pazartesi yazıları / Her pazartesi aynı filmi izlerken - Emin Çölaşan - Köşe Yazıları – Sözcü

Pazartesi Yazıları

pazartesi yazıları

Mehmet Altan

Anadolu Ajansı Haberciliği…

22 Haziran 2023 Perşembe 00:01

Kemal Kılıçdaroğlu ve at ile it izi

19 Haziran 2023 Pazartesi 00:01

“Cezaevinden Vip’e…”

15 Haziran 2023 Perşembe 00:01

Zorba

12 Haziran 2023 Pazartesi 00:01

“Türkiye’de bağımsız bir Merkez Bankası vardır”

08 Haziran 2023 Perşembe 00:01

Kusursuz çürüme…

05 Haziran 2023 Pazartesi 00:01

Fırsatlar (Opportunity)

01 Haziran 2023 Perşembe 00:01

Geçmiş ve gelecek

29 Mayıs 2023 Pazartesi 00:01

Hapishanede nasıl oy kullanılır?

25 Mayıs 2023 Perşembe 00:01

Devlet operasyonu mu?

22 Mayıs 2023 Pazartesi 00:01

Sıradan eğlenceler ve seçim

18 Mayıs 2023 Perşembe 00:01

Bir dönem bitiyor…

15 Mayıs 2023 Pazartesi 01:06

Bazılarının kaderi hep aynı…

11 Mayıs 2023 Perşembe 00:01

8 Mayıs

08 Mayıs 2023 Pazartesi 00:01

“Canavarlar Zamanı…”

04 Mayıs 2023 Perşembe 00:01

Alüminyumdan 1 Mayıs

01 Mayıs 2023 Pazartesi 00:01

Saray nasıl taşlanır?

27 Nisan 2023 Perşembe 00:01

Temel yanlış

24 Nisan 2023 Pazartesi 00:01

Manşeti kim atar?

20 Nisan 2023 Perşembe 00:01

Yazarınız yapay zekâ

17 Nisan 2023 Pazartesi 00:01

Azeri milletvekilini nasıl kurşunladım...!!!

13 Nisan 2023 Perşembe 00:01

Listedeki katiller

10 Nisan 2023 Pazartesi 00:01

O Erdoğan, bu Erdoğan mı?

06 Nisan 2023 Perşembe 00:01

Roboski ve Powertrans Şirketi

03 Nisan 2023 Pazartesi 00:01

Ülke neden çöker, bina neden çöker?

30 Mart 2023 Perşembe 00:01

Sinan Ateş cinayetinde Nazi selamı

27 Mart 2023 Pazartesi 00:01

Mart’tan Mart’a

23 Mart 2023 Perşembe 00:01

Kürtler, Aleviler ve Budistler

20 Mart 2023 Pazartesi 00:01

Basın tarihi yazıyla beslenen küheylan…

16 Mart 2023 Perşembe 00:01

Siyasetin okyanusları

13 Mart 2023 Pazartesi 00:01

Mahkeme cinayet işler mi?

09 Mart 2023 Perşembe 00:01

İntihar bombacısı

06 Mart 2023 Pazartesi 00:01

Basın tarihi: Haluk Levent ve gitaristleri…

02 Mart 2023 Perşembe 00:01

Deprem değil, faşizm öldürüyor

27 Şubat 2023 Pazartesi 00:01

Besleme Basın Depremi

23 Şubat 2023 Perşembe 00:01

“Türkiye Yüzyılı”

20 Şubat 2023 Pazartesi 00:01

OHAL’de ölmek

16 Şubat 2023 Perşembe 00:01

Cinayet şebekesinin erketeleri

13 Şubat 2023 Pazartesi 00:01

Önce Bingöl Çeltiksuyu’nda öldüler…

09 Şubat 2023 Perşembe 00:01

“Komara Demokratik”

06 Şubat 2023 Pazartesi 00:01

“Bartu” yasak, “Zeli” de yasak…

02 Şubat 2023 Perşembe 00:01

Escobar’ın Anayasası

30 Ocak 2023 Pazartesi 00:01

“Ankaralılaşmak”, “Denktaşlaşmak”…

26 Ocak 2023 Perşembe 00:01

Uluslararası sistem ve Erdoğan

23 Ocak 2023 Pazartesi 00:01

Neo-Milli Güvenlik Kurulu…

19 Ocak 2023 Perşembe 00:01

Türkiye Meksikalaşıyor

16 Ocak 2023 Pazartesi 00:01

İliştirilmiş gazeteciler

12 Ocak 2023 Perşembe 00:01

‘Pudra Cumhuriyeti’nde çip cinayeti

09 Ocak 2023 Pazartesi 00:01

Closeup of Workspace with Modern Creative Laptop, Cup of Coffee and Pencils. Horizontal with Copy Space.

Özgün ve yaratıcı düşünceyi öne çıkaran dersimizde her dönem öğrencilerimizin hazırladıkları metinleri bu sayfada yayımlayacağız. Öğrencilerimiz güzel bir Türkçe ve ilgi çekici bir anlatım ile yazdıkları yazılarında yeni bir söylem geliştirebilecekler. Aynı zamanda güncel kitaplar veya kültür / sanat etkinlikleri üzerine izlenimlerini özgürce ifade edebilecekler. Kişisel düşünce, duygu ve izlenimlerin açığa vurulduğu bu metinler web sayfamız aracılığıyla okurla buluşacak.

Öğrencilerimizin yazılarıyla şekillenen bu sayfa yeni üretimlere zemin hazırlamasının yanı sıra okurlarına güncel kültür / sanatı daha yakından takip etme olanağı sunacak.

Ayrıca tüm öğrencilerimizin yazılarına <stars.bilkent.edu.tr/turkce> adresinden ulaşılabilir.

Sümeyra Çelikoğlu  / “Günlerimizin Üvey Çocuğu”

Hukuk / 2. Sınıf

affd1422-dc59-43e5-9881-06dff60ea545 (1)“Ütü buharıyla harmanlanmış deterjan kokusunun tüm eve egemen olduğu, kulaklardan gitmeyen çamaşır makinesi gürültüsünün iç kararttığı ve çocukların âdeta ulusal banyo yapma günü olarak ilan edilen o malum gün: Pazar. Çevremi algılamaya başladığım ilk anlardan itibaren bu gün benim korkulu rüyam oldu diyebilirim. İnsanların ‘Pazartesi Sendromu’ olarak efsaneleştirdikleri bu vukuat bende pazar günleri gerçekleşiyor. Görünüşte hafta sonu tatiline dâhil gibi görünse de benim için hafta içi, üstelik diğer günlerden çok daha yorucu ve kasvetli.”

Yazının devamını okumak için buraya tıklayın


Rana Karababa / “Hayalimle Yüzleşme”

Elektrik ve Elektronik Mühendisliği / 2. sınıf

20191223_141930“Küçüklüğümün en sevdiğim oyunu, annemin aynalı gardırobunun önünde kendi akislerim üzerine kurulu olanıydı. Dolabın iki aynalı kapağını birbirine yaklaştırdıkça artan yansımalarımın sayısı bunu her yapışımda daha da heyecanlandırırdı beni. Her defasında önce muzipçe bir gülümsemeyle göz gezdirirdim her bir ayna görüntüme. Sonra gerçeklik yavaşça kaybolmaya başlar, aynadaki her bir Rana kendi hareketlerimden bağımsız bir şekilde dile gelip günlerini anlatmaya başlardı bana. Hepsinin anlattığı, birbirinden ilgi çekici olurdu.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Onur Karabıçak / “Düşüş”

Uluslararası İlişkiler / 2.sınıf

trson“İnsan düşüyor. Sanki Âdem’den beri düşmek için yaratılmışız. Bir yerlere bağlanmak için gösterdiğimiz çaba bir çığ gibi büyüyor, yükseliyor omuzlarımızdan. Sonra paramparça cam sesleri… Ayakta kalmanın sorumluluğunu üstlenmiş herkes masallar diyarından çıktığında, ortada kalan ağır sorumluluk aslında çürük dişlerini gösteriyor en yanı başımızdakilerin. İnsan, bir daha düşmemeye çalışırken daha sert düşüyor. İşte burada geçmişe takılı kalma tuzağıyla birlikte zamanın tuzlu sularını yutuyorum. Düşmemek arzusu zihnimde geçmişin korkularını büyütürken, kendimi neye bağlayacağım sorusu bir çığ gibi beni savuruyor.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Kardelen Nur Kaplıca / “Yazarın ‘Âmin’i”

Hukuk / 2. sınıf

WhatsApp Image 2020-01-19 at 22.29.27“İnsanın kendiyle konuşması en büyük dualardan biri. Tanrıya yakardığımızdan daha çok kendimize yakarıyoruz belki hayat boyu. Koşarken nefes nefese kalınca üç kez ‘Haydi!’ der ya insan, bu kendine duasıdır aslında. Gözleri dolar da insanın, binlerce âmin gibi ‘Dur!’ der kendine. Bazen de ‘Durma, kalk!’ der üç kez. Üç kez dememiz bunun kutsallığından, tüm dilekler üçüncü dillenmede gerçekleşecekmiş gibi bir umut taşıyoruz herhâlde.”

.

Yazının tamamını okumak için buraya tıklayın


Mert Edgü / “Temmuz Dalgalarım ve Zavallı Çakıl Taşları”

Elektrik ve Elektronik Mühendisliği / 2. sınıf

image0“Oldum olası duygularımla nasıl mücadele edeceğimi pek bilememişimdir. Hafızamda yer etmiş erken çocukluk yıllarımın anılarında bile duygularımla hep bir nevi savaş içindeyim. Belki yetiştirilme şeklimdendir, belki de yaşantılarım beni sahille deniz arasında sıkışıp kalmış, dalgalarla bir oraya bir buraya savrulan bir çakıl taşı misali aşındırmıştır. Çıkıntılarımı, keskin yüzeylerimi, eğri taraflarımı yontup beni minik, parlak, pürüzsüz bir çakıl taşına dönüştürmüştür. Ah, ne güzeldir, ne şirindir değil mi o çakıl taşları! Sahili boylu boyunca süsleyen biblolar; binbir çeşit, renk renk, irili ufaklı…”

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Tan Doğukan Gümüş / “Küçük Hikâyelerim”

Hukuk / 2. Sınıf

8C1BBC98-F041-43B4-A585-1CCA740E638E“Bir güne başlarken bir önceki günün muhasebesini yaptığımda hiç de göründüğü gibi çok kısa zaman diliminde geçen sıradan bir hayat kesiti olmadığını fark ettim. Saatlerin zamanı tarif eden dokusunda her anım, her yaşanmışlığım küçük hikâyelerime bir yenisini ekliyordu. Belki o an çok kısa süren bir olay ya da olgunun, derinlemesine incelendiğinde ne kadar çok anlatılması ve üzerinde durulması gereken olaylar silsilesine dönüştüğünü görebiliyorum. Ama her şeye takılmak bende saplantı hâline gelebilir ya da ruhum deliliğe düşebilirdi.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Beyza Çubukcu / Gördüklerim ve Ötesi

Uluslararası İlişkiler / 3. Sınıf

Beyza Çubukcu“Anlamını yitirmeden önce zamanı yavaşlatıp gözden çıkardığım yerleri dolaşmaya gidiyorum. Bir başınalığımın beni götürdüğü yerdeyim. Geride bıraktığım ruhların bulunmaya ihtiyacı var. İnsan kendisini bulsa kurtulacakmış gibi kaybolduğu yerden. Arayıştayım. Aynılar dünyasında bir farklılık arıyorum. Yalnız kaldığım zamanlarda kafamın içindeki sesler susmak bilmiyor ama dıştaki çokça susuyor. Sustukça gözlemliyor, gözlemledikçe susuyor. Kayboluyor içimde bir şeyler, dışarıdakini keşfettikçe. Durmuyorum.”

 

Yazının tamamını okumak için buraya tıklayın

 

Nil Karaibrahimgil

Babalar ve hazineleri

19 Haziran 2023

Hayatımda iki baba gibi baba tanıdım.

Biri babam, biri de oğlumun babası.
Dün Babalar Günü’ydü ve 2016’da yazdığım bu yazıyı buldum.
Sizinle ve tüm babalarla tekrar paylaşmak istedim.
Babalar Günü’nüz kutlu olsun.
İşte babalar ve hazineleri...
Bize bir gün bir hastane odasında rastladılar.
Pek romantik sayılmazdı ilk buluşmamız.

Yazının Devamını Oku

Kendime açtığım savaşlar

12 Haziran 2023

Reklamcı bir arkadaşım ChatGPT’ye ismini yazıp, kendisiyle ilgili ne söyleyecek bakalım diye merak edince, ChatGPT ona üçüncü albümünün adı “Kendime Açtığım Savaşlar” olan bir müzisyen olduğunu söylemiş.

Yaptığı müzik elektronik diye adlandırılabilirmiş ve ikinci albümü “Aşk Yarası” sonrası dört sene, ‘bilinmeyen bir nedenle’ uzun bir ara vermiş.
Sonrasını biliyorsunuz: Kendime Açtığım Savaşlar...
ChatGPT’nin büyük ve okkalı bir yalan attığını düşünürsek, romantik bir yaklaşım.
İnsan aşk acılarıyla geçen dört yıl sonrası, kendine savaş açmaya karar verebilir...
ChatGPT’nin bazen ne kadar uydurukçu olabileceğini ve AI’lar kaypak çıktı filan gibi yarı şaka yarı ciddi yorumları bir kenara bırakırsak, ne güzel albüm ismi diye düşündüm.
İnsan kendine hiç savaş açmazmış ve açmamalıymış, hep şefkatle sarıp sarmalamalı, pamuklara sarmalıymış diye okuyup dururken, bu cephe benim hoşuma gitti. Savaş kelimesini sevmememe rağmen.
Hele savaş açmayı hiç sevmememe rağmen.

Yazının Devamını Oku

Umut dolu bir yazı daha

29 Mayıs 2023

Bu yazıyı, 2014’te, oğlum doğmadan 1 ay önce, yine nasıl olacağını bilmediğim ama umudu da kaybetmediğim bir pazartesiye yollamışım.

Okuyunca, bu pazartesiden beklentimin de, dileklerimin de hâlâ aynı olduğunu gördüm.

Gördüm ki, umut hep vardı ve hep var olacak.

İşte 31 mart 2014’te yazdığım yazı:

Kötümser olamıyorum.

Beynimde kötümser düşünceleri oluşturacak ağlar, doğuştan kurulmamış.

Hiç su vermemişim o dikenli düşünce bitkilerine.

Bu yazıyı cumartesi gecesi yazıyorum.

Pazartesi bu köşede olabilmesi için, en geç pazar sabahı yollamış olmam gerekiyor.

Yazının Devamını Oku

Dışarısı ya da içerisi

1 Mayıs 2023

Hayatta iki güzel yer buldum.

Biri dışarısı.

Doğanın ortası. Çağlayan bir nehrin yanı.

Bir çınarın gölgesi. Kuş seslerinin duyulduğu bir sabah.

Sabah çimenlerde çiy. Çıplak ayakla basılan toprak. Yağmurun altı. Dağın tepesi.

Batan güneşe doğru giden çamurlu yol.

Denizin kıyısı, denizin içi, denizin üstü.

Rüzgarın estiği bahçe. Ateşin yandığı kıyı. Çakıllar. Balıklar.

Hem dünyadaki herkese hem de hiç kimseye ait olan şeyler.

Yazının Devamını Oku

Büyükler olmasaydı, her şey çocukluk olsaydı

24 Nisan 2023

Biz büyükler yönetmesek, çocukluk dünyanın en güzel ve en eğlenceli ülkesi olurdu.

Her yere su kaydırakları, trambolinler, futbol sahaları ve koşacakları sonsuz kırlar koyarlardı.

Ağaçlara tırmanırlar, bütün kedileri severler ve bütün çikolataları yerlerdi.

Gökyüzünde her daim bir gökkuşağı asılı durur, isteyen ejderhaya, isteyen ‘unicorn’a binerdi.

Boyalar ve kağıtlar yol boyu isteyenleri beklerdi.

Yağmurda, su birikintilerinin oluşması beklenir, oluştuğu an içine hızlıca atlanırdı.

Gün boyu oyun, masal, güzel maceralı kitaplar, çizgi filmler izlenir, karınlar acıktığında patates kızartması ve dondurma yenirdi.

Okul olmayacağına göre pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi ve pazar (Kim zamanı 7 çocuklu bir dul yaptı da hepsine birer isim koydu zaten?) diye bir şeyin önemi olmazdı.

Her gün, güneşle başlayıp güneşle biten peş peşe yaşanmışlıklardan oluşurdu.

Yazının Devamını Oku

Hayatımda ilk defa bir kitap çevirdim

17 Nisan 2023

Kitap, bir çocuk kitabı.

Zoe Tucker ve Zoe Persico’nun “Greta Devlere Karşı” kitabı.

Greta Thunberg’den ilhamla yazılmış, doğayı, dünyayı kurtarma hikâyesi.

Greta, “Küçücük bir çocuğum, ben neyi değiştirebilirim ki!” demeden, her gün okul çıkışı, hükümet binasının önüne gidip, ‘skolstrejk för klimatet’ (iklim krizi için okul grevi) yazan bir pankart açtı.

Amacı, yokmuş gibi davranılan koca bir file dikkat çekmekti: İklim krizine.

Madem büyükler susuyordu, dünyayı devralacak olan çocukların harekete geçmesinin zamanıydı.

Kitapta, insanların doğayı katletmesi ve yerine dünyayı nefessiz bırakan, iklimleri bozan, ısıyı artıran gazlar saçan fabrikalar ve araçlar inşa etmesinin sonucunda evsiz kalan hayvanlar, Greta’dan yardım istiyorlar.

Fakat küçücük bir kız çocuğu, bu dev makinelere ve haldır huldur ağaçları kesip, hayvanları yuvasından eden dev adamlara karşı ne yapabilir ki?

Yazının Devamını Oku

Bir zamanlar bir kız vardı

3 Nisan 2023

Bir zaman hatırlıyorum. Kanatlarım vardı. Gökler benimdi. Dağlar benimdi. Güneşlerin doğuşu. Merdivenler.

Sokaklardaki gece lambaları, bütün şehirler benimdi.

Yürümezdim, uçardım. Düşüncesizdim. Sabırsızdım. Dilime geleni söylerdim.

Balık gibiydim. Elinizde tutamazdınız.

Yunus gibiydim. Sıçrayışlarıma ancak uzaktan bakardınız.

Gözlerimden, nefesimden, suskunluğumdan şarkılar fışkırırdı. Neşemden, hüznümden, korkularımdan. Çocukluğumdan.

Kaldırımda yürürken bile, cebimden yere kelimeler düşerdi melodilere sarılmış.

Rengarenk giyinirdim. Üzerine bir de şapka takardım. Önlükler boyardım.

Ayakkabılarım uymazdı elbiselerime.

Yazının Devamını Oku

Siz hiç haiku okudunuz ya da yazdınız mı?

27 Mart 2023

Haiku, Japonların kısa şiirlerine verilen isim.

17 hece, 3 satırdan oluşan, 5-7-5 hece düzeniyle yazılı, dünyanın en kısa şiirleri.

Öyle kolay değil yazması. Şakacı ama hüzünlü olacak.

Doğayla bir olup, an’a hayret barındırması ve mevsimi de bize sezdirmesi gerekiyor.

İlk iki satırında o an orada gördüğünüz, hissettiğiniz ya da duyduğunuz bir şeyi anlatıyorsunuz.

Üçüncü satırda şaşırtıyorsunuz. Üçüncü satır önemli.

Hem hayreti olacak, hem de beklenmedik bir şey gelecek.

Mesela, Yosa Buson’un “ay batıya uzanırken / doğuya kayıyor / gölgesi çiçeklerin”de olduğu gibi.

Kobayashi Issa

Yazının Devamını Oku

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir