dolar neden işlem görmüyor / Piyasalar Son Durum ve Son Dakika Piyasa Haberleri | Bigpara

Dolar Neden Işlem Görmüyor

dolar neden işlem görmüyor

PEKİ, NEDEN?

Nedenini anlamak kolay. Farkındaysanız Türkiye’nin gündeminde ekonomik konular pek yer almıyor. Yanlış anlamayın, ekonomik sorunlar yok demiyorum. Onlar tüm gerçekliği ile karşımızda duruyor ama artık o sorunlar pek konuşulmuyor. Enflasyon yüzde 85’i geçmiş, işsizlik yeniden çift haneye yükselmiş, işten çıkarmalar hızlanmış, büyümede yavaşlamanın olduğunun tüm göstergeleri ortaya çıkmış, vatandaşlar ciddi şekilde geçim derdi yaşıyor, asgari ücret açlık sınırının yaklaşık 2 bin lira altında olmasına rağmen bu konular gündem olmuyor. Peki, en hızlı gündem olan ekonomik gösterge hangisi? Dolar kuru. Dolar ne zaman yukarı doğru hareketlense, haberlerde ilk konu oluyor, gazetelerde ayrıntılı yer buluyor. Ama diğer göstergeler böyle ilgi görmüyor. Dolasıyla, vatandaşın hızla tepki verdiği bu göstergeyi de mümkün olduğunca sabit tutmak iktidarın öncelikleri arasında yer alıyor.

Hatırlıyor musunuz, geçen yıl bu zamanlar “rekabetçi kur politikası” diye bir şey konuşuyorduk. TL’nin dolar karşısında değer kaybetmesinin ülkenin dış ticaretine olumlu katkı sağlayacağını söylüyordu ekonomi yönetimi. Dolar artınca ihracatımız artacak, ithalatımız yavaşlayacak, cari işlemler dengesi pozitife dönecekti filan. Bu sonuçların ortaya çıkmayacağını söylüyorduk da ekonomi yönetimi bu söylenenlere kulaklarını tıkadıkları için duymazdan geliyordu.

Peki, ne oldu o rekabetçi kur argümanına? Ondan çok uzun zaman önce vazgeçtiklerini biliyoruz. Dolar kurunun yılbaşından bugüne kadar olan değişimini enflasyon ile birlikte düşününce, ortada “rekabet” etmeye çalışan bir kur filan görmezsiniz, hatta TL’nin satın alma gücü açısından değerlendiği görülür.

Dün, Meclis Plan Bütçe Komisyonu’nda konuşan Bankan Nebati, “Küresel finansal piyasalarda öngörülebilirliğin azaldığı, dolar karşısında avronun dahi sene başına göre yüzde 12; Japon yeninin ise yüzde 27 değer kaybettiği böyle bir ortamda TL’de stabilite sağlanmıştır. Reel kur ise sene başına göre yüzde 16,7 değer kazanmıştır” dedi.

Sahi ne oldu da avronun, yenin dolar karşısında değer kaybettiği bir dönemde “TL’de stabilite sağlandı?” Yılın ilk 10 ayına ait dış ticaret açığı 90 milyar doları aştı. En son açıklanan ödemeler dengesi verilerinde cari açığın 40 milyar dolara dayandığı görüldü, şirketler döviz borçlarını imkân buldukça kapatmak için döviz alıyor. Bütün bunlar döviz talebinin devam ettiğini gösteriyor. O zaman şu soru sorulmalı: Madem döviz talebi yüksek seyrini koruyor, bu talep nasıl karşılanıyor? Kim “döviz arz ediyor?”

Önemli bir kaynak net hata ve noksan kalemi. 28,3 milyar dolar olarak açıklanan bu tutar bir sonraki ödemeler dengesi hesabında azalmış olarak karşımıza çıkacak. Turizm gelirlerine ilişkin hesaplama yöntemi değiştirildiği için, muhtemelen milyar dolarlık tutar net hata ve noksan hesabından düşülecek. Peki, geri kalan tutar nereden geliyor? Bunu hâlâ bilmiyoruz.

Aman canım, döviz gelsin de…

Tüm Yazıları

Piyasa Haberleri

YASAL UYARI:
Piyasa verileri Foreks Bilgi İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. Üye girişi yapılan Canlı Borsa sayfaları haricinde Hisse senedi verileri 15 dk gecikmelidir. Tahvil-Bono-Repo özet verileri her durumda 15 dk gecikmelidir.

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bununla beraber gerek site üzerindeki, gerekse site için kullanılan kaynaklardaki hata ve eksikliklerden ve sitedeki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan ve üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararlardan dolayı Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez.

BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz.

Dolar krize s&#;r&#;kleyebilir mi?

Ge&#;en hafta yurti&#;inde en &#;ok tartışılan konu dolardaki y&#;kselişin gibi bir krize neden olup olmayacağıydı

Geçen hafta yurtiçinde en çok tartışılan konu dolardaki yükselişin gibi bir krize neden olup olmayacağıydı. Pek çok kişi hafızalarını zorluyor, yaşanan sürecin ve ile ortak noktaları var mı sorguluyor.

Eral Karayazıcı
Gedik Yatırım Yurtiçi Satış Müdürü
[email protected]

Hafta boyunca gazetelerde politik & toplumsal makaleleri kaleme alan yazarlar sütunlarını dolardaki yükselişe ayırdı.

Dolar Neden Yükseliyor?

Okurlarla sıkça paylaştığım aşağıdaki tabloda Türkiye ve muadil kabul edebileceğimiz 26 ülkede doların Cuma günü, mart ilk hafta ve yılbaşından bugüne ne kadar yükseldiğini görebilirsiniz.



Evet, dolar dünyada yükseliyor ama bu 27 ülkede artış oranı ortalama % 6. Oysa bizde % 12 yükseldi. Başka bir deyişle Türkiye’de de dünyaya paralel bir yükseliş kaydetmiş olsa USDTRL geçen haftayı 2,62 değil 2,46 seviyesinde tamamlayacaktı.

Özetle bizdeki yükselişin yarısı dışsal ( kaçın FED faiz arttıracak ) yarısı içsel ( ekonomi yönetiminde felsefe değişikliği ) nedenlerden kaynaklanıyor.

Bunun bir diğer teyidi döviz sepetindeki artış. Yılbaşından bugüne diğer pek çok ülkede yarısı euro yarısı dolardan oluşan döviz sepeti yatayken Türkiye’de sepet % 6 artışla 2,58’den 2,74’e yükseldi.

Dolardaki yükseliş bir krize neden olur mu?

Dolar yükseldi diye kriz çıkmaz, kriz çıkacaksa dolar bunun kokusunu önceden alır ve yükselir. Peki son aylarda yaşanan artış bu riske yönelik öncü bir işaret olabilir mi?

Bu sorunun yanıtını tartışmadan önce gerçek bir ekonomik kriz ile finansal piyasalarda yaşanabilecek geçici bir çalkantının birbirine karıştırılmaması gerektiğine dikkat çekelim. 

Gerçek bir kriz asgari yıl süre ile ekonominin % 5 daralması, şirketlerin zora düşmesi, yığınların işsiz kalması başka bir deyişle reel ekonomik hayatın ağır darbe almasıdır.

Türkiye bu menşe de krizleri en son ve yıllarında yaşamıştı. Gerek Türkiye’nin gerek diğer pek çok ülkenin gerçek anlamda ekonomik kriz yaşadığı perdelerin ortak paydası dış iklimin kara kışa denk gelmesidir.

Tarih boyunca dünya iklimini belirleyen hep ABD ekonomisi olmuştur, olmaya da devam edecektir. ABD ekonomisi büyüyorsa bu ışık gecikerek de olsa tüm kıtalara pozitif yansır. Sorunlu ülkeler günü kurtarır, yaralar kabuk bağlar durum idare edilir.

Ama ne zaman ABD ekonomisi bir durgunluk veya resesyona girdi işte o zaman çürük elmalarda yara kabukları patlar ve ekonomik krizler yaşanır.

Türkiye ekonomisi yılında anayasa kitapçığı fırlatıldığı için değil, içsel sorunlar son çeyrekte ABD ekonomisinin resesyona girmesi ile başka bir deyişle dış iklimin kara kışa dönüşmesiyle çakıştığı için havlu atmıştır.

Siz evde camı çerçeveyi indirirken mevsim baharsa nezle bile olmazsınız hafif bir esinti hissedersiniz hepsi o. Ama mevsim kış olur da camı çerçeveyi indirirseniz zatürre de olursunuz, donma tehlikesi ile de karşı karşıya kalabilirsiniz.

Yurtdışında iklim ne zaman değişebilir?

ABD ekonomisi hızlanan bir tempo ile canlanıyor ve dış iklim pozitif. Avrupa da onu takip etmek ve bu rüzgardan yararlanmak için elinden geleni yapıyor. Bu nedenle dışsal iklim dünyada herhangi bir ülkenin krize girmesine neden olmak bir yana bunu engellemek adına son derece elverişli.

Bu iklimin asgari sonuna kadar süreceğini tahmin ediyorum. Ancak nasıl bir insan yer içer bir süre sonra sindirim ihtiyacı duyarsa ABD ekonomisi de periyodu içinde geleneksel bir durgunluk veya resesyon yaşamaya aday görünüyor.

İşte bu periyotta dışsal iklim kışa dönme ve çürük elmaları gerçek bir krize sürükleme riski barındıracaktır.

yılında gezi ve 17 Aralık faktörleri ile gerilen yurtiçi finansal piyasaların reel ekonomide önemli bir tahribat yaratmamış olmasının bir nedeni de pozitif dışsal iklimdir.

Türkiye’nin kamu borcunun diğer ülkelere kıyasla son derece düşük olması ve güçlü bankacılık sektörümüz diğer avantajlarımız. Ancak artış eğilimini sürdüren özel sektör ve hane halkı borç stoku da yumuşak karnımız.

Bize düşen dış iklimin sert kışa dönüşebileceği dönemine sağlam girmek ve mortgage krizinde yaşadığımız başarıyı yinelemek.

Dolarda yükseliş borsada düşüş sürecek mi?

Dünyada doların yükselişi tek bir sebebe dayanıyor; harekete geçen kaçın FED faiz arttıracak duygusu. Okurların arttırsa da kurtulsak dediğini işitir gibiyim. Cuma günü ABD’ de açıklanan istihdam verisi 18 Mart toplantısında ABD Merkez Bankasının faiz artırımı yaklaşıyor mesajı ( sabır kelimesinin kalkması ) verme olasılığının arttığına işaret etti.

Önümüzdeki 1,5 hafta boyunca dünya genelinde dolar bu beklenti ile % 5 kadar daha yükselebilir ABD 10Y faizleri 2,50’ye kadar tırmanabilir ve Altın ( ONS ) dolara Dow Jones endeksi puana , EUR/USD paritesi 1,03’e kadar gerileyebilir.

Ama Türkiye’de ne olur inanın öngörmek çok zor. Haftaya damgasını vuracak gelişme Cumhurbaşkanının Ali Babacan ve Erdem Başçı ile yapacağı görüşme olacak. Günü henüz belli değil ancak yüksek olasılıkla bu görüşme hafta içinde gerçekleşecek.

Gerek Borsa İstanbul gerek Türk Lirası içsel faktörlerin etkisi ile dünyadan çok önce değer kaybına başladığı ve emsallerine göre güçlü bir iskonto barındırdığı için bizdeki seyri içsel risklerin azalıp azalmadığına yönelik algı belirleyecek.

Bu zirveden “ ekonomi yönetimine güvenimiz tam. Bu ekol genel seçimlerden sonra da varlığını koruyacak “ mesajı çıkarsa dünya borsaları ve diğer gelişen ülke paraları değer kaybederken BIST ve TL rahatlıkla pozitif ayrışma kaydedebilir.

Çıkar mı böyle bir mesaj ? İnanın yurtiçi başlıkları tahmin etmeye çalışmaktan ve yanılmaktan ben de yoruldum. Hep birlikte yaşayarak göreceğiz, tıp…

Doların dünyadaki rallisi ne kadar sürecek?

tarihli pusulada doların kaçın FED faizleri arttıracak duygusu ile 2,60’a kadar yükselebileceğini ancak beklenen kötü haber geldikten ( FED faiz artırım sürecini başlattıktan ) sonra korunaksız kalacağını ve dünya genelinde ay süreli bir düşüş trendine girerek yılı 2,10 seviyesinde dahi tamamlayabileceğini paylaşmıştım.

Dünyada şubat ayının ikinci yarısında dolar geri çekilme kaydetti ancak Türkiye’de her geçen gün daha da alevlenen faiz tartışmaları ile risk alınabilir bulduğumu paylaştığım 2,35 seviyesine kadar gerileme yaşanmadan ibre 2,43’den yukarı döndü.

Ben FED & genel seçimler öncesi yurtiçi faktörlerde bu düzeyde bir ısınma beklemiyordum. Şimdi okurlardan sorular geliyor hala 2,10 bekliyor musun diye?

1- Dünya geneline yönelik beklentilerimin değişmesini gerektirecek bir faktör değişikliği görmüyor ve temel senaryomu koruyorum.

2- Türkiye’de lokal riskler vites yükseltmez, en azından stabil kalırsa FED’in haziran veya eylül toplantısında faiz artırımını gerçekleştirmesini takiben doların Türkiye’de de rotayı uzun soluklu biçimde aşağı çevirmesini bekliyorum.

3- Ancak ilk çeyrek yaşanan sert kur artışı nedeniyle enflasyonun % 5 yerine % 8 olabileceği ve ekonomi yönetiminde bir felsefe değişikliğinin olasılığının görece arttığından hareket ile aşağı yönlü marjda % 5 kadar bir zamla bu tahmini 2,20 ‘ye revize etmeyi daha gerçekçi buluyorum.  
Tekrar altını çizelim. Bu tahmin bu hafta bu ayla ilgili değil. Aksine FED faiz arttırana kadar dış iklim doları desteklemeye devam edecektir. Kısa vadede yurtiçinde doların izleyeceği seyir ise büyük ölçüde Ankara’dan çıkacak mesajlara bağlı olacaktır.

Piyasalarda hiçbir parti sonsuza kadar sürmez döneminde altın için de benzer görüşler paylamış yine saf olmakla suçlanmıştım.



Yukarıda solda gördüğünüz USD/TRL grafiğinde filmin devamının ( ikinci yarısı ve yılında ) sağda yer alan ve 3,5 yılda % 40 kadar kaybederek yığınların altın zengini olma hayalini kabusa çeviren filme benzeyebileceğinden endişe ediyorum.

Ankara ay daha sabredebilse ve ekonomiyi canlandırmak üzere gaza basmayı ( hızla faizleri düşürmeyi ) FED sonrasına bırakabilse bu sarsıntı da yaşanmayacak, virajlı yola gaza basarak girmemiş, hızlanmak için daha uygun olan düz yolu beklemiş olacaktık.

Borsa yatırım için uygun mu?

Önce bir durum & hasar tespiti yapalım. İçsel faktörlerin baskısı ile BIST’de güçlü bir negatif ayrışma yaşanıyor. Herkes mersine bizim borsa tersine gidiyor. Önümüzdeki bir buçuk hafta 18 Mart FED baskısı ile yurtdışı borsalarda satıcılı geçmeye aday.

Ancak Borsa İstanbul’un seyri büyük ölçüde Cumhurbaşkanı ile Ali Babacan & Erdem Başçı’nın gerçekleştireceği görüşmeye bağlı.

Başka bir deyişle bu görüşme BIST’in önümüzdeki aylarda ucuz & çok ucuz ( – ) bandından sıyrılma şansına ışık tutacak.



Aşağıdaki tablo borsa ne olur sorusuna dışsal faktörleri göz önüne alarak yanıt aramanın ne kadar boş olduğunu açıkça ortaya koyuyor. BIST ilk çeyrekte 30 ülke endeksi içinde % 7 kayıpla sırada yer alıyor.



Borsa mali değerlemeler ile ucuz – çok ucuz bandının ( – ) arasında bir yerde diğer borsalara nazaran ise çok ucuz seviyelerde.  Bu durum en küçük içsel pozitif bir haberin güçlü yabancı alışını tetikleyeceğine işaret ediyor.



Bankacılık endeksi ise dolar bazında son beş yılın en ucuz düzeyine yaklaşmış durumda. Bu durumun tek istisnası ilk çeyrek. O zaman gezinin üzerine 17 Aralık + FED varlık alımlarını bitirdi faktörlerini fiyatlayan BIST Banka endeksi $’a kadar gerilemişti.

Yerel seçimler arifesinde o günün şartlarını hatırlarsak bugün aynı düzeyde bir iskontonun oluşması ihtimalinin düşük olduğunu kabul etmemiz gerekir.

Bu perdeyi yok sayarsak geride kalan 5 yıl BIST Banka endeksi - , $ arasında işlem gördü. Son 6 haftadır yaşanan değer kaybı BIST Banka endeksini % 28 iskonto ile $’dan $’a taşıdı ve yükselişinin tamamı geri verildi.

Şartların kötü olduğu zamanlarda fiyatlar iyidir ( ucuz ) kuralından hareket ile özellikle de özel sektöre ait banka hisselerinin çekici fiyatlara gerilediğini ve yatırım için cazip olduğunu düşünüyorum.

İbre hemen yukarı döner mi, bu hafta ne olur sorularına ışık tutmak zor. Yol sisli yanıtını bilmediğimiz pek çok değişken var.

Ancak taban oluşumu gerçekleşmemiş olsa dahi ( geçen hafta dibi bulmuş da olabiliriz ) dipten çok uzaklarda olmadığımızı ve BIST Banka endeksinde aşağı yönlü marjın $ bazında TL bazında – puan ile ( BIST için ) kısıtlı olduğunu düşünüyorum.

Ya daha da aşağı gelirse ? Finansal piyasalarda dibi tepeyi öngörmek çok zor, elbette olabilir. Ancak siz aldıktan sonra daha aşağı gelse bile ay içinde maliyetinizin asgari % 40 üzerine yükselme şansı varsa esas olan budur ve ben güncel şartların bu yönde bir fırsat sunduğu görüşündeyim.

Peki endekse dolar bazında bakmak ne kadar doğru dolar çok yükselmedi mi ? Haklısınız dolar çok yükseldi ama bankaların öz-sermayeleri de aynı oranda artış kaydettiği için bu daha gerçekçi bir bakış açısı olacaktır.

Sadece teknik analiz yapanların yumuşak karnı grafiklerde şirketlerin öz-sermaye artışlarının yer almayışıdır. Her yıl şirketlerin elde ettiği kar ile öz-sermayeleri % yükselir. Bugünün puanı 1 yıl öncesinin puanına denk gelir. Borsada taban ve tepe adreslerinin senelerdir zamlanıyor olması da bundan kaynaklanmaktadır.

Son söz borsadan korkuyorum diyenlere. USDTRL’de cari fiyatlardan rus ruleti oynamak yerine dolara ayırdığınız kapitalin ¼’ü ile hisse senedi yatırımı yapabilir böylece risklerinizi kısıtlayabilirsiniz.

Kar veya zarara neden olan şey fikirler değil, kararlardır. Tüm okurların doğru kararlar alması ve bir sonraki pusulada yeniden görüşmemiz dileği ile

Anlık – Günlük Değerlendirmeler

Her pazartesi saat ’da haftanın açılışını değerlendirmek üzere TRT Türk’te Gülçin Üstün Can’a konuk oluyorum. Genel stratejiye yönelik görüşlerimi pazar günleri BIGPARA ‘da yayınlanan köşe yazım pusula ile okurlara aktarırken, haber akışına bağlı anlık değerlendirmeleri ve günün içindeki seyre yönelik tahminlerimi twitter adresimde (@eralkarayazici) düzenli olarak paylaşıyorum.

4 maddede dolar neden yükseliyor?

Piyasalar yeni haftaya rekorlarla başladı. Dolar ve euro zirvelerini yeniledi. Uzmanlara göre doların rekor kırmasının başlıca dört ana sebebi var.

Barış ÖZKAN

Yayınlanma: - 26 Ekim Güncellenme:

4 maddede dolar neden yükseliyor?

Geçen hafta perşembe gününe kadar piyasalara hakim olan iyimser hava, Merkez Bankası’nın faiz artırmama kararı ile dağıldı. Dolar ’nın, euro ise ’ün üzerine çıkarak tarihi zirvelerini yeniledi. Uzmanlar TL’de yaşanan değer kaybında Merkez Bankası kararının en önemli neden olduğu görüşünde. Türkiye’nin borç miktarı ve ABD seçimleri de Türk Lirası’na baskı yapan en önemli nedenlerin başında geliyor.

1) MERKEZ BANKASI’NIN FAİZ KARARI

İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı iktisatçı Prof. Dr. Ümit Özlale konu hakkında yaptığı açıklamada, “Türk Lirası'nın geldiği bu seviyenin rekabetçi olma isteğinin değil beceriksizliğin bir sonucu olduğunu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

Merkez Bankası’nın faiz artırmama kararını doların üzerindeki risklerden biri olarak gören Özlale, “Bugün herhangi bir üniversitede temel ekonomi derslerini almış bir öğrenci dış ticaret fazlası olmayan bir ülkede enflasyon ve risk primini düşürmeden faizler ve kuru aynı anda baskılamanın krize davetiye çıkaracağını bilir.” dedi ve şöyle devam etti:

Türkiye'nin en iyi araştırma olanaklarına ve beşeri sermayesine sahip kurumlarından biri olan Merkez Bankası'nın da bunu bilmeme ihtimali yok. O zaman insanın aklına gelen tek açıklama, dünyada sadece iki politikacının inandığı “enflasyonun sebebi faizdir” söyleminin bağımsızlığı çoktandır kalmamış Merkez Bankası marifetiyle Türkiye'de test edilmesi oluyor. Bunun maliyetini de yükselen enflasyon, artan faizler, kronik işsizlik ve iflasın eşiğine gelmiş şirketler olarak ödüyoruz.

İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Prof. Dr. Ümit Özlale

Rekabetçi ve cari fazla veren ülkelerin para birimlerini değersizleştirmek yerine verimlilik odaklı politikaları tercih ettiğini belirten Prof. Özlale, “Kaldı ki Sayın Bakan'ın şimdi savunduğu rekabetçi kur söylemiyle 'un sonunda yaptıkları arasında da büyük tutarsızlıklar var. Madem Türk Lirası'nın değer kaybı bize rekabetçilik getirecekti, neden 'un sonundan itibaren Türk Lirası'nın değer kaybını önlemek için milyarlarca dolar TCMB rezervi harcandı? Ya da neden kamu bankalarının çok büyük bir risk alarak döviz açık pozisyonu yaratmaları istendi?” diye sordu.

“AÇIKLANAN PROGRAMLAR ANLAMINI YİTİRİYOR”

Yeni ekonomi programında iki sene sonrasının kur hedefinin aşıldığını belirten Prof. Özlale, “Merkez Bankası'nın enflasyon öngörüleri de tutmayacak. Üstelik bu durumla da ilk defa karşılaşmıyoruz. Sayın Bakan'ın her seferinde yeni diye açıkladığı programlar bir ay geçmeden anlamını yitiriyor. Bugün dolar cinsinden yüzde 6'nın üzerinde bir faizle borçlanan, ekonomik gelişmeleri okuyamadığı için en az 40 milyar TL'lik ek faiz maliyetini bu devlete yükleyen ekonomi yönetiminin “kur ve faiz lobisinden” bahsetme imkanı kalmamıştır.” dedi.

Jeopolitik risklere de değinmek gerektiğini belirten Özlale, “Görünen o ki ekonomi alanında alınan bu yanlış kararların maliyetini bir kez daha dış politikadaki gelişmelere yükleme isteği var. Bunun artık vatandaşta ve iş dünyasında bir karşılığı yok.” ifadelerini kullandı.

Ekonomist Dr. Murat Kubilay

2) BIDEN’IN BAŞKAN OLACAĞI BEKLENTİSİ

seafoodplus.info’ye konuşan ekonomist Dr. Murat Kubilay ABD seçimlerinin Türk Lirası üzerinde baskı oluşturduğunu söyledi. Döviz cinsinden borçlu şirketlerin finansal güçlerini korumalarında sorun yaratabileceği için, bu şekilde devam etmenin sürdürülebilir olmadığını ifade eden Dr. Kubilay, “Ekonomi yönetimi şu anda büyümenin daha önce geldiği politikalar uyguluyor. Önümüzdeki günlerde de eğer Merkez Bankası ek tedbirler almazsa bu şekilde ilerleyecek.

Avrupa’daki corona virüsü vakalarının tekrar yükselişe geçmesi, Türkiye’de durumun kötüleşmesi ve çok yüksek ihtimalli olmasa da kapatmaların imkan dahilinde bulunması ve ABD başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti adayı Biden’ın olası seçim zaferi de Türk Lirasına baskı yapıyor. Bu noktada Merkez Bankası bir sonraki toplantı tarihi olan 19 Kasım’a kadar kuru, makul seviyelerde tutmaya çalışacak ancak bunun için yeterli önlemleri almadığından dışarısı bozulduğu için Türkiye’de de TL’nin değer kaybının yükselmesi kaçınılmaz hale gelecek.” açıklamasında bulundu.

Piyasalarda hayal kırıklığı olduğunu ve dolar kurunda yukarı yönlü bir yükseliş gerçekleştiğini belirten Dr. Kubilay, “Diğer taraftan Merkez Bankası’nın ağırlıklı ortalama fonlama faizini artırarak, fiili faizi yukarıda tutmasıyla da bu hayal kırıklığının hızlı bir spekülatif atağa dönüşmesi şu ana kadar önlenmiş duruyor. Dolayısı ile Türk Lirası son bir kaç aydaki istikrarlı değer kayıplarına devam ederken çok büyük hızlı sıçramaları da görmüyor.” dedi.

ABD Başkanlık seçimleri yaklaşırken, anket sonuçları Türkiye gibi gelişen ülkelerin para birimlerini etkiliyor. İngiliz Financial Times gazetesi, Joe Biden'ın seçileceği beklentisinin TL ve Rus rublesini olumsuz etkilediğine, diğer gelişen ülke para birimleri ile TL ve rublenin farklı yönlerde hareket ettiğine dikkat çekti.

3) TÜRKİYE’NİN BORCUNU ÖDEYEMEYECEĞİ ENDİŞESİ

Yalova Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Baki Demirel ise Türkiye’nin borçlarına vurgu yaptı.

Doç. Dr. Demirel, “En önemli endişe küresel çevrelerde bu kadar borcun ödenemeyecek olması yönünde. Kur yükselmesin diye kaybedilen yaklaşık milyar dolar da bu endişeleri artırıyor.

Merkez Bankası’nın faiz konusunda yarattığı son belirsizlik hem faiz hem de döviz kuru üzerindeki baskıyı artırıyor. Merkez’in politikalarına olan güven azaldı. Faizi yüzde 24 seviyesinden çok hızlı bir şekilde yüzde seviyesine çekti. Ancak aynı şekilde yükseltemiyor.” açıklamasında bulundu.

Yalova Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Baki Demirel

4) JEOPOLİTİK RİSKLER TAKİP EDİLİYOR

Piyasada TCMB kararı haricinde yakından izlenen gelişmeler arasında ABD seçimleri, Brexit, corona virüsünde küresel ve lokal artış trendi, AB ile tansiyonun yeniden artması endişesi, Azerbaycan-Ermenistan gerilimi ve S hava savunma sistemleri konusunda devam eden süreç öne çıkıyor.

Merkez Bankası'na bin liralık çikolataİlginizi ÇekebilirMerkez Bankası'na bin liralık çikolataYine faiz yine gündem Merkez Bankasıİlginizi ÇekebilirYine faiz yine gündem Merkez BankasıAltın üretimi rekora gidiyor, tek alıcı Merkez Bankasıİlginizi ÇekebilirAltın üretimi rekora gidiyor, tek alıcı Merkez Bankası

ABDAKPAvrupaAzerbaycanDolarenflasyonErmenistanEuroİYİ PartiöğrenciparaseçimTürkiyeWhatsAppYalovaYalova Üniversitesi

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir