившийся журавль, продолжает курлыкать о свободе духа, о музыке: музыка-‐де высшая свобода и красота Вселенной, а нам только этого и надо — браво! Коли музыка высшее проявление свободы духа и большей свободы на свете быть не может, стало быть, каждый волен обращаться с ней как вздумается — хочет скачет верхом, хочет хлещет кнутом, пусть громыхает гром, всех под крышу заберем и айда, айда, айда, и танцуем, и поем, и ликуем, и сексуем в гипертрансе мировом… Вот что нам надо от музыки! Синтез, компот божественного и секс-‐базарного! Теперь мы будем распоряжаться музыкой, размножать, распространять альбомы, диски, деньгу-‐то крутим мы — так называемые либеральные нувориши, да, лучше быть нуворишем, чем жалким гуманитаришкой. И нас ничем не остановить. Массовость шоу-‐эстрады превыше всяких там сакральных ценностей, классики-‐ млассики, фольклора-‐мольклора. Сюсюкайте сами! А нам на руку бизнес-‐электронный шаманизм! Сотни тысяч рук, воздетых в экстазе, глаза, полыхающие безумием, гремящая, вулканическая музыка и небо, качающееся, как лес под бурей, — вот что такое свобода в действии. Даешь электронную всемирную музреволюцию! Если надо, мы и климат изменим!” Вот ведь гад! К чему было припоминать всю эту циничную трепотню?” Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bu bildiride amacınız çevirilerin eleştirmesi değil, bu çevirileri orijinali ile birlikte çeviri derslerinde bir araç olarak kullandığımızda karşıya çıkan bazı zorluklara dikkat çekmektir. Kaynakça Айтматов Ч. (). Когда Падают Горы (Вечная невеста) -‐ Дружба Народов, №7. May 3-‐4, Rus Dili Öğretiminde Edebi Çevirilerin Kullanımı Aytmatov Ç. (). Ebedi Gelin. Dağlar Yıkıldığı Zaman. Tercüme: Ahmet Pirverdioğlu. 5. Baskı. Elips Kitap. Ankara. Aytmatov Ç. (). Dağlar Devrildiğinde. Ebedi Nişanlı. Rusçadan Çeviren: Güzel Sarıgül Şonbaeva. 1. Baskı. Elips Kitap. İstanbul. ADES-‐II
Mendirman Celaleddin veya Bozkır Arslanı Celaleddin (Özbekçe:Mendirman Jaloliddin[1][2][3]), Bozdağ Film imzalı, ilk bölümü Özbekistan'da 14 Şubat 'de yayımlanan, Türkiye'de ise 21 Mayıs 'de atv'de yayımlanmaya başlayan, yönetmenliğini Metin Günay'ın yaptığı, tarihî, kurgu, aksiyon ve dram türündeki Türk ve Özbek ortaklı televizyon dizisi. Dizi, 2 Temmuz tarihinde yayımlanan 7. bölümü ile sezon finali yaptı. Dizi, 13 bölüm olarak tabii platformunda tekrar yayımlanmıştır.