ciltte sararma nedenleri / Vücudunuzdaki renkler hastalık habercisi - Sağlık Haberleri

Ciltte Sararma Nedenleri

ciltte sararma nedenleri

Karaciğer hastalığının ciltteki 8 belirtisine dikkat

Prof. Dr. Onur Yaprak, ciltteki değişikliklerin karaciğer hastalıklarının belirtisi olabileceğini belirterek önemli açıklamalarda bulundu.

Toplumda çoğu insan ciltte oluşan sivilcelerin karaciğerde bir sorundan kaynaklanıp kaynaklanmadığını merak ediyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Yaprak, sivilce ve karaciğer hastalıkları arasında herhangi bir ilişki bulunmadığını ancak karaciğer hastalıklarının ciltte bazı benzer sorunlar ile birlikte olabileceğini bildirdi. 

Prof. Dr. Yaprak, derideki bazı değişikliklerin karaciğer hastalığının ilk ipucu olabildiğine dikkati çekerek, “Bu belirtileri tanımak, karaciğer rahatsızlıklarını erken teşhis etmek için çok önemlidir. Karaciğerin protein sentezi, karbonhidrat ve yağ metabolizması, kolesterol sentezi, pıhtılaşma faktörlerinin sentezi, safra üretimi, toksik maddelerin vücuttan uzaklaştırılması, vitamin depolanması da dahil olmak üzere yüzlerce yaptığı işlev vardır.

Vücudun en büyük ikinci organı olan karaciğerdeki problemler sıklıkla vücudun en büyük organı olan deride bazı değişikliklere yol açar. Ancak cildimizde görülen değişiklerin çok az bir oranının karaciğer hastalıkları ile ilişkisi kurulabilir. Gebelikten tiroit hastalıklarına, alerjik hastalıklardan kan hastalıklarına, romatolojik ve otoimmun hastalıklara kadar birçok sistemik durum ciltte benzer sorunlara yol açabilir. Karaciğer hastalıklarına yol açan sorunlar içinde özellikle cilt bulgusu veren durumlar kronik alkolizm, hepatit C ve primer biliyer sirozlardır. Kronik alkol kullananların yüzde 43’ünün, alkole bağlı siroz olan kişilerin ise yüzde 72’sinde ciltte bazı bulgular gelişir” diye konuştu. 

"SARARMA, KAŞINTI, KIZARIKLIKLAR, MORLUKLAR OLUŞABİLİR"

Karaciğerin işlevlerinde olan bozulmaların ciltteki 8 belirtisini Prof. Dr. Yaprak, şu şekilde açıkladı: 

CİLTTE SARARMA

“Hiperbilirubineminin ana belirtisi olan sarılık, genellikle serum bilirubin seviyeleri veya mg/dL'yi aştığında fark edilir. Bilirubin safraya sarı-yeşil rengi veren maddedir. Safra atılımının bozulması cilt ve göz akında sararma ile kendisini gösterir. 

KAŞINTI

Karaciğer hasara uğrarsa karaciğer tarafından ifraz edilemeyen safra tuzları ve toksik maddelerin deride birikimi şiddetli kaşıntıya yol açar. Kaşıntı avuç içi, el ve ayaklarda daha fazladır. 

CİLTTE NOKTASAL KIZARIKLIKLAR

Küçük kılcal damar genişlemelerine bağlı olan noktasal eritemler gözlenebilir. Bu kızarıklıklar genellikle yüz ve gövdede gelişir. Karakteristik olarak merkezi damar ve simetrik olarak yayılan ince dallar şeklindedir. Üzerlerine baskı uygulandığında solar, baskı kaldırıldığında tekrar görünür hale gelirler. Bu duruma neden olarak vücutta östrojen artışı sorumlu tutulmaktadır. Karaciğer hastalıklarında östrojenin karaciğerde yıkılımının azalmasına bağlıdır. Bunun dışında karaciğer hastalarında dalak büyümesine bağlı trombosit yıkılımı olur. Düşük trombosit sayıları da purpura ismini verdiğimiz benzer cilt lezyonlarına yol açarlar. 

AVUÇ İÇLERİNDE KIZARMA

Bu bulguya palmar eritem denilir. Yüksek prostosiklin ve nitrik oksit nedeni ile kaynaklı olup karaciğer sirozu olan hastaların yüzde 23’ünde gözlenir. 

Saç dökülmesi ve tırnak şekil bozuklukları. 

CİLTTE KAŞINTILI VE SERT NODÜLLER

Sıklıkla kollarda, omuzlarda ve bacaklarda gelişir. Birkaç mm’den 1 santime kadar değişen çaplarda olur ve sıklıkla hepatit C sirozu olan hastalarda saptanır. Nodüllerin olduğu alan çizildiğinde veya tahriş olduğunda bunun oluşma riski daha yüksektir. Bu nedenle de cildini kaşıyan kişilerde nodüller daha fazla görülür. 

CİLTTE MORLUKLAR

Karaciğer hastalarında pıhtılaşma bozulduğu için en ufak darbelerde deride morluklar oluşur. 

Bunların dışında Porphyria cutanea tarda isimli çok nadir görülen genetik bir metabolizma hastalığının karaciğer tutuluşunda ağrılı kabarcıklar, yara izi, cilt renginde değişiklikler oluşur. Karaciğerde porfirin adı verilen ve kan dolaşımına giren ve teninize zarar veren proteinlerin birikmesinden kaynaklanır. Güneşe maruz kalma durumunda genellikle eller, kollar, kulak, boyun ve yüz gibi açıkta kalan ciltte kabarcıklar, cilt renginde değişiklikler, ciltte kalınlaşma veya incelme, kızarıklık, kaşıntı, döküntü ile karakterizedir.” 


Karaciğerkaraciğer kanseriKaraciğer yağlanmasıkaraciğer yetmezliği

Sarılık Nedir? Sarılık Neden Olur?

Sarılık, safranın ana pigmenti olan bilirubin seviyesinin yükselmesi sonucu cildin veya gözün beyaz kısmının sarardığı bir durum olarak bilinir. Tıbbi açıdan bu durum, bir hastalık olarak değil belirti olarak görülmektedir. Pek çok rahatsızlığa bağlı olarak ortaya çıkabilen sarılığın nedenleri arasında hepatit, safra taşları ve tümörler yer alabilir. Tedavi edilmediği durumlarda ciddi sorunlara yol açabilir.

Bilirubin maddesi alyuvarların yıkımı sonucunda meydana gelir. Karaciğerin işlevinde yaşanan bazı bozukluklar bu maddenin vücuttan atılmasını engeller. Bu nedenle kana karışan madde cildin, gözün beyaz bölümünün ve mukozaların sararmasına yol açar. 

Sarılık Neden Olur?

Sarılık nedenleri arasında birçok hastalık ve sorun yer alabilir. Ancak neden olan asıl problem vücuttaki bilirubin seviyesinin artmasıdır. Vücutta bilirubin üretiminin fazla olması ve bu maddenin vücuttan atılamaması sonucunda kan dolaşımına karışan bu madde sarılığa neden olur.
Bunun yanı sıra sarılığa neden olan bazı durumlar şu şekildedir:

  • Hepatit A, Hepatit B ve Hepatit C,
  • Aşırı alkol tüketimi sonrası karaciğerde hasar oluşması
  • Otoimmün bozukluklar ve hastalıklar
  • Nadir görülebilen bazı genetik bozukluklar
  • Kullanılan ilaçlar
  • Safra taşları ve safra kanallarının tıkanması
  • Safra kesesinin iltihaplanması (şişmesi)
  • Safra kesesi kanserleri
  • Pankreas tümörü
  • Karaciğerin işlevsel bozuklukları ve karaciğer kanseri

Sarılık Belirtileri Nelerdir?

Bazı vakalarda belirtiler olmadan ilerleyebilirken, bu durum tesadüfen de tespit edilebilir. Semptomların şiddeti sarılığın altında yatan nedenlere bağlı olarak farklılık gösterebilir. Sarılık belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Ciltte ve gözün beyaz bölümünde sararma
  • Koyu renkte idrar ve açık renkte dışkı
  • Ateş ve titreme
  • Mide bulantısı ve kusma
  • Halsizlik ve karın ağrısı
  • İştahsızlık ve kilo kaybı

Sarılık Türleri Nelerdir?

Farklı nedenlere bağlı olarak gelişebilen sarılığın ortaya çıkması 3 farklı tür altında sınıflandırılmaktadır.  

Hepatosellüler Sarılık 
Karaciğerde hasar olması sonucu görülen bir türdür. Farklı nedenlerden kaynaklı oluşabilir. Karaciğerde bulunan parankimal hücreleri enfeksiyon gibi sebeplerden etkilendiğinde karaciğerin metabolizmasında azalma yaşanır. Metabolizmanın azalması sonucunda bilirubin maddesi vücuttan atılamaz ve vücutta birikir. Hepatit A, B ve C virüsleri ile meydana gelebilen sarılığın sınıflandırması bu tür altında yer alır. Ayrıca aşırı alkol tüketimi ya da karaciğer kanseri, karaciğerin hasar almasına yol açabilir.

Hemolitik Sarılık
Kandaki kırmızı kan hücrelerinin normale oranla daha hızlı parçalanması durumuna denir. Bu durumlarda bilirubin seviyesi yükselir ve karaciğer bu durumla baş edemez. Ayrıca hemoliz olarak adlandırılan bu durum ölümcül sonuçlara neden olabilir. Genellikle sıtma hastalığı geçiren vakalarda görülür. 

Tıkanma (Obstrüktif) Sarılığı
Safra kanallarının tıkanmasından kaynaklı ortaya çıkan bir türdür. Tıkanıklıkların olması durumunda karaciğer işlevinde aksaklık yaşanır ve bilirubin maddesi karaciğerde birikmeye başlar. Bu soruna bağlı olarak karaciğerin metabolizmasında azalma olur. Tıkanma sarılığı safra kanallarında tıkanmaya yol açabilecek pek çok sorunun sebebi olarak meydana gelebilir.

Sarılık Tanısı Nasıl Konur?

Belirtilerin ve şikayetlerin yaşanması durumunda bireyin doktora gidip muayene olması gerekir. Uzman doktorlar tarafından yapılan sarılık tanısı, fiziki muayene, kan testi ve idrar testi ile belirlenebilir. 
Kan ve idrar testlerinde vücutta bulunan bilirubin seviyelerine bakılır. Kanda ve idrarda yüksek olması durumunda bu durum teşhis edilebilir. Ayrıca doktor kişinin karaciğerini incelemeye yönelik çalışmalar da yapabilir.
Doktorun teşhisi kesin olarak netleştirmek istediği durumlarda ise kişiden isteyebileceği görüntüleme teknikleri arasında ultrasonografi ve bilgisayarlık tomografi (BT) gibi görüntüleme yöntemleri yer alır. 

Sarılık Tedavisi Nasıl Yapılır?

Sarılığın altında yatan nedenin tespit edilmesi ile birlikte sarılık tedavisi planlanır. Yetişkinlerde genellikle tedavi gerektirmese de altta yatan nedene bağlı olarak tedavi uygulamaları yapılır. 
Hepatit kaynaklı olarak görülmesi durumunda karaciğeri iyileştirmeye yönelik çalışmalar yapılır. Safra kanalının tıkanıklığı ile ilgili durumlarda uzman ameliyat önerebilir. Ayrıca pankreas kanserine bağlı olarak da görülebildiğinden cerrahi operasyon uygulanabilir.
Bunların yanı sıra hemolitik (Alyuvarların yıkımına) bağlı olarak görülmesi halinde, orak hücreli anemide dalak ameliyatı ve folik asit takviyesi yapılır. Uzman doktorun gerekli gördüğü durumlarda ve ciddi vakalarda kemik iliği replasmanı cerrahisi ve kansızlığı önlemek için demir takviyesi uygulamaları yapılabilir. 
Safra tıkanıklıklarının tedavisinin yapılmaması halinde karaciğer ciddi anlamda hasar alabilir. Bu durum hayati riski ortaya çıkarabildiği için tedavinin ertelenmemesi ve yapılması gerekir.

Sarılık Stresten Olur mu?

Uzun süreli strese maruz kalan kişilerin vücutlarında bilirubin seviyesi artabilir ve bu durum sarılığa neden olabilir.

Sarılık Kalıcı Hasar Bırakır mı?

Sarılığın altında yatan nedenlere bağlı olarak tedavisi yapılmaktadır. Altta yatan nedenler tedavi edildiğinde bu sorun da ortadan kalkar. Ancak uzun süre edilmediğinde karaciğerde ciddi hasara yol açabilir. Bu durum ölümcül risklere neden olabilir. Bunun yanı sıra beyin dokusu üzerinde kalıcı hasarlara da yol açabilir.

Sarılık Hastası Ne Yememeli?

Yağlı et, krema, kaymak ve mayonez gibi yağlı besinler tüketilmemelidir. Sağlıklı yağlar tüketilmeli ve kızartma gibi türlerden uzak durulmalıdır.

Güncelleme Tarihi: 22 Aralık

Yayınlama Tarihi: 19 Aralık

Sayfa içeriğinde yer alan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. İlgili sayfada tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğeler yer almamaktadır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Renginiz, gözleriniz, vücudunuz sararıyor mu? Vücuttaki sararma, safra kesesi ve safra yolları rahatsızlığı habercisi olabilir Prof. Dr. Gümürdülü: “Safra tıkanıklığı şikayetleri ani başladığı gibi artabilir ve tedavi edilmez ise siroza neden olabilir”

İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, gözlerdeki sararma, karın ağrısı, kaşıntı ve daha sonra tüm vücuda yayılan sararmanın, safra yollarındaki tıkanmaya bağlı bir rahatsızlık olabileceğini belirterek, en kısa sürede tedavi edilmesi gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Gümürdülü, yeşilimsi kahverengi alkalin sıvı olan safranın, özellikle yağlı besinlerin emiliminde rol oynayan oynadığını ve karaciğerde üretilen bir enzim olduğunu ifade etti.
Gümürdülü, karaciğerde oluşan atık maddeleri uzaklaştıran ve ince bağırsaktaki yağları sindirim için parçalayan safranın, karaciğer ile safra kesesi ve safra yolları ile ince bağırsağın ilk kısmı olan onikiparmak bağırsağına döküldüğünü söyledi.
Bu kanalların taş, tümör veya darlık, bazı ilaçların yan etkileri, parazit veya kurt gibi nedenlerle tıkanarak safranın kısmen ya da tamamen akışının kesilmesi sonucu sarılık meydana geldiğini anlatan Prof. Dr. Gümürdülü, “Bu sarılığa, safra yollarındaki tıkanmaya bağlı olduğu için tıkanma sarılığı, cerrahi sarılık ya da tıptaki adıyla mekanik ikter denir” diye konuştu.
Prof. Dr. Gümürdülü, tıkanma sarılığının, herhangi bir mikrobik enfeksiyon sonucu oluşmadığı için bulaşıcı olmadığına işaret ederek, “En önemli belirti, gözlerdeki sararmadır. Beraberinde karın ağrısı, kaşıntı, idrar renginde koyulaşma ve dışkının renginin açılması şeklinde kendini gösterir. İnce bağırsağa safra akamadığı için dışkı yumuşak kıvamda ve yağlıdır. Şikayetler ani başladığı gibi ilerleyen günlerde giderek artabilir. Uzun süreli safra kanalı tıkanıklığı, ciddi bir karaciğer hastalığı olarak bilinen ikincil biliyer siroza neden olabilir” ifadelerini kullandı.

İlk belirti göz beyazlarında başlıyor
Prof. Dr. Gümürdülü, önce göz beyazlarında fark edilen sarılığın tüm vücuda yayılarak hastanın cilt renginin sararabileceğine dikkati çekerek, tıkanma sarılığı teşhisi ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Teşhiste kan tetkikleri önemlidir. Safra yollarındaki tıkanmaya bağlı karaciğer fonksiyon testlerine bakılır. Karaciğer fonksiyonları bozulabilir. Tanı için ilk olarak safra kesesi ve safra yollarına ait ultrasonografi yapılır. Safra kesesinde milimetrik kalküller önemlidir. Bunlar kolayca safra kanalına düştüklerinden en büyük tıkanma sebebidir. İleri tetkik olarak tomografi ve MR da tanıda yardımcıdır. Bir diğer teşhis yöntemi ise ERCP'dir. ERCP, endoskopi yöntemiyle ağız yolundan girilerek, yemek borusu ve mide geçilerek onikiparmak bağırsağına ulaşılıp, safra yollarının görüntülenmesi yöntemidir. Çoğu zaman ERCP ile hasta ameliyata gerek duymadan tedavi edilir. Bu uygulamanın dikkatli ve deneyimli ellerde yapılması son derece önemlidir. Bağırsak solucanı, küçübaş hayvanlarda görülen kelebek hastalığı paraziti gibi bazı parazitlerinde safra kanallarında tıkanmaya sebep olabilir ve tedavisi ERCP’dir.”

Hastanede tedavi önemli
Tıkanma sarılığında, gerektiğinde hastanın hastanede kontrol altında tutularak tedavi edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Gümürdülü, şunları kaydetti:
“Safra kesesinde taş varsa ameliyatla safra kesesi alınır. Eğer safra yollarında taş varsa ERCP ile taşlar çıkarılır daha sonra safra kesesi ameliyatı yapılır. Tıkanmanın nedeni her zaman taş olmayabilir. Safra yollarına, onikiparmak bağırsağı, pankreas kanserleri durumunda tedavi cerrahidir. Ancak tıkanma sarılığının nedeni kanser ise genelde hastaların büyük çoğunluğu ameliyat şansını yitirmiş olur. Bu durumda hastaya safra akışının sağlanması için stent takılıp kemoterapi uygulanır.”

Anadolu Ajansı, DHA, İHA tarafından geçilen tüm Adana haberleri, bu bölümde seafoodplus.info editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Adana Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

Sarılık &#;nemli bir belirtidir

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Her hastalık korkutur ama bazı hastalıklara karşı duyulan korkular biraz abartılır. "Sarılık" da bunlardan biridir.

Aslında, sarılık hastalık değil birçok durumda ortaya çıkabilen bir belirtidir. Kanda "bilüribin" denilen bir maddenin artması nedeniyle göz ve cildin sararmasıdır. Sarı renkli görünüme yol açan bilüribin fazlalaşması en çok karaciğer iltihaplarında, yani "hepatit" sorununda ortaya çıkıyor. Ama karaciğerde iltihap olmadan sararmak mümkün. Bazı kan hastalıklarında kan hücrelerinin aşırı parçalanması ile ya da karaciğer içi veya dışı safra yollarının tıkanması halinde de sarılık hali gelişiyor.

Sarılığın en sık görülen nedeni karaciğer iltihaplanması, yani hepatittir. Hepatitlerin de birden çok nedeni var. En çok görüleni virüs hepatitleri olmakla beraber ilaçlar, toksinler (alkol), radyasyon ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar da hepatite yol açabiliyor. Virüsler dışında bazı bakteriler ve parazitlerin de hepatite neden olabileceği biliniyor.

NASIL BULAŞIYOR

Sarılığa yol açan hepatit virüslerinin birkaç çeşidi var. En sık görülenleri A ve B virüslerinin yol açtığı hepatitler. C, D, E virüsleri de hepatit yapabiliyor. Virüsler ile oluşan hepatitlerden A ve E virüsleri dışkı ile atılıyor. Bu hepatitler virüs ile kirlenen su ve yiyeceklerle bulaşıyor. B ve C virüsleriyle oluşan hepatitler daha çok kan yoluyla bulaşıyor. Mikroplu enjektörler, iğneler, tıraş malzemeleri, diz fırçaları, kuaförlerin kullandığı sterilize edilmemiş tıraş ve tırnak cihazları, ayrıca diş tedavileri, akupunktur iğneleri ile ameliyatlarda verilen kan ve kan ürünleri bulaşma araçları arasında. Bu iki virüs cinsel ilişki ile de bulaşabiliyor. Hamilelikte anneden bebeğe geçebiliyor.

BELİRTİLERİ NELER

Hepatitlerin ortak belirtileri sarılık halidir. Sarılık ortaya çıkmadan önceki dönemde halsizlik, iştahsızlık, bulantı, sağ kaburga yayı altında ağrı, eklem ve kas ağrıları sık görülüyor. Bir süre sonra idrar rengi koyulaşmaya, göz akı ve cilt sararmaya başlıyor. Çoğu hastada hafif bir ateş de saptanıyor. Ağır bir yorgunluk, iştah kaybı ve bulantının arkasında gelişen sarılık hali tipik kabul ediliyor.

Özellikle A hepatiti bizim ülkemizde sık görülen bir hastalık. A ve E hepatit enfeksiyonları çoğu kez tam şifa ile neticeleniyor. Hastalık önemli bir probleme yol açmadan ortadan kalkıyor. B ve C hepatitlerinde durum biraz daha farklı ve tehlikeli. Bu hepatitlerin kronikleşme (yani kalıcı olma), müzmin karaciğer iltihabına, siroza, hatta karaciğer kanserine yol açma ihtimalleri de mümkün.

Tıp, yorgunluğa çare aramaktan yorulmadı

Nicotinamide adenine dinucleotide (NADH), "niacin=B3 vitamini=PP vitamini"nin öncü maddesi olan "nicotinamide"den sentezlenir. Hücrelerin en önemli enerji taşıyıcısı olan ATP üretiminde ana görevlerden biri NADH’indir. Binlerce kimyasal reaksiyonun gerçekleşebilmesi NADH’ın varlığına bağlıdır. Bir hücrenin NADH içeriği ne kadar fazlaysa o kadar çok enerji üretebilir. Kırmızı ve beyaz etlerde, balıkta bulunan NADH’ın gıdalardan az oranda elde edilmesi destek ürünler arasında yer almaya başlamasını sağlamıştır.

NADH, beyin, kas, kalp ve sinir sisteminin korunması için önemlidir. Noradrenalin, dopamin, serotonin gibi nörotransmitterlerin (sinir hücreleri arasındaki iletişimde rol alan kimyasal madde) üretimini uyararak zihinsel becerilerde, yoğunlaşma ve hızlı düşünme yetisinde artış sağlar. "Hücre belleğini geliştirir." Mutlaka bir hekim önerisi doğrultusunda alınması önerilen NADH, Kronik=süreğenleşmiş yorgunluk sendromu, depresyon, hipertansiyon, Alzheimer ve Parkinson Hastalıkları’nın belirtileriyle başa çıkmada, atletlerde dayanıklılık artırmada kullanılmaktadır.

Ağız ve diş bakımınızı ihmal etmeyin

n Ağız temizliğine önem verin.

n Dişlerinizi fırçalayın.

n Diş eti hastalıklarından korunun.

n Diş bakımınızı düzenli olarak yaptırın.

n Çürük dişlerinizi tedavi ettirin.


Cips ve gofret tutkunlarına hatırlatma

Atıştırma yapmak, özellikle çalışan biriyseniz kaçamayacağınız bazı yanlışları da beraberinde getiriyor. Beslenme uzmanları atıştırmaları mutlaka öneriyor. Ara öğünlerde yiyip içilen sağlıklı atıştırmaların metabolizmayı hızlandırdığı, açlık hissini dengelediği, aşırı kalori tüketimini frenlediği belirtiliyor. Atıştırmanın beslenme açısından iyi olduğu doğru ama her atıştırma sağlıklı değil. Beslenme uzmanları sağlıklı atıştırma mönüleri yaparken meyvelere, sebze dilimlerine, ceviz, badem, fındık gibi yağlı tohumlara, kurutulmuş meyve parçalarına, yoğurda, hatta simit-peynire bile müsaade ediyorlar ama konu cipse, gofrete gelince "hayır" diyorlar. Bunun üç nedeni var: Birincisi, gram cipste neredeyse , 30 gramlık bir gofrette kalorinin bulunması. İkincisi, bu iki atıştırmanın besin dengesi bakımından pek sağlıklı olmaması. Üçüncüsü ise ikisinin de glisemik yük bakımından çok güçlü bulunmasıdır. Beslenme uzmanları ara öğünlerde bisküvi ve tuzlu fırın ürünlerinden pek hoşlanmıyor.

Düşük tehdidi varsa

Düşük sebepleri araştırılırken genel vücut muayenesiyle jinekolojik muayene ve ultrasonun yanı sıra, rahim filmi, rahim içinden biyopsi, eşlerin her ikisinin de genetik (kromozomal) incelemesi, mümkünse düşük parçalarından genetik inceleme, Lupus denilen bağışıklık sistemini bozan hastalığın araştırılması ve diğer bazı kan testleri, kanın pıhtılaşmasını artıran sebeplerin mevcut olup olmadığının araştırılması gerekir.

Tekrarlayan düşüklerin tedavisinde tespit edilebilmiş bir sebep varsa, buna yönelik tedavi önerilebilir. Hormon eksikliği, gecikmiş yumurtlamaya bağlı düşüklerde eksiğin yerine konması, yumurtlamanın iyi zamanlanması sağlanabilir. Rahimde bölme veya içeri büyümüş myomlar varsa bunlar ameliyatla tedavi edilebilir. Rahim ağzı yetersizliği varsa, rahim ağzı dikilebilir. Bağışıklık sistemi veya Lupus ile ilgili sorun bulunduğunda, pıhtılaşma sorunu tespit edilirse heparin denen kan sulandırıcı madde veya kortizonla tedavi bazen denenebilir. Düşüklerin bir kısmında ise sadece bebek aspirini bile uzun süre kullanılırsa faydalı görülmektedir. Buradan hastalarımıza iletilebilecek en önemli mesaj, bir kez düşük yapan bir kadının hiç mi hiç üzülmemesi gerektiği, ancak iki veya daha fazla düşük yapanların, kendilerinde genetik bir hastalık tespit edilmemişse gerekli kontrol ve tedavilerini yaptırıp, morallerini bozmadan tekrar hamileliği deneyebilecekleridir.

B ve C hepatitleri çok önemli

Bizim ülkemizde özellikle B hepatiti ciddi bir halk sorunu olmaya devam ediyor. Verilen rakamlar değişik olmakla birlikte hastalık etkeni virüsün yaygınlığı yüzde 10 olarak belirtiliyor. A ve B hepatitlerinin aşısı var. Özellikle B hepatitine karşı yapılan aşı bizim gibi gelişmekte olan ülkeler bakımından son derece önemli bir korunma aracı. C hepatitinin ise henüz aşısı yok! B ve C hepatitlerinin erken teşhis ve tedavileri kronikleşmeyi ve siroz, kanser gibi uzun süreli tehlikeleri azaltıyor.

B hepatitine karşı aşılanmak etkili ve güçlü bir korunma aracıdır. Aşı yüzde 95’e ulaşan bir oranda bağışıklık sağlıyor ve bu bağışıklık en az 5 yıl devam ediyor. Aşı belli bir program dahilinde yapılıyor ve aşının tutup tutmadığı antikor tayini ile anlaşılıyor. Eğer halsizlik, yorgunluk şikayetlerinizle birlikte idrar renginizde koyulaşma varsa hepatit olabileceğiniz aklınızda olsun. Özellikle cildiniz ve göz akınızda sararma olursa tıbbı yardım almakta geç kalmayın. Etkili bir yatak istirahatı, doğru bir beslenme planı, hastalığın şifa ile sonuçlanmasında son derece önemlidir.

Hepatit taşıyıcısı olmak ne anlama geliyor

B virüsü hepatiti bulaşanların bir kısmı hastalanırken diğerleri taşıyıcı olarak kalıyor. B virüsü taşıyıcıları kendileri hastalanmıyor ama hastalığı kan ve diğer vücut sıvıları ile başkalarına bulaştırabilme potansiyeli taşıyor. İmkanı olan herkesin B hepatit taşıyıcısı olup olmadığını, B hepatitine karşı antikora sahip olup olmadığını öğrenmesinde fayda var. B hepatitine karşı antikoru olmayanların aşılanmaları önemli bir korunma aracıdır. Virüsü taşıyanların ise kan vermemeleri, korunmasız cinsel ilişkilere girmemeleri gerekiyor. Bu kişiler bağışık olmayan veya aşılanmamış kişilerle kondom kullanmadan cinsel ilişkiye girdiklerinde hastalığı bulaştırabiliyor.

’Malign melanom’a dikkat

Deri kanserlerinin en tehlikelisi olan ’malign melanom’a erken tanı konulursa, hayat kurtarıcı olur. Bunun için de herkesin bilinçli olması ve vücudundaki benlerde değişiklik olup olmadığının kontrolünü yapması gerekmektedir.

Eğer:

n Mevcut bir bende asimetri olmaya başlamışsa,

n Sınırları düzensizleştiyse,

n Farklı renkler bir arada olmaya başladıysa,

n Çapı 6 mm’i geçiyorsa,

n Kanamalar, kabuklanmalar, ülserler olmaya başlamışsa, dermatoloji uzmanına başvurmanızda fayda vardır.

Boğaz ağrısından yakınıyorsanız

C vitamini boğaz ağrısına neden olan üst solunum yolu enfeksiyonlarıyla savaşmada en sık yararlanılan doğal destektir. Erken başlandığı taktirde "Umklaoba" ve "Ekinezya" isimli bitkilerin özütlerinden faydalanmak da mümkündür. "Çinko" pastilleri boğaz ağrısını azaltmakta, bağışıklığı güçlendirmektedir. Bağışıklık sistemi güçlendirmek için birkaç damla "Golden Seal" tentürünü çayınıza ilave edebilir, birkaç gün "Beta Glukan" desteği alabilirsiniz.

Diyet yorgunluk yapar mı

Diyet yaparken şu dönemlerde kendimi çok yorgun hissediyorum. Acaba bahar yorgunluğu da olabilir mi? Kendimi yorgun hissetmemin nedeni nedir?

Uygulanan tüm diyetlerde hedef alınan kalorinin kısıtlanıp, vücudun harcadığı enerji miktarını artırmak ve bu işlemi sadece yediklerinizi keserek değil fiziksel aktivitenizde yapılacak ek düzenlemelerle sağlamaktır. Eğer hiç fiziksel aktivite yapmıyor sadece yediklerinizi azaltarak kilo vermeye çalışıyorsanız yorgunluğunuz bahar geçse de devam edecektir. Yiyeceklerle aldığınız kalorinin gün geçtikçe azaltılması (kimi zaman takılma kilolarında gereken bir uygulama olabilir) sizi diyet yorgunu sendromuna sürükleyecektir. Bunun yerine egzersiz planınızda yapılacak değişiklikler kalori kısıtlamasına çok gerek duyulmadan bu dönemi daha sağlıklı geçirmenize yardımcı olacaktır. Ayrıca diyetinizde ara öğünleri atlamanız da yorgunluğunuzun nedeni olabilir. Kan şekerinizde dalgalanmalar bahar yorgunluğu ile karışmasın. Besinlerle demir, folik asit ve B vitamini alımınızdaki yetersizlikler, kansızlık sonucu yorgunluk gelişmesine de neden olabilir.

Boyum cm, kilom 62, zayıf olmak hiç hoşuma gitmiyor. Kendimi çok halsiz hissediyorum. Yediklerimi artırmaya çalışıyorum ama iştahım da çok iyi olmuyor her zaman. Ne önerirsiniz?

İştahınızın çok iyi olmaması ile beraber aldığınızı kalori, yakabileceğiniz kalori miktarının altına düşüyor ve kilo alamıyor, bir süre sonra da kilo vermeye başlıyorsunuz. İhtiyacınız olan kaloriyi tamamlamakta bile zorlanıyorsunuz ama bu kalorinin daha da üzerine çıkmanız gerekiyor. 1 günde kalori arasında kalori harcayabilecek bir metabolizma hızınız olduğunu düşünürsek, kalorinin üzerinde bir beslenme programına ihtiyacınız var demektir. Yetersiz beslenme nedeniyle kendinizi halsiz hissediyor olabilirsiniz. İştahın az olduğu durumlarda küçük ara öğünlerle kalori alımını düşürmemeye çalışın. İştah açıcılar, soslu ve baharatlı yemekler, sevdiğiniz yiyecekler, incir, ceviz, fındık, üzüm gibi kuruyemişler ile günlük besin tüketiminizi artırmaya çalışın. Ve hatta bu konuda size bunları hatırlatması için annenizden, eşinizden, arkadaşlarınızdan yardım isteyin. Çünkü iştah az olduğunda muhtemelen bunları yemek aklınıza gelmeyecektir. Soslu makarnalar hazırlayın. Yemeklerin yanına veya aralara meyve suyu (taze) veya ayran gibi sağlıklı içecekler ekleyin. İştahın artması için veya besin tüketimin iyice azaldığı dönemlerde çeşitli besin destekleri (sıvı-toz) kullanılabilir ama bunun için diyetisyeninize danışmalısınız.

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir