kan sulandırıcı ilaç kullananlar nelere dikkat etmeli / One moment, please

Kan Sulandırıcı Ilaç Kullananlar Nelere Dikkat Etmeli

kan sulandırıcı ilaç kullananlar nelere dikkat etmeli

Kalp Hastalarına Sağlıklı Ramazan İçin İpuçları…

Kalp hastaları oruç tutabilir mi?

Kalp hastalıkları belirti vermeden olabileceği gibi kişinin günlük aktivitelerini engelleyecek düzeyde sorun çıkaran şikayetlere de dönüşebilir. Kalp hastalığının derecesine göre kontrol altındaki kalp hastaları oruç tutabilirler. Ancak kalp hastası olan kişinin mutlaka bu konuda kendisini takip eden doktoruna danışması gerekir. Son 1 yıl içinde kalp krizi hikayeniz yoksa semptomları ilaç tedavisiyle kontrol altında olan kalp, damar ve yüksek tansiyon hastasıysanız doktorunuza danışarak oruç tutabilirsiniz.

Kimlerin Oruç Tutması Çok Risklidir?

  • Son 1 yıl içinde kalp krizi geçirenler,
  • Kalp hastalığına bağlı kontrol altına alınamayan şikayeti olanlar,
  • Çoklu ilaç kullanımını gerektiren kalp yetmezliği olanlar,
  • Kontrolsüz hipertansiyon hastaları,
  • Kalp kapak protezi ya da artmış inme riski nedeniyle kan sulandırıcı ilaç kullananların oruç tutmaları sağlıklı değildir.

Kalbinde stent olanlar ya da kalp pili kullananlar oruç tutabilir mi?

Eğer stent son 1 yıl içinde takılmışsa, stent ve diğer damarlarda problem çıkmaması için genelde ikili kan sulandırıcı tedavisi uygulanır. Bu dönemde kişinin oruç tutması doğru olmaz. Ancak stent uygulaması ardından 1 yıl geçmiş ve hastanın şikayetleri kontrol altındaysa yine doktoruna danışarak oruç tutmasında sakınca olmayabilir. Kişide sadece kalp pili olması oruç tutmak için engel değildir. Kalp ya da kalp dışı diğer yandaş hastalıkların varlığı kişinin oruç tutmasına engel olabilir.

Kan sulandırıcı ilaç kullananlar oruç tutabilir mi?

İnme riskini azaltmak amacıyla geçici ya da sürekli kan sulandırıcı ilaç kullanmanız gerekiyorsa, kalp krizi veya kalp krizi olmadan da akut koroner sendrom dediğimiz kalp damar hastalığında akut alevlenmeye bağlı 1 yıl ikili kan sulandırıcı tedavi almanız gerekiyorsa oruç tutması uygun değildir. Kronik kalp damar hastalığı olup da kontrol altında olan ve sadece koruyucu olarak düşük doz aspirin kullanması önerilen hastalar doktor kontrolünden geçtikten sonra oruç tutabilirler.

Kalp hastaları oruç tutarken nelere dikkat etmelidir?

  • Oruç tutma kararından önce kendinizi takip eden doktorunuzla görüşün.
  • Ramazan ayı çok sıcak ve uzun günlere geldiği için uzun süreli susuzluk ve açlık sonucunda yaşayabileceğiniz problemleri öğrenin.
  • İftarda çabuk ve çok miktarda yemek yemekten kaçının.
  • Akdeniz mutfağı dediğimiz sebze ve salata ağırlıklı, et olarak da balığın tercih edildiği beslenme biçimini tercih edin.
  • Yağlı yemeklerden uzak durun. Çok hızlı ve yağlı yemekler tüketmeniz mide ve bağırsak sistemine giden kan miktarı artışı nedeniyle kalbinizin de iş yükünü artıracaktır. Bu da ani kalp krizlerine neden olabilir.
  • Günlük ihtiyacınız olan besin miktarını iftarla sahur arasında bölüştürerek azar azar ve sık alın.
  • Hekiminizin tarafından başka bir şey önerilmediyse en az 2 litre suyu iftarla sahur arasında tüketin. Özellikle ilaç tedavisi altında olan hipertansiyon ve bilinen kalp damar hastası olan hastaların bu konuya özen göstermesi hayati önem taşır.
Kan Sulandırıcı İlaçlar

Kan damarlarında Pıhtı oluşmasını ve gelişmesini engelleyen ya da oluşmuş pıhtıyı eriten ilaçlara kan sulandırıcı ilaçlar denir.

Kanın damarlarımızda belli bir akışkanlıkla akması gerekir. Vücudumuzda bulunan doğal mekanizmalar sayesinde normal şartlarda damarlarda pıhtılaşma meydana gelmez. 

Pıhtı Oluşmasını Engelleyen Doğal Mekanizmalar
• Sağlıklı kalp damar sistemi;(Tansiyonun ve kan yağlarının normal sınırlarda olması, damar sertliğinin olmaması)
• Sağlıklı karaciğer;

Kanın damarlarda belli bir akışkanlıkta akması gereklidir. Bu akışkanlığın bozulması iki ucu keskin bıçaktır. Çünkü akışkanlık arttığında kanamalar meydana geldiği gibi, akışkanlık azaldığında ise pıhtılaşmalar ve buna bağlı olarak inme meydana gelir. 

Aynı şekilde kan sulandırıcı ilaçların dozlarının ayarlanması ve hasta tarafından kullanılması sırasında da azami özen ve dikkate ihtiyaç vardır. Dozun az gelmesi pıhtılaşmalara fazlalığı ise kanamalara neden olur. 
Kan sulandırıcılar için doz ayarlamadaki zorluk hem ilaçlar ile hem de hastalar ile ilgilidir. 

İlaçlar ile ilgili faktörler,
Bu ilaçların tedavi dozları ile kanama meydana getiren dozlarının birbirlerine çok yakın olması nedeni ile vücut fizyolojisindeki ufak tefek değişiklikler yada aldığımız besinler tedavi dozunu kanama yapan doza çıkarabilir. 

Hasta ile ilgili faktörler: 
Kan sulandırıcı ilaçları metabolize eden karaciğer enzimlerinin çalışma hızlarındaki farklılıklar ilacın kan düzeyi üzerinde oldukça etkilidir. Karaciğer enzimleri arasındaki bireysel farklılıklar ilaç standart dozda kullanılsa da etkisizliğe yada yan etkiye neden olabilir.

Bu nedenle hastalara ilaçlar gerekli kan testleri yapıldıktan sonra en düşük dozda başlanır ve yavaş yavaş artırılarak ideal doz bulunmaya çalışılır. Bu deneme yanılma sürecinde hasta kanama yada pıhtılaşma açısından risk altında kalır.

Bu konuda hastayı korumak uygun hastaya uygun ilacı, uygun dozda başlayabilmenin en önemli yolu farmakogenetik testlere başvurmaktır. Bu testler ile karaciğer enzimlerinin çalışma hızları hastaya özel olarak tespit edilebileceği için düşük doz başlayıp hastanın ihtiyacına göre artırılan deneme yanılma süreci atlanarak hastaya uygun doz ilaç başlamak mümkün olabilir. Warfain kullanan hastada yapılan çalışmada, farmakogenetik testleri yapıldığında, hastaların tanesine mg/gün, 59 tanesine 1,54/mg gün, 11 tanesine ise mg gün ilaç ile tedavi edilmişlerdir. Oysaki bu testler yapılmamış olsa idi en düşük doz ile başlanıp hastaya en uygun dozun bulunmaya çalışıldığı deneme yanılma yöntemine başvurulmak zorunda kalınacaktı. Bu süreçte düşük doz başlanmış ama yüksek doza ihtiyacı olan hastalar pıhtılaşma ve buna bağlı inme riskine maruz kalabileceklerdi.

Ayrıca kan sulandırıcı ilaçları metabolize eden enzim etkinliği çeşitli besinlerden etkilenebilir. Örneğin greyfurt ilacın metabolizmasını azaltıp kanamalara neden olabili.

İlaç besin etkileşmesi:
Kan sulandırıcı ilaçlar karaciğerde K vitamini varlığında sentezlenen pıhtılaşma faktörlerinin sentezine engel olarak etki gösterirler. Bu nedenle K vitamininin eksikliği yada fazlalığı ilacın etkisini değiştirir. Yeşil yapraklı sebzeler ( Lahana, ıspanak, pazı, brokoli, kıvırcık, marul, yeşil soğan, maydanoz, nane, dereotu, roka, tere, semizotu, asma yaprağı), şalgam, mayonez, hardal, soya ve kanola yağı yüksek miktarda K vitaminini içerirken kuşkonmaz, karnabahar, bezelye ve avokado orta miktarda  K vitamini içermektedir.

Kan sulandırıcı ilaç kullanırken fazla miktarda yoğurt tüketimi veya probiyotik destek kullanımı önerilmemektedir, çünkü barsak bakterilerindeki artış beraberinde K vitamini sentezindeki artışı ve ilaç etkisinde azalmayı beraberinde getirir. Aynı şekilde barsak bakterilerinde azalmaya neden olan antibiyotik kullanımı da K vitamini sentezini azaltacak olduğundan kanamalara yol açabilir.

Kan sulandırıcı kullanan hastaların özellikle bitkisel besin destekleri kullanırken çok dikkatli olmaları gerekir, özellikle içeriklerinde K vitamini bulunan destekler ilacın ekinliğini azaltırken kan sulandırıcı etkinliği olduğu bilinen besinler ise ilacın etkinliğini artırabilir.


 

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır