heyelan önlemek için neler yapmalıyız / Doğal afetlere karşı ne gibi önemler alınmalı? - Son Dakika Haberleri

Heyelan Önlemek Için Neler Yapmalıyız

heyelan önlemek için neler yapmalıyız

Doğal afetlere karşı ne gibi önemler alınmalı?

Deprem, yangın, sel…

Dünya genelindeki 31 çeşit doğal afetin 28 tanesini meteorolojik afetler oluşturuyor.

Doğal afetlerin çeşitleri ve önem sıraları ülkeden ülkeye de değişebiliyor. Türkiye’de en çok görülen doğal afetler ise şunlar:

“Dolu, sel, taşkın, don, orman yangınları, kuraklık, şiddetli yağış, şiddetli rüzgar, yıldırım, çığ, fırtına."

Doğal afetlerin zararını azaltmak için yaşam biçimi de ona göre şekillendirilmeli. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına göre, vatandaşlar güvenli yaşam farkındalığını artırmalı. Biz de AFAD’ın internet sitesinde yer alan bilgilerle, doğal afet sırasında ve sonrasında neler yapılması gerektiğini derledik.

Doğal afetlere karşı ne gibi önemler alınmalı?

Deprem anında nelere dikkat edilmeli?

Türkiye’de ortalama 5 yılda bir geniş çapta can ve mal kaybına neden olan büyük bir depremin yaşanıyor. Bu da akıllara “Deprem anında nelere dikkat edilmeli?” sorusunu getiriyor.

Öncelikle; evde, okullarda, hastanelerde, ofislerde, çeşitli kurumlarda deprem sırasında devrilebilecek, düşüp kayabilecek, kırılabilecek eşyalar tespit edilmeli. Riskler önceden belirlenip önlemler alınabilirse, deprem sonrası karşılanabilecek zararlar en aza indirilebilir.

Deprem anında asansörden ve balkondan uzak durulmalı. Çök-kapan-tutun pozisyonu alınmalı. Kibrit, çakmak vb. şeyler kullanılmamalı.

Deprem sonrasında ise, kişi önce kendi emniyetinden emin olmalı daha sonra çevresinde yardım edebileceği biri olup olmadığını kontrol etmeli. 

Depremlerden sonra çıkan yangınlar oldukça sık görülen ikincil afetler. Bu nedenle eğer gaz kokusu alırsanız, gaz vanasını kapatın. Camları ve kapıları açın. Hemen binayı terk edin.

Doğal afetlere karşı ne gibi önemler alınmalı?

Heyelan anında ve sonrasında neler yapılmalı?

Başta Karadeniz Bölgesi olmak üzere, Doğu Anadolu Bölgesi’nde de sıklıkla heyelan görülüyor. Ülkemizde genellikle kaya düşmesi, kayma ve akma türü heyelanlar meydana geliyor. Peki, heyelan anında nelere dikkat edilmeli?

Eğer kapalı alandaysanız, heyelan bölgesinden uzaklaşmak için yeterli vaktiniz yoksa olduğunuz yerde kalmalısınız. Böyle durumlarda sağlam eşyaların altında veya yanında kalınması gerekiyor.

Açık alandaysanız, olabildiği kadar yüksek yerlerde çıkılmalı. Kişinin öyle bir imkanı yoksa, çök-kapan-tutun hareketi ile başını koruyabilir. 

Heyelan sonrasında, yakında bulunan elektrik, doğal gaz ve su kaynakları kapatılmalı. Yıkılma tehlikesi olan yerlerden uzak durulmalı. Ayrıca, zarar görmüş binalara girilmemeli. 

Doğal afetlere karşı ne gibi önemler alınmalı?

Selde nelere dikkat edilmeli?

Sele, en çok nehir yataklarından taşmalar sonucu rastlanıyor. Ani ve kuvvetli yağışlar ya da kar erimesi sonucu taşmalar oluşuyor. Peki, sel anında nasıl önlem alınmalı? Nelerden kaçınılmalı? 

Öncelikle sel sırasında yapılması gerekenler; sel bölgesini terk ederek güvenli ve yüksek yerlere çıkılmalı, su yatağı ve çukur bölgeler öncelikle terkedilmeli, elektrik kaynaklarından uzak durulmalı, geceleri selin tehlikelerini görmek güçleşeceğinden dikkatli olunmalı.

Selde ölümlerin çoğunluğu sel suyuna girmekten kaynaklanıyor. Sel anında dikkat edilmesi gereken en önemli madde sel anında karşıdan karşıya geçmiyor. Anında derinleşebileceğinden geri dönülmez felaketlere neden olabilir. 

Sel anında araç içindeyseniz; asla su dolu yoldan gitmemeye çalışmalı, araçta her hangi bir arıza meydana geldiyse hemen terk edilerek yüksek yerlere çıkılmalıdır. 

Sel sonrası ise; suların geri çekilmesi ile felaket sona ermeyebilir. Yetkililerin talimatına uygun hareket edilerek, onların izni ile binalara girilmelidir.
Binalar kontrol edilirken su geçirmez ayakkabı ve pille çalışan fenerler kullanılmalıdır.

Sel sonrasında ikincil afet olarak yangın çıkabilir, bu durumda ise evde gaz sızıntısı, suyun altında kalmış elektrik aksamı, fırın, ocak ve elektrikle çalışan eşyaların olmadığına emin olunmalıdır. 

Sel sırasında evde kalmış yiyecekler kesinlikle kullanılmamalıdır.

Konuta sel sırasında yılan ve benzeri zararlı hayvanlar girebilir. Bu konuda dikkatli olunması gerekir. 

Doğal afetlere karşı ne gibi önemler alınmalı?

Çığ anında ve sonrasında neler yapılmalı?

Ülkemizde Doğu ve güneydoğu bölgelerindeki dağlık kesimlerde ve Karadeniz’in yüksek rakımlı iç kesimleri çığ oluşumuna uygundur. Çığ oluşumunu, yamaçlardaki orman ve bitki örtüsü azaltabilir. Peki çığ oluşumunu önlemek için nelere dikkat edilmelidir? 

Çığ riski taşıyan bölgelerden uzak durulmalıdır. Hava ve yol durumu raporlarına dikkat edilmelidir. Gereken ilk yardım bilgilerine sahip olunmalı, çığ oluşumunu en aza indirmek için ağaçlama çalışması yapılmalıdır. 

Çığ oluşabilecek alanlarda iseniz; yoğun kar yağışı ve şiddetli rüzgar yüksek çığ riskini doğurduğundan tehlikeli alanlardan uzak durulmalıdır. En tehlikeli çığların 30°- 40° eğimli yamaçlarda oluşmasından dolayı bu tür yamaçlara daha fazla dikkat edilmelidir.

Çığ sırasında; Soğukkanlılığınızı muhafaza etmeye çalışın, Çığın büyüklüğüne, hızına, patikanın genişliğine ve etrafta bulunan araçlara bakarak en kısa sürede riskli alanı terk edin ve daha güvenli yerlere ulaşmaya çalışın.

Sırt çantanızı çıkarmayın, çığın daha yavaş, yüksekliğinin az olduğu kenar kısımlarına ulaşmaya çalışın.

Bağırarak veya başka ses kaynakları (korna, çan, ıslık vb.) kullanarak çevrenizdekileri uyarmaya çalışın.

Kayak yaparken çığın önünde kalırsanız çığın rotası dışına doğru kaymaya çalışın. Eğer kayak yaparken çığa yakalanmak kesin ise kayak sopalarını ve kayakları çıkarıp atın, sabit ağaç gibi bir cisme tutunmaya çalışın.

Çığa maruz kaldığınızda; yerden destek alarak kalkmaya çaılışın. Ağzınızı sıkıca kapatın; mümkünse uzun bir süre nefesinizi tutmaya çalışın.

Akışa kapılırsanız bacaklarınızı ve kollarınızı birbirine yapıştırarak oturma pozisyonu alın. Mümkünse çığ durmadan kısa süre önce bacaklarınızla yeri sertçe iterek kalkmaya çalışın. Başınızı sağa sola çevirerek boşluğu büyütmeye çalışın.

Çığ sonrasında yüzeye yakın yerdeyseniz enerjinizi dikkatli kullanarak bağırın. Eğer araç içindeyseniz korno ile sinyal verebilirsiniz.

155Polis ve 156 Jandarma hatlarını arayın. Çığdan kurtulanların üzerini örtün ama doğrudan sıcak yerlere sokmayın. 

Doğal afetlere karşı ne gibi önemler alınmalı?

Yangına karşı alınması gereken önlemler nelerdir? 

Yangın, geri dönüşümü olmayan doğal afetlerdendir. Yangınlar ciddi hasarlara neden olur. Orman yangınları ise yaz aylarında ve bilinçsiz yakılan mangallar ve pet şişeler yangın riskini artırır.

Ülkemizde son üç yıl içinde 2.411 adet orman yangını çıkmış ve bu yangınlarda 11.993 hektar orman alanı zarar görmüştür. 

Yangın için alınması gereken önlemler ise; çocukların ateşle oynamaması sağlanmalı, baca ve boru temizliğine dikkat edilmeli, yanıcı maddeler konutun güvenli bir yerinde saklanmalıdır. Konutların düzenli bakımı yapılmalı ve yangın tüpü bulundurulmalıdır. 

Yangın anında, 110 itfaiye ekipleri acilen aranmalı, ekipler gelene kadar eldeki imkanlarla söndürülmeye çalışılmalıdır. Kendi güvenliğimizi birinci plana almalı, yangının daha fazla yayılmaması için kapı ve pencereler kapatılmalıdır. Dumandan etkilenmemek için ağız ve burun ıslak bez tutularak nefes alınmalıdır.

Doğal afetlere karşı ne gibi önemler alınmalı?

Yangınların diğer bir türü de orman yangınlarıdır. Orman yangınları etkisi kuvvetli ve kısa zamanda yayılan bir yangın türüdür. 

Orman yangınlarının çıkış nedenlerinin başında ise ihmal ve dikkatsizlik gelir. Güvenlik tedbirleri alınmadan yakılan ateş, yakılan ateşin söndürülmeden bırakılması, sönmemiş sigara izmariti ve kibritin yere atılması, anız yakılması, cam ve cam kırıklarının ormanda bırakılması, sabote amaçlı yangın çıkarılması ve yabani hayvanları uzaklaştırmak için yakılan ateşler orman yangınlarının nedenleridir. 

Orman yangınlarını zararları ise; biyolojik çeşitliliğin zarar görmesine neden olur. Ormanda yaşayan canlıların yaşam alanları yok olur. Doğal afetlerin sayısında ve hızında artma görüldüğü gibi iklimde de bozulmalar meydana gelir.

Haber: TRT Haber 

Heyelanı önlemek içinde ağaçlandırma çalışmalarını hızlandırmak gerekir. Çünkü ağaçlar kökleriyle toprağı tutarak heyelanı önlerler. Ağaçları gereksiz yere kesmemeliyiz, kesenleri uyarmalıyız. Açtığımız tarım alanlarını eğime dik açmalıyız.
Tehlikeli duvarlar, çatılar ve bacalara karşı çevrenizdekileri uyarın ve bunların etrafında dolaşmayın. Radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarıyla size yapılacak uyarıları dinleyin. Cadde ve sokakların acil yardım araçları için boş bırakın. Eşya almak için zarar görmüş binalara girmeyin.

Contents

Heyelanı nasıl önleyebiliriz kısaca?

Arazi çalışmaları yapılmalı, heyelan riskinin olduğu yerler yerleşime açılmamalıdır. Yamaçların doğal dengesini bozmadan açılan drenaj kanalları açılarak geçirimli tabakaların fazla su almaları önlenmelidir. Heyelan ihtimali olan yamaçlarda yol ve kazı çalışmaları dikkatli bir şekilde yapılmalıdır.

Heyelanı önlemek ve zararlarından korunmak için ne yapmalıyız?

  • Dik ve eğimli olan araziler boyunca bitki örtüsü korunmalı.
  • Dik yamaçlar teraslar yapılarak eğimleri azaltılmalı ve ağaçlandırılmalıdır.
  • Eğimli arazilerde toprak eğimin çok dik olduğu yöne doğru yerçekimi ivmesi nedeni ile kaymak isteyecektir.
  • Heyelanın verdiği zararları en aza indirmek için neler yapmalıyız?

    Heyelan riskini azaltmak için arazi çalışmaları yapılmalı, risk olan bölgelerde yerleşimden uzak durulmalı. Risk olan yamaçlarda doğal denge bozulmadan drenaj kanalları açılmalı, tabakların fazla su alınması önlenmeli. Heyelan görülebilecek yamaçların eteklerine istinat duvarı inşa edilmeli.

    Toprak kaymasını engellemek için neler yapılır?

    Toprak kaymasından korunma sistemleri, çelik ağ, istinat duvarı, zemin çivisi, kaya ankrajlama, püskürtme beton ve kaya şev stabilitesi çözümlerinden oluşur ve bunların hepsi Temeltek hizmetleri kapsamındadır.

    Heyelana neden olan faktörler maddeler halinde?

    Heyelan farklı dış etkilerden sonucunda tetiklenen bir olaydır. Buna göre; kuvvetli eğim, aşırı yağış, zemin özellikleri, tabakalanma, beşerî çalışmalar ve yer çekimi kaymayı etkileyen başlıca faktörler arasındadır. Bunlar arasından eğim, heyelanlara sebep olan en önemli faktör olarak kabul edilmektedir.

    Toprak kaymasına ne ad verilir?

    Heyelan ya da toprak kayması, zemini kaya veya yapay dolgu malzemesinden oluşan bir yamacın yer çekimi, eğim, su ve benzeri diğer kuvvetlerin etkisiyle aşağı ve dışa doğru hareketidir.

    Doğal afetlerden biri olan selden korunmak için neler yapılmalıdır 3 örnek veriniz?

    Sel felaketine karşı alınabilinecek başlıca önlemler;

    1. Sel uyarılarını radyo ve televizyon yayınlarından takip ediniz.
    2. Gerektiğinde meteorolojiden telefonla bilgi alınız.
    3. Evdeki değerli eşyaları ve belgelerinizi yüksek yerlere kaldırın.
    4. Afet ilkyardım çantasını oluşturun ve bu çantayı ulaşabileceğiniz yere koyun.

    Heyelanı önlemek için ağaç dikilir mi?

    Çünkü ağaç, kökü itibarıyla toprağın altındaki ana kayanın harekete geçmesini engelliyor, ana kayayı vidalıyor da diyebiliriz. Ağaç heyelanın harekete geçme ihtimalini azaltıyor. Ancak ağacın olmadığı yerde ise toprak heyelanı tutmaya çalışıyor ama zayıf kalıyor” dedi.

    Heyelanın verdiği zararlar nelerdir?

    Heyelanın Zararları

    Heyelanın yol açtığı sorunlar, toprak kayması sonucu yollar, evler toprak altında kalmakta maddi zararlar vermekte ve ölüm olaylarına sebebiyet vermektedir. Yollar kapanmakta ve ulaşımı engellemektedir.

    Toprak kayması nasıl oluyor?

    Heyelanın diğer adı toprak kaymasıdır. HEYELAN NASIL OLUŞUR? Heyelan genel olarak zemini kaya veya yapay dolgu malzemesinden oluşan bir yamacın yer çekimi etkisi ile aşağı ve dışa hareket etmesi sonucu oluşur. Asıl heyelanlar türünde ise su hazırlayıcı rol oynar. Bu tür heyelan türü Türkiye’de çok sık görülmektedir.

    Heyelan Nedir? Türleri, Oluşumu ve Alınması Gereken Önlemler

    Heyelan Hakkında Bilgiler

    Türkiye'nin eğimli arazileri ve bahar aylarında aldığı yağış nedeniyle heyelan çok görülmektedir. Türkiye'de özellikle eğimin fazla olduğu Karadeniz, Akdeniz ve Doğu Anadolu'da heyelan riski fazladır. Bugün sizlere heyelanın ne olduğunu, nasıl oluştuğunu ve heyelandan korunmak için ne gibi önlemler alınması gerektiğini sunacağız.

    İşte doğanın korkunç yüzü heyelan hakkında bilgiler;

    Heyelan Nedir?

    Heyelan

    Heyelan, yamaçların ani bir şekilde hareket etmesi sonucu meydana gelen bir doğal afet türüdür. Yamaçların hareket etmesi sonucu yere kayan toprak, kaya, çakıl ve diğer malzemeler doğal afetler arasında en tehlikeli olanlarından biridir. Heyelan, yamaçlarda aşırı yağış, yeraltı suyu, buzulların erimesi, depremler veya insan faaliyetleri gibi nedenlerden kaynaklanabilir.

    Heyelan, yamaç hareketleri sonucu toprak, kaya ve diğer malzemelerin bir arada hareket etmesiyle gerçekleşir. Bu hareketler genellikle hızlı ve ani bir şekilde gerçekleşir ve önemli miktarda malzeme hareket edebilir. Bu nedenle, heyelanlar insan yaşamı, mülkleri ve doğal ortamı etkileyebilir.

    Genellikle üç farklı türde sınıflandırılır: düşme heyelanları, kayma heyelanları ve akma heyelanları. Düşme heyelanları, kaya ve toprağın dikey olarak hareket etmesi sonucu gerçekleşir. Kayma heyelanları, malzemelerin yatay hareketiyle gerçekleşir ve yamaçlarda çatlak veya kırık oluşumu sonucu meydana gelir. Akma heyelanları ise, toprağın sıvı hale gelmesi veya erimesi sonucu gerçekleşir.

    Heyelanın Oluşmasını Etkileyen Faktörler

    Heyelan

    Heyelanların ciddiyeti, hareketin hızı, malzeme miktarı ve etkilediği alanın büyüklüğüne göre değişebilir. Heyelanların neden olduğu zararlar, insanlar için tehlikeli olabilen toprak kaymaları, su baskınları ve çamur akıntıları gibi doğal afetlerdir. Heyelanın oluşmasına neden olabilecek bir çok faktör bulunmaktadır.

    1. Kuvvetli Eğim

    Eğim, heyelanı ve toprak kaymalarını oluşturan en önemli faktörler içinde yer alır çünkü eğimin artmasıyla kütlerler daha kolay yer değiştirir. Karadeniz, Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgelerindeki eğimin ve yükseltinin fazla olması heyelanın en çok bu yerlerde görülmesine neden olur. Eğimin az olduğu İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Marmara bölgelerinde heyelan olaylarına daha az rastlanılır.

    2. Yağış

    Yağış artması toprak kaymasını da artırır çünkü yağışlarla kar ve buz erimeleri sonucu tabakaların arasına sızan sular sürtünmeyi azaltarak kütlelerin kaymasına neden olur. Ülkemizdeki heyelan olayları çoğunlukla yağışın ve toprak neminin fazla olduğu dönemlerde oluşur.

    3. Kaya ve Toprakların Özellikleri

    Arazilerdeki killi taş ve toprakların bol miktarda su emerek yumuşaması, toprakların gözenekli yapıda olması tabakaların arasında su sızmalarına neden olur. Bu durumun görüldüğü yerlerde heyelan olayları fazladır. Suyu emmeyen, sert toprakların bulunduğu arazilerde heyelan oluşumu daha azdır. Bundan yola çıkarak kil topraklarının en fazla olduğu Karadeniz için ülkemizde en çok heyelan olaylarının olduğunu söyleyebiliriz.

    4. Yerçekimi

    Yamaçta bulunan kütleler yerçekimine bağlı olarak aşağıya doğru çekilir. Çekim gücü ile birlikte kütleler harekete geçer.

    5. Doğal Afetler- Beşeri Diğer Faktörler

    Deprem, sel gibi doğal etkenler de heyelan riskini artırmaktadır. Aynı zamanda yol çalışmaları, tünel yapımı gibi yamaçların doğal dengesini bozan yapımlar da heyelana neden olmaktadır.

    Heyelanın Etkileri ve Sonuçları

    Heyelan

    Heyelanlar yerleşim çevresinde oluştuğu zaman can ve mal kayıplarına neden olmaktadır. Örneğin 1998 yılında Trabzon’un Maçka ilçesindeki heyelan sonucu 64 kişi, 1995 yılında Isparta’nın Serinkent ilçesindeki heyelanda ise 74 kişi hayatını kaybetmiştir. Heyelan çevresindeki bulunan yapılara maddi zararlara da neden olmaktadır. Heyelan sonrasında değişik biçimlerde değişiklikler meydana gelmektedir.

    Heyelan sonucu tarla, bağ, bahçe ve tarım alanları kum, çakıl, taş gibi maddelerle kaplanır. Kimi zaman da kara ya da demir yolları büyük zarar görmektedir. Heyelanın en fazla görüldüğü mevsim ilkbahardır. Bunun nedeni bu mevsimde yağışın fazla alması, kar sularıdır. Bu olumsuzlukları önlemek için ağaçlandırmalar yapılmalı, heyelan tehlikesi olan yerlere yerleşim yapılmamalı ve aynı zamanda yolun heyelan olabilecek yamaçlardan geçmemesine özen gösterilmelidir.

    Heyelanlara Karşı Alınabilecek Önlemler

    Heyelan

    Heyelanlar, yamaçlarda ani ve hızlı bir şekilde hareket eden malzemelerin toprak kayması, kaya düşmesi veya akışı sonucu oluşan doğal afetlerdir. Bu afetler, insanlar, evler ve diğer yapılar için ciddi bir tehlike oluşturabilir. Heyelanlara karşı alınabilecek önlemler, önceden hazırlık, yamaçların stabilitesini artırma ve doğru yerleşim planlaması gibi adımları içerir.

    Heyelan riski olan alanların belirlenmesi

    Heyelanların sıklıkla yaşandığı bölgelerde yaşayanlar, yerel yönetimlerin bu riski belirlemesi ve bu alanlarda yapılaşmayı kısıtlaması için çalışmalar yapabilirler.

    Doğru yerleşim planlaması

    Yamaçlarda evler ve diğer yapıların yapımı, yamaçların stabilitesi ve su yönetimi dikkate alınarak yapılmalıdır. Bu, heyelanların etkisini azaltabilir.

    Yamaçların stabilitesini artırma

    Yamaçların stabilitesini artırmak için bir dizi önlem alınabilir. Bu önlemler arasında yamaçlara toprak tutucu bitkiler dikmek, su tahliye kanalları yapmak, yamaçları güçlendirmek için çakıl veya beton kullanmak, yamaçlarda rüzgar perdeleri oluşturmak gibi yöntemler yer alır.

    Heyelanları izleme ve tahmin etme

    Heyelanları izlemek ve tahmin etmek için, toprak nem ölçerler, yağmur ölçerler, deprem sensörleri ve sensörler gibi bir dizi teknolojik araç kullanılabilir. Bu araçlar sayesinde heyelanların ne zaman oluşacağı veya ne kadar risk taşıdığı belirlenebilir.

    Acil eylem planları

    Heyelanların yaşandığı bölgelerde, acil durum eylem planları hazırlanmalı ve bu planların uygulanması için düzenli tatbikatlar yapılmalıdır. Bu planlar, afet anında can kaybını ve mal kaybını en aza indirmek için gerekli olan adımları içerir.

    Yerleşim yerlerinin güçlendirilmesi

    Yerleşim yerlerinin güçlendirilmesi, heyelanların etkilerini azaltmak için yapısal düzenlemeler yapılması anlamına gelir. Bu düzenlemeler arasında binaların daha sağlam yapılması, su tahliye sistemlerinin iyileştirilmesi ve yamaçlardaki ağaçların kesilmesi yer alabilir.

    Heyelan ile Erozyon Arasındaki Fark Nedir?

    Heyelan

    Erozyon ve heyelan sürekli birbiriyle karıştırılır, erozyon ve heyelanın aynı şey olduğu sanılır. Aslında oluşumları, süreleri ve yol açtığı sonuçlar birbirinden farklıdır. İşte, heyelan ve erozyonun arasındaki en farklar;

    • Erozyonda aşınma söz konusuyken heyelanda ise toprak kayması söz konusudur.
    • Erozyon için uzun bir zaman dilimi gereklidir ancak heyelan aniden olabilir.
    • Heyelan insanların ölümlerine sebep olurken erozyonda bu durum dolaylıdır.
    • Erozyonu önlemek için ağaç dikimi doğrudan bir faktör iken heyelanda bu dolaylı etkilidir.
    • İki doğal olayın etki alanı birbirinden farklıdır. Heyelan en çok yağış alan yerlerde olurken erozyon kurak alanlarda daha belirgindir.
    • Erozyonun oluşumunda insanoğlu doğrudan bir etkiye sahipken, heyelanda ise dolaylı bir etki söz konusudur.
    • Heyelanın oluştuğu yerlerde killi topraklar hakimken erozyonda bu durum etkili değildir.
    • Tabakaların uzanış yönü heyelanı etkilerken erozyonda ise etkili değildir.

    Heyelanlar neden oluşur?

    Heyelanlar, yamaçlardaki toprağın veya kayaların aşırı nem, yağmur, deprem, sel, buzlanma veya yapay etmenler (inşaat çalışmaları, madencilik faaliyetleri vb.) nedeniyle kayması veya hareket etmesi sonucu oluşur.

    Heyelanlar neden tehlikelidir?

    Heyelanlar, insanlar, evler ve diğer yapılar için ciddi bir tehlike oluşturabilir. Heyelanlar, yol kapatmalarına, su kaynaklarına zarar vermeye, tarım arazilerini tahrip etmeye ve can kaybına neden olabilir.

    Heyelanların türleri nelerdir?

    Heyelanlar, kayma, akma ve düşme olarak üç ana türe ayrılır. Kayma heyelanı, yamaçlardaki toprağın veya kayaların kaymasıdır. Akma heyelanı, yamaçlardaki toprağın veya kayaların aşağı doğru hareket etmesidir. Düşme heyelanı ise, yamaçtaki bir kaya veya kütlenin yerinden oynaması sonucu düşmesidir.

    Heyelanlar nasıl önlenir?

    Heyelanların önlenmesi mümkün olmamakla birlikte, alınabilecek önlemlerle etkileri azaltılabilir. Bu önlemler arasında heyelan riski olan alanların belirlenmesi, doğru yerleşim planlaması, yamaçların stabilitesinin artırılması, heyelanları izleme ve tahmin etme, acil eylem planlarının hazırlanması ve uygulanması, yerleşim yerlerinin güçlendirilmesi gibi adımlar yer alabilir.

    Heyelanların etkilerini nasıl azaltabilirim?

    Heyelanların etkilerini azaltmak için yapabileceğiniz bazı adımlar şunlar olabilir: heyelan riski olan bölgelerde yaşamamaya dikkat etmek, evinizi doğru yerleşim planlaması dikkate alarak inşa etmek, yamaçlara toprak tutucu bitkiler dikmek, yamaçları güçlendirmek için çakıl veya beton kullanmak gibi yöntemler kullanmak, heyelanların yaşandığı bölgelerde acil durum eylem planları hazırlamak ve tatbikatlar yapmak.

    Heyelan Nedir?
    Kayalardan, döküntü örtüsünden veya topraktan oluşmuş kütlelerin, çekimin etkisi altında yerlerinden koparak yer değiştirmesine Heyelan denir. Bazı heyelanlar büyük bir hızla gerçekleştikleri halde bazı heyelanlar daha yavaş gerçekleşirler. Heyelanlar yer yüzünde çok sık meydana gelen ve çok yaygın bir kütle hareketi çeşididir ve aşınmada önemli rol oynarlar. Büyük heyelanlar aynı zamanda topografyada derin izler bırakırlar.

    HEYELANA NEDEN OLAN ETKENLER

    1. Kuvvetli Eğim: Eğimlerin fazla olduğu sahalarda heyelan riski artmaktadır. Bazı sahalarda fay yamaçları dik eğimlerin oluşmasına neden olarak heyelanları kolaylaştırırlar. Yine insanlar kanallar ve yollar açarak yada yol ve maden kazılarından çıkan toprakları denge açısına erişmiş bulunan yamaçlar üzerine atarak heyelan oluşumuna neden olan koşulları hazırlarlar. Gevşek unsurların denge açısını her hangi bir nedenle aştığı durumlarda heyelan oluşur.

    2. Su İle Doygunluk: heyelanlar yağışlı veya zeminin ıslak olduğu mevsimlerde meydana gelirler. Şiddetli veya devamlı yağmurlar yahut karların erimesi, kayaların içine bol miktarda suyun sızmasına olanak verir. Bunun sonucunda plastisite ve likidite sınırlarına erişilir ve herhangi bir nedenle oluşan sarsıntı sonucunda heyelan meydana gelir. Su, ayrıca denge açısını küçülterek, ağırlığı arttırarak ve sürtünmeyi azaltarak heyelanı kolaylaştırır.

    3. Kaya Yapısı: Plastisite, likidite sınırları malzemenin yapısına sıkı bir şekilde bağlıdır. Çeşitli kil türlerinde plastisite birbirine yakın ancak likidite değerleri birbirinden çok farklıdır. Örneğin bu bakımdan en düşük değeri gösteren kaolin kili, en az su ile likidite sınırına erişen yani heyelana en uygun olan kil türüdür. Çeşitli depolarda az yada çok kil vardır. Bunun oranı ve türü heyelan olayını arttıran yada azaltan yani heyelanların yayılış alanlarını belirleyen başlıca faktörlerden birisidir. Bu nedenle killi formasyonların, fliş, marn ve tüf gibi depoların yaygın olduğu sahalarda heyelan çok fazla görülür. Buna karşılık kalker ve bazalt gibi kayalarda heyelan seyrek görülmektedir.

    4. Tektonik Yapı: Tektonik yapı ile heyelan arsında çok sıkı bir ilişki vardır. Tabakaların yamaç eğimine paralel olarak dalmaları, heyelanları kolaylaştırır. Özellikle tabakalar arasında killi bir seviyenin varlığı önemli rol oynar. Kar veya yağmur sularının toprağa sızması sonucunda plastik veya likit hale geçen kil tabakasının üzerindeki kütleler çekim gücüne uyarak, toptan aşağıya doğru kayabilirler. Kayaların diyaklazlarla derin ve sık bir şekilde parçalanmış olması da heyelanı kolaylaştıran koşullar arsında sayılabilir.

    Heyelanlar, yukarıda sayılan nedenlerin birisi veya birkaçının etkisiyle oluşurlar ve bazen topografyada çok önemli değişikliklere neden olurlar. Kayan kütlenin koptuğu yerde genellikle hilale benzer bir kopma yarası oluşmaktadır. Buradan ayrılan maddeler genellikle akış hareketini andıran şekiller gösteren ve çoğu kez üzerinde kapalı çanakçıklar bulunan bir yığın halinde aşağıya doğru yer değiştirirler ve heyelan kütlesinin gövdesini oluştururlar. Bu kütle bazen bir akarsuyun yatağını tıkayarak bir Heyelan Setti Gölü oluşmasına yol açar. Örneğin Tortum Gölü, heyelanla Tortum vadisinin tıkanması sonucunda meydana gelmiştir. Ayrıca heyelanlar sonucunda, yamaçlarda taraçalara benzer basamaklar oluşabilir.

    HEYELAN ÇEŞİTLERİ

    Genel olarak heyelan terimi ile açıklanan bu hızlı kütle hareketleri asıl heyelanlar, göçmeler ve toprak kaymaları olmak üzere üç tipe ayrılabilirler.

    1. Asıl Heyelanlar: Bunların oluşumunda su, hazırlayıcı bir rol oynar. Fakat asıl heyelan kütlesi, su ile hamurlaşmış halde değildir. Kuru bir kütle halinde, fakat kaymaya uygun bir zemin üzerinde yer değiştirmiştir. Bu tip heyelanlar ülkemizde sık sık oluşurlar. Bu heyelanların en büyük olanları, genellikle bol yağışlı ve dik eğimli sahalarda, özellikle kuvvetle yarılmış, nemli ve litoloji bakımından da elverişli olan Kuzey Anadolu dağlık alanında oluşmuştur.Geyve, Ayancık, Sinop çevresi, Maçka, Of-Sürmene ve Trabzon-Sera heyelanları bunların başlıcalarındandır.

    Sera Heyelanı, Trabzon şehrinin 10 km kadar batısında Sera Köyü yakınlarında 1950 yılında oluşmuştur. Heyelanın oluşmasından bir hafta kadar önce, Sera vadisinin dik yamaçlarında derin yarıklar oluşmuş, topografya küçük ölçüde bazı değişikliklere uğramıştır. Fakat asıl heyelan, birkaç dakika gibi kısa bir zaman içinde ve şiddetli bir gürültü ile birlikte oluşmuştur. Bir kısmı akış şekilleri gösteren, fakat asıl olarak kayma yüzeyleri boyunca yer değiştiren kütlenin ortalama uzunluğu 650 m. genişliği 350 m. , kalınlığı ise 65 m. kadardır. Böylece Sera heyelanı sonucunda 15 milyon m³ hacminde kaya ve döküntü yer değiştirmiştir. Bu heyelan kütlesi Sera deresinin vadisini tıkamış ve burada 4 km. uzunluğunda, ortalama 150 m. genişlikte ve 55 m. derinliğinde oldukça büyük bir set gölü oluşmuştur. Araştırmalar, bu heyelanın oluşumunda normalden daha fazla yağışlı geçen kış mevsimi ile karların hızla erimesine neden olan Föhn karakterinde güney rüzgarlarının etkisi olduğunu göstermektedir. Bu yolla zemine çok fazla oranda su sızmıştır. Zaten bu sahada çözülme çok derinlerde olduğu gibi, andezitik kayalar ve yastık lavlar derin diyaklazlarla yarılmış, aralarındaki bağlar gevşektir. Bu durum, su ile doygunlaşan arazinin kaymasını ayrıca kolaylaştırmıştır. Bundan başka, yamaç eğimlerinin çok fazla olması ve özellikle Sera deresinin yamacın alt kısmını oyması heyelanın oluşumunda rol oynamış olmalıdır.

    2. Göçmeler : Heyelanın hareket bakımından farklı bir başka tipini oluştururlar. Bu tip heyelan bir kaşığa benzeyen konkav kopma yüzeyleri boyunca dönerek yer değiştiren kısımlardan oluşur. Kayan kısımlardan her biri, geriye doğru çarpılır. Bunu sonucunda, kayan kütlelerin ilksel eğimleri değişir ve bunların yüzeyleri kopma yarasının bulunduğu tarafa doğru yeni bir eğim kazanır. Yamaçların alt kısımlarının akarsular, dalgalar gibi etkenler tarafından fazla oyulması göçme şeklindeki heyelanların başlıca sebebidir. Falezlerin ve yamaçların gerilemesi, menderes halkalarının büyümesi sırasında alttan oyma sürecine bağlı olarak sık sık göçmeler oluşur. Göçmüş kütleler veya bloklar büyük oldukları durumda, bunlar arasında küçük göller veya yamaçlarda taraçalara benzer sahanlıklar oluşur. Küçük ve Büyük Çekmece göllerinin kenarlarında ve bu iki göl arasındaki deniz kıyısı boyunca bu tür göçmelerin tipik örnekleri yaygındır.

    3. Toprak Kaymaları : Bunlar heyelanın, bazı bakımdan çamur akıntılarına benzeyen bir türüdür. Fakat çok yavaş oluşmaları, belli bir yatağa bağlı olmamaları ve içerdikleri suyun çok daha az olması gibi farklarla çamur akıntılarından ayrılırlar. Geriye doğru eğimlenme göstermediklerinden dolayı da, yukarıda açıklanan göçmelerden farklı oldukları görülür. Toprak kaymaları, su ile doygun hale gelen ve bu şekilde bütünü ile kayganlaşan yüzeysel depoların, döküntü örtüsünün veya toprakların yer aldığı yamaçlarda oluşur. Bu şekilde bir kopma yarası ve kıvamlı bir hamur gibi yer değiştiren bir heyelan kütlesi meydana gelir. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, toprak kaymaları asıl heyelandan daha yüzeyseldir; aslında toprak tabakasını ve onun altındaki döküntü örtüsünü ilgilendirir. Bu kütle hareketinin en yaygın olduğu sahalar, litoloji bakımından da uygun olmak koşulu ile nemli iklim bölgeleridir.

    EROZYON

    Erozyon, dış kuvvetlerin etkisiyle toprak örtüsünün aşındırılarak başka alanlara

    taşınmasıdır. Akarsu ve rüzgar erozyonunun birlikte etkili olduğu yerlerin ortak özelliği

    bitki örtüsü bakımından fakir olmalarıdır.

    Erozyonda Etkili Faktörler

    1) Arazinin çok engebeli olması,

    2) Eğimli arazilerde arazinin eğime dik sürülmesi.

    3) Bitki örtüsünün tahrip edilmesi: Orman yangınları, tarla açmak amacıyla ağaçların

    kesilmesi, otlaklarda aşırı otlatılma yapılması, anız örtüsünün yakılması gibi.

    4) Toprağın aşırı işlenmesi.

    5)Yağışların sağanak yağış şeklinde olması.

    6)Yağış rejiminin düzensiz olması

    7)Akarsu taşkınları

    Erozyonun Sonuçları

    1)Toprağın verimi düşer, çölleşme olur.

    2)Barajlar dolar.

    3)Tarım alanları daralır.

    4)Bozulan doğal dengeye bağlı olarak bir çok bitki ve hayvan türü yok olmaktadır.

    Erozyonu önlemek için;

    1)Mevcut bitki örtüsü korunarak ağaçlandırma yapılmalıdır.

    2)Eğimli tarım alanlarında tarla eğime paralel sürülmeli ve taraça (seki) yapılmalıdır.

    3)Nöbetleşe tarım yöntemi uygulanmalı (bu yöntemde asıl amaç erozyonu önlemek

    değildir. Verimi artırmaktır.)

    4)Otlaklarda erken ve aşırı otlatma yapılmamalıdır.

    5)Baraj gölü yamaçları ağaçlandırılmalıdır

     

    nest...

    oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır