beytül makdis nerede / “Beytü’l Makdis / Mescid-i Aksa” ne demektir

Beytül Makdis Nerede

beytül makdis nerede

kaynağı değiştir]

yılında, Birinci Haçlı Seferi sırasında Haçlılar Kudüs'ü ele geçirdiler ve sadece Mescid'i tahrip etmekle kalmayıp, adını da Süleyman Mabedi olarak değiştirdiler. Haçlılar Mescid-i Aksa'yı ilk olarak Krallık Sarayı ve At Ahırı olarak kullandılar. Bugün bile, özellikle Kıble Mescidi'nin altında yer alan ve Haçlılar döneminde at ahırı olarak kullanılan Mervan Mescidi'ndeki sütunlarda atların bağlanması için kullanılan delinmiş bölümler görülmektedir. senesinde Mescid-i Aksa tamamen tapınak şövalyelerinin merkezi haline geldi. Bu evre boyunca Mescid bir tapınağa dönüştürülecek şekilde değişikliklere uğradı. Güney şerefesinin genişletilmesi, Kilise için bir mihrap ve ayırıcı bir duvar inşa edilmesi, yapının önemli bölümlerine oldukça büyük haçlar ilave edilmesi bu değişikliklerden bir kısmı arasında yer alır. Aynı bölgede yeni bir manastır ve kilise inşası da bu değişiklikler arasındadır.[37] Ayrıca tapınak şövalyeleri, yapının batı ve doğu yönlerinde tonozlar inşa ettiler. Bu tonozlardan batı kısmında bulunanı bugün kadınlar mescidi olarak, doğu kısmında bulunanı ise İslam müzesi olarak kullanılmaktadır.[35]

Eyyubiler Dönemi[değiştir

'Beyt&#;lmakdis’e h&#;kmeden, d&#;nyaya h&#;kmeder'

İSTANBUL - Büşra Nur Bakır

Beytülmakdis Çalışmaları Vakfı Başkanı ve İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Abdulfettah el-Awaisi, "Bölgede ümmet için, Beytülmakdis için, Mescid-i Aksa için tek umut olarak Türkiye kaldı. Bu yüzden Türkiye'nin güçlü bir devlet olması için içeriden ve dışarıdan ekonomik, sosyal, siyasi ve askeri alanlarda her türlü desteğin sağlanması gerekiyor." dedi.

AA muhabirine açıklama yapan el-Awaisi, "Beytülmakdis Bereket Daireleri Teorisi"nin, Mescid-i Aksa'da ve Beytülmakdis'te meydana gelen olayları anlamada yardımcı olacağını anlattı.

el-Awaisi, Beytülmakdis'in bir şehir olmadığını vurgulayarak, "Beytülmakdis, Hazreti Peygamber'in kullanmış olduğu bir terimdir. Hadislere baktığımızda Hazreti Peygamber, hiçbir zaman Kudüs ya da Jerusalem kelimesini kullanmamış aksine Beytülmakdis terimini kullanmıştır. Beytülmakdis, Abdullah bin Ömer’in de ifade ettiği gibi sınırları Mekke sınırları gibi kutsal olan coğrafi bir bölgedir." diye konuştu.

el-Awaisi, şöyle devam etti:

"Batı kaynaklı çok sayıda teori mevcut, ancak bu teorilerin hiçbiri İslam'a ve Müslümanlara yarar sağlamıyor. Beytülmakdis Bereket Daireleri Teorisi olarak isimlendirdiğimiz bu yeni teori, Mescid-i Aksa'da ve Beytülmakdis'te meydana gelen olayları anlamada bizlere yardımcı oluyor. Ayrıca bu teori ile geleceğe dair tahminlerde bulunabiliyor, Beytülmakdis'in özgürlüğünde rol oynayacak devletler arasındaki ilişkiyi okuyabiliyoruz. Teori 3 daireden oluşuyor. Haritanın merkezinde birinci dairede Beytülmakdis yer alıyor. Mescid-i Aksa bereket merkezinin merkezi. İkinci dairede Mısır, Biladüşşam (Suriye, Lübnan, Filistin, Ürdün) ve Kıbrıs var. Üçüncü daire de Doğu İslam ülkelerini (Hicaz, Türkiye, Irak, Libya’nın büyük bir kısmı, Mısır) kapsıyor. Mısır, zayıf olursa tüm Arap bölgesi de zayıf olacak. Bu yüzden Mısır’da gerçekleşen askeri darbe ve Suriye’nin tamamen yok edilmek istenmesinin hedefindeki amaç, işgalci siyonistlerin bölgedeki varlığını koruması. Kıbrıs, ikinci dairenin, yani mübarek toprakların bir parçasıdır. Kıbrıs, stratejik konumuyla Beytülmakdis için önemlidir. Orayı korumamız gerekiyor. Maalesef bugün Kıbrıs, ikiye ayrılmış durumda. Genel anlamda Batı'nın, özelde ise İngiltere’nin egemenliği altında. Ayrıca buranın İngiltere için askeri üs olarak kullanıldığını da belirtmek gerekiyor. Bu sebeple, Beytülmakdis’in özgürlüğü, öncesinde Kıbrıs için ciddi bir çalışma gerektiriyor."

Türkiye'nin, Beytülmakdis Bereket Daireleri teorisinin üçüncü dairesinde yer aldığını dile getiren Awaisi, "Mekke ile İstanbul aynı bereket dairesi üzerinde yer almaktadır. Aynı zamanda Beytülmakdis ile İstanbul arasındaki mesafe Beytülmakdis ile Mekke arasındaki mesafeye eşittir. Beytülamakdis ile Ankara arasındaki mesafe, Beytülmakdis ile Medine arasındaki mesafeye eşittir." dedi.

Jeopolitik açıdan Beytülmakdis'in özgürlüğünde Türkiye'nin de büyük bir rolü olacağını dile getiren Awaisi, şöyle konuştu:

"Eğer fetih hareketinde Türkiye'nin rolünden bahsediyorsak güçlü bir Türkiye'yi kastetmek zorundayız. Zayıf bir Türkiye'nin Mescid-i Aksa ve Beytülmakdis'e yararı dokunmayacaktır. Bölgeye bir göz atalım, Mısır'da askeri darbe oldu. Irak işgal altında. Suriye neredeyse yok edildi. Teoride adı geçen 4 temel devlet, beklentileri karşılayamaz durumda. Bölgede ümmet için, Beytülmakdis için, Mescid-i Aksa için tek umut olarak Türkiye kaldı. Bu yüzden Türkiye’nin güçlü bir devlet olması için içeriden ve dışarıdan ekonomik, sosyal, siyasi ve askeri alanlarda her türlü desteğin sağlanması gerekiyor. Çünkü eğer Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü ise istediğimiz, güçlü bir Türkiye’ye ihtiyacımız seafoodplus.infoün Orta Doğu’da yaşanan olayların gölgesinde Türkiye'nin bölgede çok büyük bir rolü olduğunu söylememiz mümkündür."

Jeopolitik açıdan Beytülmakdis örneği için ortaya koyduğu bu yeni teoriyi özetleyen Awaisi, "Bereket merkezine ulaşan kişi dünyaya hükmeder ve uluslararası bir liderliğe/egemenliğe sahip olur. Bir başka ifadeyle Beytülmakdis'e hükmeden kimse dünyaya hükmeder. Dünya liderliğinin merkezi ve atan kalbi Beytülmakdis'tir." diye konuştu.

"Mescid-i Aksa meselesi tüm İslam aleminin meselesidir"

Awaisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da üzerinde durduğu gibi, Mescid-i Aksa'nın sadece Filistinlilerin veya sadece Arapların değil, tüm İslam aleminin meselesi olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu yüzden tüm İslam aleminin Mescid-i Aksa meselesine karşı kararlı bir duruş sergilemesi gerekiyor. Türkiye'nin gerek toplum düzeyinde gerekse siyasi platformdaki duruşunu, yaşanan son olaylarda, kızı işgalciler tarafından yaralanan Türk annenin söylediği şu sözler açık bir şekilde temsil etmektedir: 'Kızımın yaralanması önemli değil. Önemli olan İslam ümmetinin bir an önce uyanmasıdır. Kızımın burada yaralanmış olması ümmetin harekete geçmesi için bir sebep olsun.' Bu saygıdeğer annenin söyledikleri beni ağlattı. Evet ağlattı. Çünkü kızının yaralanması üzerinden şu mesajı veriyordu: Mescid-i Aksa işgal altında."

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular

İstanbul

Bu haberi paylaşın
kaynağı değiştir]

M. senesinde Mescid-i Aksa, büyük ölçüde yıkılmasına neden olan bir depreme maruz kalmıştır. 4 sene sonra, Saffâh Emevî halifeliğini ortadan kaldırıp M. 'de Abbâsî Devleti'ni kurmuştur. Saffâh'ın ölümünden sonra hilafete geçen kardeşi Ebu Cafer el-Mansûr Mescid-i Aksa'yı yeniden inşa etmek istemiştir. Yeniden inşa faaliyeti M. 'de sona ermiştir. Bununla birlikte 'teki bir başka deprem, Mansûr'un yeniden inşa ettiği bölümlerin büyük bir kısmının tahrip olmasına neden olmuştur. Bunun bir istisnası Mescid-i Aksa'nın kuzey bölümündeki bir kesimdir.[35] 'de Halife Muhammed el-Mehdî binanın yeniden yapılmasını emrederek, binayı ence arttırmış uzunlukça kısaltmıştır.[36] 'te Coğrafyacı el-Mukaddesî, yenilenmesini tamamlanan mescidin "15 revak ve 15 kapı" içerdiğini aktarır.[35]

'te gerçekleşen başka bir deprem, Mescit'te geniş bir alana yayılan bir tahribe neden oldu. Fatımî halifesi ez-Zâhir döneminde bu tahripler izale edilerek Mescit ve arasında yenilendi. Bu yenileme sırasında Mescit'teki revakların sayısı on beşten yediye indirildi.[35]

Haçlılar Dönemi[değiştir kaynağı değiştir]

Wikimedia Commons'ta Mescid-i Aksa ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir