erzincan gar / Depremlerin yıkamadığı bina: Erzincan Tren Garı

Erzincan Gar

erzincan gar

Depremlerin yıkamadığı yapı: Erzincan Tren Garı

ERZİNCAN - Kemal Özdemir

Dünyanın en büyük depremleri arasında gösterilen depreminin yanı sıra ve depremlerine rağmen kentte ayakta kalmayı başaran tek bina özelliğine sahip Erzincan Tren Garı, 2 santimetrelik hasarla yeni depremlere meydan okuyor.

Alman mühendisler tarafından projelendirilen ve 'de Türk işçilerin kısa bir sürede inşa ettiği Erzincan Tren Garı, meydana gelen yıkıcı depremlere şahitlik ederek kentte ayakta kalabilen tek bina olmasıyla adeta mühendislik dersi veriyor.  

'daki depremde ayakta kalan tek bina

Erzincan depremleri konusunda araştırma yapan Jeoloji Yüksek Mühendisi Selahattin Ayan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölgenin önemli bir deprem kuşağı üzerinde yer aldığına dikkati çekti.

Türkiye'yi çok önemli iki deprem kuşağının kontrol ettiğini belirten Ayan, "Türkiye Kuzey Anadolu Fay Hattı ile Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde bulunmaktadır. Erzincan bu iki fayın kesişim noktasında bulunması sebebiyle kentte depremler daha sık meydana gelmektedir. Erzincan'da 'da meydana gelen deprem, Anadolu coğrafyasında meydana gelen en büyük deprem olarak kayıtlara geçmiştir. Erzincan bu depremle tamamıyla yok olmuştur." dedi.

Ayan, yaşanan deprem sonrası yalnızca bir binanın ayakta kaldığını hatırlatarak, şunları kaydetti:

"'da meydana gelen depremde Erzincan Tren Garı ayakta kalmayı başarmıştır. Yaşanan yıkıcı depremin binaya verdiği hasar sadece 2 santimetrelik bir kaymadan ibarettir. Bu bina bize şunu söylüyor; insanları öldüren deprem değil, insanları öldüren kendi elleriyle yapmış oldukları binalardır. Aslında aldığımız mesaj çok net. Bu ne demek? Depreme dayanıklı binalar inşa edeceğiz. Bu mümkün mü? Bu çağda bunun fazlasıyla mümkün olduğunu görebiliyoruz."

79 yıldır yaşadığı felaketi unutamıyor

Kentte 27 Aralık 'da meydana gelen depremi yaşayan 92 yaşındaki Abdulbaki Çayıroğlu ise aradan geçen yıllara rağmen o felaketi unutamıyor.  

Sabah namazına doğru adeta "kıyametin koptuğunu" belirten Çayıroğlu, şunları anlattı:

"Kardeşimle birlikte aynı yatakta yatıyorduk. Sabaha karşı şiddetli bir sarsıntı ile uyandık. Kaldığımız ev çökünce kerpiç tuğlalar üzerimize düştü ancak başımız dışarıda kaldı. Tuğlaların altından sıyrılarak çıktık. Dünyalar bizim oldu. Çıktığımızda etrafta bulunan yığınların altında insan sesleri duyduk. Sıkışıp kalan insanlar yardım bekliyordu. Hava çok soğuktu. Yaşanan depremde bin insanımız hayatını kaybetti. Her taraf dümdüz olmuştu. Deprem sonrası gün kadar Erzincan'da kaldık ve ardından ailemle birlikte Kayseri'ye yerleştik. Allah bir daha böyle bir felaketi bize göstermesin inşallah." 

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

İhlas Haber Ajansı

85 yıllık Erzincan Tren Garı, , ve depremlerinde şehirde sağlam kalan tek bina. Dünyanın en büyük depremleri arasında gösterilen depreminin yanı sıra ve depremlerine rağmen şehirde ayakta kalmayı başaran tek bina özelliğine sahip Erzincan Tren Garı, 1,5 santimetrelik hasarla yeni depremlere meydan okuyor. Alman mühendisler tarafından projelendirilen ve 'de Türk işçilerin kısa bir sürede inşa ettiği Erzincan Tren Garı, meydana gelen yıkıcı depremlere şahitlik ederek kentte ayakta kalabilen tek bina olmasıyla adeta mühendislik dersi veriyor.

Erzincan depremleri konusunda araştırma yapan Jeoloji Yüksek Mühendisi Selahattin Ayan, “Erzincan'daki Gar binası depreminden önce yapılmıştır. depreminde güney girişinde sadece bir buçuk santim taş üzerinde taş kaymış ve bu da 1,5 metre sonra sona ermiş. Bütün hasar 1,5 santim taş üzerinden taş kaymış 1,5 metre sonra durmuş. 39 depremini yaşayan bir binadır. Sonraki depremleri de yaşamış bina halen sapasağlam ayakta duruyor. Bunun Türkçesi binalar öldürüyor. Deprem öldürmüyor. Biz zaten dünyada ikinci derece depremlerin olduğu bir kuşaktayız. Japonya'da, Şili'de, Amerika'nın batısında olan depremlerin artçıları bile 7,4 civarındadır. Biz binaları sağlam yaptığımız sürece depreme dayanaklı yapıldığı sürece ve tekniğine uygun yapıldığı sürece bizim bölgede binaların yıkılma derece yok denecek kadar azdır.

Bizim binalar çürük olduğu için 92 yılında ki depremde yıkılmasının tek sebebi 83 yılında meydana gelen depremler binaların güçlendirilmesi yönünde yeterince tedbir almadığımız için 92 yılında birçok bina yerle bir oldu. Şu an Erzincan ovası diyelim bir fay hattı üzerinde ve bizzat ovadan kaynaklanan ekstra bir risk taşıdığı için depremin iki tane dalgası var P dalgası ve S dalgası, P dalgası dikey hareket S dalgası ise yatay hareket yaptırır. Ancak Erzincan gibi zemini alüvyon olan ince taneli zeminlerin olduğu bölgelerde S dalgaları ikiye yarılıyor. Lav ve raylı adını verdiğimiz iki çeşit dalgaya dönüşüyor. Bunlarda zemine vurma ve dalga yaptırma hareketi yaptırıyor. Bundan dolayı yıkıcı deprem olarak adlandırılıyor. Yani ovada yerleşim birimi doğru değildir. Doğru değil ama depreme dayanaklı binalar inşa ettiğimiz sürece bunlar depreme dayanacaktır” diye konuştu.

Ahmet Akbuğa

monash.pw üzerindeki haberler özet şeklinde yayınlanmaktadır. Haberin video, fotoğraf ve metnine Abone panelinden ulaşabilirsiniz.

TCDD Erzincan Tren İstasyonu

TCDD TAŞIMACILIK AŞ

Demiryolu taşımacılığının serbestleştirilmesi ve TCDD&#;nin yeniden yapılandırılması çalışmaları kapsamında, 1 Mayıs tarihinde Sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun yayınlandı.

Bu kapsamda; TCDD altyapı işletmecisi, Şirketimiz ise tren işletmecisi kuruluş olarak tanımlandı.

14 Haziran tarihinde tescili gerçekleştirilerek faaliyetlerine başlayan TCDD Taşımacılık AŞ, 28 Aralık &#; da TCDD Genel Müdürlüğü ile personel ve araç devir işlemleriyle taşınmaz tahsisleri konusunda bir protokol imzaladı.

1 Ocak tarihi itibariyla fiilen demiryolu taşımacılığının serbestleşme ve rekabete açılma süreci başladı.

Buna göre Şirket, yolcu ve yük taşımacılığı, lojistik hizmetleri, feribot ile yük ve yolcu taşımacılığı gerçekleştirmektedir. Yüksek hızlı trenler, konvansiyonel trenler, kent içi banliyö trenleri, Marmaray, Başkentray Şirket tarafından işletilmektedir.

Araç filosu ve bu araçların temini de Şirketin sorumluluğundadır.


Şirket&#;in lojistik, yolcu taşıma ve araç bakımı olarak üç ana birim olarak yapılandırıldığı teşkilat yapısında; 15 daire,  taşrada 7 merkez (İstanbul, Ankara, İzmir, Sivas, Malatya, Adana, Afyonkarahisar), YHT İşletme ve Marmaray İşletme olmak üzere iki işletme müdürlüğü bulunmaktadır.

Bu yazıyı yazmaya beni iten şey ekşisözlük&#;te dolaşırken yılında yazılmış bir makaleye rastlamam ve o makalenin sonlarına doğru bir bölümünde yazılan kısım. O kısmı alıntılıyorum aşağıya.

&#;Örneğin, Erzincan depreminde Erzincan’ın tamamı yıkılmıştır. Ayakta kalan tek bina yılında yabancı firma tarafından inşa edilmiş olan Erzincan Gar binası olmuştur. Erzincan depreminden sonra sözde depreme dayanıklı binalar inşa edilmiştir. Yönetmeliklere uyulmuş, gerekli titizlik gösterilerek depremde yıkılmayacağına kesin gözle bakılan binalar yapılmıştır. yılında büyüklüğünde Tunceli depreminde başta kamu binaları çok zarar görmüş, Hastaneler, Okullar, Belediye binaları, İtfaiye binası, Sanayi sitesi, Defterdarlık gibi önemli binalar büyük sayılmayan bir depreme dayanamayıp yerle bir olmuşlardır. Erzincan Gar Binası depreminde olduğu gibi depremini de hasarsız savmıştır.&#; [1]

İnternette biraz aratınca da bu yapının tasarımı ve inşası hakkında biraz daha detaylı bir bilgi buldum.

&#;Alman mühendisler tarafından projelendirilen ve &#;de Türk işçilerin kısa bir sürede inşa ettiği Erzincan Tren Garı, meydana gelen yıkıcı depremlere şahitlik ederek kentte ayakta kalabilen tek bina olmasıyla adeta mühendislik dersi veriyor.&#; [2]

Ülkesinde deprem olmayan bir mühendis geliyor tamamen deprem kuşağında bulunan bir ülkede bir yapı tasarlıyor. Tasarladığı bu yapı ülkenin gördüğü en büyük depremlerden bazılarını hasarsız atlatıyor. Ve bu depremlerde kendi ülkesi tamamen deprem kuşağında bulunan mühendislerin tasarladığı yapılar yerle bir oluyor. Bence oldukça acı bir gerçek. 

Ülkesinde deprem olmayan bir mühendis diye tanımlamamın nedeni günümüzde Almanya&#;da deprem mühendisliğine hakim yapı mühendisi çok çok azdır. Lisansımı Berlin Teknik Üniversitesi&#;nde tamamladığım için % olarak söyleyebilirim ki dediğim üniversitede deprem mühendisliği adı altında verilen zorunlu bir ders dahi yok. Yapı dinamiği dersi dahi seçmeli bir ders. Ve bu ders dışında direkt olarak deprem mühendisliği temaları içeren başka ders yok. Sadece dinamik yüklere karşı yapı tasarımı dersi vardı, onun da odaklandığı nokta depremlerden ziyade genel anlamda dinamik yüklerdi. En çok işlenen konu ise köprülere etkiyen dinamik yüklerdi. Günümüzde (sıradan) yapı mühendislerinin dahi deprem mühendisliğini iyi bilmediği (belki o zamanlar biliniyordur) ve deprem olmayan bir ülkeden bir mühendis gelip Türkiye&#;de bir yapı tasarlayıp, tasarladığı bu yapı ile de Türk mühendislere deprem mühendisliği dersi veriyorsa ortada çok büyük bir sorun var demektir. Hem de bu dersi senesinden veriyorsa ve Türk mühendisler / senesinde dahi depreme dayanıklı yapı tasarımını öğrenememişse sorun çok çok daha büyük olmalı. 

Bu verdiğim örnekte anlaşılması gereken bir yapının tasarlandığı yönetmelik esas önemli olan değildir! O YAPIYI TASARLAYAN MÜHENDİS ÖNEMLİDİR. Burada yönetmeliğe uymayın gibi bir tavsiye vermiyorum. Diyorum ki; dünyanın en iyi deprem yönetmeliğini bile niteliksiz bir mühendise verseniz, o mühendis depreme dayanıklı yapı tasarlayamayacaktır. Kötü yönetmeliğe göre belki daha iyi tasarlayabilir ancak olması gerektiği gibi tasarlayamaz. Esas önemli olan tasarımı yapan mühendislerdir. Bu bakımdan Türkiye&#;de yeni yönetmelik gelmiş veya gelmemiş çok da bir şey fark edeceğini sanmıyorum. Kayıp sayılarına veya göçen/hasar gören yapı sayılarına etkisi olacaktır ama TBDY &#;e göre tasarlandı(?) denilen yapilarda dahi İzmir depreminde azımsanmayacak hasarlar gözlendi.

Buradaki esas sorun daha mekanik bilgisi dahi tam olmayan mühendislerin eline verilen yönetmeliğe uymalarını istemek. Bu mühendisler bu yönetmeliği anlamaktan dahi acizler. Bu arada bu dediğim mühendislere sadece lisansı olan mühendisleri eklemediğimi de belirtmek isterim.

Kısaca esas geliştirilmesi gereken şey ülkede insanlara verilen eğitim. Burada bahsettiğim eğitim de sadece üniversite seviyesinde verilen eğitimden ibaret değil. Her kademedeki eğitim seviyesinin artırılması gerekiyor. Bu dediğim olmadan da Türkiye&#;de (genel olarak) depreme dayanıklı yapılar tasarlanabileceğini sanmıyorum. Esas sorun yönetmelik olmadığından dolayı da yönetmelik değiştirmenin bu sorunu çözeceğini sanmıyorum. Yada yönetmelik yazarken ülkendeki mühendislerin eğitim seviyesini gözönüne alarak oldukça sınırlayıcı ve basit bir yönetmelik yazılabilir sıradan yapılar için.  

Sormak istediğiniz sorular varsa bunları yorumlarda sorabilirsiniz.

Hatırlatma: Yazılan makalelerden haberdar olmak istiyorsanız, sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz.

Kaynaklar:

[1] Dolgu Duvarların Betonarme Taşıyıcı Sistem Performansına Etkisi &#; Seyit Ali Kaplan

[2] Anadolu Ajansı &#; Depremlerin yıkamadığı bina: Erzincan Tren Garı

Yazıyı Oylamak İçin Tıklayın!

[Total: 1 Average: 5]

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır