huzursuzluk livaneli konusu / Zülfü Livaneli'nin 'Huzursuzluk'u

Huzursuzluk Livaneli Konusu

huzursuzluk livaneli konusu

Ülkece okumaya günlük 1 dakika ayırdığımızı hatırlayıp, bu değerli 1 dakikada neler okunduğunu merak ederek, çok satanlar listesinde yer alan Zülfü Livaneli’nin son romanı “Huzursuzluk”u hevesle aldım elime. Konstantiniyye Oteli’nin yarattığı hayal kırıklığını biraz aşabilirim umuduyla.

Romanın konusu hepimizin meş&#;um gündemi; IŞİD, IŞİD’in vahşeti, katliamlar ve tüm bunların yakıp yıktığı hayatlar, Ortadoğu’nun kaderi ve coğrafyası. IŞİD katliamından kaçıp Türkiye’ye sığınan göçmen bir Ezidi kızı ve ona aşık olan Hüseyin’in başına gelenleri, Hüseyin’in çocukluk arkadaşı gazeteci İbrahim’in gözünden izliyoruz romanda.

Vahşeti de, buna olan isyanı da, farklı bakış açılarını da gösterebilen, farklı dillerde anlatabilen, belki içinden çıkılır hale getiren ya da zihinlerimizde daha da derinleştiren tek araç sanat. Bu açıdan bakıldığında bu konulara değinmek paha biçilmez değerde.

Buraya kadar bir sorun yok ama ne yazık ki sanatın bu çarpıcılığı Huzursuzluk romanında görülmüyor. Haberlerde gördüğümüz, videolarını sansürsüz izlediğimiz katliamların, haber dilinde yazılmış insan hikayelerinin, aynı şekilde romana geçmiş hali, duya duya tüm vahşeti sıradanlaştırmış beyinlerimizde hiçbir çarpıcılık yaratmıyor. Keşke sanat -ki, edebiyat en güçlü alanlarından biridir- öyle bir dile getirseydi ki bunları, hiç görmediğimiz şekillerde görüp, aklımızdan hiç çıkartamasaydık. Bizler, her şeyden internet yoluyla haberi olan eli kolu bağlılar maalesef ki haber diline duyarsız-duygusuzuz artık.

Tek eleştiri konusu elbette sanatsallık, çarpıcılık eksikliği değil kitapla ilgili.

Yazar hiç şüphesiz ki, anlatıcı karakter İbrahim&#;in büyüdüğü, yıllar sonra yeniden gittiği ve çok sevdiği Mardin’i, okura iyice tanıtmak istiyor ama bunu ansiklopedik bilgileri sıralayarak yapması okuyana batıyor. Mehmet’in babasının Ezidilerle ilgili sıraladığı kitâbî bilgiler, romanı roman olmaktan çıkartıyor. Oysaki okur, merak ettiği her coğrafi alanı, tarihi olayı vs. zaten kendisi araştırır. Bu tip bilgiler bir romanda elbette verilebilir ama romanda yama gibi durmaması kaydıyla. Tıpkı Meleknaz’ın mendilindeki işlenmiş Tanrı figürüyle ilgili verilen ve romana yerli yerinde oturmuş güzel bilgiler gibi.

Livaneli’nin bir önceki romanı Konstantiniyye Oteli’ndeki durum, yani “yeri gelmişken her bir soruna parmak basma kaygısı” bu romanda da var. Örnekleri öyle çok ki, neredeyse her sayfada karşılaşmak mümkün! Mardin sokaklarında yük taşımacılığında kullanılan eşeklerin  belediye tarafından kadrolu yapılması ama zavallı hayvanların tümüyle bakımsız bırakılması, Mehmet karakterinin babasının Ortadoğu’dan bahsederken Mardin&#;de bir düğün evinde 44 kişinin öldürüldüğü olayı anlatması, ABD ve İslâm düşmanlığına parmak basılması, İbrahim’in eski eşi aracılığıyla &#;plaza Türkçesi&#;nin ve sadece güzellik peşinde kadınların eleştirilmesi…. Tüm bunların hepsini bir arada sunmak, “yeri gelmişken bu eleştirimi de dile getireyim” kaygısını getiriyor akla ister istemez.

Yazar, Mardinlilerin kullandığı dili okura aynen aktarırken, cümlelerde okuyanın kulağını tırmalayan şeyler de var. Karakterlerin ifade biçimleri o coğrafyaya, o şiveye veya belirtilen kültür seviyesine uygun düşmüyor. Mehmet’in “onda ne buldu?” ifadesi, Hüseyin’in annesinin “zamana bırakalım” ifadesi karakterlerle eşleşmiyor. Ortada kalıyor.

Tüm bunlar, Mardin’e gittiğinizde bir kapının arkasında Mehmet’i, Aysel’i, Hüseyin’in annesini, Hüseyin’in mezarını asla göremeyeceğimiz hissini yaratıyor. Çünkü hiçbir karakter gerçekmiş gibi yer etmiyor insanın beyninde. Çünkü bu karakterler derinleşememiş, karton kalmışlar ve tek işlevleri, bazı meseleleri / olayları eleştirmeye araç olmak. Karakterlerin hiçbiri insanın aklında önemli bir yer etmiyor. Oysa sanat bu değil. Olmamalı.

Zülfü Livaneli o güzelim şarkılarını hala söylüyorken, romancılığında aynı ustalığı neden göstermiyor, bu karakterleri nasıl böyle kabataslak çizgilerle ortada bırakabiliyor ve bu durum nasıl içine siniyor, aklım almıyor.

Kitabı kapattığımda, aklımda sadece iki soru var: Sanat nerede? Ve Livaneli bundan sonra hangi gündemi ele alacak ve “roman kurgusunda” anlatacak?

 


Huzursuzluk &#; Zülfü Livaneli

Yayınevi : Doğan Kitap
İlk Baskı Yılı :
Ebat : 14&#;20
Sayfa Sayısı :
ISBN:

Etiketleredebiyatkitapmardinöne çıkanlar

Yazar Hakkında:

Romanları 40 dilde yayımlanan yazar, günümüzün en çok satan, en çok okunan romanlarının yazarı, gazeteci, yönetmen ve besteci Ömer Zülfü Livaneli, 20 Haziran ’da doğdu. Ankara’da Maarif Koleji’nde okudu, Stockholm’de felsefe ve müzik eğitimi gördü. Zülfü Livaneli yılında fikirlerinden dolayı askeri cezaevinde yattı, 11 yıl sürgünde yaşadı. Harvard ve Princeton gibi saygın üniversitelerde konferanslar ve dersler veren, romanları, fikirleri ve müziği ile dünya basınında övgülerle karşılanan bir sanatçı olan Livaneli, edebiyat, müzik ve sinema alanlarında 30’dan fazla ulusal ve uluslararası ödül sahibi. Zülfü Livaneli, yılında San Remo’da En İyi Besteci Ödülü’ne layık görüldü. Müzik eserleri Londra, Moskova, Berlin, Atina, İzmir senfoni orkestraları tarafından icra edildi ve Zubin Mehta, Simeon Kogan gibi şeflerce yönetildi. Yunan müzisyen Mikis Theodorakis’le birlikte Türk-Yunan Dostluk Derneği’nin temellerini attı. Türkiye dışında Çin Halk Cumhuriyeti, İspanya, Kore ve Almanya’da da çoksatanlar arasına giren romanlarıyla büyük övgü aldı, çeşitli ödüllere layık görüldü. Engereğin Gözündeki Kamaşma ile Balkan Edebiyat Ödülü’ne hak kazandı. ABD’de Barnes & Noble Yeni Büyük Yazarların Keşfi Yarışması’nda finalist olarak ödül aldı. İtalya ve Fransa’da Yılın Kitabı Ödülü’ne, Türkiye’de ise Bir Kedi Bir Adam, Bir Ölüm’le Yunus Nadi Ödülü’ne; Son Ada ile de Orhan Kemal Roman Armağanı’na layık görüldü. Kardeşimin Hikâyesi ’ün, Huzursuzluk ’nin en çok okunan romanı oldu. ABD’de Missouri Üniversitesi, romanlarını ders kitabı olarak okuttu. Arafat’ta Bir Çocuk adlı öykü kitabı, İsveç ve Alman televizyonları tarafından filme çekildi. Zülfü Livaneli, dünya kültür ve barışına yaptığı katkılardan ötürü yılında Paris’te UNESCO tarafından Büyükelçilikle onurlandırıldı ve Genel Direktör danışmanlığına atandı. yılında UNESCO elçiliğinden istifa etti. yılları arasında TBMM’de ve Avrupa Konseyi’nde milletvekilliği görevinde bulundu. Livaneli dillerden düşmeyen şarkıları kadar, yediden yetmişe herkesin okuduğu, dünya dillerine çevrilen Kardeşimin Hikâyesi, Mutluluk, Leyla’nın Evi, Serenad, Konstantiniyye Oteli, Huzursuzluk gibi romanlarıyla yüzyılın en önemli yazarları arasında yer alıyor. Zülfü Livaneli kitapları: Gökyüzü Herkesindir Şapka Rüzgârlar Hep Gençtir Gölgeler Elia ile Yolculuk Huzursuzluk Konstantiniyye Oteli Kardeşimin Hikayesi Edebiyat Mutluluktur Harem Serenad Sanat Uzun Hayat Kısa Son Ada Sevdalım Hayat Leyla'nın Evi Gorbaçovla Devrim Üstüne Konuşmalar Mutluluk () Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm Livaneli Besteleri Engereğin Gözü Sosyalizm Öldü Mü? Diktatör ile Palyaço Türkiye Orta Zekalılar Cenneti Sis Dünya Değişirken Geçmişten Geleceğe Türküler Arafat'ta Bir Çocuk Yazarın Sayfası Yazarın Sayfası

Doğan Kitap Huzursuzluk -Zülfü Livaneli

Doğan Kitap, sevilen romanları okurlar ile buluşturur. Huzursuzluk - Zülfü Livaneli, okurlar tarafından oldukça sevilen Türk müzisyen, senarist, politikacı ve yazar olan Zülfü Livaneli'ye ait bir eserdir. Bilinen yazarın bu eserinin adı Huzursuzluk’tur ve ilk basımı yılındadır. Bu roman Orta Doğu’da yaşanan bazı dram yüklü hikayeleri anlatır ve konusu ile oldukça dikkat çeker. Aynı zamanda bu roman hikayeden esinlenilen ve popüler olan, bir slogana sahiptir. Bu slogan “Merhamet zulmün merhemi olamaz!” cümlesidir. Roman bu sloganı ile de okumaya yeni başlayanların oldukça dikkatini çeker. Eğer sizler de bu yazarı seven bir okursanız, bu romanı da kitaplığınıza ekleyebilirsiniz. Kitabın sayfaları son derece kalitelidir, böylelikle uzun yıllar kitaplığınızda durur. Bu sayede siz de istediğiniz arkadaşınız ile kitabınızı paylaşabilirsiniz.

  • Standart ölçü
  • Türkçe anlatım
  • Karton kapak

Akıcı Anlatımı ile Doğan Kitap Huzursuzluk

Akıcı Anlatımı ile Doğan Kitap Huzursuzluk

Huzursuzluk isimli bu roman, kurgu hikayeler okumayı seven insanlar için oldukça tatmin edici bir eserdir. Doğan Kitap Huzursuzluk - Zülfü Livaneli yakın bir zamanda Orta Doğu’da yaşanan bazı dram yüklü olayları anlatır. Herkes dram okumayı sevmeyebilir ama bu kitap birçok insanın bilmek isteyeceği bir hikayedir. Aynı zamanda bu dram romanının yazarı Türk edebiyat dünyasının önemli isimleri arasında görülen biridir. Bu nedenle yazarın edebi dili de oldukça beğenilir. sayfada büyük ve gerçekçi bir hikaye anlatır. Eserin dili akıcı ve durudur. Günlük rutin hayatınızdan uzaklaşıp daha farklı şeyler düşünmek isteyen insanlar için birebir bir kitaptır. Mardin şehrinde başlayıp, İstanbul’da biten bu dram hikayesi, dram olarak kurgulanan romanları seven insanların kitaplığında mutlaka olması gereken bir kitaptır. Siz de bu eseri tercih edebilirsiniz.

Sürükleyici Konusu ile Doğan Kitap Huzursuzluk

Sürükleyici Konusu ile Doğan Kitap Huzursuzluk

Kitap okumak insanların kelime dağarcığını ve bakış açısını geliştiren bir eylemdir. Siz de kendinizi geliştirmek için farklı türde romanlar okuyabilirsiniz. Bu roman da sizi besleyecek türden bir kitaptır. Çevrenizde sıklıkla roman okuyan birileri varsa eğer, bu kitap aynı zamanda çok hoş bir hediye seçimi olabilir. Sevdiğiniz bir arkadaşınıza hediye olarak alabilirsiniz. Sahip olduğu boyutu ile kol çantanızda kolay bir şekilde her yere taşıyabilirsiniz. Böylece toplu taşıma gibi yerlerde keyifle okumaya devam edebilirsiniz. Huzursuzluk kitabı kişinin iç dünyasını besleyen türden bir romandır. Duru bir anlatıma sahip olması ile de bir solukta bitirebilirsiniz. Doğan Kitap Huzursuzluk - Zülfü Livaneli yorumları genel olarak roman okumayı seven okuyucular tarafından yapılır. Siz de müşterilerin yazdıkları yorumları okuyarak, daha önce bu kitabı okuyan kişilerin önerilerinden yararlanabilirsiniz.

Bütçenize Uygun Doğan Kitap Huzursuzluk Fiyatı

Bütçenize Uygun Doğan Kitap Huzursuzluk Fiyatı

Bu romanı sürükleyici konusu ve akıcı anlatımı sayesinde kolay bir şekilde bitirebilirsiniz. kodlu bu eser, üzerine uzunca sohbet edebileceğiniz bir hikaye zincirine sahiptir ve bu özelliği ile dikkat çeker. Bu ürün sahip olduğu kağıt kalitesi ile de, kitap kurdu olan insanlar için öncelikli tercih olabilir. Romanda anlatılan hikaye, yazar tarafından oldukça samimi bir dille anlatılır ve bu da okuyucuları kendisine çeken bir özelliktir. Bu sayede okuyucular huzursuzluk romanını okurken karakterle bağ kurabilir. Doğan Kitap Huzursuzluk - Zülfü Livaneli fiyatı eserin tüm özellikleri göz önünde bulundurularak belirlenir ve size sunulur. Eser, bu tarz romanları okumayı seven müşterilerin satın alabileceği bir fiyat aralığındadır. Kitap hakkında daha detaylı bilgi için Trendyol’u ziyaret edebilir ve avantajlı fiyat seçenekleri ile satın alma işlemlerinizi gerçekleştirebilirsiniz.

Huzursuzluk - Zülfü Livaneli Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar:Zülfü Livaneli

Yayın Evi: Doğan Kitap

İSBN:

Sayfa Sayısı:

Huzursuzluk Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Merhamet zulmün merhemi olamaz!

İstanbul'un kargaşası içinde sıradan bir yaşam süren İbrahim, çocukluk arkadaşı Hüseyin'in ölüm haberi üzerine doğduğu kadim kent Mardin'e gider. Onun, önce sevdaya sonra ölüme yazılmış, Mardin’de başlayıp Amerika’da sona ermiş hayatını araştırmaya koyulur. Böylece âdeta bir girdabın içine çekilir, tutkuyla ve hırsla gizemli bir kadının peşine düşer.

Harese nedir, bilir misin? Develerin çölde çok sevdiği bir diken var. Deve

dikeni yedikçe ağzı kanar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz… Ortadoğu’nun âdeti budur, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.

Mardinli Hüseyin ile IŞİD zulmünü misliyle yaşamış Ezidi kızı Meleknaz’ın ve kelamın çocuklarının hikâyesi Livaneli okuru, sevda ile acının iç içe geçtiği bir Ortadoğu gerçeğiyle buluşturuyor.

Huzursuzluk Alıntıları - Sözleri

  • "Şu küçücük dünyada herkes incitilmiş, isimsiz, herkes yanlış yerde.."
  • Kendimizi hayvanlardan ve bitkilerden üstün görmemiz büyük bir aldatmaca, insanlık diye yücelttiğimiz şey aslında ne aşağılayıcı bir kavram.
  • ''Bir yer var İyiliğin ve kötülüğün ötesinde Seninle orada buluşacağız..''
  • "Bir yer var İyiliğin ve kötülüğün ötesinde Seninle orada buluşacağız" -Mevlana
  • Her insanın içinde iyi ve kötü yan yana durur. Hangisini beslersen o galip gelir.
  • "Merhamet keskin bir kılıç; merhamet gösterenin kabzasından tuttuğu ama karşı tarafı yaralayan bir kılıç."
  • Şu küçücük dünyada herkes incitilmiş, isimsiz, herkes yanlış yerde.
  • Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var.
  • İnsanlık ağacının kırılmış dalıyız
  • Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var.
  • " Asil insanların en neşeli zamanlarında bile bir hüzün vardır, daha düşük ruhlar ise en sefil zamanlarında bile neşelidir."
  • " Bir yer var iyiliğin ve kötülüğün ötesinde. Seninle orada buluşacağız." Mevlana
  • "Şu küçücük dünyada herkes incitilmiş, isimsiz, herkes yanlış yerde.."
  • Kendimizi hayvanlardan ve bitkilerden üstün görmemiz büyük bir aldatmaca, insanlık diye yücelttiğimiz şey aslında ne aşağılayıcı bir kavram.
  • ''Bir yer var İyiliğin ve kötülüğün ötesinde Seninle orada buluşacağız..''
  • "Bir yer var İyiliğin ve kötülüğün ötesinde Seninle orada buluşacağız" -Mevlana
  • Her insanın içinde iyi ve kötü yan yana durur. Hangisini beslersen o galip gelir.
  • "Merhamet keskin bir kılıç; merhamet gösterenin kabzasından tuttuğu ama karşı tarafı yaralayan bir kılıç."
  • Şu küçücük dünyada herkes incitilmiş, isimsiz, herkes yanlış yerde.
  • Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var.
  • İnsanlık ağacının kırılmış dalıyız
  • Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var.
  • " Asil insanların en neşeli zamanlarında bile bir hüzün vardır, daha düşük ruhlar ise en sefil zamanlarında bile neşelidir."
  • " Bir yer var iyiliğin ve kötülüğün ötesinde. Seninle orada buluşacağız." Mevlana

Huzursuzluk İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İncelemeden çok düzeltilmesi gereken Hurafeler!: Bu kitabı okurken öğrendiğim bilgiyi paylaşarak başlamak istiyorum. Yazarımızın ikinci ismini öğrendim ve neden hiç zikredilmediğini merak ettim, yazarımızın ismi "Ömer Zülfü Livaneli' dir. Kitapta geçen hikayeden kısaca bahsedelim: Mardin'de doğmuş ancak İstanbul'da yaşayan kendi toprağıyla irtibatı uzun süre olmamış, batılı gibi yaşayan Gazeteci İbrahim ve onun çocukluk arkadaşı Mardinli Hüseyin'in Kısa bir süre önce Amerika'ya yerleşmesinin ardından ölüm haberini alır, ajanstan aldığı bu ani ölüm haberi onu sarsar ve görev bahanesiyle Mardin'e Hüseyin'in cenazesine katılır, onun ailesi ve tüm yakınları ile görüşür. Mardinli Asıl bu kitap Hüseyin ve İŞİD'in zulüm ve işkencesini yaşamış olan Melek Naz'ın yaşadıklarından bahseder. İbrahim bu ölümünün arkasındaki sır perdesini çözmek için bu kadının peşine düşer. Hikayedeki bulunan Melek Naz yezididir. Yezidiliğin gördüğü zulümden bahsederken yazarımız hurafelerin gerçek İslamiyetmiş gibi olay örgüsüne dahil etmiştir, bu kabul edilebilir bir durum değildir. (Sırasıyla açıklayacağım.) Peygamber efendimiz (s a v) 'in kızı Hz. Fatıma'yı ısıran bir köleden dolayı cenaze evinde dudak ısırılması'nın bir ağıt olduğu ve adet olduğunu ifade eder dövme yaptırılmasının İslamiyette var olduğu inancı, yezidiyi ev almanın şeytanı eve almak olduğunu, İslamiyette üzerlik yakmanın şeytanı temizleme aracı olduğundan bahseder. Bakın bir hadis-i şerifte; "Nazardan Allah'a sığının çünkü nazar haktır" buyurulmuştur ve nazar değmesine karşı "Ayetel Kürsi ihlas ve Felak nas surelerinin okunduğu ashabına da bunları okumalarını tavsiye ettiği rivayet edilir." Nazardan ve şeytandan korunmak için üzerlik yakmak sözkonusu değildir. Doğuyu "İslamiyet" adı altında "bu topraklar böyledir, kan eksik olmaz kardeş kardeşini öldürmesi günah değil"( haşa) bu sözler ile İslamiyet'e zarar verme, hor görme, cehaleti dine satma amacı güdülmüştür.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.