Bicak Sirti 58
kaynağı değiştir]
Film, Kuzey Amerika'da gösterime girdği zaman izleyiciler tarafından fazla tutulmamasına rağmen, uluslararasında popüler ve kült bir klasik oldu.[30]Bıçak Sırtı'nın fütüristik tasarımı ve karanlık stili bir ölçek olarak alındı ve birçok bilimkurgu, anime ve televizyon programına esin kaynağı oldu.[31]Bıçak Sırtı tüm zamanların en büyük bilimkurgu filmlerinden biri olarak düşünülürken, modern trend ve meseleleri yansıtmaya devam etti.[32] Film yılında Birleşik Devletler Ulusal Film Kayıtları tarafından korunmak için seçildi.[33] Görsel Efekt Derneği tarafından yılında, tüm zamanların görsel yönden en etkili ikinci film olarak tanımlandı.[34]
Bıçak Sırtı, asırın müzikal olarak en çok ilham veren filmlerinden biri oldu.[35] Filmin esin verdiği White Zombie'nin More Human Than Human şarkısı Grammy Ödülü adaylığı elde etti.[36]Bıçak Sırtı, bazı macera oyunlarını, örneğin; Rise of the Dragon, Snatcher, Beneath a Steel Sky ve Flashback: The Quest for Identity oyunlarını, anime serisi Bubblegum Crisis'i, rol yapma oyunu Shadowrun'ı, video oyunlarıPerfect Dark, ve the Syndicate'i etkiledi. Filmin bakış açısı, onu video oyun tasarımcıları için popüler bir seçenek yaptı.[37][38]
Bıçak Sırtı birçok konuya da, örneğin Crazy Comics'in Blade Bummer,[39] Steve Gallacci'nin yazdığı ve çizdiği Bad Rubber çizgi romanlarına[40] parodi oldu. Bad Rubber'da, filmdeki Rick Deckard'ın uyarladığı karakterin ismi "Rick Duckard" olarak konuldu.
Zamanla filmin bazı sahnelerinde görülen ürünlerin şirketlerinin lanetlendiğine dair bir inanış ortaya çıktı.[41] O zamanlar pazarın lideri olan firmalaron yıl içerisinde çoğunlukla maddi darlığa düştü ve büyük oranda gerileme yaşadı. Amerika'da elektronik ve iletişim alanında lider olan RCA, yılında GE Şirketleri tarafından satın alındı ve çöktü. yılında video oyunu pazarının %70'lik kısmını elinde tutan Atari, yılının ilk çeyreğinde iki milyon dolardan fazla zarar etti. Önceki şirket adını kullanan Atari bugün tamamen farklı bir firmadır. Yemek aletleri pazarında lider olan Cuisinart, yılında iflas etti. ABD'nin telefon devi Bell, pazardaki tekel konumunu senesinde kaybetti. Amerikan hava yolu firması Pam-Am, terörist bombalama olaylarının ardından yılında iflasını açıkladı. Bıçak Sırtı'nın gösterime girmesinin ardından Coca Cola firması yılında yeni formülünü açıkladı ve milyonlara dolarlık kayba uğradı. Ancak çok geçmeden pazardaki yerini yeniden kazandı.[42] Ayrıca Bıçak Sırtı filminin lanetinden etkilenmeyen birkaç istisnadan biri olan Coca Cola şirketinin yanı sıra, logoları filmde görülen Budweiser ve TDK şirketleri ise gelişmeye ve ilerlemeye devam etti.
Devamlar[değiştir Bir süre, olduğum yerde bunun ne anlama geldiğini sorgulad&#x;m. Kafam&#x;n içinde uluyan ses, yerini sessizliğe b&#x;rakm&#x;şt&#x;. Saçlar&#x;m, verdiğim nefeslerle uçuşuyordu ve yüzüme düşen birkaç teli geri çekemeyecek kadar halsiz hissediyordum.
Ortadan ikiye böldüğüm gerçek, büyük bir h&#x;zla karama çarparken, kasabam&#x; yerle bir etmişti.
Tehlikede miydim? Değil miydim? Neredeydim? Sertçe yutkundum. Onunla dans etmiştim. Onunla. O yaş&#x;yordu ve bir tehlike daha kafas&#x;n&#x; sakland&#x;ğ&#x; delikten ç&#x;karm&#x;şt&#x;. Efken, tehlikeyi doğuran bir y&#x;k&#x;md&#x;.
Kafam&#x;n içinde tuşlara vuran usta parmaklar, beni çağ&#x;r&#x;yordu sanki. Kalbimde bir yerlerde o &#x;l&#x;k ak&#x;nt&#x;y&#x; hissettim, Efken'i gördüğümde ya da hissettiğimde akmaya başlayan o kan şelalesini. Damarlar&#x;m&#x; y&#x;rtacak kadar kuvvetli bir his, ona gitmemi sesleniyordu. Y&#x;k&#x;m&#x;ma koşmam&#x;, geçmişi çürük yaralarla kapl&#x; katilimi kucaklamam&#x;.
Omuzlar&#x;m&#x; düşürüp, ürkek ad&#x;mlarla yokuşu t&#x;rman&#x;rken, gözlerim karanl&#x;ğ&#x; yüzeyi parlak bir jilet gibi tar&#x;yordu. Tek bir şey bile filtremin d&#x;ş&#x;nda kalmam&#x;şt&#x;, orada yoktu. Gitmişti. Rahatlamam gerekiyor muydu? Şayet şu an hiç rahat hissetmiyordum, ağz&#x;m&#x;n içinde, içi kan dolu bir şeker yuvarlan&#x;yordu sanki. Dişimle onu k&#x;rsam, içerideki kan ağz&#x;mda patlay&#x;p beni boğacakt&#x;.
Korku dolu gözlerle yokuşu ç&#x;kt&#x;m, yokuştaki karlar postallar&#x;m&#x;n alt&#x;n&#x; kayd&#x;rsa da, ç&#x;kabildiğimin en h&#x;zl&#x; şeklinde yokuşu t&#x;rmanm&#x;şt&#x;m. Gözlerimin filtresini karanl&#x;kta parlatarak etraf&#x; tarad&#x;m ve okula giden sokaklar&#x; hat&#x;rlamaya çal&#x;şarak ay &#x;ş&#x;ğ&#x;n&#x;n etraf&#x;nda uçan kar parçac&#x;klar&#x;n&#x;n alt&#x;nda yürümeye devam ettim.
Koşmak için dizimde derman kalmam&#x;şt&#x;. Birkaç motor tekerleği, kulağ&#x;m&#x;n zar&#x;n&#x; patlatacak bir şekilde ç&#x;ğl&#x;k att&#x;. Ard&#x;ndan dört tane motorun çizdiği dairenin aras&#x;nda kald&#x;m ve aniden beliren motorlular&#x;n nereden ç&#x;kt&#x;ğ&#x;n&#x; sorgulad&#x;m. Birinin kask&#x; kafas&#x;ndayd&#x; ama diğer üçünün yüzünü görebiliyordum. Üçü de esmerdi, kaskl&#x;n&#x;n saçlar&#x; uzundu ve uçlar&#x; kül rengindeydi.
"Yavru kuş," dedi kaskl&#x;, sesi kasktan dolay&#x; boğuk ç&#x;km&#x;şt&#x;. "Nereye bu saatte?"
Kaşlar&#x;m çat&#x;ld&#x;.
"Gideceğin yere hangimizin arkas&#x;nda gitmek istersen, emrindeyiz, biliyorsun," dedi, esmerlerden biri. Saçlar&#x; k&#x;sayd&#x; ve motoru saks mavisiydi.
"Gideceğim yer hemen şuras&#x;, çekil," dedim, dişlerimin aras&#x;ndan. &#x;çimdeki öfkenin alevine korkunun odunu düşmeye başlad&#x;ğ&#x;nda, bir gecede daha ne kadar entrika yaşayabilirim diye düşünmeye başlad&#x;m.
"Çok s&#x;k&#x;c&#x;s&#x;n," dedi, sar&#x; motorlu. Burnu eğri ve büyüktü, gözleri k&#x;s&#x;k bakan bir çift ela rengindeydi. Midemi buland&#x;r&#x;yordu. Ama görüntüsü değil, ses tonu ve yak&#x;c&#x; kolonya kokusu.
"Evet, o yüzden şu an gitmek istiyorum," dedim, sesim dümdüzdü. Kollar&#x;m&#x; göğsümün üstünde toplad&#x;m. "Çekilir misiniz?"
"Çekilmeyiz," dedi, saks mavisi motora sahip olan. "Seni buralarda daha önce hiç görmedim, gece okuluna m&#x; kay&#x;t oldun yoksa? Amma da güzelmişsin."
"Bak," dedim, sesim gittikçe gerginleşiyordu. "Bu konuşmay&#x; burada sonland&#x;rmak ve gitmek istiyorum. Ağabeyim beni bekliyor." Ah, bak sen, dedi Medusa içimde bir yerden.
"Ağabeyin var, ha?" Güldü, sesi sinirlerimi bozuyordu ve şu an ayakta duracak halim yoktu, gördüklerimin etkisini derimden s&#x;y&#x;r&#x;p, yeni derimle parlayam&#x;yordum.
"Evet ve şu an beni bekliyor, hemen şu köşede," diyerek, ilerideki köşeyi işaret ettim.
"Biraz geç kalmana bir şey demez bence," dedi kaskl&#x;. "Niyetimiz kötü değil, hangimizi istersen ona gidersin. Diğerlerimizin sorun ç&#x;karmayacağ&#x;ndan eminim."
nest...
Bir süre, olduğum yerde bunun ne anlama geldiğini sorgulad&#x;m. Kafam&#x;n içinde uluyan ses, yerini sessizliğe b&#x;rakm&#x;şt&#x;. Saçlar&#x;m, verdiğim nefeslerle uçuşuyordu ve yüzüme düşen birkaç teli geri çekemeyecek kadar halsiz hissediyordum.
Ortadan ikiye böldüğüm gerçek, büyük bir h&#x;zla karama çarparken, kasabam&#x; yerle bir etmişti.
Tehlikede miydim? Değil miydim? Neredeydim? Sertçe yutkundum. Onunla dans etmiştim. Onunla. O yaş&#x;yordu ve bir tehlike daha kafas&#x;n&#x; sakland&#x;ğ&#x; delikten ç&#x;karm&#x;şt&#x;. Efken, tehlikeyi doğuran bir y&#x;k&#x;md&#x;.
Kafam&#x;n içinde tuşlara vuran usta parmaklar, beni çağ&#x;r&#x;yordu sanki. Kalbimde bir yerlerde o &#x;l&#x;k ak&#x;nt&#x;y&#x; hissettim, Efken'i gördüğümde ya da hissettiğimde akmaya başlayan o kan şelalesini. Damarlar&#x;m&#x; y&#x;rtacak kadar kuvvetli bir his, ona gitmemi sesleniyordu. Y&#x;k&#x;m&#x;ma koşmam&#x;, geçmişi çürük yaralarla kapl&#x; katilimi kucaklamam&#x;.
Omuzlar&#x;m&#x; düşürüp, ürkek ad&#x;mlarla yokuşu t&#x;rman&#x;rken, gözlerim karanl&#x;ğ&#x; yüzeyi parlak bir jilet gibi tar&#x;yordu. Tek bir şey bile filtremin d&#x;ş&#x;nda kalmam&#x;şt&#x;, orada yoktu. Gitmişti. Rahatlamam gerekiyor muydu? Şayet şu an hiç rahat hissetmiyordum, ağz&#x;m&#x;n içinde, içi kan dolu bir şeker yuvarlan&#x;yordu sanki. Dişimle onu k&#x;rsam, içerideki kan ağz&#x;mda patlay&#x;p beni boğacakt&#x;.
Korku dolu gözlerle yokuşu ç&#x;kt&#x;m, yokuştaki karlar postallar&#x;m&#x;n alt&#x;n&#x; kayd&#x;rsa da, ç&#x;kabildiğimin en h&#x;zl&#x; şeklinde yokuşu t&#x;rmanm&#x;şt&#x;m. Gözlerimin filtresini karanl&#x;kta parlatarak etraf&#x; tarad&#x;m ve okula giden sokaklar&#x; hat&#x;rlamaya çal&#x;şarak ay &#x;ş&#x;ğ&#x;n&#x;n etraf&#x;nda uçan kar parçac&#x;klar&#x;n&#x;n alt&#x;nda yürümeye devam ettim.
Koşmak için dizimde derman kalmam&#x;şt&#x;. Birkaç motor tekerleği, kulağ&#x;m&#x;n zar&#x;n&#x; patlatacak bir şekilde ç&#x;ğl&#x;k att&#x;. Ard&#x;ndan dört tane motorun çizdiği dairenin aras&#x;nda kald&#x;m ve aniden beliren motorlular&#x;n nereden ç&#x;kt&#x;ğ&#x;n&#x; sorgulad&#x;m. Birinin kask&#x; kafas&#x;ndayd&#x; ama diğer üçünün yüzünü görebiliyordum. Üçü de esmerdi, kaskl&#x;n&#x;n saçlar&#x; uzundu ve uçlar&#x; kül rengindeydi.
"Yavru kuş," dedi kaskl&#x;, sesi kasktan dolay&#x; boğuk ç&#x;km&#x;şt&#x;. "Nereye bu saatte?"
Kaşlar&#x;m çat&#x;ld&#x;.
"Gideceğin yere hangimizin arkas&#x;nda gitmek istersen, emrindeyiz, biliyorsun," dedi, esmerlerden biri. Saçlar&#x; k&#x;sayd&#x; ve motoru saks mavisiydi.
"Gideceğim yer hemen şuras&#x;, çekil," dedim, dişlerimin aras&#x;ndan. &#x;çimdeki öfkenin alevine korkunun odunu düşmeye başlad&#x;ğ&#x;nda, bir gecede daha ne kadar entrika yaşayabilirim diye düşünmeye başlad&#x;m.
"Çok s&#x;k&#x;c&#x;s&#x;n," dedi, sar&#x; motorlu. Burnu eğri ve büyüktü, gözleri k&#x;s&#x;k bakan bir çift ela rengindeydi. Midemi buland&#x;r&#x;yordu. Ama görüntüsü değil, ses tonu ve yak&#x;c&#x; kolonya kokusu.
"Evet, o yüzden şu an gitmek istiyorum," dedim, sesim dümdüzdü. Kollar&#x;m&#x; göğsümün üstünde toplad&#x;m. "Çekilir misiniz?"
"Çekilmeyiz," dedi, saks mavisi motora sahip olan. "Seni buralarda daha önce hiç görmedim, gece okuluna m&#x; kay&#x;t oldun yoksa? Amma da güzelmişsin."
"Bak," dedim, sesim gittikçe gerginleşiyordu. "Bu konuşmay&#x; burada sonland&#x;rmak ve gitmek istiyorum. Ağabeyim beni bekliyor." Ah, bak sen, dedi Medusa içimde bir yerden.
"Ağabeyin var, ha?" Güldü, sesi sinirlerimi bozuyordu ve şu an ayakta duracak halim yoktu, gördüklerimin etkisini derimden s&#x;y&#x;r&#x;p, yeni derimle parlayam&#x;yordum.
"Evet ve şu an beni bekliyor, hemen şu köşede," diyerek, ilerideki köşeyi işaret ettim.
"Biraz geç kalmana bir şey demez bence," dedi kaskl&#x;. "Niyetimiz kötü değil, hangimizi istersen ona gidersin. Diğerlerimizin sorun ç&#x;karmayacağ&#x;ndan eminim."