protestolu senet kaç gün içinde ödenmeli / Senetlerde Ödeme ve Protesto - Av. Kamil Yıldırım

Protestolu Senet Kaç Gün Içinde Ödenmeli

protestolu senet kaç gün içinde ödenmeli

Bononun Ödenmesi

Tam Ödeme

Keşideci senedi ödendiğinde senedi geri alabilir, senedi yırtıp imha edebilir ayrıca makbuz ifadesi olacak şeklinde senet üzerine ibra şehri yazılmasını da isteyebilir.

Makbuz isteme hakkı

MADDE &#;

(1) Muhatap(keşideci), poliçeyi öderken hamil tarafından bir ibra şerhi yazılarak poliçenin(bononun) kendisine verilmesini isteyebilir.

Keşideci senet bedelini ödemesine rağmen lehtar senedi icraya verirse ne yapılabilir?

İİK 72 menfi tespit davası kıymetli evraktaki karşılığı bedelsizlik davası

Senet lehtarda kaldıysa keşideci lehtara bedelsizlik davası açacak ve senedin devredilmemesi için hakimden tedbir konulmasını isteyecek.

Dikkat  bedelsizlik davasılehtara karşı ya da bile bile borçlunun zararına hareket etmiş üçüncü kişiye karşı açılabilir. Çünkü temel ilişkiden doğan şahsi defiler ancak lehtara (ve bile bile borçlunun zararına hareket etmiş üçüncü kişiye ) karşı ileri sürülebilir.

Senet nama yazılı düzenlenmişse temel ilişkiden doğan şahsi defiler herkese karşı ileri sürülebileceğinden bedelsizlik davası açmaya da gerek kalmayacaktır.

Kısmi Ödeme

Tl borcu olan keşideci borcunun TL’sini ödeyebileceğini söylerse hamil bu ödemeyi kabul etmek zorundadır ödenmemiş kısım olan TL için protesto çekerek müracaat haklarını kullanabilir. TL ödenmesi kabul etmezse reddettiği kısım için müracaat hakları düşer.

Madde (2) Hamil kısmi ödemeyi reddedemez.

Kısmi ödemeyi kabul ederse senet kimde kalacak?

Madde (3) Kısmi ödeme hâlinde muhatap(keşideci) bu ödemenin poliçe(bono) üzerine yazılmasını ve kendisine bir makbuz verilmesini isteyebilir.

Senedin üzerine ne kadar ödendiği yazılarak senet yine hamiline geri verilir.

  • Çeklerde para ödenirken arkasına yazılıp verilmeli.

Kendisine başvurulabilmesi için müracaat hakkını koruyucu işlem yapılması(senedin süresinde ibraz edilmesi ve süresinde protesto çekilmesi) zorunlu olmayan ve kendisi senet bedelinin ödedikten sonra başkasına müracaaat edemeyen kişiye asli borçlu denilmektedir.

  • Bonoda asli borçlu keşideci
  • Poliçede asli borçlu KABUL ETMİŞ muhatap
  • Çekte asli borçlu yoktur.

Çünkü çeklerde muhatap yoktur banka vardır, bankaların kabul yasağı vardır bu yüzden banka muhatap değildir. Keşideci ise çekte müracaat borçlusudur.

Keşidecinin durumu:

Bonoda hakkı koruyucu işlemler süresinde yapılmış olmasa da vadeden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde keşideciye gidilebilir. Çünkü keşideci bonoda asli borçludur.

  • Poliçede ve çekte müracaat borçlusudur.

Çekte 10 günlük süre kaçırılır, protesto yerine geçen işlem yapılmazsa müracaat hakkı düşer,

bu durumda keşideciye de gidilemez. Çünkü keşideci, çekte asli borçlu değil müracaat borçlusudur.

Müracaat borçlusu, kendisine başvurulabilmesi için hakkı koruyucu işlemlerin(süresinde ibraz + süresinde protesto) yapılmış olması gereken kişidir.

Aval, kambiyo senetlerinde verilen bir çeşit kefalete benzeyen ama kefalaet olmayan şahsi teminattır.

Aval keşideci lehine de cirantalar lehine de aval verilebilir. Genelde keşideci lehine aval verilir.

MADDE &#; (1) Aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur.

Bonoda ibraz süresi kaçırılsa, protesto çekilmese bile keşideciye gidilebildiği gibi keşideci lehine aval veren kişiye de gidilebilir.

Dikkat: Bu durum keşideci lehine aval verenin asli borçlu olması anlamına gelmez. Asli borçlu olmanın iki şartı vardır:

  • Süresinde ibraz, süresinde protesto olmadan da gidilebilmesi
  • Kendi ödedikten sonra başkasına rücu edememesi.

Keşideci lehine aval veren, ilk şartı sağlasa da kendi ödedikten sonra başkasına rücu edememe şartını sağlamadığı için asli borçlu değildir.

Keşideci lehine aval verene hakkı koruyucu işlemler yapılmadan  gidilip gidilemeyeceği tartışılmış fakat yargıtay kararlarıyla gidilebileceğine karar verilmiş.

Bono üzerinde imzası bulunan keşideci dışındaki herkes müracaat borçlusudur ve hepsi de bononun ödeneceğini, ödenmediği takdirde kendilerinin ödeyeceklerini taahhüt ederler.

Teselsül

MADDE

(1) Bir poliçeyi düzenleyen, kabul eden, ciro eden veya o poliçeye aval veren kişiler hamile karşı müteselsil borçlu sıfatıyla sorumludurlar.

(2) Hamil, bunların borçlanmadaki sıraları ile bağlı olmaksızınher birine veya bunlardan bazılarına ya da hepsine birden başvurabilir.

(3) Poliçeden dolayı borç altına girmiş olup da poliçeyi ödemiş bulunan herkes aynı hakkı kullanabilir.

(4) Hamil borçlulardan yalnız birine başvurmakla, diğer borçlularla ilk önce başvurduğu borçludan sonra gelenlere karşı haklarını kaybetmez.

 

  • Müracaat borçlusu, sorumsuzluk kaydı koymuşsa ona başvurulmayacaktır.

Ciranta;

  • Sorumlu değilim demişse
  • Yeniden ciroyu yasaklamışsa
Sorumlu değilimTekrar ciro edilemez
K(borçlu):

düzenleyen)L(lehtar: alacaklı)

ciro

C1

ciro ‘ödememeden sorumlu değilim’

C2

Hamil

K(borçlu): düzenleyen)L(lehtar: alacaklı)

ciro

C1

ciro ‘tekrar ciro edilemez.’

C2

Hami

Hamil ödeme günü keşideciye gitti keşideci ödemeyeceğim dedi hamil protesto çekti. Hamil, müracaat hakkı kapsamında C1 ‘ye başvuramaz çünkü C1 ciro yaparken ödememeden sorumsuzluk kaydı koymuş.Hamil ödeme günü keşideciye gitti keşideci ödemeyeceğim dedi hamil protesto çekti. Hamil, müracaat hakkını kapsamında C1’ye gidemez, C1’ye ancak C2 gidebilir. Çünkü tekrar ciro edilemez kaydı konulmuş.

Müracaat Hakkının Kullanılabilmesi için Aranan Şartlar:

Maddi ve şekli şartlar olarak ayrılır.

Maddi Şartlar:

  • Senedin ödenmemiş olması gereklidir (ödeme günü+2 iş günü içinde ödenmemiş) ya da
  • Senedin ödeneceğinin şüpheli hale gelmiş olması gereklidir.

Keşidecinin mali durumunun bozulduğu bazı hallerde, bononun ödeneceğinin şüpheli hal almış olduğu kabul edilmektedir:

  • Keşideci iflas etmişse &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; protesto çekmek gerekmez
  • Keşideci ödemelerini tatil etmiş ise &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;protesto çekmek gerekir
  • Keşideci aleyhindeki bir icra takibi semeresiz kalmış ise&#;&#;protesto çekmek gerekir

Bu durumlarda şüpheli haller gerçekleşmiş sayılmaktadır. Anılan durumlar gerçekleştiği takdirde, hamilin müracaat hakkı doğmakta, hamil, vadeyi beklemek zorunda kalmadan müracaat borçlularına başvurabilmektedir.

  • İflas etme durumunda iflas mahkeme kararıyla olduğu için protesto çekmek gerekmez, ancak diğer
  • iki durumda şekli şartlar kapsamında protesto çekmek gerekir.
MADDE

(1) Vadede poliçe ödenmemişse hamil, cirantalara, düzenleyene ve poliçe dolayısıyla taahhüt altına girmiş olan diğer kişilere başvurabilir.

(2) Hamil;

a) Kabulden tamamen veya kısmen kaçınılmış,

b) Poliçeyi kabul etmiş olsun olmasın, muhatap iflas etmiş veya bir ilamla ispatlanmamış olsa da sadece ödemelerini tatil etmiş veya aleyhindeki herhangi bir icra takibi semeresiz kalmış veya

c) Kabul için arz edilmesi menedilen bir poliçenin düzenleyeni iflas etmiş, olursa vadenin gelmesinden önce de aynı başvurma hakkını haizdir.

Başvurma hakkı vadenin gelmesinden önce kullanılırsa senet bedelinden iskonto yapılır.

MADDE (2) Başvurma hakkı vadenin gelmesinden önce kullanılırsa, poliçe bedelinden bir iskonto yapılır. Bu iskonto başvurma tarihinde hamilin yerleşim yerinde geçerli olan resmî iskonto oranına göre hesap edilir

*merkez bankasını belirlediği iskonto oranı vardır.

Şekli Şartlar:

  • Süresinde ibraz
  • Süresinde protesto

Müracaat hakkının doğabilmesi için, ibrazın süresinde yapılmış olması gerekmektedir.

Bunun yanı sıra, maddi şartların gerçekleştiği hususunun Kanunun aradığı şekillerde tesvik edilmesi(vesikaya/belgeye bağlanması) zorunludur.

Kanun, bonoda müracaat hakkının sadece ‘protesto’ ile doğacağını kabul etmektedir. (TTK )

Protesto;

Noterlikçe düzenlenmesi

MADDE

(1) Protestonun ncı maddede belirtilen şekil ve surette noterlikçe düzenlenmesi gerekir.

Protesto belgesi

MADDE

(1) Protesto ayrı bir belge hâlinde düzenlenerek poliçeye bağlanır.

(2) Protesto, aynı poliçenin çeşitli nüshaları veya poliçenin aslı ile bir sureti ibraz edilerek düzenlenmiş ise protestoyu bu nüshalardan birine veya asıl senede bağlamak yeterlidir.

(3) Diğer nüshalara veya surete, protestonun, kalan nüshalarından birine veya poliçenin aslına bağlanmış bulunduğu kaydolunur.

Çeklerde süresinde süresinde ibraz bono ile aynı ancak protestoda farklılık var, çekte protesto çekilmesi alternatifli unsurdur.

  • Protesto
  • Bankanın çekin üzerine karşılıksızdır yazması aslolandır. (en çok kulanılanı ve masrafsız olanı)
  • Takas odası beyanı ile ispatlanması mümkündür

Protestoda eksiklik olması durumunda dahi protesto geçerlidir:

Sakat protesto

MADDE

(1) Noter tarafından imza edilen protesto kanuna uygun olarak düzenlenmediği veya içindeki kayıtlar yanlış olduğu takdirde de geçerlidir.

(2) Noter hakkında disiplin hükümleri saklıdır.

Protesto ne zamana kadar çekilebilir?

  • Bonolarda 1,2,4 numaralı vadelerde ödeme günü + 2 iş günlük süre hem ibraz hem protesto için

azami süredir ancak ödeme günü sadece ibraza ayrılmıştır, ödeme gününü takip eden +2 iş günü hem ibraz hem protestoya ayrılmıştır. Bu yüzden protestonun +2 iş günü içinde çekilmesi mümkün ve zorunludur.

  • 3 numaralı vadede tüm işlemlerin 1 yıl içinde yapılmış olması gerekir.
  • Çeklerde +2 iş günlük süre yoktur, 10 gün içinde hem ibraz protesto veya protesto yerine

geçebilecek işlem yapılmalıdır.

Protesto Süreler ve Şartları

MADDE

(1) Kabul etmemenin veya ödememenin, kabul etmeme veya ödememe protestosu denilen resmî bir belge ile belirlenmesi zorunludur.

(2) Kabul etmeme protestosunun, kabule arz için belirli olan süre içinde çekilmesi gerekir. üncü maddenin birinci fıkrasında gösterilen hâlde poliçenin ilk arzı vadenin son gününde olmuşsa, protesto o günün ertesi günü de çekilebilir.

(3) Belirli bir günde veya düzenlenme gününden ya da görüldükten belirli bir süre sonra ödenmesi şartını içeren bir poliçeden dolayı çekilecek ödememe protestosunun, ödeme gününü izleyen iki iş günü içinde çekilmesi zorunludur. Görüldüğünde ödenmesi şart olan bir poliçeden dolayı çekilecek ödememe protestosu, ikinci fıkrada kabul etmeme protestosu için gösterilen süreler içinde çekilir.

(4) Kabul etmeme protestosu çekilmiş olması hâlinde ödeme için poliçeyi ibraz etmeye gerek olmadığı gibi, ödememe protestosu çekmeye de ihtiyaç yoktur.

(5) Poliçeyi kabul etmiş olsun olmasın muhatap, ödemelerini tatil etmiş veya aleyhindeki herhangi bir icra takibi semeresiz kalmış ise, hamil başvurma haklarını ancak poliçenin ödenmesi için muhataba ibrazından ve protestonun çekilmesinden sonra kullanabilir.

(6) Poliçeyi kabul etmiş olsun olmasın, muhatap veya kabul için arz edilmesi menedilen bir poliçenin düzenleyeni iflas etmişse, iflas ilamının ibrazı, başvurma hakkının kullanılması için yeterlidir.

Protestodan muafiyet halleri

  • Protesto hiç veya süresinde çekilmezse kural olarak müracaat hakkı düşer. Ancak bu kuralın da istisnası vardır.
  • Kanuni istisnalar:
  • Müracaat hakkının iflas nedeniyle doğduğu hallerde( keşidecinin iflas etmesi halinde)

iflas ilami söz konusu tesvik işlevini yerine getirdiği için ayrıca protesto çekilmesi gerekmez.

  • Mücbir sebep nedeniyle protesto çekilemediği durumlarda, mücbir sebebin vadeden

itibaren 30 günden uzun sürmesi halinde protesto çekilmesi gerekmez.( TTK m. )

Mücbir sebepler

MADDE

(4) Mücbir sebepler vadenin gelmesinden itibaren otuz günden çok sürerse, poliçenin ibrazına ve protesto çekmeye gerek olmaksızın başvurma hakkı kullanılabilir

 

Bono alacağından bahsedebilmek için öncelikle kıymetli evrak vasfını haiz geçerli bir bononun bulunması gerekmektedir. Bononun tanımına ve geçerlilik şartlarına ilişkin bilgilere Bononun Şekil Şartları başlıklı makalemizden ulaşabilirsiniz.

SENEDİN ÖDENMEMESİ HALİNDE BAŞVURU YOLLARI

Bir senedin ödenebilmesi için öncelikle borcun muaccel olması gerekir. Vade tarihi gelmemiş bir senedin ödenmesi istenemez. Senette vade tarihi belirtilmemişse senedin görüldüğünde ödeneceği düzenlenmiştir. 

TTK Maddesi gereği senet hamili, senedi düzenleyene ibraz etmek zorundadır. İbrazın şartlarına ilişkin makalemizi Senedin İbraz Zorunluluğu başlıklı makalemizden inceleyebilirsiniz. 

Usulüne uygun ibrazı gerçekleştiren hamil daha sonra ödenmeyen senet için şu yollara başvurabilir: 

1-Hamil dilerse senedin asıl borçlularına ( senedi düzenleyen ve aval verenlere) karşı doğrudan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yapabilir yahut alacak davası açabilir.  

2-Hamil asıl borçlular dışında, başvuru borçlularına (cirantalara veya cirantalara aval verenlere) da müracaat edebilir. Cirantalara başvurabilmek için bazı şartlar aranmıştır. Bu şartlar aşağıda ayrı başlık altında incelenecektir.

SENETTE PROTESTO ZORUNLULUĞU

1-Asıl borçlulara başvuru: 

Senette asıl borçlu senedi düzenleyendir. Temsilci aracılığıyla düzenlenen senetlerde, yetkisini aşan temsilci asıl borçlu sıfatıyla sorumlu olur. Asıl borçluların mirasçıları asıl borçlu sayılır. Bunların dışında senedi düzenleyene aval verenler de asıl borçlu sıfatıyla sorumlu olacaklardır. Usulüne uygun ibrazı gerçekleşmiş bir senette hamil asıl borçlulara karşı protesto çekmeden doğrudan müracaat edebilir ve icra takibi yapabilir. Bu halde protesto şartı aranmaz. 

2-Başvuru borçlularına müracaat: 

Bonoda asıl borçlu dışında imzası bulunan kişiler başvuru borçluları olarak nitelendirilir. Cirantalara aval verenler de başvuru borçlusu sıfatıyla sorumluluk altındadır. 

 Şayet hamil asıl borçlular dışında kalanlara (cirantalar ve onların lehine aval verenler)müracaat etmek istiyorsa ; 

A-Senedi düzenleyene ibraz etmelidir. 

B-Asıl borçlu senedi ödememelidir. 

C-Ödememe protestosu çekilerek ödememe durumu tespit edilmelidir. 

Bu üç şart bir arada ise artık hamil başvuru borçlularına karşı takip ve dava hakkını kullanabilecektir. Şayet protesto çekilmemişse başvuru borçluları sorumluluktan kurtulacaktır. “Belirli bir günde veya düzenlenme gününden veya görüldükten belirli bir süre sonra ödenmesi şartını içeren bir bonoya dayanarak hamilin lehtara müracaat edebilmesi, ödeme gününü takip eden iki iş günü içinde senet keşidecisinin protesto edilmesine bağlıdıseafoodplus.infoz borçlu takip dayanağı bononun lehdar cirantası olup, adı geçen hakkında takip yapılabilmesi için keşideciye protesto keşide edilmesi zorunludur. Takip dosyasında takip alacaklısı hamil tarafından bononun keşidecisine protesto keşide edildiğine dair evrakın bulunmadığı görüseafoodplus.infoto koşulunun usulünce yerine getirilmemesi sebebiyle takibin iptaline karar verilmesi gerekir.” Y HD. 

Cirantalara karşı protesto çekmeden icra takibi yapılamaz şayet yapılmışsa takip iptal edilir. Nitekim Yargıtay Hukuk Dairesi yılında vermiş olduğu bir kararda; 

“Takibe konu olan TL ve TL bedelli iki adet bonoda, şikayette bulunan borçlunun, lehtar ( birinci ciranta ) olduğu görülmektedir. Bu durumda, yetkili hamil olan alacaklının, borçlu ciranta hakkında takip yapabilmesi için, bononun keşidecisine ödememe protestosu göndermesi zorunludur. İcra dosyasında söz konusu bonolar bakımından protesto çekildiğine dair bir belge bulunmadığı görülmekle, alacaklı hamilin takibe dayanak bonolar yönünden cirantaya karşı müracaat hakkını kaybettiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, İİK'nun /a maddesi hükmü uyarınca bu husus re'sen gözetilerek, alacaklının müracaat hakkını kaybettiği gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.” İfadelerini kullanmıştır.

SENETTE PROTESTO SÜRESİ

- Ödeme günü belli olan senetlerde protestonun ödeme gününü takip eden 2 iş günü içerisinde çekilmesi zorunludur. 

- Görüldüğünde ödenecek bonolar için ise protesto süresi düzenlenme tarihinden itibaren 1 yıldır.  

- Vadesi yazılmamış bonolarda düzenlenme gününden itibaren 1 yıl içerisinde ödememe protestosu çekilmelidir. 

Protesto hamilin kendisi tarafından çekilebilir. Uygulamada protesto için senetler genellikle bankaya verilmektedir.

BONODA PROTESTO NASIL ÇEKİLİR

TTK’nun Maddesi protestonun noter aracılığıyla çekilmesi gerektiğini düzenlemiştir. Yetkili noterlik asıl borçlunun ticaret yerinde ve böyle bir yer yoksa konutunun bulunduğu yer noterliğidir. Protesto belgesi aksi ispat edilinceye kadar ibrazın yapıldığına karine teşkil eder. 

PROTESTONUN ŞEKLİ VE İÇERİĞİ 

TTK MADDE

(1) Protesto; 

a) Protestoyu çeken ve kendisine protesto çekilen kişilerin adlarını veya ticaret unvanlarını, 

b) Kendisine protesto çekilen kişinin, poliçeden doğan taahhüdünü yerine getirmeye davet edildiği hâlde, taahhüdünü ifa etmemiş, kendisi bulunamamış veya ticaret yerinin ya da konutunun belirlenememiş olduğuna ilişkin bir şerhi,

c) Sözü geçen davetin yapıldığı veya davet teşebbüsünün sonuçsuz kaldığı yer ve güne ait bir şerhi ve 

d) Protestoyu düzenleyen noterin imzasını, 

içerir. 

(2) Kısmi ödeme protestoda belirtilir. 

(3) Kabul için kendisine bir poliçe ibraz edilmiş olan muhatap, poliçenin ertesi günü tekrar ibrazını istemiş ise bu durum da protestoya yazılır. 

c) Protesto belgesi 

MADDE  

(1) Protesto ayrı bir belge hâlinde düzenlenerek poliçeye bağlanır. 

(2) Protesto, aynı poliçenin çeşitli nüshaları veya poliçenin aslı ile bir sureti ibraz edilerek düzenlenmiş ise protestoyu bu nüshalardan birine veya asıl senede bağlamak yeterlidir. 

(3) Diğer nüshalara veya surete, protestonun, kalan nüshalarından birine veya poliçenin aslına bağlanmış bulunduğu kaydolunur.

PROTESTODAN MUAFİYET

-Bono üzerinde muafiyete ilişkin bir kaydın bulunması, 

-Bonoyu düzenleyenin iflas etmiş olması, 

-Mücbir sebebin varlığı 

Hallerinde hamil protesto çekmeden başvuru hakkını kullanabilir.

SENETTE ÖDEMEME PROTESTOSU NEDİR?

SENETTE ÖDEMEME PROTESTOSU NEDİR?

SENEDİN ÖDENMEMESİ

Senedi elinde bulunduran yetkili hamilin senetten doğan müracaat haklarını kullanabilmesi için bazı şartları yerine getirmesi gerekmektedir. Borçluya, poliçenin, bononun ödenmesi için yapılan ibrazın sonuçsuz kalması üzerine, müracaat haklarının kullanılabilmesi için ödememe protestosu düzenlenmelidir. Senet ödenmezse ciro edenlere başvurulabilmesi için süresi içerisinde ödememe protestosu çekilmelidir. Ödememe protestosu süresinde düzenlenmezse müracaat hakkı kaybedilir. Ödenmeyen senedin tahsil edilebilmesi için ödememe protestosu son derece önemlidir. Ödememe protestosu çekilmediği takdirde senet alacaklısı cirantalara başvuru hakkını kaybeder. Hak kayıpları yaşamamak için İcra ve İflas Hukuku, Ticaret Hukuku alanlarında uzman Mersin İcra Avukatı ile çalışmanızda fayda vardır. Hukuk Büromuz Mersin Ve Adana illeri başta olmak üzere Türkiye’nin her şehrinde İcra Avukatı, Ticaret Avukatı, İcra Takibi Avukatı olarak hizmet vermektedir.

SENET ÖDEMEME PROTESTOSU ÇEKİLMEZSE NE OLUR?

Senedin ödenmemesi durumunda ödememe protestosu çekilmez ise senet alacaklısı müracaat borçlularına başvuru hakkını kaybeder. Ödenmeyen senetler için ödememe protestosu çekilmesi için Mersin İcra Avukatı olarak ofisimiz ile iletişime geçebilirsiniz. Senet protesto örneği, Ödenmemiş senet protesto örneği, ödenmemiş senet icra takibi, ödenmeyen senedin tahsil edilmesi konularında müvekkillerimize en iyi şekilde hizmet vermekteyiz.

PROTESTO SÜRESİ NE KADAR?

Ödememe protestosu ödeme gününü takip eden iki iş günü içerisinde çekilir. Ödememe protestosu senedin ödeme gününde çekilemez. Ödenmeyen senedin tahsil edilmesi konusunda Mersin Ticaret Avukatı, Mersin İcra Avukatı olarak müvekkillerimize en iyi şekilde hizmet vermekteyiz. Protesto, noterden çekilir. Protesto örneği, senet ihtarname örneği için Mersin Hukuk Büromuz ile iletişime geçiniz.

SENET ÖDENMEZSE NE YAPILIR?

Senedin ödenmemesi durumunda alacaklı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatabilir. Senet borçlusuna karşı başlatılan icra takibinin kesinleşmesi ile borçlunun maaşına, evine, arabasına, banka hesaplarına haciz koyulabilir. Ödenmeyen senetlerin tahsil edilmesi için icra takibi başlatılması gerekmektedir. Senet borcunu ödemeyene karşı başlatılan icra takibinin kesinleşmesi ile borçlunun mal varlığına haciz konulur. Senet borcunu ödemeyenin maaşına haciz koyulabilir. Ödenmeyen senetlerin tahsili, ödenmemiş senet icra takibi, senedin ödenmemesi, icra takibi başlatılması konusunda müvekkillerimize en iyi şekilde Mersin İcra Avukatı hizmeti vermekteyiz.

 

Sıkça Sorulan Sorular

Kişisel Verilerin Korunması İhlallerine Karşı Kişilerin Başvuru İmkanları Nelerdir?

Kişisel verilere karşı işlenen ihlal fiillerinin gerçekleşmesi halinde kişilerin başvuru imkanları tercih edilen korunma yoluna göre farklılık göstermektedir. 

1-Kişisel verilerin idari yolla korunması usulünde birinci yol ilgili kişinin kişisel verileri üzerindeki hakimiyeti ve hakkına dayanarak korunma talep etmesidir. Bunun için kişisel veri sahibi kişisel verilerinin ihlali halinde, öncelikle ihlalin önlenmesi için veri sorumlusuna yazılı müracaat etmesi gerekmektedir (KVKK m). Veri sorumlusu kanunda, kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen veri kayıt sisteminin tutulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmaktadır. Kişisel verileri işlenen kişinin başvurusuna olumsuz bir cevap verilmesi, süresinde fakat yeterli bir cevap verilmemesi halinde ilgili kişi veri sorumlusunun kararını öğrendiği tarihten itibaren 30 gün ve her halükârda başvurunun yapıldığı tarihten itibaren 60 günlük süre içinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na şikâyet yoluyla başvuruda bulunabilir. Buradaki 60 günlük süre veri sorumlusuna başvuru yapıldığı tarihten itibaren başlamaktadır.  Veri sorumlusuna başvuru yapılmadan Kurul’a şikâyet yapılması mümkün değildir (KVKK m)

Kişisel verilerin idari yolla korunması usulünde uygulanan ikinci yol ise Kurumun denetleme görevi kapsamında veri sorumlusunu denetlemesi yoludur. Bu usul de süreç Kurumun inisiyatifi ile başlamaktadır. Kurum hukuka aykırı bir veri işlemeyi haber alabilir veya veri sorumlusunu denetleme gereği duyabilir. Kurumun bu şekilde uyguladığı denetim ile sağlanan kişisel verilerin korunması yolunda ilgili kişinin herhangi bir başvuru yapmasına gerek olmayıp denetim süreci kendiliğinden işlemektedir (KVKK m).

2-Kişisel verilerin adli başvuru yoluyla korunması yolunda ise yine iki farklı başvuru yolu bulunmaktadır. İhlal sonucunda ilgili kişi yönünden maddi veya manevi bir zarar meydana gelmesi hallerinde kişi, yargı sistemi içinde yer alan görevli mahkemede davacı sıfatıyla dava açmak suretiyle ihlalden kaynaklanan zararının giderilmesini talep etmek suretiyle ihlale karşı korunma talep edebilecektir. Buna karşılık kişisel veri ihlalinin aynı zamanda ceza kanununda sayılan suçlardan birisini oluşturmuş olması halinde ilgili kişinin, ihlal yönünden soruşturma yapılması talebiyle ihlalin yapıldığı yer Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyet dilekçesi vermek suretiyle şikâyet başvurusunda bulunması gerekir. Bir ihlal ile hem maddi manevi bir zarar meydan gelmiş olabilir hem de ihlal aynı zamanda suç teşkil edebilir. Bu gibi hallerde hukuk mahkemesinde dava açmak mümkün olduğu gibi şikâyet başvurusunda bulunmak da mümkündür.

Senet Nedir, Geçerli Bir Senedin Unsurları Nelerdir?

Türk Ticaret Kanunun Maddesinde “Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunlarda mündemiç olan hak senetten ayrı olarak dermeyan edilemediği gibi başkalarına da devredilemez.” düzenlemesiyle tanımlanmıştır.

Günlük hayatta satış sözleşmesi, ödünç sözleşmesi gibi hukuki işlemlerden doğan borçlar için para yerine geçmek üzere senet imzalayıp verilmektedir. Ticari işlerde sıklıkla karşılaşılan senetler, hukukta kıymetli evrakların bir türü olan bono niteliğindedir. Söz konusu senetler, kanunda öngörülen şartları taşıması halinde sahibine diğer alacaklarından ayrı, avantajlı imkanlar sunar.

Bir senedin, Ticaret Kanunu kapsamında bononun hüküm ve sonuçlarına tabi olabilmesi için kanunda öngörülen asgari şartları taşıması gerekmektedir. Buna göre geçerli bir senedin (bono) Ticaret Kanunun Maddesine göre aşağıdaki temel unsurları ihtiva etmesi gerekmektedir:

1. Senet metninde (Bono) veya (Emre muharrer senet) kelimesini ve senet Türkçe'den başka bir dilde yazılmışsa o dilde bono karşılığı olarak kullanılan kelimeyi;

2. Kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadini;

3. Vadeyi;

4. Ödeme yerini;

5. Kime ve kimin emrine ödenecek ise onun ad ve soyadını;

6. Senedin tanzim edildiği gün ve yeri;

7. Senedi tanzim edenin imzasını.

Senet Ne İşe Yarar?

Kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyan bir senedi elinde bulunduran kişi İcra İflas Kanunun ve devamı Kambiyo Senetleri (çek, poliçe ve emre muharrer senet) Hakkındaki Hususi Takip Usulleri hükümleri uyarınca alacağına daha avantajlı şartlarda kavuşma imkanına sahiptir.

Alacağı senede dayanan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurmaksızın kambiyo senetlerine mahsus haciz veya borçlu iflasa tabi ise iflas yoluyla takip yapabilir. Söz konusu takip yolunda borçlunun itirazı üzerine İcra Mahkemesi tarafından geçici durdurma kararı verilmediği müddetçe icra işlemleri kendiliğinden durmaz. Senette belirli bir meblağın kayıtsız şartsız ödeneceği yazdığından temel hukuki ilişkideki (sözleşme) borcu sona erdiren haller veya senedin geçersizliği ancak yazılı delille ispatlanabilir.

 

Senet Kaç Yıl Geçerli, İcraya Konulursa Bu Süre Uzar Mı?

Zamanaşımı defi alacak hakkını ortadan kaldıran bir itiraz olmayıp, alacak hakkı talep edildiğinde borçlunun ileri sürmesi halinde ödemeden kaçınmasını sağlayan savunma aracıdır.

Senetlerde ise zamanaşımı 3 türlü görünümü mevcuttur:Senet hamilinin düzenleyene karşı ileri sürebileceği talepler yönünden zamanaşımı vadeden itibaren 3 yıldıseafoodplus.infon kendisinden önce gelen müracaat borçlularına (ciro edenler, aval verenler) karşı ileri sürebileceği talepler yönünden zamanaşımı protesto tarihinden itibaren 1 yıldıseafoodplus.info ödeyen müracaat borçlusunun ise kendinden önce gelen müracaat borçlularına karşı ileri sürebileceği talepler yönünden zamanaşımı ödeme tarihinden itibaren 6 aydır.

Kanunda öngörülen sürelerin kaçırılması halinde alacaklı senede dayanarak Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu ile takip yaptığında zamanaşımı savunması ile karşılaşılabilir. Bu durumda alacaklı TTK maddeye göre senedin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren 1 yıl içinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre düzenleyenden zararını talep edebilir. Sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanma imkânı olmazsa artık alacak temel sözleşmeye dayalı olarak alacağı 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde talep ve dava edebilir. Bu durumda ise eldeki senet, yazılı delil başlangıcı niteliğine haiz olacak ve tanıkla alacak hakkı ispat edilebilecektir.

Senedin tahsili için icraya konulması halinde zamanaşımı kesilir ve süre en baştan işlemeye başlar.

İmzalı Boş Senet Verirken Nelere Dikkat Etmeliyim?

İmzalı boş senetler, günlük hayatta karşı tarafla varılan anlaşmaya uygun olarak doldurulacağı inancıyla verilmektedir. Ancak, senedi elinde bulunduran kişinin senedi  aradaki anlaşmaya aykırı olacak şekilde ; borç miktarını, vade tarihini farklı doldurduğu görülmektedir. Bu durumda söz konusu senedin geçersiz olduğu ancak yazılı delille ispat edilebilecektir. Yazılı delil olmaması halinde  imzalı boş senet veren kişi, icra takibi neticesinde borçlu olmadığı meblağları ödemek zorunda kalacaktır. Bu sebeple imzalı boş senet verirken senetlerin boş kısımlarının nasıl doldurulacağına ilişkin ayrıca yazılı anlaşma yapılması koruyucu olacaktır.

Teminat Senedi Nasıl Tahsil Edilir?

Teminat senedi iş hayatında sözleşmeye konu iş yapılmazsa veya eksik yapılırsa , uğranılabilecek zarara karşılık gelmek üzere ; işi yapacak olandan alınan bir nevi güvence belgesidir. Yargıtay’a göre senede, sadece “teminattır” ibaresi yazmak o senede teminat senedi niteliği kazandırmaya yeterli olmayacaktır. Bir senedin teminat senedi vasfını taşıyabilmesi için; senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiği yazılmalı ve sözleşmede söz konusu senedin teminat senedi olduğu belirtilmelidir. Bu şekilde oluşturulan teminat senetleri, borç senetlerinden farklı olarak genel haciz yolu ile takip edilmek suretiyle tahsil olunur.

Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil Davası Nedir?

İdarelerin hazırladıkları kamulaştırma projeleri (okul,yol,park vb.) kapsamında özel mülkiyette bulunan taşınmazların mülkiyetinin idareye geçirilmesi karşılığında mahkemece tespit edilen bedelin taşınmaz maliklerine ödenmesini içeren dava türüdür. Söz konusu dava kamulaştırılacak taşınmazın bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmektedir.

Kamulaştırma Bedel Tespiti Nasıl Yapılır?

Kamulaştırılacak taşınmazın cinsine (arsa veya arazi) göre biri gayrimenkul değerleme uzmanı olmak üzere en az üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturulmak suretiyle mahallinde mahkemece keşif yapılır. Keşif işlemine istinaden, bilirkişi heyetince taşınmazın kamulaştırmaya esas değerinin tespit edildiği bilirkişi raporu oluşturulur. Gerek keşif işleminden önce emsal satışların sunulması, gerek keşifte hazır bulunulması gerekse bilirkişi raporunun hukuki yönden değerlendirilmesi için avukat desteği alınması son derece önemlidir.

Kamulaştırma Bedeli Karar Kesinleşmeden Ödenir Mi? Bu Para Nereye Yatar?

Kamulaştırma Kanunu’nun Maddesindeki düzenlemenin Anayasa Mahkemesi’nin / Esas ve /39 Karar sayılı kararıyla iptali ile birlikte Asliye Hukuk Mahkemelerince tespit edilen kamulaştırma bedelleri yerel mahkemece verilen karar kesinleşmeden hak sahiplerine ödenecektir. Söz konusu para dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde, mahkemece belirlenen bankaya karar duruşmasından önce yatırılır.

Kamulaştırma Davası Ne Kadar Sürer?

Kanun koyucu kamulaştırma davalarının hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasını temin etmek için, idarenin mahkemeye başvurmasından itibaren en geç 30 gün içerisinde duruşma günü verileceğini ve her duruşma arasında en çok 30 gün olabileceğini düzenlemiştir. Ancak uygulamada taraf teşkilinin sağlanması ve dosyadaki bilgi ve belgelerin tamamlanması işlemleri nedeniyle yargılama öngörülenin aksine uzayabilmektedir.

 

Kamulaştırma Bedeline Faiz İşler Mi?

Kamulaştırma Kanunu maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan dava, 4 ay içerisinde sonuçlandırılamazsa bu sürenin sonundan karar tarihine kadar kamulaştırma bedeline yasal faiz işletilir.

Önalım hakkı nedir?

Mülkiyet hakkının sınırlamalarından olan önalım hakkı; Türk Medeni Kanunun - maddeleri arasında yasal önalım hakkı ve sözleşmeden doğan önalım hakkı olarak düzenlenmiştir. Önalım hakkı sadece tapuya kayıtlı ve paylı mülkiyetine tabi olan taşınmazlarda söz konusu olur. Önalım hakkı, paylı mülkiyete tabi bir taşınmazda paydaşlardan birinin hissesini hissedarlar dışında üçüncü bir kişiye satması durumunda, diğer hissedarlara aynı koşullarda payı satın alma hakkı vermektedir. Uygulamada bu konuda uyuşmazlıkların büyük çoğunluğu yasal önalım hakkından kaynaklandığından açıklamalarımızın merkezi yasal önalım hakkı olacaktır.

 

Önalım hakkı nasıl kullanılır?

Paya bağlı olan yasal önalım hakkı ancak dava yoluyla ileri sürülebilir. Önalım hakkının davada ileri sürülmesi ile davacı paydaş ile üçüncü kişi alıcı arasında aynı koşullarda satış sözleşmesi kurulur. Dava sonucunda payın satış bedeli ve alıcıya düşen tapu giderlerinden ibaret olan önalım bedelinin hakim tarafından belirlenen sürede depo edilmesi ile alıcı adına olan tapunun iptali ile paydaş adına tesciline karar verilir.

Önalım davasının tabi olduğu süreler nelerdir?

Önalım hakkı, hak düşürücü süreye tabi olup, satışın alıcı ve satıcı tarafından diğer paydaşlara bildirildiği tarih üzerinden üç ay ve her halde satış üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Söz konusu süre itiraz niteliğinde olduğundan davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi hakim tarafında resen göz önünde bulundurulur. Üç aylık süre satışın diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesiyle başlar. Buradaki noter şartıyla bildirim geçerlilik şartıdır. Başka bir anlatımla noterlik kanalıyla bildirim dışında satışın ilgililerce herhangi bir yoldan öğrenildiğinin iddia edildiği tarih sürenin başlangıç tarihi olamaz. Bunun dışında paydaşlara hiçbir bildirim yapılmazsa önalım hakkı satış tarihinden itibaren iki yıl geçmekle son bulur.

Önalım davalarında muvazaa iddiası ve ipotekli taşınmazlarda önalım bedeli nasıl belirlenir?

Önalım davalarında satış bedelinin az ve yüksek gösterilmesi halinde muvazaa iddiası gündeme gelecektir. Muvazaa iddiası ileri sürüldüğünde öncelikle bu mesele çözümlendikten sonra önalım bedelinin tayini yoluna gidilecektir. Sözleşmenin tarafı olmayan paydaş tarafından muvazaa ise tanık dahil her türlü delille ispatlayabilir.

Önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil davasından önce veya sonra pay üzerinde ipotek tesis edilmesi halinde; önalım hakkını kullanan paydaş ipotekli olarak payın devrini kabul ettiği taktirde ipotek bedelinin önalım bedelinden düşürülmesini talep edebilir.

 

Önalım hakkından feragat mümkün müdür?

Medeni Kanununun Maddesi uyarınca önalım hakkından feragatin resmi şekilde yapılması ve tapu kütüğüne şerh verilmesi gerekir. Belirli bir satışta önalım hakkından feragat ise yazılı şekle tabi olup; satıştan önce veya sonra yapılabilir. Noterlik aracılığıyla yapılan önalım hakkından feragat sözleşmesi resmi şekil şartını karşılar. 

 

Önalım hakkı hangi durumlarda ileri sürülemez?

Önalım hakkının yalnızca tapulu ve paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda payın üçüncü bir kişiye satılması durumunda kullanılması mümkün olduğundan; payın bağışlanması, trampası, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile devrinde veya elbirliği mülkiyeti geçerli olduğu durumlarda önalım hakkı kullanılamaz.

Ayrıca paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda taşınmaz paydaşlar arasında kendi aralarında taksim edilmiş olması durumda yine önalım hakkının kullanılması Yargıtay içtihatlarına göre TMK 2. Maddesinde yer alan dürüst davranama kuralına aykırı değerlendirilmektedir. Bu durumda önalım hakkına dayanılamaz.

 

Sözleşmeden doğan önalım hakkında şerhin etkisi kaç yıldır?

Sözleşmeden doğan önalım hakkının tapuya şerh edilmesi halinde bu şerhin etkisi on yıldır. Ancak taraflar aralarında şerh sözleşmesiyle daha kısa bir süre belirlenebilir. Tapuya şerh edilen önalım hakkı üçüncü kişiler karşı ileri sürülebilir.

Kat Karşılığı (Arsa Payı Karşılığı) İnşaat Sözleşmesi Noter Onaylı Olmak Zorunda mı?

Kat karşılığı inşaat sözleşmesigeçerli olabilmesi için resmi şekilde noter huzurunda düzenleme şeklinde yapılması zorunludur. Sözleşmelerin bu şekilde düzenlenmesi, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin diğer adi sözleşmeler gibi bir tarafın iradesi ile tek taraflı olarak fesih edilememesi sonucunu doğurmaktadır. Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi ancak mahkeme kararı ile mümkündür.

İnternette kat karşılığı inşaat sözleşme örneği arayan arsa sahipleri oldukça fazladır. Bu tutum, ileride hak kaybına ve mağduriyetlere sebep olabilmektedir. Arsa sahiplerine önerimiz, Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinin düzenlenmesi aşamasında , haklarının en iyi şekilde korunması için uzman avukatlardan yardım almalarıdır. Ayrıca çalışılacak olan  müteahhidi veya inşaat firmasını seçerken çok titiz bir inceleme yapılması ve müteahhit şirketin daha önce yapmış olduğu biten projelerinin araştırılması ilerde uğranabilecek zararları en aza indirmekte, ortadan kaldırmaktadır.

Trafik Kazası Sonrası Tazminat Davası Nasıl Açılır?

Ölümlü trafik kazası tazminat davası, maddi ve manevi tazminat davasının bir türüdür. Ölümlü trafik kazaları nedeniyle açılan tazminat davalarında ölenin yakınları, tazminat sorumlularından ölüm neticesinde duydukları elem, acı ve ızdırap nedeniyle manevi tazminat talep edebilirler. Ölüm gerçekleşene kadar yapılmış olan tedavi masrafları ve ölenin cenaze giderleri de tazminat olarak istenebilir. Bunun yanında, trafik kazasında ölen kişinin yakınları (anne, baba, eş, çocuklar, nişanlı veya destek verdiği herhangi bir kişi) meydana gelen kaza nedeniyle ölenin desteğinden mahrum kaldıklarından destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilirler. Destekten yoksun kalma tazminatı, ölenin hayat boyu desteğinden mahrum kalan kişilerin açtığı bir maddi tazminat davası türüdür.

AİLE İÇİ ŞİDDETE UĞRADIM NE YAPABİLİRİM?

sayılı Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun kapsamında şiddet gören kadın veya erkek , eşi için uzaklaştırma kararı alabilir. Uzaklaştırma kararı polis/jandarmaya  başvurarak talep edilebileceği gibi aile mahkemesine başvurarak da talep edilebilir. Başvurular harçtan muaf olup ücret alınmaz.

Şiddet mağdurunun uzaklaştırma talebi uyarınca; şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir. a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması. b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi. c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması. ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması. d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması. e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi. f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi , bu tedbirlerden bazılarıdır.

Uzaklaştırma kararı alınabilmesi için boşanma davasının açılmış olması şart değildir. Koruma tedbiri talep etmek için şiddeti belgelendirmeniz gerekmemekteyse de, uğradığınız şiddet fiziksel şiddet ise darp raporu almak faydanıza olacaktıseafoodplus.info içi şiddet çok ciddi bir durum olup anında müdahale gerektirir. Bu sebeple eşinden şiddet gören kadın veya erkek polise, jandarmaya, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü’ne, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (ŞÖNİM), Cumhuriyet Başsavcığı’na, Aile Mahkemesi’ne başvuruda bulunabilir.

Alo Şiddete uğrayanların başvurabileceği ücretsiz danışma hattıdır. Danışma hattında şiddete uğrayanlara her konuda rehberlik ve danışmanlık hizmetleri sunulmaktadır.

 

Kadın Boşanma Davası Açarsa Erkek Kabul Etmezse ya da Erkek Boşanma Davası Açarsa Kadın Kabul Etmezse Ne Olur?

Boşanma davası evliliğin sonlandırılması için açılan dava türüdür. Bu dava türü iki şekildedir;Çekişmeli boşanma: Kadın boşanma davası açarsa erkek kabul etmezse ya da tam tersi durumunda açılan dava türü çekişmeli boşanmadır. Bu boşanma türünde eşlerin boşanma konusunda anlaşamadığı birçok nokta olur. Karşı tarafın boşanmayı kabul etmemesi dava açılamayacağı, yürütülemeyeceği anlamına gelmez. Anlaşmalı boşanma: Her iki eş de boşanmayı istediklerine karar verip evliliğin mali sonuçları hakkında da mutabık kalırlarsa anlaşmalı boşanma yapılır. Anlaşmalı boşanmalar genellikle tek celsede boşanma ile  sonuçlanır.

Boşanmada Mal Paylaşımı Davasının Tarafları Kimlerdir ?

Kural olarak boşanmada mal paylaşımı davasının tarafları, mal rejimi sözleşmesinin tarafı olan eşlerdir. Bu kapsamda boşanmada mal paylaşımı davalarında davacı taraf eşlerden biri; davalı taraf da eşlerden diğeridir. Ancak boşanmada mal paylaşımı davalarında, mirasçılar da istisnai durumlarda bu davaların tarafı olabilmektedir. Eşlerden birinin vefat etmesi durumunda sağ kalan eş, mal rejimin tasfiyesinden kaynaklanan hak ve alacakları için diğer mirasçılara dava açabilmektedir. Benzer şekilde eşlerden birinin, diğer eşin alacağına ulaşmasını engellemek, boşanmada mal kaçırmak  amacıyla yakın çevresindeki bir kişiye mal varlığını devretmesi durumunda bu kişinin de dahili davalı olarak dosyaya eklenmesi mümkündür.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir