asd hastalarının dikkat etmesi gerekenler / Çocuk Hastalıkları - Atriyal Septal Defekt (ASD) - seafoodplus.info

Asd Hastalarının Dikkat Etmesi Gerekenler

asd hastalarının dikkat etmesi gerekenler

 İstanbul Çocuk Kardiyoloji

Atrial Septal Defekt (ASD)

Atrial septal defekt (ASD) kalbin iki bölmesi (atrium) arasında delik olan ve çoğu kez üfürümle fark edilen doğumsal (konjenital) kalp hastalığıdır.

Atrial Septal Defekt  Nedir?

Kalp, “odacık” adı verilen 4 bölüme ayrılır. ASD’li hastalarda “atrium” adı verilen üst kısımdaki iki odacık arasında delik bulunur . Bu deliğin orta genişlikte veya geniş olması kanın kalp boyunca akışını değiştirebilir. Ek olarak, kalbin olması gerekenden daha fazla çalışmasına neden olabilir.

 

Atrial septumdaki yerleşimine göre Atrial Septal Defekttipleri adlandırılır

Doğumsal kalp defektleri içinde % oranında görülür. En sık sekundum ASD (%75), daha az sıklıkta ise diğer tipleri -primum tip (%15), sinüz venozus tip (%10), koroner sinüs tip (<%1)- görülür.

 

Sekundum tip atrial septal defektin anatomik yerleşimi

Hastalar ASD ile birlikte doğar. Yalnızca ASD olabileceği gibi başka kalp problemleri de bulunabilir. Aileden gelen genlerin neden olduğu bazı durumlar ASD oluşumuna yol açabilir.

ASD üfürüm yapar. Üfürüm, doktorun steteskopla kalbi dinlerken duydukları ekstra bir sestir.

Atrial Septal Defektin Belirtileri Nelerdir?

Belirtiler herkes için farklıdır. ASD’nin boyutuna, nerede olduğuna ve bireyde başka kalp problemi olup olmamasına bağlı olarak değişir.

ASD’li çoğu bebek ve çocukta herhangi bir belirti görülmez. Bu vakalarda Atrial Septal Defekt yalnızca rutin muayene sırasında doktorun kalpte üfürümün duyması ile bulunur.

Çok geniş olmadığı sürece bebek ve küçük çocuklarda nadiren belirti gösterir. Bu vakalarda kalp yetmezliği belirtileri gelişebilir. Beslenmeye olan ilgi kaybı (emmeme), hızlı nefes alıp verme, büyüme geriliği ve sık sık soğuk algınlığı geçirme bu belirtiler arasında sayılabilir.

Geniş veya orta büyüklükteki bir ASD tespit edilmez ve tedavisi yapılmazsa, 40 yaş civarı gibi yaşamın ilerleyen yıllarında belirtiler ortaya çıkabilir.

Atrial Septal Defekt Belirtileri:

Çocuğum Doktora Gitmeli mi?

Bebekte ASD varsa doğumdan önce (gebelik süresince yapılan ultrasonlarda) veya doğumdan hemen sonra tespit edilebilir. Fakat bu her zaman böyle olmaz.

Bebeğinizde aşağıdaki durumlar varsa doktora gidilmelidir:

Siz veya çocuğunuzda anormal kalp atımları, egzersizde zorlanma veya nefes darlığı varsa mutlaka bir doktora görünün.

Çocuğuma Test Yapılması Gerekecek mi?

Evet. Doktorunuz çocuğunuzda atrial septal defekt olduğunu düşünürse aşağıdaki testleri isteyebilir :

Bu test kalbin elektriksel aktivitesini ölçer. ASD’li kişilerde sıklıkla sağ dal bloğu paterni görülebilir.

Ameliyat edilen ASD vakalarında EKG değişikliklerini incelediğimiz çalışma aşağıda yer almaktadır.

LoaderLoading

Makalenin tamamını bu linkten indirebilirsiniz

Akciğer grafisi normal olabilir veya geniş ASD’ye bağlı bazı kalp değişikliklerini gösterebilir

Kalbin ultrasonu olan eko, ses dalgalarını kullanarak kalbin çalışırken görüntüsünü çıkarır. Çocuğunuzun kalbindeki deliğin boyutunu gösterebilir. Deliğin tam olarak nerede olduğunu ve başka bir kalp problemi olup olmadığını gösterebilir.

Atrial Septal Defekt Nasıl Tedavi Edilir?

Küçük bir deliği olan bebek ve çocuklarda doktorlar deliğin kendiliğinden kapanıp kapanmayacağını görmek için bekleyebilir. Bu gerçekleşirse ameliyata ihtiyaç kalmaz. Küçük ASD’ler genellikle 2 ila 5 yaşları arasında kapanır.

Orta veya geniş ASD’lerin kendiliğinden kapanma ihtimalleri daha düşüktür. Fakat ASD herhangi bir belirtiye neden olmuyorsa doktorlar genellikle deliği kapatmak için çocuk 2 yaşına gelinceye kadar beklemektedir. Bunun nedeni az da olsa deliğin kendiliğinden kapanma ihtimalinin olmasıdır.

Atrial Septal Defekt belirtilere neden olursa, doktorlar kateterle ya da cerrahi yöntemle deliği kapatır ve belirtileri ortadan kaldırır.

Doktorların Atrial Septal Defekt Kapatırken Kullandığı Yöntemler Nedir?

1. Ameliyatla Atrial Septal Defekt kapama:

Açık kalp ameliyatı yapılır. Bu yöntemde kalp zarının (perikard) bir kısmı gluteraldehitle işleme tabi tutulur ve elde edilen materyal defektin kapatılmasında yama olarak kullanılır.

2. “Transkateter kapatma” adı verilen ameliyatsız ASD kapama:

Deliğin büyüklüğü ve içine aldığı septum bölgesine bağlı olarak, atral septal defektlerin çoğu kalp kateterizasyonu sırasında yerleştirilen bir cihaz ile kapatılabilir. Bu cihaz bir kateterin içinde taşınarak deliğin olduğu bölgeye yerleştirilir ve atrial septuma tutunarak kalpteki delik kapanır.

Ameliyatsız asd kapama yazısını okumak için tıklayınız

Atrial Septal Defekt transkateter olarak kapatılmasının faydaları arasında hastanın kalbini durdurmadan veya kardiyoplumoner bypass kullanmadan işlemin yapılabilmesidir. Aynı zamanda açık kalp ameliyatıyla ilişkili psikolojik travma yaratmaz ve ameliyat sırasında göğüsün açılması ile ortaya çıkan yara izi bırakmaz.

Kataterle Atrial Septal Defekt kapama tekniği:

Sekundum tipi ASD kateter laboratuvarında kapatılabilir. Delik çok büyük veya deliğin yerleşimi uygun olmayanlar ameliyatla kapatılır. Kateterle kapamanın riski düşüktür. İşlem sırasında anestezi altında yapılır. İşlemi sırasında hasta tam uyku halindedir.  Mutlaka defektin ölçülmesi gerekir. Anestezi ile uyutulmakta iken yemek borusu alt ucundan eko çekilir  (transözefageal ekokardiyogtafi) ve deliğin çapı ölçülür. Transözefageal ekokardiyografi (tee) işlem yapılırken görüntüleme yapılabilir. Defektin çapı balon şişirilerek ölçülür. Cihaz defekte kateterle taşınır ve açılarak defekt kapatılır.

 

Ameliyatsız kateter anjiyografi ile atrial septal defekt kapatmanın şematik görünümü

 

Arka-ön ve yan göğüs grafilerinde ASD kapatma cihazının kalp içindeki pozisyonu açıkça görülebilmektedir

Atrial Septal Defekt Kapatılmasının Sonuçları Nedir?

Atrial septal defektin cerrahi olarak kapatıldığı vakaların %99’undan fazlasında komplikasyon görülmez. Amplatzer cihazı yalnızca 10 yıldır kullanılıyor olsa da, başarı oranları çok yüksektir . Çocukluk çağında ASD kapatılması sonrası kalp boyutları aylık bir süre zarfında normale döner.

Atrial septal defekt kapatıldıktan sonra fiziksel aktiviteler ile herhangi bir problem ve kısıtlanma olmamalıdır. Orta ve geç dönemde sorunlar ortaya çıkabildiği için kapatılma yöntemine bakılmaksızın çocuk kardiyolojisi uzmanınca düzenli takip edilmelidir.

Yetişkin ve Adölesan ASD Tedavisi?

Atrial septal defekt ilk kez yetişkin yaşlarda fark edilebilir. Atrial septal defekt terimi kalbin üst odacıkları arasındaki deliği tanımlar. Çoğu hastada akciğerlere giden kan akımının artmasına ve sağ kalp odacıklarının (sağ atrium ve sağ ventrikül) genişlemesine neden olur. Defekt çeşitli boyutlarda olabilir. Küçük ASD’lerin insan sağlığı üzerine kayda değer bir etkisi olmaz. Defekt sağ kalp odacıklarında büyümeye neden olacak kadar geniş ise, hastaların fiziksel bozulmalardan korunmaları ve normal sağ kalım elde edebilmeleri için onarım önerilmektedir. En yaygın formu sekundum ASD’lerdir ve genellikle bir cihaz ile ameliyat edilmeden kapatılabilir. Hastalığın diğer formları cerrahi onarım gerektirmektedir. Bunlar çoğunlukla düşük riskli işlemlerdir.

Atriyal Septal Defekt (ASD): Nedir, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kalp, iki karıncık ve iki kulakçıktan oluşan dört odacıklı bir yapıya sahiptir. Vücuda kan pompalayarak dolaşımın sağlanmasını, aynı zamanda kirli kanın akciğerlere iletilerek burada temizlenip dokulara ulaştırılmasını sağlar. Kalbin üst odacıkları kulakçık, alt odacıkları ise karıncık olarak adlandırılır. Doğumsal (konjenital) gelişimli bazı kalp hastalıkları, bu odacıkların yapısına ilişkin çeşitli bozuklukları beraberinde getirebilir. Bunlardan bir tanesi de atriyal septal defekt veya kısa adıyla ASD hastalığıdır.

Atriyal Septal Defekt (ASD) Nedir?

Atriyal septal defekt, kalbin kulakçıkları arasındaki duvarda bir deliğin bulunmasıdır. Septumdaki defektler “atrium” olarak da adlandırılan üst iki odacık (kulakçık) arasında görülür. Halk arasında kalpte delik olması şeklinde yaygın olarak bilinen bu durum kanın kulakçıklar arasında geçişine neden olur. Kirli kan olarak adlandırılan oksijence fakir kan, akciğerden gelen oksijence zengin temiz kanın içerisine sızarak kandaki oksijen oranının normalin altına inmesine yol açar. Bu durum deliğin boyutuna da bağlı olmakla birlikte kalp ve akciğere zarar verebilir. Atrial septum üzerindeki küçük bir delik, kişide herhangi bir sağlık sorununa yol açmadan varlığını sürdürebilir veya zamanla kapanabilir. Daha büyük yapıdaki delikler ise belirli semptomlara yol açar ve müdahale gerektirir.

En yaygın görülen ASD türü ostium sekundum defekti olup kulakçıklar arası duvarın orta kısmında bir deliğin bulunduğu türdür. Ostium primum defekti olarak adlandırılan ASD türünde delik duvarın alt kısmına, sinüs venosus defekti ise üst kısmına yakın bölgelerde deliğin yer alması söz konusudur. Koroner sinüs defekti olarak bilinen bir diğer nadir tür ise koroner sinüs olarak adlandırılan toplardamarlarda kanın aktığı yapı ile sol atrium arasındaki duvarda defektin görüldüğü türdür. Tüm türlerin kendine göre farklı karakterleri ve etkileri bulunduğundan tedavi planının belirlenebilmesi için ASD’nin türü tam olarak belirlenmelidir.

Çocuklarda ve Yetişkinlerde ASD Görülme Sıklığı

Bebeklerde anne karnında iken kalbin gelişimi büyük ölçüde tamamlansa da her çocuk, kalpteki kulakçıklar arasında küçük boyutlu bir veya birkaç delikle dünyaya gelir. Bu fetal açıklıklar doğum öncesi dönemde kanın akciğerlerden uzaklaşmasını sağlar. Doğumdan sonra bebeğin artık bu açıklıklara ihtiyacı kalmadığından delikler zamanla kapanır. Bu kapanma süreci birkaç hafta ya da birkaç ay içerisinde çoğu bebekte tamamlanır. Atriyal septal defekt (ASD) olarak adlandırılan doğumsal kusur ile dünyaya gelen bebeklerde ise bu açıklık normalden daha büyüktür ve doğum sonrası süreçte kendiliğinden kapanmaz. Sonuç olarak sol kulakçıkta bulunan kan, bu delik içerisinden diğer kulakçık içerisine ve akciğer atardamarına sızar. Kalp ve akciğeri daha fazla çalışmaya zorlayan bu durum tedavi edilmediğinde bu organlarda hasara neden olabilir. Her bebekten birinde görülen ASD, tüm konjenital kalp defektlerinin %’ini oluşturur.

ASD (Atriyel Septal Defekt) Belirtileri

Atriyal septal defekt ile doğmuş olan bebeklerde ilk aşamada genellikle herhangi bir belirtiye rastlanmaz. Ancak defektin çok ileri boyutta olması veya yaşın ilerlemesiyle kapanmaması durumunda çeşitli semptomlar ortaya çıkmaya başlar. Bunlardan bazıları şu şekildedir:

Bazı durumlarda çok büyük boyutta olmayan septum delikleri yetişkinlik dönemine kadar herhangi bir belirti vermeyebilir. Bu durumda atriyal septal defekt yetişkinlik döneminde teşhis edilebilir.

ASD Tanısı ve Tedavisi

Atriyal septal defekt hastalığının tespiti ileri düzeydeki olgularda bazen anne karnında, daha küçük boyutlu defektlerde ise doğumdan sonra yapılabilir. Ancak çoğu olguda şiddetli semptomlar görülmediğinden yetişkinlik dönemine doğru teşhis konulur. ASD benzeri belirtilerin görüldüğü bireylerin mutlaka bir kardiyoloji uzmanının muayenesinden geçmesi gerekir. Hekim tarafından steteskop ile yapılacak bir muayene sırasında üfürüm sesinin duyulması ASD için önemli bir şüphe oluşturur. Bunun yanı sıra belirti gösteren hastalar için genellikle tercih edilen tanı testleri arasında transtorasik ekokardiyografi ve elektrokardiyografi (EKG) yer alır. Bunların arasında kalbin ultrasonik incelenmesi, akciğer grafisi veya bilgisayarlı tomografi gibi tetkiklere de başvurulması gerekebilir.

ASD teşhisi alan bebek, çocuk veya yetişkinlerde odacıklar arasında bulunan deliğin boyutuna ve semptomların şiddetine göre bir tedavi planı belirlenebilir. Bebeklerde acil müdahale gerektirecek boyutta bir durum söz konusu olmadığında deliğin küçülmesi veya kapanması için bebeğin bir süre takip altında tutulması önerilebilir. Şiddetli olgularda ve ciddi semptomlar gösteren yetişkinlerde ise cerrahi operasyonlarla tedavi gerçekleştirilir.

ASD'nin Uzun Vadeli Etkileri

ASD teşhisi almış olan bireylerde bu delik küçük olduğunda herhangi bir sorun veya hasar ortaya çıkmayabilir. Yetişkin bireylerin önemli bir kısmında çok küçük yapılı, patent foramen ovale (PFO) olarak adlandırılan bir artık delik bulunsa da bu durum herhangi bir sorun yaratmaz ve yaşamı etkilemez. Ancak doğumdan sonra kapanmayan bu deliğin çok büyük olması halinde akciğer atardamarına normalden fazla kan pompalanır. Bu durum kalp ve akciğerlerin çok daha fazla çalışmasına, akciğer atardamarının zamanla hasar görmesine neden olur. ASD’nin etkileri, ASD’nin türüne, şiddetine, deliğin boyutuna ve hastanın diğer sağlık sorunlarına göre büyük farklılıklar gösterebilir. Uzun vadeli olumsuz etkiler ise ASD’si büyük olan ve tedavi sürecini ihmal eden veya operasyondan kaçınan kişilerde görülür. Bu nedenle takip ve tedaviye ilişkin süreçlerin titizlikle yürütülmesi oldukça önemlidir.

Ameliyatsız ASD Onarımı

Atriyal septal defekt teşhisi alan bebeklerde, atriumlar arası duvarda yer alan deliğin 5 milimetreden küçük olduğu durumlarda genellikle kendiliğinden iyileşme gerçekleşir. Bu nedenle böyle durumlarda genellikle düzenli aralıklarla muayene ile birlikte takip süreci başlatılır. 1 santimetreden daha büyük olan delikler ise medikal veya cerrahi yöntemlerle tedavi edilmelidir. İlaç tedavisi genellikle kendiliğinden iyileşmenin beklendiği hastalarda tercih edilen, ASD’yi tedavi etmeyen fakat yol açtığı semptomları ve olumsuzlukları gidermeye yardımcı olan bir tedavidir. ASD onarımı gerektiren uygun nitelikteki hastalarda öncelikle ameliyatsız ASD onarımı seçenekleri düşünülebilir.

En yaygın ASD türü olan Sekundum ASD olgularında ameliyatsız (perkütan) onarım (eğer hastalığın ölçümleri uygunsa) genellikle ilk tercihtir. Bu yöntemde kateter olarak da adlandırılan ince bir tüp, kasıktaki bir damar yolu kullanılarak kalbe yönlendirilir. Perkütan ASD onarımı için kullanılan kapatma cihazı, bu kateterin ucunda takılıdır ve kateterden serbest bırakıldığı anda bir şemsiye gibi açılarak septumdaki deliği kapatır. Bu implantın üzerinde zamanla doku oluşumu gerçekleşir ve sonuç olarak yerleştirilen aygıt kalp ile bütünleşir. İşlem sonrasında pıhtı oluşumunun önlenmesi için kan sulandırıcı ilaç kullanılır.

Ameliyatsız yöntem ile ASD onarımı yalnızca uygun türde ve uygun anatomik bölgede bulunan defektler için tercih edilebilir. Bu nedenle tedavinin ameliyatlı ya da ameliyatsız yöntemlerden hangisi ile gerçekleştirileceği hastanın durumuna göre hekim tarafından belirlenir.

Cerrahi ASD Onarımı

Büyük bir delik içeren Sekundum ASD olgularında veya ameliyatsız yöntemle tedavi edilemeyen ASD türlerinde onarım için cerrahi operasyonlara başvurulması gerekir. Defektin özelliklerine göre uygun nitelikteki hastalarda ASD onarımı operasyonu küçük bir kesi yoluyla veya robotik cerrahi yöntemleri kullanılarak gerçekleştirilebilir. Onarım, genellikle bir doku yaması kullanılarak deliğin kapatılması ile sağlanır. Kalbin etrafını saran perikard adlı zar, ASD onarımı için sıklıkla tercih edilen doku yamasıdır. Hastanın kendi perikardı yama yapılarak ASD onarılabilir. Bazı ASD’lerde ise delik yalnızca dikiş atılarak kapatılır.

Ameliyattan sonra ay gibi bir süre ile kan sulandırıcı ilaç kullanılması gerekir. Ayrıca hekimin önermiş olduğu aralıklarla kontrol muayeneleri yapılmalıdır. Ameliyattan sonra dikkat edilmesi gereken hususlar ile fiziksel aktivite, beslenme gibi konulara ilişkin sınırlandırmalar konusunda hekimin önerilerinin özenle yerine getirilmesi tedavinin başarıyla tamamlanması ve iyileşmenin hızlandırılması için oldukça önemlidir.

Siz de atriyal septal defekt belirtileri yaşıyorsanız veya çocuğunuzda ASD olduğunu öğrendiyseniz kalp hastalıkları uzmanlarına danışarak detaylı muayeneden geçebilirsiniz. Hekim önerileri doğrultusunda gereken tedavi uygulamalarını zamanında yaptırarak ASD ve neden olabileceği sorunların önüne geçebilirsiniz.

“KALP DELİKLERİNİ AMELİYATSIZ YÖNTEMLE KAPATIYORUZ.”

Doğuştan gelen kalp deliklerini ameliyata gerek kalmadan anjiyo benzeri bir yöntem ile tedavi edebiliyoruz. İşlem hastanemizin Katında anjiyografi (veya kateter) laboratuvarında yapılmaktadır. Bu konuda özel eğitimli girişimsel kardiyolog hekimler, hemşireler ve 3 teknisyenden oluşan bir ekip tarafından yapılmaktadır. Bu işlem tahmini olarak uygun vakalarda dakika kadar sürer.

Bebeğin anne karnında iken normal kan dolaşımının bir parçası olan sağ ve sol kulakçıkları arasında açıklık vardır. Doğum sonrası bu açıklığın kapanması gerekir. Bu deliğin kapanmaması neticesinde devam etmesi ile oluşan hastalığın adı Atriyal Septal Defekt’tir (ASD). ASD varlığında sol kulakçıktaki temiz kan sağ kulakçığa geçer ve kirli ve temiz kanın karışır, sağ kalbin pompalaması gereken ve akciğerlere ulaşan kan miktarının artmasına neden olur. ASD doğuştan olan kalp hastalıkları içinde % oranında görülür, yetişkinlerde ise en çok görülen doğuştan kalp hastalığıdır. Kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık iki kat daha fazla görülür. Bazı hastalarda çocukluk döneminde kilo alamama, morarma şeklinde kendini gösterebilir ya da genel muayene sırasında kalpte duyulan üfürüm nedeniyle tanı konulabilir. Hastalık genellikle uzun süre belirti vermeden ilerler. Hastalardaki belirtiler daha çok ileri yaşlarda kendini nefes darlığı, çabuk yorulma, halsizlik, çarpıntı ile kendini gösterebilir. Hastaların kesin tanısı yapılan ekokardiyografi ile konulmaktadır. Herhangi bir yaşta yapılan ekokardiyografi ile kalbin sağ tarafında genişleme görülen ASD tanısı şüphesi olan her hastaya tanıyı kesinleştirmek ve tedavi yöntemini belirlemek için transözefagial ekokardiyografi (yemek borusu yoluyla ekokardiyografi, TEE) yapılmalıdır. Yemek borusu yoluyla ekokardiyografi işleminde hem ASD tanısı kesinleştirilir hem de deliğin ameliyatsız kapalı yöntemle kapatılmaya uygun olup olmadığına karar verilir. Durumu ilerlemiş vakalarda kalp boşluklarında genişleme, akciğer basınç artışı ve kalp yetersizliği nedeniyle ölüm gözlenebilir. Ayrıca toplardamar sisteminde üretilmiş pıhtılar bu delikten geçmek suretiyle beyine giderek felçlere neden olabilirler. Zamanında müdahale edilmeyen ASD hastalarında, kan geçişine bağlı kalpte büyüme, akciğer tansiyonun da artış ve sağdan sola geçiş başladığında kapatma şansının da ortadan kalkacağını unutmamak gerekir.

Kapalı (ameliyatsız yöntemle) Atriyal Septal Defekt kapatma nerede, nasıl ve kim tarafından yapılır, tahmini süresi nedir?

Kapalı (ameliyatsız) yöntemle uygun vakalarda kasık toplardamarından girilerek deliğin şemsiye adı verilen özel cihazlar yerleştirilerek kapatılması işlemidir. Genellikle işlem esnasında TEE ihtiyacı olduğundan genel anestezi ile uyutularak işlem yapılır. Kasıktan küçük bir kesi ile kasık toplardamarına özel iğneler yardımı ile girilir. Ardından özel kateter ve teller yardımı ile kalbe kadar ilerlenir. Kalbin sağ kulakçığından, sol kulakçık tarafına geçilerek gerekli kontroller yapılır. ASD kapatma cihazları birbirine bağlı iki disk şeklindedir, delik çapına uygun olarak seçilen kapatma cihazı boru içinden ilerletilerek delik geçilir. Sol kulakçıkta cihazın bir diski açılır, ikinci disk de sağ kulakçıkta açılarak delik kapatılır ve tüp geri alınarak işlem sonlandırılır. Kasıktaki damara bası uygulanır ve kum torbası konulur. Kapatma cihazı sürekli duvar içinde kalır. Cihazın varlığını hasta hissetmez. Hastanın hastanede kalış süresi cerrahiye göre çok daha kısadır ( saat). Cerrahi yöntemde olduğu gibi göğsün açılması ve kalp akciğer makinasına bağlanma gerekmemektedir. Estetik açıdan da göğüste yara izi kalmaması önemli bir avantajıdır.

İşlem sonrası yapılması gereken yaşam tarzı değişiklikleri nelerdir?

 Hasta işlemden sonraki gün taburcu edilebilir ve birkaç gün içinde normal yaşamına ve çalışmasına dönebilir. Cihaz üzerinde pıhtı oluşumunu önlemek için 6 ay süre ile aspirin ve klopidogrel kullanılması önerilir. İşlemden sonraki ilk 6 ay içinde diş çekimi, cerrahi müdahale gibi kana mikroorganizma karışması olasılığı olan işlemlerden önce doktor kontrollerinde gerekirse antibiyotik ile koruma yapılmalıdır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir