Ağız Çevresi Yaraları

Geçmeyen ağız yarası halk arasında aft veya stres sonrası çıkan yaralar olarak bilinir. 21 gün - 1 ayı geçen yaralar olursa durum farklı olabiliyor. 21 günü geçen ağız yaraları devam ediyorsa vücutta oluşan bir kanserin habercisi olabilir, hekime danışmak gerekmektedir.

Çocuklarda Aft Çıkmasının Ana Nedenleri Nelerdir?

1- Yetersiz beslenme: Çocukların bağışıklık sistemleri yetişkinlere oranla henüz gelişme seviyesindedir. Bu nedenle birçok farklı etken başta aft olmak üzere çeşitli rahatsızlıklara neden olabilir. Yetersiz beslenmenin yanı sıra fast-food ağırlıklı tüketim alışkanlığı, kola gibi asit içeren içeceklerin sıklıkla tüketilmesi de ağız yaralarında önemli rol oynuyor.

2- Grip ve nezle gibi hastalıklar: Kış aylarında grip ve nezle olan çocuklarda metabolizma yavaşlar ve bağışıklık sistemi fire verir. Böyle durumlarda en çok etkilenen bölgelerin başında ağız ve çevresi geliyor. İyileşme sürecine giren çocuklarda ağız yaraları da kendiliğinden iyileşebilir.

3- Düzensiz uyku: Sağlıklı bir uyku düzeni, vücudun tüm sistemlerinin çok daha işler bir şekilde çalışmasını mümkün kılıyor. Geceleri saat 10 ile 2 arasında uykuda olan çocuklar gelişimlerini çok daha hızlı tamamlarlar. Bununla birlikte aft gibi ağız yaraları da çok ender görülür.

Yetişkinlerde Ağız Yaralarının Nedenleri Nelerdir?

1- Behçet hastalığı: Behçet hastalığı, enfeksiyon düzeyi yüksek düzeyde olan bir doku hastalığıdır. Enfeksiyonun diğer bölümlere sıçraması son derece hızlı olabilir. Behçet hastalarının çoğunluğunda iltihaplı ağız yaraları çıkma ihtimali yüksektir.

2- Gıdalar: Sağlıksız ortamlarda hazırlanan gıdalar, aynı gün içerisinde birden çok ağız yarasının çıkmasına neden olabilir. İleri uçlu gıda zehirlenmelerinde de aynı belirtiler ortaya çıkmaktadır. Son derece büyük bir sağlık krizine yol açabileceği için uzman yardımı şarttır.

3- Fiziksel travmalar: Yaşanan şiddetli kazalar ve bunların yol açtığı post-travmatik etkiler ağız yaralarına neden olabilir. Aynı zamanda görülen kabuslardan sonra da aft yaraları tek bir gecede tüm ağız bölgesini sarabilir.

DUDAK YARASI DEYİP GEÇMEYİN!

Dudak kanseri çok sık görülmeyen fakat ölüme neden olabilen bir kanser türüdür. Dudak dokularındaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi kanser oluşumuna yol açar. Kanser alt dudakta veya üst dudakta meydana gelebilir. 

1. DUDAK KANSERİ NEDİR?

Ağız bölgesi kanserlerinin %’unu dudak kanserleri oluşturur. Dudak kanserlerinin de %95’i alt dudakta görülür.  Yassı hücreli karsinom en sık görülen dudak kanseridir. En sık erkeklerde görülür. Risk faktörleri arasında açık ten, dış ortamda çalışıp yoğun güneş ışınına maruz kalmak, sigara içmek ve immun sistemi baskılayıcı ilaçlar kullanmak bulunur.

Sıklıkla kanayan kabuklanan bir yara şeklinde bulgu verir. Önemsenmediğinde giderek büyür ve dudağın büyük bir bölümünü kaplayabilir.

2. DUDAK KANSERİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Dudak kanserinin asıl tedavisi cerrahidir. Kanserli doku çevresinde sağlıklı bir doku ile beraber geniş olarak çıkarılır. Kanser ne kadar genişse cerrahi tedavinin oluşturacağı deformite aynı oranda artar. Oluşan defekt form ve fonksiyonu tekrar sağlayacak şekilde doku kaydırma ameliyatları ile onarılır. Mutlaka lenf nodlarının metastaz açısından değerlendirilmesi gerekir. Cerrahinin yetersiz kaldığı ileri evre hastalarda radyoterapi uygulanabilir.

3. AĞIZ KANSERLERİ NASIL TEŞHİS EDİLİR?

Ağız kanserleri en sık ön dil bölgesinde görülür. Sırasıyla da ağız tabanı ve dudak takip eder. Nadiren yanak mukozası ve damakta görülür. Altta yatan En sık neden sigara ve alkol tüketimidir. Güneş ışınları dudak kanseri için önemli bir risk faktörüdür.

Ağız çevresi veya içinde kanayan, kabuklanan bir yara ya da kitle şeklindeki lezyonlar mutlaka uzman bir hekim tarafından değerlendirilmelidir. Şüpheli lezyondan biyopsi alınarak tanı konulması gerekir.

4. AĞIZ KANSERİ TEŞHİS EDİLİRSE TEDAVİSİ DAHA KOLAY OLUR MU?

Tüm cilt kanserlerinde olduğu gibi tedavideki birinci amaç cerrahi olarak tüm tümörlü dokunun çıkarılmasıdır. Erken dönemde tanı konulamayan lezyonlar giderek büyür. Kanser ne kadar geniş ise cerrahi tedavinin oluşturacağı deformite aynı oranda artar. Dolayısıyla ağız kanserleri ne kadar erken yakalanırsa tedavileri hem daha başarılı olur ve çıkarılmaları ile oluşacak deformite daha sınırlı kalır.

5. AĞIZ KANSERİ TEDAVİSİNDE HANGİ YÖNTEMLER KULLANILIR?

Ağız bölgesindeki erken evre tümörlerde çoğunlukla cerrahi tedavi tercih edilir. Lokal olarak ilerlemiş tümörlerde ise cerrahiye ek olarak radyoterapi uygulanabilir. Metastaz açısından mutlaka lenf nodları değerlendirilir ve gerekli hastalarda boyundaki lenf nodları çıkarılır. Ağız tabanı kanserlerinde çene kemiği de değerlendirilir ve tedavinin bir parçası olarak çıkarılması gerekebilir.