po3 nedir / Spor Fizyolojisi

Po3 Nedir

po3 nedir

METABOLİZMA

Metabolizma kavramı genel olarak şu üç farklı olayı kapsar;
  • Vücut içi ve vücut dışı kaynaklardan enerji üretimi,
  • Fonksiyonel ve yapısal doku bileşenlerinin sentezi,
  • Oluşan metabolik atık maddenin uzaklaştırılması.
Bu durumda organizmadaki madde ve enerji dönüşümlerinin tümünün metabolizma kapsamına girdiğini söyleyebiliriz. Metabolizma iki alt birimden meydana gelir; anabolizma ve katabolizma.

Anabolizma. Küçük moleküllerden büyük moleküllerin sentezi ve enerji depolanmasıdır (protein, yağ, karbonhidrat şeklinde).

Katabolizma. Büyük moleküllerin (karbonhidrat, yağ, protein) küçük moleküllere dönüşmesi ve bu esnada enerji üretimidir.

Kalori. Birim zamanda organizmadan ısı şeklinde serbestlenen enerji birimidir.

1 cal:, 1 gr suyun sıcaklığını bir derece yükseltmek için gereken ısı
1 Cal: cal (Cal= Kal=kilo kalori) = 1 kg suyun ısısını bir derece yükseltmek için gereken ısı miktarıdır.
1 kilo kalori = joule

Tüm besinlerin enerji değeri eşit değildir. Bir gram için;
  • Karbonhidratlar 4 kalori,
  • Proteinler 4 kalori
  • Yağlar 9 kalori
enerji verirler.

Yağlı maddeleri tüketmek en iyi seçim görünse de hiç bir şey gerçekten daha farklı olamaz. Gerçektende profesyonel sporcular özellikle yarışma öncesi yağlı besinlerin tüketimini en aza indirirler.

ENERJİ ÜRETİMİ

Kaslar kimyasal enerjiyi mekanik enerjiye çevirirler. Kas enerjisinin kaynağı organik fosfat (PO4) bileşikleri olan ATP (Adenozin tri fosfat) ve CP'dir (Kreatin fosfat).
Organizmanın en önemli enerji kaynağı ATP şeklinde depolanan yüksek enerjili fosfat (PO4) bağlarından oluşan kimyasal bileşiktir.
ATP organizmanın enerji bataryasıdır, adenozin ve 3 fosfat bağından oluşur; adenozin – PO3 ~ PO3 ~ PO3, “ ~ “ yüksek enerjili fosfat bağlarının sembolüdür. Bu yüksek enerjili bağlarını her birinin ayrılmasıyla fizyolojik koşullarda kal/mol (= 12 kkal)

Kas aktivitesi veya genel vücut dokularının aktivitesi için gereken enerji 2 ana metabolik yol ile temin edilir.
  • Anaerobik sistem (yol)
  • Aerobik sistem (yol)
Anaerobik Sistem. Anaerobik deyimi enerji üretiminde oksijenin olaya karışmadığını ya da çok az karıştığını belirtir. Bu sistemde enerji iki şekilde elde edilir. Alaktik Anaerobik Sistem (Fosfojen Sistem/ Acil enerji sistemi / ATP-CP sistemi). Terim, anaerobik ortamda elde edilen enerji esnasında yan ürün olarak laktik asidin oluşmadığını açıklar. Enerji, kaslarda hazır olarak bulunan ATP' den elde edilir. Tükenen ATP'yi, CP bir fosfatını vererek yeniler.
  • Hücrede fazla ATP sentezlenince bunun büyük kısmı CP’ye dönüştürülerek depolanır. ATP tükendiği anda bu depo kullanılır.
  • CP + ADP ATP + C, şeklinde iki yönlü ilişki; konsantrasyona göre sürekli iki yönlü çalışır.
  • CP’den enerji transferinin önemli tarafı, bu olayın saniyenin küçük bir bölümünde gerçekleşmesidir. Bu olay özellikle ani bir kas kasılması sağlar. ATP ile beraber bu sisteme fosfojen sistem denir ve her ikisi toplam 8 – 10 saniye maksimal kas gücü sağlar.
Laktik Anaerobik Sistem. Terim, anaerobik ortamda elde edilen enerji esnasında yan ürün olarak laktik asitin oluşduğunu açıklar. Karbonhidratların bir özelliği O2 siz ortamda da enerji için kullanılabilmeleridir. Bu sistemde glikoz veya glikojenin glikolitik yol ile yıkımı olur. (hızı:2,5mol/dk)
  • Glikoz + 2ATP (önce pürivat, sonra laktat oluşur) = 2 Laktik Asit + 4 ATP, net kazanç 2 ATP
  • Glikojen + 1 ATP, 2 Laktik Asit + 4 ATP, net kazanç 3 ATP
  • Glikozdan ATP üretiminin farkı; hücreye giren serbest glikozun parçalanmadan önce 1 mol ATP ile fosforilasyonudur (+ 1 ATP’de yıkım için kullanılır, tüketim=2 ATP).
  • Oysa glikojendeki glikoz zaten fosforiledir. Bu durumda hücredeki anaerobik koşullar için en önemli kaynak depo glikojendir.
Aerobik Sistem. Besin maddelerinin mitokondrilerde oksidasyonu ile ATP sentezidir. Glikoz, yağ asitleri, aminoasitler, oksijen ile birleşerek AMP (Adenozin mono fosfat) ve ADP (adenozin di fosfat)’nin ATP’ye çevrilmesinde tüketilecek büyük miktarlardaki enerjiyi serbestleştirirler. Depo glikojen tükenince yerine plazmadan glikoz alımı ile enerji sağlanır.

Glikoz önce pirüvik aside dönüşür. Ortamda yeterli oksijen varlığında pirüvik asit Krebs siklusuna girerek bir glikozdan 40 mol ATP üretilir (2 ATP kullanılır net kazanç 38 ATP’dir). Besinler ve oksijen olduğu sürece bu üretim sınırsızdır (O2 yetersiz ise pirüvat laktata dönüşür; anaerobik sistem).

Karbonhidratların enerji için yetersiz olduğu veya kullanılmadığı koşullarda yağ asitleri, tepkimeler sonucu mitokondrilerde karbondioksit ve suya indirgenir. Yağ asitleri oksidasyonu, serbest yağ asitlerinin kandan hücrelere alınmasıyla başlar. Mitokondride beta oksidasyon ile yağ asitleri asetil Co-A’ya yıkılır. Asetil CoA Krebss siklusuna girerek okside edilir. Oluşan ATP miktarı yağ asit zincirinin uzunluğuna bağlıdır (Örneğin, mol ATP elde edilebilir).

Yağ asitleri biter veya yetersiz olursa artık vücudun depo proteinleri yıkılır ve enerji elde edilir. Sonuçta üre meydana gelir, normal şartlar altında günlük fizyolojik bir protein yıkımı ve üre oluşumu vardır.

Glikoliz. Glikozun pirüvik aside dönüşüm sürecidir. Bu süreç, hücrede bir çok safhada tamamlanır, yüksek enerji (ATP) oluşumu için her reaksiyon özel bir enzim tarafından katalizlenir. Bu süreç ya glikojenin parçalanması ile oluşan glikozu ya da kanda normal olarak bulunan glikozu kullanır. Aerobik glikolizde pirüvik asit su ve karbondioksite indirgenir, Anaerobik glikoliz sonucu laktik asit oluşur.

Oksijen Açığı. Egzersizin başlangıcında (egzersiz şiddetine göre) organizmaya giren oksijen, ihtiyacın altındadır. Bu anda geçici bir oksijen açığı vardır. Bu geçiş döneminde kaslar aerobik metabolizma tarafından üretilenin üzerinde bir enerji miktarını harcar. Bu oksijen açığı kas seviyesinde gaz değişim sisteminin uyumunun durgunluğundan doğar. Daha sonra, belli bir düzeyde organizma oksijen alımı ihtiyacını karşılar ve denge kurulur (steady-state). Egzersizin başlangıcındaki bu O2 eksikliğine “oksijen açığı” denir.

Oksijen borcu, toparlanma döneminde normal dinlenme dönemine göre tüketilen aşırı oksijen miktarı olarak tanımlanır. Aerobik çalışmalarda oksijen açığı yoktur ya da çok azdır (% 5).

Depo Oksijen. Vücutta depo oksijen; litre akciğerlerdeki havada, litre vücut sıvılarında erimiş olarak, 1 litre hemoglobin ile birleşmiş olarak, litre miyoglobinde bulunur (toplam; 2 litre).

Özellikle akut hipoksilerde hemoglobindeki mevcut depo oksijen ancak dakika yeter, bu süre dışında ek enerji kaynağı gerekir. Anaerobik glikoliz ile de birkaç dakikalık ek enerji sağlanır. Bu sırada glikoz pirüvat (oksijen varlığında kas glikojeni fazla laktata çevrilmiyor, bir kısmı Krebs siklusuna girer; aerobik glikoliz), sonra laktata çevrilir; laktat hücre dışına difüze monash.pw durum yani hipoksi maksimal kas kasılmasının ilk dakikalarında ortaya çıkar.

Kasta depo glikojen (ilk 10 saniyede fosfojen sistem yeterli ) 10 saniye sonra devreye girer; dakikalık kısa süreli ağır aktiviteler için depolar kullanılır (anaerobik glikoliz). Glikojen tükenince ağır aktivite sonlanır ve artık aerobik sistem (bu sistem anaerobikten daha yavaş enerji üretir). Anaerobik glikoliz, aerobik glikolizden 2, kat daha hızlı çalışır. Aerobik sistem, daha yavaş enerji üretir fakat kalıcıdır. Fosfojen sistemin enerji üretim hızı ise anaerobik sistemin yaklaşık 2 katıdır.

Ağır egzersizde glikojen deposu azalırken laktik asit konsantrasyonu artar. Egzersiz sonrası normal oksijen sağlanarak biriken laktik asit, tekrar glikoza çevrilir (çoğu karaciğerde). Bir kısmı da (1/5) pirüvik aside çevrilerek Krebs döngüsüne girir, enerji üretiminde kullanılır.

monash.pw KARATOSUN

Daha Fazla Bilgi İçin
  • Guyton AC, Hall JH. Tıbbi Fizyoloji. Nobel Yayınevi.
  • Hilmi Karatosun. Egzersiz ve Spor Fizyolojisi.
  • Monod H, Flandrois R. Physiologie du sport. Masson, monash.pwı
  • McArdle WD, Katch FI, Katch VL. Exercise Physiology 5. Baskı.
  • Wilmore J, Costill D. Physiology of sport and Exercise. Human Kinetics

IMAP ve POP, e-postaya erişim için kullanılan iki yöntemdir. E-postalarınızı telefon, dizüstü bilgisayar ve tablet gibi çeşitli cihazlardan denetlemeniz gerektiği durumlarda IMAP yönteminin kullanılması önerilir.

IMAP

IMAP, bulunduğunuz her yerden ve her cihazdan e-postanıza erişmenizi sağlar. IMAP kullanarak e-postanızı okuduğunuzda, aslında e-postayı bilgisayarınıza indirmiş veya depolamış olmazsınız; e-postayı e-posta hizmetinden okuyor olursunuz. Sonuç olarak, e-postanızı dünyanın herhangi bir yerindeki farklı cihazlardan kontrol edebilirsiniz: telefonunuz, bir bilgisayar, bir arkadaşınızın bilgisayarı.

IMAP yalnızca üzerine tıkladığınız iletiyi indirir ve ekler otomatik olarak indirilmez. Bu şekilde, iletilerinizi POP yönteminden çok daha hızlı bir şekilde denetleyebilirsiniz.

POP

POP, e-posta hizmetinizle iletişim kurarak ve tüm yeni iletilerinizi oradan indirerek çalışır. Bunlar PC veya Mac bilgisayarınıza indirildikten sonra e-posta hizmetinden silinir. Bu da, indirildikten sonra e-postaya yalnızca aynı bilgisayar kullanılarak erişilebileceği anlamına gelir. E-postanıza farklı bir cihazdan erişmeye çalışırsanız, daha önce indirilmiş olan iletiler size sağlanmaz.

Gönderilmiş posta, e-posta sunucusunda değil PC veya Mac bilgisayarınızda yerel olarak depolanır.

Birçok İnternet Servis Sağlayıcısı (ISS) size POP kullanan e-posta hesapları verir.

Web postası hesapları ve e-posta uygulamaları

Gmail, monash.pw, monash.pw veya iCloud kullanıyorsanız, web postası kullanıyorsunuz demektir. Web postası hesabınızı almak için İnternet'e erişim sağlar ve e-posta hesabınızda oturum açarsınız.

PC veya Mac bilgisayarınız varsa, e-postanızı yönetmek için büyük olasılıkla Outlook, Apple Mail veya Thunderbird gibi bir program kullanıyorsunuzdur. Outlook, Apple Mail ve Thunderbird e-posta uygulamalarıdır: e-postanızı yönetmek için bilgisayarınıza yüklediğiniz programlar. E-postayı almak ve göndermek için Gmail veya monash.pw gibi bir e-posta hizmetiyle etkileşim kurarlar.

E-postanızı yönetmesi için e-posta uygulamanıza herhangi bir e-posta hesabını ekleyebilirsiniz. Örneğin, e-postanızı yönetmek için web postası hesaplarını (Gmail, monash.pw, monash.pw, AOL ve Yahoo) Outlook veya Apple Mail uygulamasına ekleyebileceğiniz gibi, iş e-postası hesaplarını da ekleyebilirsiniz.

Outlook, Apple Mail, Thunderbird gibi e-posta uygulamalarına web postası hesaplarını ekleme

E-posta hesabınızı e-posta uygulamanıza eklediğinizde, çoğunlukla sizden herhangi bir giriş istemeden IMAP erişimiyle ayarlamayı deneyecektir.

E-posta uygulaması e-posta hesabınızı eklemekte zorlanırsa, çoğu durumda bunun nedeni e-posta hesabının POP erişimi için ayarlanmış olmasıdır. Bu durumda, bilgileri e-posta uygulamasına girebilmeniz için e-posta sağlayıcınıza gitmeniz ve pop ve SMTP sunucusunun adını bulmanız gerekir. Bilgiler çoğunlukla şöyle görünür:

  • Gelen Posta (IMAP) Sunucusu: imap.<hizmet adı>.com

  • Gelen (POP) Sunucusu: pop.<hizmetin adı>.com

  • Giden Posta (SMTP) Sunucusu: smtp.<hizmetin adı>.com

Ayrıca Bkz:

monash.pw için POP, IMAP ve SMTP ayarları

İş için Outlook Office ’te POP ve IMAP ayarları

Eşitlemenin temelleri - neleri eşitleyebilir neleri eşitleyemezsiniz

PO3, price action temelli bir yapısal konsepttir. PO3 konsepti aslında ünlü bir analist olan &#;Rektproof&#;a ait bir yapıdır. Price action kaynaklı bir konsept olduğu için range yapıları ile çalışmaktadır. Peki range nedir? Range, fiyat aralığı olarak adlandırılmaktadır. &#;Fiyat Aralığı (Range) Nedir?&#; adlı makalemizden detaylı bilgi alabilirsiniz. Kısa bir özetle Range hakkında bilgi aktaralım.

Power of Three Konsepti (PO3)

Range Nedir?

Fiyat aralığı (Range), fiyatın “expansion” (büyük yükselme veya düşme) hareketinden sonra yaptığı yatay hareketlere verilen isimdir. Range, fiyatı belirli bir aralıkta tutar ve bize bu aralıkta trade imkanı sağlar. Ayrıca range low, range high ve equilibrium (denge) seviyelerinden oluşur. PO3 konsepti için range kavramının iyice öğrenmiş olması gerekmektedir.

Genelde yükselen veya alçalan güçlü trend’lerden ziyade fiyatın yatay seyrettiği zamanlarda range’i daha kolay gözlemleyebiliriz. Not olarak, equilibrium’u yazımda “EQ” olarak kısaltacağım. Range belirlemek için Tradingview üzerindeki Fibonacci Tool ayarlarını aşağıdaki şekilde ayarlayabilirsiniz.

Biz trader’lar range high’ın fiyatı aşağılara sürükleyeceğini, range low’un da fiyatı tutacağını düşünürüz. EQ ise fiyatın dengede olduğu seviyedir. Unutmayalım ki range’lerde deviasyona (sapmalara) da rastlayabiliriz. PO3 konseptinde bu deviasyonlar hakkında sıklıkla bahsedeceğiz.

Ayrıca bir range’e paritede büyük ve küçük zaman dilimlerinde karşılaşabiliriz. Örneklerden daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum. Bu kısma kadar range’i teorik olarak tanımladım, hadi örneklere göz atalım ve nasıl trade edebileceğimiz hakkında düşünelim. Gördüğünüz üzere Bitcoin&#;de oluşan range’ler bu şekilde, ekran görüntülerindeki range’ler temsilidir.

PO3 (Power of Three) Nedir?

Aslında bu konsept bir Rektproof konsepti. Ancak temel olarak range ile açıklanabileceğini düşünüyorum. Bu konsept üç aşamadan oluşmaktadır;

  • 1) Akümülasyon Evresi: Fiyatın belirli bir aralıkta yatay hareketler seyretmesi
  • 2) Manipülasyon Evresi: Stopların, likiditenin hedeflenerek range H/L üzerinde deviasyon oluşturma
  • 3) Dağıtım Evresi: Range yapısında RH/RL&#;de oluşan deviasyon sonra fiyatın ters yönlü sanılımı.

Temel olarak, fiyat belirli bir range içerisinde yatay ilerler ve ardından range low veya range high tarafında deviasyon oluşturduktan sonra range’in diğer tarafına hızlı bir şekilde hareket eder. PO3 konsepti de aynı bu şekilde RL altında bir deviasyon oluşturmaktadır.

PO3 Konsepti

PO3 temel amacı, akıllı paranın pozisyonlar oluşturması ve likidite aracılığı yapmasıdır. Traderlardan farklı olarak akıllı para, piyasaya pozisyon girmek için daha karmaşık bir yönteme ihtiyaç duymaktadır. Bunun aksine biz traderlar daha basite indirgenmiş yöntemleri seçeriz.

Makale içeriklerinde kaynak olarak Twitter&#;dan Huxley&#;e teşekkür ederim. Aşağıdaki buton ile Twitter hesabına ulaşıp takip edebilirsiniz.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır