likidite vergisi nedir / Zor Durumda Olan Vergiye Uyumlu Mükelleflerin Borçlarının Tecili Hakkında Karar - MOORE

Likidite Vergisi Nedir

likidite vergisi nedir

Likidite Oranı Nasıl Hesaplanır?

Bilgi kullanıcıları işletme ile ilgili alacakları kararlarda karlılık, nakit yaratma, borç ödeme gücü, aktif büyüklüğü ve dağılımı gibi konularda bilgi sahibi olmak isterler. Bunun için işletmenin performans ve mali yapısını geçmiş dönemlerin yanı sıra sektördeki diğer rakipleri ile de mukayese etmek için bir takım analiz sonuçlarına ihtiyaç duyarlar. Bu analiz sonuçları tek başına bir anlam ifade etmeyecektir. Çünkü oranlama yoluyla bulunan bu sonuçlar yorumlanmadan sadece sayılardan ibaret kalacaktır.

İlişkili olduğu düşünülen kalemlerin birbiriyle oranlanması mümkündür. Yani gelir tablosu kalemleri ile bilanço kalemleri kendi içinde oranlanabileceği gibi birbirleriyle de oranlanabilir. Bu oranlamalar neticesinde ulaşılan bilgilerin standart oranlar veya sektör ortalamaları ile mukayese edileceğinden karşılaştırma yapılacak olan bilgilerinde (standart oranlar, sektör ortalaması, rakip oranları vb.) bilinmesi gerekmektedir.

İşletmenin faaliyetlerini devam ettirebilmesi, alacaklıların da alacaklarını tahsil edip edemeyeceklerini değerlendirebilmesi açısından likidite oranları önem taşımaktadır. Likidite oranlarının kapsamı dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynaklara oranlanması şeklinde tanımlamak mümkündür.

Dönen varlıklar ile kısa vadeli yabancı kaynaklar “Tekdüzen Hesap Planı” açıklamalarında aşağıdaki gibi ifade edilmiştir.

Dönen Varlıklar “nakit olarak elde ve bankada tutulan varlıklar ile normal koşullarda en fazla bir yıl veya işletmenin normal faaliyet dönemi içinde paraya çevrilmesi veya tüketilmesi öngörülen varlık unsurlarını kapsar.”
Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar “en çok bir yıl veya işletmenin normal faaliyet dönemi sonunda ödenecek yabancı kaynakları kapsar.”
Likidite ise, “vadesi gelen kısa vadeli borçları karşılayabilmesi açısından dönen varlıkların kalite ve yeterliliğinin bir göstergesi olarak ifade edilmektedir. Dolayısıyla likidite oranları olarak kabul görmüş oranlar, işletmenin kısa vadeli borç ödeme gücünü ölçmek ve net çalışma sermayesinin yeterli olup olmadığının belirlemek amacıyla kullanılmaktadır.” *
“Brüt çalışma sermayesi olarak da ifade edilen dönen varlıkların iki temel görevi bulunmaktadır.”

Bunlar;
1- Vadesi gelen yükümlülüklerin karşılanması; vadesi gelen kısa vadeli borçların ödenmesi,
2- Günlük işlemlerin yürütülmesinin sağlanmasıdır.
Net Çalışma Sermayesi (NÇS) günlük işletme faaliyetlerinin devam ettirilebilmesi için ihtiyaç duyulan net dönen varlık büyüklüğünü gösterir. Yani dönen varlıklar ile kısa vadeli borçlar ödendikten sonra kalan dönen varlık büyüklüğünü ifade eder.
Net Çalışma Sermayesi = Dönen Varlıklar – Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
Dönen varlıklarının kısa vadeli borç toplamından küçük olması durumunda NÇS noksanı oluşacaktır. Bu noksan işletmenin günlük faaliyetlerinin sürdürülmesinde aksamalara sebebiyet verebilir. Temel likidite oranları cari oran, asit test oranı ve nakit orandır.

Cari Oran
Dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynaklara oranlanmasıyla cari oran hesaplanır. İşletmenin dönen varlıklar ile kısa vadeli borçlarını ödeme gücünü ölçmek ve net çalışma sermayesinin işletme faaliyetleri için yeterli olup olmadığını belirlemek için kullanılmaktadır.
Cari Oran = Dönen Varlıklar / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
Cari oranın genel olarak “2” olması yeterli kabul edilmektedir. Diğer bir ifadeyle her 1 TL’lik kısa vadeli yabancı kaynağa karşılık 2 TL’lik dönen varlığın olmasıdır. Cari oranın 1’in üzerinde olması ise işletmenin hem kısa vadeli borçlarını ödeyebilme gücüne hem de NÇS’ye sahip olduğunu gösterir. Cari oran 1’den küçük ise işletmede NÇS noksanı var demektir. NÇS noksanın olması durumunda hem kısa vadeli borç ödeme gücü açısından hem de günlük faaliyetlerin sürdürülebilirliği açısından riskli olduğu söylenebilir.

Asit Test Oranı (Likidite Oranı)

Asit test oranı, cari oranın daha sağlıklı yorumlanabilmesi açısından önemlidir. Asit test oranı dönen varlıklar grubunda yer alan ve likiditesi diğer dönen varlıklara göre daha düşük olan stokların bu hesaplamaya dahil edilmemesiyle bulunan orandır. Cari orana göre daha hassas bir ölçüm sağlamaktadır.

Asit Test Oranı = (Dönen Varlıklar -Stoklar) / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar Asit test oranı sonucunun 1 çıkması standart olarak kabul edilmektedir. Bu hesaplama sonucu ile işletmenin kısa vadeli yabancı kaynaklarının tamamının nakit ve likiditesi yüksek olan varlıklar ile ödenebileceğini göstermektedir. Yani her 1 TL’lik kısa vadeli yabancı kaynağa karşılık işletmede stoklar dışında 1 TL’lik dönen varlığın bulunduğunu göstermektedir. Asit-test oranının 1’den küçük çıkması durumunda kısa vadeli borçların ödenmesinde işletmenin stoklarına bağlı olduğu söylenebilir.

Nakit Oran

Nakit oran işletmenin faaliyetlerinden kaynaklanan alacaklarını tahsil edememesi, satışların durması durumunda işletmenin kısa vadeli borç ödeme gücünün nasıl olduğunun hesaplanmasından kullanılır. Nakit oranının hesaplanmasında alacakların ve stokların dönen varlık toplamından çıkartılması ile sadece nakit ve nakit benzeri unsurların (likiditesi yüksek dönen varlıklar) kullanılması ile bulunur. Nakit oran şu şekilde formüle edilebilir; (Hazır Değerler +Menkul Kıymetler) / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar = 0,20 X 1 Nakit oran sonucunun 0,20 ile 1 arasında çıkması genel kabul görmüş bir durumdur. Oranın 1 çıkması, her 1 TL’lik kısa vadeli yabancı kaynak karşılığında işletmenin elinde 1 TL’lik hazır değer ile menkul kıymet toplamının olduğunu göstermektedir. Diğer bir deyişle işletmenin mevcut hazır değerleriyle (likiditesi yüksek varlıklar) kısa vadeli borçlarının tamamını ödeyebileceği anlamına gelmektedir.

Örnek: ABC A.Ş.’nin XX tarihli bilançosu ile cari dönem likidite oranları aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.


1) Cari Oran = Dönen Varlıklar / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
Cari Oran = / = 1,
Bu oranın hesaplanmasındaki amaç işletmelerin kısa vadeli borçlarını ödeme gücünü ölçmek ve NÇS’nin yeterli olup olmadığını belirlemektir. Cari oranın 1, olması her 1 TL’lik kısa vadeli yabancı kaynağa karşılık 1, TL’lik dönen varlığın olduğu ve NÇS’nin yeterli olduğu sonucuna varılabilir.

2) Asit Test Oranı = (Dönen Varlıklar -Stoklar) / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
Asit Test Oranı = ( – ) / = 0,
Bu oranın genellikle 1 olması yeterli kabul edilmektedir. Asit test oranında her 1 TL’lik kısa vadeli yabancı kaynağa karşılık işletmenin stokları dışında 0, TL’lik dönen varlığın bulunduğunu göstermektedir. Bu durumda kısa vadeli borçların ödenmesinde işletmenin stoklara bağlı olduğunu söyleyebiliriz.

3) Nakit Oran = Hazır Değerler +Menkul Kıymetler / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
Nakit Oran = ( + ) / = 0,
Nakit oran sonucunun 0,20 ile 1 arasında olması arzu edilmektedir. Nakit oranın “1” olması, işletmenin kısa süreli borçlarını her durumda nakit olarak ödeyebileceğini gösterir. Yani işletmenin her 1 TL’lik kısa vadeli yabancı kaynak karşılığında 1 TL’lik nakit ve nakit benzeri varlığın sahibi olduğu söylenebilir. Bu durumda likidite fazlası var demektir. Bulunan bu oran ile işletmenin elinde her 1 TL’lik kısa vadeli borca karşılık 0, TL’lik hazır değer bulunduğunu göstermektedir. Bu oranlar değerlendirilirken işletmenin dönen varlık yapısı ile dağılımı (bazı işletmeler yapıları gereği duran varlık ağırlıklı olarak faaliyet göstermeleri gerekebilir) işletmenin içinde bulunduğu sektörün durumu, işletmenin satın alma ile satış politikalarının şekli, diğer mali kalemlerin birbiri ile olan ilişkileri vb. parametrelerin de dikkate alınması gerekebilir.

KAYNAKLAR

Çabuk, Adem, A. Banu Başar, Şerafettin Sevim, Arman Aziz Karagül, Arman Aziz Karagül & Cengiz Erol. Mali Analiz, Editor: Saime Önce, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını No: , Açıköğretim Fakültesi Yayını No: , Eskişehir, Şubat


İşbu yukarıda yer alan metnin (makale, görüş, sirküler, bülten, yorum vb. hangi ad ile tanımlandığının bir önemi olmaksızın) yasal olarak herhangi bir bağlayıcılığı bulunmayıp, bilgi verme amacıyla hazırlanmıştır. İşbu metnin tek yasal dayanak olarak kullanılması sonucu elde edilen bilgiler doğrultusunda alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeniyle doğmuş / doğabilecek zararlardan Zeren Mali Müşavirlik Hizmetleri A.Ş.’nin (ZEREN MM) ve yazarın hukuki bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

Likidite nedir? Likidite oranları

Likidite; finansal bir varlığın nakde dönüşmedeki kolaylığına denir. Bir finansal aracın likiditesinin yüksek olması kolayca nakde yani paraya dönüşmesi demektir. Likiditesi en yüksek olan yatırım aracı nakit paradır. Duran varlıkların ise likiditesi düşük olur. Yatırım yapılırken finansal aracın likiditeye kolay dönüşüp dönüşmediğine bakılır. Likidite gerçek ve teknik olmak üzere ikiye ayrılır. Gerçek likidite tavsiye edildiğinde var olan borçların ödenebilmesidir. Teknik likidite ise vadesi gelen borçların ödenebilmesine denir. Likidite oranı ise vadesi gelmiş borçların ödenebilme oranını ifade eder. Likidite kavramı çok yönlü olup detaylıca bilinmesi gereken bir ekonomi kavramıdır. Bu blog yazısında likidite oranları neye göre hesaplanır, likidite artışı nasıl yapılır ve likidite krizi nedir? gibi soruların cevaplarını detaylı bir şekilde öğrenebilirsiniz.

Likidite oranları neye göre hesaplanıyor?

Likidite oranının neye göre hesaplandığına geçmeden önce likidite oranı ne ifade eder onu bilmekte yarar var. Likidite oranı, ticari faaliyet gösteren işletmelerin mevcut kısa vadeli borçlarını ödeyebilme gücünü ifade eder. Şirketler borçlarını ödeyebilme gücünü korumak için her zaman ellerinde dönüştürülebilir varlıkları tutmak ister. Ayrıca, dönüştürülebilir varlıklar nakde dönüşmediği sürece vergilerinden düşme gerçekleşir. Bu durum likidite vergisi olarak adlandırılır.

Likidite oranları hesaplanırken 2 unsurun bilinmesi gerekir: Dönen varlıklar ve kısa vadeli yabancı kaynaklar. 

1. Dönen varlıklar: Nakit olarak kasada ya da bankada tutulan veya en geç 1 yıl içinde nakde dönüşmesi öngörülen varlıkları ifade eder.

2. Kısa vadeli yabancı kaynaklar: En fazla 1 yıl içerisinde ya da faaliyet dönemi içerisinde ödenecek yabancı varlıkları ifade eder.

Likidite oranları hesaplanırken bu iki temel değer ve diğer değişkenler dikkate alınır. Likidite hesaplanırken 3 farklı metot uygulanır. Şimdi bu metotları tek tek inceleyebiliriz.

Cari oran

İşletmelerin dönen varlıklarının kısa vadeli yabancı kaynaklara bölünmesiyle cari oran bulunur. Cari oran, işletmenin net sermayesinin ticari faalyetlere devam edip edemeyeceğini ön görmek için kullanılır. Cari oranın genelde 2 olması devamlılık için idealdir. Yani dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynaklardan en az 2 kat fazla olması gerekir. Cari oranın 1'den fazla olması işletmenin net çalışma sermayesinin yeterli olduğunu ve borçlarını ödeyebildiğini gösterir.

Asit test oranı

En sık kullanılan likidite hesaplama yöntemidir. Asit test oranında likiditesi düşük olan varlıklar hesaplamaya dahil edilmezler ve şirketin gerçek net çalışma sermayesini görmek için kullanılırlar. Asit test oranı cari orana göre daha ince ve hassas hesaplamalar içerir. Dönen varlıklardan düşük stoklar çıkarıldıktan sonra kalan rakam kısa vadeli yabancı kaynaklara bölünür ve böylece asis test oranı (likidite oranı) elde edilir. Kısa vadeli borçların ödenme gücü bu durumda stokların durumuna bağlı olarak artar ya da azalır.

Nakit oran

Nakit oran, işletmenin alacaklarını tahsil edememesi veya satışlarının durması halinde kısa dönem borçlarını ödeme gücünü belirlemek için kullanılır. Dönen varlıklardan alacak ve stoklar çıkarıldıktan sonra elde edilen nakit tutarın kısa vadeli yabancı kaynaklara bölünmesiyle elde edilir. Burada nakit ya da likiditesi yüksek unusurların dikkate alındığını belirtmekte fayda var. Eğer çıkan oran 0,20 ve 1 arasındaysa işletme kısa vadeli borçlarını ödeyebilecek likidite akışına sahiptir denebilir.

Bu oranlar hesaplanırken şirketlerin faaliyet gösterdiği alanlar ve şirketlerin satın alma ve satış politikaları da ayrıca değerlendirilmelidir. Kimi şirketler yapısı gereği daha çok duran varlıkları elinde bulundurabilir.

Likidite artışı nasıl yapılıyor?

Likidite artışı yapmanın temel yöntemi çok daha fazla nakit para kullanmaktır. Sürekli nakit para kullanarak ya da nakit paraya dönüşmesi yüksek olan varlıklar kullanarak likidite artışı yapılabilir. Bunlara ek olarak devletler tahvil satın aldığında, piyasaya kullanımı için para bastığında ve devletlerin borçlanma oranı arttığında likidite artışı gerçekleşmiş olur. Likidite artışı çoğu durumda olumsuz olarak bakılan bir durumdur. Sürekli likidite artışı ekonomilerde uzun vadede çeşitli problemlere yol açabilir. 

Likidite krizi nedir?

Likidite krizi işletme ve devletlerin yaşayabileceği krizlerin başında gelir. Likidite krizi kısacası kredi ile borçlanma yapan kurumların borçlarını ödeyememesini ifade eder. Borçlar nakit olarak ödenmediği için likidite yani nakit para kullanımında azalma olur.  Likidite krizi olmaması için şirketlerin dönüştürülebilir varlıkları ile nakit paranın dengeli olması gerekiyor. Likidite krizi yaşandığında ise şirketin varlıklarının değeri düşeceği için bu varlıkların nakde dönüşme oranı azalır. Likidite krizi olduğu durumlarda kişiler nakit para kullanmak istemez, piyasalarda korku baskın olur ve borç işlemleri devam edemeyeceği için bankacılık krizi çıkabilir. 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir