semai edebiyat / Edebiyat Okulu: Semai

Semai Edebiyat

semai edebiyat

kaynağı değiştir]

Sem&#;&#; Nedir, Ne Anlama Gelir?

S&#;zl&#;kte “bir kurala bağlı olmadan yalnız işitmekle &#;ğrenilen s&#;z” anlamına gelen ve klasik T&#;rk m&#;ziğinde iki basit usulden birinin adı da olan sem&#;&#; saz şairlerinin koşmadan sonra en &#;ok kullandıkları nazım bi&#;imidir

Dörtlük nazım birimiyle söylenen semâilerde kafiye düzeni koşmaya benzer. Birinci dörtlük abcb (abab, aaab), diğer dörtlükler dddb-eeeb-fffb şeklindedir. Beyit nazım birimiyle söylenen semâilerde ise kafiye düzeni gazel gibi aa-ba-ca-da-ea biçimindedir. Hem aruz hem hece ölçüsüyle söylenmesine rağmen, saz şairleri daha çok hece ölçüsünü tercih etmiştir. Dörtlük nazım birimiyle yazılan semâilerde dörtlük sayısı genelde , beyit nazım birimiyle söylenenlerde ise beyit sayısı gazel gibi arasında değişmektedir.

Hikmet Dizdaroğlu'na göre ilk semâi XVI. yüzyıl şairlerinden Usûlî tarafından söylenmiştir. Ahmet Talat Onay ise Dîvânü lugāti't-Türk'teki şiirler göz önünde bulundurulduğunda, aruzun dört "mefâîlün" kalıbına tekabül eden ve âşıkların semâi dedikleri nazım şeklinin aslında 8 + 8 = 16 hece kalıbıyla söylenen musammatlar olduğunu, bunların sonraları Arapça ve Farsça'dan kelime alınması ve âşık edebiyatının Fuzûlî'den fazlaca etkilenmesiyle incele incele bugünkü 8'li hece ölçüsüyle söylenen semâi şeklini aldığını söylemektedir (Türk Şiirlerinin Vezni, s. ).

Semâiler ölçülerine ve nazım birimlerine göre şu isimleri alır:

a) Düz semâi. Hece ölçüsünün 4 + 4 = 8 kalıbıyla ya da duraksız sekizli hece ölçüsüyle söylenen semâilerdir: "Beyaz göğsün bana karşı / Açma beni öldürürsün / Gözlerini süze süze / Bakma beni öldürürsün" (Gevherî). Düz semâi biçiminde ve "dedim / dedi" şeklinde söylenen semâiler de bazı saz şairleri tarafından tercih edilmiştir. "Dedim dilber bu ne haydır / Dedi benim kaşım yaydır / Dedim dilber üzün aydır / Dedi on beş gecelenmiş" (Ercişli Emrah).

b) Musammat semâi. Klasik Türk edebiyatındaki musammat gazelden etkilenerek aruz ölçüsünün dört "mefâîlün" kalıbıyla ya da hece ölçüsünün 8 + 8 = 16'lı kalıbıyla söylenen ve mısraları ortadan da kafiyeli olan semâilerdir. 16'lı hece ölçüsüyle söylenen semâiler aslında 8'li hece ölçüsüyle söylenmiş bir semâinin iki mısraının yan yana getirilmesiyle oluşmuş gibi de düşünülebilir: "Bu can bir gün uçar tenden gönül fâriğ olur senden / Gayri iş yok sana benden hemen dizdar âşıkınım" (Mâilî).

c) Divan biçiminde semâi. Aruz ölçüsünün dört "mefâîlün" kalıbıyla söylenen gazel, murabba, muhammes, müseddes biçimindeki şiirlere de semâi denir. "Vefâsın görmedim ol şûha meftûn olduğum kaldı / Düşüp sevdâsına âlemde mahzûn olduğum kaldı" (Âşık Dertli). d) Ayaklı (yedekli) semâi. Aruz ölçüsünün dört "mefâîlün" kalıbıyla yazılmış semâilerin her mısraından sonra "mefâîlün / faûlün" veya "mefâîlün / mefâîlün" kalıbına uygun parçalar eklenmek suretiyle söylenen semâilerdir.

Ayaklı semâiler klasik Türk edebiyatındaki müstezad gazel örnek alınarak söylenmiştir: "Hayâl-i gül ruhunla bekledim ben bunca gülzârı / Edip bülbül gibi zârı / Bana göstermedi bahtım medet ol subh-i dîdârı / Edip hasret giriftârı" (Beşiktaşlı Gedâyî). Ayaklı semâilerin bir kısmı da, "Efendim gel bana bildir bu istiğnâ ne âdettir / Bana bildir bu istiğnâ ne âdettir adâlettir / Bu istiğnâ ne âdettir adâlettir halâvettir / Ne âdettir adâlettir halâvettir nezâkettir" (Hengâmî) şeklinde olup saz şairlerinin şiirde ustalıklarını göstermek için söyledikleri satranç nazım biçimi gibi mısralar hem soldan sağa hem yukarıdan aşağıya doğru dört eşit parçaya ayrılıp okunabilir. e) Murabba biçiminde semâi. Yaygın olmasa da bazı şairler bu biçimde de semâi söylemiştir: "Behey sûfî bizi ta'netme her dem yerli yersizce / Bizi kendin gibi câhil mi zannettin hünersizce / Sözüm dinle seni bed-nâm ederler hayr ü şersizce / Dilin çek ehl-i uşşâktan dîn ü îmânı fersizce" (Derviş). Bazı araştırmacılar dördüncü mısraları her dörtlüğün sonunda tekrar edilen semâilere "semâi-şarkı" adını vermektedir.

Semâilerde daha çok aşk, ayrılık, gurbet, tabiat, özlem gibi konular işlenir. Az sözle yoğun bir anlam ve gerekli âhengi sağlamak semâilerin önemli özelliklerindendir. Bunun için semâi basit görünse de zor bir nazım biçimidir. Saz şairleri içinde en güzel semâileri Karacaoğlan, Pîr Sultan Abdal, Ruhsatî ve Sümmânî söylemiştir.

Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ

SEMAİ NAZIM ŞEKLİ VE SEMAİ ÖRNEĞİ

Ayrıntılar
MAGlogo
DERS NOTLARI
Gösterim:

koşma halk edebiyatı nazım şekli semai Erzurumlu Emrah semai örneği

SEMAİ NAZIM ŞEKLİ VE SEMAİ ÖRNEĞİ

SEMAİ ÖRNEKLERİ

1

Gönül gurbet ele varma 

Ya gelinir ya gelinmez 

Her dilbere meyil verme 

Ya sevilir ya sevilmez

Yöğrüktür bizim atımız 

Yardan atlattı zatımız 

Gurbet ilde kıymatımız 

Ya bilinir ya bilinmez

Bahçemizde nar ağacı 

Kimi tatlı kimi acı 

Gönüldeki dert ilacı 

Ya bulunur ya bulunmaz

Deryalarda olur bahri 

Doldur ver içem zehri 

Sunam gurbet elin kahrı 

Ya çekilir ya çekilmez

Emrah der ki düştüm dile 

Bülbül figan eder güle 

Güzel sevmek bir sarp kale 

Ya alınır ya alınmaz

ERZURUMLU EMRAH


2.
Güzel ne güzel olmuşsun
Görülmeyi görülmeyi
Siyah zülfün halkalanmış
Örülmeyi örülmeyi

Mendilim yudum arıttım
Gülün dalında kuruttum
Adım ne idi unuttum
Sorulmayı sorulmayı

Benim yârim bana küsmüş
Zülfünü gerdana dökmüş
Muhabbeti benden kesmiş
Sevilmeyi sevilmeyi

Çağır Karacoğlan çağır
Taş düştüğü yerde ağır
Yiğit sevdiğinden soğur
Sarılmayı sarılmayı
Karacaoğlan

3.
Bu gün ben bir güzel gördüm
Yeşiller giymiş ağ üzre
Aklımı başımdan aldı
Durabilmem ayağ üzre

Beni mest eden camıdır
Gonca gülün eyyamıdır
Her biri bir haramidir
Kirpikleri kapağ üzre

Mah cemaline bakılır
Ben kulun yanup yakılır
Söyledikçe bal dökülür
Leblerinden dudağ üzre

Cemali hüsnü alişan
Ol Yusuf’tan almış nişan
Siyah zülüfler perişan
Dökülmüş al yanağ üzre

Âşık Ömer geldi ise
Hak inayet kıldı ise
Ferhat dağı deldi ise
Ben koyam dağı dağ üzre
Âşık Ömer

4
Ela gözlü nazlı dilber
Koma beni el yerine,
Altın kemerin olayım,
Dola beni bel yerine!

Gel, kız, karşımda dursana,
Şu benim halimi sorsana,
Zülfünden bir tel versene,
Koklayayım gül yerine.

Hecine, gönlüm, hecine,
Yiğide ölüm geçine.
Al beni zülfün ucuna,
Sallanayım tel yerine.

Karaca oğlan der n’ olayım
Kolun boynuma dolayım,
Nazlı yar, kölen olayım,
Kabul eyle kul yerine.

Semai

“Semai” kelimesi “bir kurala bağlı kalmadan işitilerek öğrenilen” anlamına gelir. Aşık edebiyatında koşmadan sonra en çok ilgi gören nazım şeklidir. Özel ezgileri olan semailer, hece ya da aruz ölçüsüyle söylenir. Âşıklar daha çok, hece ölçüsüyle söyledikleri semailerde başarılı olmuştur.
Hece ölçüsüyle söylenen semailer, koşma tipinde olup sadece hece sayısı bakımından bu nazım şeklinden ayrılır. Sekizli hece vezni ile söylenen semailer 4+4 duraklı veya duraksız olur. Semainin dörtlük sayısı genellikle arasında değişir. Semailerde daha çok “gurbet, aşk, doğa, özlem, ayrılık” gibi konular işlenir. Semai, az sözle yoğun bir anlam ile gerekli uyumu sağlama ustalığını gerektiren bir nazım şeklidir. Kolay bir nazım şekli gibi gözükmekle birlikte söylenmesi oldukça zordur.
Karac’oğlan eğmelerin
Gönül vermez değmelerin
İliklemiş düğmelerin
Çözer Elif Elif diye
                Karacaoğlan
Bu semaide Karacaoğlan sevgilisine duyduğu derin sevgiyi dile getirmiştir.

Genel

Alt Kategoriler:Halk Şiiri, PDF

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir