asd vsd nedir / VSD (Ventriküler Septal Defekt) ve Tedavisi - Doç Dr Osman Özdemir

Asd Vsd Nedir

asd vsd nedir

Kalp deliği deyince kalp boşluklarını bir birinden ayıran duvarlardaki delikleri ve aralarında bağlantı olmaması gereken boşluklar arasındaki anormal bağlantıları anlıyoruz. Kalp delikleri doğuştan gelen bozukluklardır. Yenidoğan bebeklerin yaklaşık %1’ inde doğuştan kalp hastalığı bulunur ve bunların çoğunu da kalp delikleri oluşturur.

Niçin Kalp Deliği Olur?

Bazı kalıtsal gen bozukluklarının ve genleri taşıyan kromozom anormalliklerinin kalp delikleriyle ilişkisi saptanmıştır. Hamilelik sırasında annenin geçirdiği bazı enfeksiyonlar ile anne kanındaki yüksek şeker ve fenilalanin düzeylerinin de bebekte kalp deliğine yol açabildiği bilinmektedir. Gebelik sırasında kullanılan bazı ilaçlar ve alkol de kalp deliği sebeplerindendir. Bununla birlikte, kalp deliğiyle doğan bir bebekte deliğe yol açabilecek herhangi bir sebep saptanmaması sık karşılaşılan bir durumdur.

Kalp Deliği Çeşitleri Nelerdir?

Kalbin karıncıkları arasındaki deliklere ventriküler septal defekt (VSD), kulakçıkları arasındaki deliklere atriyal septal defekt (ASD), kulakçıkların alt kısmı ile karıncıkların üst kısmını kapsayan deliklere atriyoventriküler septal defekt (AVSD) denir. Anne karnındaki bebeğin kalbinin kulakçıkları arasında foramen ovale dediğimiz bir açıklık olması normaldir. Foramen ovale doğumdan sonra kapanır. İnsanların %’inde doğduktan sonra da açık kalabilir. Bu duruma patent foramen ovale (PFO) denir. Genellikle bulgu vermez ve herhangi bir soruna yol açmaz. Çok nadir birkaç durum dışında müdahale edilmesi gerekmez. Kalpten çıkan ve vücuda kan pompalayan damar ile akciğere kan pompalayan damar arasında anne karnındaki bebeklerde duktus arteriozus dediğimiz bir bağlantı vardır. Anne karnında normal olan bu bağlantının doğumdan sonra kapanması gerekir. Kapanmadığı duruma patent duktus arteriozus (PDA)denir. PDA’lar bulgu verebilirler ve kapatılmaları gerekebilir. Vücuda giden ve akciğere giden damarlar arasındaki başka bir anormal bağlantı da aortopulmoner penceredir. Bütün bu delikler tek başlarına olabilir, birkaçı bir arada da bulunabilir veya daha kompleks doğuştan kalp hastalıklarında bozukluğun bir parçası olabilirler (Fallot tetralojisi, büyük damarların transpozisyonu gibi).

Bebeğimin Kalp Deliği Olup Olmadığını Anlayabilir miyim?

Delikler küçük ise hiçbir belirtiye yol açmazlar. Bu yüzden küçük deliğin aileler tarafından anlaşılması güçtür. Bazen kulakçıklar arasındaki büyük delikler de belirti vermezler. Delik belirtisi olmayan bebekler başka nedenlerle gittikleri çocuk doktorları tarafından kalplerinde üfürüm duyulması veya başka bir bulgu saptanması sebebiyle çocuk kardiyolojisi uzmanlarına yönlendirildiklerinde teşhis edilirler. Orta ve büyük deliği olan bebeklerde, fazla kanın akciğerde hava değişimini etkilemesi ve sol kalp yetersizliğine yol açmasına bağlı olarak kalbin hızlı atması, kalp atışının elimizle kolayca hissedilmesi, hızlı nefes alma, nefes almakta güçlük, hırıltı, emerken çabuk yorulma, uzun süre emememe, özellikle alın kısmında soğuk terleme, göz kapakları ve popo kısmında şişlik, yeterince ememediği ve enerji tüketimi arttığı için tartı alımında yetersizlik, sık akciğer enfeksiyonu geçirme, ileri evrelerde morarma gibi belirtiler görülebilir. Bu bulguların varlığında ailelerin vakit kaybetmeden çocuk kardiyolojisi uzmanlarına başvurmaları gerekir.

Kalp Delikleri Nasıl Teşhis Edilir?

Kalp deliklerinde bazı EKG anormallikleri görülebilmekle birlikte kesin tanı çocuk kardiyolojisi uzmanları tarafından yapılan ekokardiyografi (eko) ile konulur.

Çocuğumda Kalp Deliği Saptandı, Şimdi Ne Olacak?

Öncelikle panik olmayın. Kalp deliklerinin çoğunun tedavisinin mümkün olduğunu bilin. Çocuğunuzun takibini hiçbir zaman aksatmayın. Çünkü deliğe müdahale gerekip gerekmeyeceği, gerekirse ne zaman gerekeceği çocuğun şikayetleri ve çocuk kardiyolojisi uzmanının bulgularına göre belirlenir. Kalp yetersizliğine yol açacak kadar büyük deliği olan bebeklerin enerji tüketimi arttığı için beslenmelerine özen gösterin. Buna rağmen yetersiz tartı alımı olabileceğini unutmayın. Diş çürüklerindeki bakteriler kana karıştıklarında deliklere yerleşip kalp enfeksiyonuna yol açabileceğinden çocuğunuzun ağız ve diş sağlığına önem verin.

Bazı delikler özellikle ilk iki yaşta kendiliklerinden küçülebilir veya kapanabilirler. Özellikle karıncıklar arasındaki müsküler VSD dediğimiz deliklerin kapanma ihtimali daha yüksektir. Bazı ASD türleri ile AVSD’lerin kendiliğinden kapanma olasılığı ise düşüktür. Delikler kendiliklerinden genişlemezler ancak boşluklar arasındaki basınç farkına göre aynı delikten geçen kan miktarı artıp azalabilir. Boyutlar genellikle milimetre cinsinden ifade edildiğinden delik boyutunun bir doktordan ötekine ufak farklılıklar göstermesi normaldir. Deliğin kendiliğinden kapanması için ailenin veya doktorun yapabileceği bir şey yoktur. Yeterli tartı alımı deliği küçültmez ancak ileride gerekebilecek bir girişim açısından bebeğiniz ne kadar iri olsa o kadar iyi olur. Deliği olan çocuğa verilen ilaçlar deliğin küçülmesi için değil, kalp yetersizliğinin kontrol altına alınması için verilirler.

Kalbin iş yükünü artırmayan küçük delikler ömür boyu açık kalsa da kalp enfeksiyonuna veya inmeye yol açmadığı sürece kapatılmazlar. Kalp yetersizliğine yol açan deliklerde kalbin art yükünü azaltan ilaçlar ve idrar söktürücü ilaçlar verilerek kalp yetersizliği kontrol altına alınmaya çalışılır. Bebeklerde RSV enfeksiyonuna karşı pasif bağışıklık sağlanır. Bu tedaviyle yeterli tartı alan ve şikayetlerinde gerileme gözlenen çocukların kalp yetersizliği kontrol altına alınmış demektir. Bu hastalar deliğin küçülmesi, sol kalp yükünün azalması ve girişime ihtiyaç kalmaması ümidiyle yakından izlenmeye devam edilir. İzlemde müdahaleye karar verilirse bebek bu arada biraz daha büyümüş olur. Başlangıçta kalp yetersizliği kontrol altına alınamayanlar ile kalp yetersizliği kontrol altına alındığı halde önemli düzeyde akciğer atardamar basınç yüksekliği olanların delikleri uygun zamanda mümkünse kasıktan girilerek ameliyatsız olarak, değilse açık kalp ameliyatıyla kapatılır. Cerrahi gereken PDA’lar açık kalp ameliyatına gerek duyulmaksızın daha basit bir operasyonla tedavi edilirler. Kalbin sağını genişleten ASD’lerin şikayete yol açmasa bile okul çağından önce kapatılmaları önerilir.

Kalp deliği için girişim geçiren çocuklar, doktorlarının önerdiği sıklıkta kontrole götürülmeli ve gelişebilecek ritim bozuklukları diğer sorunlar açısından izlenmelidirler. Deliği tedavi gerektirmeyen çocuklar ile deliği kapatılmış çocuklar hayatlarını genellikle yaşıtlarıyla benzer şekilde sürdürürler.

KALP HASTALIKLARI HAKKINDA

Kalpte sağ ve sol olmak üzere iki kulakçık ve iki karıncık yer almaktadır. Sağ karıncık ve sol karıncık arasında; her iki karıncığı birbirinden ayıran “ventriküler septum” adı verilen bölgede, doğumsal kusur nedeniyle ortaya çıkan delikler, ventriküler septal defekt (VSD) olarak isimlendirilirler.

VSD Tipleri
a) Perimembranöz/paramembranöz/konoventriküler tip VSD (en yaygını, VSD’lerin ~%80’i; “inlet”, trabeküler ya da “outlet” septuma muhtemel yayılım ile birlikte membranöz semptumda yer alır. Trikuspid ve aort kapağına komşudur. Membranöz septum anevrizmaları sıktır;ameliyatsız yöntemle kapatılabilir.)
b) Müsküler/trabeküler tip VSD (%’ye kadar tamamen kas ile çevrilmiştir; çeşitli kısımlarda bulunur; genellikle çoğuldur. Kendiliğinden kapanma sıktır ancak açık kaldığında ameliyatsız yöntemle kapatılabilir.)
c) “Outlet”suprakristal/subarteriyel/subpulmoner/infundibular/suprakristal/konal/ikili yerleşimli juksta-arteriyel tip VSD (~%5; konal ya da “outlet” septumda semilunar kapakların altında yer alır. Genellikle sağda olmak üzere aortik kuspisin prolapsusuna bağlı olarak sıklıkla ilerleyici aort yetersizliği (AY) ile ilişkilidir.)
d) “Inlet”/AV kanal/AVSD tipi VSD (AV kapak aparatının hemen altında ventriküler septumun “inlet”i;tipik olarak Down sendromunda oluşur.)
e) Post miyokard infarktüs (Kalp krizi sonrası) VSD (Genellikle trombolitik yada perkütan tedavi ile tedavi edilmemiş kalp damar tıkanıklıkları sonucu ortaya çıkan kalp krizlerinde görülebilen ciddi bir kalp krizi komplikasyonudur. Sıklıkla muskuler bölgede görülür. Hemodinami bozulmuşsa acil tedavi gerektiren bir durumdur. Tedavide ilk seçenek cerrahi olsa dahi cerrahide yamaların dikişleri o bölge nekrotik olması sebebiyle tutmayabilir. Cihazla tedavi alternatif olarak kullanılabilir ancak cihazla da kapama şansı yayınlanmış serilerde düşüktür. Hemodinami bozulmamışsa, bir yada iki hafta bekleyebilme süreci söz konusu ise cihazla tedavi cerrahiye göre ciddi bir avantaj sağlayabilir.)
Şeklinde sınıflandırılır.

Sol karıncık, akciğerlerde temizlenen kanı tüm vücuda pompalayan odacık iken, sağ karıncık vücuttan gelen kirli kanı temizlenmek üzere akciğerlere pompalayan ana yapıdır. Sağ ve sol karıncığı birbirinden ayıran ventriküler septum bölgesinde bir delik olduğunda, vücuda pompalanan temiz kanın bir bölümü, bu delikten geçerek sağ karıncıktaki kirli kan ile karışır. Bu karışımın miktarı da, deliğin büyüklüğü ile doğru orantılıdır.

VSD varlığında, zaten temiz olan ancak kalpteki delik nedeniyle sağ karıncığa kaçmış olan kanın bir kısmı temizlenmek için tekrar akciğerlere pompalanır ve bu da akciğerlerin daha fazla çalışmasına neden olur. Eğer bu delik fark edilmez ve açık kalmaya devam ederse ilerleyen yaşlarda sağ kalp boşluklarında genişlemeye, ciddi kalp yetersizliğine, akciğer damarında hipertansiyona, başlangıçta soldan sağa olan karışımın artan pulmoner vasküler basınç ve direnç neticesinde sağdan sola olmasına, bu durumda da vücuda temiz kan yerine kirli kan gönderilmesine, ciddi ritim bozukluklarına ve jet akım nedeniyle kalbin iç yüzünü döşeyen endokard tabakasında iltihaplanmaya, bakteriyemi ve septisemiye yol açarak ölüme neden olabilir.

Yukarıda da belirtildiği üzere VSD’lerin toplumda en sık görülen tipleri perimembranöz ve muskuler tip VSD’ler olup, bu delikler açık ameliyatsız yöntemle kapatılabilir. Geçmişte VSD tedavisinin tek yöntemi, açık cerrahi ile oraya bir yamanın dikilmesi şeklinde iken günümüzde çocuklarda ve erişkinlerde açık cerrahi yöntem uygulanmaksızın perimembranöz ve muskuler tip VSD’leri anjiyografi laboratuarında özel cihazlar eşliğinde kapalı yöntemle kapatabiliyoruz. Diğer az görülen VSD tipleri için ise yine açık cerrahi yöntemi öneriyoruz.

NASIL TANI KOYULUYOR?
Geçmişte VSD tanısı, yalnızca fizik muayenedeki üfürüm ve elektrokardiyografi bulgularına dayandırılarak yapılırdı. Günümüzde ekokardiyografi olarak adlandırılan oldukça gelişmiş ultrason cihazları ile VSD tanısı kolaylıkla konulabilmektedir. Yalnızca göğüs ön yüzünden bir ultrason probu konularak yapılan transtorasik ekokardiyografi yöntemi ile VSD tanısı konulduktan sonra, bu VSD ’nin kapalı yöntemle kapatılmaya uygun olup olmadığını, özellikle perimebranöz tipte defektin kenar rimlerinin aort kapağına uzaklığını belirlemek ve vsd rimlerinin kapama cihazını taşımaya uygun olup olmadığını anlamak amacıyla ağızdan bir prob yutturularak yemek borusuna yerleştirilerek yapılan transözofagiyal ekokardiyografi (TEE) tetkiki mutlaka yapılmalıdır. Yine VSD’nin yeri, anevrizma olup olmadığı, perimembranöz tipte ise bir VSD ise aort kapağa uzaklığını belirlemek amacıyla anjiyografi laboratuarında özel boyar madde eşliğinde yapılan ventrikulografi tetkiki VSD tanı ve tedavisinde olmazsa olmaz tetkiklerden bir tanesidir.

Kapalı yöntem nasıl uygulanır?

ASD-VSD KAPAMA

ASD (Atriyal septal defekt) nedir?

Kalbin sağ ve sol atriyumlarını (kulakçıklar) birbirinden ayıran perde (septum) üzerinde doğuştan delik bulunmasıdır. ASD varlığında sol atriyumdaki temiz kanın bir kısmı sağ atriyuma geçer ve sağ kalbin pompalaması gereken ve akciğerlere giden kan volümü çoğalır. Yıllar içerisinde, sağ kalbe gelen ve akciğerlere pompalanan yüksek kan volümü sağ atrium (kulakçık) ve sağ ventrikülün (karıncık) genişlemesine neden olur. Akciğer atardamarında (pulmoner arter) kan basıncı artmasına (pulmoner hipertansiyon) ve nihai olarak sağ kalp yetersizliğine neden olabilir. Sağ kalp yetmezliği ve pulmoner hipertansiyon hastanın hayat kalitesini düşürür ve ölümüne neden olabilir. Ayrıca sağ kalp yetmezliği ve pulmoner hipertansiyon geliştiğinde bacak toplardamar sisteminde oluşan kan pıhtıları bu delikten (ASD) geçmek suretiyle beyine giderek beyin damarlarında tıkanmalara ve felçlere yol açabilirler.

ASD neden kapatılır?

Küçük ASD’ler (delik) soldan sağa az miktarda kan geçişine izin verdiklerinden hasta hayatını etkilemezler ve ileri yaşlarda bile sorun olmazlar, bu nedenle küçük ASD’lerin (delik) kapatılması gerekmez. Aksine küçük ASD leri ameliyatla ya da kapalı yöntemle kapatmaya çalışmak hastayı gereksiz yere kapama işleminin risklerine maruz bırakmak olur. ASD büyük olduğunda, ASD yoluyla soldan sağa geçen kan volümü kalbe zarar verecek düzeyde yüksek olduğunda kapatılması gereklidir ve kapatılması hasta için faydalıdır. Önemli derecede büyük olduğu halde kapatılmayan ASD sağ kalp boşluklarında ve akciğer atardamarında tedavi edilemez hasarlar oluşturabilir.

ASD nasıl kapatılır?

    • Cerrahi kapama: ASD, ameliyatsız kapama yöntemlerine uygun olmadığında ameliyatla kapatılması gerekir. Ameliyatta cerrah sağ kulakçıktan kalbi açar, deliği görür ve dikerek ya da yama yaparak kapatır, kalp içinde yapılan işlem tüm cerrahi tekniklerde aynıdır. Ancak göğsün açılması cerrahi yöntemler arasında farklılık gösterir. İlk geliştirilen ve en yaygın yapılan cerrahi teknikte göğüs orta çizgiden, boyundan karına kadar kesilerek açılır ve ASD tamir edilir. Bu açık kalp cerrahisi sonunda hastanın göğsünde büyük bir ameliyat izi kalır ki özellikle genç insanlar göğsünde böyle bir ameliyat izi olsun istemezler. Estetik açıdan daha kabul edilebilir bir cerrahi yöntemde ise sağ meme altından sağ memenin yan tarafına uzanan yaklaşık 20’cm lik bir kesi yapılarak göğüs boşluğu açılır ki bu ameliyat sonunda ameliyat izinin büyük bölümü kadınlarda meme altında kaldığından görsel olarak daha kabul edilebilir bir ameliyat yöntemidir. Son yıllarda geliştirilen daha estetik bir yöntemde sağ memenin yan tarafından cm kadar bir kesi yapılır bu kesiden göğüs boşluğuna yerleştirilen kamera ile ekrandan bakılarak ameliyat yapılır ve ameliyat sonunda sağ memenin yanında cm kadar bir ameliyat izi kalır. Bu minimal invazif cerrahi yöntemde hastanın ayağa kalkması hastaneden taburcu olması ve normal hayatına dönmesi daha erken olabilmektedir. Ameliyat izinin nasıl ve ne kadar olacağı cerrah ile önceden konuşulmalıdır.
    • ASD’nin ameliyatsız kapatılması: ASD’lerin çoğu ameliyatsız kapamaya uygundur ve son yıllarda az sayıda hasta ASD nedeniyle ameliyat olmaktadır. Uygun vakalarda ameliyatsız kapama cerrahiye tercih edilmelidir. Ameliyatsız ASD kapama yönteminde kasık toplardamarından (femoral ven) iğne ile girilir buradan kalbe kadar uzanan ve ASD (delik) den geçen bir kılavuz tel gönderilir. Kılavuz tel üzerinden mm kalınlıkta bir damar kılıfı aynı şekilde kasıktan girilir kalbe kadar ilerletilir ASD den geçirilir ve ucu sol kulakçıkta olacak şekilde bırakılır. ASD kapama cihazları birbirine ortadan bağlı iki disk şeklindedir, ASD’ye uygun olarak seçilen kapama cihazı kasıktan damar kılıfı içinden ilerletilerek delikten geçilir. Sol atriyumda cihazın bir diski açılır ve bir miktar geri alınarak ASD üzerine oturtulduktan sonra, kapama cihazının ikinci diski de sağ atriumda açılır ve cihaz deliği iki taraftan üzerine oturarak kapatır. Cihaz bırakılmadan önce ASD’nin uygun şekilde kapandığı ve takılan cihazın kalbin diğer bölümlerine zarar vermediği kontrol edilir, uygunsa işlem sonlandırılır ve kapama cihazı ASD üzerinde bırakılır. İşlem sonrası kalbin içini kaplayan hücre tabakası (endokardiyum) kapama cihazının üzerini kaplar, ortalama ay içinde kapama cihazının üzeri tamamen endokardiyum hücreleri ile kaplanır. Kapama cihazı burada sürekli olarak kalır. Bazı insanların bu kapama cihazlarının yapıldığı maddelere kaşı alerjisi olabilir ve işlem öncesinde sorgulanmalıdır. Ameliyatsız ASD kapama işlemi ortalama 1 saat kadar sürer işlem sırasında hastanın yarım saat kadar uyutulması gerekebilir, bu genel anestezi değildir ve derin sedasyon ya da derin uyku olarak tanımlanır ve işlem bitince hemen uyandırılır. Bazı hastalarda işlem uyanık olarak ta yapılabilir. İşlem sonrası hasta en az 6 saat yatakta ve bir gece hastanede kalır ve sabahında taburcu edilir. Kapama cihazı üzerinde pıhtı oluşumunu önlemek için birkaç ay süreyle klopidogrel 6 ay süre ile aspirin kullanılması önerilir. ASD kapama işleminden sonraki ilk 6 ay içinde kanamalı diş tedavisi diş çekimi, cerrahi müdahale yapılması gerekirse hastanın antibiyotik tedavisi alması gerekir ki bu tedavi işlemi yapan kardiyologun reçetesi ile yapılmalıdır.

 

  • ASD’nin ameliyatsız kapatılmasının cerrahi yönteme göre avantajları nelerdir?
  • Hasta sadece 24 saat hastanede kalır ve bir-iki gün de evde istirahat ettikten sonra işine dönebilir.
  • Cerrahi yöntemde olduğu gibi göğsün açılması ve kalp akciğer makinesine bağlanma gerekmez.
  • Estetik açıdan da göğüste ameliyat izi kalmaz.
  • İşlem nedeniyle ölüm riski cerrahiye göre çok daha azdır.​

Ameliyatsız ASD kapama işleminin riski nedir?

Nadir olmakla birlikte bazı riskler mevcuttur. Kapama cihazının ilerletildiği damar boyunda delinme kanama olabilir, kalp duvarlarında delinme ve yırtılma olabilir, kapama cihazı kalp içine yada damar içine düşebilir ve buna bağlı cerrahi müdahale ve kan nakli gerekebilir. İşlem sonrası nadiren enfeksiyon oluşabilir ve antibiyotik tedavisi gerektirebilir. Yine çok nadiren hasta felç geçirebilir ve fonksiyon kaybı oluşabilir. İşlem sırasında ve sonrasında kalp ritm bozukluğu gelişebilir. Cihaz bırakıldıktan sonra çevreleyen kalp dokularına zarar verebil ve ameliyatla düzeltilmesi gerekebilir. Bu durum ameliyat ile düzeltmeyi gerektirebilir. Kapama cihazı üzerinde pıhtı oluşabilir ve emboliye neden olabilir. Çok nadir olamakla birlikte ameliyatsız ASD kapama işlemi hastanın ölümüne neden olabilir.

 

VSD Kapama

Kalbin 4 boşluğu vardır, arkada ve üstte yan yana duran 2 boşluk atriumlar (kulakçık) olarak adlandırılır. Önde ve altta duran 2 kalp boşluğu ventriküller (karıncık) olarak adlandırılır. Sol ventrikül vücuda oksijenli temiz kan pompalar. Kirli kan ise toplardamarlar yoluyla sağ atriuma gelir buradan bir kapakçık (triküspit kapak) yoluyla sağ ventriküle geçer sağ ventrikülden ise pulmoner kapaktan geçerek akciğer atardamarı (pulmoner arter) yoluyla akciğerlere pompalanır. Akciğerde temizlenen kan akciğer toplardamarları (pulmoner venler) ile sol atriyuma ve buradan sol ventriküle gelerek tekrar vücuda pompalanır. Oksijenli temiz kan ile oksijensiz kirli kanın birbirine karışmaması için sağ ve sol kulakçıklar arasında atrial septum denen bir perde, sağ ve sol karıncıklar arasında ise kalp kasından oluşan ventriküler septum denen duvar bulunur.

VSD (Ventriküler Septal Defekt) nedir?

Atriumlar arasındaki perdede delik olduğunda bu delik ASD (atrial septal defkt) olarak adlandırılır ya da bu deliğin şekli ve fonksiyonu farklılık arzeden bir türü PFO (patent foramen ovale) olarak adlandırılır. Sol ve sağ ventriküller birbirinden kalp kasından oluşan bir duvarla ayrılır. Sol ve sağ ventrikülleri ayıran duvar ya da bölme (ventriküler septum) üzerinde delik olduğunda bu delik; VSD (ventriküler septal defekt olarak adlandırılır. VSD varlığında sol ventriküldeki temiz kan sağ ventriküle geçer ve sağ kalbin pompalaması gereken ve akciğerlere ulaşan kan volümü artar. Zamanla sağ ventrikülde basınç yüklenmesi ve sol ventrikülde ise aşırı hacim yüklenmesi oluşur hem sağ ventrikülün hemde sol ventrikülün iş yükü artar. Eğer haddinden fazla kan soldan sağa geçiyor ise bu durum kalp yetmezliği ve pulmoner hipertansiyona (akciğer atardamarında basınç yükselmesi) neden olur. Bu durum geri dönüşsüz evreye gelmeden tedavi edilmez ise hasta ömür boyu kalp yetmezliği sıkıntıları ile yaşar ve genellikle de erken yaşta hayatını kaybeder. Ayrıca VSD varlığı, tedavisi oldukça zahmetli ve ölümcülde olabilen kalp kapak iltihabına (infektif endokardit) neden olabilir. Aort kapağın hemen altında yerleşik olan VSD’ler ise ameliyatla düzeltilmesi gereken aort kapak yetersizliğine neden olabilir.

VSD nasıl tedavi edilir?

VSD yoluyla soldan sağa geçen kan miktarı önemli düzeyde ise VSD kapatılmalıdır. Aksi takdirde kalpte tedavi edilemez hasar meydana gelebilir.

  • Cerrahi tedavi: Açık kalp ameliyatı ile göğüs kafesi açılır delik cerrahi yöntemle onarılır veya yama yapılır.
  • Perkütan tedavi: Ameliyatsız tedavi veya şemsiye yöntemiyle tedavi olarak da adlandırılmaktadır. Uygun vakalarda perkütan kapatma cerrahiye tercih edilen bir yöntemdir. Ameliyatsız yöntemde kasıktan geçen toplardamar (femoral ven) ve atardamara (femoral arter) iğne ile girilir ve her iki damara birer damar kılıfı yerleştirilir. Kasıktan femoral arterden girilen bir bir kateter ve kılavuz tel kalbe kadar ilerletilir ve delikten (VSD) geçilir böylece sağ kalbe girilmiş olur buradan sağ kalp içinde ya da akciğer atardamarı içinde kement (snare) ile yakalanan klavuz tel çekilerek femoral venden (kasıktan) çıkarılır. Böylelikle bir kılıftan giren, diğer kılıftan çıkan bir klavuz tel sistemi elde edilmiş olur. Bu tel üzerinden femoral venden girilerek VSD kapatma cihazı taşıma kateteri gönderilir ve VSD den geçirilerek sol ventriküde yada aort kapak ta geçilerek aortada bırakılır. VSD kapatma cihazları birbirine bağlı iki disk şeklindedir, VSD genişliğine uygun olarak seçilen kapatma cihazı bu taşıma keteteri içinden kateter ucuna kadar ilerletilir. Sol ventrikülde kateter ucundan çıkarılmak suretiyle birinci disk açılır ve geri çekilerek VSD içine oturtulur, cihazın ikinci diski de sağ ventrikül tarafında açılmak suretiyle VSD kapatılır. Sonuçta kapama cihazının birinci diski deliğin sol ventriküle bakan açıklığını, ikinci diski da sağ ventriküle bakan açıklığını kapatır. Taşıma kateteri geri alınarak işlem sonlandırılır. İşlem sonrası kalbin içini kaplayan hücre tabakası (endokardiyum) kapama cihazının üzerini kaplar, ortalama ay içinde kapama cihazının üzeri tamamen endokardiyum hücreleri ile kaplanır. Kapama cihazı burada sürekli olarak kalır. Bazı insanların bu kapama cihazlarının yapıldığı maddelere kaşı alerjisi olabilir ve işlem öncesinde sorgulanmalıdır. Ameliyatsız VSD kapama işlemi ortalama 1 saat kadar sürer işlem sırasında hastanın yarım saat kadar uyutulması gerekebilir, bu genel anestezi değildir ve derin sedasyon ya da derin uyku olarak tanımlanır ve işlem bitince hemen uyandırılır. Bazı hastalarda işlem uyanık olarak ta yapılabilir. İşlem sonrası hasta en az 6 saat yatakta ve bir gece hastanede kalır ve sabahında taburcu edilir. Kapama cihazı üzerinde pıhtı oluşumunu önlemek için birkaç ay süreyle klopidogrel 6 ay süre ile aspirin kullanılması önerilir. VSD kapama işleminden sonraki ilk 6 ay içinde kanamalı diş tedavisi, diş çekimi veya herhangi bir cerrahi müdahale yapılması gerekirse hastanın antibiyotik tedavisi alması gerekir ki bu tedavi işlemi yapan kardiyologa danışılarak yapılmalıdır.

Perkütan tedavinin avantajları nelerdir?

Hastanede kalma süresi cerrahiye göre çok daha kısadır (24 saat). Cerrahi yöntemde göğsün açılması sonucu göğüste büyük bir ameliyat izi kalır. Perkütan kapama estetik açıdan da tercih edilebilir.

Ameliyatsız VSD kapama işleminin riski nedir?

Nadir olmakla birlikte bazı riskler mevcuttur. Kapama cihazının ilerletildiği damar boyunda delinme kanama olabilir, kalp duvarlarında delinme ve yırtılma olabilir, kapama cihazı kalp içine ya da damar içine düşebilir ve buna bağlı cerrahi müdahale ve kan nakli gerekebilir. İşlem sonrası nadiren enfeksiyon oluşabilir ve antibiyotik tedavisi gerektirebilir. Yine çok nadiren hasta felç geçirebilir ve fonksiyon kaybı oluşabilir. İşlem sırasında ve sonrasında kalp ritim bozukluğu gelişebilir, kalp hızı çok yavaşlaya bilir ve hastaya kalp pili takılması gerekebilir. Cihaz bırakıldıktan sonra çevreleyen kalp dokularına zarar verebil ve ameliyatla düzeltilmesi gerekebilir. Kapama cihazı üzerinde pıhtı oluşabilir ve emboliye neden olabilir. Çok nadir olmakla birlikte ameliyatsız VSD kapama işlemi hastanın ölümüne neden olabilir.

İşlem Sonrası Takip

Hasta işlemden sonra bir gece koroner yoğun bakımda kalır, sonraki gün taburcu edilebilir ve birkaç gün içinde normal hayatına ve işine dönebilir. Cihaz üzerinde pıhtı oluşumunu önlemek için birkaç ay süreyle klopidogrel ve 6 ay süre ile aspirin kullanılması önerilir. VSD kapama işleminden sonraki ilk 6 ay içinde kanamalı diş tedavisi, diş çekimi veya herhangi bir cerrahi müdahale yapılması gerekirse hastanın antibiyotik tedavisi alması gerekir ki bu tedavi işlemi yapan kardiyologa danışılarak yapılmalıdır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir