alpay aydın menajer / SABAH - 13/05/2006 - Tarkan'a karşı dişi megastar

Alpay Aydın Menajer

alpay aydın menajer

Tarkan ile özelimiz 500 sayfa tuttu

Tarkan ile özelimiz 500 sayfa tuttu

Tarkan'ın özel hayatını deşifre eden ilk kitabı ile gündem yaratan Alpay Aydın, ikinci kitabı 'Megaroman'ı çıkardı. Kitapta Tarkan'ın tüm bilinmeyenlerini anlatan Aydın, Rober Hatemo ile yaşadığı ilişkiyi de deşifre ediyor. Megaroman'da Tarkan 'Tarık', Hatemo ise 'Ömer' adıyla anılıyor.

Bundan dört ay önce piyasaya çıkardığı 'Megamasal' adlı kitabıyla Megastar Tarkan'ın bilinmeyen sırlarını anlatan Tarkan'ın eski menajeri Alpay Aydın, ikinci kitabı 'Megaroman'ı çıkardı. Eşcinsel kimliğini gizlemeyen ve kitapta anlattıklarıyla dikkatleri üzerine çeken Aydın, yeni kitabında yine Tarkan hakkında olay yaratacak sırları açıklıyor. Tarkan'dan her iki kitabında da 'Tarık' adıyla söz eden Alpay Aydın, Megamasal'da Tarkan ile nasıl tanıştığını ve aralarındaki ilişkiyi; yeni kitabı 'Megaroman'da ise Tarkan'ın ilk albüm macerasını ve şöhret serüvenini anlatıyor. Ancak bu kitabın ilkinden farkı, Tarkan dışında bir başka ünlünün daha; Rober Hatemo'nun da sırlarını açık ediyor olması. Anlattıklarının kelimesi kelimesine gerçek olduğunun altını çizen Aydın, Tarkan'dan sonra birlikte çalıştığı Hatemo'yu 'Ömer' ismiyle anlatıyor kitabında...

* Tarkan ile uzun yıllar birlikte çalıştınız. Onunla can yoldaşı oldunuz. Sonra ne oldu da ona düşman oldunuz? Düşmanlık değil, küslük var bizim aramızda. İlk albümün ortasında dışladılar beni. Tarkan'la tartıştık sonra da küstük. Ben onu, o da beni aramadı. Kitapları yazarken fark ettim ki, bayağı bir tezgah düzenlenmiş. Bilinçli olarak yavaş yavaş dışarıya itilmişim. Kitapları yazarken çaktım...

'YAZMA' DEMEDİLER

* İlk kitabınızda da ikincisinde de Tarkan'dan 'Tarık' diye söz ediyorsunuz. Mahkemeye verir korkusu nedeniyle mi? Tarık'ın Tarkan olduğu aşikar değil mi?
Hiç öyle bir korkum yok. Etik açıdan takma bir isimle yazdım. Ben kitabı yazmaya karar verdiğimde, kitapta adı geçen herkese bunun haberi gitti. Kimse de beni arayıp 'yazma' demedi. Herkesi adıyla da yazabilirdim. Kitaplarımda adı geçen insanlar kimilerinin gözünde idol. Kimilerinin gözünde örnek alınacak kişiler. Örnek teşkil etmemesi açısından bariz isimleri yazmadım.

* İlk kitapta ne vardı? İkinci kitapta ilkinden farklı olarak neler var? İlk kitapta kendi yaşadığım eşcinsel ilişkilerin yanı sıra, Tarık ile nasıl tanıştığımızı ve nasıl birlikte olduğumuzu anlattım. Dört duvar arasında yaşadığımız ilişkiler, kimsenin bilemeyeceği ilişkiler vardı. O yüzden de adı 'masal'dı. Tarık'ın albüm yapma fikrine kadar olan dönem ilk kitapta yer aldı. İkinci kitapta 'albümü nasıl yaptık', 'kimlerle çalıştık', 'nasıl konserler yaptık', 'nasıl popüler oldu' sorularına yanıt veriliyor. Yine hayatımda önemli bir yer tutan Ömer adlı şarkıcı var. Yazılabilecek her şey var...

'KİMSEYİ ZORLAMADIM!'

* Eşcinsel ilişkilerini bile yazmışsınız starların. Yazılmayacak ne kaldı ki?
Eşcinsel ilişkileri gizli bir şey değil ki! Fotoğrafları bile yansıdı medyaya. "Benim" diyerek kabul etti de. Herkes dürüst olsun.

* Bu gibi özel konularda herkes dürüst olmak zorunda mı? Bunlar yaşandı, neden gocunuyor ki insanlar? Utanıyorlardı da neden böyle bir hayat yaşadılar? Kimsenin alnına silah dayamadım!

* Bu kitapları yazmaktaki amacınız 'Tarık' ve 'Ömer' diye kodladığınız Tarkan ve Rober Hatemo'yu karalamak, onları küçük düşürerek intikam almak mı? Öyle bir niyetim olsa, altı ay gecemi gündüzüme katıp kitap yazmam. Ben fevri bir insanım. 11 senedir bu camiadayım. İki gazeteciyi çağırır, şakır şakır konuşur, manşetlere çıkardım. Herkes benden yaşadıklarımı anlatmamı istiyordu. Ben de savaş gazileri gibi anılarımı anlatmak istemedim. Yazdım. Merak eden okur... Bundan sonra anlatmayacağım.

* Kitapta Tarık'ın bir dönem cinsel performansının düşük olduğunu bile yazmışsınız. Bu karalamak değil mi? Bunlar yaşanan şeyler ve bunları okumak insanların hoşuna gidiyor. Televizyonlarda, tiyatrolarda hep belden aşağı espriler var ve insanlar bunlara gülüyor.

* Ama onlar kurgu. Kitapta yazılanların gerçek olduğunu söylüyorsunuz... Tabii ki gerçek. Hiçbirini uydurmadım. Bunlar utanılacak şeyler değil. Öyle olsa yaşanmazdı.

* Peki hiç tehdit aldınız mı? İlk kitapta bir şey olmadı. Ama şu sıralar garip telefonlar alıyorum. Sessiz telefonların sayısı arttı. Geçen gün Tarkan'ın fanatik bir bayan hayranı aradı. "Seni yolarım" dedi. Gülüp geçiyorum...

ZAFER AKBAŞ MAGAZİN

Tarık'la birlikte kömürlüğe indik ve...

90'lı yılların başında Tar kan'ın menajerliğini yapan Alpay Aydın, kendi hayatından yola çıkarak yazdığı kitapta Tarık adında bir megastardan bahsediyor. Aydın, Tank karakteriyle yaşadığı eşcinsel deneyimleri ve şöhret yolundaki adımlarını uzun uzun anlatıyor.

Kitaptaki sahil kasabasında düğün salonlarında şarkı söyleyen, yakışıklı genç tiplemesi Tarkan'ı anımsatıyor. Ayrıca bilenler bilir... Tarkan'ın arkadaşları arasındaki lakabı da 'Tarık'... Ekibi, yıllarca Tarkan'ı bu isimle çağırdı. Bu nedenle kitabın megastarın yaşamından kesitler taşıdığı iddia ediliyor. Yakın çevresi, Aydın'ın suç unsuru oluşturmaması için Tarık ismini kullandığı görüşünde...

'Tarık mı, Tarkan mı onu gidip kendisine sorun'
"Bu yaşanmış bir olay ama kimin kim olduğu net değil. Ahlak, birinin özgürlüğünün başladığı yerde birininkinin bitmesidir. Ben oraya yazdım. Ama başka isimle" diyen menajer Aydın "Tarkan size dava açabilir mi" sorusuna da "Burada yazılı olan şey benim hayatım, kimseyi ilgilendirmez" cevabını veriyor. Aydın üstü kapalı olarak megastarın hayatını anlattığını da itiraf ediyor: "Tarık mı Tarkan mı onu gidip Tarkan'a sorun. Bu kitabı toplatmak istediğini duydum ama bu saatten sonra hiçbir şey yapamaz zaten... Bu kadar şeyi yazan adını da yazar diyorlar. Mahkemeyle filan uğraşamam ben. Korkum filan yok ayrıca intikam da almıyorum. Bu kitap ortalığı karıştırır mı bilmiyorum ancak bildiğim tek şey var o da Tarkan'ın kasetinden fazla satacağı..."
Ve kitaptan alıntılar!..

İlk tanışma ve ilk görüşmeler
"...Annemleri yolcu ettim. Ev bana kalmıştı. Kahvaltı etmek için Ferhat'ın yanına pastaneye gittim. Kapıdan çok güzel bir çocuk girdi ve yanımıza gelip oturdu. Ferhat hiç tanıştırmadan sohbete koyuldu. Müzikten bahsediyordu ki lafa girip: 'Sen şu şarkı söyleyen çocuk musun?' dedim. 'Evet şarkı söyleyen çocuğum' dedi. Adı Tarık'dı, lisede okuyordu. Haftasonları da bir restoranda şarkı söylüyordu. Harçlığını çıkarmak için çalışıyordu. Çok kısa sohbetten sonra Ferhat'a dönüp: 'Ben hazırlık yapayım, kaç gibi gelirsiniz' dedim. Tank 'Ben de varım bu gece' dedi. Bana öyle gelmiyordu, gözümün ta içine bakıyordu ve bu serbestliği hoşuma gitmişti. Ben de gözlerinin içine bakarak gülümsedim... Haftasonu annemler geri geldi. Halbuki ben Tarık'la başbaşa kalmayı hayal etmiştim..."

Yorganın altında soba gibi iki ten

"... Tarık'ın soruları bittiğinde sabah olmak üzereydi, şömine sönmüş soğuktan donmak üzereydik. 'Yatalım artık' diyerek üst kata çıktık. Yukarıda üç oda vardı. En dipteki odaya girdiğimizde çift kişilik bir yatağın üzerine bırakılmış bir yorgan ve iki yastık görünce birbirimize bakıp hınzır hınzır güldük. Üzerimizdekileri çıkartıp yatağa girdik, o bir yorgan ben diğerini aldım. Ancak o soğukta tek bir yorganla ısınmak ne mümkündü. 'Uyuyor musun?' dedi. 'Hayır' dedim..."Ben de uyuyamıyorum çok soğuk' dedim ve yerimden kalktım. "Bir yorganın altında yatalım" diyerek yanına girdim. İki yorganın altında soba gibi iki ten... 'Hala üşüyormusun?' diye sordu 'Bir tek ellerim' dedim. 'Bakayım' dedi. Sol tarafıma yattığım için sol elimi uzattım. Sağ elimi uzatmak için sola döndüm. O da dönünce yatakta burun buruna geldik. Bir an birbirimize gülümsedik ve öpüşmeye başladık. Ancak bu sevişme kavgaya dönüştü. Daha birkaç dakika olmuştu ki'.........................' diyerek beni yatakta yüzükoyun çevirmeye çalıştı."

Sarmaş dolaş Göcek tatili

"... Ertesi gün babam bizi arabayla terminale bıraktı. Ben çoktan tatil havasına girmiştim. Arabada Tarık'ın elini bir an olsun bırakmadım. Bütün yolculuğumuz boyunca da yolcuların gıcık bakışlarına aldırmadan sarmaş dolaş Göcek'e vardık. Yasemin, Türkiye'nin ilk mankenlerinden biriydi ama şimdi Göcek'te gümüşçü dükkanı vardı. Ona eşyalarımızı bırakıp kendimizi dışarıya attık. Her şey mükümmeldi. 'Seninle..............ilk gece ettiğimiz kavgayı hatırlıyormusun?' diye sordum. 'Evet hatırlıyorum, şimdi niye hatırlatıyorsun o geceyi?' dedi. Ben de 'O gece benden istediğin şey vardı ya, onun olmasını istiyorum. Bir gün nasıl olsa olacak, seninle olmasını istiyorum' dedim. Ama o, o zamandı canım' dedi. 'Nasıl yani' diyerek yüzüne baktım... 'Bak benim bu türde ilk ilişkim değildin. Hatırlarsan seninle tanıştığımızda İstanbul'da amcamlara gidiyorum demiştim, ya aslında diğer ilişkim olan ...'e gidiyordum. 'Şimdi seni seviyorum, sevdiğim bir insana bunu yapamam' dedi. 'Öyle mi' diye geçirdim içimden 'Nasılsa akşam içeceksin, ben de işi punduna getirip hallederim' diye düşündüm. Düşündüğümden pek farklı olmadı..."

Paltomu serdim ve yere uzandık...

"... 'Mutlu değil misin?' dedim. 'Mutluyum' dedi. Düğünde aldığım alkolün de etkisiyle ağlamaya başladım. Bana sarılıp 'Lütfen ağlama' derken üzgün olduğu belliydi. Ben de sımsıkı sarıldım ve onu öpmeye başladım. Apartmanın merdivenlerinde oturduğumuzu unutmuştuk, kömürlüğe girdik, üzerimdeki paltoyu yere serdim, uzandık ve.............devam ettik..."

Ve şöhret kapıları açılıyor

"...Tarık geldi. 'Sana kaset yapmaya karar verdim' dedim. 'Peki şarkıları nereden alacaksın, hangi parayla' diye sordu. 'Ben yazarım ne olacak' dedim. İşte burada en büyük kumarımı oynama sahnem vardı. Eğer buna inanırsa onu kaybetmeyecektim. 'Var mısın?' 'Varım'..."

'Hukuki işlem yapmayacağız'

Megamasal adlı kitap hakkında Tarkan cephesinden açıklama şarkıcının avukatı Süheyl Atay'dan geldi: "Ortada bir arkadaşlık, dostluk, yoldaşlık varsa bu kesinlikle Tarkan'a yapılan bir ihanettir. Yapılacak her hareket o ihanete prim vermektir. Bunun için bu konu hakkında hukuki olarak hiçbir şey yapılmamalı. Yazdıkları doğru mu bilemiyorum. Ama doğru olduğunu düşünürsek Alpay'ın kitabın yayınlanacağı dönemden önce menajer arkadaşımızdan bazı talepleri olmuştur. Bu aba altından sopa göstermektir."

Tarkan’ın bütün sırları...

Kitapta Tarkan'ın tüm bilinmeyenlerini anlatan Aydın, Rober Hatemo ile yaşadığı ilişkiyi de deşifre ediyor. Megaroman'da Tarkan 'Tarık', Hatemo ise 'Ömer' adıyla anılıyor.

Bundan dört ay önce piyasaya çıkardığı 'Megamasal' adlı kitabıyla Megastar Tarkan'ın bilinmeyen sırlarını anlatan Tarkan'ın eski menajeri Alpay Aydın, ikinci kitabı 'Megaroman'ı çıkardı. Eşcinsel kimliğini gizlemeyen ve kitapta anlattıklarıyla dikkatleri üzerine çeken Aydın, yeni kitabında yine Tarkan hakkında olay yaratacak sırları açıklıyor. Tarkan'dan her iki kitabında da 'Tarık' adıyla söz eden Alpay Aydın, Megamasal'da Tarkan ile nasıl tanıştığını ve aralarındaki ilişkiyi; yeni kitabı 'Megaroman'da ise Tarkan'ın ilk albüm macerasını ve şöhret serüvenini anlatıyor. Ancak bu kitabın ilkinden farkı, Tarkan dışında bir başka ünlünün daha; Rober Hatemo'nun da sırlarını açık ediyor olması. Anlattıklarının kelimesi kelimesine gerçek olduğunun altını çizen Aydın, Tarkan'dan sonra birlikte çalıştığı Hatemo'yu 'Ömer' ismiyle anlatıyor kitabında...

* Tarkan ile uzun yıllar birlikte çalıştınız. Onunla can yoldaşı oldunuz. Sonra ne oldu da ona düşman oldunuz? Düşmanlık değil, küslük var bizim aramızda. İlk albümün ortasında dışladılar beni. Tarkan'la tartıştık sonra da küstük. Ben onu, o da beni aramadı. Kitapları yazarken fark ettim ki, bayağı bir tezgah düzenlenmiş. Bilinçli olarak yavaş yavaş dışarıya itilmişim. Kitapları yazarken çaktım...

'YAZMA' DEMEDİLER

* İlk kitabınızda da ikincisinde de Tarkan'dan 'Tarık' diye söz ediyorsunuz. Mahkemeye verir korkusu nedeniyle mi? Tarık'ın Tarkan olduğu aşikar değil mi? Hiç öyle bir korkum yok. Etik açıdan takma bir isimle yazdım. Ben kitabı yazmaya karar verdiğimde, kitapta adı geçen herkese bunun haberi gitti. Kimse de beni arayıp 'yazma' demedi. Herkesi adıyla da yazabilirdim. Kitaplarımda adı geçen insanlar kimilerinin gözünde idol. Kimilerinin gözünde örnek alınacak kişiler. Örnek teşkil etmemesi açısından bariz isimleri yazmadım.

* İlk kitapta ne vardı? İkinci kitapta ilkinden farklı olarak neler var? İlk kitapta kendi yaşadığım eşcinsel ilişkilerin yanı sıra, Tarık ile nasıl tanıştığımızı ve nasıl birlikte olduğumuzu anlattım. Dört duvar arasında yaşadığımız ilişkiler, kimsenin bilemeyeceği ilişkiler vardı. O yüzden de adı 'masal'dı. Tarık'ın albüm yapma fikrine kadar olan dönem ilk kitapta yer aldı. İkinci kitapta 'albümü nasıl yaptık', 'kimlerle çalıştık', 'nasıl konserler yaptık', 'nasıl popüler oldu' sorularına yanıt veriliyor. Yine hayatımda önemli bir yer tutan Ömer adlı şarkıcı var. Yazılabilecek her şey var...

'KİMSEYİ ZORLAMADIM!'

* Eşcinsel ilişkilerini bile yazmışsınız starların. Yazılmayacak ne kaldı ki? Eşcinsel ilişkileri gizli bir şey değil ki! Fotoğrafları bile yansıdı medyaya. "Benim" diyerek kabul etti de. Herkes dürüst olsun.

* Bu gibi özel konularda herkes dürüst olmak zorunda mı? Bunlar yaşandı, neden gocunuyor ki insanlar? Utanıyorlardı da neden böyle bir hayat yaşadılar? Kimsenin alnına silah dayamadım!

* Bu kitapları yazmaktaki amacınız 'Tarık' ve 'Ömer' diye kodladığınız Tarkan ve Rober Hatemo'yu karalamak, onları küçük düşürerek intikam almak mı? Öyle bir niyetim olsa, altı ay gecemi gündüzüme katıp kitap yazmam. Ben fevri bir insanım. 11 senedir bu camiadayım. İki gazeteciyi çağırır, şakır şakır konuşur, manşetlere çıkardım. Herkes benden yaşadıklarımı anlatmamı istiyordu. Ben de savaş gazileri gibi anılarımı anlatmak istemedim. Yazdım. Merak eden okur... Bundan sonra anlatmayacağım.

* Kitapta Tarık'ın bir dönem cinsel performansının düşük olduğunu bile yazmışsınız. Bu karalamak değil mi? Bunlar yaşanan şeyler ve bunları okumak insanların hoşuna gidiyor. Televizyonlarda, tiyatrolarda hep belden aşağı espriler var ve insanlar bunlara gülüyor.

* Ama onlar kurgu. Kitapta yazılanların gerçek olduğunu söylüyorsunuz... Tabii ki gerçek. Hiçbirini uydurmadım. Bunlar utanılacak şeyler değil. Öyle olsa yaşanmazdı.

* Peki hiç tehdit aldınız mı? İlk kitapta bir şey olmadı. Ama şu sıralar garip telefonlar alıyorum. Sessiz telefonların sayısı arttı. Geçen gün Tarkan'ın fanatik bir bayan hayranı aradı. "Seni yolarım" dedi. Gülüp geçiyorum...

'BAŞKASINA LAF ETTİRMEM'

* Tarkan ile en son ne zaman görüştünüz? 94'te kavga ettik. 97'de bir yerde karşılaştık. O yıldan bu yana hiçbir şekilde görüşmedik. Şunu da söyleyeyim. Ben Tarkan'a b..k atabilirim. Ama başkasına kesinlikle izin vermem. Yanımda kimseye laf ettirmem. Ben varken kimseye düşmez.

* Tarkan hakkında başka bir kitap daha yazacak mısınız? Başka yazmayacağım. İki tane yeter. İkiden sonra suyu çıkar. İkiden sonra 'para için kitap yazıyor' derler. Ama kitap yazmayı sevdim. Başka konularda yazarım. Tarkan ile tüm hayatımı yazdım, bitti. İkimizin ortak hayatı 500 sayfa yaptı.

* Kitaptaki Tarık'a hâlâ aşık mısınız? Uzun zaman oldu. Köprünün altından çok sular aktı.

'ÖMER'İ TARIK'TAN DAHA ÇOK SEVDİM'

*Kitabın ikinci bölümünde de Rober Hatemo'yu 'Ömer' olarak anlatıyorsunuz. Onunla da benzer bir ilişki mi yaşadınız? Evet. Onunla da aynı ilişkiyi yaşadık. Şunu söyleyeyim; insanlar hep bana bunu soruyor. "'Tarık' Tarkan, 'Ömer' Rober mi?" diye. Bu kısmı benim için önemli değil. Birilerini sevdiğin zaman, onun için bir şeyler yapmak istiyorsun. Şunu söylemek istiyorum. Birinden biri beni arasaydı, bu kitabı yazmayacaktım. Demek ki, beni aramaya bile yüzleri kalmamış. Bunu bile yapamadılar. Beni üzen kısmı bu.

TARİHİ BİLMEK İSTEMİŞ

* Yanındaki isimlerden arayanlar oldu mu? Ömer (Rober) avukatım aracılığıyla haber göndermiş. 'Beni yazmasın' demiş. Kendi arasaydı yazmazdım. Bana adam gönderiyor. Benden olumsuz cevap alınca, "O zaman kitabın çıkış tarihini söylesin de yurtdışına gideyim" demiş.

* Sizin hayatınızda Tarık'ın yeri mi, Ömer'in yeri mi daha önemli? Ben Ömer'i Tarık'tan daha çok sevdim...

KİTAPTA NELER VAR?

'TARKAN'I ÖLDÜREBİLİRDİM'


Alpay Aydın, yaşadığı tartışmaların birinde Tarık'a nasıl bıçak çektiğini kitapta şu şekilde anlatmış: "...Öldüreceğim seni, öldüreceğim, iğrenç mahluk! Neyini eksik ettim, neyden mahrum ettim seni, üç kuruşluk iş için bunu bana nasıl yaparsın? diye elimde bıçakla üzerine yürüdüm. Kendini savunmak için boynumu yakaladı, bir eliyle de bıçak olan elimi tutuyordu. Boynumu öyle sıktı ki, nefes alamadım bıçağı bıraktım. Beni yere yatırıp tekmelemeye başladı daha çok sol baldırıma tekme atıyordu. Beni yerde bırakıp, gidip giyindi..."

Alpay Aydın, Tarık'ın başka bir gayle olma ihtimali karşısında kıskançlıktan onu öldürebileceğini şu şekilde anlatıyor kitapta; "...Onun yerine başka birini koyamıyordum. Eğer benimle birlikteyken bir gayle beraber olduysa, herhalde onu öldürürüm diye düşünüyordum..."

ROBER'İN AŞKI BİR ANDA BİTTİ

Menajer Alpay Aydın, Ömer'in kendisini nasıl terk ettiğini de kitapta şu şekilde anlatıyor: "...Ömer ne oldu söyle bana. Başka birine aşık mı oldun? dediğimde 'Hayır, asla öyle bir şey yok' dedi. Bana 'Artık sana karşı hiçbir şey hissetmiyorum' dedi. 'Nasıl, daha bir ay önce benden ayrılmamak için ağlıyordun' dedim. 'Bilmiyorum birden hislerim bıçak gibi kesildi' dedi.

Sabah

Google News

Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.

Haber3'e Google News'te abone olun

Abone Ol

Tarkan'ın sırlarını yazan menajer

Tempo dergisinin haberine göre Tarkan’ın ilk menajeri, söz yazarı Alpay Aydın, ünlü sanatçının menajerliğini yaptığı dönemdeki sanatçının sırlarını yazdı.

Abone ol

Ünlü, yarı ünlü veya ünsüz pek çok insanın anılarına pek bir düşkün olduğumuz şu günlerde, bir anılar kurgusu da Alpay Aydın’dan okuyacağız. Tempo dergisinin haberine göre Tarkan’ın ilk menajeri, söz yazarı Alpay Aydın, ünlü sanatçının menajerliğini yaptığı dönemdeki anılarından kurguladığı kitabı ‘Megamasal’da Tarık adını verdiği karakterle yaşadığı ilk eşcinsellik deneyimini ve Tarık’ın megastar olma yolundaki adımlarını anlatıyor. Kitaptaki ‘Tarık’ karakteri bilindiği kadarıyla Tarkan’a çok benziyor. Bir sahil kasabasında düğün salonlarında şarkı söyleyen, yakışıklı genç tiplemesi ile neredeyse bir Tarkan portresi çiziliyor. “Bu yaşanmış bir olay ama kimin kim olduğu net değil. Ahlak, birinin özgürlüğünün başladığı yerde birininkinin bitmesidir. Ben oraya yazdım. Ama başka isimle'' diyen Aydın, “Tarkan size dava açabilir mi'' sorusuna, “Burada yazılı olan şey benim hayatım, kimseyi ilgilendirmez'' cevabını veriyor. ‘Megamasal’dan alıntılar Adı Tarık’tı ve lisede okuyordu, hafta sonları da bir restoranda şarkı söylüyordu. Harçlığını çıkarmak için çalışıyordu, zira ailesinin durumu çok iyi değildi. Çok kısa bir sohbetten sonra Ferhat’a dönüp: “Ben kalkıyorum, hazırlık yapayım biraz, kaç gibi gelirsiniz?'' diye sordum. Ferhat daha cevabını vermeden Tarık atladı: “Akşam ne yapıyorsunuz?'' “Çocuklarla bizde içeceğiz, muhabbet edeceğiz,'' dedim. “Ben davetli değil miyim?'' diye sordu gülümseyerek, çapkın bir bakış mı vardı gözlerinde yoksa bana mı öyle geliyordu bilmiyorum; ama çok tatlıydı, o kesin. “Olmaz mı, Ferhatlarla buluş, sen de gel,'' dedim. “Ben bu akşam çalışıyorum, geç çıkabilirim,'' dedi. Ferhat: “Ben de dükkânı kapamadan gidemem zaten, sen o saate kadar gelirsin beraber gideriz,'' diyerek ayaküstü programı yaptı. “Tamam, o zaman ben de varım bu gece,'' dedi. Hayır, bana öyle gelmiyordu, gözümün ta içine bakıyordu bunları söylerken ve bu serbestliği bayağı hoşuma gitmişti. Ben de gözlerinin içine bakarak gülümsedim. * * * "Peki mutlu değil misin?" "Mutluyum." "Ee! Sorun ne o zaman. Önemli olan şu anda mutlu olmak değil mi, sonsuza kadar süreceğini mi sanıyorsun zaten? diyerek düğünde aldığım alkolün de etkisiyle ağlamaya başladım. Bana sarılaraka: "Lütfen ağlama, seni üzmek istemedim, belki sen de böle düşünüyorsundur diye açtım bu konuyu" derken üzgün olduğu her hailnden belliydi. Ben de sımsıkı ona sarıldım ve onu öpmeye başladım. Apartmanın merdivenlerinde oturduğumuzu unutmuştuk, hemen toparlanıp kömürlüğe girdik, üzerimdeki paltoyu yere serdim, uzandık ve sevişmemize kaldığımız yerden devam ettik.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır