SAF MADDE: Kendisinden başka madde bulundur-mayan maddelere denir.
ELEMENT: İçerisinde tek cins atom bulunduran maddelere denir. Yani elementlerin yapı yaşı atom-lardır.
BİLEŞİK: En az iki farklı cins elementin belirli oranlarda bir araya gelerek, oluşturdukları yeni özellikteki maddeye denir. Yani bileşiklerin yapı taşı moleküldür.
MOLEKÜL: İki veya daha çok atomun bir araya gelerek oluşturduğu atom gruplarıdır.
Elementler :
Aynı cins atomlardan oluşan, fiziksel ya da kimyasal yollarla kendinden daha basit ve farklı maddelere ayrılamayan saf maddelere element denir.
Bir elementi oluşturan bütün atomların büyüklükleri ve atomların arasındaki uzaklık aynıdır. Fakat bir elementin atomları ile başka bir elementin atomlarının büyüklükleri ve atomların arasındaki uzaklıkları farklıdır. Aynı elementten yapılan farklı maddeler de aynı cins atomlardan oluşurlar.
Elementi oluşturan atomların birbirine olan uzaklığı elementin katı, sıvı ve gaz haline göre değişebilir.
Canlı ve cansız varlıkların tamamı elementlerden oluşurlar.
Elementlerin Özellikleri :
1- En küçük yapı birimleri atomlardır.
2- Aynı cins atomlardan oluşurlar.
3- Kendinden daha basit ve farklı maddelere ayrılamazlar.
4- Saf maddelerdir.
5- Sembollerle gösterilirler.
Element Çeşitleri :
Atomik Yapıdaki Elementler :
Bazı elementleri oluşturan aynı cins atomlar doğada tek başlarına bulunurlar. Böyle atomlara sahip elementlere atomik yapılı elementler denir. Atomik yapılı elementlerin en küçük taneciği atomlardır.
Demir, bakır, alüminyum, çinko, kurşun, altın gibi elementler atomik yapılıdır.
Moleküler Yapıdaki Elementler :
Bazı elementleri oluşturan aynı cins atomlar doğada ikili (veya daha fazla sayıda atomdan oluşan karmaşık yapılı) gruplar halinde bulunurlar. Böyle atomlara sahip elementlere moleküler yapılı elementler denir. Moleküler yapılı elementlerin en küçük taneciği moleküllerdir.
ELEMENTLER VE SEMBOLLERİ:
Günümüzde bilinen element vardır. Bu elementlerin 92 tanesi doğada bulunurken geri kalanı da laboratuarlarda elde edilen yapay elementlerdir.
Elementler sembollerle gösterilir ve her elementin kendine özgü sembolü vardır. Element sembolü yazılırken;
• Sembol tek harfli ise büyük harfle yazılır.
• Sembol iki veya üç harfli ise ilk harf daima büyük, diğer harfler küçük yazılır. (Sembollerin iki veya üç harften oluşmasının nedeni, bazı elementlerin baş harflerinin aynı olmasıdır).
Elementlerin sembollerle gösterilmesinin nedeni, bütün Dünya’da ortak bir bilim dili oluşturmak, bilimsel iletişimi ve yazımlarını kolaylaştırmaktır. Elementlerin bütün Dünya’da kullanılan sembolleri aynı olmasına rağmen isimleri dillere göre farklıdır. (Türkçe, Rusça, Çince, Japonca da element isimleri farklı olmasına rağmen sembolleri aynıdır).
Elementlerin sembolleri belirlenirken, elementlerin Latince isimlerinin ilk veya ilk iki (üç) harfi kullanılmıştır.
Tabloda ilk 20 elementin, numaraları, adları ve sembolleri gösterilmiştir. Bunları öğreniniz.
Elementler sembollerle gösterilir fakat sembollerden, o elementin atomik yapıda mı, moleküler yapıda mı olduğu anlaşılmaz. Moleküler yapıda olan elementlerin kaç atomdan oluştuğunun anlaşılması için formüller kullanılır:
Örneğin hidrojen, oksijen ve iyot elementleri iki atomludur. Kükürt 8, fosfor ise 4 atomludur.
Bazı elementlerin sembol ve formülleri
İsimleri ve formülleri verilen bileşiklerde hangi elementten kaç tane bulunduğunun gösterimi
Elementlerin Kullanım Alanları ve Özellikleri :
1- Hidrojen (H) :
• İlk olarak yılında Henry Cavendish tarafından keşfedilmiştir.
• Hidrojen ismi ise Antoine Lavoisier tarafından verilmiştir.
• Bilinen renksiz en hafif gazdır.
• Suyun, canlıların ve petrol gibi birçok maddenin yapısında bulunur.
• Roket yakıtı olarak kullanılır.
2- Helyum (He) :
• yılında Fransız Pierre Janssen ve İngiliz Norman Lockyer birbirinden bağımsız olarak helyumu keşfetmişlerdir.
• yılında Heike Kamerlingh Onnes ilk sıvı helyumu elde etmiştir.
• Helyum atmosferde çok az miktarda bulunur.
• Güneş’te ve diğer yıldızlarda bol miktarda bulunur.
• Renksiz bir gazdır.
• Zeplin ve balon gibi hava taşıtlarının şişirilmesinde, roket yakıtlarının sıkıştırılmasında kullanılır. (Havadan daha hafif gaz olması nedeniyle).
3- Lityum (Li) :
• İlk olarak yılında Johann Arvedson tarafından keşfedilmiştir.
• Gümüşümsü gri metalik renkte bulunan katı bir elementtir.
• İlaçlarda, pil üretiminde, seramik ve cam yapımında kullanılır.
4- Berilyum (Be) :
• yılında birbirlerinden bağımsız olarak Friedrich Wöhler ve Antony Bussy tarafından elde edilmiştir.
• Gri renklidir katıdır.
• Uçak ve uzay araçlarının yapımında elektrik ve ısı iletkeni olarak kullanılır.
5- Bor (B) :
• yılında Humphry Davy, Gay–Lussac ve Thenard tarafından ilk defa elde edilmiştir.
• Oda koşullarında katı halde bulunur.
• Isıya dayanıklı renkli cam imalatında, seramiklerde ve roket yakıtlarında kullanılır.
6- Karbon (C) :
• Saf haldeyken karbon, elmas, grafit, is, kömür gibi (4 tane allotropu vardır) birçok çeşitli maddelerde bulunur.
• Grafitin yapısı siyah, elmasın yapısı ise renksiz bir katıdır.
• Yeryüzünde kömür, petrol, doğal gaz gibi maddelerin ve canlıların yapısında bulunup canlılar açısından çok önemlidir.
7- Azot (N) :
• Azot ilk olarak yılında Daniel Rutherford tarafından keşfedildi.
• Renksiz ve kokusuz bir gazdır.
• Canlılar için gerekli temel elementlerden biridir.
• Sıvı azot soğutma amacıyla kullanılır.
• Bazı azot bileşikleri tarımda gübre olarak kullanılır.
8- Oksijen (O) :
• Oksijen ilk olarak yılında Joseph Priestley ve Carl Wilhelm Scheele tarafından keşfedilmiştir.
• yılında Lavosier, oksijenin havada bulunan ve yanmaya etki eden bir madde olduğunu keşfetmiştir.
• Renksiz bir gazdır.
• Canlıların yaşaması için gerekli temel elementtir.
• Dalgıçların ve astronotların solunum yapmaları için kullandıkları oksijen tüplerinde bulunur.
9- Flor (F) :
• İlk defa yılında Henri Moissan tarafından elde edilmiştir.
• Açık sarı renkli bir gazdır.
• Diş macunları ve deodorantların yapısında bulunur.
• Buzdolabı ve klimaların soğutma sisteminin çalışmasında kullanılır.
Neon (Ne) :
• Neon yılında William Ramsay ve Morris Travers tarafından keşfedilmiştir.
• Renksiz bir gazdır.
• Renkli reklam panolarının aydınlatılmasında ve televizyon tüplerinde kullanılır.
Sodyum (Na) :
• Sodyum ilk olarak yılında Humphrey Davy tarafından elde edilmiştir.
• Yumuşak, kaygan bir metal olup gümüşümsü beyaz renkli bir katıdır.
• Doğada en çok sofra tuzunun (sodyum klorürün) yapısında bulunur.
• Kağıt, gıda, tekstil, kimya, sabun, cam ve metal gibi bir çok endüstriyel kullanılır.
Magnezyum (Mg) :
• yılında İngiltereli Joseph Black tarafından ilk olarak keşfedilmiştir.
• Gümüşümsü beyaz renkli bir metaldir.
• Oda koşullarında katı halde bulunur.
• Hafif bir metal olduğu için hava taşıtlarının yapımında kullanılır.
• Kurutulmuş meyvelerde bulunur.
Alüminyum (Al) :
• yılında Wohler tarafından bulunmuştur.
• Alüminyum yumuşak ve hafif bir metaldir.
• Mat, gümüşümsü renkli bir katıdır.
• Mutfak araç gereçlerinin, elektrik kablolarının ve içecek kutularının yapımında kullanılır.
Silisyum (Si) :
• Silisyumun ilk keşfi yılında Berzelius tarafından gerçekleştirilmiştir.
• Yeryüzünde en fazla bulunan elementlerden biridir.
• Koyu gri renkli bir katıdır.
• Kumda, kilde, cam yapımında ve yapı malzemelerinde bulunur.
Fosfor (P) :
• Fosfor ilk olarak yılında Hennig Brand tarafından keşfedildi.
• Fosfor renksiz, beyaz, kırmızı ve siyah renklerinde bulunabilir.
• Oda koşullarında katı halde bulunur.
• Canlıların sinir ve kemik dokularında görevlidir.
• Suni gübre yapımında kullanılır.
Kükürt (S) :
• Kükürt, antik çağda bilinen dokuz elementten biriydi. Kükürdün kimyasal bir element olduğunu ’de Lavoisier ortaya attı. yılında Gay Lussac ile Thenard tarafından deneysel olarak doğrulandı.
• Sarı renkli tatsız, kokusuz bir maddedir.
• Oda koşullarında katı halde bulunur.
• Isı ve elektriği iyi iletemez.
• Barut ve sülfürik asit yapımı ile kuru meyvelerde mikrop öldürücü olarak kullanılır.
Klor (Cl) :
• Klor ilk olarak yılında Carl Wilhelm Scheele tarafından keşfedildi. yılında ise Humphry Davy tarafından bugünkü ismi verildi.
• Sarı–yeşil renkli zehirli bir gazdır.
• Doğada en çok sofra tuzunun yapısında bulunur.
• İçme sularında mikrop öldürücü olarak bulunur.
Argon (Ar) :
• yılında havada argon olduğu ilk defa Henry Cavendish tarafından iddia edilmiş ve yılında Lord Rayleigh ve William Ramsay tarafından keşfedilmiş.
• Kokusuz ve renksiz bir gazdır.
• Ampullerde ve flüoresan tüplerinde kullanılır.
Potasyum (K) :
• Potasyum ilk olarak yılında Humphrey Davy tarafından elde edilmiştir.
• Gümüşümsü beyaz renkli bir katıdır.
• Sıvı deterjan, gübre, barut, cam ve lens yapımında kullanılır.
Kalsiyum (Ca) :
• İlk olarak yılında Berzelius ve Pontin tarafından, daha sonra saf olarak ilk defa Humphry Davy tarafından elde edilmiştir.
• Gümüş gibi parlak ve beyaz renkli bir katıdır.
• Çimento, alçı, kireç gibi maddeler ile dişlerin ve kemiklerin yapısında bulunur.
Gümüş (Ag) :
• Gümüş elementinin keşfi tam olarak bilinmemekle birlikte altın ve bakır elementlerinden sonra keşfedilmiştir. Gümüşün MÖ yıllarında Çinliler ve Persler tarafından kullanıldığı belirtilmiştir.
• Parlak, beyaz renkli bir katıdır.
• Süs eşyası yapımında, diş dolgusu (amalgam) yapımında kullanılır.
Altın (Au) :
• Tarihte bilinen kayıtlara göre Mısır hükümdarları zamanında MÖ yıllarında, altın darphanelerde eşit boyda çubuklar halinde çekilerek para olarak kullanıldı.
• Yumuşak, parlak sarı renkli bir katıdır.
• Süs eşyası yapımında kullanılır.
Cıva (Hg) :
• Cıva çok uçucu bir element olduğu için oda sıcaklığında kolayca buharlaşabilir.
• Gümüşümsü gri renkli bir sıvıdır.
• Zehirli bir elementtir.
• Herhangi bir yüzeye cıva döküldüğü zaman üzerine toz kükürt dökülmelidir.
• Diş dolgusu (amalgam) yapımında ve termometrelerde kullanılır.
Bakır (Cu) :
• Tarihte ilk defa yıl kadar önce Kıbrıs’ta rastlanmıştır.
• Turuncu renkli yumuşak bir katıdır.
• Mutfak ve süs eşyası yapımında kullanılır.
Nikel (Ni) :
• Nikel elementi ilk olarak yılında Axel Fredric Cronstedt tarafından keşfedilmiştir.
• Gümüşümsü parlak renkli bir katıdır.
• Arabaların kaplamalarında, musluklarda ve paslanmaz tencere yapımında nikel kullanılır.
İyot (I) :
• İyot elementi ilk kez Bernard Courtois tarafından yılında keşfedilmiştir.
• Parlak, menekşe–siyah renkli bir katıdır.
• Deniz ürünlerinde ve iyotlu sofra tuzlarında bol miktarda bulunur.
Çinko (Zn) :
• Çinko elementi yılında Andreas Maggart tarafından keşfedilmiştir.
• Mavimsi, açık gri renkte, kırılgan bir katıdır.
• Mutfak eşyalarının ve pilin yapımında kullanılır.
Demir (Fe) :
• Demir metalinin keşfi tam olarak bilinmemektedir.
• Grimsi parlak renkli bir katıdır.
• Element halindeki saf demir dövülebilir, ince tel ve levha haline getirilebilir.
• İnşaat malzemesi ile günlük hayatta kullanılan bazı eşyaların yapımında kullanılır.
• Marul ve pekmez gibi besinlerle kanın yapısında bulunur.
Kalay (Sn) :
• MÖ yıllardan beri kullanılan bir elementtir.
• Gümüşümsü parlak renkli bir katıdır.
• Mutfak eşyası yapımında ve metallerin kaplanmasında kullanılır.
Kurşun (Pb) :
• Keşfi tam olarak bilinmemektedir.
• Mavimsi–beyaz renkte bulunan bir katıdır.
• Yumuşak, ağır, zehirleyici, kolay dövülebilen bir maddedir.
NOT : 1- Elementi oluşturan taneciklerin renkleri, elementlerin renkleriyle aynı olmayabilir.
Taneciklerin renkleri yoktur. Tanecikler bir araya gelerek elementleri oluşturduklarında yani elementler görünür boyuta ulaştıklarında renkli görünürler.
2- Farklı maddeler de aynı elementlerden oluşabilir yani farklı maddelerde aynı cins elemenler bulunabilir. Ispanak ve bezelyede bulunan demir atomlarıyla, demir parçasında bulunan demir atomları aynı atomlardır.
3- Doğada bilinen element olmasına rağmen bu elementler farklı şekillerde bir araya gelerek milyonlarca yeni madde yani bileşik elde edilir.
Doğada Kullanılan Elementlerin Benzerliği :
Doğadaki canlı ve cansız varlıkların tamamı elementlerden oluşur. Canlı varlıkları oluşturan elementlerden bir kısmı aynı zamanda yeryüzünün yapısını da oluşturur. Aynı elementlerden oluştukları halde canlı vücudu, yeryüzü veya diğer maddelerin yapısı arasında farklılıkların bulunmasının nedeni, canlı vücudunu, yeryüzünü veya diğer maddeleri oluşturan elementlerin farklı sayı, çeşit ve şekillerde dizilmesidir.
Canlı Vücudunu Oluşturan Element Çeşitleri ve Bunların Oranları :
• Oksijen % 65
• Karbon % 18
• Hidrojen % 10
• Azot % 3
• Kalsiyum % 2
• Fosfor % 1,1
• Potasyum % 0,35
• Kükürt % 0,25
• Sodyum % 0,15
70 Kg Kütleli İnsandaki Elementlerin Miktarları :
Yeryüzünde Bulunan Elementlerin Oranları :
• Oksijen % 46,6
• Silisyum % 27,7
• Alüminyum % 8,1
• Demir % 5,0
• Kalsiyum % 3,6
• Sodyum % 2,8
• Potasyum % 2,6
• Magnezyum % 2,1
Kaynak;
seafoodplus.info
Hazırlayan:Kayseri Mithatpaşa İlköğretim Okulu Fen ve Teknoloji öğretmeni Murat ÜSTÜNDAĞ
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Bazı maddeler bu konuda aynı atomun oluşturduğu moleküllerden meydana gelebilmektedir. Ayrıca bazı maddeler ise farklı atomların meydana getirdiği moleküller üzerinden oluşur. Doğada aynı tür atomlardan oluşan moleküllere dünya üzerinden örnek vermek mümkündür. Bunlar oksijen ile hidrojendir ve bu moleküller doğada atomik şekilde bulunmazlar. Daha çok moleküler (atom kümeleri) şeklinde bulunmaktadırlar.
Bazı maddeler ise değişik atom türleri üzerinde meydana gelen moleküllerden oluşmuştur. Mesela şeker ile su değişik atom türlerinin bir araya gelmesiyle oluşmuş moleküller şeklinde bilinir.
Not 1: Farklı atom türlerinden oluşmuş olan moleküllerin özellikleri ve büyüklükleri değişkenlik gösterebilir. Mesela su molekülü meydana getiren hidrojen ile oksijenin özellikleri ve büyüklükleri farklıdır.
Not 2: Moleküler en az iki atomdan oluşur. Aynı zamanda ikiden fazla atomun bir araya gelmesi ile birlikte oluşabilmektedir. Buna bir örnek vermek gerekirse hidrojen molekülü iki atomun bir araya gelmesi üzerine oluşmaktadır. Ancak şeker molekülüne bakıldığı zaman ise içerisinde toplamda 24 atom yer almaktadır. Bu konuda bilmemiz gereken bazı tanımlar bulunmaktadır.
Basit yapılı molekül: Eğer bir molekül az sayıda atom içeriyor ise o zaman buna basit yapılı molekül denir.
Karmaşık yapılı molekül: Çok sayıda atom içeren moleküller için ise karmaşık yapılı molekül denmektedir.
Basit yapılı molekül ile beraber karmaşık yapılı moleküller doğada farklı maddelerde bulunabilmektedir. Aynı zamanda bir araya gelmek suretiyle yaşam için önemli maddeleri oluştururlar. O yüzden tüm canlı varlıklar için moleküllerin önemi çok büyüktür.
Mutlaka farklı tür atomların bir araya gelmesi ya da aynı tür atomların bir araya gelmesi ile oluşan moleküller konusunda, aradaki özellikleri ve farkları iyi bilmek gerekmektedir. Yukarıdaki bilgileri tekrar etmek suretiyle bu konuyu daha iyi bir şekilde anlayabilirsiniz.
Ayrıca doğada en küçük yapı taşı olarak atomun bilinmesi ile beraber, bunlar içerisinde molekül de yer almaktadır. Buradaki en büyük fark elektronlar arasında herhangi bir alışveriş olmadan, atomların bir araya gelmesi ile molekülün oluşmasıdır. Böylece doğanın önemli yapı taşlarının oluşmasına ortam hazırlanır. Ayrıca bu işlem doğada sürekli olarak gerçekleşir.
Not: Elektron alışverişi gerçekleşmeden atomların bir araya gelmesiyle oluşan moleküller, birçok değişik özelliğe sahip olabilirler. Bu durum özellikle basit yapılı molekül ve karmaşık yapılı moleküle bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
Doğada birçok değişik molekül bulunmaktadır ve bunlar atomların elektron alışverişi yapmadan bir araya gelmesiyle meydana gelir.
Blog Yazısı
Evrim Ağacı Blog, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Her Evrim Ağacı üyesi, Evrim Ağacı Blog üzerinden kendi köşe yazılarını, denemelerini ve makalelerini özgürce yayınlayabilir. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, Evrim Ağacı Blog üzerinden yayınlanan blog yazılarının içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Daha fazla göster
Evrim Ağacı Blog, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Her Evrim Ağacı üyesi, Evrim Ağacı Blog üzerinden kendi köşe yazılarını, denemelerini ve makalelerini özgürce yayınlayabilir. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, Evrim Ağacı Blog üzerinden yayınlanan blog yazılarının içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan blog yazılarını herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz bilgiler içeren blog yazılarını, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha isabetli ve bilimsel değeri yüksek blog yazılarını kendiniz kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Metaller periyodik tablonun sol tarafında bulunan (Hidrojen hariç). İletken olan + yüklü iyonlaşan dışı parlak atomik yapılı maddelerdir. Periyodik tabloda en çok metaller bulunmaktadır. Demir (Fe) bakır (Cu) nikel (Ni) gibi maddeler metaldir. Cıva hariç öbür metallerin erime noktaları oldukça yüksektir. En yüksek erime noktasına sahip olan tungstenin erime noktası °C dir. Metaller kendi aralarında bileşik oluşturamazlar, ama eriyerek alaşım dediğimiz yapıları oluşturabilirler. Periyodik tabloda soldan sağa ve yukarıdan aşağı doğru metallik arttığı için en metalik element fransiyumdur. İletken madde olarak kullanılırlar. Özellikle bakır maliyeti ucuz ve iletkenliği çok iyi bir metal olduğu için elektrik devrelerinde tercih edilmektedir. Ayrıca oksijenle tepkimeye girerlerse çoğunlukla bazik oksitler oluşturabilirler.
Metaller şu şekilde sınıflandırılır:
Aktif Metaller Elektron verme eğilimi hidrojenden büyük olan metallere denir.
Na, K, Ca, Fe, Mg, Zn, Ni, Cr, Pb, Sn gibi örnekler verilebilir.
Pasif Metaller Elektron verme eğilimi hidrojenden küçük olan metallere denir.
Cu, Hg, Ag, Au, Pt gibi örnekler verilebilir.
Yarı Soy Metaller Pasif metallerden Cu, Hg ve Ag’e yarı soy metal denir.
Reklamsız Deneyim
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %% reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır. Kreosus Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık Daha fazla göster
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, % reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Destek Ol
Soy Metaller Pasif metallerden Au ve Pt’e soy metaller denir.
Amfoter Metaller Asit ve kuvvetli bazlarla tepkimeye giren aktif metallere denir.
Be, Zn, Al, Sn, Pb, Cr metalleri amfoter metaldir.
Ametaller metal ve yarı metal olmayan maddelerdir. Flor klor karbon hidrojen gibi elementler birer ametaldir. ametaller iyonlaşmada katmanlarını doldurmak için - yüklü olarak iyonlaşırlar. Metallerle iyonik bağ ile iyonik bileşikleri oluştururlar. Erime ve kaynama noktaları metallere göre düşüktür. Bükülemezler kendi aralarında kovalent bağ ile bileşik yapma özellikleri vardır. Bu yüzden atomik halde bulunmazlar. Periyodik tablonun sağ tarafından bulunmaktadırlar. katı, sıvı ve gaz olarak 3 farklı halde de bulunabilirler. soygazlar dediğimiz 8A grubu bir ametal grubudur. İyonlaşmaları çok zordur ve bileşik yapmazlar. Grafit ve Fulleren hariç elektriği ve ısıyı iletmezler. oksijenli bileşiklerin sulu çözeltileri asidik özellik göstermektedir. 4A 5A 6A 7A ve 8A bir ametal grubudur. Halojenlerde ametaller arasında yer almaktadır.
Periyodik tabloda metaller ve ametaller arasında zikzak şeklinde giden elementler yarı metallerdir. Yarı metaller kimyasal özelliklerini ametallerden fiziksel özelliklerini metallerden almaktadır. Diyot ve transistör gibi modern elektroniğin temel parçalarının ham maddeleridirler. Elektriği metallerden kötü ama ametallerden de iyi iletmektedirler. Metallerle tepkime verirken ametal, ametallerle tepkime verirken de metal gibi davranırlar. En dikkat çekici özellikleri iletkenliklerinin değiştirilebilir olmasıdır. Özellikle silisyum bu alanda çok rağbet görmektedir. Bunun yanı sıra parlak veya mat olabilirler. İşlenebilir, tel veya levha hâline getirilebilirler. Kırılgan değildirler. Yarı metaller toplam sekiz tanedir.
İyonlaşma hakkında daha önceden detaylı bir yazı yayımlamıştık. Burada ise bunun metalik halini işleyeceğiz. Metallerin son katmanları daha boş olduğu için elektron vermeleri daha kolaydır. İyonlaşarak katyon oluştururlar. İyonlaşma enerjisi periyodik tabloda sağdan sola ve üstten alta doğru gidildikçe azaldığı için metalik özellik ile iyonlaşma enerjisi ters orantılıdır. Elektronegatiflik de aynı şekilde metalik özellik ile ters orantılıdır. Yani metallik ile birlikte atomun elektron alma isteği ile iyonlaşma enerjisi düşer. Özellikle 1A ve 2A grubu bu özelliği çok göstermektedir.
Ametaller iyonlaşmada anyon oluşturan elementlerdir. Elektron alırlar. son katmanları metallere göre daha dolu olduğu için elektron vermektense almayı tercih ederler. Elektronegatiflikleri oldukça yüksektir. İyonlaşma enerjileri yüksektir en yüksek iyonlaşma enerjisine sahip olan helyum bir ametaldir.
Metallerin kendi aralarında grupları ve her bu grupların farklı özellikleri olduğu için asitlerle olan tepkimeler metalin türüne göre farklı gerçekleşebilir.
Aktif metaller ile asitlerin tepkimeleri sonucunda tuz ve hidrojen gazı dediğimiz kimyasallar oluşmaktadır. Mesela
Na+Hcl→H2+NaCl tepkimesi buna örnek olarak gösterilebilir
Bakır Civa Gümüş gibi yarı soy metaller oksijen içeriği olarak yüksek seviyede olan asitlerle tepkimeye girebilirler (HNO3 ve H2SO4 gibi). Bunun sonucunda da ametal oksit adını verdiğimiz kükürt dioksit, azot dioksit, azot monoksit gibi yapıları oluştururlar.
Cu(k) + 2H2SO4(suda)→ CuSO4(suda) + SO2(g) + 2H2O(s)
Burada bakır yarı soy metal olup oksijence içeriği zengin olan sülfürik asit ile tepkimeye girerek bakır sülfat kükürt dioksit ve su oluşturmuştur
Tanınmış botanikçi Peter Crane, New Scientist dergisinin “ Yılının En İyi Bilim Kitapları” listesine giren bu kitabında, Dünya’daki en eski ağaç olan ginkgo biloba’nın gizemli bir şekilde ortaya çıkışından çoğalmasına, neredeyse yok olacak hale gelişinden tekrar canlanmasına kadar uzanan milyon yıllık tarihini keşfe çıkıyor.
Devamını Göster
₺
Satın AlTüm Ürünler
Soy metaller sadece kral suyu dediğimiz hidroklorik asit ve nitrik asit karışımında tepkimeye girebilirler.
Au(k) + Kral Suyu→ HAuCl4(k) + 3NO2(g) + 3H2O(s) gibi
Amfoter metallerin su ile tepkimeye girmemek gibi bir özelliği vardır. Bu sayede su ile ilgili işlerde bu metaller tercih edilebilirler. Asitler ile tepkimeye girdiklerinde tuz ve hidrojen dediğimiz yapıları oluştururlar.
Zn(k) + H2SO4(suda)→ ZnSO4(suda) + H2(g)
Asitler bazik oksit dediğimiz maddeler ile tepkimeye girdiklerinde tuz ve su oluştururlar. Bu tepkimelerin önemli bir yanı pas çözücü olmasıdır. Bu açıdan önemli tepkimelerdir.
Fe2O3 + 6HCl→ 2FeCl3 + 3H2O
Alıntı Yap
Okundu Olarak İşaretle
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla
Bu blog yazısıyla ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna GitBu İçerik Size Ne Hissettirdi?
Kaynaklar ve İleri Okuma
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
seafoodplus.info
nest...