heteredoks / Heteredoks İnanç Ve Davranışlar Ölçeği | TOAD

Heteredoks

heteredoks

Heteredoks ekonomi

Yayınlanma: 03 Kasım

Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Nurettin Nebati, TBB (Türkiye Bankalar Birliği); BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) ile Türkiye Katılım Bankaları Birliği (sözde faizsiz bankacılık yapan bankalar) başkan ve üyeleriyle bir toplantı yapmış. Bakan Nebati, hükümet olarak nasıl bir ekonomi politikası izlediklerini ve bu modelin başarıya ulaşması için bankacılardan neler beklediklerini anlatmış. Söz alan “ağır abi” bankacılar, hükümetin izlediği “aykırı” modelin en belirleyici özelliği olan “düşük faiz” politikasını doğru bulmadıklarını ifade etmişler. İktisatçılarımızın neredeyse tümünün hemfikir olduğu “faizi yükselt ki; enflasyon düşsün” düsturunu savunmuşlar. Bir genel müdür “Sanayici erişemedikten sonra, kredi faizinin ucuz (düşük) olması, neye yarar ki?” demiş. Burada izaha muhtaç bir durum var. Kredi ucuzsa, pek tabii talibi çok olur. Hele hele beklenen enflasyondan düşükse, işadamları sırf istifçilikten para kazanmak için dahi kredi talep edebilir. Talep artınca faiz de yükselir. Faiz yeterince yükselince, talep durur. Yükselen faizi ödemeye razı olanlar da krediye erişir. Bunun aksi varitse, hükümet hem mevduat hem de kredi faizlerine açıkça veya aba altından sopa göstererek müdahale ediyor demektir. Ya da bankalar enflasyonu azdırsa bile, Merkez'in daha gevşek para politikası izlenmesini istiyor olabilir. İkisi de kötüdür.

YENİ EKONOMİ MODELİ NEREDEN ÇIKTI

Bugün, harplerin ekonomilere maliyetini hesaplamaya meraklı ve “harpler sulh zamanı ekonomi politikaları izlenerek kazanılmaz” diyen ustamız J. Stiglitz'in izinden giderek “harp halinde ekonomi yönetimi” konulu bir yazı kaleme almak istiyordum. “Harp” sözcüğünün kapsamını “olağanüstü hâli”, “yapısal dönüşümü” veya “devrimi” içerecek şekilde genişletiyorum. Bu gibi “anormal” (düşük sıklıklı) durumlarda, “normal” (yüksek sıklıklı) durumlarda uygulanan yöntemler, beklenen sonuçları sağlamaz. İsterseniz bu önermeyi “olağanüstü sorunlar, olağanüstü çözümler gerektirir” şeklinde özdeyiş haline getirebiliriz. İki önceki maliye bakanı Dr. Berat Albayrak, “eşyanın/şeylerin zoruyla” (with the force of the things) yeni bir “ekonomik model” aramaya başlamıştı. Hatta buna, devrim denmişti. Peki buna ihtiyaç var mıydı? Evet vardı. Çünkü, Başkan Erdoğan “Ölürüm de IMF'ye gitmem” diyordu. Bu, standart olarak “döviz bitince, IMF'ye giden” Türkiye için olağanüstü bir koşuldu. Nitekim ABD'den doktoralı seçkin iktisatçılarımız, bugün de ısrarla “krizden çıkmak (enflasyonu düşürmek diye okuyun) için Türkiye'nin IMF ile anlaşmasından başka bir çare yok” diyor. Başkan Erdoğan da hâlâ ve ısrarla IMF'ye gitmem de gitmem diye ayak diriyor. Kördüğüm burada.

ÇİFT PARALI EKONOMİ

Enflasyon ile pahalılık aynı şey değildir. Ama enflasyon, sabit gelirliler için pahalılığa sebep olur. Demirel, Özal'ı sıkıştırmak için “enflasyonu yani pahalılığı indir de görelim” dedi ve iktidara geldi. Sonra kendi zamanında (başbakan ekonomi profesörü Tansu Çiller iken) enflasyon yani pahalılık (?) % oldu. Bu bapta CHP'nin de ( ve Bülent Ecevit hükümetleri) karnesi de kötüdür. AKP'nin hâl-i pür melali ortadadır. (TÜFE'nin resmisi %85, ENAG'a göre %). Kısaca tüm iktidarlar enflasyonla mücadelede başarısızdır. Çünkü sorun yanlış tanımlanmaktadır. Sorun ulusal para birimimiz olan TL'nin “dört işlevli” gerçek bir para olmamasından kaynaklanmaktadır. Bunun da kök sebebi “dış-borç-kolik” olmamızdır. Dikkat! Türkiye ekonomisine yön veren para birimi TL değil dolar ve onun faizidir. TL'ye yüksek faiz vermek “sıcak döviz” çekip, geçici olarak enflasyonu dizginleyen aslında onursuz bir yöntemdir. Sıcak döviz girdiği sürece ekonomi yukarı, pahalılık ve enflasyon aşağı gider. Sıcak döviz akımı aksarsa ekonomi aşağı, enflasyon da pahalılık da yukarı gitmektedir. Durum budur.

Son söz: Olağandışı yöntemler, olağanüstü risklidir.

Heterodoks

Heterodoks sözcüğü, "farklı" anlamına gelen Yunanca heteros ve "öğreti, düşünce" anlamındaki doxa sözcüklerinden oluşur. Ana akımdan sapmış olan anlamına gelir. Bu kavram, dinî gruplar arasında kendilerini kutsal metne ve din kurucusunun gösterdiği yola en uygun davranan gruplar tarafından azınlıkta kalan gruplar için kullanılmıştır. Ancak heterodoks kabul edilen gruplar kendilerini heterodoks değil, aksine ortodoks (sahih) görürler.

Bu sözcük ayrıca, belirli bir düşünce, ideoloji alanında ana akıma bağlanmayıp merkezî iktidarın diliyle konuşmayan, farklılıklara açılan düşünme ve davranma biçimi diye de tanımlanabilir.

Heterodoks iktisat, geleneksel iktisat olarak anılan ve genellikle neoklasik iktisatla çelişen ya da ötesine geçen, ifşaatçılar tarafından temsil edilen, ana akım ekonominin dışında kabul edilen ekonomik düşünce okullarına atıfta bulunur. Bir parçası olarak neoklasik veya diğer ortodoks ekonomiyi içerebilen çeşitli ekonomik okulları ve metodolojileri dikkate almak anlamına gelir. Heterodoks iktisat, diğerleri arasında kurumsal, post-Keynesyen, sosyalist, Marksist, feminist, Georgist, Avusturya, ekolojik ve sosyal ekonomi gibi çeşitli ayrı alışılmışın dışında yaklaşımları veya okulları ifade eder.


Ekonomi politikası uygulamalarını yaklaşım biçimi bakımından ikiye ayırmak mümkün: Ortodoks politikalar, heterodoks politikalar.

Dinsel anlamlarını bir yana bırakırsak Ortodoks, Yunanca orthos (doğru) ve doxa (inanç, öğreti) sözcüklerinden oluşan doğru inanç anlamına gelen bir sözcüktür. Ekonomi alanında geleneklere, genel kabul görmüş görüşlere bağlı olan uygulamalara denir. Genel kabul görmüş uygulamalardan oluşan ekonomi politikasına da Ortodoks ekonomi politikası adı verilir. Heterodoks, Yunanca heteros (farklı) ve doxa sözcüklerinden türetilmiş ve farklı inanç anlamına gelen bir sözcüktür. Ekonomi alanında geleneksel görüşlerin ve yaklaşımların dışındaki uygulamaları adlandırmak için kullanılır.

Ortodoks ekonomi politikası:

(1) Maliye politikası

            (a) Vergi politikası (vergiler yoluyla ekonomik aktiviteyi etkilemek)

            (b) Harcamalar politikası (kamu harcamaları yoluyla talep yaratmak ya da daraltmak.)  

            (c) Borçlanma politikası (kamu borçlanması yoluyla ekonomideki likiditeyi etkilemek.)

            (d) Diğer alt politikalar

(i) Teşvik politikası (vergi teşvikleri vererek yatırımları etkilemek, yönlendirmek.)

(ii) Destekleme politikası (bazı ürünleri kamu kesimi adına satın alarak üreticiye destek vermek. Subvansiyon politikası da deniyor.)  

(2) Dışticaret politikası

            (a) İhracat politikası

            (i) İadeler (ihracat yapanlara vergi iadesi uygulanması.)

            (ii) Primler ve destekler (ihracat yapanlara prim ödenmesi.)  

            (iii) Diğerleri (ucuz girdi desteği gibi.

(b) İthalat politikası

            (i) Gümrük tarifeleri (gümrük vergilerinin artırılması ya da indirilmesi yoluyla ithalatın denetimi.)

                        (ii) Kotalar (ithal edilecek mallara miktar sınırlaması konularak ithalatın denetlenmesi.)

                        (iii) Diğerleri (dengeleyici vergi uygulaması gibi.)

(3) Para politikası

            (a) Dolaysız politika araçları

                        (i) Kredi tavanı (kredilere belirli bir miktar ya da oran tavanı konulması.)

                        (ii) Faiz tespiti (piyasada uygulanacak faizler için kamu otoritesince belirleme yapılması.)

                        (iii) Diğerleri (farklı faiz uygulamaları gibi.)

            (b) Dolaylı para politikası araçları

(i) Açık piyasa işlemleri (merkez bankasının senet alarak ya da satarak piyasaya likidite vermesi ya da piyasadan likidite çekmesi.)

                        (ii) Faiz politikası (merkez bankasının kendi uyguladığı faiz oranlarını değiştirerek piyasadaki faizleri, etkilemesi.)

                        (iii) Karşılıklar politikası (merkez bankasının banka kaynaklarının bir bölümünü ihtiyat amacıyla alması.)

            (c) Kur politikası

                        (i) Sabit kur (merkez bankası tarafından döviz kurlarının ilan edilmesi ve piyasada bu kurun uygulanması hali.)

                        (ii) Dalgalı kurda müdahale (kurun piyasada belirlendiği durumda merkez bankasının çeşitli araçlarla kuru yönlendirmesi ve düzeyini belirlemesi hali.)

Heterodoks ekonomi politikası

(1) Gelirler politikası

            (a) Ücretlerin sabitlenmesi (dondurulması)

            (b) Fiyatların sabitlenmesi

            (c) Diğer sabitlemeler 

(2) Dış ticarette genel kabulün dışındaki uygulamalar

(a) Damping (pazarları ele geçirmek amacıyla maliyetin altında fiyatlarla malların ihraç edilmesi.)

(b) Tarife dışı engeller (gümrük vergisi, kota gibi önlemler dışındaki uygulamalarla ithalatın zorlaştırılması.)

(Ayrıntıları bu blogdaki bazı yazılarımda ya da Ercan Kumcu ile birlikte yazdığımız Ekonomi Politikası adlı kitapta bulmak mümkün olduğu için burada değinerek geçiyorum.)

Heterodoks ekonomi politikası üzerinde biraz durmakta yarar var. Genellikle gelirler politikası (incomes policy) adından dolayı vergi politikasıyla karıştırılır. Oysa buradaki gelirler politikasından kastedilen şey gelirlerin dondurulmasıdır. Ekonomideki enflasyonist baskıları önlemek amacıyla ücretler belirli bir süre için ya da süre verilmeksizin dondurulur. Buradan güdülen amaç gelir &#; fiyat çekişmesini kırmak ve enflasyonu denetim altına almaktır. Bu uygulamaya çoğu kez fiyatların, faizlerin, kiraların dondurulması da eşlik eder. Böylece toplumda belirli bir süre hiçbir fiyat ve ücret artmadığında enflasyonist baskının kırılacağı düşünülür.

Heterodoks ekonomi politikası dünyada en çok başta Brezilya ve Arjantin olmak üzere Güney Amerika ülkelerinde uygulanmış ve başarıya ulaşamamıştır. Kısa süreli başarılar söz konusu olsa da işin temeline inilerek getirilecek çözümlerin yerini bu uygulamalar alamamıştır. Bunun temel nedeni süre uzadıkça karaborsanın, el altından yapılan ödemelerin ortaya çıkmasıdır. Bu uygulamalar dönem dönem geçmişte Türkiye&#;de de uygulanmış ancak geçici bir takım düzeltmeler dışında kalıcı sonuçlar verememiştir.

Yukarıda sıralama yaparken damping ve tarife dışı engelleri de heterodoks politikalar arasında saydım. Bu konu tartışmalıdır. Bu ikisini bu kategoriye koymamın nedeni ikisinin de genel kabul görmüş uygulamalar olmamasındandır.  

Bu açıklamalar ve sınıflandırmalar sonrasında soru şudur: TCMB&#;nin uyguladığı rezerv opsiyon katsayısına  (ROK) dayalı zorunlu karşılıklar uygulaması hangi kategoriye girer? Benim yanıtım bu uygulamanın heterodoks politika uygulamaları arasına gireceğidir. 

Heteredoks İnanç Ve Davranışlar Ölçeği

Ölçek Çeşidi
Geliştirme


Kategori
10 Psikoloji » Dini İnançlar ve Manevi Gelişim/Danışmanlık


Kaynak Türü
Makale


Kaynak/Referans

Karaca, F. (). Heteredoks inanç ve davranışlar ölçeği üzerine bir deneme . Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi , 0 (15) , . Retrieved from seafoodplus.info


Geliştiren/Uyarlayan
FARUK KARACA


Yıl


Kaynak Adı
Heteredoks inanç ve davranışlar ölçeği üzerine bir deneme


Dergi
Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi


Sayı
15


Sayfa Aralığı


Link:
seafoodplus.info


Dosyalar

Makale
PDF


Kullanım İzni
Dizinde yer alan e-posta adresi TOAD ekibi tarafından açık kaynaklardan eklenmiştir. Dizinde sorumlu yazar e-postası yer almıyorsa veya dizinde yer alan e-postadan geri dönüş alamıyorsanız başka kaynaklardan diğer e-postalarına ulaşarak izin almanızı öneririz.

Sorumlu Yazar
Faruk Karaca


İletişim
[email protected]


Ölçülen Özellikler
Heteredoks inanç ve davranışlar


Derecelendirme
-

Ölçek Puanlaması
-

Ölçek Değerlendirmesi
-

Geçerlik
-

Güvenirlik
-

Kullanılan Araştırmalar
seafoodplus.info

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir