su kemeri nin anlamı / SU KEMERİ Nedir? TDK Sözlük Anlamı

Su Kemeri Nin Anlamı

su kemeri nin anlamı

  Üzerinden su kanalı geçen, kentlere su taşıyan, kemerli, tarihi köprülere Su Kemeri adı verilir. Üzerinde kente suyun taşınması için küçük kanallar bulunan taştan yapılmış su köprüleridir. Modern şehirlerin ilk alt yapı örneklerindendir.

İzmir Kızılçullu (Şirinyer) Su Kemeri-Bizans Dönemi


 Asurlular döneminde M.Ö. yılları arasında Irak'ın kuzeyinde Ninevâ Jervan'da inşa edilen su kemeri, bu mimari tipin tarihte bilinen ilk örneği olarak kabul edilir. Su Kemerleri, mimari bir sanat eseri anlamında; özellikle Romalılar döneminde yapılmaya başlanmış ve Selçuklu ve Osmanlı'da dahil olmak üzere tüm medeniyetlere Roma Medeniyetinden yayılmıştır.

Su, sadece eğim ile su kemeri üzerinden kentlere ulaştırılırdı.


  İstanbul'da yaklaşık 40 civarında su kemeri inşa edildiği belirtilir. Roma dönemine ait İzmir'deki Kızılçullu Su Kemerleri, İstanbul'daki Bozdoğan Kemeri; Osmanlı'da Mimar Sinan tarafından inşa edilen Evvelbent Kemeri, Mağlova Kemeri; yine İstanbul'da Osmanlı'dan kalma Uzun Kemer su kemerlerine örnektir.

İstanbul-Bozdoğan Su Kemeri-Roma Dönemi

Mağlova Su Kemeri- Mimar Sinan

Derleyen: Ali ÇİMEN

Kaynakça:

&#;TDV İslam Ansiklopedisi, "Su Kemeri", C. 37, İstanbul, , s

&#;seafoodplus.info,"Romadan İstanbul'a Uzanan Su Kemerleri, 20 Eylül

Su kemerleri barajlar yapılmadan önceki en iyi barajlardı. Aslında tam anlamıyla tasarım ve mühendislik harikalarıydı. O dönemde bugünkü kasaba boyutundaki şehirlere sular, kemerler vasıtasıyla taşınırdı.

Su Kemeri Nedir Ne İşe Yarar?

Su kemeri: Üzerinde suyun taşınması için küçük kanallar bulunan taş yapılardır. Diğer bir tanımla taştan yapılmış su köprüleridir. Su kemerleri modern şehirlerin ilk altyapı örneklerindendir.

İlk olarak Roma döneminde yapılmaya başlamışlardır. Dünyanın farklı medeniyetlerinde de bu tür yapılara rastlamak mümkündür ve hepsi Roma medeniyetinden yayılmıştır.

Tarihsel gelişimi açısından ilk olarak Roma medeniyetinde inşa edilmeye başlayan su kemerlerini incelemeye başlayalım.

Roma Dönemi Su Kemerleri

Roma dönemi su kemerleri ilginç bir hikayeye sahiptir. Roma’da inşa edilen ilk su kemerinin tarihi M.Ö. yılına kadar uzanır.

M.Ö. ’lü yıllarda Roma’da Cumhuriyet sistemi yeniydi ve bazı zorluklara rağmen yerini sağlamlaştırmaya başlamıştı. Cumhuriyet o dönemlerde güç kullanma yetkisi bulunan iki senatör tarafından yönetiliyordu. Devlet sistemi geliştikçe, Roma nüfusu da artmaya başlamıştı.

Ancak bir sorun vardı! Nüfusun artmasıyla birlikte su kaynakları yetmemeye başladı. Ayrıca atık su kanal sistemleri de alarm vermeye başlamıştı. Yani şehrin sağlam bir altyapıya ve kalabalık nüfusa yetecek kadar da suya ihtiyacı vardı. Bir diğer sorun da şehirde kısmen çıkan yangınlardı. Yeterli su olmadığı için birçok yapı yanarak tamamen küle dönüyordu.

Tüm bu sorunları gidermek amacıyla M.Ö. yılında o dönemin yöneticileri olan senatör Gaius Plautius Venox ve Appius Claudius Caecus tarafından devrim niteliğinde bir yapı inşa edildi.

Senatörler Romalı mühendislere su sorununu çözmek için çok kısa süre tanımışlardı. Mühendisler şehre yakın olan Tiber nehrinden sürekli su akışını sağlayacak bir yapı tasarlamak zorundaydılar. Sonunda su kemerleri sayesinde, suyun debisi ve basıncı kaybolmadan suyu şehre iletmeyi başardılar.

O dönemde inşa edilen su kemerleri sayesinde Roma şehrine günlük ortalama 73 bin metreküp su taşınabilmiştir. Roma döneminde inşa edilen bu muhteşem yapılara AQUA APPİA adı veriliyordu.

İlk inşa edilen Appia’nın kaynağı Praenistina’ya adım kadar uzaktaydı. Bu yapının taşıdığı su Roma şehrinin içlerine kadar 16,4 kilometre bir hattı takip ediyordu. Daha sonra Porta Trigemina yakınlarında bulunan Boarium Forum’una kadar ulaşıyordu. Kemerlerin son bulduğu noktada sular, borularla istenilen yere aktarılabiliyordu.

Peki ya bu muhteşem yapılar, Roma medeniyetinden Dünyaya nasıl yayıldı?

Avrupa’da Su Kemerleri

Roma Cumhuriyetinin temeli askeri güce dayanıyordu. Dolayısıyla gelirleri de fetihlerden sağlanıyordu. Yeni yerler fethedildiği zaman, Roma’ya ait tipik yapılarda, fethedilen bu yerlerde inşa ediliyordu. Bu yapılardan birisi de su kemeridir.

M.Ö. 2. Yüzyıldan, M.S. 4. Yüzyıla kadar dünyanın farklı noktalarına yayılan Roma Cumhuriyeti zamanla gücünü artırdı. İlk su kemerinin inşa edildiği ülke İspanya’ydı. Burada Acueducto de los Milagros adı verilen su kemerini inşa ettiler. Daha sonra Fransa toprakları fethedildi ve burada da Pont du Gard su kemeri yapıldı. Son olarak İspanya’nın Madrid şehrinde bulunan ve bugün de dünya mirasları listesinde olan Segovia su kemeri inşa edildi.

Selçuklu Dönemi Su Kemerleri

M.Ö. 2. Yüzyılda Romalılar fetihlere devam ederek, bugünkü Türkiye topraklarına kadar ulaştılar. Selçuklu dönemi su kemerleri inşasının temelleri de bu dönemde atılmıştır. Yani Selçuklu imparatorluğu aslında su kemeri yapımını Roma’dan almıştı.

İstanbul yani Doğu Roma başta olmak üzere, Romalılar Anadolu topraklarının birçok yerine su kemerleri inşa etmişlerdir. Özellikle İzmir ve Konya taraflarında su kemerlerinin örneklerine rastlamak mümkündür. Selçuklu imparatorluğu ise genel olarak mevcut olan su kemerlerini kullanmaya devam etmiştir. Yıprananları ise onarmakla yetinmiştir. Selçuklu dönemine ait çok az su kemeri yapıldığını söyleyebiliriz.

Genellikle Selçuklular çeşme yapmakla yetinmişlerdir. Romalılar tarafından yapılan ve İzmir Efes’te bulunan Aspendos su kemerleri uzunluğu 25 kilometreyi buluyordu. 15 metre yüksekliğinde olan bu kemerler, uzun süre Aspendos şehrinin su ihtiyacını karşılamıştır.

Osmanlı Dönemi Su Kemerleri

Osmanlı dönemine geldiğimizde, Selçuklu ve Roma döneminden kalma su kemerlerinin kullanılmaya devam ettiğini görüyoruz. Ancak Osmanlı’da Selçuklu döneminden daha fazla su kemeri inşa edilmiş ve her biri de birer sanat eseri olarak günümüze kadar gelmiştir. Bazıları ise hala kullanılmaktadır.

Osmanlı dönemi su kemerleri aynı zamanda isale hattı olarak da adlandırılıyordu. En önemli eserlerin Mimar Sinan tarafından yapıldığını da belirtmiş olalım.

Osmanlı dönemindeki su kemerlerini kısaca incelemeye başlayalım.

Mağlova Kemeri, Kırkçeşme su sisteminin en önemli iki eserinden birisidir. Diğeri ise Cebeciköy su kemeridir. Mağlova kemeri şu anda kullanılmaya devam etmektedir ve Gaziosmanpaşa ilçesi sınırları içerisindedir. 36 metre yüksekliğe ve metre uzunluğundadır.

Mimar Sinan’ın en önemli eserlerinden birisi olan 40 çeşme su kemerleri, o dönemde İstanbul’un Rumeli yakasını besleyen en önemli yapılardandır. yılları arasında inşa edilmiştir. Eş zamanlı olarak yüzlerce şantiyede yapılan çalışmalar sonucunda inşa edilen bu yapıların uzunluğu 46 kilometredir. Diğer iki kolun da katılmasıyla uzunluğu 50 kilometreye kadar ulaşır. Aynı dönemlerde başta Süleymaniye su yolları olmak üzere toplam 33 adet daha su kemeri daha inşa edilmiştir.

Uzun kemer bir diğer adıyla Göktürk kemeri, Kemerburgaz ormanlarının kuzey batısında yer almaktadır. Roma döneminden kalan bu kemer, Mimar Sinan’ın inşa ettiği kemerler ile birleştirilmiştir. İki katlı olan bu kemerleri uzunluğu metre, yüksekliği ise 26 metre kadardır.

Delikli kemer bir diğer adıyla Eğri kemer, Kemerburgaz ve Hasdal yolunda yer alır. Kağıthane dersi üzerinde yer alır. Daha doğrusu kaynağı burasıdır. Üç katlı kemer, metre uzunluğundadır.

Beyoğlu semtinin su sorunu yıllarında yapılan Taksim Suyu kemerleri ile çözüme kavuşturulmuştu. Bugünkü Taksim meydanı aslında adını, su kemerinin arıtıldığı tesisten alınmıştır. Galata ve Beyoğlu suyunu taksim eden su kemeri, semte adını vermiştir. O dönemde yapılan su kemeri vasıtasıyla metreküp su taşınmıştır ve bu sular 2 bin metreküplük depolarda biriktirilmiştir. Buradan da Maksem yani arıtma tesisine ve oradan da 64 çeşme ve sebile ve üç şadırvana kadar ulaşıyormuş. Yani bu yapıları besliyormuş. yılında I. Mahmud tarafından yaptırılan Bahçeköy su kemeri de Osmanlı dönemindeki önemli eserlerdendir.

İstanbul boğazı ve Haliç çevresinde bulunan su kemerli, Doğu Roma imparatorluğu zamanından kalmıştır. O dönemde bu su yolları kullanılmaya devam etmiştir. Kemerburgaz su kemeri bu yapılardan bir tanesidir.

İstanbul’daki en eski su kemeri yapısı, Bozdoğan Kemeridir. Roma valisi Valens tarafından yıllarında inşa ettirilmiştir. Bu su yolu suyu Fatih Caminin bulunduğu yerden alıyor ve Süleymaniye caminin bulunduğu tepeye taşıyordu.

Halkalı semtinin sularını taşımak için ise Mazulkemer inşa edilmişti. Mahmutbey ve Atışalanı arasındaki geçişi sağlayan bu su kemeri, Askeri garnizon içerisinde kalmış ve bugüne kadar sağlam kalabilmeyi başarmıştır.

Mühendislik harikası olan su kemerlerinin çok azı günümüze kadar ulaşabilmiştir. Ancak yapıldıkları dönemde, büyük oranda şehirlerin su ihtiyacını karşılayabilmişlerdir.

Su Kemerinin İcadı

Hala inanılmaz bir mühendislik becerisi, su kemerleri insan sağlığı ve sanitasyonunu önemli ölçüde iyileştiren temiz, akan suya insanın girmesine izin verdi. Su kemerleri, madencilik, öğütme, çiftçilik ve bahçecilik için akan su sağladı.

Su Kemerleri Geliştirme

Su kemerleri, yerçekimi yoluyla suyu bir noktadan diğerine taşıyan insan yapımı yapılardır. Kelime su kemeri anlamıyla ‘su kurşun’ anlamına kelime-lead' için' anlamına gelen 'su' ve ducere anlamına gelen Latince kelime aqua geliyor. Romalılar su kemerleri ile ünlüdür ve bu teknolojinin müthiş mühendisleri olarak kabul edilir. Qanats denen benzer sistemler, yüzlerce yıl önce Persler, Hintliler ve Mısırlılar tarafından kullanılmıştır. Asurlular yaklaşık BCE'de bir Roma su kemerinin yapısına benzeyen bir su kemeri inşa ettiler. Bu su kemeri, Nineveh şehrine tatlı su getirmek için kullanılmış ve bir vadi boyunca 10 metre yüksekliğinde ve metre uzunluğundaydı. Yine de, en eski su kemerleri kullanımı MÖ civarında Minoan uygarlığıydı. Bunlar, ters çevrilmiş kil kiremitlerden ve bazen de, kısa bir mesafe boyunca, arazinin hatlarını izleyerek su taşıyan borulardan yapılmıştır.

Diğer uygarlıklar su kemerleri inşa ederken, Romalılar imparatorluğun başkentine hizmet eden ve önemli bir mühendislik başarısı olan bir sistem inşa ettiler. yıl boyunca, Roma'ya suyu 92 km mesafeden uzaklaştırabilmek için toplam 11 su kemeri inşa edildi. Bunlardan bazıları hala bu gün kullanılıyor. Taş kemerlerdeki tüm su kemerleri vadilerden geçmedi. Birçoğu taş ve pişmiş topraktan yapılmış yeraltı yapılarından oluşuyordu; ahşap, deri, kurşun ve bronz kullanılmıştır. Yer çekimi suyun boruların içinden geçmesine ve şehir içindeki çeşitli dağıtım tanklarına akmasına neden oldu. Bu su kemerleri Roma'nın çeşmeleri, hamamları ve hatta özel villalarını da temin etti. Romalılar genellikle su depolamamışlardı ve fazlalık, kanalizasyonları yıkamak için kullanılmıştı ve şehrin sağlığına katkıda bulunuyordu. Kemeri kullanan su kemerleri icat etmek Romalıların daha büyük sistemler inşa etmesini sağladı ve beton ve su geçirmez çimento gibi yeni malzemelerle mümkün olan en uzun yol boyunca su taşıyabildiler.

Su kemerleri, ters çevrilmiş sifonun icadı ile daha da verimli hale getirildi; Romalılar, basıncı yönetmek ve su akışını, depolama rezervuarlarını, çökeltme tanklarını ve örgü filtrelerini düzenlemek için aletlere sahipti. Su, bir kaskad sistemiyle havalandırılarak "tazelenebilir" bile olabilir. Su taşıtlarının yakınında tarımsal faaliyetlere izin verilmemiş olsa da, sulama kanallarına su sağladıkları için çiftlikler yarar sağlamıştır. İlk yüzyılda CE büyük bir su kemeri inşaatına tanıklık etti - büyük olasılıkla Roma imparatorluğunun yayılmasıyla ilgili. Mühendisliğin bilgisi artmış ve su kemeri projeleri, inşa edildiği beceri ile birlikte artmıştır.

Su kemerleri hala Yunanistan, İtalya, Fransa, İspanya, Kuzey Afrika ve Küçük Asya'da görülebilir. Bununla birlikte, merkezi Roma gücü 4. ve 5. yüzyıllarda bozulduğunda, sistemler bir bakıma muhtaç kalmıştır. Orta Çağların çoğunda, Batı Avrupa'daki insanlar kuyu ve nehirlerden su almaya geri döndü. Bir süre sonra, özellikle manastırlar etrafında su kemeri sistemleri yeniden kullanılmaya başlandı ve yüzyılda, Brugge şehri bir sistem inşa etti. Bu sistem, bir yeraltı boruları üzerinden zincir üzerinde kovalar bulunan bir tekerleğin su pompalandığı bir sarnıçtan oluşuyordu.

yüzyılda, gelişmiş basınçlandırma sistemleri gibi buhar pompaları devreye sokuldu. Bu yenilikler, daha iyi boru malzemesi gerektiğinden daha fazla değişiklik ve iyileştirme ile sonuçlandı. Modern su kemerleri, eskilerin görsel çekiciliğinden yoksun olsa da, üstündürler. Modern su kemerleri yüzlerce kilometre uzunluğundadır ve büyük şehir merkezlerine ve sulama projelerine istikrarlı bir tedarik sağlamaktadır. California eyaleti, dünyanın en uzun su kemeri sistemine sahip olup, yaklaşık km ( mil) su taşır. Genel olarak, su kemerleri sınırlı doğal su kaynaklarına sahip bölgelere sürekli su temin etmektedir. Buna ek olarak, su kemerleri sanitasyon, mühendislik ilerlemeleri, halk eğlencesi ve madencilik, çiftçilik ve öğütme gibi diğer gerekli aktivitelere katkıda bulunmuştur.

Su Kemeri Etkilerinin Örnekleri

  • Su pompalı sistemlerin inşası ve iyileştirilmesi, gelişmiş pompalama, bu da buhar pompası ve basınçlandırma sistemleri dahil olmak üzere daha fazla yeniliğe yol açtı.

  • Sürekli bir su temini, erkeklerin ve kadınların iş, felsefe, iş ve eğitim de dahil olmak üzere diğer etkinliklere daha fazla zaman ayırmalarına izin verdi - hepsi daha medeni bir topluma katkıda bulundu.

  • Su kemerleri inşaatı işler sağlamış, Roma ekonomisine katkıda bulunmuş ve mühendislik alanının bir alan olarak büyümesi ile sonuçlanmıştır.

  • Sürekli akan su kaynağı, daha büyük nüfusların desteklenmesini sağladı ve bu da kentleşme sürecine katkıda bulundu.

  • Su kemerleri, durgun veya lekeli su kaynaklarının sayısını sınırlayarak su kaynaklı hastalığı azaltmıştır. Ayrıca sanitasyon ve halk sağlığını da iyileştirdiler.

  • Su kemerleri çiftlikler ve madencilik sahalarını tedarik ederek, bu endüstrilerde teknolojik gelişmelere ve büyümeye neden oldu.

Su Kemeri nedir?

İki y&#;ksek arazi arasında al&#;ak seviyedeki vadi, akarsu gibi engellerden suyu aşırmak amacıyla eş y&#;kseltideki iki nokta arasını bağlayan, p&#;yeler ve kemerler &#;zerinde y&#;kseltilmiş k&#;pr&#; olup &#;zerindeki kanallardan akıtılan suyun serbest bi&#;imde akışını sağlamak i&#;in &#;ok hassas bir y&#;kseklik ve eğim hesaplaması gerektiren mimarlık ve m&#;hendislik eserlerindendir

Arazinin durumuna göre bazan kilden yapılma künklerle toprağın altından, bazan da kayalık arazilerden kayaların üzerine oyulan kanallar vasıtasıyla taşınan su arazi taşı, kesme taş ve tuğla inşaat malzemesinden ve Horasan harcı kullanılarak inşa edilen kemerli su yollarıyla istenilen yere ulaştırılıyordu.

Bu mimari tipin tarihte bilinen ilk örneği Asurlular'ın milâttan önce yılları arasında Kuzey Irak'ta Ninevâ Jervan'da inşa ettikleri su kemeridir. Helenistik ve Roma dönemlerinde bu mimari tipin en gösterişli örnekleri verilmiştir. Milâttan önce 'te Praetor Marcius'un Roma'ya su getirmek için yaptırdığı, uzunluğu 90 kilometreyi aşan su yolunun 10 kilometrelik kısmında su kemerleri kullanılmıştır. Milâttan önce 33 yılında Agrippa'nın inşa ettirdiği su yolunun 9,5 kilometrelik kısmını su kemerleri oluşturmuştur. 36 yılında yapılan Caligula su yolunun 14 kilometrelik bölümünde su kemerlerinden faydalanılmıştır. İspanya'da İmparator Trajanus devrine ait () Segovia Su Kemeri çift katlı kemerden oluşur. Romalılar'ın Kuzey Afrika'da Cezayir'in Kostantîne şehrine su getirmek için inşa ettikleri Antonianus Su Kemeri ve Caeserea'ya su taşıyan 16 kilometrelik su yoluna ait 24 m. yüksekliğindeki muhteşem su kemeri önemli örneklerdendir.

İstanbul'da Geç Roma-Erken Hıristiyanlık dönemlerinde yaptırılan en önemli su kemeri olan Bozdoğan Kemeri'nin aslı İmparator Hadrianus devrine ait () bir su yolunun önemli bir parçası olduğu ve Büyük Konstantinos zamanında onarılarak Trakya'dan getirilen bir su şebekesine bağlandığı kabul edilir. Bu kemer Osmanlı devrinde çeşitli onarımlardan sonra Halkalı su yollarının bir parçası olarak kullanılmıştır (bk. BOZDOĞAN KEMERİ). Aynı döneme ait bir başka su kemeri Mahmutbey-Atışalanı arasında Uzuncaova deresi üzerindeki Mâzul Kemer'dir (Mazlûm Kemer). IV. yüzyıla tarihlenen bu kemer belki de Valens zamanında () inşa edilmiştir. V. Konstantinos devrinde () tamir edilmiş olup Fâtih Sultan Mehmed zamanında yapılan tâdilâtlardan sonra Türk devrinde de kullanılmıştır. Kalker taşı bloklarından iki sıra kemerli olarak inşa edilen Mâzul Kemer m. boyundadır.

Anadolu'da Roma dönemine ait çok sayıda su kemeri örneği bulunur. Başlıca örnekler içinde Aspendos'a Köprüçay üzerinden kuzeydeki dağlardan su getiren kemerler II. yüzyıla tarihlenir. 30 metreden fazla yüksekliği olan çift katlı kemerlerden oluşan bu su yolu parçalar halinde günümüze ulaşmıştır. Side'ye Manavgat çayından su getiren 30 km. uzunluğundaki yolun değişik kısımlarında blok taşlarla inşa edilmiş, milâttan sonra II. yüzyıla ait kemerler kullanılmıştır. Antakya'ya Harbiye'den su getiren Trajan Su Kemeri'nin () kalıntıları halen görülebilir. Kayseri'ye Gürpınar suyunu getiren on üç gözlü kemer m. boyundadır. Nikomedia'ya (İzmit) su taşıyan Üçtepeler Su Kemeri Ağa deresi üzerinde ve m. uzunluğundadır. Bergama'ya Madradağı'ndan su getiren sistemin önemli bir parçası olan tek göz sırasından oluşan su kemerinin kalıntıları günümüze kadar gelmiştir. Bizanslılar Roma dönemi su kemerlerini kullandıkları gibi yenilerini de yapmışlardı. Ephesos'ta Ayasuluk'a doğu yönünden su getiren kemerler kısmen sağlam durumdadır. Mylasa'nın (Milas) doğu kısmındaki su kemeri iki katlıdır. İznik'te Iustinianos devrine ait olması gereken su kemerine ait kalıntılar Lefke Kapısı yakınında görülmektedir. Trabzon'da İmaret deresinin üzerinde 30 m. boyundaki su kemeri Iustinianos devrine tarihlenir. Sumela Manastırı'na su getiren çok gözlü kemer bir yamaca yaslanmış durumdadır.

Osmanlı döneminde imparatorluğun değişik yerlerinde su kemerlerinin inşa edildiği görülür. İstanbul'da sayıları kırk civarında olan önemli örnekler bilinmektedir. Şehrin en önemli su şebekesi olan Kırkçeşme su tesisi üzerinde otuz beş adet kemer mevcut olup bunlardan altısı iki veya üç katlı anıtsal örneklerdir. I. Theodosios devrine () tarihlenen bu su hattı VII. yüzyıl başlarından itibaren batıdan gelen saldırılar sırasında tahrip edilmiştir. Bu tesis yılları arasında Mimar Sinan tarafından neredeyse yeniden yaptırılmıştır (bk. KIRKÇEŞME SULARI). Tesisin en muhteşem yapıları Moğlova Kemeri ile (bk. MOĞLOVA KEMERİ) m. boyunda, 25 m. yüksekliğinde iki katlı bir yapı olan Uzunkemer'dir. Aslı Roma dönemine ait olan, fakat Türk döneminde yenilenen kemerlerden biri olarak kabul edilen Kovukkemer (Kırıkkemer) üç kat halinde inşa edilmiştir. Cebeciköy deresi üzerindeki Güzelcekemer (Gözlücekemer) altta sekiz, üst katında on bir göze sahip, dokuz pâyenin taşıdığı m. boyunda bir yapıdır. Tesisin doğu kolu üzerindeki Paşa Kemeri (Balıkzâde Kemeri) 'de () Sinan tarafından yapılmıştır. Cebeciköy deresinin tâli kollarından biri üzerine kurulan Karakemer, Develioğlu Kemeri, Vâlide Kemeri ve Alacahamam Kemeri tek katlı diğer önemli kemerlerdendir.

Yapımı I. Mahmud döneminde gerçekleştirilen Taksim su sistemi üzerindeki kemerlerden en önemlisi yirmi bir gözlü, m. uzunluğundaki I. Mahmud Kemeri'dir. Sadece üstünde kurulmuş olduğu derenin üzerindeki kısmı iki kemer sırası halinde yapılmıştır. Buna göre daha mütevazi boyutlardaki Bahçeköy Kemeri m. uzunluğundadır. Her iki kemerin inşa tarihi 'tür () (bk. TAKSİM SULARI). Halkalı sularına ait Şirinkemer adıyla da bilinen Ali Paşa Kemeri, Atışalanı-Metris Çiftliği yakınında Ayvalı deresinin kolu üzerinde kurulmuş çift sıra kemerli bir yapıdır. Yuvasından düştükten sonra kaybolan "mâşallah" yazılı taş blok üzerinde () tarihi tesbit edilmiştir. Aynı bölgede Sinan'ın eseri olan Avasköy Kemeri (Yılanlıkemer, Tekkemer) on bir gözlü, tek katlı olup kalker bloklarından inşa edilmiştir. Halkalı sularının Süleymaniye yolu üstündeki tek gözlü Kumrulu Kemer (Akyar Kemeri), üç gözlü Karakemer ve Beyazıt su yolu kesişiminde Turunçlu suyunu şehre taşıyan Paşa Kemeri sıradan su kemerleridir.

Kanûnî Sultan Süleyman döneminde Haseki Hürrem Sultan adına Edirne'nin kuzeydoğusundaki Taşmüsellim, Hıdırağa köyleri ve Kurtalçağı deresi gibi kaynaklardan şehre su getirilmiştir. Tezkirelerde belirtilmemekle birlikte bu tesislerin Selimiye Camii ve Külliyesi'nin inşası sırasında Mimar Sinan tarafından () yılı civarında inşa edildiği kabul edilir. Kesme taştan yapılmış, tek sıra halinde sivri kemerlerden oluşan bu su yapıları Hançerli Kemer, Ortakçı Kemeri, Arap Kemeri, Çiftekemer, Kurt Kemeri, Yedigöz Kemeri, Hıdırağa Kemeri, Üçgöz Kemeri, Oğlanlı Kemeri, Hasanağa Kemeri'dir. Zamanla harap olan kemerler 'da Edirne Valisi İzzet Paşa tarafından tamir ettirilmiştir.

Kadifekale'deki eski İzmir'e (Smyrna) su getiren Bizans dönemine ait su kemeri Şirinyer'de (Kızılçullu) Kemer çayının üzerine inşa edilmiştir. Üç kat kemerli bu tesis Osmanlı devrinde defalarca onarılarak XVII. yüzyılın ortalarına kadar kullanılmış, aynı yüzyılın ikinci yarısı içlerinde Sadrazam Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa tarafından Vezirsuyu diye anılan suyu şehre getiren su yolu ile Vezirkemeri inşa edilince eski su yolları iptal edilmiştir. m. uzunluğundaki Vezirkemeri beden kısmı kaba taştan, sivri kemerleri tuğladan yapılmış, kemer aralarında tuğladan hafifletme kemerleri kullanılmıştır.

Anadolu'daki örnekler içinde Safranbolu'ya su getiren ve İncekaya Köprüsü yakınında bulunan su kemeri Sadrazam Safranbolulu İzzet Mehmed Paşa tarafından yılları arasında yaptırılmış, m. uzunluğunda ve 60 m. yüksekliğindeki kemer moloz taş ve harçla inşa edilmiştir; biri büyük, beşi küçük kemerden meydana gelmektedir. Pınarbaşı su kaynağından Kırkgöz suyunu Kahramanmaraş'a taşıyan Akdere Su kemeri 4,10 m. genişliği, 1,10 m. kemer açıklığı olan tek bir sivri kemerle vadiyi aşar. Moloz taş üzerine kesme taş kaplamalı kemer günümüzde harap durumdadır. Hamza Gündoğdu'nun Alâüddevle veya Kanûnî Sultan Süleyman dönemine tarihlediği bu su tesisi (DİA, XXIV, ) Mehmet Özkarcı tarafından yılı civarına tarihlenmekte ve bânisinin Bayezidoğulları'ndan Hacı Abdullah Bey olması gerektiği belirtilmektedir (Türk Kültür Varlıkları Envanteri, I, ). Hârûnürreşîd'in eşi Zübeyde Hanım tarafından Tâif yönünden Arafat'a taşınan suyu (Aynizübeyde suyu) kemerler aracılığıyla Mihrimah Sultan Mekke'ye taşıtmıştır. Mimar Sinan'a mal edilen, Arafat-Müzdelife arasındaki bu kemerler yıkılmıştır.

Balkanlar'da Türk döneminde yaptırılan anıtsal su kemerleri içinde Yunanistan-Kavala'da Kanûnî Sultan Süleyman zamanında inşa edilen çift katlı su kemerinde kalın pâyeler arasına atılan alt kat kemerleri üst kata göre daha geniş tutulmuş, üst kat kemerleri arasına altlı üstlü hafifletme gözleri yapılmıştır. Üsküp'ün kuzeybatı kısmındaki Mustafa Paşa Su Kemeri Banya dağından elli beş kemerle su getiren metrelik bir yapıdır. Bu kemer XIX. yüzyılın başında Hamza Paşa tarafından tamir ettirilmiştir. Kesme taş ve moloz taştan yapılmış, kemerlerinde tuğla kullanılmıştır. Yunan adalarından Ayamavra'ya Osmanlı hâkimiyetindeyken XVI. yüzyıl ortalarındaki imar faaliyetleri sırasında inşa edilen su yoluyla 3 km. uzaklıktaki bir kaynaktan su taşınmıştır. Bu tesisin su kemeri gözden meydana geliyordu. Kıbrıs'ta Limasol-Larnaka arasındaki su kemeri Ebûbekir Paşa tarafından yılları arasında tek katlı ve üç parça halinde yaptırılmıştır. Avrupa'da XVIII. yüzyılda Kral V. John tarafından Lizbon'da yaptırılan 18 km. uzunluğundaki Aguas Livres Su Kemeri ile tarihli Marsilya su yoluna ait Roquefavour Su Kemeri bu mimari tipin en muhteşem örneklerdir. Su kemerlerinde uygulanan temel mühendislik esaslarının günümüzde tarım alanlarının sulanmasında kullanılan kanallarda aynen uygulandığı görülmektedir.

Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir