felsefede hakikat ne demek / Hakikat derken neyi kast ederiz? Hakikati aramak nedir? | Soru & Cevap - Evrim Ağacı

Felsefede Hakikat Ne Demek

felsefede hakikat ne demek

kaynağı değiştir]

Gerçeklik, günlük kullanımıyla, haddi zatında var olan şeylerin durumudur. Gerçeklik terimi, en geniş anlamıyla, görülebilir yahut idrak edilebilir olsun ya da olmasın her şeyi içerir. Gerçeklik, bu bağlamda; varlık, varoluş ile sınırlı tutulmuş olsa da, varlık ve yokluğu kapsar. Diğer bir deyişle, gerçeklik, felsefi alanda hiçliğin ve onun fiziksel obje ya da süreçlere sahip diğer konseptlerle uyuşmasının biçimsel bir mefhumu, bir kavrayışıdır. Batı felsefesinde kullanılan anlamıyla, gerçeklik tasavvuru ve doğasının seviye ya da düzeyleri vardır. Bu seviyeler; en özelinden en disiplinli, ihtiyatlısına doğru: Fenomenolojik gerçeklik, hakikat, doğruluk ve aksiyomdur.

Fenomenolojik Gerçeklik[değiştir

Hakikat nedir? Tasavvufta hakikat kavramı

Hakikat, Arapça dilinden dilimize geçmiştir ve sık sık kullanılır. Hakikat, Türk Dil Kurumu sözlüğündeki anlamına göre gerçek ya da mutlak doğru anlamlarına gelen bir sözcüktür.

HAKİKAT NEDİR?

Hakikat, Türkçede birçok yerde kullanılan ve söylenen bir kelime olduğundan anlamını öğrenmek önemlidir. Hakikat, Arapça kökenli bir sözcüktür ve dilimize de Arapça dilinden çok uzun seneler önce girmiştir. Türk Dil Kurumu sözlüğündeki anlamına bakıldığında hakikat sözcüğünün gerçek anlamına geldiğini görmek mümkündür. Mutlak doğru ya da gerçek olan her şey için hakikat demek doğru olur. Felsefe alanında ise hakikat algılanabilen ve izah edilen her kavram için kullanılır

TDK SÖZLÜK ANLAMI NE DEMEK?

Türkçedeki tüm kelimelerin anlamlarını doğru bir şekilde öğrenmek için Türk Dil Kurumu Sözlüğüne bakmak gerekir. TDK sözlükte Türkçede yer alan tüm sözcüklerin anlamları yazar. Hakikat kelimesi de sıkça kullanılan bir kelime olduğundan anlamı merak edilen bir kelimedir. Hakikat, TDK sözlük anlamına göre yalansız olan, doğru, gerçek ya da izah edilen demektir.

Hakikat sözcüğünün diğer anlamı ise zahir kelimesi ile zıt anlamlı olarak karşımıza çıkar. Zahir, herhangi bir şeyin maddi ve somut tarafı demektir. Hakikat de işin iç yüzü ya da olayın gerçek noktası anlamına gelir.

TASAVVUFTA HAKİKAT KAVRAMI

Hakikat, kelime olarak düşüncenin dış dünyadaki uygunluğunu ifade eder. Hak terimi de hükmün gerçek ile örtüşmesi anlamına gelir. İslam felsefesinde hakikat ontolojik bir kavram olarak ele alınmıştır.

Tasavvufta ise hakikat, Allah (CC) ile insan arasındaki muhabbet sonucunda ancak insan tarikata girdikten sonra elde edilen bilgi demektir. Tasavvufta dört mertebe olduğuna inanılır. Bunlardan ilki şeriat mertebesi, ikincisi tarikat mertebesi, üçüncüsü hakikat mertebesi ve dördüncüsü ile marifet mertebesidir.

Tasavvufta hakikat mertebesi Marifetullah makamına ulaşmadan önceki üçüncü durak ya da üçüncü mertebe olarak kabul edilir. Tasavvufi olarak hakikat kulluğun tamamlanması ve diğer deyiş ile hakkın tecelli edilmesi anlamına gelir. İslamiyet'in mistik kollarından biri olan Sufiliğin mertebelerinden birinin de adı olarak hakikat kelimesi karşımıza çıkar. Bu, hakka ulaşmak ya da hakikate, gerçeğe ulaşmak anlamındadır.

kaynağı değiştir]

Post-modernizm ve Post-yapısalcılık gibi, felsefedeki daha az realist eğilimlere göre hakikat öznel bir niteliğe sahiptir. Bir ya da iki birey tarafından belirli bir olayın açıklaması ve deneyiminde fikir birliğine varıldığı zaman, olay ya da deneyim ile ilgili görüş birliği şekillenmeye başlar. Bu birkaç birey ya da daha büyük gruplar tarafından da paylaşılır, sonra insanların kesin bir tespiti yoluyla kabul edilip anlaşılan bir hakikat olur.-umumun fikri olan gerçeklik. Bu suretle, belirli bir grup kabul görmüş hakikatlerin kesin bir bilgisine sahip olurken, bir diğeri farklı hakikat bilgilerine sahiptir. Bu da farklı topluluk ve milletlerin, dış dünyanın çeşitli ve son derece farklı hakikatine ve gerçekliğin bilgisine sahip olmalarına yol açar. İnsanlar ya da toplumların din ve inançları, sosyal yapılarına uygun gerçeklik düzeyinin güzel bir örneğidir. Eğer biri konuşup diğeri dinliyorsa, hakikat yalnızca hakikat olarak düşünülemez, çünkü bireysel eğilim ve hata yapabilirlilik, kesinlik ya da nesnelliğin kolay elde edilebilir olduğu fikrine meydan okur. Anti-realistler için herhangi bir son, nesnel hakikate erişme olanaksızlığı, sosyal olarak kabul görmüş umumun fikri olanın ötesinde bir hakikatin olmadığı anlamına gelir. (Buna rağmen, bu hakikatler olduğuna, tek bir hakikat olmadığına delalet eder.) Realistler için, dünyanın belirli doğruların bilgisi olması, insanların bağımsızlığını ele geçirir ve bu doğrular hakikatin son hakemidirler. Michael Dummet bunu “bivalens prensibi” terimiyle açıklar. ‘Bayan Macbeth üç çocuğa sahipti ya da değildi, bir ağaç yıkılır ya da yıkılmaz.’ Bir açıklama, şayet bu doğrulara tekabül ederse, doğru olacaktır, uygunluk onaylanamasa dahi… Bu yolla hakikatin realist ve anti-realist tasavvuru arasındaki çatışma; doğruların bilinebilirlik, elde edilebilirlik anlamında epistemik erişebilirliğine yönelttikleri karşı koyuşlarda kendini gösterir.

Doğru[değiştir kaynağı değiştir]

Tasavvufta"Hakikāt"Allah ile insan arasında oluşan muhabbet neticesinde ve ancak bir tarikata girdikten sonra elde edinilen bilgi olarak tanımlanır.

Tasavvufta "Dört Mertebe"[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir